REKLAM: BİR HOLLANDALI ÇİFTİN BÜYÜK HAYALLERLE İNŞA ETTİKLERİ AMA İKAMET EDEMEDİKLERİ VİLLANIN SATIŞI. (Su Emlak’tan)
HABER 1: DİLAN YESİLGÖZ’E SORULAR VE DEREYİ GÖRMEDEN PAÇAYI SIVAYANLARA ÖNERİLER…
HABER 2: SILA’YA OTOMOBİL İLE GİDİŞ-GELİŞTEKİ AVANTAJLAR VE DEZAVANTAJLAR
REKLAM: (Eskiz Emlak’tan)
HABER 3: TÜRKLER UYUM SAĞLAYAMIYOR İDDİASINDA BULUNANLARA TOKAT GİBİ BİR CEVAP: HAMİT KARAKUŞ, EMNİYET GENEL MÜDÜRÜ OLDU!
Su Emlak’tan, Hollandalı çiftin villa satış reklamını izlemek için aşağıdaki fotoğrafa tıklayınız…
DİLAN YEŞİLGÖZ’E SORULAR VE DEREYİ GÖRMEDEN PAÇAYI SIVAYANLARA ÖNERİLER…
Hollanda’da ‘Başbakan’ olacağına kesin gözüyle bakanlar aldanıyorlar. Yeşilgöz’ün lideri olduğu parti en çok oyu alamayacak ve Başbakan çıkaramayacak.
Bakanlık yaptığı dönemde, Türkiye ve Türkler konusunda olumsuz bir davranışı olmayan ve Türk Bakanlar ile samimi bir şekilde görüşen Yeşilgöz’e, herkesin cevabını merakla beklediği soru: “Başbakan olursanız, Türkiye’ye ve Türkler’e karşı tutmunuz ne olacak?
Türk medyası tarafından ağır eleştiriler alan Dilan Yeşilgöz, iddialara belki cevap vermiş ve biz görememiş olabiliriz. Yeşilgöz’den, objektif bir gazeteci olarak sorduklarıma yanıt bekliyorum.
İlhan KARAÇAY yazdı:
Yazdıklarımın sonunda, Türk medyası tarafından ağır eleştirilere maruz kalan Dilan Yeşilgöz hakkında yazılanlardan pasajlar sunacağım.
Objektif bir gazeteci olarak, peşin hükümle davranmayacağım Yeşilgöz hakkında, tabii ki benim de söyleyeceklerim ve soracaklarım olacak.
Öncelikle, Dilan Yeşilgöz’ün ‘Başbakanlık’ konusu ve Hollanda siyasetindeki gelişmeler hakkında görüşlerimi sunmak istiyorum.
Sadece Hollanda’da değil, tatilde olduğum Türkiye’de dahi, hemen hemen her evde konusu geçen Yeşilgöz için yapılan varsayımlar bana göre yanlış tabii…
Hollanda’daki Türk medyası tarafından da ‘Başbakan olacak’ varsayımları ile öne çıkarılan Dilan Yeşilgöz, bana göre ‘Başbakan’ olamayacak.
Neden mi?
Anlatayım.
Dört dönemdir Başbakanlık yapmakta olan Mark Rutte, Volkspartij voor Vrijheid en Democratie VVD, (Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi)’nin siyasi lideriydi. Bu partide görev yapan Dilan Yeşilgöz, parti kongresinde yapılan seçim sonrasında Mark Rutte’nin yerine ‘Siyasi lider’ oldu. (Hollanda’da, Parti Genel Başkanı’nın yanında, Parlamentodaki grup başkanı ‘Siyasi lider’ olarak tanınır.)
Yeşilgöz’ün siyasi lider olarak ilan edilişinden sonra, kendisinin geleceğin Başbakanı olacağı fikri yayılmaya başladı.
Peki, daha önceleri de pek çok defa en büyük parti olarak Başbakan çıkaran VVD Partisi, önümüzdeki kasım ayında yapılacak olan seçimlerde yine ‘en büyük parti’ olacak mı?
İşte, bu sorunun cevabını henüz tespit edemeyenler dahi, Yeşilgöz’e ‘Başbakan’ gözü ile bakmaya başladılar. Bu söylem, Türkiye’deki evlerde dahi günün konusu olmuş.
HOLLANDA’DA SİYASİ DURUM
Hollanda’daki siyasi gelişmeleri yakından takip edenler, kasım ayında yapılacak olan seçimler sonucunda, popüler politikacı Pieter Omtzigt’in yeni kurduğu Nieuw Sociaal Contract (Yeni Sosyal Kontrat) partisi ile, Avrupa Komisyonu eski Başkanı Frans Timmerman’ın siyasi lider olduğu, İşçi Partisi-Yeşil Sol Parti Birleşimi’nden birinin en büyük parti olacağına inanıyorlar. Yine kuvvetle muhtemeldir ki, yeni kurulacak olan hükümette, bu iki parti koalisyonda olacaktır.
Bu da gösteriyor ki, Dilan Yeşilgöz’ün siyasi liderliğini yaptığı VVD partisi, birinci parti olamayacağı için Başbakan çıkaramayacak. VVD’nin yeni hükümet koalisyonunda bulunması muhtemeldir ama, bu durumda bayan Yeşilgöz sadece yine Bakan olabilir.
