kişi, pencere, iç mekan, perde içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
İlhan KARAÇAY’ın analizi:

HOLLANDA BAŞBAKANI MARK RUTTE, DİPLOMATİK ZİYARETLERİNİN EN GÖRKEMLİSİNİ, UNUTAMAYACAĞI BİR ŞEKİLDE ANKARA’DA YAŞADI…

Havalimanı’nda karşılanışı, Anıtkabir’de Atatürk’ü ziyareti ve Külliye’ye girişi, Rutte’ye bir rüya yaşattı.

Daha önceki diplomatik ziyaretleri sırasında, Batı soğukluğu içinde karşılanan Rutte, özellikle Atatürk’ün huzurunda çok heyecanlandı ve duygulandı.

10 Yıllık ihtilaf ve soğukluk dönemi, hararet ile ısındı ve yeni bir sıcak dönem başladı.

İlişkiler, NATO Toplantısı’nda da aynı sıcaklıkla devam etti. Kendi halkına değişik konuşan  liderlerin ikiyüzlülüğü bir kez daha perçinlendi.

Rutte’nin Ankara ziyareti, Türk ve Hollanda medyasında nasıl değerlendirildi?

….ve Rutte Hollanda’da bisikletine kavuştu…

Hollanda Başkanı Rutte'den dikkat çeken talep! Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan NATO ve AB ile uyum içinde olmasını istiyor

Rüya gibi bir Ankara ziyareti yaşadı Mark Rutte…
Hollanda’da dört dönemdir Başbakanlık yapan Rutte, dünyanın dört bir yanına diplomatik ziyaretler yapmıştı. Ama bu ziyaretlerin hiç biri, son Ankara ziyaretindeki gibi, hoş olduğu kadar, duygusal yaşanmamıştı.

Tam 10 yıldır ilişkiler çok soğuktu ve tam beş yıldır küs idi iki ülkeyi yönetenler. Bu küslük, haliyle Türk ve Hollanda halkına da yansımıştı.
Öyle ya, o kadar kızmıştık ki Hollanda’ya, cumhurbaşkanımızın ağzından ne naziliklerini bırakmıştık ne de antidemokratikliklerini…

kişi, kalabalık içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

İsterseniz, Rutte’nin unutamayacağı Ankara ziyaretine değinmeden önce, geçmişte yaşanan üzücü ve çirkin olayları anlatayım:

5 yıl önceydi. Yani 10 Mart 2017.
Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu’nun Hollanda’ya yapmak istediği özel bir ziyaret Hollanda tarafından engellenmişti.

Hollanda’daki genel seçimler öncesinde yapılan anketlerde, Geert Wilders’in ırkçı partisi PVV önde gidiyordu. Hükümetin en büyük ortağı olan Başbakan Rutte’nin partisi VVD ise büyük oy kaybına uğrayacaktı. Wilders’in ırkçı söylemlerinin seçmenler üzerinde önemli bir rol oynadığını fark eden Rutte, buna karşı bir şeyler yapma gerektiğine inanmıştı. Rutte, Türkiye’ye karşı bir eylemin ses getireceğine inandı. Türkiye’de nisan ayında yapılacak olan referandumun propagandası için Hollanda’ya gelecek olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun gelişine yaygara koparan Geert Wilders’in önüne geçmek isteyen Rutte, çareyi diplomatik kuralları çiğnercesine bir planda buldu.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Hollanda’ya gelip Türkler ile buluşmasına engel olmak isteyen Rutte, Milli Güvenlik ve Terörizm ile Mücadele Koordinatörü Dick Schoof ile temasa geçti ve böylesi bir toplantının ‘Halkın güvenliğini tehlikeye sokar’ saptamasıyla iptalini sağlamaya çalıştı.
Ne var ki, Amsterdam, Lahey, Deventer ve özellikle liman kenti Rotterdam’da araştırmalar yaptıran Koordinatör Schoof, en iyi adamlarından birini de Rotterdam’a gönderdi ve 3 güçlü adam, Belediye Başkanı Abutaleb, Polis Müdürü Frank Paauw ve Savcı ile yapılan toplantıya katılmasını sağladı.
Rutte’nin etkisinde kalan Schoof, bu şehirlerin Belediye Başkanları’na, yapılacak olan toplantılar için, ‘Güvenliği tehdit edici unsurlar olduğu’ gerekçesiyle yasak getirip getirmeme konusunda bir mektup gönderdi.

