1964’TE İMZALANAN TÜRKİYE-HOLLANDA İŞGÜCÜ SÖZLEŞMESİ VE TARİHİ FOTOĞRAF

1964’TE İMZALANAN TÜRKİYE-HOLLANDA İŞGÜCÜ SÖZLEŞMESİ VE TARİHİ FOTOĞRAF

25 Maddelik sözleşmede yer alan bazı maddeler, Hollanda tarafından yerine getirilmiyor.

Hollanda mahkemeleri ve Avrupa İnsan hakları mahkemesi kararlarına rağmen Hollanda çark ediyor.

                               (Haberin Hollandacası en altta)
                  (De Nederlandse versie van dit nieuws staat onderaan)
Afbeelding met kleding, person, persoon, muur Automatisch gegenereerde beschrijving TARİHİ FOTOĞRAF: Hollanda ile Türkiye arasındaki işgücü anlaşmasını imzalamak için Hollanda’ya gelen, zamanın Çalışma Bakanı Bülent Ecevit, imza töreninden önce Hollandalı yetkililerle, Amsterdam’daki İjburg Türk İşçi Kampı’na gelmişti. İmza atılmadan önce Türk işçilerine bilgi veren Bülent Ecevit’i dinleyenler arasında İbrahim Görmez de vardı. (Ayakta sağda) Bu fotoğrafın telif hakkı ÇaypressAjans’tadır. Bu haberin dışında kullanılamaz.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
İlhan KARAÇAY derledi:

 

Bu yıl, Hollanda ile Türkiye arasında imzalanmış olan İşgücü Sözleşmesi’nin 60’ıncı yılı.
60 yıl önce, ‘Birkaç yıl çalışmak ve en azından bir traktör ile Türkiye’ye dönmek’ planları yapan o günün insanlarının çoğu, bugün artık yaşamıyorlar.
‘Birinci nesil’ olarak tanımladığımız o günkü insanlar, şimdilerde dördüncü nesili geride bırakmış oldular.
Aşağıda okuyacağınız derlemede sözü edilmeyen, ikinci, üçüncü ve dördüncü nesil Türkler, işçilikten esnaflığa ve daha sonra da yüksek ve değerli meslek dallarına sıçrama yapmışlardır.
Onlar günümüzde artık, işadamı, sporcu, sanatkâr, politikacı, mimar, doktor, avukat, mühendis, sendikacı, öğretmen gibi toplumun her kesiminde ve her düzeyde temsil edilmektedirler.

Hollanda ile Türkiye arasında imzalanmış olan İşgücü Sözleşmesi elbette kutlanmalıdır.
Hollanda’daki Türk Sivil Toplum Kuruluşları ve resmi daireler, çeşitli kutlamalar planlamaktadırlar.
Bu planlar sizlere zamanla bildirilecektir.

Lahey’deki imza atılışın tarihi 19 Ağustos 1964’tür.
19 Ağustos 2024’ten öncesinde, o günde ve ondan sonraki günlerde çeşitli kutlamalar yapılacaktır.
Ama ben herkesten önce davranacağım ve tüm nesiller içinden, sadece kadınlarımızı ele alarak, onların içinden ünlü olanlar ile başarılı olanları yayınlayacağım.
Uzun bir araştırma ve çalışma sonunda, ’60 Yılda 600 Ünlü ve Başarılı Kadınlarımız’ başlığı ile hazırladığım çalışmayı, KADIN DERGİSİ, 15 Mart-15 Nisan sayısında komple yayınlayacak.
KADIN DERGİSİ’nin patronu Ebubekir Turgut, tabii ki sadece yayınlamakla kalmayacak, sürpriz bir etkinlik de organize edecek. Bu konuda gerek şahsım ve gerekse KADIN DERGİSİ ve PLATFORM DERGİSİ’nin duyurularını göreceksiniz.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, kleding, vrouw Automatisch gegenereerde beschrijving
KADIN DERGİSİ’NDE 15 Mart-15 Nisan
SAYISINDA YAYINLANACAK OLAN, ÜNLÜ
VE BAŞARILI KADINLARIMIZIN KAPAK TASLAĞI.

Şimdi dönelim, 60 yıllık göç derlemesine:

İkinci Dünya Savaşı sonrası yeniden yapılanma sürecine giren Batı Avrupa ülkeleri, ekonominin işgücüne olan talebini kendi öz kaynaklarıyla karşılayamaz hale gelmeleri üzerine, diğer başka ülkelerden olduğu gibi ülkemizden de işçi talebinde bulunmuşlardı.

Türk işgücü, resmi olarak ilk göçünü 30 Ekim 1961 tarihinde imzalanan işgücü anlaşmasıyla Batı Almanya’ya vermişti. Batı Almanya ile yapılan bu işgücü anlaşmasından sonra, diğer Batı Avrupa ülkeleri ve Avustralya ile de işgücü anlaşmaları imzalandı.

Yapılan işgücü anlaşmalarının etkisiyle, 1961 ile 1973 yılları arasında, Türkiye’den yurt dışına yoğun bir işgücü göçü yaşandı. Aile birleşimleriyle yurt dışında yaşayan vatandaş sayımız ciddi bir biçimde artış gösterdi. 1970’li yıllardan sonraki işçi göçü ise, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya ve Orta Asya’ya yönelmiş olup, farklı dinamiklere sahiptir. Bu göç çoğunlukla, Türk müteahhitlik firmalarının kendi işçilerini yanlarında götürmeleri şeklinde cereyan etmiş; vatandaşlarımız gittikleri ülkelere yerleşme niyetinde olmadıklarından aileleri göçe katılmamıştır.

BATI AVRUPA’YA GÖÇ

Başlangıçta büyük çoğunluğu işgücü anlaşmaları bünyesinde işçi statüsünde bulunan vatandaşlarımız, ilk işgücü anlaşmasının imzalanmasından bu yana geçen altmış yılı  aşkın sürede, çalışkanlıkları, disiplinleri, Türk kültüründen birlikte götürdükleri hasletlerine ek olarak, olağanüstü çabalarıyla yaşadıkları toplumlarda kendilerine saygın birer yer edinmişlerdir. Onlar günümüzde işadamı, esnaf, sporcu, sanatkâr, politikacı, mimar, doktor, avukat, mühendis, sendikacı, öğretmen gibi toplumun her kesiminde ve her düzeyde temsil edilmektedirler.

Yurt dışına yönelik işçi akımının düzenli gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak ve göçmen işçiler ile işverenlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere imzalamış olduğumuz işgücü anlaşmaları, yakın tarihimizin dönüm noktalarından birini teşkil etmektedir. İlk olarak Batı Almanya ile 1961 yılında imzalamış olduğumuz İşgücü Anlaşması, kısa bir süre sonra imzalanacak diğer işgücü anlaşmalarının ve dünya coğrafyasının çok geniş kesimine yayılacak olan Türk işgücünün ilk temellerini oluşturmuştur.

Yapılan işgücü anlaşmalarının etkisiyle, yurt dışına giden Türk işgücü sayısı, 1973 yılındaki ‘Petrol Krizi’ne kadar giderek artmıştır. Bu dönemden sonra Batı Avrupa hükümetleri, göçmen işçi akımını durdurmalarına rağmen, aile birleşimi gibi nedenlerle vatandaşlarımızın bu ülkelerdeki mevcudiyetleri geçici olmaktan çıkarak daimi bir hal almıştır.

TÜRKİYE – HOLLANDA İŞGÜCÜ ANLAŞMASI

Anlaşmanın İmzalandığı Tarih ve Yer: 19 Ağustos 1964, Lahey

Afbeelding met kleding, person, persoon, muur Automatisch gegenereerde beschrijving TARİHİ FOTOĞRAF: Hollanda ile Türkiye arasındaki işgücü anlaşmasını imzalamak için Hollanda’ya gelen, zamanın Çalışma Bakanı Bülent Ecevit, imza töreninden önce Hollandalı yetkililerle, Amsterdam’daki İjburg Türk İşçi Kampı’na gelmişti. İmza atılmadan önce Türk işçilerine bilgi veren Bülent Ecevit’i dinleyenler arasında İbrahim Görmez de vardı. (Ayakta sağda)
Bu fotoğrafın telif hakkı ÇaypressAjans’tadır. Bu haberin dışında kullanılamaz.

19 Ağustos 1964 tarihinde Lahey’de imzalanmış olan Türkiye – Hollanda İşgücü Anlaşması, aynı tarihte yürürlüğe girmiştir.
25 maddeden oluşan bu anlaşmaya göre her iki devlet, Türk işçilerinin Hollanda’da çalıştırılmalarının sağlanmasının, her iki memleketin yararına olduğunu kabul ederek, Türk işçilerinin toplanması, Hollanda’ya yollanması ve orada işe yerleştirilmesi hakkında bir anlaşmaya varmak amacıyla mutabık kalmışlardır.

Batı Avrupa ülkelerinin işçi alımını durdurdukları 1973-1974 yıllarından bu yana, anılan Anlaşma kapsamında Hollanda’ya işgücü gönderilmemektedir.

Hollanda ile Türkiye arasındaki işgücü anlaşmasını imzalamak için Hollanda’ya gelen, zamanın Çalışma Bakanı Bülent Ecevit, imza töreninden önce Hollandalı yetkililerle, Amsterdam’daki İjburg Türk İşçi Kampı’na gelmişti. İmza atılmadan önce Türk işçilerine bilgi veren Bülent Ecevit’i dinleyenler arasında İbrahim Görmez de vardı. Hollanda’da henüz 5 aylık bir deneyimi olan İbrahim Görmez, daha sonra Hollanda Türk İslam ve Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı olmuş ve Türkler için bir Radyo-Televizyon Kurumu kazandırarak başkanı olmuştu.
Nacizane şahsım ise, bir dünya turunun ardından 1967 yılında uğradığım Hollanda’da takılıp kalmıştım.

Afbeelding met krant, tekst, Nieuws, Krantenpapier Automatisch gegenereerde beschrijving

Ecevit’in beraberinde Ankara’dan gelen diplomatlar, Lahey Büyükelçimiz ve Hollandalı Bakan ve bürokratlar vardı. İjburg işçi kampında hazırlanan Türk yiyecekleri, bir müzik grubunun sunduğu şarkılar arasında afiyetle yenildi. Daha sonra Lahey’e geçildi ve tarihi anlaşma imzalandı.

ANLAŞMANIN İÇERİĞİ

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Hollanda Krallığı Hükümeti, iki memleket arasındaki dostluk bağlarını ve karşılıklı işgücünün ihtiyaçlarını göz önünde tutarak, Türk işçilerinin Hollanda’da çalıştırılmalarının sağlanmasının her iki memleketin yararına olduğunu kabul ederek, Türk işçilerinin toplanması, Hollanda’ya yollanması ve orada işe yerleştirilmesi hakkında bir anlaşmaya varmak arzusu ile, aşağıdaki hususlar üzerinde mutabık kalmışlardır.

İki ülke arasında yapılan sözleşme hâlâ yürürlüktedir ama, maalesef Hollanda, uyulması gereken şartlardan bazılarını hiçe sayarak uygulamamaktadır. Bunlardan en önemlisi de, Türk çocuklarının Türkçe eğitim yapamamasıdır. Çeşitli mahkeme kararlarına rağmen, Türkçe eğitimi için hem maddi ve hem de fiziki imkân tanımayan Hollanda, bu konuda protesto edilmektedir.

Afbeelding met kleding, person, persoon, schoeisel Automatisch gegenereerde beschrijving
1964 anlaşması imzalandıktan sonra Hollanda’ya THY ile gelen ilk Türk işçi kafilesi

GENEL HÜKÜMLER

Madde 1

Türk işçilerinin toplanması, Hollanda’ya yollanması ve orada işe yerleştirilmesi konusunda: Türkiye yönünden, Ankara’da Türkiye İş Kurumu (bundan sonra Kurum olarak geçecektir) yetkilidir. Hollanda yönünden, Lahey’de Sosyal İşler ve Sağlık Bakanlığı İşverme Müdürlüğü (bundan sonra Direction olarak geçecektir) yetkilidir.

Madde 2

1. Direction, yetkili Türk makamlarının gerekli tedbirleri zamanında alabilmeleri ve işçi taleplerini karşılayabilmelerini sağlamak üzere, en az altı ayda bir Hollanda sanayiinin Türk işgücü ihtiyacını, iş ve sanayi kolları ile meslekler belirtilmek suretiyle, Kuruma bildirir.

2. Kurum, mevcut işçilerle talebin ne nisbette karşılanabileceğini tezelden Direction’a bildirir.

Madde 3

1. Direction, iş ve ücret genel şartları ile yaşama şartları hakkında işçilerin aydınlatılmalarını sağlayabilecek bütün bilgileri Kuruma verir.

2. Direction, Hollanda sanayinin çeşitli kesimlerindeki ortalama ücretler ve ortalama çalışma süreleri; vergi, sosyal sigorta primleri, vesair ücretlerden yapılacak kesinti miktarları ile genel olarak fiyatlar ve geçim şartları hakkındaki bütün bilgiyi verir.

3. Bu konuda gerektikçe tamamlayıcı bilgi verilir.

Afbeelding met tekst, Lettertype, ontvangst, schermopname Automatisch gegenereerde beschrijving

İki ülke arasında çifte vergilendirmeyi önlemek için
1986 yılında ikili sözleşme imzalanmıştı.

İŞÇİLERİN TOPLANMASI VE İŞE YERLEŞTİRİLMESİ

Madde 4

1. Direction, ikinci maddede belirtilen bilgiyi dikkate alarak, Hollanda işverenlerinin iş tekliflerini Kuruma bildirir.

2. İş teklifleri, işin niteliği, türü ve müddeti, brüt ve net ücretler, çalışma şartları, işçilerin iaşe ve ibate imkânları ile diğer lüzumlu ve faydalı bilgileri tam olarak kapsamalıdır.

3. Biriş teklifi müsait karşılandığı takdirde, Kurum, bu iş teklifinin şartları ile diğer yararlı bilgilerin, ilgili işçilere tezelden duyurulmasını sağlayacak tedbirleri alır. 70 Uluslararası İşgücü Anlaşmaları 61

Madde 5

Türk işçilerinin Hollanda’da çalışabilecekleri yaş hadleri aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir;

Kalifiye olmayan işçiler için, 21-35 yaş arası,

Kalifiye ve uzman işçiler için, 23-45 yaş arası.

Bu yaş hadleri, ismen işçi istenmesi halinde veya özel hallerde Kurum ile Direction’un anlaşması ile değiştirilebilir.

Madde 6

1. Hollanda’da bir işe yerleştirilmek üzere aday gösterilen işçilerin sağlık muayeneleri Kurumca sağlanır. Adaylar, mesleki ehliyet ve Direction’un koyduğu diğer özel şartlar bakımından Kurum tarafından yoklamaya tabi tutulur.

2. Her adayın tabi tutulacağı bu yoklamanın sonucu, şekli müştereken tespit olunan formülere işlenir. 3. Kurum, adli sicilleri temiz olmayan ya da sosyal ve ahlaki bakımlardan kötü tavır ve hareketleri bilinen adayların takdim edilmemesi hususuna itina eder.

4. Kabul edilen adayların listesi ve her biri için doldurulan formülerler Kurumca Direction’a gönderilir.

Madde 7

1. Direction, Kurum tarafından takdim edilen adayların kesin seçmesini yapmakla görevli bir heyeti Türkiye’ye gönderebilir.

2. Kurum, yukarıda adı geçen heyetin incelemelerini yetkili ve çabuk yapabilmesi için, müştereken tespit edilecek seçme yerlerinde lüzumlu bina ve vasıtaları heyet emrine verir.

Madde 8

Direction, kesin olarak kabul edilmiş bulunan adayların bir listesini, mümkün olduğu kadar çabuk Kuruma gönderir.

Afbeelding met tekst, brief, papier, boek Automatisch gegenereerde beschrijving

Madde 9

1. Direction, kesin olarak kabul edilen her işçi için, müştereken tespit edilen bir modele uygun olarak Türk ve Hollanda dilleri ile iki nüsha halinde hazırlanmış ve işveren tarafından imzalanmış bir iş sözleşmesini Kuruma gönderir. Bu iş sözleşmesi işçi tarafından Türkiye’den hareketinden önce imzalanmış olmalıdır.

2. İş sözleşmesinin geçerlilik süresi bir yıldır. Müştereken kabul edilecek özel hallerde iş sözleşmelerinin süreleri, sekiz aydan fazla olmak kaydıyla, bir yıldan az olabilir.

Madde 10

1. Dokuzuncu maddede bahsi geçen iş sözleşmesinin alınmasını müteakip Kurum işçiye pasaport çıkarılmasını sağlar.

2. İşçi, ayrıca medeni durumunu, bakımı ile yükümlü olduğu aile fertlerini gösterir belgelerle 6 ncı maddenin 3 üncü bendinde belirtilen, adli iyi durum belgesine de sahip olmalıdır.

Madde 11

1. Kurum, kabul edilmiş olan işçilerin Direction’la müştereken tespit edilen tarihlerde ve yerlerde harekete hazır bulunmalarına itina eder.

2. İşçilerin hareket yerinden Hollanda’ya nakilleri, Kurum ile danışmadan sonra Direction’ca düzenlenir ve masraflar Direction tarafından doğruca ilgililere ödenir.

3. Bu maddede sözü geçen nakil masrafları işverenlere aittir. İşverenler bu masrafları Direction’a ödemeyi taahhüt etmekle mükelleftirler.

Madde 12

Türk işçilerinin Türkiye’den Hollanda’ya hava yolu ile nakledilmeleri halinde nakil işine iki memleketin havayolu müesseseleri iştirak edebilir.

Madde 13

Hollanda işverenleri, Direction’un veya heyetin işçinin mesleki ehliyetine ilişkin kararına karşı ancak işçinin işindeki ehliyetsizliği aşikar şekilde sabit olduğu taktirde Hollanda Çalışma Büroları nezdinde itirazda bulunabilirler. Bu gibi hallerde, Hollanda Çalışma Büroları ilgililere mesleki ehliyetlerine uygun iş teminine çalışırlar.

Madde 14

İsmen yapılan talepler ancak Hollanda’da oturan Türk işçileri ile veya Hollanda’da yerleşmiş işverenlerle ilişkileri olan Türk işçilerine ait olduğu takdirde Direction tarafından Kuruma intikal ettirilir. Bu talepler hakkında yapılacak işlemi Kurum kararlaştırır.

Madde 15

1. Altıncı madde gereğince yapılacak ilk seçmeye ait masraflar Türk tarafına aittir. Bu masraflar, işçilerin tıbbi muayene ve mesleki seçme masraflarını, oturdukları yerlerden muayene ve seçme mahallerine kadar olan seyahat giderlerini ve seçme yerlerindeki ikametleri süresince iaşe ve ibate masraflarını kapsar.

2. Heyetin yaptıracağı özel tıbbi muayene ve mesleki seçmeye ait masraflar Hollanda tarafına aittir. 3. Heyetin çalışma masrafları Hollanda tarafınca karşılanır.

Madde 16

Direction, bu anlaşma çerçevesi içinde Hollanda’ya varan işçilerin listelerini, işverenlerin adresleri ile işçilerin Hollanda’daki ilk adreslerini belirtmek suretiyle, Lahey’deki Türkiye Büyükelçiliğine gönderir.

GENEL ÇALIŞMA ŞARTLARI

Madde 17

1. Hollanda’da çalışan Türk işçileri, Hollanda’lı işçiler için uygulanan ücret (ücretli izin dâhil) ve çalışma şartlarından, kanun hükümlerinden, toplu iş sözleşmeleri ile mesleki örf ve mahalli adetlerden eşit şekilde faydalanırlar.

2. Türk işçileri, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile lojman konularındaki kanunların uygulanması bakımından Hollanda’lı işçilere sağlanan hak ve himayelerden Hollanda’lı işçilerle eşit şekilde faydalanırlar.

3. Türk işçileri, Hollanda mevzuatının (aile yardımları dâhil) sosyal güvenlik konusunda Hollanda’lı işçilere sağladığı avantajlardan, mevzuattaki şartları yerine getirmeleri kaydıyla, faydalanırlar.

4. Hollanda makamları, bu hükümlerin uygulanmasına ve özellikle işçinin Hollanda’ya varışı anında işe alınma şartlarının adı geçen hükümlere uygun olmasına itina gösterirler.

5. Türk işçilerinin, ayrıca, iş anlaşmazlığı halinde, Hollanda vatandaşlarına uygulanan aynı şartlar dâhilinde, yetkili idari veya adli Hollanda mercilerine müracaat etmeye hakları vardır.

Madde 18

Türk işçileri tasarruflarının tamamını Hollanda’da yürürlükte olan hükümler dairesinde Türkiye’ye gönderebilirler.

Madde 19

1. Yetkili Hollanda makamları ve Hollanda’lı işverenler, Türk işçilerine, özellikle istihdamlarının başlangıç devresinde, yeni muhitlerine intibaklarını sağlamak bakımından gerekli her türlü yardımda bulunacaklardır.

2. Akit tarafların yetkili makamları, Hollanda ve Türk sosyal ve dini teşekküllerini Hollanda’daki Türk işçilerinin intibakını kolaylaştırmak gayesine yöneltilmiş bütün teşekküllerini dürüstçe araştırıp destekleyeceklerdir. Yukarıda belirtilen Türk ve Hollanda teşekkülleri arasında işbirliği yapılması da kolaylaştırılacaktır.

Madde 20

1. Hollanda makamlarının müsaadesiyle iş sözleşmesi uzatılmayan veya yeni bir işe girmeyen işçi, iş sözleşmesi sonunda Türkiye’ye dönmek zorundadır.

2. İş sözleşmesinin sona ermesi veya bozulması hallerinde memlekete dönüş masrafları Hollanda’lı işverenlerce karşılanır. Bununla birlikte, sözleşme işçinin ağır bir kusuru sonucunda bozulmuşsa veya bozma için işçinin ileri sürdüğü sebepler geçerli değilse; dönüş masrafları işçi tarafından ödenir. Bu konuda karar verme yetkisi işyerinin bulunduğu bölgenin Çalışma Bürosuna aittir.

3. İlk iş sözleşmesi yenilenen işçi iznini Türkiye’de geçirmek isterse, gidiş-dönüş yol masrafları işveren tarafından karşılanır. Müteakip yenilemelerde işçilere böyle bir kolaylık gösterilmesi zorunluluğu yoktur.

