Eski Türklerde yerin göbeğinden göğe kadar bir ağaç tasavvur ediliyor ve buna Hayat Ağacı deniyordu.
Halen Orta Asya’da 22 Aralık’taki gündönümünde, evlerine Akçam Ağacı getirip, dallarına ertesi sene için Tanrı’dan niyaz ettikleri şeyler, adak olarak istedikleri şeyler için kurdele koyuyorlar.
Türklerdeki bu ağaç süslemenin Hıristiyanlıktaki Noel ile bir ilgisi yoktur.
Bu adet, daha sonra Türkler yoluyla Avrupa’ya geçmiş, 16’ncı yüzyılda Almanya’da başlamış ve buradan da dünyaya yayılmıştır.
(Derlemenin Hollandacası en altta.
De Nederlandse versie staat onderaan)
İlhan KARAÇAY derledi:
Değerli Okurlarım,
5 Aralık’ta ilhankaracay.com’da yayımladığım ve Hollanda’da Sint Nicolaas, Noel Baba ve Yılbaşı kavramlarını ele alan derlemem, beklenenin üzerinde ilgi gördü. Özellikle Noel Baba ile Aziz Nicolaas arasındaki farkın açık biçimde anlatılması ve Yılbaşı ile Noel’in birbirine karıştırılmaması, çok sayıda okurdan olumlu geri dönüş aldı.
Bu geri dönüşlerden biri de Abdullah Gürgün adlı okurdan geldi. Gürgün’ün gönderdiği uzun ve kapsamlı mesaj, yalnızca bir memnuniyet ifadesi değil, aynı zamanda Noel, Yılbaşı ve Orta Asya kökenli Nardugan anlayışı üzerine tarihsel ve kültürel bir çerçeve sunuyordu. Bu yazıyı, hem o mesajda yer alan bilgileri açıklığa kavuşturmak hem de içinde yaşadığımız Noel ve Yılbaşı günlerini, tarihsel arka planıyla birlikte yeniden değerlendirmek amacıyla kaleme aldım.
GÜNDÖNÜMÜ VE YENİDEN DOĞUŞ DÜŞÜNCESİ
Abdullah Görgün’e göre, coğrafi ve astronomik bir gerçek olarak, 21 ve 22 Aralık gecesi yılın en uzun gecesidir. Bu geceden sonra günler uzamaya, geceler kısalmaya başlar. Eski Türk inanç sisteminde bu doğa olayı yalnızca bir takvim bilgisi değil, kutsal bir dönüm noktasıdır. Güneşin karanlığa galip gelmesi olarak yorumlanan bu geceye Nardugan denirdi.
Nardugan sözcüğü, Güneş anlamına gelen Nar ile doğan anlamındaki Tuğan kelimelerinin birleşiminden oluşur. Yani Nardugan, Doğan Güneş demektir. Bu anlayışta yeni bir yıl, karanlığın geride bırakıldığı ve aydınlığın yeniden hâkim olmaya başladığı zaman dilimiyle başlar.
ÇAM AĞACI VE HAYAT AĞACI ANLAYIŞI
Coğrafi bir olgu olarak, 21/22 Aralık gecesi, günler uzamaya, geceler kısalmaya başlar.
Eski Türkler’in inanışlarına göre, Güneş, 21/22 Aralık gecesi, karanlığı yenmekte ve bu güne “NARDUGAN” denmekteydi. Dugan, Tugan= Doğan, Nardugan= Doğan Güneş, anlamına gelir.
Bugün Noel ve Yılbaşı denince akla gelen çam ağacı süsleme geleneği, çoğu zaman yalnızca Hıristiyanlıkla ilişkilendirilir. Oysa bu adet, çok daha eskiye, Orta Asya Türk kültürüne uzanır.
Eski Türklerde yerin merkezinden göğe kadar uzandığına inanılan kutsal bir ağaç tasavvuru vardır. Bu ağaç, Hayat Ağacı ya da Dünya Ağacı olarak adlandırılır. Yeraltı, yeryüzü ve gökyüzünü birbirine bağlayan bu ağaç, yaşamın sürekliliğini ve bereketi simgeler.
Orta Asya’da bugün bile, 22 Aralık gündönümünde evlere akçam ağacı getirilir. Ağacın dallarına, gelecek yıl için Tanrı’dan niyaz edilen dilekleri temsil eden bezler ve kurdeleler bağlanır. Bu ritüelin Noel ile doğrudan bir ilgisi yoktur. Bu, doğanın döngüsüne duyulan saygının ve yeniden doğuşun simgesidir.