Çavuşoğlu’nun 10 mart günü Rotterdam’a gelecek olan uçağına yasak konulmasına kadar giden bu gerginlik sonrasında, iki ülkenin politikacıları birbirlerini suçlayan açıklamalar yapmaya başladılar.
Çavuşoğlu’nun yola çıkmadan önce yaptığı konuşmada, “Bana, halka açık bir tolantıya katılamazsın’ diyorlar. Bu ne demek oluyor? Nerede kaldı, sizin bize öğretmeye çalıştığınız demokrasi ve fikir özgürlüğü? Ne oldu sizin toplantı yapma özgürlüğünüz?” deyince Hollanda’da kıyamet koptu.
Tüm siyasi parti liderleri Rutte’nin arkasında olduklarını açıklayınca, ‘Şimdi bakalım kim kazanacak’ sorusu dolaşmaya başladı.

Hollanda, ziyaret için şartlar koymaya başladı. Önce 50 kişilik bir davetli topluluğu ile konuşma şartı getirdiler. Daha sonra bu sayı 100’e çıkarıldı. Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders’in telefonla bildirdiği bu şartlara çok kızan Çavuşoğlu, 11 mart cumartesi sabahı CNN TÜRK’de yaptığı konuşmada ‘Boykot’ tehdidi savurunca Lahey’de kızılca kıyamet koptu ve, ‘Biz bu şantajın altında ezilmeyiz’ diyen Hollanda, uçağa iniş yasağı koydu.

Güvenlik Dairesi Koordinatörü Schoof, 10 mart günü Belediye Başkanları’na gönderdiği mektupta, ‘Türkler şartlarımızı kabul etmedi. Bu nedenle uçağa iniş yasağı konuldu’ dedi.
Bu görülmemiş önlem, ancak ve ancak, toplum güvenliğinden endişe eden
Hollanda’nın, Çavuşoğlu’nu ‘tehlikeli’ ilan edecek bir argümanı var mıydı?
Aylar sonra açıklananlara göre, Hollanda’nın böyle bir argümanı olmadığı meydana çıktı.
Zira, Rotterdam polisinin verdiği raporda  ‘Güvenliği tehdit edici unsuların bulunmadığı’ yazılıydı.

BAKAN SAYAN-KAYA OLAYI

Çavuşoğlu’nun  iniş yasağından sonra, Almanya’da bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya  Ankara’dan arandı ve aynı gün Rotterdam’a gidip vatandaşlar ile buluşması istendi.
Bunu öğrenen Rutte adeta küplere bindi. Bayan Bakan’ın otomobil konvoyu takip edilmek istendi. Sınır kapısında önlem alan Hollanda polisi, konvoyda bulunan iki otomobili geri çevirdi. Bakan Kaya’nın otomobili Rotterdam’daki Türk Başkonsolosluğu’na kadar gelmişti. Ama Başkonsolosluğun çevresini sarmış olan polis, Bakan otomobilinin Başkonsolosluğa yanaşmasını önlemişti.

metin, kişi içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Yolun her iki tarafını kapatan polis, Bakan’ın Başkonsolosluğa girmesini yasakladı. Olayın duyulmasından sonra, Hollanda’da yaşayan Türkler gruplar halinde Rotterdam’a akın etmeye başladılar. Rotterdam Başkonsolosluğumuzun önünde binlerce Türk toplanmıştı. Televizyonlar canlı yayın yapıyorlardı. Bakanımızı Başkonsolosluğa yanaştırmayan ve hatta otomobilinden çokmasını bile yasaklayan atlı ve köpekli polisler, aynı katılığı yurttaşlarımıza da uygulamaya başladı.
Köpeklerin saldırdığı yurttaşlarımızdan yaralananlar oldu. Deventer Başkonsolosumuz ve yardımcıları karakola götürüldü ve nezarette tutuldu. Daha sonra Bakan Kaya, polis nezaretinde Almanya’ya götürüldü.