SON HÜKÜMLER

Madde 21

Hollanda makamları, bu anlaşma çerçevesi içinde aldığı işçileri kamu düzeni ve güvenliği sebepleri ile Türkiye’ye iade edebilirler.

Madde 22

1. Akit taraflardan birinin isteği üzerine, en çok üçer temsilciden müteşekkil bir Karma Komisyon kurulabilir. Taraflar gereği kadar uzman bulundurabilir.

2. Bu anlaşmanın uygulanması sırasında çıkacak güçlüklerin çözümlenmesinde Kurumla Direction arasında bir mutabakata varılamadığı takdirde, Karma Komisyon bu güçlüklere çözüm yolu bulmaya çalışır. Bundan başka Karma Komisyon, Türk işçilerinin toplanması Hollanda’ya yollanması ve orada işe yerleştirilmesi ile ilgili genel nitelikteki meselelerle de meşgul olabilir. Gerekirse ele aldığı meselelerle ilgili olarak akit taraflara teklifler yapar.

3. Karma Komisyon iç teşkilatını ve çalışma tarzını kendisi tespit eder. Toplantılar sıra ile Türkiye’de ve Hollanda’da yapılır.

Madde 23

Bu anlaşma hükümleri, Hollanda bakımından Krallığın sadece Avrupa’daki toprakları için uygulanır.

Madde 24

İşbu anlaşmanın bir Türkçe tercümesi Türkiye Hükümeti tarafından Hollanda Hükümeti’ne, bir Flamanca tercümesi ise Hollanda Hükümeti tarafından Türk Hükümeti’ne sunulacaktır.

Madde 25

1. Bu anlaşma imzası tarihinde yürürlüğe girer.

2. İşbu anlaşma 31 Aralık 1964 tarihine kadar geçerlidir ve bitiminden en az üç ay önce akitlerden biri tarafından diplomatik yolla feshedilmediği taktirde bir yıl daha uzatılmış sayılır. Yukarıdaki hususları doğrulamak için akit tarafların yetkili temsilcileri işbu anlaşmayı imzalamışlardır.

19 Ağustos 1964 günü Lahey’de Fransızca olarak iki nüsha yapılmıştır.

Lahey, 19 Ağustos 1964.

Sayın Büyükelçi,

Hollanda Krallığı ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bugün imzalanan Türk işçilerinin Hollanda’ya göçü, işe alınması ve istihdamına ilişkin Anlaşmaya ilişkin olarak, aşağıdaki hususları Ekselanslarının dikkatine sunmaktan onur duyarım:

  • A.Hollandalı işverenler, Türk işçilerinin Hollanda ile Türkiye arasındaki tüm ulaşım masraflarını üstlendiğinden, Hollanda elbette hangi ulaşım aracının (kara, deniz veya hava) kullanılacağını belirleyebilir ve bu ulaşımı hangi nakliye şirketlerinin sağlayacağı konusunda özgür seçim hakkına sahiptir. .

  • B.Yukarıdakiler özellikle hava taşımacılığı kullanıldığında geçerlidir; bu durumda söz konusu ülkelerin hükümetleri 12. Maddede öngörülen özgürlüğü garanti eder. Bu alanda sıkıntı çıkması halinde her iki hükümet de gerekli adımları atacak ve gecikmeden istenilen duruma kavuşturacaktır.

  • C.İkinci durumda, her iki Hükümet de her iki ülke tarafından onaylanan 30 Nisan 1956 tarihli Avrupa’da Tarifeli Olmayan Hava Hizmetlerine İlişkin Ticari Haklara İlişkin Çok Taraflı Anlaşmanın 2( c) Maddesine uygun olarak hareket edecektir.

Yukarıdaki hususlara katıldığınızı belirtirseniz çok memnun olurum.

Sayın Büyükelçi, en derin saygılarımın teminatını lütfen kabul edin.

(imza) L. DE BLOCK

Ekselânsları Sayın Fuat Kepenek
Olağanüstü ve Yetkili
Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi
Lahey

************************************

Nederlandse versie van het bericht

ARBEIDSCONTRACT TURKIJE-NEDERLAND ONDERTEKEND IN 1964 EN HISTORISCHE FOTO

Aan sommige artikelen in het 25-puntenakkoord wordt door Nederland niet voldaan.

Ondanks de uitspraken van de Nederlandse rechter en het Europees Hof voor de Rechten van de Mens draait Nederland zichzelf om.

Afbeelding met kleding, person, persoon, muur Automatisch gegenereerde beschrijvingHISTORISCHE FOTO: Bülent Ecevit, toenmalig minister van Arbeid, die naar Nederland kwam om de arbeidsovereenkomst tussen Nederland en Turkije te ondertekenen, kwam voor de ondertekeningsceremonie met Nederlandse ambtenaren naar het Turkse Werkkamp Ijburg in Amsterdam. Ibrahim Görmez was onder degenen die luisterden naar Bülent Ecevit, die informatie gaf aan de Turkse arbeiders voor de ondertekeningsceremonie. (Staand rechts)
Op deze foto rust auteursrecht van ÇaypressAjans. Mag niet worden gebruikt buiten dit nieuws.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
Samengesteld door İlhan KARAÇAY:

Dit jaar is het 60 jaar geleden dat de Arbeidsovereenkomst tussen Nederland en Turkije werd ondertekend.
60 jaar geleden, zijn de meeste mensen van die dag die van plan waren om ‘een paar jaar te werken en terug te keren naar Turkije met ten minste een tractor’ vandaag de dag niet meer in leven.
De mensen van toen, die we definiëren als de ‘eerste generatie’, hebben nu de vierde generatie achter zich gelaten.

De Turken van de tweede, derde en vierde generatie, die niet worden genoemd in de compilatie die u hieronder zult lezen, hebben de sprong gemaakt van arbeider naar handelaar en vervolgens naar hoge en waardevolle beroepen.
Vandaag de dag zijn ze vertegenwoordigd in elk segment van de samenleving en op elk niveau, zoals zakenlieden, sporters, kunstenaars, politici, architecten, artsen, advocaten, ingenieurs, vakbondsleden en leraren.

De Arbeidsovereenkomst tussen Nederland en Turkije moet natuurlijk gevierd worden.
Turkse NGO’s en officiële kantoren in Nederland plannen verschillende festiviteiten.
Deze plannen zullen u te zijner tijd worden medegedeeld.
De datum van de ondertekening in Den Haag is 19 augustus 1964.
Vóór 19 augustus 2024 zullen op die dag en de dagen erna verschillende vieringen worden gehouden.
Maar ik zal iedereen voor zijn en alleen onze vrouwen van alle generaties nemen en de beroemde en succesvolle onder hen publiceren.

Als resultaat van lang onderzoek en studie heb ik een studie voorbereid met de titel ‘600 beroemde en succesvolle vrouwen in 60 jaar’, die KADIN MAGAZINE zal publiceren in het nummer van 15 maart-15 april.

Ebubekir Turgut, de baas van KADIN MAGAZINE, zal het natuurlijk niet alleen publiceren, maar ook een verrassingsevenement organiseren. Je zult de aankondigingen van zowel mijzelf als KADIN DERGİSİ en PLATFORM DERGİSİ over dit onderwerp zien.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, kleding, vrouw Automatisch gegenereerde beschrijving
COVER VAN HET ONDERZOEK DAT GEPUBLICEERD ZAL WORDEN
IN HET 15 MAART-15 APRIL NUMMER VAN KADIN MAGAZINE

Laten we nu terugkeren naar de compilatie van 60 jaar migratie:

West-Europese landen, die na de Tweede Wereldoorlog aan het herstructureren waren, vroegen om arbeidskrachten uit ons land en uit andere landen toen ze met hun eigen middelen niet aan de vraag naar arbeidskrachten konden voldoen.

De Turkse beroepsbevolking migreerde officieel voor het eerst naar West-Duitsland met de arbeidsovereenkomst die op 30 oktober 1961 werd ondertekend. Na deze arbeidsovereenkomst met West-Duitsland werden arbeidsovereenkomsten getekend met andere West-Europese landen en Australië.

Door het effect van deze arbeidsovereenkomsten vond er tussen 1961 en 1973 een intensieve arbeidsmigratie plaats van Turkije naar het buitenland. Het aantal burgers dat in het buitenland woonde nam aanzienlijk toe door gezinsherenigingen. De arbeidsmigratie na de jaren 1970 was gericht op Noord-Afrika, het Midden-Oosten, Rusland en Centraal-Azië en had een andere dynamiek. Deze migratie vond meestal plaats in de vorm van Turkse loonbedrijven die hun eigen werknemers meenamen; aangezien onze burgers niet van plan waren om zich te vestigen in de landen waar ze naartoe gingen, namen hun families niet deel aan de migratie.

MIGRATIE NAAR WEST-EUROPA

In meer dan zestig jaar sinds de ondertekening van de eerste arbeidsovereenkomst hebben onze burgers, van wie de meesten aanvankelijk de status van arbeider hadden in het kader van de arbeidsovereenkomsten, een respectabele plaats verworven in de samenlevingen waarin ze leven dankzij hun harde werk, discipline, de kenmerken die ze van de Turkse cultuur hebben meegebracht en hun buitengewone inspanningen. Vandaag zijn ze vertegenwoordigd in alle segmenten van de samenleving en op alle niveaus, zoals zakenlui, handelaars, sportlui, artiesten, politici, architecten, dokters, advocaten, ingenieurs, vakbondsleden en leerkrachten.

De arbeidsovereenkomsten die we hebben ondertekend om de regelmatige stroom van werknemers naar het buitenland te vergemakkelijken en om tegemoet te komen aan de behoeften van migrerende werknemers en werkgevers, vormen een van de keerpunten in onze recente geschiedenis. De eerste arbeidsovereenkomst die in 1961 met West-Duitsland werd ondertekend, legde de basis voor de andere arbeidsovereenkomsten die kort daarna werden ondertekend en voor de verspreiding van de Turkse beroepsbevolking over een zeer groot deel van de wereld.

Met het effect van de arbeidsovereenkomsten nam het aantal Turkse arbeidskrachten dat naar het buitenland ging geleidelijk toe tot de ‘oliecrisis’ in 1973. Na deze periode stopten de regeringen weliswaar de stroom migrantenarbeiders, maar de aanwezigheid van onze burgers in deze landen werd permanent in plaats van tijdelijk om redenen als gezinshereniging.

ARBEIDSOVEREENKOMST TURKIJE – NEDERLAND

Datum en plaats van ondertekening: 19 augustus 1964, Den Haag

Afbeelding met kleding, person, persoon, muur Automatisch gegenereerde beschrijving

HISTORISCHE FOTO: Bülent Ecevit, toenmalig minister van Arbeid, die naar Nederland kwam om de arbeidsovereenkomst tussen Nederland en Turkije te ondertekenen, kwam voor de ondertekeningsceremonie met Nederlandse ambtenaren naar het Turkse Werkkamp Ijburg in Amsterdam. Ibrahim Görmez was een van degenen die luisterden naar Bülent Ecevit, die informatie gaf aan de Turkse arbeiders voor de ondertekeningsceremonie (staand rechts).
Op deze foto rust auteursrecht van ÇaypressAjans. Mag niet worden gebruikt buiten dit nieuws.

De overeenkomst tussen Turkije en Nederland over de arbeidskrachten werd op 19 augustus 1964 in Den Haag ondertekend en trad op dezelfde datum in werking.

Volgens deze 25 artikelen tellende overeenkomst zijn beide staten, die erkennen dat het in het belang van beide landen is om de werkgelegenheid voor Turkse werknemers in Nederland te waarborgen, overeengekomen om tot een overeenkomst te komen over de werving, verzending en plaatsing van Turkse werknemers in Nederland.

Sinds 1973-1974, toen de West-Europese landen stopten met de massale werving van arbeidskrachten, zijn er geen arbeidskrachten meer naar Nederland gestuurd in het kader van bovengenoemde overeenkomst.

Bülent Ecevit, de toenmalige minister van Arbeid, die naar Nederland kwam om de arbeidsovereenkomst tussen Nederland en Turkije te ondertekenen, kwam voor de ondertekeningsceremonie met de Nederlandse autoriteiten naar het Turkse Werkkamp Ijburg in Amsterdam. İbrahim Görmez was een van degenen die luisterden naar Bülent Ecevit, die informatie gaf aan de Turkse arbeiders voor de ondertekeningsceremonie. Ibrahim Görmez, die slechts 5 maanden ervaring had in Nederland, werd later voorzitter van de Federatie van Turkse Islamitische en Culturele Verenigingen in Nederland en werd voorzitter van een Radio-Televisie Organisatie voor Turken.

Ikzelf kwam in 1967 naar Nederland na een wereldreis.

Afbeelding met krant, tekst, Nieuws, Krantenpapier Automatisch gegenereerde beschrijving

Ecevit werd vergezeld door diplomaten uit Ankara, onze ambassadeur in Den Haag en Nederlandse ministers en bureaucraten. Turks eten bereid in het werkkamp Ijburg werd met plezier gegeten tussen de liederen gepresenteerd door een muziekgroep. Daarna ging het verder naar Den Haag en werd de historische overeenkomst ondertekend.

INHOUD VAN DE OVEREENKOMST

De Regering van de Republiek Turkije en de Regering van Nederland, gelet op de vriendschapsbanden tussen beide landen en de wederzijdse behoefte aan arbeidskrachten van beide landen, en erkennende dat het in het belang van beide landen is te voorzien in de tewerkstelling van Turkse werknemers in Nederland, en verlangende een overeenkomst te bereiken inzake de werving, verzending en plaatsing van Turkse werknemers in Nederland, zijn het volgende overeengekomen.

De overeenkomst tussen beide landen is nog steeds van kracht, maar helaas negeert Nederland een aantal van de voorwaarden waaraan voldaan moet worden en voert ze niet uit. De belangrijkste daarvan is dat Turkse kinderen geen onderwijs in het Turks kunnen krijgen. Ondanks verschillende gerechtelijke uitspraken wordt hiertegen geprotesteerd door Nederland, dat zowel financieel als fysiek geen mogelijkheden biedt voor Turks onderwijs.

Afbeelding met kleding, person, persoon, schoeisel Automatisch gegenereerde beschrijvingNa ondertekening van de overeenkomst uit 1964 zal de eerste groep Turkse werknemers die per Turkish Airlines in Nederland aankomt

ALGEMENE BEPALINGEN

Artikel 1
Het Turkse Arbeidsbureau (hierna te noemen het Turkse Arbeidsbureau) in Ankara, Turkije, is verantwoordelijk voor de werving, overplaatsing en plaatsing van Turkse werknemers in Nederland: Voor Turkije is het Turkse arbeidsbureau (hierna “het agentschap” genoemd) gemachtigd in Ankara. Voor Nederland wordt de Directie Werkgevers van het Ministerie van Sociale Zaken en Volksgezondheid (hierna “de Directie” genoemd) gemachtigd in Den Haag.

Artikel 2
1. Teneinde de bevoegde Turkse autoriteiten in staat te stellen tijdig de nodige maatregelen te nemen en aan de vraag naar werknemers te voldoen, deelt de Directie ten minste eenmaal per halfjaar aan het Agentschap de behoefte aan Turkse arbeidskrachten in de Nederlandse industrie mede, met vermelding van de bedrijfstakken en beroepen.

2. Het Agentschap stelt de Directie onverwijld in kennis van de mate waarin met de beschikbare arbeidskrachten aan de vraag kan worden voldaan.

Artikel 3
1. De Directie verstrekt aan het Agentschap alle informatie die nodig kan zijn om de werknemers te informeren over de algemene arbeidsvoorwaarden, de lonen en de levensomstandigheden.

2. De Directie verstrekt alle inlichtingen over de gemiddelde lonen en gemiddelde arbeidsduur in de verschillende sectoren van de Nederlandse industrie, over de hoogte van de op de lonen ingehouden belastingen, sociale lasten enz. en over de prijzen en levensomstandigheden in het algemeen.

3. Zo nodig worden aanvullende inlichtingen verstrekt.

Afbeelding met tekst, Lettertype, ontvangst, schermopname Automatisch gegenereerde beschrijving

Om dubbele belasting tussen de twee landen te voorkomen in 1986 werd een bilaterale overeenkomst ondertekend.

WERVING EN PLAATSING VAN WERKNEMERS

Artikel 4

1. De Directie stelt het Agentschap in kennis van de werkaanbiedingen van Nederlandse werkgevers, met inachtneming van de in artikel 2 bedoelde informatie.

2. De aanbiedingen van werk moeten de aard, de soort en de duur van het werk, het bruto- en nettoloon, de arbeidsvoorwaarden, de middelen van bestaan en andere noodzakelijke en nuttige inlichtingen volledig bevatten.

3. Wanneer een werkaanbieding gunstig is, neemt het Agentschap maatregelen om ervoor te zorgen dat de voorwaarden van de werkaanbieding en andere nuttige informatie onverwijld aan de betrokken werknemers worden medegedeeld. 70 Internationale Arbeidsovereenkomsten 61

Artikel 5

De leeftijdsgrenzen voor Turkse werknemers om in Nederland te werken zijn als volgt vastgesteld;

Voor ongeschoolde werknemers, tussen 21-35 jaar,

Voor geschoolde en gespecialiseerde werknemers, 23-45 jaar.

Deze leeftijdsgrenzen kunnen in overleg tussen de Organisatie en de Directie worden gewijzigd in geval van een verzoek om werknemers op naam of in bijzondere gevallen.

Artikel 6

1. De gezondheidsonderzoeken van de voor tewerkstelling in Nederland voorgedragen werknemers worden door de Organisatie verricht. De kandidaten worden door de Instelling onderzocht op hun beroepskwalificaties en eventuele andere bijzondere eisen die door de Directie worden gesteld.

2. Het resultaat van dit onderzoek van iedere kandidaat wordt vastgelegd op een formularium, waarvan de vorm in onderling overleg wordt vastgesteld. 3. De Organisatie ziet erop toe dat geen kandidaten worden voorgedragen van wie het strafblad niet schoon is of van wie bekend is dat zij een slecht sociaal of zedelijk gedrag vertonen.

4. De lijst van aanvaarde kandidaten en de voor elk van hen ingevulde formulieren worden door de Organisatie aan de directie toegezonden.

Artikel 7

1. De directie kan een delegatie naar Turkije zenden voor de definitieve selectie van de door de Organisatie voorgedragen kandidaten.

2. Teneinde bovengenoemde delegatie in staat te stellen haar onderzoek op toegestane en snelle wijze te verrichten, stelt de directie de delegatie de nodige ruimten en middelen ter beschikking op de gezamenlijk vast te stellen selectieplaatsen.

Artikel 8

De Directie doet de Organisatie zo spoedig mogelijk een lijst toekomen van de kandidaten die definitief zijn aanvaard.

Afbeelding met tekst, brief, papier, boek Automatisch gegenereerde beschrijving

Artikel 9

1. Voor elke definitief aanvaarde werknemer zendt de directie aan het Agentschap een arbeidsovereenkomst die in tweevoud in de Turkse en Nederlandse taal is opgesteld en door de werkgever is ondertekend volgens een onderling overeengekomen model. Deze arbeidsovereenkomst moet door de werknemer worden ondertekend vóór zijn vertrek uit Turkije.

2. De geldigheidsduur van de arbeidsovereenkomst is één jaar. In gezamenlijk overeen te komen bijzondere gevallen kan de duur van de arbeidsovereenkomst korter zijn dan een jaar, maar niet langer dan acht maanden.

Artikel 10

1. Na ontvangst van de in artikel 9 bedoelde arbeidsovereenkomst zorgt het Agentschap voor de afgifte van een paspoort aan de werknemer.

2. De werknemer dient tevens in het bezit te zijn van documenten waaruit zijn burgerlijke staat, de personen te zijnen laste en het in artikel 6, lid 3, bedoelde bewijs van goed gedrag van de rechter blijken.

Artikel 11

1. De Organisatie ziet erop toe dat de aanvaarde werknemers gereed zijn voor vertrek op de in overleg met de Directie vastgestelde data en plaatsen.

2. Het vervoer van de werknemers van de plaats van vertrek naar Nederland wordt door de Directie, na overleg met de Organisatie, geregeld en de kosten worden door de Directie rechtstreeks aan de betrokkenen betaald.

3. De kosten van het in dit artikel bedoelde vervoer komen ten laste van de werkgever. De werkgevers verplichten zich deze kosten aan de Directie te voldoen.

Artikel 12

In geval van luchtvervoer van Turkse werknemers van Turkije naar Nederland kunnen de luchtvaartmaatschappijen van beide landen aan het vervoer deelnemen.

Artikel 13

De Nederlandse werkgever kan tegen de beslissing van de Directie of het panel betreffende de arbeidsgeschiktheid van de werknemer slechts beroep instellen bij het Nederlandse Arbeidsbureau, indien de arbeidsongeschiktheid van de werknemer duidelijk vaststaat. In dergelijke gevallen trachten de Nederlandse Arbeidsbureaus de betrokkenen werk te verschaffen dat in overeenstemming is met hun beroepskwalificaties.

Artikel 14

De op naam gestelde verzoeken worden door de Directie slechts aan de Instelling doorgezonden indien zij betrekking hebben op in Nederland wonende Turkse werknemers of Turkse werknemers die betrekkingen onderhouden met in Nederland gevestigde werkgevers. De instelling beslist over het gevolg dat aan deze verzoeken wordt gegeven.

Artikel 15

1. De kosten van de eerste selectie op grond van artikel 6 komen ten laste van Turkije. Deze kosten omvatten de kosten van het medisch onderzoek en de beroepsmatige selectie, de reiskosten van de woonplaats naar de plaats van onderzoek en selectie, en de kosten van kost en inwoning van de werknemers tijdens hun verblijf op de plaats van selectie.

2. De kosten van het door de delegatie te verrichten bijzonder medisch onderzoek en de beroepsmatige selectie komen ten laste van Nederland. 3. De kosten van de werkzaamheden van de delegatie komen ten laste van Nederland.

Artikel 16

De Directie zendt aan de Turkse Ambassade in Den Haag lijsten van werknemers die in het kader van deze Overeenkomst in Nederland aankomen, met vermelding van de adressen van de werkgevers en het eerste adres van de werknemers in Nederland.

ALGEMENE ARBEIDSVOORWAARDEN

Artikel 17

1. Voor Turkse werknemers die in Nederland werken, gelden in gelijke mate de lonen (met inbegrip van betaald verlof) en arbeidsvoorwaarden, wettelijke bepalingen, collectieve arbeidsovereenkomsten, beroepsgebruiken en plaatselijke gebruiken die op Nederlandse werknemers van toepassing zijn.

