Afbeelding met persoon, venster, binnen, person Automatisch gegenereerde beschrijving
İlhan Karaçay’dan
ALTI HAFTA SONRA MERHABA!

Merhaba, değerli okurlarım…
Merhaba, sevgili dostlarım…
Merhaba, yazılarımı göremedikleri için endişeye düştüklerini söyleyenler…
Hepinize Merhaba!

Tam 6 hafta sizlerden uzak kaldım.
Hiç yapmamıştım böyle bir tembellik.
55 yıllık meslek hayatımda hiç böyle durağan olmamıştım.
Tabii ki nedenleri var bu durağanlığımın.
Türkiye’deydim 6 hafta.
Özel yaşamımdaki gelişmeler ve genel yaşamdaki çarpıklıklar, içimdeki yazma güdüsünü çok zayıflatmıştı. Hâlâ da öyle…

Ama, kırılan şevkimi artık doğrultmam lâzım.
Bu nedenle kendimi yazmaya zorladım ve altı hafta sonra yeniden yazmaya başlıyorum.

‘Yazma şevkin neden kırıldı’ diye sorarsanız, anlatayım.
Yurt dışında yaşamakta olan yurttaşlarımız, 1,5 yıldır korona virüsünün yarattığı zorluklar içinde kıvranmışlardır. Ama her şeye rağmen, yurt dışında yaşadığımız ülkelerde bir ‘Devlet Baba’ veya ‘Devlet Ana’ vardır. İşte bu baba ve analar kıvranmalara bir nebze olsun ilaç olmaya gayret ediyorlardı.

Yurt içinde yaşayan yurttaşlarımızın kıvranmalarından da haberimiz vardı. Ama bu kıvranmaları yerinde görünce, durumun bambaşka olduğunu görmek çok acı verdi.
Siyasi amaç ile yazmıyorum ama, nereye gitsem, kiminle konuşsam, bırakın kıvranmayı, tam anlamıyla spazm geçirmekte olduklarını gördüm. Herkes devletten beklenen yardımın etkisizliğinden söz ediyordu. Böyle bir ortamda tatilin neşeli geçmesi imkânsızlaşıyordu. Eş dost ile buluşmanın da tadı tuzu olmuyordu.
Eşim ile birlikte, bizim için de bir olumsuzluk vardı. Bu güne kadar tatillerimizi hep ilkbahar ve sonbahar döneminde yapmıştık. Bu kez nedense ağustos ayını seçtik.
Seçmez olaydık. Ne klimalar, ne havuz ve deniz içimize çöken sıcaklığı serinletemiyordu. Bu durum, özellikle eşimi çok rahatsız etmişti. Haliyle eşime eşlik ettiğim için ben de bu sıkıntıdan rahatsızlık duymuştum.
Böyle bir ortamda, bilgisayar karşısına geçip yazmak imkânsızlaşmıştı.

Türkiye’deki olumsuzlukların yanında, az da olsa olumlu gelişmeler de vardı.
Örneğin, turizmciler çok ama çok olumlu bir dönem geçirdiler. Belki de korona salgınının evlere kapattığı insanlarda bir patlama olmuştu ve sahillere akın eden insanlarımız otelleri, motelleri, pansiyonları ve hatta özel evleri doldurmuşlardı.
İnanın ki, hiçbir yerde boş bir tek oda bile yoktu.
Geçen yıl çok mağdur duruma düşmüş olan turizmciler (lokantalar da dahil) bu yıl zararlarını kapatmışlardı. Tabii ki bu durumda fırsatçılık yapanlar da vardı ve fiyatları fahiş hale getirmişlerdi.

‘Türkiye’den başka ne haberler var’ diye soracak olursanız, yine siyasi amaç taşımadan yazayım: Kiminle konuştuysam, söyledikleri ilk şey, ‘Avrupa’ya nasıl yerleşebilirim’ sorusu oldu. İşadamları, varlıklarını yurt dışına taşımak için çareler ararken, genç insanlarımız da yurt dışı hayali ile yaşıyorlar.
Bırakın geleceklerinden endişe etmeyi, şimdiki hallerinden bile hiç memnun olmayan yurttaşlarımız, siyaset dışı mucizeler bekliyorlar.

Ne diyelim, dilerim gerçekten siyaset dışı bir mucize olur ve yurttaşlarımız içinde bulundukları karanlık dünyadan aydınlık bir dünyaya kavuşur.

Değerli okurlarım, dikkat ederseniz, Türkiye’deki gelişmelerden ilk kez böylesine olumsuz söz ettim. Hiç bir zaman siyasi görüş belirtmedim. Mesleğime particiliği ve kulüpçülüğü hiç karıştırmadım.
Yurt dışındaki konularda ise hep taraf oldum. Tarafım Türklükten yanaydı.
Yurttaşlarımızın haklarını savunmak için, Laheydeki meclis kürsüsüne çıktım ve ‘Bu çatı altında insan hakları çiğneniyor’ diye haykırdığım TV programlarım oldu. Irkçılık yapan, bayan Bakan Verdonk’a ‘Vicdansız Sabuha’ dedim, daha sonraki hükümet değişikliğinde onun yerine geçen sosyal demokrat bayan Bakan’a da, ‘Siz Verdonk’un klonlanmış halisiniz’ dedim.

Bundan sonraki gazetecilik yaşamımda da, rotamı değiştirmeyeceğim ve Türkiye ile Türkleri savunmak için mücadelemi sürdüreceğim.
Bundan hiç endişeniz olmasın.
Kalın sağlıcakla…

 

Sohbeti başlat
1
Yardımcı olabilir miyim?
Merhaba, yardımcı olabilir miyim?