Bu anlayış, Türk toplulukları aracılığıyla Avrupa’ya taşınmış, özellikle 16’ncı yüzyılda Almanya’da sistemli bir Noel ağacı geleneğine dönüşmüş ve oradan da tüm dünyaya yayılmıştır.
NARDUGAN, NOEL VE YILBAŞI ORTAK NOKTADA BULUŞUYOR
Abdullah Gürgün’ün mesajında altı çizilen en önemli noktalardan biri şudur: Nardugan, Noel ve Yılbaşı birbirinin kopyası değil, aynı zaman diliminin farklı kültürlerdeki adlarıdır.
İskandinavya’da Noel dönemine Jul ya da Yul denir. İngilizcede Yule olarak geçen bu kelime, yıl anlamına gelir. Türkçedeki yıl sözcüğüyle ses ve anlam benzerliği tesadüf değildir. Kışın ortasında, karanlığın geri çekilmeye başladığı bu dönem, birçok kültürde yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilmiştir.
Bu nedenle yeniden doğuş, bereket, umut ve ışık teması hem Nardugan’da hem Noel’de hem de Yılbaşı kutlamalarında ortak bir zemin oluşturur.
NOEL BABA, AZİZ NİCOLAAS VE MODERN TASVİR
Hollanda’da Sint Nicolaas, Türkiye’de Noel Baba olarak bilinen figür, tarihsel olarak Myra’lı Aziz Nicoolaas’a dayanır. Ancak bugünkü kırmızı kıyafetli, beyaz sakallı ve neşeli Noel Baba imajı, 20’nci yüzyılda ticari bir çizimle şekillenmiştir. 1930’lu yıllarda Coca Cola için yapılan bu çizim, küresel bir ikon yaratmıştır.
Bu durum, Noel Baba figürünün kültürler arasında neden bu kadar farklı biçimlerde benimsendiğini de açıklar. Her toplum, bu figüre kendi tarihinden ve hayal dünyasından bir parça eklemiştir.
ANADOLU’DAN SARAYA UZANAN AĞAÇ GELENEĞİ
Anadolu’da yakın zamana kadar sürdürülen çam kırma geleneği, bu kültürel sürekliliğin canlı bir örneğidir. Düğünlerde süslenen çam dalları, evin en güzel yerine konur, dallarına şekerler ve hediyeler asılırdı. Bu ritüel, bereketi ve yeni başlangıçları simgelerdi.
“Hayat Ağacı” (Sonsuz Hayat) motifi, Hitit, Urartu ve daha sonraki dönemlerde Selçuklular ve Osmanlılar’ da farklılık gösterse de göze çarpar.
Halı ve kilim desenlerinde de, “Hayat Ağacı” motifi sıklıkla görülür.
Osmanlı saray düğünlerinde sokaklarda gezdirilen ve ‘Nahıl’ adı verilen süslü ağaçlar da aynı anlayışın devamıdır. Hayat Ağacı motifi, halılarda, kilimlerde, çeşme ve cami süslemelerinde sıkça karşımıza çıkar.
BUGÜNÜ ANLAMAK İÇİN DÜNÜ BİLMEK
Noel, Yılbaşı ve Nardugan üzerine yapılan tartışmaların çoğu, bu kavramların birbirinden kopuk ele alınmasından kaynaklanıyor. Oysa tarihsel perspektiften bakıldığında, hepsi insanlığın doğayla kurduğu ilişkinin, karanlıktan aydınlığa geçişin ve yeniden doğuş umudunun farklı adlarla ifade edilmesidir.
Bu nedenle, bugün çam ağacı süsleyen bir aile de, yeni yıla umutla giren bir insan da, farkında olsun ya da olmasın, binlerce yıllık ortak bir kültürel mirasın devamını yaşatmaktadır.
BUGÜN NOEL VE YILBAŞI NEDEN BU KADAR EVRENSEL?