2. Turkse werknemers genieten op voet van gelijkheid met Nederlandse werknemers de rechten en bescherming die Nederlandse werknemers genieten op het gebied van de toepassing van de wetten inzake veiligheid en gezondheid op het werk en huisvesting.

3. Turkse werknemers genieten de voordelen die de Nederlandse wetgeving Nederlandse werknemers biedt op het gebied van sociale zekerheid (met inbegrip van gezinsbijslagen), mits zij voldoen aan de vereisten van de wetgeving.

4. De Nederlandse autoriteiten zien erop toe dat deze bepalingen, en met name de arbeidsvoorwaarden bij aankomst van de werknemer in Nederland, worden toegepast.

5. Turkse werknemers hebben tevens het recht zich in geval van een arbeidsgeschil te wenden tot de bevoegde Nederlandse administratieve of gerechtelijke instanties onder dezelfde voorwaarden als die welke voor Nederlandse onderdanen gelden.

Artikel 18

Turkse werknemers kunnen hun volledige spaartegoeden naar Turkije overmaken overeenkomstig de in Nederland geldende bepalingen.

Artikel 19

1. De bevoegde Nederlandse autoriteiten en de Nederlandse werkgevers verlenen de Turkse werknemers alle nodige bijstand, met name gedurende de eerste periode van hun tewerkstelling, teneinde hen in staat te stellen zich aan hun nieuwe omgeving aan te passen.

2. De bevoegde autoriteiten van de Overeenkomstsluitende Partijen geven eerlijke voorlichting en steun aan de Nederlandse en Turkse sociale en religieuze organisaties en aan alle organisaties die gericht zijn op het vergemakkelijken van de aanpassing van Turkse werknemers in Nederland. Tevens wordt de samenwerking tussen bovengenoemde Turkse en Nederlandse organisaties bevorderd.

Artikel 20

1. De werknemer wiens arbeidsovereenkomst niet wordt verlengd of die niet met toestemming van de Nederlandse autoriteiten een nieuwe baan aanvaardt, moet na afloop van de arbeidsovereenkomst terugkeren naar Turkije.

2. In geval van beëindiging of verbreking van de arbeidsovereenkomst zijn de kosten van repatriëring voor rekening van de Nederlandse werkgevers. Als de arbeidsovereenkomst echter wordt verbroken als gevolg van een ernstige fout van de werknemer of als de door de werknemer aangevoerde redenen voor de verbreking niet geldig zijn; komen de terugkeerkosten voor rekening van de werknemer. Het arbeidsbureau van de regio waar de arbeidsplaats zich bevindt, is bevoegd om hierover te beslissen.

3. Indien de werknemer wiens arbeidsovereenkomst voor de eerste keer wordt verlengd zijn verlof in Turkije wil doorbrengen, komen de reiskosten heen en terug ten laste van de werkgever. Voor volgende verlengingen is er geen verplichting om de werknemers een dergelijke faciliteit te bieden.

SLOTBEPALINGEN

Artikel 21

De autoriteiten van Nederland mogen werknemers die in het kader van deze overeenkomst zijn ontvangen, om redenen van openbare orde en veiligheid aan Turkije uitleveren.

Artikel 22

1. Op verzoek van een van de overeenkomstsluitende partijen kan een Gemengde Commissie van ten hoogste drie vertegenwoordigers worden ingesteld. Elke partij kan zoveel deskundigen aanwijzen als nodig is.

2. Indien de Organisatie en de Richting geen overeenstemming kunnen bereiken over de oplossing van moeilijkheden die zich bij de tenuitvoerlegging van deze overeenkomst voordoen, tracht de Gemengde Commissie een oplossing voor deze moeilijkheden te vinden. Daarnaast kan de Gemengde Commissie aangelegenheden van algemene aard betreffende de werving en plaatsing van Turkse werknemers in Nederland behandelen. Indien nodig doet zij over de aangelegenheden die zij behandelt voorstellen aan de overeenkomstsluitende partijen.

3. De Gemengde Commissie stelt haar interne organisatie en werkwijze vast. De vergaderingen worden respectievelijk in Turkije en in Nederland gehouden.

Artikel 23

De bepalingen van dit Verdrag zijn ten aanzien van Nederland slechts van toepassing op de Europese grondgebieden van het Koninkrijk.

Artikel 24

Een Turkse vertaling van deze Overeenkomst zal door de Regering van Turkije worden voorgelegd aan de Regering van Nederland en een Vlaamse vertaling zal door de Regering van Nederland worden voorgelegd aan de Regering van Turkije.

Artikel 25

1. Deze overeenkomst treedt in werking op de datum waarop zij wordt ondertekend.

2. Deze overeenkomst is geldig tot en met 31 december 1964 en wordt geacht met een jaar te zijn verlengd, tenzij zij ten minste drie maanden vóór de vervaldatum door een der overeenkomstsluitende partijen langs diplomatieke weg wordt opgezegd. Ter bevestiging van het voorgaande hebben de bevoegde vertegenwoordigers van de overeenkomstsluitende partijen deze overeenkomst ondertekend.
Gedaan te ‘s-Gravenhage, 19 augustus 1964, in tweevoud in de Franse taal.

*********************

Den Haag, 19 augustus 1964.

Geachte Ambassadeur

Met betrekking tot de heden ondertekende Overeenkomst tussen het Koninkrijk der Nederlanden en de Republiek Turkije inzake de migratie, werving en tewerkstelling van Turkse werknemers in Nederland, heb ik de eer de volgende punten onder de aandacht van Uwe Excellentie te brengen

– A. Aangezien Nederlandse werkgevers alle transportkosten van Turkse werknemers tussen Nederland en Turkije dragen, kan Nederland uiteraard bepalen welk transportmiddel (land, zee of lucht) zal worden gebruikt en heeft het recht om vrij te kiezen welke transportbedrijven dit transport zullen verzorgen. .

– B. Het bovenstaande geldt in het bijzonder wanneer gebruik wordt gemaakt van luchtvervoer, in welk geval de regeringen van de betrokken landen de in artikel 12 bedoelde vrijheid waarborgen. In geval van moeilijkheden op dit gebied nemen beide Regeringen de nodige maatregelen en herstellen zij onverwijld de gewenste situatie.

– C. In het laatste geval handelen beide Regeringen overeenkomstig artikel 2, onder c), van de Multilaterale Overeenkomst inzake commerciële rechten met betrekking tot niet-geregelde luchtdiensten in Europa van 30 april 1956, die door beide landen is geratificeerd.

Ik zou het op prijs stellen indien u zou willen aangeven of u met het bovenstaande instemt.

Gelieve, Mijnheer de Ambassadeur, de verzekering van mijn diepste respect te aanvaarden.

(handtekening) L. DE BLOCK

Excellentie
De heer Fuat Kepenek
Buitengewoon en gevolmachtigd
Ambassadeur van de Republiek Turkije in Den Haag.

TÜM DÜNYANIN DİKKATLE TAKİP ETTİĞİ VE İSRAİL’İN YARGILANDIĞI LAHEY ADALET DİVANI’NDAKİ TÜRK HALISININ HİKÂYESİNİN YANINDA, GÜNEY AFRİKA’NIN SOYKIRIM ŞİKÂYETİ İLE BAŞLAYAN DURUŞMANIN HİKÂYESİ…

TÜM DÜNYANIN DİKKATLE TAKİP ETTİĞİ VE İSRAİL’İN YARGILANDIĞI LAHEY ADALET DİVANI’NDAKİ TÜRK HALISININ HİKÂYESİNİN YANINDA, GÜNEY AFRİKA’NIN SOYKIRIM ŞİKÂYETİ İLE BAŞLAYAN DURUŞMANIN HİKÂYESİ…

*Halı, 112 Yıl önce Osmanlı tarafından hediye edilmiş ve 8 ay önce restore edilmek üzere Türkiye’ye götürülmüştü.

*Dava, İsrail’in Gazze’de başlattığı saldırıların, soykırım olduğunu ileri süren Güney Afrika devletinin şikâyeti ile başladı.

*Davayı, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı İsmail Emrah Karayel ve Anayasa Komisyonu Üyesi Cahit Özkan izliyor.

*Halı’yı, 50 yıl önce Türk-Yunan anlaşmazlığı davasına bakan ve yetkisizlik kararı veren Yüksek Adalet Divanı’nda ilk kez ben görüntülemiştim.

*Dava sürerken, dışarıda Filistin ve İsrail yanlısı gruplar gösteri yapıyordu.

                                 (Haberin Hollandacası en altta)
(Nederlands versie van het nieuws is onderaan)

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

İsrail’in, 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye yönelik saldırılarının soykırım olduğunu ileri süren Güney Afrika, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle, 29 Aralık 2023’te İsrail aleyhinde açtığı dava, Lahey’deki Barış Sarayı’nda faaliyet gösteren BM’nin temel yargı organı Uluslararası Adalet Divanı’nda dün başladı.

Tüm dünyanın dikkatle izlediği Lahey Uluslararası Adalet Divanı’ndaki duruşma devam ederken, gözlerim, 50 yıl önce görüntülemiş olduğum Türk halısını aradı.
Okumakta olduğunuz bu haber-yorum, Hollywood yapımı bir film gibi, bölüm bölüm yazılmış oluyor ama, varsın gazetecilikte bu işlemi ilk kez ben yapmış olayım.

Ama yine de, kafaların karışmaması için, Uluslararası Adalet Divanı’ndaki İsrail davası ile Türk halısı konusunu ben bundan sonra iki ayrı bölümde anlatayım.

ÖNCE DURUŞMA

Afbeelding met kleding, overdekt, gebouw, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

Barış Sarayı’ndaki oturum, Güney Afrika’nın sözlü savunması ile başladı. Güney Afrika Cumhuriyeti öncelikli olarak, İsrail’in Gazze’deki tüm askeri operasyonlarının derhal askıya alınmasını istedi. Yüksek Mahkeme öncelikli olarak bu talebi ele aldı.

Güney Afrika’nın başvurusunda, “Filistin halkının, ihlal edilmeye devam edilen soykırım sözleşmesi kapsamında haklarının korunması gerektiği” vurgulandı.

Afbeelding met Menselijk gezicht, kleding, persoon, person Automatisch gegenereerde beschrijvingDuruşma devam ederken, Filistin ve İsrail yanlısı çok sayıda gösterici, Barış Sarayı’nın önünde toplandı. Göstericiler duruşmayı, dışarıya kurulan büyük ekranlar aracılığıyla izledi.

Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’na yaptığı 84 sayfalık yazılı başvuruda, “Güney Afrika’nın İsrail hakkında şikayetçi olduğu konular, soykırım tanımına girer çünkü hedef Filistin’in ulusal, ırksal ve etnik grubunun önemli bir bölümünü yok etmektir” denildi.

Lahey’e giden soykırımla ilgili davaların karara bağlanması çok uzun yıllar sürebiliyor. Güney Afrika, bu yüzden Uluslararası Adalet Divanı’nın süreç devam ederken, “İsraillilerin Filistinlileri öldürmesini durduracak” önlemler almasını istedi.

Güney Afrika ayrıca başvurusunda İsrail’in Filistinlileri bir grup olarak bilinçli şekilde ortadan kaldırılmasını hedefleyen saldırılara son vermesini ve Tel Aviv’e soykırım başlattığı için ceza verilmesini talep etti.

İsrail, yapılan başvurudaki iddiaların “bir dayanağı olmadığını” ifade etti ve İsrail’in, “kanla karalanmaya çalıştığını” söyledi.

BM’nin en üst yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aksine, bireysel suçlar yerine sadece devletler arasındaki ihtilafları ele alıyor. Bu nedenle dava Uluslararası Adalet Divanı’nda açıldı.

Adalet Divanı’nda görülen duruşmada, Güney Afrika’yı temsil eden avukatlardan Adila Hassim’in konuşması sırasında kanıt olarak AA’nın fotoğrafları da gösterildi. Foto muhabiri Fadi Alwhidi’nin çektiği fotoğrafta, Gazze’de 23 Aralık’ta Filistin Sivil Savunma ekipleri tarafından Beyt Lahya kentinde enkaz altından çıkarılan cesetlerin, Endonezya Hastanesi’nin yakınında hazırlanan toplu mezara defnedildiği görülüyor.
Foto muhabiri Mohammed Fayk tarafından çekilen fotoğrafta da aynı şekilde 30 Ekim 2023 tarihinde Gazze’de bazı mezarlıklarda boş yer kalmaması nedeniyle Fatayer ailesinin naaşlarının topluca bir bölgede defnedildiği kameraya yansımıştı.

Güney Afrika neleri iddia etti.

Güney Afrika, 84 sayfalık başvurusunda İsrail’in 7 Ekim saldırılarının ardından başlattığı operasyonda Gazze’deki Filistinlilere karşı öldürerek, ciddi zihinsel ve bedensel zarar vererek, yerleşim yerlerini yıkarak, kuşatma ile açlık ve susuzluğa maruz bırakarak, “fiziksel yıkımlarına yol açacak koşulları” yaratarak soykırım yaptığını dile getirdi.

Duruşmada, “Bu eylemler Güney Afrika’nın başvurusunda ayrıntılı olarak belgelenmiş ve güvenilir, genellikle BM kaynakları tarafından teyit edilmiştir.” diyen Güney Afrika’nın avukatı Adila Hassim, duruşma sırasında soykırım davranışının modelini göstermek için örnekler sıraladı.

Güney Afrika ayrıca, İsrail’in 1948 Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki diğer temel yükümlülüklerini de ihlal ettiği suçlamasında bulundu.
1948 sözleşmesi soykırımı, “ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubu tamamen veya kısmen yok etmek amacıyla işlenen fiiller” olarak tanımlıyor.

Güney Afrika’da iktidar partisi olan Afrika Ulusal Kongresi, İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’daki politikalarını “apartheid” rejimi altındaki kendi tarihiyle karşılaştırıyor.

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, mahkeme öncesinde yaptığı açıklamada “Bir zamanlar mülksüzleştirmenin, ayrımcılığın, ırkçılığın ve devlet destekli şiddetin acı meyvelerini tatmış bir halk olarak, tarihin doğru tarafında duracağımız konusunda netiz.” dedi.

       TÜRK HEYETİ DE TAKİP EDİYOR

Afbeelding met persoon, kleding, pak, gebouw Automatisch gegenereerde beschrijving
Lahey’deki duruşmayı takip etmek üzere gelen heyeti, Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal (solda) ağırladı.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, Divan’daki duruşmaları takip etmek ve temaslarda bulunmak üzere, Avrupa Birliği (AB) Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel ve Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile Lahey’e geldi.

“Güney Afrika’nın İsrail aleyhine yaptığı başvuruyu memnuniyetle karşılıyoruz” diyen Cüneyt Yüksel, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Filistin topraklarındaki uluslararası hukuk ihlallerinin artarak devam ettiğini belirtti. Yüksel, Güney Afrika’nın İsrail aleyhinde dava açarak ihlallerin durdurulmasına yönelik attığı adımın önemli olduğunu dile getirdi.

Cüneyt Yüksel, Uluslararası Adalet Divanındaki dava sonucunun, uluslararası toplumun vicdanının ferah bulması beklentisi taşıdıklarını dile getirerek, şunları söyledi:
“Biz Türkiye olarak gerek makamlarımız gerek sivil toplumumuz, bu zulme asla ortak olmayacaktır. Türkiye olarak, İsrail’in sivilleri hedef alan barbarca saldırılarının bir an önce sona ermesini talep ediyoruz ve hesap vermesi gerektiğini düşünüyoruz.
Uluslararası Adalet Divanı’na Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından yapılan başvuruyu memnuniyetle karşıladık. Başlayan bu sürece olan desteğimizi Türk halkı adına bir kez daha beyan ediyoruz. Bu sürecin mümkün olan en kısa sürede tamamlanmasını ve adaletin tecelli etmesini istiyoruz.”

Divan’ın hükmedeceği ihtiyati tedbirlerin her konudan önce ateşkesi garanti altına almasını gerektiğini vurgulayan Yüksel, bunun, Gazze’de çok ihtiyaç duyulan şartsız, engelsiz ve düzenli insani yardımı mümkün kılmasını arzu ettiklerini kaydetti.

Yüksel, şöyle devam etti: “Filistin meselesi adil bir siyasi çözüme kavuşturulmadan, bölgemizde kalıcı barış ve istikrarın tesisinin mümkün olamayacağı, bir kere daha görülmüştür. Dolayısıyla, uluslararası toplumun, barışı tesis etmeye yönelik acil ve somut adımlar atması temel beklentimizdir. Türkiye, varılacak bir çözüme giden yolda tüm çabalara aktif katkı sağlayacağı gibi, varılacak bir nihai anlaşmanın uygulanması aşamasında garantör olarak sorumluluk almaya da hazırdır.

Yüksel, Güney Afrika’nın ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin davayı, takip edecek hükümet yetkilileri, diplomatlar, insan hakları kurumlarından temsilciler ve hukukçularla da temaslarda bulunduklarını söyledi.

ÖZKAN
Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan, duruşma sırasındaki beyanatların çok etkili olduğunu dile getirerek, Güney Afrika tarafının sunduğu deliller arasında Anadolu Ajansı’nın çektiği fotoğrafların da yer aldığını söyledi.

Anadolu Ajansı’nın Gazze’deki soykırımın delillendirilmesinde ve bu dava sürecinde çok etkili ve önemli bir rol oynadığının altını çizen Özkan, bu delillerle birlikte Güney Afrika’nın iddialarını görsel açıdan çok zengin şekilde duruşmada yansıttığını kaydetti.

Özkan, Gazze’deki soykırımın, Gazze halkının cep telefonlarıyla canlı aktardığı, bir şeyler yapabileceği umuduyla kendi yıkımlarını gerçek zamanlı olarak yayımladıkları tarihteki ilk soykırım olduğuna dikkati çekti.

KARAYEL

Avrupa Birliği (AB) Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel, Türkiye’nin, uluslararası hukukun uygulanması ve uluslararası mahkemelerin uyuşmazlıkları çözmesi noktasında destekleyici olduğunun altını çizerek, Türkiye’nin tavrının, uyuşmazlıkların uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak çözülmesi gerektiği şeklinde olduğunu belirtti.

İsrail’in işlediği suçların soruşturulmaması ve cezasız kalmasının kabul edilemez bir durum olduğunu kaydeden Karayel, Türkiye’nin bu tür davalarda her zaman adaletin sağlanması, suçluların cezalandırılması ve sorumlular hakkında gereğinin yapılması için sürecin takipçisi olacağını aktardı.

Öte yandan, Gazze’de yaşanan dramın azalması için Divan’ın tedbir kararı vermesi gerektiğine işaret eden Karayel, bu tedbir kararlarının da nasıl uygulanacağını takip edeceklerini dile getirdi.

Duruşmanın ilk günü, Güney Afrika’nın Amsterdam Büyükelçisi Vusimuzi Madonsela’nın ülkesinin Divan’dan, İsrail aleyhine talep ettiği 9 ihtiyati tedbiri okumasının ardından sona erdi.

İsrail bugünkü duruşmada savunmasını yapacak.

LAHEY YÜKSEK ADALET DİVANI’NDAKİ
TÜRK HALISININ HİKÂYESİ…

Afbeelding met overdekt, Vloermateriaal, Tapijt, vloer Automatisch gegenereerde beschrijving

Bizim, “Lahey Yüksek Adalet Divanı” olarak söz ettiğimiz “Barış Sarayı”na, Hollandalılar “VredesPleis” diyorlar. Bu yeri ilk gördüğüm an, 50 yıl kadar öncesine dayanıyor.
O yıl, Türkiye ile Yunanistan arasındaki deniz sahanlığı ihtilafı, “Yüksek Adalet Divanı”a taşınmıştı.

Güvenlik Konseyi, uyuşmazlığa taraf olan Türkiye ve Yunanistan arasında bir tercih yapmaktan kaçınmış, bir yandan tarafların uyuşmazlığı doğrudan görüşmeler yoluyla çözmeleri önerilirken, diğer taraftan da, uyuşmazlığın giderilebilmesinde, Uluslararası Adalet Divanı’nın olası katkılarını dikkate almaya davet etmişti.

O zamanlar tüm dünyada sitayişle söz edilen “Barış Sarayı”nda, görenlerin gözlerini kamaştıran kocaman bir halı dikkat çekiyordu. İşte orada, bu halının Osmanlılar tarafından hediye edilmiş olduğunu öğrenmiştim. Türk-Yunan davasının önemi yanında, böylesi dünyaca ünlü bir yerdeki Türk halısının mevcudiyeti benim için çok önemliydi.
Malumdur, o zamanlar “Haber atlatma” yarışı revaçtaydı. O halının fotoğrafını çektikten sonra Hollanda’nın ANP Ajansına gitmiş ve fotoğrafımın Hürriyet gazetesine telefoto ile gönderilmesini sağlamıştım. Ertesi günkü Hürriyet’in manşet başlığı “Türk-Yunan” davası değil, Barış Sarayı’ndaki Türk halısı idi.
Böylesi ilginç bir halı hikâyesi, Hürriyet’te birkaç gün konu olmuş ve nasibimize düşen övgüleri kazanmıştık.

50 YIL SONRA

İşte o halının hikâyesi, bu kez 50 yıl sonra yeniden gündeme geldi.
Halının hikâyesi aslında daha eskiye, yani 112 yıl öncesine dayanıyor.
112 Yıl öncenin yılı 1911 idi.
Lahey’deki Barış Sarayı inşa edilirken, 1907 yılında devletlere yapılan katkı çağrısı üzerine, 1911’de Osmanlı İmparatorluğu tarafından, kocaman bir Hereke halısı hediye edilmişti.
Şimdi, restore (tadilat) edilmesi için Türkiye’ye gönderilen halı hakkında, Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal şunları söyledi:

“Hollanda Krallığı’na armağan edilen ve 112 yıldır Barış Sarayı’nı süsleyen Hereke Halısı, restorasyon amacıyla geçici bir süre için ülkemize gidiyor. Barış Sarayı’nın yönetimini deruhte eden Carnegie Vakfı ile Kültür ve Turizm Bakanlığımız arasında imzalanan Protokol uyarınca, Türkiye dışındaki en büyük olduğu düşünülen, 160 m2 boyutunda ve 700 kg ağırlığındaki Hereke halısı, restorasyon işlemlerine başlanması Barış Sarayı’ndan çıkarıldı.”