Hollanda siyasetindeki son gelişmeler ve medyada yer alanlar, Dilan Yeşilgöz’ün popülaritesinin sürmesine neden oluyor ama, VVD Partisi, Mark Rutte dezavantajı ile Dilan Yeşilgöz deneyimsizliği nedeniyle hayal kırıklığı yaşayacaktır.
Şimdi gelelim Dilan Yeşilgöz hakkında söylenenlere ve yazılanlara…
Dilan Yeşilgöz’ün, muhtemel bir koalisyonda, ırkçı siyasetçi Wilders ile işbirliği yapmaya hazır olduğu söylemi, kendi seçmenleri içinde bile puanını düşürmüştür. Sırf bu nedenle, pek çok VVD seçmeni bu kez başka seçenekler arayabilir.
Dilan Yeşilgöz hakkında başından bu yana Kürt ve Ermeni sempatizanı olduğu söylenmekte ve yazılmaktadır. Bu iki iddia, benim nezdimde olumsuz bir durum yaratmamaktadır. İnsanların kendilerini nasıl kabul ettikleri ve hissettikleri serbestisi olmalıdır.
Az sonra yazımın sonuna ekleyeceğim, değişik suçlamalara istinaden şimdi Yeşilgöz’e soruyorum:
Bakanlık yaptığınız dönemde, Türkiye ve Türkler konusunda olumsuz bir davranışınız olmadı ve Türk Bakanlar ile samimi bir şekilde görüştünüz. “Başbakan olursanız, Türkiye’ye ve Türkler’e karşı tutmunuz ne olacak?
Türk medyası tarafından ağır eleştiriler alan Dilan Yeşilgöz, iddialara belki daha önce cevap vermiş ve biz görememiş olabiliriz. Yeşilgöz’den, objektif bir gazeteci olarak sorduklarıma yanıt bekliyorum.
Yeşilgöz, şimdi altta görülecek olan yayın organlarının iddialarına da yanıt verebilir.
Dileğim, ‘Türkiyeli’ de olsa, Anadolu’dan geldiği için arada bir övündüğümüz Yeşilgöz’ün, objektif ve dostane sorduğum bu sorulara açık yüreklilikle cevap vermesidir.
Kim bilir, Yeşilgöz belkide vereceği cevapla pek çok yanlış istifhamı ortadan kaldırabilir, ve bizlerin onunla övünmemizi de sürdürebilir.
İşte, benim, objektif bir gazeteci olarak, direkt olarak suçlayamayacağım Yeşilgöz için daha önce yazılanlardan bazıları: (Haberin kaynağı KARAR gazetesi)
Dilan Yeşilgöz’ün fotoğrafındaki ayrıntı
Hollanda’da 17 Mart 2021 tarihinde gerçekleştirilen seçimlerin ardından kurulan koalisyon hükümetinde yer alacak bakanlar belirlendi. Yeni kabinenin Adalet Bakanı ise Dilan Yeşilgöz oldu.
PKK sempatizanı olarak 1984 yılında Hollanda’ya kaçan Yücel Yeşilgöz’ün kızı Dilan Yeşilgöz, Hollanda Parlamentosu’nda sözde Ermeni soykırımı iddialarının tanınması gerektiğini savunan isimlerden biri.
Dilan Yeşilgöz’ün basına yansıyan fotoğraflarından birinde ise ince bir detay gizli. Yeşilgöz’ün önünde poz verdiği fotoğraf, Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali ile ilgili bir mesaj gönderiyor. 1990 yılında Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali sırasında, 106 yaşındaki bir Ermeni kadının elinde AK-47 Kalaşnikof tüfekle görüntülendiği kare, Ermenistan’ın Karabağ’daki iddiaları için bir sembole dönüşmüştü.
Dilan Yeşilgöz kimdir?
Dilan Yeşilgöz, Tunceli kökenli bir ailenin çocuğu olarak 18 Haziran 1977’de Ankara’da doğdu. Terör örgütü PKK sempatizanı olduğu bilinen Yücel Yeşilgöz’ün kızı. Babası Yücel Yeşilgöz, uzun yıllar Hollanda’da Utrecht Üniversitesi Kriminoloji bölümünde doçent olarak çalıştı. Yeşilgöz 1984 yılında ailesiyle birlikte Hollanda’ya iltica etmişti.
Lisans eğitimini Amsterdam Üniversitesi Sosyo-Kültürel Bilimler bölümünde tamamladı.
Siyasi hayatına Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi’nde başladı. 2014 ve 2017 seçimlerinde parti listesinden Amsterdam Kent Konseyi üyeliğine seçildi. Yeşilgöz, 2017 yılında Hollanda parlamentosuna seçildi. 25 Mayıs 2021’de kabinede Ekonomik İşler ve İklim Politikasından Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev aldı.
Yeşilgöz, Hollanda Parlamentosu’nda Türkiye karşıtlığı ile bilinen isimlerden biri.
2019 yılında RTL-Z televizyon kanalında katıldığı ‘Van Liempt Live’ adlı programda, Türklerin Hollanda’da devlet içinde devlet kurduğunu dile getirmesi bu düşmanlık örneklerinden sadece biri.
