Kliniğin kapısındaki listeyi okuduğunuzda “Bunca uygulamayı tek bir doktor nasıl yapar?” diye düşünüyorsunuz. İçeri girince cevabı alıyorsunuz:
Dr. Işıl Özdemir gerçekten on parmağında on marifet bir uzman.
Izdırap çektiğim bir acıyı dindirmek için gittiğim klinikte, başta Mersin eski Belediye Başkanı Macit Özcan olmak üzere pek çok ünlü ile karşılaştım.
Çukurova’nın tanınmış sosyetik hanımlarının da rağbet edip girdiği klinikten, güzel yüzler ve bedenler çıkıyor.
İlhan KARAÇAY gitti, gördü, yaşadı ve yazdı:
Sağlık, insanlık tarihinin en eski ve en temel konularından biridir. İnsan, doğaya karşı verdiği yaşam mücadelesinde her zaman bedenini ve ruhunu korumanın yollarını aramıştır. Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle sağlık hizmetleri çok ilerlemiş olsa da, bu arayış aslında binlerce yıl öncesine, ilk uygarlıklara kadar uzanır.
Tarihte, tıp alanında çığır açan pek çok isim vardır. Antik Yunan’da Hipokrat, hastalıkların doğa yasaları çerçevesinde anlaşılabileceğini savunmuş ve modern tıbbın temellerini atmıştır. Roma döneminde Galen, insan anatomisi ve fizyolojisi üzerine yaptığı çalışmalarla tıbbi bilgiyi sistemleştirmiştir.
Orta Çağ İslam dünyasında İbn-i Sina, El-Kanun fi’t-Tıbb adlı eseriyle hem Doğu’ya hem Batı’ya ışık tutmuş, yüzyıllar boyunca referans alınmıştır.
Uzak Doğu’da Çinli hekim Hua Tuo, bitkisel tedavi ve akupunktur yöntemleriyle, Hintli Sushruta ise cerrahi girişimlerle tıbbın gelişimine katkı sunmuştur. Yeni çağda ise Louis Pasteur mikropların gizemini çözerken, Florence Nightingale modern hemşireliğin temellerini atmış, Freud insan ruhunun derinliklerine inmiş, Marie Curie ise bilimin sağlıkla kesiştiği noktada tarihe geçmiş isimler arasında yerini almıştır.
Tüm bu isimler, insanın şifa bulma çabasının evrenselliğini ve zamanlar ötesi önemini ortaya koyar. Sağlık, sadece hastalıkların tedavisi değil; yaşam kalitesini yükseltme, huzurlu ve üretken bir toplum inşa etme meselesidir.
Bu röportajda ise, bizzat gidip gördüğüm ve yaşadığım bir tıp konusunu sizlere sunacağım.
Korona salgınından sonra, Almanya’daki Türk çiftin bulmuş olduğu Biontek aşısını vurulduktan sonra, sağ kalçamda sürekli bir ağrı başlamıştı. Hollanda’da başvurduğum uzman doktorlar, çekilen MR’larda hiç bir şey bulamadılar. Ağrı kliniklerine gittim. Defalarca ağrı iğneleri vuruldu. Titreşim tedavileri yapıldı. Ama ne yazık ki hiç bir sonuç elde edilemedi.
Amsterdam’da düzenlenen bir Sağlık Fuarı’na katılan, Çukurova Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz ve 9 Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aziz Karaoğlu, şikâyetimi dinledikten sonra, “Mutlaka ozon tedavisi yaptırın” tavsiyesinde bulunduktan sonra, “Bu ağrı, biontek aşısı nedeniyle başlamış olabilir. Ozon tedavisi ile bu ağrıdan kurtulabilme şansınız vardır” diye eklediler.
O günden beri ozon tedavisi yaptıracak bir yer arıyordum.
Hollanda, ozon tedavisi konusunda onay vermediği için, bu ülkede uygulanmıyor.
İki yıl önce Mersin’de bir girişimde bulundum ama zaman yetersizliği nedeniyle bu tedaviye başlayamadım. Ozon tedavisi, birkaç gün arayla 8 veya 12 defa yapılıyormuş. Bu nedenle de bu tedaviye başlayamadım.
Mersin’e son gidişimde, beni hâlâ çok rahatsız eden kalça ağrısından kurtulabilmek için ciddi bir arayışa girdim. Sağa sola ve dostlara, bu işin en iyi uzmanını sordum. Herkes bir isim veriyordu.
Sonra Yapay Zeka ChatGPT’ye sordum.
ChatGPT, Mersin’de ozon tedavisine ilk başlayan kişinin Işıl Özdemir olduğunu bildirirken, deneyimine de güvenilebileceğini belirtti.