Afbeelding met kleding, person, persoon, buitenshuis Automatisch gegenereerde beschrijving

Halının, Barış Sarayı’nda sayısız müzakerelerin sürdürüldüğü Japon Odası’ndan çıkarılması töreninde, Büyükelçi Selçuk Ünal, Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’den de sorumlu Avrupa Direktörü Erik Weststrate ve Carnegie Vakfı Direktörü J.P.H. Donner de hazır bulundu.

Afbeelding met kleding, overdekt, persoon, pak Automatisch gegenereerde beschrijving

Büyükelçi Selçuk Ünal, Hereke halısının Barış Sarayı’ndan çıkarılarak kamyona yüklenmesi sırasında düzenlenen belgesel çekimine de, Hollanda Dışişleri Bakanlığı Avrupa Direktörü Erik Weststrate ve Carnegie Vakfı Direktörü J.P.H. Donner ile katıldı.

Büyükelçi Selçuk Ünal şöyle devam etti: “Ecdadımızın 1907’deki davete icabetle 1911’de armağan ettiği tarihi Hereke halısı 112 yıldır, sayısız önemli barış antlaşması, müzakere ve görüşmeye şahitlik etti. Aslında, tek başına, yalnız ve hüzünlü, 112 yıl tarihe tanıklık etti.
Ecdadımızın uluslararası barışa desteğini o tarihte uzun vadeli bir öngörüyle ve bu şekilde göstermiş olması, bugün hepimiz için önemli bir mesajdır. Hereke halısı, bir İmparatorluktan diğer bir İmparatorluğa hediye edilirken düşünüldüğü gibi, bugün de yarın da Türk-Hollanda dostluğunun ölümsüz nişanelerinden birini teşkil edecektir. İnsanlar yaşadıkça ve insanlık yaşadıkça, buradan sonsuzluğa kadar uluslararası dostluk ve barış mesajını verecektir.”

İşte, hepimizi onurlandıran ve bundan sonraki gelişmeler ile bizi onurlandırmaya devam edecek olan Hereke Halısı’nın hikâyesi böyle. Ama tabii ki ‘Hereke Halısı’ deyip geçemeyiz.
İntihal (aşırma) yapmayacağım ama, Google Amca’da yaptığım araştırmada bakınız bu konuda ne buldum.

HOLLANDA’NIN OSMANLI YADİGARI HEREKE HALISI AKSARAY’DA RESTORE EDİLİYOR

Afbeelding met kleding, persoon, Menselijk gezicht, overdekt Automatisch gegenereerde beschrijving

Hollanda’nın Lahey kentindeki Uluslararası Adalet Divanı olarak hizmet veren Barış Sarayı’na, Sultan II. Abdülhamit’in fermanı üzerine 1905’te hediye edilen, yaklaşık 162 metrekarelik Hereke halısı Aksaray’ın Sultanhanı ilçesinde restore ediliyor.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Aksaray’daki halı tamir atölyesinde düzenlenen basın toplantısında, Türkiye tarihi için önemli yeri olan Sultanhanı Kervansarayı’nda olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

Nadir Alpaslan, Barış Sarayı yapıldığı dönemde 40’tan fazla ülkenin yardımda bulunduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Osmanlı Devleti Sultan Abdülhamit döneminde Barış Sarayı’na, biraz sonra restorasyonuna başlanacak, Hereke halısını hediye etmiş. Bu halı ülkemizin kültürel ögeleriyle bezenmiş, ilmek ilmek dokunmuş çok özel bir halı. Halı restorasyon sürecinde yapıldığı dönemin teknik özelliklerine göre her bir ilmeği yenilenerek tekrar evine gönderilecek. Hereke halısı 100 yılı aşkın süredir Barış Sarayı’nda Japon Salonu’nda tarihe tanıklık etmektedir. Halımız, 1 yıl sonra bu çalışma bitip evine döndüğünde tarihe tanıklık etmeye devam edecek.”

Alpaslan, bu eşsiz halının Türkiye’nin kültürel zenginliğini yansıtan önemli örneklerden biri olduğunu aktardı. Restorasyonun Türkiye’de yapılmasının önemli olduğuna dikkati çeken Alpaslan, “Halı, 400 yılı aşan Hollanda ve Türkiye ilişkilerinin de somut bir göstergesidir. Halımızın restorasyonu uzman ekip ve geleneksel teknikler kullanılarak gerçekleştirilecek, her aşamada halının orijinal dokusu ve estetiğinin korunması için büyük hassasiyet gösterilecektir. Bu proje halının restorasyonundan öte kültürel bir mirasın korunmasını da temsil etmektedir.” diye konuştu.

Alpaslan, halının restorasyonuyla dünya kültürel mirasına da katkı sunulduğunu vurguladı.
İçinde yaşanılan dünyada, barışa ve adalete ihtiyaç olduğunu anlatan Alpaslan, tüm dünyaya barış ve adalet gelmesi temennisinde bulundu.

“Hereke Halısı, Dünyanın En Kaliteli ve En İyi Halısıdır”

Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands ise bir asırdan sonra halının Hollanda’dan tekrar Türkiye’ye restorasyon için geldiğini söyledi.

Halının hikayesinin Türkiye ile Hollanda arasındaki güçlü bağların sembolü olduğunu belirten Wijnands, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hereke halısı, dünyanın en kaliteli ve en iyi halısıdır. Uzun süreli olması ve tarihi öneme sahip olması da ayrı güzel yanı. İki ülke arasındaki ilişkiler ve aramızdaki dostluk halıdaki ilmekler kadar sağlam ve güçlüdür. İki ülke arasındaki dostluk çok uzun yıllar öncesine dayanıyor. Seneye dostluk anlaşmasının 100. yılının kutlamasını yapacağız. Diplomatik ilişkiler de 400 yıl kadar geriye gidiyor. İki ülke arasında bu halıdan daha da fazla güzellikler var. Hollanda’nın uluslararası sembolü olan laleyi, Türklerin getirdiği bilinir.”

Wijnands, 500 yıl önce Hollanda’nın bağımsızlığı için Türkiye’nin yardım ettiğini de vurguladı.
Konuşmaların ardından Bakan Yardımcısı Alpaslan ve beraberindekiler, halıyı inceledi.

180 yıldır sarayları renklendiren fabrika: Hereke halı dokuma fabrikası

Afbeelding met tekst, buitenshuis, gebouw, deur Automatisch gegenereerde beschrijving

Kocaeli‘de 1843 yılında kurulan Osmanlı emaneti “Hereke Fabrika-i Hümayunu” dokuma fabrikası, 180 yıldır adından söz ettiriyor. Özel olarak milli saraylara dokunan ipek halılar, metrekaresindeki 1 milyon düğümü ve Osmanlı dönemindeki desenleriyle göz kamaştırıyor. El emeği göz nuru halıları dokuyan kadınlar, bir halıyı en az bir yılda bitiriyor.

Körfez ilçesine bağlı Hereke bölgesinde, 1843 yılında iki kardeş tarafından geniş bir atölye olarak kurulan fabrika, 1845 yılında Osmanlı Devleti‘nin sanayi atılımları ile saraya bağlandı. 1845 yılından sonra, “Hereke Fabrika-i Hümayunu” ismiyle faaliyetini sürdürmeye başlayan fabrikada, ilk olarak sarayların perdelik ile döşemelik talebi karşılanırken, daha sonra halı da dokunmaya başladı.

Osmanlı’nın değerli kurumları arasında yer alan ve imparatorluk yaşantısını renklendiren Hereke Fabrika-i Hümayunu, 19. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa’da bir markaya dönüştü. Prestijli bir marka haline gelen fabrikanın ürünleri, çeşitli ülkelerde de ödüllere layık görüldü.

Hereke Fabrika-i Hümayun da birçok halı dokundu. Bunlardan en devasa olan Sultan II. Abdülhamit döneminde Alman İmparatoru Kaiser II. Wilhelm’in ziyareti vesilesiyle 1897 tarihinde Yıldız Şale Köşkü Muayede Salonu için yaptırılan 468 metrekare boyutunda, 3 ton ağırlığındaki halıydı. Ayrıca Beyler Beyi Sarayı Mavi Salonu, Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu, Lahey Yüksek Adalet Divanı ve Beyaz Saray‘ında bulunan halılarda Hereke Fabrika-i Hümayun’da dokundu. 180 yıldır faaliyetini sürdüren, şu anki ismiyle Hereke İpekli Dokuma ve Halı Fabrikası’nda hala milli saraylara halı dokumaya devam ediyor.
Hereke halısının özelliği, ilmeği, çift düğüm olması, iplik özelliği ve sağlamlığıdır

19. Yüzyıl Osmanlı Halıcılık Eğitiminde Hereke Fabrika-i Hümayunu Modeli

Afbeelding met kleding, persoon, houten, overdekt Automatisch gegenereerde beschrijving

Türk halı sanatının Osmanlı dönemi, Altaylardan Anadolu’ya uzanan tarihî süreci ve kültürel birikimi yansıtır. Bu bağlamda devletin ilk dört yüz yıl boyunca devam eden yükselişine paralel olarak, hah sanatı gelişme göstermiş ve çeşitliliği artmıştır. Ancak Batı dünyasında bilim ve tekniğe dayalı olarak gelişen yeni medeniyet, her alanda olduğu gibi Osmanlı sanatlarını da zor durumda bıraktı. Bilhassa sanayi devrimi ile dokumacılık sektörü yeni bir sürece girdiği için, OsmanlI halıcılığı derinden etkilendi. Bu sebeple, 19. yüzyılda sürdürülen modernleşme çabalarına dokumacılık da dâhil edildi. 1843’de Hereke’de açılan fabrika ile dokuma ve hah sanayi teşekkül ettiği gibi, zamanla sektör açısından bir eğitim merkezi hâline geldi. Yürütülen çabalar neticesinde taşrada birçok halıcılık merkezi ortaya çıktı. Verimliliğini yitiren bazı eski merkezler ihya edildi. Kız Sanayi Mektepleri ile Kız Rüştiyelerinde yapılan halıcılık eğitimi desteklendi. Ayrıca halıcılık sanatında başarılı ve üstün hizmetleri olan kimselere, hükümet tarafından Sanayi Madalyası verildi. Böylece Hereke Fabrika-i Hümayunu merkez alınarak, öğrencilere, erişkinlere, özel teşebbüs personeline halıcılık eğitimi veren, kaliteyi artıran ve istihdam imkânı yaratan bir model oluştu.

BU BARIŞ SARAYI’NIN HİKÂYESİ

Afbeelding met hemel, buitenshuis, toren, klok Automatisch gegenereerde beschrijving

Uluslararası Adalet DivanıBirleşmiş Milletler‘in başlıca yargı organıdır. Uluslararası Adalet Divanı’nın merkezi Hollanda‘nın Lahey kentindedir. Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi’nden seçilen 15 yargıçtan oluşur. Yargıçlar değişik ülkelerden seçilir, böylece dünyadaki değişik hukuk sistemlerinin temsil edilmesi amaçlanır.

Divanın yetki alanı, bir uluslararası uyuşmazlıkta taraf olan ülkelerin kendisine getirdikleri davalar ile BM Antlaşması‘nda ya da yürürlükteki uluslararası antlaşmalarda özellikle öngörülmüş konuları içine alır. Uluslararası Adalet Divanı Statüsü, BM Antlaşması’nın (BM Şartı) ayrılmaz bir parçasıdır ve Adalet Divanı’nın çalışma esaslarını belirler.

Saray’da, Daimi Tahkim Mahkemesi, Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı, Lahey Uluslararası Hukuk Akademisi ve Barış Sarayı Kütüphanesi bulunuyor.

Daimi Tahkim Mahkemesi

Daimi Tahkim Mahkemesi

Bir anlaşmazlığı tahkim yoluyla çözmek isteyen taraflar Daimi Tahkim Mahkemesine (PHA) başvurabilirler. PHA’ya sunulan anlaşmazlıkların çoğu en az bir eyaleti içerir. Ancak uluslararası kuruluşlar, şirketler ve kişilerle olan uyuşmazlıklar da ileri sürülebilir. Çoğu durumda, her iki tarafın da bir hakem atadığı üç üyeli bir mahkeme kurulur ve bu hakemler birlikte bir başkan atar. Böylece oluşturulan mahkeme dava hakkında karar verir. Taraflar ayrıca kararlaştırılacak hukuki meseleyi, kullanılacak dili ve gizlilik derecesini birlikte belirler. Hakemlerin kararları her durumda tarafları bağlar. PHA ayrıca arabuluculuk gibi bağlayıcı olmayan uyuşmazlık çözümü biçimleri sunar.

Afbeelding met overdekt, hal, muur, groot Automatisch gegenereerde beschrijving

Uluslararası Adalet Mahkemesi

Uluslararası Adalet Mahkemesi

Uluslararası Adalet Divanı (IGH), Birleşmiş Milletler’in (BM) ana yasal organıdır ve iki yönlü görevi vardır.

Birincisi, devletler tarafından getirilen uyuşmazlıkları uluslararası hukuka uygun olarak çözer. Uyuşmazlıklar temel olarak kara ve deniz sınırları, toprak egemenliği, güç kullanımı, uluslararası insancıl hukukun ihlali, devletlerin iç işlerine karışmama, diplomatik ilişkiler, rehin alma, sığınma hakkı, tabiiyet, vesayet, geçiş hakları ile ilgilidir. ve ekonomik haklar.

İkinci olarak, BM organları ve bunu yapmaya yetkili uzman kuruluşlar tarafından sunulan hukuk meseleleri hakkında istişari görüşler yayınlar. Görüşler, bu kurum ve kuruluşların hukuka uygun olarak nasıl işleyebileceklerini veya inatçı devletler karşısında otoritelerini nasıl güçlendirebileceklerini gösterebilir.

Uluslararası Adalet Divanı, farklı ülkelerden 9 yıllığına seçilen ve yeniden seçilebilen 15 yargıçtan oluşur. Mahkeme üyelerinin üçte biri her üç yılda bir seçilir. Başkan, her üç yılda bir akranları tarafından seçilir. Mahkemenin şu anki Başkanı ABD’den Joan E. Donoghue’dur. Mahkeme duruşmaları her zaman halka açıktır. Fransızca ve İngilizce, Mahkemenin daimi dilleridir.

Uluslararası Adalet Divanı (ICJ)

Uluslararası Teşkilat Künyesi

Afbeelding met cirkel, symbool, ontwerp, lijntekening Automatisch gegenereerde beschrijving

Teşkilatın Amacı:

Birleşmiş Milletler’in ana organlarından biri olan Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD/ICJ) temel görevi, devletlerce önüne getirilen uyuşmazlıkları uluslararası hukuka uygun olarak çözmektir. Divan ayrıca, BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi ile Genel Kurulun yetkili kıldığı BM’nin diğer organları ve uzmanlık kuruluşları tarafından talep edilen konularda tavsiye görüşü verebilmektedir.

Kuruluş Tarihi:1945

Merkezi: Lahey

Türkiye’nin Üyelik Durumu:

BM üyesi devletler, BM Antlaşması uyarınca ipso facto (kendiliğinden) UAD Statüsüne de taraf oldukları için, UAD önündeki davalara da taraf olabilmektedirler.

Türkiye, UAD’nin zorunlu yargı yetkisini kabul etmemektedir.

Teşkilatın Tarihi :

UAD, BM Şartı ile BM’nin asli “adalet organı” olarak kurulmuştur. UAD’nin kuruluşundan önce, Milletler Cemiyeti bünyesinde kurulan Uluslararası Sürekli Adalet Divanı (USAD) bulunmaktaydı. Divan Statüsü, BM Şartı’nın ayrılmaz parçası olarak Şart ile birlikte 1945 yılında yürürlüğe girmiş ve USAD feshedilmiştir. UAD’nin ilk yargıçları 6 Şubat 1946’da seçilmiş, Divan’ın resmi açılışı ise 18 Nisan 1946’da yapılmıştır.

UAD, başta UAD Statüsüne taraf olan devletlere açıktır. Bu bağlamda, BM üyesi devletler, BM Antlaşması uyarınca ipso facto (kendiliğinden) UAD Statüsüne de taraf oldukları için, UAD önündeki davalara da taraf olabilmektedirler. BM üyesi olmayan bir devletin UAD Statüsüne taraf olabilme şartlarının BM Güvenlik Konseyi’nin tavsiyesi üzerine BM Genel Kurulu tarafından tespit edileceği, BM Şartı’nda belirtilmiştir. Öte yandan, BM Şartı’na ve UAD Statüsüne taraf olmayan devletlerin, BM Güvenlik Konseyi tarafından belirlenecek koşullar uyarınca UAD önündeki bir davada taraf olma hakkı bulunmaktadır.

Ancak, UAD’nin esasa ilişkin yetkisini, devletlerin Divan önündeki davalara taraf olma hakkından ayırmak gerekir. Divan’ın yetkisi ihtiyari olup, UAD, sadece tarafların Divan önüne götürmeyi kabul ettikleri uyuşmazlıkları incelemeye yetkilidir.

UAD’nin zorunlu yargı yetkisini tanımayan devletler Divan’a bu yetkiyi şu yollarla tanıyabilirler: Tahkimname (uyuşmazlık tarafları, uyuşmazlığın konusunu ve taraflarını belirttikleri bir tahkimname ile aralarındaki uyuşmazlığı UAD’ye sunmayı kararlaştırabilirler), Anlaşma (devletler ikili veya çok taraflı anlaşmalarda, anlaşmadan doğan uyuşmazlıkların Divan’a havale edilmesini öngören bir hüküm getirebilirler), Tek taraflı bildirim/Beyan (Statü’ye taraf olan devletler “herhangi bir zaman, aynı vecibeyi kabul eden herhangi bir başka devlete karşı UAD Statüsü’nün 36(2) maddesinde düzenlenen hukuki mahiyetteki uyuşmazlıkların hepsi hususunda Divan’ın kaza yetkisini ipso jure ve özel bir anlaşma olmaksızın mecburi olarak tanıdıklarını” beyan edebilirler) ve Forum Prorogatum (bir devletin bir uyuşmazlığı Divan’a havale etmesi durumunda, diğer devletin, Divan’ın yargı yetkisini kabul ettiği anlamına gelecek bir tutum izlemesi).

Öte yandan, BM Şartı uyarınca, BM Genel Kurulu veya Güvenlik Konseyi hukuki herhangi bir mesele hakkında, Genel Kurulca yetkili kılınacak diğer BM organ ve uzmanlık kuruluşları ise çalışma alanlarında karşılarına çıkacak hukuki meseleler hakkında UAD’den tavsiye görüşü talep edebilirler.

UAD, ülkelerinde yüksek yargı görevlerinin icrası için gerekli şartları haiz bulunan veya uluslararası hukuk alanında tanınmış hukukçular arasından seçilen 15 hâkimden oluşmaktadır. Hâkimler, 9 yıl süreyle görev yapmaktadırlar ve yeniden seçilmeleri mümkündür.

DE HELE WERELD KIJKT AANDACHTIG TOE EN ISRAËL STAAT TERECHT

HET VERHAAL VAN HET TURKSE TAPIJT BIJ HET VREDESPALEIS IN DEN HAAG, EVENALS HET VERHAAL VAN HET PROCES DAT BEGON MET EEN GENOCIDEAANKLACHT DOOR ZUID-AFRIKA…

*Het tapijt werd 112 jaar geleden geschonken door het Ottomaanse Rijk en 8 maanden geleden gerestaureerd om naar Turkije te worden gebracht voor verwerking.

*De rechtszaak werd aangespannen omdat de aanvallen van Israël op Gaza genocide zouden zijn. Het begon met een klacht van de Zuid-Afrikaanse staat.

*Cüneyt Yüksel, voorzitter van de Justitiecommissie van de Grote Nationale Assemblee van Turkije, İsmail Emrah Karayel, voorzitter van de Gemengde Parlementaire Commissie en de Grondwettelijke Commissaris Cahit Özkan kijkt toe.

*Tijdens het proces demonstreerden pro-Palestijnse en pro-Israëlische groepen buiten.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Zuid-Afrika, dat beweert dat de aanvallen van Israël op Gaza sinds 7 oktober genocide vormen, heeft op 29 december 2023 een rechtszaak tegen Israël aangespannen omdat het land het Verdrag van de Verenigde Naties inzake de voorkoming en bestraffing van genocide van 1948 heeft geschonden en het Internationaal Gerechtshof, het belangrijkste gerechtelijke orgaan van de VN, dat gisteren in het Vredespaleis in de administratieve hoofdstad van Nederland, Den Haag, opereerde.

Terwijl de hoorzitting werd voortgezet in het Internationaal Gerechtshof in Den Haag, waar de hele wereld aandachtig naar keek, zochten mijn ogen naar het Turkse tapijt dat ik 50 jaar geleden had gefotografeerd.

Dit nieuwsoverzicht is in delen geschreven, zoals een Hollywoodfilm, maar ik heb dit misschien voor het eerst in de journalistiek gedaan.

Niettemin, om verwarring te voorkomen, zal ik de Israëlische zaak voor het Internationaal Gerechtshof en de kwestie van het Turkse tapijt in twee afzonderlijke delen uitleggen.

EERST HET PROCES

Afbeelding met kleding, overdekt, gebouw, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

Terwijl de aanklager van het Internationaal Strafhof bewijsmateriaal verzamelde over oorlogsmisdaden, misdaden tegen de menselijkheid en genocide gepleegd door Israël, en terwijl de hoorzitting, waarin de Republiek Zuid-Afrika het hof verzocht om een ‘voorzorgsmaatregel’ vanwege de urgentie van de situatie, doorging, verzamelden veel pro-Palestijnse en pro-Israël demonstranten zich voor het Vredespaleis. De demonstranten volgden de hoorzitting via grote schermen die buiten waren opgesteld.

Afbeelding met Menselijk gezicht, kleding, persoon, person Automatisch gegenereerde beschrijving

De zitting in het Vredespaleis begon met de mondelinge verdediging van Zuid-Afrika. De Republiek Zuid-Afrika verzocht eerst om de onmiddellijke opschorting van alle Israëlische militaire operaties in Gaza. Het Hooggerechtshof ging eerst in op dit verzoek.

Zuid-Afrika’s verzoek benadrukte dat “de rechten van het Palestijnse volk onder het genocideverdrag, die nog steeds geschonden worden, beschermd moeten worden”.