Yeşilgöz ifadelerinde şu cümleleri kullandı:
“Bir ülkede basın her zaman özgür olmalı. İnsan her zaman düşündüklerini söyleyebilmeli ve yazabilmeli. Türkiye bu gün imkânsız olan bir olayı bize gösterdi ki, farklı düşünmek ve farklı şeyler artık imkânsız. Bundan sonra Avrupa rolünü üstlenip burada inisiyatif almalı.Türkiye’de şu anda hükümetin basına karşı operasyonunu kabul etmek mümkün değil. Basın özgürlüğü bir ülkenin en önemli insan haklarından bir tanesidir. Ben şu anda Türkiye’de olanlara zor bir şekilde inanabiliyorum. Bence, Avrupa Birliği Ülkeleri ve Hollanda bu tutuklamalara karşı çıkmalı. Gerçekten inanılmaz bir şey. Böyle bir baskını kabul edemeyiz. Ben Türk halkı için orada ki gazeteci arkadaşlarımız için çok üzüldüm. Umarım bu defa Avrupa kalkıp yeter artık sınır buraya kadar der. Bu kadar da olmaz der.”
Babası Yücel Yeşilgöz PKK sempatizanı
Dilan Yeşilgöz’ün babası Yücel Yeşilgöz terör örgütü PKK’ya ve PKK Elebaşı Abdullah Öcalan’a yakın bir isim. Yücel Karagöz, 1980 Darbesi sonrası, Irak’a oradan da İran üzerinden 1984 yılında Hollanda’ya gitti. 1985 yılında Utrecht Üniversitesi’nde Çağdaş Türk Edebiyatı dalında öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı.
1998 yılında NRC’ye verdiği röportajda PKK Elebaşı Öcalan için dostu olduğunu söyleyen Yeşilgöz, kendisinin Öcalan kadar çalışkan olmadığını ve Öcalan’ın devrim ve sözde Kürdistan için çok çalıştığını ifade etmişti.
Dilan Yeşilgöz kimdir, kaç yaşında, aslen nereli, ne mezunu? İşte biyografisi
03/01/2022 12:44KAYNAK: KARAR
7 yaşındayken ailesiyle birlikte Hollanda’ya yerleşen Dilan Yeşilgöz, üniversitede sosyo-kültürel bilimler eğitimi aldı. 2009 yılında politikaya adım attı, 2021 yılında Hollanda hükümetinde bakanlık yaptı. İşte, Dilan Yeşilgöz’ün hayatı…
Bir teknoloji firmasında çalıştıktan sonra 32 yaşında siyasete giren Dilan Yeşilgöz‘ün kariyerinin belirleme safhasında, gençliğinden beri sendikal faaliyetlerde bulunan babası Yücel Yeşilgöz etkili oldu. Yücel Yeşilgöz, 12 Eylül 1980 Asker Darbesi öncesi Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nda (DİSK) uzun yıllar aktif rol almıştı.
DİLAN YEŞİLGÖZ’ÜN HAYAT HİKAYESİ
18 Haziran 1977 tarihinde Ankara’da dünyaya geldi. Dilan Yeşilgöz, baba tarafından aslen Tuncelilidir. Babası Yücel Yeşilgöz, uzun yıllar Hollanda’da Utrecht Üniversitesi Kriminoloji bölümünde doçent olarak çalıştı.
1980 Askeri Darbe’nin ardından, sendikacı babasının hapse atılması tehlikesi dolayısıyla 1984 yılında ailesiyle birlikte Hollanda’ya iltica etti.
Lisans eğitimini Amsterdam Üniversitesi Sosyo-Kültürel Bilimler bölümünde tamamladı.
Politikaya adım atan Dilan Yeşilgöz, 2009 yılında liberal sağ eğilimli Halkın Özgürlük ve Demokrasi Partisi’ne (Volkspartij voor Vrijheid en Democratie – VVD) üye oldu.
2014-2017 yılları arasında Amsterdam Belediye Meclis Üyesi olarak seçildi. Mecliste Halkın Özgürlük ve Demokrasi Partisi’nin enerji politikası, iklim, özgürleşme ve medya politikasının sözcülüğünü yaptı.
2015-2017 yılları arasında Alman Havacılık ve Uzay Merkezi DLR ile Hollanda Havacılık ve Uzay Merkezi NLR tarafından kurulan DNW’de danışman olarak çalıştı.
2017 yılında Hollanda’nın Genel Eyaletleri’nin alt meclisi olan yasama organı olan Temsilciler Meclisi’ne üye olarak seçildi.
2019 yılında RTL-Z televizyon kanalında katıldığı ‘Van Liempt Live’ adlı programda, Türklerin Hollanda’da devlet içinde devlet kurduğunu dile getirmesiyle tartışma konusu oldu.
17 Mart 2021 tarihinde Hollanda’da yapılan seçimlerin ardından Halkın Özgürlük ve Demokrasi Partisi’nden Ekonomik İşler ve İklim Politikası Devlet Bakanı olarak atandı.
3 Ocak 2021 tarihinde yeniden kurulan hükümette Güvenlik ve Adalet Bakanı oldu.
(Dilan Yeşilgöz’ün diğer biyografilerinde, Hollanda’da siyasete sol partilerde başladığı, şans bulamayınca, kendisini sağcı partilere adadığı belirtilmektedir.)

Rene Zegerius ve Dilan Yeşilgöz
ÖZEL YAŞAMI
1977 doğumlu olan Dilan Yeşilgöz, 2022 yılı itibarıyla 45 yaşındadır.
2014 yılında doktor Rene Zegerius ile evlendi. Amsterdam’da hayatını sürdürüyor.
Dilan Yeşilgöz 1.65 metre boyunda, 58 kilo ve ikizler burcudur.
Yüksek seviyede Hollandaca, İngilizce, Kürtçe ve orta seviyede Almanca konuşabilmektedir.