Modern dünyada Noel ve Yılbaşı kutlamaları, dini sınırları büyük ölçüde aşmış durumdadır. Bugün bu günler, inançtan bağımsız olarak aileyle bir araya gelmenin, paylaşmanın ve yeni bir başlangıca umut bağlamanın simgesi haline gelmiştir. Aslında bu evrensellik, Nardugan’dan Noel’e, Yul’dan Yılbaşı’na uzanan ortak insanlık mirasının doğal sonucudur. İnsanlık, binlerce yıldır aynı anda hem karanlıktan korkmuş hem de ışığın geri dönüşünü kutlamıştır.
Yeni yılınız ve bu yeniden doğuş günleriniz kutlu olsun.
DE MODE VAN HET VERSIEREN VAN DENNENBOMEN MET KERST EN NIEUWJAAR VINDT HAAR OORSPRONG BIJ DE “LEVENSGEBOOMTE” VAN DE OUDE TURKEN
Bij de oude Turken bestond het geloof in een boom die zich uitstrekte van het middelpunt van de aarde tot aan de hemel. Deze werd de Levensboom genoemd.
Nog altijd brengen mensen in Centraal Azië op de zonnewende van 22 december een zilverspar in huis. Aan de takken hangen zij linten als offergave, symbolen van wensen en gebeden die zij voor het komende jaar aan God richten.
Deze vorm van boomversiering binnen de Turkse cultuur heeft geen enkele relatie met het christelijke Kerstfeest.
Dit gebruik heeft zich later via Turkse volkeren naar Europa verspreid, kreeg in de 16e eeuw vorm in Duitsland en vond van daaruit zijn weg naar de rest van de wereld.
Samengesteld door İlhan KARAÇAY
Geachte lezers,
Mijn artikel dat ik op 5 december op ilhankaracay.com publiceerde en waarin ik de begrippen Sinterklaas, Kerstmis en Nieuwjaar in Nederland behandelde, heeft meer belangstelling gekregen dan verwacht. Vooral de duidelijke uitleg over het verschil tussen Kerstman en Sint Nicolaas en het niet verwarren van Kerstmis met Nieuwjaar leverde veel positieve reacties op van lezers.
Een van deze reacties kwam van een lezer genaamd Abdullah Gürgün. Zijn uitgebreide en inhoudelijke boodschap was niet alleen een uiting van waardering, maar bood tevens een historisch en cultureel kader rond Kerstmis, Nieuwjaar en het uit Centraal Azië afkomstige Nardugan-begrip. Dit artikel heb ik geschreven om zowel de informatie uit zijn bericht te verduidelijken als om de Kerst en Nieuwjaarsdagen waarin wij ons bevinden opnieuw te bezien vanuit hun historische achtergrond.
ZONNEWENDE EN HET IDEE VAN WEDERGEBOORTE
Volgens Abdullah Gürgün is de nacht van 21 op 22 december astronomisch gezien de langste nacht van het jaar. Na deze nacht worden de dagen langer en de nachten korter. In het oude Turkse geloofssysteem was dit natuurverschijnsel niet louter kalenderkennis, maar een heilig keerpunt. Deze nacht, waarin de zon de duisternis overwint, werd Nardugan genoemd.
Het woord Nardugan is samengesteld uit Nar, wat zon betekent, en Tuğan, wat geboren betekent. Nardugan staat dus voor de Geboren Zon. In deze opvatting begint het nieuwe jaar op het moment dat de duisternis wordt achtergelaten en het licht opnieuw de overhand krijgt.
DENNENBOOM EN HET CONCEPT VAN DE LEVENSBOOM
Als natuurkundig gegeven beginnen na de nacht van 21 op 22 december de dagen te lengen en de nachten te verkorten. Volgens het geloof van de oude Turken overwon de zon in deze nacht de duisternis en werd deze dag Nardugan genoemd. Dugan of Tugan betekent geboren, Nardugan betekent Geboren Zon.
De dennenboomversiering die vandaag wordt geassocieerd met Kerstmis en Nieuwjaar, wordt vaak uitsluitend met het christendom in verband gebracht. In werkelijkheid gaat dit gebruik veel verder terug en vindt het zijn oorsprong in de Turkse cultuur van Centraal Azië.
De oude Turken geloofden in een heilige boom die zich uitstrekte van het centrum van de aarde tot aan de hemel. Deze boom, ook wel Levensboom of Wereldboom genoemd, verbond de onderwereld, de aarde en de hemel en symboliseerde continuïteit en overvloed van het leven.