metin, gazete içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Canlı yayın sırasında bir yurttaşımızın, Hollandalı bir gazetecinin kasıtlı soruları üzerine ‘Defol git buradan’ demesi, Başbakan Rutte’nin çok zoruna gitmişti. Bu kez Rutte, tüm Türkleri kastederek ‘Siz defolun gidin’ diyecek kadar ileri gitmişti.
Türkiye ve Türkler aleyhine yayınları ile bilinen De Telegraaf gazetesi ertesi gün tam sayfa yayınında Rutte’nin, ‘Burada patron biziz’ başlığını kullandı. Gazete, Mark Rutte’nin fotoğrafının altına koyduğu Erdoğan fotoğrafının üzerine çarpı işareti koyduktan sonra, Erdoğan’ın “Hollanda bir muz cumhuriyetidir” sözüne yer verdi.

İşte ondan sonra olan oldu ve Erdoğan sazı eline aldı, Hollanda’nın Naziliğinden başladı, antidemokratlığı ile bitirdi. Bu ara Büyükelçiler de geri çekildi ve ilişkiler tamamen durdu.
Naçizane şahsım da o günlerde Başbakan Rutte’ye, olayları kınayan ve konuyu açıklayan bir mektup göndermiştim. Başbakan Rutte, mektubuma verdiği cevabının sonunda ‘Bir gün gelir taşlar yerine oturur’ gibi bir ifade kullandı.

RUTTE’NİN UNUTAMAYACAĞI SON ZİYARET

Yukarıda anlattığım olaylar yaşandıktan iki gün sonra, Hollanda’daki ünlü işadamlarımızdan Turgut Torunoğulları’nın düzenlediği bir toplantıya gelen Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders, meydana gelen gerginliği yumuşatmış ve ilişkiler daha sonra normale dönmüştü.
İlişkiler normale dönmüştü ama, Hollandalı yetkililerin Türkiye konusundaki her açıklamaları sert ve düzeysizdi.

BARIŞ İÇİN BİR BAŞKA SAVAŞ MI GEREKTİ?

Gelişmelere bakılınca, ‘Hollanda ile Türkiye barışının sağlanması için bir başka savaş mı gerekliydi’ sorusu akla geliyor.
Evet, Hollanda Başbakaı Rutte, Rusya ile Ukrayna arasında patlak veren savaştan sonra, hem Putin ve hem de Zelenski ile iyi diyalogu olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek için Ankara’ya gitti. 10 yıllık soğuk bir dönemden sonra Türkiye’yi ziyaret eden Rutte, hayatı boyunca unutamayacağı seremonilerle dolu bir ziyaret yaşadı.
Rutte’nin, her şeyden önce Atatürk’e saygı duruşunda bulunmak için gittiği Anıtkabir’deki davranışları, onun duygusallığını da ortaya koydu.

kişi, yer, takım, dik içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Ankara’da havalimanında karşılanışı sırasında yapılan seremoninin etkisinde kalan Mark Rutte, buradan direkt olarak Atatürk’e saygı duruşunda bulunmak için Anıtkabir’e gitti.
Anıtkabir’e Aslanlı Yol’dan girişi kısa ve yavaş adımlarla uzun süren Rutte, Mozole’ye çelenk koyarken çok heyecanlıydı.

metin içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Rutte, daha sonra Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı: “Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasını onurlandırmak için yeni bir fırsatla Anıtkabir’e geri geldiğim için kendimi ayrıcalıklı hissediyorum.
Hollanda, yüzyıllardır milletlerimizi birleştiren tarihi bağlara büyük değer veriyor ve halklarımız arasındaki dostluğu sürdürmeye kararlı.”

açık hava, gök, kişi içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Anıtkabir’deki anılar fotoğraflanırken de çok heyecanlı ve duygusal görünen Rutte, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek için Külliye’ye gitti.
Karşılanış seremonisinde de, 21 pare top atışı sırasında heyecanlandığı görülen Rutte, İstiklal Marşımız ve Hollanda Milli Marşı’nın okunmasından sonra Muhafız Alayı Tören Kıtası’nı selamladı.
Törende, tarihte kurulan 16 Türk devletini temsil eden bayraklar ve askerler de yer aldı. İki ülke heyetlerinin takdimi sonrasında Erdoğan ve Rutte, merdivenlerde Türkiye ve Hollanda bayrakları önünde gazetecilere poz verdiler.
Karşılama töreninin ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı Rutte ile baş başa görüştüler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılan görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Türkiye ve Erdoğan’ı öven Rutte, “Türkiye bu ihtilafta kilit bir rol oynuyor. Sayın Erdoğan’ın bu rolü üstlenmesinden ötürü teşekkür ediyorum. İki ülkeye açık hattı olan nadir ülkelerden Türkiye’yi arabuluculukta desteklediğimizi söylemek isterim” dedi.