Sosyal paylaşım sitesi Instagram’da @dilanyesilgoz_, Twitter’da @dilanyesilgoz, Linkedin’de @dilan-yesilgoz kullanıcı adıyla yer almaktadır.
YEŞİLGÖZ İLE İLGİLİ OLARAK BAŞLANGIÇTA YAZDIĞIM YORUMU EN ALTTA BULABİLİRSİNİZ.
************************
Eskiz Emlak’tan, Hollandalı çiftin villa satış reklamını izlemek için aşağıdaki fotoğrafa tıklayınız.
SILA’YA OTOMOBİL İLE GİDİŞ-GELİŞTEKİ AVANTAJLAR VE DEZAVANTAJLAR
*Can ve mal endişesinden başka, maddi harcamalar, havayolu tercihini öne çıkarıyor.
*Gümrük kapılarındaki giriş ve çıkışlar ile yol vergi gişeleri, 30 defa durmayı zorunlu kılıyor ve en az 10 saatlik beklemeler bıktırıyor.
*Özellikle Almanya’daki yol tamiratları, saatlerce gecikmeye neden oluyor ve yoruyor.
*Otel masrafları, yemek paraları ve yol vergileri de cabası…
*Uçak yolculuğu, otomobil kiralanmasına rağmen, daha pahalı olmuyor.
*Otomobil yolculuğunu tercih edenler, gümrüklerde beklememek için, gidiş ve geliş günlerini pazartesi, salı ve çarşambaya denk getirmeliler.
İlhan KARAÇAY, son kez gitti yaşadı ve analizini yaptı:
Tam 60 yıldır yazılarımızda ‘gurbetçiler’imizden söz ederiz.
Gurbete karşı bir de ‘sıla’ vardır tabii…
Yani biri ayrılık, diğeri de kavuşma.
Gurbet ile sıla arasındaki yolculuklarda iki seçenek vardır. Biri Havayolu, diğeri de karayolu.
Benim, gurbetten sılaya ilk kara yolculuğum 1970 yılında gerçekleşmişti. Şimdiki eşim, o zamanki nişanlım Jeanne ile evlenmeye gidiyorduk.
1970’li yıllarda, Almanya ve Avusturya dışındaki yollar, gerçekten ‘ölüm yolu’ idi. Ama biz ölüm tehlikesini kendi ülkemizde, Aksaray’a girerken yaşadık. Bir dikkatsizlik yüzünden otomobilimiz yoldan çıkmış tarlalarda taklalar atarak, yoldan 500 metre öteye savrulmuştu.
Yardımımıza koşan hayırsever insanlar bizi ayrı ayrı araçlarla hastaneye yetiştirdiler.
Ben bir kamyonda gözlerimi hafifçe açabildiğim sırada nişanlımı sormuştum. Önde giden otomobilde yaşadığını söylediler. Memnuniyet içinde yine bayıldım ve daha sonra gözlerimi yeniden hastanede açtım.
BÜYÜK TESADÜF
23 Mayıs 1970 günü, Mersin’de düğünümüz olacaktı. Bunun için davetiyeler gönderilmişti bile…
Düğünümüzün yapılacağı Pompeipolis adlı turistik tesislerimizde, ağabeylerimin misafirleri vardı.
Misafir, Ankara’dan Türkiye Trafik müdürü ve ekibi idi. Ağabeylerim misafirlere bizim düğünümüzden söz etmişler ve birkaç gün daha kalmalarını istemişlerdi. İşte o misafirler, bizim kazayı yaptığımız andan üç beş dakika sonra oradan geçiyorlardı. Durup sordukları zaman, kazayı bir Hollandalı plakaya sahip otomobilin yaptığı cevabını almışlardı.
Misafirler, yani Ankara’daki Trafik müdürü ve ekibi, derhal Aksaray hastanesine gelerek benimle görüşmüşlerdi. Trafik müdürü, “Mersin’e haber gönderdim, ağabeylerin yola çıktılar. İki saate burada olurlar” dediği zaman çok sevinmiştim.
Uzun lafın kısası, büyük bir Amerikan otomobili ile Aksaray’a gelen ağabeylerim bizi Mersin’deki hastaneye taşıdılar. Benim 5 kaburga kemiğim kırılmıştı. Nişanlımın sadece yüzünde hafif bir yara açılmıştı.
Velhasıl, biz düğünü iptal etmeden gerçekleştirmiştik.
Hurdaya dönen otomobilimizi de gümrüğe hibe etmiştik.
BENZERLERİ ÇOKTU TABİİ
Bizim başımızdan geçenler, pek çok gurbetçinin başından değişik şekillerde geçmiştir. Hepimiz dersimizi almışızdır. ‘Ölüm yolu’ dedikleri Avrupa yollarında da pek çok kaza olmuştur ve binlerce yurttaşımız hayatlarını kaybetmişlerdir.
ÖNLEM UYARILARI

Her yıl yaz ayları öncesinde uçak rezervasyonu yaptıran yurttaşlarımızın yanında, otomobilleri ile kara yolunu tercih edenlerin hazırlıkları yapılırdı. Biz gazeteciler de, ‘Ölüm yolu’ dedikleri yolları önceden inceler ve seyahat öncesi bilgilendirici yayınlar yapardık. Hoş, bu yayınlar şimdi de hâlâ sürüyor.