Tot op de dag van vandaag wordt in Centraal Azië op 22 december een zilverspar in huis gehaald. Aan de takken worden doeken en linten gebonden die wensen voor het komende jaar symboliseren. Dit ritueel heeft geen directe relatie met Kerstmis, maar staat symbool voor respect voor de natuur en het idee van wedergeboorte.
Deze opvatting werd via Turkse gemeenschappen naar Europa overgebracht, kreeg vooral in de 16e eeuw in Duitsland vorm als kerstboomtraditie en verspreidde zich van daaruit over de wereld.
NARDUGAN, KERSTMIS EN NIEUWJAAR KOMEN SAMEN OP ÉÉN PUNT
Een van de belangrijkste punten die Abdullah Gürgün benadrukt, is dat Nardugan, Kerstmis en Nieuwjaar geen kopieën van elkaar zijn, maar verschillende benamingen voor dezelfde tijdsperiode binnen uiteenlopende culturen.
In Scandinavië wordt de kerstperiode Jul of Yul genoemd. In het Engels bestaat het woord Yule, dat jaar betekent. De gelijkenis in klank en betekenis met het Turkse woord yıl is geen toeval. Deze periode, waarin de duisternis zich terugtrekt midden in de winter, werd in veel culturen gezien als het begin van een nieuw jaar.
Daarom vormen wedergeboorte, overvloed, hoop en licht een gemeenschappelijke basis binnen Nardugan, Kerstmis en Nieuwjaarsvieringen.
KERSTMAN, SINT NICOLAAS EN HET MODERNE BEELD
De figuur die in Nederland bekendstaat als Sint Nicolaas en in Turkije als Kerstman, is historisch gebaseerd op de heilige Nicolaas van Myra. Het huidige beeld van de vrolijke man met rode kleding en witte baard is echter in de 20e eeuw ontstaan door een commerciële illustratie. Deze werd in de jaren dertig ontworpen voor Coca Cola en groeide uit tot een wereldwijd icoon.
Dit verklaart waarom de Kerstman in verschillende culturen op uiteenlopende manieren wordt geïnterpreteerd. Elke samenleving heeft er elementen uit de eigen geschiedenis en verbeelding aan toegevoegd.
DE BOOMTRADITIE VAN ANATOLIË TOT HET PALEIS
De tot voor kort in Anatolië voortgezette traditie van het versieren van dennentakken is een levend voorbeeld van deze culturele continuïteit. Bij bruiloften werden versierde dennentakken op de mooiste plek in huis gezet en behangen met snoep en cadeaus. Dit ritueel symboliseerde overvloed en nieuwe beginnen.
Het motief van de Levensboom, ook wel Eeuwig Leven genoemd, komt voor bij de Hettieten, Urartiërs en later bij de Seltsjoeken en Ottomanen, telkens in verschillende vormen. Ook in tapijten en kilims is dit motief veelvuldig terug te vinden.
Tijdens Ottomaanse paleisbruiloften werden rijkversierde bomen, Nahıl genoemd, door de straten gedragen. Het Levensboommotief verschijnt eveneens in tapijten, kilims en in de versieringen van fonteinen en moskeeën.
OM HET HEDEN TE BEGRIJPEN MOET MEN HET VERLEDEN KENNEN
Veel discussies over Kerstmis, Nieuwjaar en Nardugan ontstaan doordat deze begrippen los van elkaar worden bekeken. Historisch gezien zijn zij echter verschillende benamingen voor dezelfde menselijke ervaring: de overgang van duisternis naar licht en de hoop op wedergeboorte.
Daarom zet een gezin dat vandaag een kerstboom versiert of iemand die hoopvol het nieuwe jaar ingaat, bewust of onbewust een eeuwenoude gedeelde culturele traditie voort.
WAAROM ZIJN KERSTMIS EN NIEUWJAAR VANDAAG ZO UNIVERSEEL
In de moderne wereld hebben Kerstmis en Nieuwjaar grotendeels hun religieuze grenzen overschreden. Tegenwoordig staan deze dagen symbool voor samenkomen met familie, delen en hoop op een nieuw begin, los van geloof. Deze universaliteit is een natuurlijk gevolg van het gedeelde erfgoed dat loopt van Nardugan tot Kerstmis en van Yul tot Nieuwjaar. De mensheid heeft duizenden jaren tegelijk de duisternis gevreesd en de terugkeer van het licht gevierd.
Moge uw nieuwe jaar en deze dagen van wedergeboorte gezegend zijn.