Rutte daha sonra, “Halihazırda dünyadaki diğer ülkelerde daha fazla mülteci barındırıyorsunuz ve bunun için de teşekkür etmek istiyorum. Bu akşamki görüşmelerimiz ilişkilerimizi daha fazla geliştirdi. Türkiye yapabileceği her şeyi zaten yapıyor. Çok kritik bir rol oynuyor. Hem Putin ve hem Zelenski ile teması olan ender ülkelerden. İki ülke ile de muteber bir rolü var. İki ülkeye açık hattı olan nadir ülkelerden. Türkiye’yi bu yolda desteklediğimizi söylemek isterim. Çavuşoğlu vesilesiyle de hem Rusya hem Ukrayna ile müzakereleri sürdürüyor.” ifadelerini kullandı.

Rutte, yerli ve yabancı medya mensuplarına yaptığı açıklamada şunları da anlattı:

“Kilit ekonomik ortaklarız. 8’den 11 milyara artan bir ticaret hacmi gördük. Ara hedef olarak 15, nihai hedef olarak 20 milyar dolar belirledik. Bugünkü odağımız sadece ikili ilişkilerimiz değildi. Dünyada olanlara da odaklandık. Çünkü çok taraflı düzeyde de birlikte çalışıyoruz. İki ülke de NATO üyesi. Türkiye ittifak için çok büyük siyasi ve ekonomik önemi haizdir.”

Rutte, Montrö ve Boğazlar konusunda şöyle dedi: “Türkiye, Boğaz’dan gemilerin geçişi konusunda Montrö Sözleşmesi kapsamındaki gerekli yükümlülüklerini de yerine getirmişti. Bu rol sebebiyle de tebrik ve teşekkür etmek istiyorum.”

Türkiye’nin, yapılabilecek her şeyi yaptığına inandığını belirten Rutte şöyle devam etti: “Halihazırda dünyadaki diğer ülkelerde daha fazla mülteci barındırıyorsunuz ve bunun için de teşekkür etmek istiyorum. Bu akşamki görüşmelerimiz ilişkilerimizi daha fazla geliştirdi. Türkiye yapabileceği her şeyi zaten yapıyor. Çok kritik bir rol oynuyor. Hem Putin ve hem Zelenski ile teması olan ender ülkelerden. İki ülke ile de muteber bir rolü var. İki ülkeye açık hattı olan nadir ülkelerden. Türkiye’yi bu yolda desteklediğimizi söylemek isterim. Çavuşoğlu vesilesiyle de hem Rusya hem Ukrayna ile müzakereleri sürdürüyor.”

metin, kişi, adam, takım içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Basın toplantısında elleri cebinde olan bir Hollandalı gazeteci, Başbakan Rutte’ye, Türkiye‘nin Rusya‘ya karşı yaptırımlara katılmaması hakkında ne düşünüyorsunuz” şeklindeki bilinçsiz sorusu, Rutte tarafından şöyle cevaplandı:
“Türkiye yapabileceği her şeyi yapıyor. Çok kritik bir rol oynuyor. Hem Putin hem de Zelenski’yle teması olabilen bir ülke. Rusya’nın saldırganlığını alenen kınadı. İki ülke ile de muteber bir rolü var. İki ülkeye açık hattı olan nadir ülkelerden. Bu sebeple de Türkiye’yi bu yolda desteklediğimizi söylemek isterim. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu her iki ülkede girişimini sürdürüyor. Biz bu çabaları destekliyoruz.”