Kliniğin kapısındaki listeyi okuduğunuzda “Bunca uygulamayı tek bir doktor nasıl yapar?” diye düşünüyorsunuz. İçeri girince cevabı alıyorsunuz: Dr. Işıl Özdemir gerçekten on parmağında on marifet bir uzman.
Bunun üzerine Işıl hanımı aradım ve randevulaştım.
Zaman darlığı nedeniyle 11 seansı günaşırı değil, her gün uygulama kararı aldık.
İlk randevumda, içeri girdiğim zaman, ozon tedavisi yaptırmakta olan Mersin Belediyesi eski başkanı Macit Özcan ve Amerikada yaşayan kızı ile karşılaştım. Beni görünce Işıl hanıma, “Bak Işıl hanım, işte sana ünlü bir şöhret daha. Kim bu adam biliyor musun? Bu adam çok ünlü gazeteci İlhan Karaçay’dır” deyince biraz gurulandım, biraz da utandım.
Meğerse Işıl hanıma her türlü terapi için gelenlerin çoğu ünlülerden oluşuyormuş.
Mersin’deki ünlü işadamları ve sosyetenin güzel bayanları, Işıl hanımın rağbet gösterdiği hastalarmış.
OZONLA ŞİFA
Yararları sayılamayacak kadar çok olan ozon tedavisini benim şahsen yaptırmak isteyişimin nedeni, sağ kalçamdaki sürekli ağrıyı durdurmak içindi.
Ama yeri gelmişken, ozon tedavisinin daha başka nelere yaradığını Işıl hanımdan okuyalım:
“Ozon tedavisi doğanın bize sunduğu oksijen ( 02) ile yapılan bir tedavidir. Ozon gazı (03) üç oksijen atomundan oluşan güçlü dezenfektan ve oksidan olan bir gazdır. Uygun dozlarda uygulandığında kişinin antioksidan kapasitesi dediğimiz vücudun mücadele ve yenilenme kapasitesini artırır. Doku iyileşmesini hızlandırır.Dolaşımı düzenler ve mikro dolasımı artırır. Kanı ve karacigeri toksinlerden arındırır. Bağışıklığı destekler ve gribal enfeksiyonlara korur. Şeker hastalarında komplikasyonların önlenmesinde ve kapanmayan yaraların kapanmasında kullanılır. Ağrı sendromlarinda etkilidir. Kronik yorgunlukta enerjiyi artırır. Kronik hastalıklarin tamaminda tedaviyi destekler.Tedaviyi uygulayan doktorun doğru doz seçimi tedavinin etkinliğinde çok önemli bir kriterdir. Her duruma ve hastaya göre doz seçimi ve uygulama şekli değişir. Kanla ve serumla yapılan şekline majör uygulama diyoruz. Hastanın ozonlanmış kanının kas içine enjeksiyonuna ozon aşısı (minör yöntem) diyoruz. Damaryolu problemi olan hastalar ve çocuklarda rektal yolla uyguluyoruz. Ozon sauna dediğimiz uygulama şeklini de fibromyalji, selülit tedavisi, cilt problemleri gibi durumlarda tercih ediyoruz. Cilt yenilenmesi ve bölgesel zayıflamada da kullanabiliyoruz. Ozon mezoterapi ,enjeksiyonla ozon gazının uygulanması yöntemidir. Ağrı, bölgesel yağlanma, selülit ve cilt gençleştirmede kullanılabilir. Ozontedavisi güvenilir ve yan etkisi yok denecek kadar az bir tedavidir.”
KADİM YÖNTEM:HACAMAT
Ozon tedavisi yapılırken, ağrılarım hakkında konuşurken, hacamat tedavisinin de iyi gelebileceğini belirten Işıl hanımın tavsiyesine uyarak bu terapiyi de yaptırdım.
Işıl hanım bu tedavi hakkında şunları anlatıyor:
“Hacamat 5000 yıllık kadim bir tedavi yöntemidir. Cilt altı bağ dokuda biriken toksinlerin cilt insizyonu ve vakumlu kupalarla dışarı alınması işlemidir. Ağrılarda, mesela migrende, fibromyaljide, bel boyun sırt ve bacak ağrılarında, kas spazmlarında, dolaşım bozukluklarında ve detoksa ihtiyaç duyulan her durumda çok degerlidir. İncelikleri olan bir işlemdir. Mutlaka bu konuda yetkili doktorlara yaptırılmalıdır. Vücudumuzdan işlem esnasında ağrı kesici ve rahatlatıcı maddeler salgılanır ve bu sayede ruh beden ve zihin olarak bir rahatlama gerçekleşir. Ağrıları azaltır, ödemi ve spazmı çözer, kişiyi sakinleştirir, bağışıklık sistemini uyarır, lenf ve kan dolaşımını uyarır ve en önemlisi toksinlerden arınmamızı sağlar.”