Özellikle Hürriyet ve Sabah gazetelerinin kurdukları özel servisler ve bazı oteller ile anlaşmaları da ilginçti tabii…
Daha önce de “Bu son kara yolculuğum” diye yazmışımdır. Ama yine de o yollara düşmüşümdür.
Şimdi kesin bir dille yazıyorum, bu gerçekten son kara yolculuğum olacak. Zira bir dahası için ‘tövbe’.
Türkiye’ye giderken ve gelirken tercih edilen yollardan biri de, İtalya’nın Ancona limanından, Yunanistan’ın İgoumenitsa limanına feribot ile gitmektir. Çok rahat ama tam bir gün gecikmeli bu tercihi seçenler hâlâ çoktur. Beni ‘tövbe’lendiren nedenlerden en önemlisi, çok yeni olmasına rağmen, otomobilimin feribotta start yapamasıdır. Geri dönüş yapacak olan feribottan derhal çıkarılması gereken otomobilim, çalışmamakta ısrarcı olunca çekici çağırdık ve otomobili bir tamir atölyesine taşıdık. Yeni olan otomobil bizi iki tam gün meşgul etti. Uçak ile Hollanda’ya dönüş planı yaparken, birden bire çalışan otomobilim, hem zaman ve hem de maddi kayba neden olmuştu.
Yunanistan’ı, İtalya üzerinden değil, Kuzey Makedonya üzerinden tercih edenler de vardır. Bu yol, Bulgaristan üzerinden giden yoldan 190 km. daha uzundur.
Ayrıca, Bulgaristan üzerinden gidilen Kapıkule gümrük kapısı, Yunanistan üzerinden gidilen İpsala gümrük kapısından çok daha kalabalıktır.

Türkiye’ye giderken ve dönerken, pazartesi, salı ve çarşamba günleri yola çıkarsanız tüm yollarda ve gümrük kapılarında sakinliği yaşarsınız.
Tıpkı benim, Pazartesi günü İpsala’dan girdiğim gümrük kapısı gibi… İn cin top oynuyordu sanki.
En ideali Yunanistan yolu
Yunanistan yolunun 280 km. daha uzun olduğu yazılıp duruldu. Ama hem navigasyon ve hem de otomobildeki göstergeleri dikkatle incelediğim zaman, Yunanistan yolunun sadece 190 km. daha uzun olduğunu saptadım.
Bir değil, birkaç defa Yunanistan-Makedonya yolunu katedmişliğim oldu.
Bir sabah saat 07.00’de Mersin’den yola çıkmıştık. İstanbul ve Tekirdağ üzerinden İpsala’ya geldiğimiz zaman saat 19.00’du. Yani tam 12 saatlik bir yol katetmiştik. İpsala sınırından 150 km. mesafedeki Kavala şehrini (üstteki fotoğraf) hedeflemiştik. Saat 20.30’da Kavala’ya girdik ve limandaki bir otele yerleştik. Sonra da bir restorana gidip balık sefamızı yaşadık.
Otele dönüp, Brezilya-Hırvatistan maçını seyrettikten sonra uykuya daldık.
YUNAN’IN MAKEDONYA TAKINTISI
Yunanlılar, komşu Makendonya ile hiç sevişmediler. Makendonya’nın kendilerine ait olduğunu iddia ettiler. Makendonya ismini de sadace kendi kısımlarında kalan bölge için kullandılar. Bu nedenle yol levhalarında, başşehri Üsküp olan Makedonya’yı hiçbir zaman kullanmadılar. Bir defasında, Mekedonya levhasını gördüğüm zaman o istikamete girmiş ve yolumu kaybetmiştim. Zira Yunanlı, yol levhasına kendilerine ait Makedonya’nın ismini yazmıştı.
Yunanistan, Birleşmiş Milletler’in, Makendonya’yı ‘Kuzey Makedonya’ olarak kabul etmesinden sonra mutlu oldu ve yol bulma derdi de ortadan kalktı.

Yukarıdaki levhalarda görüleceği gibi, Avrupa ülkelerine Yunanistan-Makedonya üzerinden gitmek isteyenler, aldatıcı olan yukarıdaki tabelaya uyup Makedonya istikametine gittikleri zaman yolu kaybediyorlar. Üsküp’e gidebilmek için tabelalardaki Makedonya değil Atina-Edessa’yı takip etmek gerekiyordu.
Yunanistan’da bir de benzin sorunu var. İpsala’dan Selanik’e kadar oto yolu üzerinde hiç benzin istasyonu yok. Yunanistan’a girmeden önce veya girince deponuzu doldurun. Aksi takdirde yoldan çıkıp bir yerleşim yerinde benzin doldurmanız gerekecek. Bunların dışında rahatsız edici bir durumla karşılaşmadık.
Yaşadıkları Avrupa ülkelerinden, anavatana tatile gitmekte olan yurttaşlarımıza, havayolunu mu, kara yolunu mu tercih etmeleri tavsiyesinde bulunmak tabii ki kolay değil.
-Acele bir gidiş için tabii ki uçak birinci tavsiye.
-Acele bir kara yolculuğu için ise, Bulgaristan tavsiye edilir.
-Rahat bir kara yolculuğu için ise Makedonya-Yunanistan yolu tavsiyemdir.
-Gezici bir kara yolculuğu için ise, Ancona-İgoumenitsa feribotunu tavsiye edebilirim.

İtalya’nın Ancona kentinde feribotlara girmeden önce teraslarında serinleyebilir ve akşam yemeğinizi yiyebilirsiniz.