Rutte’nin, hayatında en çok soru cevapladığı basın toplantısındaki son sözleri şunlar oldu: “Bombardıman, misket bombaları ve bunların masum mağdurlara yöneltilmesi devam ediyor. Bu yüzden de Rusya’ya yaptırımlarla baskı uygulamaya devam edeceğiz. Aynı zamanda Ukrayna‘ya kendisini savunması için silah tedarikiyle bu baskıyı uygulamaya devam edeceğiz. Aynı zamanda insani yardıma devam edeceğiz. Uçuşa yasak bölge veya NATO’nun asker göndermesi bu bizi doğrudan açık bir itilafa sokacaktır ve dolayısıyla mümkün değildir. Türkiye BM yaptırımlarını uyguluyor. Türkiye’nin burada coğrafi konumu sebebiyle özel bir konumu var. Tabii ki Suriye‘deki angajmanı sebebiyle. Türkiye’nin tüm yaptırımlarını uygulamasını arzu ederiz ancak Türkiye’nin şu anda liderlik rolü oynamasından memnunuz.”

kişi, açık hava, yürüyüş, cadde içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Yukarıda, Hollanda Başbakanı Rutte’nin konuşmalarını okudunuz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından birkaç satır şöyle:

“Görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizin çeşitli yönlerini değerlendirdik. Türkiye AB ilişkileri ile birlikte küresel meselelerde fikri teatisinde bulunduk. Ukrayna’daki gelişmeleri ayrıntılı şekilde ele aldık. Sayın Başbakan ile Türkiye’nin Ukrayna ile Rusya arasında yürüttüğü diplomatik çabalarla ilgili bilgi verdim.”

“Krizin başından beri sağduyu de diyalog çağrısı yaptık. Maalesef Ukrayna’daki insani dram artarak devam ediyor. Bu gidişata bir an evvel son verilmesi için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyoruz. Zelenski ve Putin ile temaslarımı sürdürüyorum. Şartların zorluğunun farkındayız. Diplomasiyi tek çıkış yolu olarak gören samimi girişimlerimizi bundan sonra da sürdüreceğiz.”

“NATO müttefikimiz Hollanda ile ilişkilerimiz ve bölgesel konulardaki diyaloğumuzu geliştirme konusunda ortak iradeye sahibiz. Ticaret hacmimiz yüzde 30’a yakın artışla 11 milyar dolara ulaştı. Bu şekilde 2016’da belirlediğimiz 10 milyar dolar hedefini aşmış oluyoruz. Şimdi ilk etapta 15, ardından 20 milyar dolar hedefini birlikte ortaya koyduk. Hollanda 27.5 milyar dolarla Türkiye’ye en çok yatırım yapan ülke konumundadır. AB’nin çıkar hesaplarına teslim olmadan artık üyelik müzakere fasıllarını açmasını, gümrük birliğinin güncellenmesi müzakerelerinin süratle başlamasını istiyoruz.”

“Bunları görüşeceğim NATO üyesi ülkelere tekrar tabii açacağız. Kendilerine bu konuyu ısrarla söyleyeceğiz. Eğer NATO’da berabersek dayanışmamızı ortaya tam manasıyla koymamız lazım. Özellikle de savunma sanayiine yönelik atılacak adımlarda NATO ülkeleri olarak dayanışma içinde olmamız lazım. Artık dünyada savunma sanayiinde hiçbir ürünü tek başına yapmıyor. Nitekim şu anda Rusya-Ukrayna savaşında da bunu gördük. Bundan sonra da kim bilir nerelerde, neyi göreceğiz. Libya‘da, Azerbaycan‘da bunu gördük. Temennimiz o dur ki bunların olmadığı, barışın egemen olduğu dünyayı hep birlikte kuralım. Bu şu anda konuşuluyor. Ama bununla ilgili olarak birinci derecede Milli Savunma Bakanlığımız her tedbiri alıyor. Gereği neyse yapılacaktır ve yapılmaktadır.”

Şimdi isterseniz bir de Hollanda medyasının yayınlarına AA’nın değerlendirmesiyle bakalım.

HOLLANDA MEDYASI

metin, gazete, kabin, bina içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Hollanda Başbakanı Mark Rutte‘nin 10 yıl aradan sonra Ankara‘ya ilk kez gerçekleştirdiği ziyaret, Hollanda basınında 2017 yılından bu yana gergin olan iki ülke ilişkilerinin yumuşatılması konusunda önemli bir adım olarak değerlendirildi.