“De zaken waarover Zuid-Afrika klaagt tegen Israël vallen onder de definitie van genocide omdat het doel de vernietiging is van een aanzienlijk deel van de Palestijnse nationale, raciale en etnische groep,” zei Zuid-Afrika in een 84 pagina’s tellende schriftelijke verklaring aan het Internationaal Gerechtshof.

Het kan jaren duren voordat een uitspraak wordt gedaan in een genocidezaak voor het Hof in Den Haag. Zuid-Afrika verzocht het Internationaal Gerechtshof daarom maatregelen te nemen “om de Israëli’s te stoppen met het doden van Palestijnen” terwijl het proces nog loopt.

Zuid-Afrika eiste in zijn verzoek ook dat Israël de aanvallen zou staken die gericht zijn op de opzettelijke eliminatie van de Palestijnen als groep en dat Tel Aviv zou worden gestraft voor het plegen van genocide.

Israël zei dat de beschuldigingen in de aanklacht “geen basis hebben” en dat Israël “probeert Israël met bloed te belasteren”.

In tegenstelling tot het Internationaal Strafhof behandelt het Internationaal Gerechtshof, het hoogste gerechtelijke orgaan van de VN, alleen geschillen tussen staten en geen individuele misdaden. De zaak werd daarom voor het Internationaal Gerechtshof gebracht.

Vandaag zal Israël de aanklacht mondeling verdedigen.

Dit kan live gevolgd worden op de website van het Internationaal Gerechtshof.

Tijdens de hoorzitting bij het Hof van Justitie werden AA-foto’s als bewijsmateriaal getoond tijdens de toespraak van Adila Hassim, een van de advocaten die Zuid-Afrika vertegenwoordigt. Op de foto, genomen door fotojournalist Fadi Alwhidi, is te zien dat de lichamen die op 23 december in Gaza door Palestijnse civiele verdedigingsteams onder het puin in de stad Beit Lahya werden vandaan gehaald, werden begraven in een massagraf dat vlakbij het Indonesische ziekenhuis werd aangelegd.

Op dezelfde manier was op de foto, genomen door fotojournalist Mohammed Fayk, te zien dat de lichamen van de familie Fatayer op 30 oktober 2023 collectief werden begraven in een gebied vanwege ruimtegebrek op sommige begraafplaatsen in Gaza.

Wat Zuid-Afrika beweerde.

In zijn 84 pagina’s tellende aanvraag zei Zuid-Afrika dat Israël genocide pleegde tegen Palestijnen in Gaza door hen te doden, ernstige geestelijke en lichamelijke schade toe te brengen, nederzettingen te verwoesten, een beleg op te leggen, hen aan honger en dorst te onderwerpen en “omstandigheden te creëren die bevorderlijk zijn voor hun fysieke vernietiging” tijdens de operatie die begon na de aanvallen van 7 oktober.

“Deze daden zijn gedetailleerd gedocumenteerd in de aanvraag van Zuid-Afrika en bevestigd door betrouwbare, vaak VN-bronnen,” zei de advocaat van Zuid-Afrika, Adila Hassim, terwijl ze voorbeelden noemde om het patroon van genocidaal gedrag tijdens de hoorzitting te illustreren.

Zuid-Afrika beschuldigde Israël ook van het schenden van andere fundamentele verplichtingen onder de Genocide Conventie van de Verenigde Naties uit 1948.

De conventie van 1948 definieert genocide als “daden gepleegd met de bedoeling een nationale, etnische, raciale of religieuze groep geheel of gedeeltelijk te vernietigen”.

In Zuid-Afrika heeft de regerende partij African National Congress het beleid van Israël in Gaza en de Westelijke Jordaanoever vergeleken met haar eigen geschiedenis onder het apartheidsregime.

“Als een volk dat ooit de bittere vruchten heeft geproefd van onteigening, discriminatie, racisme en door de staat gesponsord geweld, zijn we er duidelijk over dat we aan de goede kant van de geschiedenis zullen staan,” zei de Zuid-Afrikaanse president Cyril Ramaphosa voorafgaand aan het proces.

TURKSE DELEGATIE VOLGT OOK

Afbeelding met persoon, kleding, pak, gebouw Automatisch gegenereerde beschrijving

Ambassadeur in Den Haag Selçuk Ünal (links) verwelkomde de delegatie om de hoorzittingen in Den Haag te volgen.

Cüneyt Yüksel, voorzitter van de Justitiecommissie van de Grote Nationale Vergadering van Turkije, reisde naar Den Haag met İsmail Emrah Karayel, voorzitter van de Gemengde Parlementaire Commissie van de Europese Unie (EU) en AK-partij parlementslid voor Istanbul, en Cahit Özkan, lid van de Constitutionele Commissie en parlementslid voor Denizli.

Yüksel zei dat ze ook contacten hadden met regeringsfunctionarissen, diplomaten, vertegenwoordigers van mensenrechtenorganisaties en advocaten die de zaak zullen volgen met betrekking tot Zuid-Afrika’s verzoek om een gerechtelijk bevel.

“We zijn blij met de aanklacht van Zuid-Afrika tegen Israël,” zei Cüneyt Yüksel, die opmerkte dat de schendingen van het internationaal recht door Israël in de Palestijnse gebieden sinds 7 oktober zijn toegenomen. Yüksel verklaarde dat de stap van Zuid-Afrika om de schendingen te stoppen door een rechtszaak tegen Israël aan te spannen belangrijk is.

Cüneyt Yüksel sprak de verwachting uit dat de uitkomst van de rechtszaak bij het Internationaal Gerechtshof het geweten van de internationale gemeenschap tevreden zou stellen en zei:

“Als Turkije zullen zowel onze autoriteiten als het maatschappelijk middenveld nooit een partner zijn van deze vervolging. Als Turkije eisen we dat er onmiddellijk een einde komt aan de barbaarse aanvallen van Israël op burgers en we vinden dat Israël ter verantwoording moet worden geroepen.

Wij hebben de aanvraag van de Republiek Zuid-Afrika bij het Internationaal Gerechtshof verwelkomd. Namens het Turkse volk spreken wij nogmaals onze steun uit voor dit proces. We willen dat dit proces zo snel mogelijk wordt afgerond en dat gerechtigheid geschiedt.”

Yüksel benadrukte dat de voorzorgsmaatregelen die door het Hof moeten worden uitgesproken in de eerste plaats een staakt-het-vuren moeten garanderen, en merkte op dat ze willen dat dit de broodnodige onvoorwaardelijke, ongehinderde en regelmatige humanitaire hulp in Gaza mogelijk maakt.

Yüksel vervolgde als volgt: “Het is opnieuw gebleken dat het zonder een rechtvaardige politieke oplossing voor de Palestijnse kwestie niet mogelijk zal zijn om duurzame vrede en stabiliteit in onze regio tot stand te brengen. Daarom verwachten we vooral dat de internationale gemeenschap dringende en concrete stappen zet om vrede tot stand te brengen. Turkije zal actief bijdragen aan alle inspanningen om tot een oplossing te komen en is bereid de verantwoordelijkheid op zich te nemen als garant in de implementatiefase van een te bereiken definitieve overeenkomst.

Yüksel zei dat ze ook contact hebben gehad met regeringsfunctionarissen, diplomaten, vertegenwoordigers van mensenrechtenorganisaties en advocaten die de zaak zullen volgen met betrekking tot het verzoek van Zuid-Afrika om voorzorgsmaatregelen.

OZKAN

Cahit Özkan, lid van de constitutionele commissie en parlementslid voor Denizli, zei dat de verklaringen tijdens de hoorzitting zeer effectief waren en dat de foto’s van het Anadolu Agency deel uitmaakten van het bewijsmateriaal dat door Zuid-Afrika werd gepresenteerd.

Özkan benadrukte dat het Anadolu Agency een zeer effectieve en belangrijke rol heeft gespeeld in het proces en in het bewijzen van de genocide in Gaza, en merkte op dat Zuid-Afrika met dit bewijs zijn beweringen op een visueel zeer rijke manier heeft weergegeven in het proces.

Özkan wees erop dat de genocide in Gaza de eerste genocide in de geschiedenis was waarbij de inwoners van Gaza hun eigen vernietiging in realtime uitzonden op hun mobiele telefoons in de hoop dat er iets zou kunnen worden gedaan.

KARAYEL

Ismail Emrah Karayel, voorzitter van de Gemengde Parlementaire Commissie van de Europese Unie (EU) en parlementslid voor Istanboel, onderstreepte dat Turkije voorstander is van de toepassing van het internationaal recht en de beslechting van geschillen door internationale rechtbanken, en verklaarde dat Turkije van mening is dat geschillen moeten worden beslecht volgens de regels van het internationaal recht.

Karayel merkte op dat het onaanvaardbaar is dat de door Israël gepleegde misdaden niet worden onderzocht en onbestraft blijven, en verklaarde dat Turkije altijd het proces zal volgen om gerechtigheid in dergelijke gevallen te garanderen, de misdadigers te straffen en de nodige maatregelen te nemen tegen de verantwoordelijken.

Aan de andere kant wees Karayel erop dat het Hof een waarschuwende uitspraak moet doen om de tragedie in Gaza te verminderen en zei dat ze zullen volgen hoe deze waarschuwende uitspraken zullen worden uitgevoerd.

De eerste dag van de hoorzitting eindigde nadat Vusimuzi Madonsela, ambassadeur van Zuid-Afrika in Amsterdam, de 9 voorzorgsmaatregelen had voorgelezen die zijn land had gevraagd aan het Hof tegen Israël.

Israël zal zijn verdediging presenteren tijdens de hoorzitting van vandaag.

BIJ HET HOOGGERECHTSHOF IN DEN HAAG

HET VERHAAL VAN HET TURKSE TAPIJT…

Afbeelding met overdekt, Vloermateriaal, Tapijt, vloer Automatisch gegenereerde beschrijving

Ons “Haagse Hooggerechtshof Het “Vredespaleis”, dat wij “Peace Palace” noemen, wordt door de Nederlanders “VredesPleis” genoemd. De eerste keer dat ik deze plek zag was ongeveer 50 jaar geleden.

Dat jaar werd het maritieme territoriale geschil tussen Turkije en Griekenland voorgelegd aan het “Hooggerechtshof”.

De Veiligheidsraad maakte geen keuze tussen Turkije en Griekenland, de partijen in het geschil, en stelde enerzijds voor dat de partijen het geschil zouden oplossen door middel van directe onderhandelingen, en nodigde anderzijds de partijen uit om de mogelijke bijdrage van het Internationaal Gerechtshof aan de oplossing van het geschil te overwegen.

Op dat moment lag er in het “Vredespaleis”, dat over de hele wereld werd geprezen, een enorm tapijt dat de ogen verblindde van degenen die het zagen. Daar hoorde ik dat dit tapijt een geschenk was van de Ottomanen. Naast het belang van de Turks-Griekse zaak, was de aanwezigheid van een Turks tapijt op zo’n wereldberoemde plaats erg belangrijk voor mij.

Zoals je weet, was in die tijd de “nieuwsscoop” in de mode. Nadat ik een foto van dat tapijt had gemaakt, ging ik naar het ANP-agentschap in Nederland en zorgde ervoor dat mijn foto per telefoto naar de krant Hürriyet werd gestuurd. De kop van de Hürriyet van de volgende dag was niet de “Turks-Griekse” rechtszaak, maar het Turkse tapijt in het Vredespaleis.

Zo’n interessant tapijtverhaal was enkele dagen lang het onderwerp van Hürriyet en we oogstten veel lof.

50 JAAR LATER

Het verhaal van dat tapijt kwam opnieuw op de agenda, deze keer 50 jaar later.

Het verhaal van het tapijt gaat eigenlijk veel verder terug, 112 jaar geleden.

112 jaar geleden was 1911.

Tijdens de bouw van het Vredespaleis in Den Haag werd in 1911 een enorm Hereke tapijt cadeau gedaan door het Ottomaanse Rijk als reactie op de oproep tot bijdragen aan de staten in 1907.

Over het tapijt, dat nu naar Turkije wordt gestuurd voor restauratie (renovatie), zei onze ambassadeur in Den Haag, Selçuk Ünal, het volgende:

“Het Hereke Tapijt, dat werd geschonken aan het Koninkrijk der Nederlanden en 112 jaar lang het Vredespaleis heeft gesierd, gaat nu tijdelijk naar ons land voor restauratie. In overeenstemming met het protocol dat is ondertekend door de Carnegie-stichting, die het Vredespaleis beheert, en ons ministerie van Cultuur en Toerisme, is het Hereke-tapijt, waarvan wordt aangenomen dat het het grootste tapijt buiten Turkije is, 160 m2 groot en 700 kg zwaar, uit het Vredespaleis verwijderd zodat het restauratieproces kan beginnen.”

Afbeelding met kleding, person, persoon, buitenshuis Automatisch gegenereerde beschrijving

Ambassadeur Selçuk Ünal, Erik Weststrate, Europees Directeur van het Nederlandse Ministerie van Buitenlandse Zaken, die ook verantwoordelijk is voor Turkije, en J.P.H. Donner, directeur van de Carnegie-Stichting, waren ook aanwezig bij de ceremonie van de verwijdering van het tapijt uit de Japanse Kamer in het Vredespaleis, waar tal van onderhandelingen plaatsvonden.

Afbeelding met kleding, overdekt, persoon, pak Automatisch gegenereerde beschrijving

Ambassadeur Selçuk Ünal nam ook deel aan de documentaire opnames van het Hereke tapijt dat uit het Vredespaleis werd gehaald en op een vrachtwagen werd geladen, samen met Erik Weststrate, Europees Directeur van het Nederlandse Ministerie van Buitenlandse Zaken, en J.P.H. Donner, Directeur van de Carnegie-Stichting.

Ambassadeur Selçuk Ünal vervolgde als volgt: “112 jaar lang is het historische Hereke tapijt, dat onze voorouders in 1911 presenteerden naar aanleiding van een uitnodiging in 1907, getuige geweest van talloze belangrijke vredesverdragen, onderhandelingen en gesprekken. In feite is het, alleen, eenzaam en verdrietig, 112 jaar lang getuige geweest van de geschiedenis.

Het feit dat onze voorouders destijds met een langetermijnvisie en op deze manier hun steun aan de internationale vrede toonden, is een belangrijke boodschap voor ons allemaal vandaag. Het Hereke tapijt, zoals het werd beschouwd toen het werd geschonken van het ene Rijk aan het andere, zal vandaag en morgen een van de onsterfelijke penningen van de Turks-Nederlandse vriendschap zijn. Zolang mensen leven en de mensheid leeft, zal het van hier tot in de eeuwigheid de boodschap van internationale vriendschap en vrede uitdragen.”

Dit is het verhaal van het Hereke Tapijt, dat ons allen heeft geëerd en ons zal blijven eren met verdere ontwikkelingen. Maar we kunnen natuurlijk niet zomaar ‘Hereke Tapijt’ zeggen.

Ik zal geen plagiaat plegen, maar kijk eens wat ik vond tijdens mijn onderzoek op Uncle Google.

HEREKE TAPIJT, EEN OTTOMAANS ERFSTUK VAN HOLLAND, WORDT GERESTAUREERD IN AKSARAY

Afbeelding met kleding, persoon, Menselijk gezicht, overdekt Automatisch gegenereerde beschrijving

Het ongeveer 162 vierkante meter grote Hereke tapijt, dat in 1905 werd geschonken aan het Vredespaleis, dat dienst doet als Internationaal Gerechtshof in Den Haag, Nederland, op bevel van sultan Abdülhamit II, wordt gerestaureerd in het Sultanhanı district van Aksaray.

Vice-minister van Cultuur en Toerisme Nadir Alpaslan zei op de persconferentie die werd georganiseerd in de tapijtreparatiewerkplaats in Aksaray dat hij blij was om in Sultanhanı Caravanserai te zijn, die een belangrijke plaats inneemt in de geschiedenis van Turkije.

Nadir Alpaslan herinnerde eraan dat meer dan 40 landen hulp verleenden toen het Vredespaleis werd gebouwd en vervolgde als volgt:

“Het Ottomaanse Rijk gaf een Hereke tapijt aan het Vredespaleis tijdens het bewind van sultan Abdülhamit, waarvan de restauratie binnenkort zal beginnen. Dit tapijt is een heel bijzonder tapijt dat versierd is met de culturele elementen van ons land en lus voor lus geweven is. Tijdens de restauratie van het tapijt wordt elke lus vernieuwd volgens de technische specificaties van de periode waarin het werd gemaakt, en wordt het weer naar huis gestuurd. Het Hereke tapijt getuigt al meer dan 100 jaar van de geschiedenis in de Japanse zaal van het Vredespaleis. Ons tapijt zal na 1 jaar, wanneer dit werk voltooid is en het naar huis terugkeert, van de geschiedenis blijven getuigen.”

Alpaslan verklaarde dat dit unieke tapijt een van de belangrijke voorbeelden is van de culturele rijkdom van Turkije. Alpaslan wees erop dat het belangrijk is dat de restauratie in Turkije wordt uitgevoerd: “Het tapijt is een concrete indicator van de betrekkingen tussen Nederland en Turkije gedurende meer dan 400 jaar. De restauratie van ons tapijt zal worden uitgevoerd met behulp van een deskundig team en traditionele technieken, en er zal grote gevoeligheid aan de dag worden gelegd om de oorspronkelijke textuur en esthetiek van het tapijt in elke fase te behouden. Dit project staat voor de bescherming van een cultureel erfgoed dat verder gaat dan de restauratie van het tapijt.”

Alpaslan benadrukte dat de restauratie van het tapijt ook bijdraagt aan het cultureel werelderfgoed.

Alpaslan legde uit dat vrede en gerechtigheid nodig zijn in de wereld waarin we leven en wenste vrede en gerechtigheid voor de hele wereld.

“Hereke Tapijt is ‘s werelds beste tapijt van de hoogste kwaliteit”.

Joep Wijnands, de ambassadeur van Nederland in Ankara, zei dat het tapijt na een eeuw vanuit Nederland terugkwam naar Turkije voor restauratie.

Wijnands zei dat het verhaal van het tapijt een symbool is van de sterke banden tussen Turkije en Nederland en vervolgde zijn woorden als volgt:

“Hereke tapijt is de hoogste kwaliteit en het beste tapijt ter wereld. Het feit dat het lang meegaat en een historische betekenis heeft is een ander mooi aspect. De relaties tussen de twee landen en de vriendschap tussen ons zijn net zo sterk en hecht als de lussen in het tapijt. De vriendschap tussen de twee landen gaat vele jaren terug. Volgend jaar vieren we de 100e verjaardag van de vriendschapsovereenkomst. Ook de diplomatieke betrekkingen gaan 400 jaar terug. Er is nog meer moois tussen de twee landen dan dit tapijt. Het is bekend dat de Turken de tulp meebrachten, het internationale symbool van Nederland.”

Wijnands benadrukte ook dat Turkije Nederland 500 jaar geleden heeft geholpen onafhankelijk te worden.

Na de toespraken bekeken staatssecretaris Alpaslan en zijn gevolg het tapijt.

MİLYARLAR KAZANDIRAN TURİZMİMİZ GEREKTİĞİ ŞEKİLDE TANITILAMIYOR

MİLYARLAR KAZANDIRAN TURİZMİMİZ GEREKTİĞİ ŞEKİLDE TANITILAMIYOR

UTRECHT TURİZM FUARI’NDAKİ CORENDON VE THY STANDALARININ DIŞINDAKİ TÜRKİYE STANDLARI CILIZDI

AÇILIŞTA, DEĞİL BAKAN, YARDIMCISI BİLE YOKTU

TÜRK TURİZMİNİN KALKINMASINDA BÜYÜK ROL OYNAYAN HOLLANDA’DAKİ TÜRK SEYAHATÇILARIN GÖRÜŞLERİ:

                                  (Haberin Hollandacası altta)
(Nederlands versie van het nieuws is onderaan)

Afbeelding met Menselijk gezicht, kleding, persoon, pak Automatisch gegenereerde beschrijving

Avrupa’nın en önemli 5 turizm fuarından biri olan, Hollanda’nın Utrecht Turizm
Fuarı’nda, bu kez geçen defakiler gibi şölen yaşanmadı.
Türkiye’ye giden 50 milyonu aşkın turistin kazandırdığı, 50 milyarı aşan dolarların çoğalması için gereken ihtimam gösterilmedi.

Bu yılki fuarda yüzümüzü güldüren ve prestijimizi kurtaran iki kuruluş vardı. Bunlardan biri Türk Hava Yolları, diğeri de Corendon idi. Türkiye standında, ziyaretçilerin ağırlanabileceği oturma alanı olmadığı gibi, ikram da yoktu.
Türk Hava Yolları fuarda açtığı standta oluşturduğu oturma alanında yiyecek ve içecek ikramında bulundu.

Afbeelding met tekst, kleding, scène, person Automatisch gegenereerde beschrijving

Utrecht Turizm Fuarı’nın en büyük müdavimi olan ve Türkiye’ye en çok turist gönderen tur operatörü olarak bilinen Corendon da ziyaretçileri ikramlarla ağırladı.

Fuarda pek çok ülkenin Bakanları, ülkelerinin tanıtımı için yer alırken, bizim Turizm Bakanı’mız yoktu. Bırakın Bakanı, yardımcısı veya müsteşarı bile yoktu.
Kıdemli Büyükelçimiz Selçuk Ünal, Amsterdam Başkonsolosumuz Mahmut Burak Ersoy ve THY Müdürü Şerafettin Ekici olmasaydılar, Fuar’da tam olarak sahipsiz kalacaktık.

Afbeelding met kleding, persoon, Menselijk gezicht, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving
Fuar’da Türkiye’yi sahiplenenlerden biri de, bir süre önce görevi bırakan Hollanda Kültür Bakanı Günay Uslu’ydu. Türkiye’ye en çok turist taşıyan Corendon firmasının tüm yönetimini kontrol altında tutan Gülay Uslu, hem medyanın ve hem de ziyaretçilerin odak noktası olmuştu.

AÇILIŞ

Afbeelding met kleding, person, persoon, schoeisel Automatisch gegenereerde beschrijving Fuar’ın açılışı, her yıl olduğu gibi saat 14.00’lerde değil, saat 11.00’de yapıldı.
THY Standının önünde yapılan açılış seremonisinde, müdür Şerafettin Ekici pasta kesti ve daha sonra bir konuşma yapan Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal, gazeteciler günü için kutlama sözlerinden sonra, Hollanda’dan Türkiye’ye giden bir milyon Hollandalı sayısının bu yıl daha çok artacağını umut ettiğini belirtti.