DOĞANIN MUCİZESİ: SÜLÜK ENZİMLERİ
Salgılarında 120 kadar enzim bulunan sülükler, salgıları yaptıktan sonra kan emmeye başlıyorlar. Benim kalçamdan kan emmeden önce çok zayıf olan sülüklerin, kan emdikten sonra nasıl şişmanladıkları üstteki fotoğrafta açıkça görülüyor.
Aynı tedavi sürerken, Işıl hanım, kalça ağrım için bir de sülük terapisi önerdi. Ağrıdan kurtulmak için her türlü meşakkate razıydım ve bu terapiyi de yaptırdım. Işıl hanım Sülük tedavisi hakkında da şunları söylüyor:
“Sülükler kan emdiği bilinen şifalı canlılardır. Ne var ki, eksik bilinen şudur: Asıl şifa ağızlarında taşıdıkları salgılarından gelmektedir. Sülüklerin salgısında 120 küsür çeşit enzim bulunur:
(Hirudin, Calin, Destabilaz, Hirustasin, Bdellinler, Hyaluronidase, Cholesterol esterase, Choloromycetin, Tryptase inhibitörü, Eglinler, Faktör x inhibitörü, Kompleman inhibitörleri, Karboksipeptidaz a inhibitörleri, Histamine benzeri madde, Acetylcholine, Anestezik maddeler… ) gibi enzimler kan sulandırıcı, ağrı kesici, antiimflamatuar ( iltihap giderici), doku ve sinir onarıcı, anti allerjik, kas gevşetici etki gibi pek çok etkiye sahiptir. Varislerde, hemoroidde, bel ve boyun fıtığı, fibromiyalji ve diğer miyofasial ağrı sendromlarında, romatizmal hastalıklarda , kireçlenmelerde, damar tıkanıklığının eşlik ettiği hastalıklarda, kapanmayan yaralarda, sinüzitte, göz tansiyonunda, cilt hastalıklarında, cilt gençleştirmede, nöropatilerde, migrende ve daha pek çok durumda etkilidirler. Hastalarımızın sülüklerle ilgili korkusu olabilir. Oysa ki uygulama esnasında vücutlarında dolaşmaları söz konusu değildir. Biz gerekli gördüğümüz yerlere uygun sayıda sülüğü tutturup sonrasında da bandajlayıp konforlu bir şekilde bu tedavi sürecini yönetmekteyiz. Süluklerin salgılarının doğanın bize sunduğu bir şifa mucizesi olduğu ve laboratuarda üretilemeyen çok özel maddeler olduğunu bilmek belki sülüklere bakış açısını olumlu yönde değiştirebilir.”
BİTKİSEL GÜÇ: FİTOTERAPİ
Işıl hanım, kliniğinde uyguladığı Fitoterapi’nın de çok değerli olduğunu belirterek şunları anlatıyor:
“Doğayı sevip bize vermek istediği işaretleri takip ederek pek çok şifreyi çözebiliriz aslında. Bitkinin yetiştiği yer, yetiştiği mevsim, rengi , şekli hepsi önem taşır. Doğanın bize sunduğu bu bitki hazinesinden pek çok hastalıkta faydalaniyoruz. Sindirim sistemi hastalıklarında, bağışıklığı destekleme amaçlı, kalp, akciğer, üreme sistemi, karaciğer kısacası tüm organlarda ve hastalıklarında kullanıyoruz. Infertilitede kadınlarda hayıt , civanperçemi, aslanpençesi erkeklerde ginseng, çobançökerten gibi bitkilerden faydalanıyoruz. Kanser tedavilerinde zeytin, nar, ısırgan, yeşilçay, reishi mantarı, zerdeçal, üzümdeki resveratrol gibi pek çok bitkiden faydalanıyoruz. Şeker hastalarında tarçın, çemen, zeytin yaprağı, karamuk bitkisinden, karaciğer için enginar, devedikeni, hindiba bitkisinden faydalaniyoruz. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Fitoterapi çok geniş bir alan ve dünyada en çok kullanılan tedavi yöntemidir. Ülkemiz , özellikle de Akdeniz bölgemiz dünyanın en çok endemik bitkisine sahip bölgesidir. Bir millî servet olan bu bitkilerimize sahip çıkıp geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.”
GÜZELLİKTE MEZOTERAPİ
Işıl hanımda terapi sayısı gittikçe yükseliyor. İşte, Çukurova sosyetesinin en çok ilgi duyduğu mezoterapiyi Işıl hanım şöyle anlatıyor:
“Mezoterapi çok küçük ve ince iğne uçlarıyla cilt altındaki bağ dokuya yani mezoderm tabakasına yapılan işlemlerin genel adıdır. Hem güzellik ve cilt sağlığı alanında hem de ağrı tedavisinde kullanılır.Ağrıda kullanılırken oral ağrı kesici kullanimını azaltmayı ve beraberinde ilaç yan etkilerinden de kurtulmuş olmayı amaçlıyoruz.