Hollanda medyasına göre, geçmişte yaşanan diplomatik gerilim artık geride kaldı. Türkiye‘nin Ukrayna‘da devam eden savaşın durdurulması için önemli bir rol oynayabileceğine işaret eden medyaya göre, Rutte’nin ziyareti, Batı ile yeniden yakınlaşmaya çalışan Erdoğan için de fırsat oldu.

Yayın organlarının hemen hemen tamamı, Erdoğan’ın Rutte’ye kollarını açtığını ve onu hararetle karşıladığını belirten başlıklar attılar.

Kamu yayıncısı NOS, “Rutte, Erdoğan’ı Ukrayna’daki savaşı sona erdirme çabalarından dolayı övdü” başlığıyla duyurduğu haberde, Hollanda Başbakan’ının Ankara ziyaretine, yapılacak olan NATO liderler zirvesinin damga vurduğu belirtildi.

NOS, Rutte’nin, savaşı diplomasi yoluyla bitirme çabaları nedeniyle Erdoğan’ı övdüğünü ve Suriye‘den gelen mültecileri kabul ettiği için Türkiye Cumhurbaşkanı’na teşekkür ettiğini de bildirdi.

İki ülke arasında 2017 yılından bu yana yaşanan diplomatik gerilime atıfta bulunan Hollanda Televizyonu, “Bugün ikisi arasında herhangi bir düşmanlık belirtisi yoktu. Hollanda başbakanı, ‘Zaten güçlü olan ilişkimizi daha da derinleştirdik’ dedi” görüşüne yer verdi.

NOS’un yorumunda, Türkiye’nin, Ukrayna’daki savaşı durdurmak için NATO adına önemli bir rol oynayabileceği vurgulandı ve Erdoğan için şunlar yazıldı:

“Türkiye’nin aşağı yukarı tarafsız konumu NATO için değerli olabilir. Arabulucu rolü Erdoğan’a çok yakışıyor. Kendisini dünya sahnesinde önemli bir oyuncu olarak sunma arzusuyla tanınıyor. Bölgede rol oynayan, Doğu’ya ve Batı’ya saygı duyan biri.”

Ancak son yıllarda Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Batı’dan uzaklaştığına dikkati çekilen yorumda, “Erdoğan son zamanlarda, Avrupa ve ABD ile yeniden bağlantı kurmaya çalışıyor. Muhtemelen kendi ülkesindeki statüsünü de yükseltmek için Batı’ya karşı biraz daha hoşgörülü. Türkiye mali sıkıntı içinde ve bu da Erdoğan’ın popülaritesine zarar veriyor” dendi.

Hollanda Televizyonu, bu nedenle Erdoğan’ın Ukrayna’daki savaşı mükemmel bir fırsat olarak gördüğünü belirterek “Türkiye, NATO adına arabuluculuk yapmak için ideal bir konuma sahip önemli bir ülke” görüşüne yer verdi.

metin, açık hava, yol, kişi içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Hollanda’nın önde gelen gazetelerinden De Telegraaf da, “Erdoğan, Ankara ziyaretinde Rutte’yi kollarını açarak karşıladı” başlığıyla verdiği haberde, ikili ilişkilerdeki gerilimin geride kaldığını vurguladı.

Rutte’nin, Türkiye’yi, hem siyasi hem de askeri açıdan önemli bir NATO müttefiki olarak nitelendirdiğini belirten gazete, Rutte’nin, Ankara’nın Montrö Sözleşmesi’ne saygılı tutumundan da övgüyle söz etti.

Rutte’nin, Türkiye’deki Suriyeli mülteciler konusunda, “Dünyada bu kadar çok mülteciyi kabul eden başka bir ülke yok” sözlerine de yer veren De Telegraaf, ziyarette, iki ülke ilişkileri konusunda da sıcak mesajlar verildiğini aktardı.
Hollanda’nın, 27,5 milyar dolar ile Türkiye’deki en büyük dış yatırımcı olduğunun altını çizen gazete, geçen yılki ticaret hacminin yüzde 30 artarak 11 milyar dolara ulaştığını kaydetti.
Gazete, Erdoğan’ın, Türkiye ile Hollanda arasındaki “muazzam ticaretten” söz ettiğine belirterek, Cumhurbaşkanı’nın , “2016 yılında belirlediğimiz 10 milyar dolarlık hedefi de aştık. Yeni hedefimiz 20 milyar dolar” sözlerine yer verdi.
De Telegraaf, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Hollanda ile işbirliğini her alanda arttırmak istediklerini söylediğini de aktardı.