Afbeelding met kleding, scène, person, hal Automatisch gegenereerde beschrijving Fuar’da, Yunanistan, Kıbrıs, Portekiz ve İtalya gibi ülkelerin standlar göz kamaştırırken, 25 kadar yöremizin temsilcilerine yer verilen Türkiye standı çok sönük kaldı.
Milyarlarca dolar kazandıran turizmimizin bu şekilde ‘tanıtılamaması’, eski turizmcilerimizi de üzdü.

Afbeelding met kleding, Menselijk gezicht, persoon, stropdas Automatisch gegenereerde beschrijving
Bir zamanlar, Türkiye’ye turist gönderme furyasını başlatan turizmcilerimizden Osman Çelik, Kamil Saygı ve Cemal İçin görüşlerini belirtirlerken, “Gördüklerimiz tamamen bir şımarıklığın ürünüdür. Türkiye’yi benimsemekte olan turistler bize yetmez ve daha fazlası lâzım. Bu nedenle fuarlarda daha ihtimamlı temsil edilmeliyiz” gibi deyimler kullandılar.

                      *******************

ONS TOERISME, DAT MILJARDEN VERDIENT, KAN NIET WORDEN GEPROMOOT ZOALS HET ZOU MOETEN

DE STANDS VAN TURKIJE OP DE UTRECHTSE TOERISMEBEURS WAREN, AFGEZIEN VAN DE STANDS VAN CORENDON EN THY, ONGEPOLIJST

BIJ DE OPENINGSCEREMONIE WAS NIET EENS EEN MINISTER OF ONDERMINISTER AANWEZIG

MENINGEN VAN TURKSE REIZIGERS IN NEDERLAND, DAT EEN BELANGRIJKE ROL SPEELT IN DE ONTWIKKELING VAN HET TURKSE TOERISME:

Afbeelding met Menselijk gezicht, kleding, persoon, pak Automatisch gegenereerde beschrijving

Toerismebeurs Utrecht in Nederland, een van de 5 belangrijkste toerismebeurzen in Europa.
Deze keer was er geen feest zoals de vorige keer.
Er werd niet de nodige zorg besteed aan het verhogen van de meer dan 50 miljard dollar die wordt verdiend door meer dan 50 miljoen toeristen die naar Turkije reizen.
Er waren twee organisaties die ons deden glimlachen en ons prestige redden op de beurs van dit jaar. De ene was Turkish Airlines en de andere Corendon. Op de Turkse stand was er geen zitruimte waar bezoekers konden worden ondergebracht en er was geen catering.
Turkish Airlines bood eten en drinken aan in de zithoek die het op zijn stand op de beurs had ingericht.

Afbeelding met tekst, kleding, scène, person Automatisch gegenereerde beschrijving

Corendon, de grootste vaste gast op de Utrechtse Toerisme Beurs en bekend als de touroperator die de meeste toeristen naar Turkije stuurt, verwelkomde de bezoekers met lekkernijen.

Terwijl de ministers van veel landen deelnamen aan de beurs voor de promotie van hun land, hadden wij geen minister van Toerisme. Laat staan de minister, zelfs niet zijn plaatsvervanger of ondersecretaris.

Zonder onze hoofdambassadeur Selçuk Ünal, consul-generaal Mahmut Burak Ersoy en Turkish Airlines-directeur Şerafettin Ekici, zouden we er helemaal niet zijn geweest.

Afbeelding met kleding, persoon, Menselijk gezicht, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving

Een van de mensen die Turkije omarmden op de beurs was de Nederlandse minister van Cultuur Günay Uslu, die zijn functie een tijdje geleden neerlegde. Gülay Uslu, die de volledige leiding had over Corendon, het bedrijf dat de meeste toeristen naar Turkije vervoert, was het middelpunt van zowel de media als de bezoekers.

OPENING

Afbeelding met kleding, person, persoon, schoeisel Automatisch gegenereerde beschrijving

De openingsceremonie van de beurs werd gehouden om 11.00 uur in plaats van 14.00 uur zoals elk jaar. In de openingsceremonie die voor de stand van THY werd gehouden, sneed directeur Şerafettin Ekici een taart aan en vervolgens hield onze ambassadeur in Den Haag Selçuk Ünal een toespraak en nadat hij de journalisten had gefeliciteerd met de dag van de journalisten, sprak hij zijn hoop uit dat het aantal van één miljoen Nederlanders die vanuit Nederland naar Turkije reizen dit jaar zou toenemen.

Afbeelding met kleding, scène, person, hal Automatisch gegenereerde beschrijvingTerwijl de stands van landen als Griekenland, Cyprus, Portugal en Italië schitterden op de beurs, was de stand van Turkije, met vertegenwoordigers van zo’n 25 regio’s, erg inspiratieloos.
Het feit dat ons toerisme, dat miljarden dollars opbrengt, niet op deze manier gepromoot kon worden, heeft ook onze oude toeristische producenten van streek gemaakt.

Afbeelding met kleding, Menselijk gezicht, persoon, stropdas Automatisch gegenereerde beschrijvingOsman Çelik, Kamil Saygı en Cemal İçin, die ooit tot de toeristische organisatoren behoorden die de trend hebben ingezet om toeristen naar Turkije te sturen, gaven hun mening: “Wat we hebben gezien is een product van verwend gedrag. De toeristen die Turkije omarmen zijn niet genoeg voor ons en we hebben meer nodig. Daarom moeten we met meer zorg worden vertegenwoordigd op beurzen”.

ÖNCELERİ TENKİT, ŞİMDİLERDE TAKDİR EDİLEN BİR KURULUŞ: HOLLANDA TÜRK İŞADAMLARI DERNEĞİ: HOTİAD

ÖNCELERİ TENKİT, ŞİMDİLERDE TAKDİR EDİLEN BİR KURULUŞ: HOLLANDA TÜRK İŞADAMLARI DERNEĞİ: HOTİAD

Başlangıçta ciddiye alınmayan, ehil ellere geçtikten sonra ciddileşen ve güçlenen HOTİAD, bugün Avrupa’nın en yararlı Türk kuruluşlarından biri oldu.

Başlangıçta, kurucusu ve saymanı olan kişinin, sosyal yardım ödeneğine tenezzül ettiği için, şahsım tarafından yok edilmeye hedeflenen HOTİAD, şimdilerde, depremzedelere yarım milyon euro bağışlayacak bir zenginliğe ve ciddiyete ulaştı.

Türkiye ile Hollanda arasındaki ticari ilişkilerin zenginleşmesinde büyük rol oynayan HOTİAD, iki ülkedeki karşılıklı yatırımlarda da büyük rol oynuyor.

HOTİAD’a bağlı kuruluşları sunuyoruz. 

(Haberin Hollandacası en altta)
Nederlandse versie van het bericht is onderaan.)

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
İlhan KARAÇAY yazdı:

Bir kişiyi ele alırken veya bir konuya giriş yaparken, bazen ‘Neredeeeeen nereyeeee!’ diye başlarız ya? İşte ben de şimdi önemli hem de çok önemli bir kuruluşu tanıtmadan önce ‘Neredeeeen nereyeeee!’ diye sesleneceğim.

Aslında, bu ‘Neredeeeen nereyeeeee! sözcüğü, olumsuzluktan olumluluğa geçişi veya aksini işaret eden bir deyimdir. Benim şimdi anlatacağım konunun başlangıcı ile bu günkü durumunu, aynı deyim vurgular mı, pek emim değilim. Zira, ‘Neredeeeen’ dediğim günkü ortam ile, ‘nereyeeee’ dediğim bugünkü ortamı kıyaslamak ne derece doğrudur bilemiyorum.

Konu, ‘Hollanda Türk İşadamları Derneği HOTİAD’ konusudur.
Aslında, Hollanda’da irili ufaklı olarak birkaç ‘İşadamı Derneği’ vardı. Aralarında kasap, manav, exportçu gibi esnafların bulunduğu dernekler.

2004 Yılında, Mehmet Soytürk önderliğindeki büyük ve orta ölçekli firmaların sahipleri, yeni ve değişik bir oluşumu gerçekleştirmek için harekete geçmişlerdi.

Mehmet Soyturk

Mehmet Soytürk ve arkadaşları, Büyük ve orta büyüklükte firmalarının sahiplerini bir çatı altında toplamayı amaçlamışlardı. Üye olma şartnamesine, ‘Şu kadar işçi çalıştıracak ve şu kadar omzeti olacak’ maddesi bile konulan bu oluşum için yüksek bir meblağda aidat da konmuştu.
Böyle bir durumda üye sayısının yüksek olmayacağı düşüncesiyle, bu kuruluş için ‘Elit işadamları’ damgası vurulmuştu bile…

Naçizane şahsım, bu yeni oluşumun, diğer işadamları derneklerini de aynı çatı altında ‘Aspirant Üye’ olarak barındırabileceği teklifini yapmış ve HOTİAD’ın, Hollanda’daki tüm Türk esnafını çatısı altında barındıran bir kuruluş olacağını belirtmiştim.

Ne var ki, bu tartışmalar sürerken, kurucu üyelerden biri olan ve saymanlık koltuğunda oturan (adını açıklamayacağım) kişinin, Hollanda devletinden fakirlik yardımı (sosyal ödenek) almakta olduğunu öğrenmiştim.
O günlerde bu konuyu homurdanırken, Merkezi Den Bosch şehrinde bulunan Edelstaal Grubu’nun başkanı Turgut Torunoğulları’nı ziyaret etmiştim. O gün o görüşmede bu konu gündeme geldi. Bu konuyu haber yapacağımı ve, ‘Hollanda Türk İşadamaları Derneği’nin saymanı, sosyal yardım ödeneği alıyor’ başlığı ile yayınlayacağımı söylemiştim.
Böylesi bir haberin, hem Türkiye’de ve hem de Hollanda’da bomba etkisi yapacağını ve HOTİAD’ın sonunun geleceğini tahmin etmek zor değildi tabii…

Sözlerimin ardından Torunoğulları bana şu teklifi yaptı: “Gel sen bu haberi yayınlama. Benim HOTİAD’a başkan olmam için bazı teklifler var. Beni destekleyin, başkan olduğum zaman tüm pislikleri temizleyeceğim.”

Turgut Torunogullari

Torunoğulları’nın söyledikleri içime su serpmişti. Zira ben, amacı iyi olan böylesi güzelim bir kuruluşun yok olmasından yana değildim. Haberi yayınlamadım ve Torunoğulları da ilk Genel Kurul’da ‘Başkan’ seçildi.

Eski Başkan Mehmet Soytürk’ü tenzih ederim ama, yeni Başkan ve yeni yönetim, HOTİAD’ a yeni bir çehre kazandırdı. HOTİAD’ın kasasından yapılan harcamaların yanında, Torunoğulları’nın özel harcamalarıyla, Hollanda’da olduğu gibi, Ankara’da da tanınmaya başlanan HOTİAD, Hollanda iş dünyasında popüler olmaya başladı.

Afbeelding met kleding, persoon, person, pak Automatisch gegenereerde beschrijving
HOTİAD’ın, ‘Avrupa Birliği Maastricht Toplantısı’ndan ilham alarak yaptığı, Birinci, İkinci ve Üçüncü Maastriht Görüşmeleri, kendilerine önemli ve ciddi bir popülarite kazandırmıştı.

Türkiye’deki yatırımlarının yanında, Dünya Türk İşadamları Konseyi DTİK’in Avrupa Başkanlığına seçilen Torunoğulları’ndan boşalan Başkanlık koltuğu, bu defa, et mamülleri imalatçılığı yapan Hikmet Gürcüoğlu tarafından dolduruldu.

Koc Et Maulleri Hikmet Gurcuoglu

1960 yılında Sivas’ta doğan, Üniversite birinci sınıf ögrencisi iken, Eylül 1980’de Hollanda’ya gelen, burada Delft Teknik  Üniversitesi’nde Petrol Mühendisliği egitimi alan, aynı üniversitede mastır programını da yaparak eğitimini tamamlayan, evli ve iki çocuk babası olan Gürcüoğlu, 1978 yılında Koç Vleeswaren adındaki aile şirketini kurdu. Avrupa’daki Türk tüketiciye  yönelik, gelişmiş teknik donanım, yüksek üretim teknolojisi ve çağdaş yönetim anlayışı ile Anadolu’ya has et mamulleri üretiyor. Sektöründe öncü olan Koç Vleeswaren, Avrupa Türk gıda pazarının bilinen büyük  markalarının hemen hemen tamamını bu merkezde üretiyor. Bu girişimin dışında, Hollanda ve Türkiye’de, üretim, inşaat, turizm, perakendecilik ve hayvancılık dallarında iştirakleri olan Gürcüoğlu, sosyal sahada sorumluluk bilinci ile hareket etmeyi şiar edinmiştir. HOTİAD’taki başkanlığından önce, iki dönem Denetleme Kurulu üyeliği yapan Gürcüoğlu, bir çok kuruluşta da yönetim görevlisi olarak yer almaktadır.

Gürcüoğlu başkanlığındaki HOTİAD, mevcut üyelerin yeterliliği ve niteliği konusunu konrtol altında tutmayı başardı. Öyle ya, madem ki HOTİAD elit bir kuruluştu, üyelerin elitliği de koruma altına alınmalıydı.

HOTİAD, sadece ticaret yapan bir kuruluş olma özelliğinden sıyrılıp, toplumu teşvik edici ödüllendirmeler ve mağdurlara yardım yapmayı da kendine şiar edinmişti.
Hollanda’daki öğrencileri, sanatçıları ve sporcuları destekleme amacıyla ödül törenleri düzenledi.
2013’te, Türk ve Hollandalı Bakanların da konuk olduğu bir etkinlikte, Yılın Öğrencisi Ödülünü Semra Abas’a, Yılın Kültür Sanat Ödülünü Yavuz Nüfel’e, Yılın Başarılı Sporcu Ödülünü Göksel Şahinbaş’a verildi. Dereceye girenlere 2500 euro para ödülü de verildi.
2014’teki ödül töreninde de, “Yılın Öğrencisi” ödülünü Mete Erdurcan, “Yılın Kültür ve Sanat” ödülünü ses sanatçısı Karsu Dönmez, “Yılın sporcusu” ödülünü binici Ceylan Avinal ve “Yılın Genç Girişimcisi” ödülünü ise Evren Mahir Bal ile Sedat Altuntaş aldılar.

Afbeelding met kleding, person, pak, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

HOTİAD’ın en isabetli ve en büyük yardım planı, 6 şubat depremlerinin mağdurları için bağışlanan 102 adet konteyner konut planıydı. Geçtiğimiz ay içinde, naçizane şahsımın da bulunduğu bir ekip ile Hatay’a gidildi ve 102 konutun açılışı yapıldı.
HOTİAD üyelerinin yarım milyon euroyu bulan bu bonkörlüğü de takdirle karşılandı.

Bu konudaki haberi okumak için, google’de https://www.ilhankaracay.com/hollandada-yasayan-yurttaslarimiz-hatayda-sukranla-yadedildiler/ linkini tıklayınız.

HOTİAD, Hollanda’ya Türk işçi göçünün 60’ıncı yılı olan bu yıl, Hollanda’ya gelmiş olan özellikle birinci nesil Türkler arasındaki, en faal ve en yararlı isimleri arıyor ve seçiyor. Yakında tamamlanacak ola bu araştırmanın sonunda bir etkinlik düzenlenecek ve hak edenlere ödülleri verilecek.

GÜRCÜOĞLU YENİDEN BAŞKAN

Afbeelding met kleding, persoon, person, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving

HOTİAD’ın yoğun üye katılımıyla gerçekleşen 10’uncu Olağan Genel Kurulu’nda, Hikmet Gürcüoğlu, oy birliğiyle tekrar başkanlığa seçildi.

Yeniden seçilmesinin ardından duygularını ifade eden Gürcüoğlu, “Bu göreve layık görülmek büyük bir onurdur. Sorumluluklarımın farkındayım ve bu görevi gururla yerine getireceğim, HOTİAD için elimden gelenin en iyisini yapacağım” dedi.

Ayrıca, Hikmet Gürcüoğlu, girişimcilik ruhunu desteklediklerini ve iş dünyasına rehberlik ettiklerini vurgulayarak, “Derneğimizin gücü, iş birliği ve dayanışma ruhumuzda yatıyor. Üyelerimizin oy birliği ile verdiği destek bizim için son derece önemli; birlikte hareket etmek, temel ilke ve değerimizdir. Gelecek dönemde birlikte daha büyük başarılara imza atmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Gürcüoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’de ekonomik gelişmelerin olumlu olmasından dolayı bir trendin devam ettiğini görüyoruz. Giderek daha fazla Türk firması gözünü Hollanda’ya çeviriyor. Bunda Türk girişimcilerin ve Türk bankalarının Hollanda’daki varlığı önemli rol oynuyor. Hollanda, Türk iş dünyası tarafından yakından takip ediliyor.

Hollanda’da hızla büyüyen sandviç zinciri Simit Sarayı ve dondurma zinciri Mado gibi Türk firmalarının yanı sıra Türk firmaları da Hollandalı firmaları satın almakla ilgileniyor. Örneğin Türk Yıldız Holding, Verkade ve Sultana ile tanınan bisküvi üreticisi United Biscuits’i, Türk Eroğlu Holding ise Hollandalı moda markası Mexx’i devraldı. Ballast Nedam inşaat firması için de Türkiye’den teklif geldi.

Daha önce ağırlıklı olarak Hollandalı şirketlerin Türkiye’ye yöneldiğini görüyorduk ama şimdi tam tersini görüyoruz. Sonuç olarak iki ülke arasındaki ticaret artacak. Hollanda’daki Türk iş dünyası son derece iyi gelişti. Bağlantıları var ve Türk firmalarını Hollanda’ya getirebiliyorlar.”

Hollandalı-Türk girişimciler de Hollanda’da oldukça aktif. Ticaret Odası’nın rakamlarına göre, 2013 yılında 3.100’den fazla Türk Hollandalı kendi işini kurdu. 2014 yılında 3000 kişi vardı.

Hollanda’daki Türk-Hollandalı orta ve büyük şirketlerin iş birliği olan HOTIAD, Türk girişimcilerin Hollanda’daki ana sözcüsüdür. 35 üyesi bulunan ve çoğunluğu süt ürünleri şirketleri, yatırım şirketleri, nakliye şirketleri ve noterlerden oluşan girişimci kulüp, güçlerini birleştirerek düzenli olarak yeni ortak yatırımlara ve strateji oluşturmaya yol açıyor. Bu şirketlerde toplam 2.000 kişi istihdam ediliyor. Hollanda-Türk şirketlerinin şu anda yıllık cirosu 1,5 milyar avro.

Hollanda ve Türkiye’nin 400 yılı aşkın süredir diplomatik ilişkileri var ve birbirlerinin önemli ticaret ortakları.”

Afbeelding met kleding, Menselijk gezicht, persoon, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving

Yeni Yönetim Kurulunda Gürcüoğlu’nun yanı sıra şu isimler yer aldı:

  • Başkan: Hikmet Gürcüoğlu

  • Başkan Vekili: Faruk Halıcı

  • Başkan Yardımcıları: Veysel Hut, İlhan Döne, Ahmet Kaya

  • Genel Sekreter: Arzu Şenel

  • Sayman: Abdullah Altay

  • Yönetim Kurulu Üyeleri: Abdurrahman Çalışkan, Güven Kurum

Denetleme Kurulu / Disiplin Kurulu ve görevleri:

  • Başkan: Behzat Eren

  • Denetleme Kurulu Üyeleri: Dursun Kılıç, Zülküf Yılmaz

              HOTİAD’I TANIYALIM

                                   
  Hollanda – Türk İşadamları Derneği

2004 yılında örgütlenmesini tamamlayıp faaliyetlerine başlayan Hollanda-Türk İş Adamları Derneği, hızlı bir gelişme göstermek suretiyle politik, ekonomik ve sosyal platformda hak ettiği saygınlığa önemli bir ölçüde kavuşmuştur. Bununla beraber yapısında taşıdığı dinamizm, misyonunda üstlendiği değerler ve vizyonunda ulaşmak istediği amaçlar nedeniyle bünyesinde daha güçlü bir kurumsal yapılanmayı sürdürmeye devam etmektedir.

HOTİAD’ın kurulum süreci, gelişimi, kurumsal yapılanması, vizyonu, misyonu, faaliyetleri ve üyelerinin profilleri hakkında detaylı bilgileri aşağıda bulabilirsiniz:

I- TARİHÇE

Gün geçtikçe Hollanda pazarındaki etkinlikleri ve nicelikleri artan Türk iş adamları, bu gücün ortak çatı altında birleştirilerek daha kalıcı amaçlara hizmet etmesini arzu etmişler ve bu doğrultuda uzun ön görüşmelerin ardından 2004 yılında kısa adı HOTİAD olarak bilinen Hollanda-Türk İş Adamları Derneği’nin temellerini atmışlardır.
13 asil üye ile yoluna başlayan HOTİAD, günümüzde mevcut 39 üyesi ile kendinden emin adımlarla ilerlemeye devam etmektedir.

Kuruluşundan bugüne amaçları, vizyonu ve misyonunda küçük çaplı değişiklikler geçiren HOTİAD, mevcut statüsüne 2006 yılında gerçekleştirilen kongre ile kavuşmuştur.

HOTİAD gerek her yıl geleneksel olarak gerçekleştirdiği “Maastricht Türk İş Adamları Ekonomi Zirvesi” ve “Yatırım Cenneti Türkiye” konulu konferansları, gerek ise Avrupa’daki Türk toplumunu yakından ilgilendiren sosyo- ekonomik ve politik alanlardaki söz getiren demeçleri ve Hollanda resmi makamları karşısındaki Türk ekonomisini temsil eden etkin rolü ile hergeçen gün adından fazlasıyla söz ettirmeye devam etmektedir.

HOTİAD sadece Hollanda içerisindeki Türk girişimcisini temsil etme rolü ile yetinmemekte, Türkiye-Hollanda ekonomik ilişkilerinde köprü görevini üstlenmeyi ve daha ileriki aşamada tüm Avrupa’daki Türk iş adamlarını ortak bir çatı altında toplayan organizasyonun içerisinde de aktif bir rol almayı hedeflemektedir.

II- VİZYON

  • Hak ve sorumlulukların öneminin bilincinde olan bir sivil toplum kuruluşu olarak politik, ekonomik ve sosyal konularda tüm tarafları anlar, yanılgı ve yanlış anlaşılma durumlarında düzeltici, uzlaşmacı ve yapıcı bir bakış açısı çizer.