Güzellik amacıyla da yüz, boyun, eller ve vücudun çeşitli bölgelerinde güvenle kullanıyoruz. Cilt nemini artırmak, kırışıklık azaltmak, cildi sıkılaştırmak için kollagen uyarıcı olarak, cilt lekeleri, sivilceler, izler, çatlaklar, selülit , bölgesel zayıflama, saç dökülmesi tedavilerinde başarıyla uyguluyoruz”
DENGEYLE TEDAVİ HOMEOPATİ
Tüm dünyada büyük rağbet gören Homeopati’yi Işıl hanım şöyle izah ediyor:
“Homeopati dünyada Fitoterapiden sonra ikinci en sık kullanılan tedavi yöntemidir. Klasik tedavi yöntemlerine alışık olan toplumumuz için homeopati değişik gelebilir. Oysa klasik tıbbın çözemediği pek çok hastalığa çare olabilmektedir. Hastalığin bütüncül olarak iyileşmesini hedefler. Benzeri benzerle tedavi etme prensibine dayanır. Vücutta bozulan dengeleri düzeltmek suretiyle hastalığı temelden tedavi eder. Homeopatik ilaçlar doğal bir maddeden yapılır. Kalıcı hiçbir yan etkileri yoktur.Acil durumlarda ve bedensel hastalıklarda kullanılabildiği gibi aileden aktarılan veya yaşanmışlıklara bağlı yüklerin oluşturduğu hastalıklar da da kullanılır. Epigenetik iyileşme sağlar. İlaç yan etkilerinden ve epigenetik yüklerimizden kurtulmamızda çok önemli bir tedavi yöntemidir. Aşı detoksu, ağır metal detoksu, parazit temizliği, toksik yüklerden arınma, depresyon, baş ağrıları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite sendromu, otizm, infertilite, fibromyalji, hashimato, romatizma, sınav kaygısı, panik atak, büyüme gelişme sorunları, kanser destek tedavisi gibi çok geniş bir uygulama alanı vardır.”
ESTETİK VE KOZMETİK UYGULAMALAR
Işıl hanımı Mersin’de çok ünlü yapan uygulamalarından biri, tabii ki güzellik yaratıcılığıdır. Çukurova’nın sosyetik güzellerinin uğrak merkezi haline gelen Işıl hanım bu konuda şunları söylüyor:
“Estetik ve Kozmetik Uygulamaları da kliniğimizde yer almaktadır. Doğal görünümü bozmadan, yaşının en iyisi olması ,daha genç ve sağlıklı bir görünüm kazanması için hastalarımıza hem damardan vitamin uygulamaları hem de cilt uygulamaları yapıyoruz. Hastanın kendi kanından elde edilen PRP, kök hücre; kollagen uyarıcı uygulamalar; ca HA mineral dolgu, plla, hyaluronik asitli dolgu uygulamaları, botoks, lazer uygulamaları gibi cilt yenileyici işlemler yapıyoruz.”Bovenkant formulier
IŞIL ÖZDEMİR’İ TANIYALIM:
1976 senesinde Nevşehir ‘de doğdum.
Kentin duayen gazetecilerinden Taner Erdoğan’ın kızıyım.
İlk, orta ve lise eğitimini Nevşehir’de dereceyle tamamlayarak, Hacettepe Üniversitesi Tıp fakültesini kazandım. 1998 de üniversiteden mezun oldum. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanına yönelmem ögrencilik yıllarımda başladı. Bitkilerin sebepsiz yaratılmadığı düşüncesinden yola çıkarak araştırmaya ve okumaya başladım. Fitoterapi yani bitkisel tedaviler ile tanıştım. Ardından ozon tedavisi ile ilgili eğitimlere katıldım. Tedavilerin sadece bize okulda öğretilenlerden ibaret olmadığını farkedince de bu arayışım devam etti. Hacamat ve sülük tedavisini öğrendim. Bu kadim tedavilerin bilimsel işleyişini öğrenmek için çeşitli eğitimlere katıldım , araştırmalar yaptım. Ardından homeopati , mezoterapi, güzellik ve kozmetik eğitimlerimi de tamamlayarak tedavi yöntemlerini genişlettim. Ruh, beden ve zihin bütünlüğüne önem veren , hastalarımı bütüncül bir yaklaşımla tedavi eden bir doktorum. Sağlık ve güzelliğin bir bütün olduğunu düşünüyorum.
2014 yılında TC Sağlık Bakanlığı ‘nın GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) konusunda başlattığı eğitimlere katılan ilk doktorlardanım. Mersin’in ilk ruhsatlı GETAT( Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp ) kliniğini açan tıp doktoruyum. Halen Mersin ‘deki muayenehanemde hem sağlık hem güzellik alanında hizmet vermeye devam ediyorum.