Ben, bundan böyle uçakçıyım.
Siz de bu dört şıktan birini seçin artık.
Her zaman ve her tercih için hayırlı yolculuklar dileğimle…
***********************
Türkler uyum sağlayamıyor iddiasında bulunanlara tokat gibi bir cevap:
HAMİT KARAKUŞ, EMNİYET GENEL MÜDÜRÜ OLDU!
Bir Türk olarak, ilk polis komiseri, ilk Belediye Başkan Yardımcısı, ve ilk senatör olan Karakuş, şimdi de Amsterdam’ı da içine alan Kuzey Hollanda’nın Emniyet Genel Müdürü oldu.
İlhan KARAÇAY yazdı:
Sadece Hollanda’da değil, tüm Avrupa’da, ‘Türkler uyum sağlayamıyor’ iddiasını savuran bilgisizlere tokat gibi bir cevap daha:Hamit Karakuş Hollanda’da Emniyet Genel Müdürü oldu.
Bu güne kadar Hollanda’ya, 20 milletvekili, 2 senatör, 15 İl Genel Meclisi Üyesi, bine yakın Belediye Meclis Üyesi, Devlet Daireleri ve Holdinglerde onlarca üst düzey yönetici ve yüzlerce doktor, avukat, mühendis, yüzlerce işadamı ve binlerce esnaf kazandırdık.
Günümüzün en güncel konusu, Hamit Karakuş’un Amsterdam’ı da içine alan Kuzey Hollanda’ya Emniyet Genel Müdürü oluşudur.
Polislik yaptığı yıllarda, politikaya ilgi duyan Karakuş, İşçi Partisi adayı olarak girdiği seçimlerde kazanamamıştı. Ama Karakuş’un yeteneğini fark eden parti yöneticileri, O’nu Rotterdam İl Başkan Yardımcısı yaptılar. 2002-2006’da İl Başkan Yardımcısı olan Karakuş, 2006’daki yerel seçimlerde, Rotterdam Belediye Meclisi’ne girmeyi başardı.
Karakuş, 2006-2014 yıllarında tam sekiz yıl Konut Yapı Geliştirme ve Ekonomi’den sorumlu Belediye Başkan Yardımcılığı yaptı. Kendi gözetiminde yapılan ‘Pazar Yeri’,
‘de Rotterdam’, ‘Crooswijk’, ‘Timmerhuis’ gibi projelerden başka, Katendrecht bölgesinin modernleştirilmesi ile göze giren Karakuş, ‘Lokoburgemeester’ sıfatı ile, Belediye Başkanı’nın olmadığı zamanlarda Başkanlık koltuğuna oturuyordu.
2014 yılında liste başı olarak girdiği seçimlerde İşçi Partisi kaybedince, üstlenmiş olduğu görevlerden istifa eden Karakuş, 2014 yılından bu yana ‘Platform31’in, 2019’yılından bu yana da ‘Araştırma Enstitüsü’nün Genel Müdürlüğü’nü yapıyordu.
Dört yıl önce yapılan seçimlerde senatoya giremeyen Karakuş yedek üyelikte beklerken, kendi partisinden Jopie Nooren önceki gün görevi bırakınca asil üyeliğe geçti. 2 Mart günü yemin ederek Senatör olarak göreve başlayan Karakuş, daha önce aynı ünvanı kazanmış olan Düzgün Yıldırım’dan sonra, ‘Türk asıllı ikinci Senatör’ olmayı başarmış oldu.
KARAKUŞ’UN HOLLANDA ÖYKÜSÜ
Karakuş, ebeveynlerinin çiftçi olarak yaşadığı Kırşehir’de doğdu . İki erkek kardeşi ve iki kız kardeşi var. Karakuş’un babası 1960’ların sonlarında misafir işçi olarak Hollanda’ya göç etti. 1973 yılında ailenin geri kalanı onunla birlikte babalarının bir halı fabrikasında çalıştığı Overijssel kasabası Steenwijk’e geldiler.
1979 ve 1983 yılları arasında Steenwijk’te metal işleme uzmanlığı içeren bir LTS kursuna katılan Karakuş, daha sonra babasının da çalıştığı halı fabrikası olan Heuga deposunda çalışmaya başladı.
Karakuş, 1987 ile 1988 yılları arasında Gelderland Lochem’deki ‘De Cloese Polis Okulu’nda eğitim gördü ve ardından Rotterdam – Rijnmond polis gücüne katıldı . Kuzey Rotterdam’da yedi yıl polis memuru , üç yıl boyunca Schiedam’da komiser olarak çalıştı . Karakuş aynı zamanda organize suç soruşturmalarıyla da meşguldü.
Karakuş, 1998 yılında Atta Makelaars’ta müdür yardımcısı olmak için polis teşkilatından ayrıldı. 2006 yılında belediye meclisi üyeliğineseçilinceye kadar bu görevinde kaldı.
Pim Fortuyn’un yükselişiyle siyasete ilgi duyan Karakuş, 2002’de İşçi Partisi’ne üye oldu . Rotterdam’da PvdA’nın başkan yardımcısı olarak birkaç yıl aktif olarak görev yaptıktan sonra Karakuş, 18 Mayıs 2006’da şehirdeki yeni konsey bünyesinde konut ve mekansal planlamadan sorumlu belediye meclisi üyesi olarak atandı . Büyük projelerin ve gökdelenlerin inşasından yanaydı ve bir belediye meclisi üyesi olarak gecekondu mahalleleriyle , ipotek dolandırıcılığıyla ve Doğu Avrupalı göçmen işçilerin sıkıntılarıyla mücadelede yer aldı.