  • Ortak değerlerin toplum içerisinde korunması ve yaşatılması için gerekli girişimleri destekler.

  • Türkiye ve Hollanda arasındaki dostluğun ekonomik, sosyal, politik ve kültürel alanlarda başta olmak üzere her türlü alanda korunması, geliştirilmesi ve pekiştirilmesine öncülük eder.

  • İnsan hak ve özgürlüklerine saygıyı ilke edinir.

  • Aktif ve katılımcı girişimcilik anlayışı ile sürdürülebilir ve kaliteli bir sosyal yaşamanın oluşmasına katkı sağlar.

  • Demokratik değerlerin her türlü platformda korunmasına özen gösterir.

III- MİSYON

  • Hollanda – Türkiye- Avrupa Birliği ilişkilerinde birleştirici, uzlaştırıcı ve ortak paydalarda bütünleştirici rol oynamak;

  • Organizasyon içerisindeki şeffaf yönetim tarzını korumak; bu kapsamda yapılacak her türlü çalışmalardan üyelerimizi haberdar etmek ve etkin katılımlarını sağlamak;

  • Türkiye’nin dünya ekonomisine entegrasyonu ve genişleme sürecinde Avrupa Birliği’ne tam üyeliği noktasında çaba sarfetmek;

  • İç piyasada rekabet gücünü artırmaya yönelik olarak genç girişimcileri teşvik etmek ve bu amaca yönelik olarak mesleki eğitim programlarını özendirmek;

  • Akademisyen, öğrenci, serbest meslek sahibi, sanatçı, yazar ve benzeri toplumunun kültürel değerlerini yukarı taşıyabilecek kişilere sahip çıkmak, onları gelişim süreçlerinde desteklemek;

  • Dernek üyeleri başta olmak üzere Avrupa’daki diğer Türk iş adamlarının örgütlenme ve kurumsallaşma sırasında yaşadıkları sorunların aşılmasına yardımcı olmak ve bu bağlamda Türk iş adamları imajının iyi bir noktaya gelmesine katkı sağlamak, menfaatlerini Türk-Hollanda ve Avrupa makamları nezdinde savunmak.

                        HOTİAD ÜYELERİ

Bugün 27 üyesi bulunan HOTİAD’a, 10 kadar yeni üyenin katılması bekleniyor. HOTİAD yönetimi, üyelik başvurusu yapanları ince eliyor ve sık dokuyor.

 

ACB Consultants B.V.

Afbeelding met persoon, kleding, person, overdekt Automatisch gegenereerde beschrijving
Abdullah Akın Altay

Adres

Keurenplein 33
1069 CD Amsterdam

İleti

aaltay@acbconsultants.nl

Web

www.acbconsultants.nl

Telefon

+31(0)20  613 97 57

Mobiel

+31(0)6 294 00 411

Amanos Uitzendbureau BV

ramazan gungoren

Adres

Laan op Zuid 392
3071 AA Rotterdam

İleti

r.gungoren@amanos.nl

Web

 www.amanos.nl

Telefon

+31(0)10 – 480 81 84

Amanos 1994 ten beri teknik alanda mavi ve beyaz yaka eleman temin eden bir şirkettir.

Amanos is al sinds 1994 specialist in het uitzenden van personeel voor verschillende branches: van petrochemie tot scheepsbouw, van utiliteitsbouw tot infra. Daarom is Amanos een betrouwbare partner bij uw zoektocht naar vaste en tijdelijke vakmensen voor de juiste werkplek.

Aron Investments

Imza Veysel Hut

Adres

Ellen Pankhurststraat 1
5032 MD Tilburg

İleti

info@aroninvestments.nl

Web

www.aroninvestments.nl

Telefon

+31(0)76 820 09 11

Aron Investments. Ontwikkelaar van de toekomst.

Anders dan anders. Dat is Aron Investments. We ontwikkelen en beheren vastgoed en bieden beleggers een zo goed mogelijk rendement. In een tijd waarin de woningprijzen zo onder druk staan, is standaard volgens ons niet langer goed genoeg. Denk daarom aan een woning die u uitnodigt om thuis te komen. Die u overal volop laat genieten. Die u een vakantiegevoel bezorgt.Zulke woningen, daarin schuilt onze kracht. Aron Investments biedt de koper van een woning meerwaarde. We laten mensen ervaren wat exclusief en tóch betaalbaar wonen is. Want anders dan anders hoeft niet duur te zijn. Integendeel.

Ayal Kaas B.V.

Afbeelding met kleding, Menselijk gezicht, person, tekst Automatisch gegenereerde beschrijving
Abdurrahman Çalışkan

Adres

Rondetocht 32
1507 CC Zaandam

İleti

info@ayalkaas.nl

Telefon

+31(0)756 147 162

Arzu Senel Architecture

Afbeelding met Menselijk gezicht, persoon, kleding, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving

OVER ONS
AS Architecture is een ondernemend architectenbureau in Amsterdam, dat zich bezig houdt met architectuur, interieurontwerp en uitvoering. Opgericht in 2010 door Arzu Senel onderscheiden wij ons door verbeeldingskracht, elegantie en ontwerpinzicht. Ons portfolio omvat woningbouw, utiliteitsbouw, renovatie, interieurprojecten en ontwerp en levering van vast meubilair. Wij verzorgen ontwerpen, vergunningen en uitvoeringsbegeleiding. Wij treden daarin veelal op als ontwerpende partij en adviseur, maar kunnen projecten ook turn-key opleveren.De laatste jaren heeft AS Architecture een gestage groei doorgemaakt en zijn wij ook begonnen ons internationaal te ontplooien. Zowel met projecten over de landsgrens als middels het internationale ontwerpbureau Omnide, een samenwerkingsverband waarvan Arzu Senel mede-oprichter is. Omnide staat voor een spannende mix van architectuur, stedenbouw en interieurontwerp.

Balcı Reizen

cavit balci

Adres

Ruysdaelbaan 43
5600 AS Eindhoven

İleti

cavit@balcireizen.nl

Web

www.balcireizen.nl

Telefon

+31(0)40 28 68 144

BM sigortam

Mehmet Keskin

Adres

Dr. Hub van Doorneweg 195 10th floor,
5026 RE Tilburg

Email

directie@bmsigortam.nl

Web

www.bmsigortam.nl

Telefon

013 – 467 52 67

Voorkom financiële schade & voor deskundig advies bij BM sigortam!

Wij zijn al meer dan 20 jaar gespecialiseerd in het vergelijken van verzekeringen. Volgens ons gaat het vergelijken van verzekeringen verder dan alleen de premies die verzekeraars rekenen onder elkaar zetten, zo is ook het vergelijken van de voorwaarden erg belangrijk. Maar de kern blijft persoonlijk contact. We leren jou kennen en zorgen dat we je altijd van het beste advies voorzien.

EVA Gerechtsdeurwaarders
& Incasso

Afbeelding met tekst, kleding, Menselijk gezicht, muur Automatisch gegenereerde beschrijving
Nergül Kapusuz

Adres

Aphroditestraat 25
5047 TW Tilburg

İleti

info@eva-gdw.nl

Web

www.eva-gdw.nl

Telefon

+31(0)13 202 1981

Mobiel

+31(0)636453556

Elyf B.V.

Elyf B.V.

Adres

Louis Braillelaan 80
2719 EK, Zoetermeer

Email

info@elyfbv.nl

Web

www.elyfbv.nl

Telefon

06 – 41 39 19 75

ELYF BV, tekstil sektöründeki, özellikle örme kumaş ve iplik üretimi ve ticareti olmak üzere, yaklaşık 20 yıllık deneyimi değerlendirmek amacıyla kurulmuştur. Avrupa ülkeleri ve ABD ile uluslararası ticaret yapmaktadır.  Uluslararası Ticaret’in yanı sıra, yine uluslararası anlamda sosyal sorumluluk projelerinde de aktif rol alınmaktadır.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, kleding, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

Firma Adı : Finma B.V. AGA The Food Specialist

Firma Sahibi : Mehmet Soytürk-Ahmet Can Soytürk

Üyelik Statüsü : Hotiad Onursal Başkanı

Adres : Schuttevaerweg 9-B 3044 BA Rotterdam

Telefon : 010 415 43 10

Fax : 010 415 52 67

E-mail : finma@wxs.nl

Web Sitesi : www.finma.nl

Faaliyet Alanı : Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere bütün dünya ülkelerine dağıtımını yapmak üzere çikolota sanayisine ham madde olarak fındık ithalatı yapmaktadır. Yıllık 3 milyon kilo fındık ithalatı ile sektöründe Hollanda’da son 10 yılda lider konumundadır. Fındık ithalatına bağlı olarak yıllık 15 milyon Euro civarında Türkiye ekonomisine katkı sağlamaktadır.

HE Design BV

Afbeelding met kleding, persoon, Menselijk gezicht, person Automatisch gegenereerde beschrijving

Hasan-Hayati UZUN

Adres

Pallasstraat 1
5048 CJ Tilburg

İleti

h.uzun@he-designbv.nl

Web

www.he-designbv.nl

Telefon

+31(0)135 914 600

Je eigen smaak, je eigen meubels, dat is het motto van de eigentijdse design meubelmaker H.E. Design B.V. in Tilburg. Wonen is immers persoonlijk. Het gaat om jou en waar jij je prettig bij voelt. En een passend design meubel symboliseert waar jij voor staat. Uniek dus met ambachtelijke kwaliteit geproduceerd door vaklieden met liefde en passie voor het vak. Ouderwetse degelijkheid met een duidelijke knipoog naar het heden.

H.E. Design B.V. produceert volledig in eigen beheer unieke meubelen voor unieke mensen, passend binnen hun interieur. daarmee onderscheidt H.E. Design B.V. zich van de doorsnee fabrikant. De meubels worden volledig met de hand gemaakt in eigen beheer en werkplaats. De basis van een meubel moet degelijk een sterk zijn, als een huis. Door onze manier van produceren zijn meubels kwalitatief beter en hebben ze bij normaal gebruik een langere levensduur.

Firma Adı : Jilpaq Holding B.V

Firma Sahibi : Faruk Halıcı

Üyelik Statüsü : Hotiad Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Adres : Watermanstraat 9-a 5015 TG Tilburg

Telefon : 013 455 11 19

Fax : 013 455 12 66

E-mail : farukhalici@hotmail.com

Web Sitesi : www.jilpaq.nl

Faaliyet Alanı : JILPAQ Holding bünyesinde iki ayrı şirket bulunmaktadır. AKPAQ B.V. döner

dükkanı, pizzeria ve restoranlara envanter makine ve aksamını tedarik etmektedir. Makine ve aksamları Türkiye’de üretmekte olup dağıtım ve ihracatını tüm avrupa genelinde Hollanda üzerinden gerçekleştirmektedir. JILPAQ B.V. ise üretimini yapmış olduğu döner, shorma, yufka, lahmacun, içecekler ve bu ürünlere ilişkin paketleme malzemelerini Hollanda genelinde döner dükkanları pizzeria ve restorantlara dağıtımını yapmaktadır.

Jobcenter Groep

 

Afbeelding met Menselijk gezicht, persoon, kleding, person Automatisch gegenereerde beschrijving
Mümin Gezici

Adres

Abc Westland 251
Poeldijk, Zuid Holland 2685 DC

İleti

mumin@gezici.nl

Web

www.jobcenterhaaglanden.nl

Telefon

+31653788235

Afbeelding met kleding, Menselijk gezicht, persoon, person Automatisch gegenereerde beschrijving

Firma Adı : Karakaya Holding

Fırma Sahibi : Adil Karakaya

Űyelik Statüsü : Hotiad Asıl Üye

Adresi : Dorp Straat 71 6931 BE Westervoord

Telefon : 026 311 93 76

Fax :

E-mail :info@maksim.nl

Web Sitesi : www.maksim.nl

Faaliyet Alanı : 2006 yılından beri  Karahan Insaat, Hayvancilik Tarim ve Nakliyat LTD sirketimiz ile faaliyet göstermekteyiz. 2009 yılından beri de  maksim`s gelinlik magzamiz ve dügün salonlarımız ile hizmet vermekteyiz.

Koç Et Mamulleri B.V.

Koc Et Maulleri Hikmet Gurcuoglu

Adres

Productieweg 48
2382 PD Zoeterwoude

İleti

info@sancak.nl

Web

www.sancak.nl

Telefon

+31(0)71 581 00 30

Faks

+31(0)71 581 00 33

Hollanda’da et ve et mamülleri alanında üretim yapan ilk büyük fabrikadır.Almanya’dan sonra avrupada ilk büyük Türk işletmecisi olup ürünlerinin Avrupa genelinde dağıtımını ve talep halinde fason olarak et mamülleri üretimini de yapmaktadır.

Maraş ijs

Afbeelding met persoon, Menselijk gezicht, kleding, Voorhoofd Automatisch gegenereerde beschrijving

Adres

Industrieweg 54
5145 PW  Waalwıjk

İleti

 info@marasijs.com

Web

www.marasijs.com

Telefon

+31(0)416 563165

MARAS is de fabrikant van traditioneel Turks roomijs die sinds 1997,
zowel op de Nederlandse als op de Europese markt opereert.
Onze specialiteit, naast het bereiden van ambachtelijk lekker ijs,
is het geven van een show (jongleren, goochelen) bij u op locatie.

Meram Restaurant

Erdogan Yuce

Adres

Meer en Vaart 175
1068LA Amsterdam

İleti

e.yuce@meram.nlk.saygi@meram.nl

Web

 www.restaurantmeram.nl

Meram Restaurant heeft haar eerste vestiging geopend in Amsterdam Oost in 1999. In 2006 heeft Meram haar tweede vestiging in Rotterdam West mogen openen. In 2009 breidde Meram haar kring uit met Meram Lounge in Amsterdam Zuidoost. Een jaar later kwam de vierde filiaal in Rotterdam Zuid. Nog een jaar later, in 2011, opende Meram haar vijfde filiaal in Amsterdam West. In 2012 had Meram de genoegen om Meram Café te openen, dit is de zesde filiaal en is gevestigd in Amsterdam Oost.
De wijze waarop Meram Restaurant invulling geeft aan de Turkse keuken en gastvrijheid deelt met haar gasten is uniek in Nederland. Naast een grote variëteit aan authentiek Turkse gerechten staat een avondje Meram ook garant voor oprechte gastvrijheid.

Moonstar Internationaal B.V.

hayati tahtali

Adres

Vaalmuiden 2
1046 BV Amsterdam

İleti

info@moonstarbv.nl

Web

www.moonstarbv.nl

Telefon

+31(0)20-616 94 78

Faks

Niyata Energy

Niyata Energy

Adres

Lange Dreef 10
4131 NH Vianen/Utrecht

Email

dursun.kilic@niyata.nl

Web

www.niyata.nl

Telefon

085-0792079

Bizim hikayemiz: Niyata Energy, Kılıçlar Holding BV’nin işletme şirketi 

Niyata Energy, ev ve iş binalarında güneş panelleri, kızılötesi ısıtma (elektrik), şarj istasyonları, depolama için piller ve entegre sistemler gibi sürdürülebilir enerji çözümleri alanında 15 yılı aşkın süredir (uluslararası) güvenilir bir ortak olmuştur. Güneş enerjisi ve diğer sistemlerin, enerji kaynaklarımızı daha sürdürülebilir hale getirmede önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. Biz Niyata olarak size bütün sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji çözümlerini sunuyoruz ve çözüm oluşturuyoruz. Bunu mümkün olduğunca sürdürülebilir çözümlerde sizinle birlikte düşünerek yapıyoruz. Ayrıca sürdürülebilir enerji sistemlerinin hayata geçirilmesini sizin için A’dan Z’ye organize etmek istiyoruz ki siz bu konuda endişelenmenize gerek kalmasın.

Afbeelding met kleding, persoon, Menselijk gezicht, Formele kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Firma Adı : Öz&Er Groothandel B.V.

Firma Sahibi : Behzat Eren

Üyelik Statüsü : Hotiad Asıl Üye

Adres : Roseveltstraat 39 2321 BL Leiden

Telefon : 071 589 09 99

Fax : 071 589 20 26

E-mail : info@silifkeayran.nl

Web Sitesi : www.ozener.nl

Faaliyet Alanı :Süt ve süt mamülleri alanında faaliyet göstermek üzere 1995 yılında Den Haag’da kurulmuştur. 1995-2000 yılları arasında yalnız “SİLİFKE AYRANI” olarak pazarda yer almıştır. 2000 yılından sonra süt ürünleri dalında markalaşmıştır. Halen Hollanda,Belçika ve Fransa’da süt mamüllerı alanında ticari faaliyetlerini sürdürmektedir.Ayranın avrupalılara ve yeni kuşaklara tanıtılmasında öncü rol oynamaktadır.

Reclame Compleet

Afbeelding met Menselijk gezicht, persoon, kleding, Formele kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
Güven Kurum

Adres

Flensburg 7
2993 LS Barendrecht

İleti

info@reclamecompleet.nl

Web

www.reclamecompleet.nl

Telefon

0180-722 382

Waarom? Daarom!

Bij Reclame Compleet vinden wij de kwaliteit van ons werk erg belangrijk, net zo belangrijk als de grafische producties.
Wij beschikken over een eigen studio met gekwalificeerde en creatieve medewerkers die dag in dag uit voor u klaar staan.
Tevens beschikken wij over een ruim assortiment aan grafische producties waarin wij u altijd kunnen helpen met het vinden van het product dat bij u past. Denk hierbij aan drukwerk, bedrijfskleding, relatiegeschenken, lichtreclame en belettering.
Reclame voor u passend, gemakkelijker en sneller maken,

SF-Mediation&Advies
Afbeelding met Menselijk gezicht, glimlach, persoon, portret Automatisch gegenereerde beschrijving
Songül Akkaya

Adres

Pieter Oosterhuisstraat 24
1087 HT Amsterdam

İleti

info@sf-mediation.nl

Web

www.sf-mediation.nl

Telefon

+31615853347

Sofra Dairy Products B.V.

Afbeelding met Menselijk gezicht, persoon, kleding, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving
Caner Gürses

Adres

Industrieweg 13,
5145 PD Waalwijk

İleti

073-6218668

Web

caner@sofra.nl

Telefon

www.sofra.nl

Tandartsenpraktijk
Rotterdam

Afbeelding met persoon, Menselijk gezicht, kleding, stropdas Automatisch gegenereerde beschrijving
Ahmet Kaya

Adres

Straatweg 36 A
3051 BG  Rotterdam

İleti

info@tprn.nl

Web

www.tandartsenpraktijk-rotterdam.nl

Telefon

+31(0)10 – 243 08 41

Tur-Ned Internationl B.V.


İlhan Döne

Firma Adı : Tur-Ned Internationl B.V.

Firma Sahibi : İlhan Döne

Üyelik Statüsü : Hotiad Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Adres : Groothandelsmarkt 69- 78 3044 HD Rotterdam

Telefon : 010 437 88 12

Fax : 010 462 14 94

E-mail : i.done@tur-ned.nl

Web Sitesi : www.tur-ned.nl

Faaliyet Alanı :Tur-Ned International Trading B.V. 1992 yılında ticari hayata basladı.Başlangıç yıllarında agırlıklı olarak Ceylon çayının Avrupada yaygın satılmasına öncűlűk etti. Daha sonra Almanya’nın da Ceylon cayında serbes ticarete geçmesi ile Tur-Ned B.V. ürün yelpazesini kuru gıda çesitlerinin bűtűn űrűn gruplarıyla genişletti. Ece űrűnlerinin dagıtım ve pazarlamasının yanı sıra ASLI su börekleri ve Milfoy Superfresh ürünleri dagıtımına baslamıştır.

Yılmaz Radijs

Afbeelding met persoon, kleding, Natuurlijke voeding, gras Automatisch gegenereerde beschrijving
Zülküf Yılmaz

Adres

ABC Westland 417
2685 DE POELDIJK

İleti

info@yilmazradijs.nl

Web

www.yilmazradijs.nl

Telefon

+31(0)174 246 782, +31(0)174 246 739

Faks

+31(0)174 248 815

Yilmaz Radijs uit Poeldijk is met 15ha radijsteelt in het Westland één van de grootste radijstelers van Nederland. Wekelijks wordt er ongeveer 90.000 kilo losse radijs en 180.000 bosjes radijs geoogst, deze radijs wordt voor 80% geëxporteerd naar  landen in West Europa, Azië en Noord Amerika. De overige 20% vindt z’n weg naar de Nederlandse grootwinkelbedrijven en speciaalzaken.

Yilmaz Radijs is een zelfstandig opererende organisatie die niet aan derden is gebonden. Het bedrijf wordt gekenmerkt door een platte en slagvaardige organisatie die constant werkt aan verbetering van kwaliteit en beschikbaarheid. Yilmaz Radijs heeft dan ook een glasheldere missie:

De behoefte aan hoogwaardige losse- en bosradijs verder stimuleren en daarin een bijdrage leveren als dé specialist in het telen van radijs”

              ********************************

EEN OOIT BEKRITISEERDE ORGANISATIE, NU GEWAARDEERD:
DE VERENIGING VAN TURKSE ZAKENLIEDEN IN NEDERLAND: HOTIAD

HOTİAD, die in het begin niet serieus werd genomen, werd serieus en sterk nadat het in bevoegde handen was, en vandaag de dag is het een van de meest nuttige Turkse organisaties in Europa.

HOTIAD, die in eerste instantie het doelwit was van vernietiging door mij, omdat de oprichter en penningmeester zich had verlaagd tot de sociale uitkering, heeft nu een rijkdom en ernst bereikt om een half miljoen euro te doneren aan de slachtoffers van de aardbeving.

HOTİAD, die een belangrijke rol speelt in het verrijken van de handelsbetrekkingen tussen Turkije en Nederland, speelt ook een belangrijke rol in wederzijdse investeringen in de twee landen.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
Door: İlhan KARAÇAY

Je weet hoe we soms beginnen met te zeggen “Van waaaaaaaar, tot waaaaaaaar?” wanneer we een persoon bespreken of een onderwerp introduceren? Nou, ik zal nu zeggen “Waar ga je heen?” voordat ik een belangrijke en zeer belangrijke organisatie introduceer.

In feite is dit woord “Waar ga je heen!” een idioom dat de overgang van negativiteit naar positiviteit of vice versa aangeeft. Ik weet niet zeker of hetzelfde idioom het begin van het onderwerp waarover ik ga praten en de huidige situatie benadrukt. Ik weet namelijk niet in hoeverre het correct is om de omgeving van toen ik ‘whereabouts’ zei te vergelijken met de omgeving van nu als ik ‘whereabouts’ zeg.