Hollanda’nın en büyük haber portalı Nu.nl, Ankara ziyaretini, “Rutte Türkiye ile daha iyi ilişkiler istiyor” başlığıyla duyurdu:
“Rutte, Hollanda ve Türkiye arasındaki zorlu ilişkiyi yeniden başlatmak istiyor. Rutte’ye göre Türkiye ile ilişkilere pragmatik olarak bakılmalıdır. Yıllar sonra ilk kez Türkiye’nin başkenti Ankara’ya giden başbakan, ‘İlişkilerimiz her zaman özel olarak kalacak’ dedi.”

Haberde, Hollanda ile Türkiye arasındaki siyasi bağların son yıllarda pek iyi olmadığına işaret eden Rutte’nin “Ama kendi başınıza boğulmaya devam edemezsiniz. Ayrıca, bazı şeyleri affetmeden ve unutmadan ilişkiyi yeniden başlatmaya çalışmalısınız” açıklaması da yer aldı.

Haber portalı, Hollanda Başbakanı’nın, “Türkiye, NATO içinde önemli bir ortaktır. Ülke, NATO’nun güneydoğu kanadının savunması için büyük önem taşıyor. Ayrıca Hollanda ile Türkiye arasındaki ticari bağlar çok güçlü” dediğini de aktardı.

RTL Haber kanalı da, Rutte’nin Ankara ziyaretinin neden önemli olduğuna ilişkin kapsamlı bir haber yayınladı.

RTL Haber’e göre, Erdoğan’ın Hollanda’yı “Nazi artığı ve faşistlikle” suçladığı, öfkeli Türk vatandaşlarının portakal bıçakladığı “çılgın süreç” sonrası gerçekleşen ziyaret, özellikle Ukrayna sorunu açısından büyük önem taşıyor.

Haberde, Türkiye uzmanı Prof. Dr. Erik Jan Zürcher’in, “Hollanda’nın Ukrayna’daki savaş nedeniyle baltayı gömmeye hazır olduğu” görüşüne yer verildi. Zürcher, şu yorumda bulundu:

“Başbakan Rutte’nin ziyareti Erdoğan’ı mümkün olduğunca Batı tarafına çekmeli. Rutte, Rusya‘ya yönelik yaptırımlara katılmayan (kaldı kı Rutte bile bu iddiayı ret etti)  Türkiye’nin mümkün olduğunca NATO ve AB ile uyum içinde olmasını istiyor. Erdoğan’ın tavrı yaptırımları etkisiz hale getiriyor. (Rutte buna da itiraz etti) Türkiye ve özellikle İstanbul, hala dış dünyaya turist, mülteci veya askerlikten kaçmak için gitmek isteyen tüm Rusların rotası haline geldi.”

RTL Haber’e göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncelikli hedefi, ekonomik krize rağmen 2023 seçimlerini kazanmak. Prof. Dr. Zürcher, Türkiye’nin, ekonomik olarak kaybetse de, siyasi olarak bu savaştan kazanacağı çok şey olduğunu düşünüyor.

Hollandalı profesöre göre, Erdoğan’ın hem Rusya hem de Ukrayna ile olan ilişkileri, onu birdenbire bu savaşta çok önemli bir oyuncu haline getiriyor. Bu aynı zamanda Erdoğan’a Türkiye ile Batı arasındaki bağları güçlendirme fırsatı da veriyor. Böylece ülkesini yeniden yabancı para için cazip bir yatırım ülkesi haline getirmeyi hedefliyor.

Ulusal gazetelerden Algememeen Dagblad da, ziyaretin en önemli noktasının, Erdoğan’ın Ukrayna ile Rusya arasındaki arabuluculuk rolü olduğuna vurgu yaptı.

Ziyaret öncesi gazeteye konuşan uzmanlara göre, Türkiye – Hollanda ilişkilerindeki gerilimin bir anda ortadan kalkmayacağı düşünülürken, Ukrayna’daki savaşın her şeyi değiştirdiğinin altını çizdi.

Gazete, Ukrayna’ya insansız hava araçları temin eden Türkiye’nin, bir yandan da hem Rusya hem de Kiev yönetimi ile iyi ilişkileri nedeniyle “kilit rol” oynadığına dikkati çekti.