Aralık 2017’de Karakuş, Doğu Avrupalı işçilerin yarattığı sıkıntıya çözüm bulmak amacıyla belediyelere yönelik bir Polonya zirvesi düzenledi.
Aynı yılın sonlarında Karakuş, konut derneklerinin mahallelerinde rahatsızlık yaratan kiracıları reddetmesine ve tahliye etmesine izin veren yeni bir politika uygulamaya koydu.
GÖREVDE İKİNCİ DÖNEM
Karakuş, Jantine Kriens’in istifa etmesi nedeniyle, Nisan 2013’te belediye meclisi üyeliğinin yanı sıra, Belediye Başkan Yardımcısı da oldu. 2014 yılı başında Karakuş’un önderliğinde, Doğu Avrupalı işçi göçmenlerine kötü yaşam koşullarıyla mücadele etmek için, konaklama imkânı sunan ilk Polonya oteli Rotterdam’da açıldı.
Eylül 2013’te bir sonraki yıl yapılacak belediye seçimlerinde bir kez daha PvdA’nın lideri olacağını duyurdu. Karakuş oyların %45’ini alarak iki rakibine karşı galip geldi. Aynı yılın sonlarında Karakuş’u öldürmeye çalıştığı iddia edilen bir Rotterdamlı tutuklandı. Şüphelinin belediyeyle bir mülk konusunda anlaşmazlığı vardı.
Seçim kampanyası sırasında Karakuş, kalabalığa Türkçe olarak düğün salonları inşa edileceğine dair söz verdi; Bu, ilçenin karar verebileceği bir şeydi . Bu ona eleştiri getirdi. 2014 belediye seçimlerinde İşçi Partisi on dört sandalyesinden altısını kaybederek Yaşanabilir Rotterdam’ı en büyük parti haline getirdi.Beş gün sonra Karakuş, kaybı nedeniyle Rotterdam PvdA liderliği ve belediye meclisi üyeliğinden derhal istifa ettiğini duyurdu. Ayrıca belediye meclisindeki koltuğunu da reddetti. Karakuş, veda töreninde belediye başkanı Ahmed Aboutaleb’den bir ödül kabul etti .
DAHA SONRAKİ KARİYERİ
Eylül 2014’te Karakuş, kentsel ve bölgesel kalkınmaya yönelik bir bilgi ve ağ kuruluşu olan Platform 31‘in genel müdürü oldu. Mart 2018’de sosyal açıdan savunmasız gruplara odaklanan IVO Araştırma Enstitüsü’nün de yöneticisi oldu. Karakuş’un bu göreve atanması, iki örgüt arasındaki işbirliğinin başlangıcı oldu. Bu ana pozisyonlara ek olarak, Hogeschool Rotterdam , Stichting BOOR (Rotterdam’da eğitimden sorumlu), Stichting Nederlandse Register Vastgoed Taxateurs ve konut derneği Eigen Haard gibi çeşitli kuruluşların denetim ve danışma kurullarının üyesi oldu .
Şubat 2019’da İçişleri Bakanı Kajsa Ollongren , Vestia’nın aktif olduğu bölgelerde sosyal kiralık konut anlaşmaları yapma konusunda hükümetleri ve konut birliklerini desteklemek üzere, Karakuş’u yönetişim direktörü olarak atadı . Vestia mali sorunlar nedeniyle sosyal konuta yeterince yatırım yapamadı.
SENATO
2019 Senato seçimlerinde Karakuş, PvdA’nın yedinci adayıydı. Partisi altı sandalye kazandığı için seçilemedi. 2 Mart 2021’de Jopie Nooren’in Amsterdam Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’ndeki yeni görevi nedeniyle ayrılmasının ardından ortaya çıkan boşluğa Senato üyesi olarak atandı . Karakuş diğer görevlerinde aktif olarak kaldı ve Senato’da su yönetimi, tarım, doğa, çevre, altyapı, hayvan refahı, balıkçılık, halk sağlığı, refah ve spor portföyleri kendisine verildi. Aynı zamanda aşağıdaki komitelerin de üyesidir:
-
Ekonomik İşler ve İklim / Tarım, Doğa ve Gıda Kalitesi
-
Göç ve İltica / JBZ Konseyi
-
Altyapı, Su Yönetimi ve Çevre
-
Adalet ve Güvenlik
-
Kamu Sağlığı, Refah ve Spor
EMNİYET GENEL MÜDÜRÜ
23 Haziran 2023’te Karakuş’un 1 Eylül 2023’te Kuzey Hollanda Birimi’nin Genel Müdürü olacağı açıklandı . Kendisi yakın zamanda emekli olan Wim van Vemde’nin yerini aldı.
Karakuş’un bir karısı, iki kızı ve bir oğlu var. Zorunlu askerlikten kaçınmak için Türk vatandaşlığından vazgeçti .
SONHABER EU’YA DEMECİ:
“Teşkilatta da değişim gerekli”
Emniyet teşkilatının zamana ve yeni teknolojilere ayak uydurması gerektiğini belirten Karakuş, “Teşkilatın zamana ayak uydurması ve geleceğe hazırlanması önemli ayrıca toplumun dışında da kalmaması gerekiyor. Toplumda zaman zaman tıkanmaların giderilmesi için yürütülen çalışmaların, güçlenerek ve hızlanarak yürütülmesi, gerekiyor.” şeklinde açıklama yaptı.
Karakuş yeni görevi için, “huzurlu ve toplumla iç içe olan bir teşkilat” mottosunu, kendisine yol haritası olarak benimsediğini kaydetti.
Emniyet Genel Müdürü olarak topluma karşı görevlerinin bulunduğunu belirten Karakuş, aynı zamanda teşkilatta çeşitlilik ve yenilenmenin de gerekli olduğunu kaydetti. Karakuş, “Teşkilat içerisinde çeşitliliğin artırılmasını önemli buluyorum. Ayrıca yabancı kökenli vatandaşlarımızın belirli pozisyonlara gelmesinin, teşkilata olan ilgiyi de arttıracağını düşünüyorum.” dedi.
“Ben gençlere güveniyorum, gençlerin de kendisine güvenmesi lazım”
Karakuş polis teşkilatında çeşitlilik vurgusu yaptığı açıklamasında, ilk önce polis teşkilatının farklı kökenden gençlerin de teşkilat içerisinde olması fikrini daha fazla benimsemesi gerektiğine inandığını dile getirdi. “Örneğin ayrımcılığın giderilmesi gerekiyor.” diyen Karakuş, gençlerimizi de bu konuda hazırlamak gerektiğini kaydetti.
Karakuş “Çoğu gencimizle gurur duyuyorum. Hollanda’daki donanımlı ve eğitimli gençlerimizin sayısı git gide artıyor. Bazı gençlerimiz buradaki olanakları kullanarak bir yerlere geliyor, bazıları ise bu olanakları kullanmıyor veya kullanamıyor. Gençlerimizin sorunlarını gidermemiz ve onları desteklememiz gerekiyor. Aynı şekilde gençlerimizin polis teşkilatına olan ilgisinin azaldığını görüyorum ve bu konuda da bir şeylerin yapılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Polis teşkilatının toplumun aynası olması gerektiğini vurgulayan Karakuş, teşkilat içerisinde yabancı kökenli gençlerin çoğalmasını istediğini de dile getirdi.
Yeşilgöz hakkında başlangıçta yayınladığım yazı altta:
Kelimeleri titizlikle seçerek ve ’Türk’ vurgulamasını özellikle yapmayarak yazdığım haberi bile değerlendiremeyen tahammülsüzler, daha toleranslı yurttaşlarımız tarafından da anlaşılmıyor.
Günay Uslu, Kültür ve Medya Devlet Bakanı Dilan Yeşilgöz, Adalet Bakanı
Değerli Okurlarım,
İki gün önce servise koyduğum ‘Yeni yılın ilk güzel haberi’ başlıklı haberimde, Hollanda’da kurulan yeni hükümette Günay Uslu ile Dilan Yeşilgöz’ün Bakan olarak görev aldıklarını belirtmiş ve özellikle Günay Uslu’nun, Emirdağlı Ata Uslu’nun kızı oluşu üzerinden esprili vurgulamalar yapmıştım. Gurbete temizlik işçileri olarak gelen yurttaşlarımızın çocuklarının, artık temizlikçi değil, Bakan bile olduklarını vurgulayan bu haberimi en altta sizlere yeniden sunacağım.
Bakan olarak atanan Dilan Yeşilgöz, Türk olmadığını sık sık belirtiyordu.
Olsun, varsın Dilan Yeşilgöz bir Türk kızı olmasın…
Peki, Dilan Yeşilgöz’ün bir Türk kızı olmaması, O’nun Bakan olarak atanmasından söz etmemeyi ve gizli tutmayı mı gerektirir?
Yeşilgöz’ün daha önceleri yaptığı açıklamaları da göz önünde tutarak, O’nun bir Türk veya Türk kökenli olduğunu yazmamıştım. Bu hususa dikkat ederek, haberimi yazarken sadece isimleri belirtmiş ve Türklükten söz etmemiştim.
Zira iyi biliyordum ki, Dilan için Türk veya Türk kökenli deseydim hem bizimkilerin ve hem de Dilan’ın tepkisini çekebilirdim. Zira Dilan da bana, ‘Ben Türk veya Türk kökenli değilim’ diyebilirdi.
Aynı haberi birkaç arkadaşımız da haber yapmışlardı ve ‘Türk-Türk kökenli’ deyimlerini kullanmışlardı. Bu haberlere gelen tepkileri alt alta koyduğumuz zaman, gerçekten şaşırtıcı, biraz da abartılı ifadeler görülür.
Benim haberimin altına da çeşitli tepkiler yazılmıştı.
Ben genelde tepkilere cevap yazmamayı yeğlerim.
Ama, haberimin altına ‘Neden sevinecekmişiz’ diye yazanlara şöyle bir yanıt vermeyi zaruri görmüştüm.
Tepki gösterenlere:
Oh be nihayet haberleri su gibi okudum kardesim bizleri alistirdin sonra kayboldun neyse ellerine yuregine saglik son gelismeleri birinci agizdan ogrenmis olduk hos geldiniz sefalar getirdiniz ben en son 1970 yilinda araba ile gitmis idim izine orada araban olduktan sonra 3 saat icinde ulkende 6 saat icinde evindesin ne luzumu var okadar yola kardesim neyse gorusmek dilegiyler selamlar.
Teşekkürler ve selamlar…