Gazeteye konuşan bir başka Türkiye uzmanı Nienke van Heukelingen, “Türkiye muhtemelen bu konuda bir şeyler yapabilecek tek NATO ülkesidir. Bu, Erdoğan’ı Hollanda için de önemli kılıyor. Türkiye, gerilimi düşürme girişimleri için en iyi referanslara sahip. Erdoğan da bu rolü üstlenmeye çalışıyor ama Putin’in izin verdiği kadar ileri gidebilir” dedi.

Algemeen Dagblad gazetesi, Rutte’nin, “Türkiye’nin NATO’nun doğu kanadını savunmadaki önemini vurgulayan” sözlerine atıfta bulunarak, van Heukingen’in, “Karmaşık olan da bu rol. Türkiye konum açısından vazgeçilmez, ancak Erdoğan’ın Putin ile olan iyi ilişkisi nedeniyle Ukrayna’ya Türk askeri müdahalesi zor” sözlerine yer verdi.

Belçika‘da yayımlanan HLN gazetesi de, ziyareti, “Türkiye, AB’den üyelik müzakerelerini yeniden başlatmasını istedi” başlığıyla duyurdu.

Erdoğan’ın, Hollanda Başbakanı Rutte ile yaptığı görüşmede, “AB’nin katılım müzakereleri faslını hızla açmasını ve gümrük birliği müzakerelerine başlamasını bekliyoruz” dediğini aktaran gazete, şu yorumda bulundu:

“Erdoğan’ın açıklamaları, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin, arabuluculuk çabalarının bir sonucu olarak Ankara’yı yeniden uluslararası üne kavuşturduğu bir dönemde geldi.”

NATO ZİRVESİ

kişi, grup, insanlar, takım içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Rutte’nin Ankara’yı ziyaretinden iki gün sonra Brüksel’de yapılan NATO Zirvesi’de bir araya gelen 30 ülkenin liderleri, sorunların ele alınışından önce ve sonra, ikili görüşmeler yapmak için birbirleriyle yarıştılar. Tabii ki, en çok temas kurulmak istenen kişi ABD Başkanı Biden idi. Liderlerin sırf el sıkmak da olsa en çok görüşmek istedikleri ikinci kişi Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Öyle ki, alışılagelmiş merdiven fotoğrafı çekilirken bir araya gelen liderlerden bazılarının, Erdoğan ile el sıkışmak için üç beş basamak aşağı indikleri görüldü. Biden ile Erdoğan’ın göz göze gelip tam el sıkışacakları bir sırada araya giren Nato Genel Sekreteri Stoltenberg ile Fransa Başkanı Makron’a rağmen, ABD Başkanı Biden, Erdoğan’a doğru uzandı ve elini sıkarak hatır sordu.

NATO ZİRVESİ NE ZAMAN? NATO zirvesi başladı mı, saat kaçta ve nerede toplanacak? Olağanüstü NATO liderler zirvesine hangi ülkeler katılacak, Rusya var mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantı noktasına ulaştı! - Galeri - Yaşam

Bu durum karşısında insan ister istemez soruyor. Türkiye’yi ve haliyle Erdoğan’ı her zaman ağır ve sert bir şekilde eleştiren liderler, Erdoğan’ın bunduğu ortamlarda, onunla el sıkışmak ve konuşmak için neden sıraya giriyorlar acaba?
Bugün, ‘savaş suçlusu’ olarak gördükleri ve küfürler yağdırdıkları Putin ile, yarın bir araya geldikleri zaman, onunla el sıkışmak için yine sıraya gireceklerine inandığım bu liderler, sırf halklarına hoş görünmek için popülizm yapmaktan ne zaman vazgeçecekler acaba?

…VE RUTTE LİMOZİNDEN BİSİKLETİNE DÖNDÜ

yol, açık hava, binme, cadde içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
Hollanda’daki günlük yaşamında, koruma kullanmayan ve işine bisikleti ile gidip gelen Rutte, Türkiye’deki şaşaalı karşılamalardan sonra döndüğü ülkesinde, yeniden bisikletine döndü.

 

Sohbeti başlat
1
Yardımcı olabilir miyim?
Merhaba, yardımcı olabilir miyim?