Het onderwerp is de ‘De vereniging van Turkse zakenlieden in Nederland HOTIAD’.

In feite waren er meerdere ‘Zakenliedenverenigingen’ in Nederland, grote en kleine. Verenigingen waaronder handelaren zoals slager, groenteboer, exportwinkel.

In 2004 ondernamen de eigenaren van grote en middelgrote bedrijven onder leiding van Mehmet Soytürk actie om een nieuwe en andere formatie te realiseren.

Mehmet Soyturk

Mehmet Soytürk en zijn vrienden wilden de eigenaren van grote en middelgrote bedrijven onder één dak verzamelen. Voor deze organisatie, die zelfs een clausule in de voorwaarden om lid te worden opnam, “Het zal zoveel arbeiders in dienst hebben en zoveel schouders hebben”, werd ook een hoog bedrag aan contributies vastgesteld.

Aangezien het aantal leden in zo’n situatie niet hoog zou zijn, werd deze organisatie al bestempeld als ‘elite zakenlui’

Naar mijn bescheiden mening, stelde ik voor dat deze nieuwe organisatie andere verenigingen van zakenlieden onder hetzelfde dak als ‘Aspirant-leden’ zou kunnen opnemen en ik verklaarde dat HOTİAD een organisatie zou zijn die alle Turkse handelaren in Nederland onder haar dak zou opnemen.

Echter, terwijl deze discussies gaande waren, kwam ik erachter dat een van de oprichtende leden, die op de stoel van de penningmeester zat (ik zal zijn naam niet onthullen), armoede bijstand (sociale uitkering) van de Nederlandse staat ontving.

Terwijl ik in die tijd over deze kwestie aan het mopperen was, bezocht ik Turgut Torunoğulları, de voorzitter van de Edelstaal Group, met het hoofdkantoor in Den Bosch. Die dag kwam deze kwestie ter sprake in die vergadering. Ik zei dat ik hierover zou rapporteren en dat ik het zou publiceren met de titel ‘De penningmeester van de Nederlandse Vereniging van Turkse Zakenlieden ontvangt een bijstandsuitkering’.

Natuurlijk was het niet moeilijk om te voorspellen dat een dergelijk nieuws een bom effect zou hebben zowel in Turkije als in Nederland en dat HOTİAD tot een einde zou komen…

Na mijn woorden, deed Torunoğulları me het volgende aanbod: “Publiceer dit nieuws niet. Er zijn een aantal aanbiedingen voor mij om de voorzitter van HOTİAD te worden. Steun mij, ik zal al het vuil opruimen als ik voorzitter word.”

Turgut Torunogullari

Torunoğulları’s woorden hadden me een warm gevoel gegeven. Omdat ik geen voorstander was van de vernietiging van zo’n mooie organisatie met een goed doel, publiceerde ik het nieuws niet en Torunoğulları werd gekozen tot ‘President’ in de eerste Algemene Vergadering.

Ik wil me verontschuldigen van voormalige voorzitter Mehmet Soytürk, dat de nieuwe voorzitter en het nieuwe management hebben HOTİAD een nieuw gezicht gegeven. HOTIAD, begon dat zowel in Ankara als in Nederland werd erkend en populair te worden in de Nederlandse zakenwereld.

Afbeelding met kleding, persoon, person, pak Automatisch gegenereerde beschrijving

HOTİAD’s Eerste, Tweede en Derde Maastricht Ontmoetingen, geïnspireerd door de ‘Europese Unie Maastricht Vergadering’, hadden hen een aanzienlijke en serieuze populariteit opgeleverd.

Naast zijn investeringen in Turkije, werd de zetel van voorzitter die vrij kwam door Torunoğulları, die werd gekozen als de Europese voorzitter van de World Turkish Businessmen’s Council DTİK, deze keer ingevuld door Hikmet Gürcüoğlu, een vleeswarenfabrikant.

Koc Et Maulleri Hikmet Gurcuoglu

Gürcüoğlu, die in 1960 in Sivas werd geboren, kwam in september 1980 als eerstejaars universiteitsstudent naar Nederland, studeerde Petroleum Engineering aan de Technische Universiteit Delft, voltooide zijn masterdiploma aan dezelfde universiteit, was getrouwd en vader van twee kinderen, en richtte in 1978 het familiebedrijf Koç Vleeswaren op. Het bedrijf produceert Anatolische vleesproducten voor Turkse consumenten in Europa met geavanceerde technische apparatuur, een hoge productietechnologie en een moderne managementaanpak. Koç Vleeswaren, een pionier in zijn sector, produceert in dit centrum bijna alle grote merken die bekend zijn op de Europese Turkse voedselmarkt. Naast dit initiatief heeft Gürcüoğlu, die dochterondernemingen heeft in de productie, bouw, toerisme, detailhandel en veeteelt in Nederland en Turkije, het principe aangenomen om te handelen met verantwoordelijkheidsgevoel op sociaal gebied. Gürcüoğlu, die voor zijn voorzitterschap van HOTİAD twee termijnen lid was van de Raad van Commissarissen, is ook betrokken bij veel organisaties als managementfunctionaris.

HOTİAD onder het voorzitterschap van Gürcüoğlu is erin geslaagd om de geschiktheid en kwaliteit van de bestaande leden onder controle te houden. Dus, als HOTİAD een elite organisatie was, moet het elitisme van de leden ook worden beschermd.

Afbeelding met persoon, publiek, kleding, evenement Automatisch gegenereerde beschrijving

HOTIAD was niet alleen een handelsorganisatie, maar het hanteerde ook het principe van het belonen van de samenleving en het helpen van de slachtoffers.

Ze organiseerde prijsuitreikingen om studenten, artiesten en atleten in Nederland te steunen.

In 2013, tijdens een evenement waar ook Turkse en Nederlandse ministers te gast waren, werd de prijs Student van het Jaar uitgereikt aan Semra Abas, de prijs Cultuur en Kunst van het Jaar aan Yavuz Nüfel, en de prijs Succesvolle Sporter van het Jaar aan Göksel Şahinbaş. De winnaars ontvingen ook een geldprijs van 2500 euro.

Tijdens de prijsuitreiking van 2014 ontving Mete Erdurcan de prijs “Student van het Jaar”, Karsu Dönmez de prijs “Cultuur en Kunst van het Jaar”, ruiter Ceylan Avinal de prijs “Sporter van het Jaar” en Evren Mahir Bal en Sedat Altuntaş de prijs “Jonge Ondernemer van het Jaar”.

Afbeelding met kleding, person, pak, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

HOTİAD’s meest nauwkeurige en grootste hulpplan was het plan voor 102 containerwoningen gedoneerd voor de slachtoffers van de aardbevingen van 6 februari. In de afgelopen maand reisde een team, waaronder ikzelf, naar Hatay en 102 huizen werden in gebruik genomen.

Deze vrijgevigheid van HOTİAD leden, die een half miljoen euro bedroeg, werd ook gewaardeerd.

Om het nieuws over dit onderwerp te lezen, klik op de link https://www.ilhankaracay.com/hollandada-yasayan-yurttaslarimiz-hatayda-sukranla-yadedildiler/ op google.

In dit jaar, de 60e verjaardag van de Turkse arbeidsmigratie naar Nederland, zoekt en selecteert HOTIAD de meest actieve en meest bruikbare namen onder de eerste generatie Turken die naar Nederland kwamen. Aan het einde van dit onderzoek, dat binnenkort zal worden afgerond, zal een evenement worden georganiseerd en zullen prijzen worden uitgereikt aan de verdienstelijken.

GÜRCÜOĞLU OPNIEUWE VOORZITTER

Afbeelding met kleding, persoon, person, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving

Op de 10e gewone algemene vergadering van HOTİAD, die werd gehouden met de deelname van intensieve leden, werd Hikmet Gürcüoğlu unaniem herkozen als voorzitter.

Uitdrukking gevend aan zijn gevoelens na zijn herverkiezing, zei Gürcüoğlu: “Het is een grote eer om waardig bevonden te worden voor deze plicht. Ik ben me bewust van mijn verantwoordelijkheden en ik zal deze plicht met trots vervullen, ik zal mijn best doen voor HOTİAD.”

Daarnaast benadrukte Hikmet Gürcüoğlu dat ze de geest van ondernemerschap ondersteunen en het bedrijfsleven begeleiden: “De kracht van onze vereniging ligt in onze geest van samenwerking en solidariteit. De unanieme steun van onze leden is uiterst belangrijk voor ons; samen handelen is ons basisprincipe en onze waarde. We streven ernaar om in de komende periode samen meer succes te boeken.”

Gürcüoğlu vervolgde zijn woorden als volgt:

“We zien dat er een trend doorzet door de gunstige economische ontwikkelingen in Turkije. Steeds meer Turkse bedrijven richten hun blik op Nederland. De aanwezigheid van Turkse ondernemers en Turkse banken in Nederland speelt hierbij een belangrijke rol. Nederland wordt nauw gevolgd door het Turkse bedrijfsleven.

Naast Turkse bedrijven zoals de snelgroeiende broodjesketen Simit Sarayı en ijsketen Mado, zijn Turkse bedrijven ook geïnteresseerd in het overnemen van Nederlandse bedrijven. Zo nam de Turkse Yıldız Holding United Biscuits over, de koekjesproducent bekend van Verkade en Sultana, en nam de Turkse Eroğlu Holding het Nederlandse modemerk Mexx over. Het bouwbedrijf Ballast Nedam kreeg ook een bod uit Turkije.

Voorheen zagen we dat vooral Nederlandse bedrijven zich oriënteerden op Turkije, maar nu zien we het tegenovergestelde. Hierdoor zal de handel tussen beide landen toenemen. Het Turkse bedrijfsleven in Nederland heeft zich uitstekend ontwikkeld. Zij hebben connecties en kunnen Turkse bedrijven naar Nederland halen.”

Nederlands-Turkse ondernemers zijn ook zeer actief in Nederland. Volgens cijfers van de Kamer van Koophandel zijn er in 2013 meer dan 3.100 Turkse Nederlanders een eigen bedrijf begonnen. In 2014 waren dat er 3.000.

HOTIAD, de ondernemersvereniging van Turks-Nederlandse middelgrote en grote bedrijven in Nederland, is de belangrijkste spreekbuis van Turkse ondernemers in Nederland. Met 35 leden bundelt de ondernemersclub, die voornamelijk bestaat uit zuivelbedrijven, investeringsbedrijven, transportbedrijven en notarissen, de krachten en leidt regelmatig tot nieuwe gezamenlijke investeringen en strategieën. In totaal werken er 2.000 mensen bij deze bedrijven. De Nederlands-Turkse bedrijven hebben momenteel een jaaromzet van 1,5 miljard euro.

Nederland en Turkije hebben al meer dan 400 jaar diplomatieke betrekkingen en zijn belangrijke handelspartners.”

Naast Gürcüoğlu namen de volgende namen plaats in de nieuwe Raad van Bestuur:

Afbeelding met kleding, Menselijk gezicht, persoon, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving

– Voorzitter: Hikmet Gürcüoğlu
– Vice-voorzitter: Faruk Halıcı
– Vice-voorzitters: Veysel Hut, İlhan Döne, Ahmet Kaya
– Secretaris-generaal: Arzu Senel
– Penningmeester: Abdullah Altay
– Leden van de raad van bestuur: Abdurrahman Çalışkan, Güven Kurum

Auditoraad / Tuchtraad en hun taken:
– Voorzitter: Behzat Eren
– Leden van de raad van toezicht: Dursun Kılıç, Zülküf Yılmaz

LATEN WE KENNISMAKEN MET HOTİAD


Nederlands-Turkse Zakenliedenvereniging

In 2004 heeft de Nederlands-Turkse Zakenliedenvereniging, die haar organisatie heeft voltooid en met haar activiteiten is begonnen, het aanzien dat zij verdient in het politieke, economische en sociale platform in belangrijke mate bereikt door een snelle ontwikkeling te laten zien. De vereniging behoudt echter een sterkere institutionele structuur binnen haar structuur door de dynamiek die zij uitstraalt in haar structuur, de waarden die zij uitdraagt in haar missie en de doelen die zij wil bereiken in haar visie.

Hieronder vind je gedetailleerde informatie over het oprichtingsproces, de ontwikkeling, de institutionele structuur, de visie, de missie, de activiteiten en de profielen van de leden van HOTIAD:

I- GESCHIEDENIS

Turkse zakenlieden, wier activiteiten en hoeveelheden op de Nederlandse markt met de dag toenemen, wensten dat deze macht zou worden verenigd onder een gemeenschappelijk dak en meer permanente doeleinden zou dienen, en in deze richting, na lange voorbereidende onderhandelingen, legden ze de basis van de Nederlands-Turkse Zakenlieden Vereniging, bekend als HOTİAD in 2004.

HOTİAD, die zijn weg begon met 13 nobele leden, blijft vol vertrouwen stappen voorwaarts zetten met zijn huidige 39 leden.

HOTİAD, die kleine veranderingen heeft ondergaan in haar doelstellingen, visie en missie sinds haar oprichting, heeft haar huidige status bereikt met het congres gehouden in 2006.

HOTIAD blijft met de dag meer naam maken met haar conferenties “Maastricht Turkish Businessmen Economic Summit” en “Investment Paradise Turkey”, die traditiegetrouw elk jaar worden gehouden, maar ook met haar uitspraken op sociaal-economisch en politiek gebied die de Turkse gemeenschap in Europa nauw aan het hart liggen en haar effectieve rol als vertegenwoordiger van de Turkse economie bij de Nederlandse autoriteiten.

HOTIAD is niet alleen tevreden met de rol van vertegenwoordiger van de Turkse ondernemers in Nederland, maar wil ook een brugfunctie vervullen in de economische betrekkingen tussen Turkije en Nederland en een actieve rol spelen in de organisatie die alle Turkse zakenlieden in Europa onder één dak verenigt.

II- VISIE

– Als niet-gouvernementele organisatie die zich bewust is van het belang van rechten en verantwoordelijkheden, begrijpt zij alle partijen in politieke, economische en sociale kwesties en tekent zij een corrigerend, verzoenend en constructief perspectief in gevallen van misverstanden en onbegrip.

– Zij ondersteunt de noodzakelijke initiatieven voor de bescherming en het behoud van gemeenschappelijke waarden binnen de samenleving.

– Het pioniert de bescherming, ontwikkeling en consolidatie van de vriendschap tussen Turkije en Nederland op alle gebieden, met name op economisch, sociaal, politiek en cultureel gebied.

– Neemt respect voor mensenrechten en vrijheden als principe aan.

– Draagt bij aan het creëren van een duurzaam en kwalitatief hoogstaand sociaal leven met een actieve en participatieve benadering van ondernemerschap.

– Het besteedt aandacht aan de bescherming van democratische waarden in alle soorten platforms.

III- MISSIE

– Het spelen van een verenigende, verzoenende en integrerende rol in de betrekkingen tussen Nederland en Turkije en de Europese Unie;

– Het beschermen van de transparante bestuursstijl binnen de organisatie; het informeren van onze leden over allerlei activiteiten die in dit kader worden uitgevoerd en het zorgen voor hun actieve deelname;

– Het streven naar integratie van Turkije in de wereldeconomie en een volledig lidmaatschap van de Europese Unie in het uitbreidingsproces;

– Jonge ondernemers aanmoedigen om het concurrentievermogen op de binnenlandse markt te vergroten en daartoe beroepsopleidingsprogramma’s stimuleren;

– academici, studenten, zelfstandigen, kunstenaars, schrijvers en soortgelijke personen die de culturele waarden van de samenleving kunnen uitdragen, te ondersteunen en hen te steunen in hun ontwikkelingsproces;

– Het helpen overwinnen van de problemen die andere Turkse zakenlieden in Europa ondervinden, met name de leden van de vereniging, tijdens de organisatie en institutionalisering, en in deze context bij te dragen aan een goed imago van Turkse zakenlieden, om hun belangen te verdedigen bij de Turks-Nederlandse en Europese autoriteiten.

              LEDEN VAN HOTİAD

 

HOTİAD, dat op dit moment 27 leden heeft, zal naar verwachting worden uitgebreid met ongeveer 10 nieuwe leden. Het management van HOTİAD is bezig met het uitpluizen en onderzoeken van degenen die zich aanmelden voor het lidmaatschap.
                       (Zie hierboven artiekel in het Turks)

AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANI ZAFER SIRAKAYA’YA AÇIK MEKTUP:

AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANI ZAFER SIRAKAYA’YA AÇIK MEKTUP:

Gurbetçilerin triptik süresini 4 yıla çıkarmanız tatminkâr olmadı. Suriyeliler’e verdiğiniz hakları gurbetçiye de verin.

Bir gurbetçi olarak Almanya’dan tanıdığımız şahsınızın, gurbetçiler için yaptığınız fedakâr çalışmalar inkâr edilemez.

Ama Suriyeli’ye ‘ehlen sehlen’, gurbetçiye ‘la yumkin’ demek hakkaniyetli değildir. Suriyeli’ye verilen hakkı, gurbetçiye de verdiriniz.

Otomobil ithalinin Gurbetçiye pahalı, Suriyeli’ye ucuz olması, fedakâra ‘zulüm’, sığıntıya ise ‘kıyak’ olmaktadır.

                                (Haberin Hollandacası altta)
              (Nederlandse versie van het bericht is onderaan)

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Kendisini Almanya’da UETD Genel Başkanlığı ve Brüksel’de AK Parti Temsilciliği yaptığı dönemlerde yararlı faaliyetlerinden tanıdığımız, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Dış İlişkiler Başkanı ve İstanbul Milletvekili Zafer Sırakaya’dan gelen mesaj şöyle:

Afbeelding met persoon, Menselijk gezicht, kleding, vlag Automatisch gegenereerde beschrijving

“Emeklilerin yurt dışından getirdiği araçların ve mobil cihazların kullanım süreleri ile ilgili yapılan yeni düzenleme hakkındaki açıklamamız şöyle:
Yurt dışı Türk toplumuna verdiğimiz tüm sözlerin arkasındayız.
Yeni yılın ilk müjdesi yurt dışı emeklilerimiz için.
Yurt dışından emekli olup uzun süre Türkiye’de kalan vatandaşlarımızın geçici olarak ülkeye getirdikleri taşıtlar için:
– 730 güne kadar verilen süre ve bu sürenin tamamı kullanıldıktan sonra yurt dışından emekli olan vatandaşlarımızın taşıtı ile yeniden yurt dışına çıkış yapmasına gerek olmaksızın; BİR DEFAYA MAHSUS OLMAK ÜZERE
– 730 güne kadar ek süre verilmesine yönelik düzenlememiz 2024’de yürürlüğe giriyor.

Bir müjdemiz de yurt dışından getirilen cep telefonlarıyla ilgili :

Yapılacak yeni düzenleme ile;
– Yurt dışından gelen mobil cihazlar için Türkiye’de 120 gün olan kullanım süresi 180 güne çıkartılıyor.
– Yurt dışından getirilen cep telefonlarına e-devlet üzerinden “Geçici haberleşme” başvurusu yapılması halinde Türkiye’de kullanım süresi 2 defaya mahsus olarak 30’ar gün uzatılabilecek.

Saygılarımla.

Zafer Sırakaya
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Dış İlişkiler Başkanı
İstanbul Milletvekili

SIRAKAYA’YA TEŞEKKÜRLERİMİZ İLE ALTTAKİ AÇIK MEKTUBU SUNUYORUM:

Sayın Zafer Sırakaya,

Öncelikle, gurbetçilerin yaşadığı sorunlara duyduğunuz hassasiyeti takdirle karşıladığımızı belirtmek istiyoruz. Gurbetçi vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak ve haklarını korumak için yaptığınız fedakâr çalışmaları bilmekteyiz. Ancak, son dönemde yapılan düzenlemelerle ilgili olarak bir hoşnutsuzluğu ve talebi dile getirmek istiyoruz.

Gurbetçi vatandaşlarımızın triptik süresinin 2 yıldan 4 yıla çıkarılması konusu, bazı kesimleri sevindirmiş, bazı kesimleri ise tatmin etmemiştir. Gurbetçilerin taleplerine daha etkin bir çözüm bulunması ve bu sürenin daha kalıcı bir şekilde düzenlenmesi, daha tatmin edici olacaktır.

Buna ek olarak, Suriyeli sığınmacılara verilen hakların gurbetçi vatandaşlarımıza da sağlanması talebi dile getirilmektedir. Gurbetçi vatandaşlarımızın da hak ettikleri özen ve destekle karşılanması, toplumsal uyumu artırır ve gurbetçilerin ülkemize olan bağlılığını güçlendirir.

Belirtmek isteriz ki, Suriyeli mültecilere sağlanan haklar, elbette insani bir yaklaşımı temsil etmektedir. Ancak, bu hakların sadece Suriyeli vatandaşlara değil, aynı zamanda gurbetçi vatandaşlarımıza da adil bir şekilde dağıtılması önemli bir adalet meselesidir.

Suriyeli sığınmacılara sağlanan imkânların daha avantajlı olması, Türk vatandaşları arasında adaletsizlik hissi yaratmaktadır. Bu durum, toplumun bir kesimi tarafından sıkça dile getirilen bir endişe kaynağıdır.
Devletin, bu konudaki politikalarını değerlendirirken, vatandaşların hassasiyetlerini anlaması ve adalet duygusunu gözetmesi önemlidir. Toplumsal beklentilere uygun, adil ve şeffaf bir politika oluşturmak, toplumda güvenin artmasına katkı sağlar. Aynı zamanda, bu konuda şeffaf bir diyalog süreci başlatmak, sorunların anlaşılmasına ve çözümlerin bulunmasına da yardımcı olur.

Sizden beklentimiz, gurbetçi vatandaşlarımızın taleplerini daha yakından dinleyerek, onların yaşamlarını kolaylaştıracak ve haklarını koruyacak adımları atmanızdır.

Biliyoruz, Türkiye’deki otomobil üreticileri ve ithalatçıları, Avrupa’dan Türkler tarafından getirilecek otomobillerin piyasayı alt üst edeceğine inanmaktadır. Bu noktayı göz önünde tutan yetkililer, Avrupa’dan bir otomobil yığılmasına göz yumamazlar. Ama her zorluğun bir çaresi vardır.
Avrupa’dan otomobil getirecek olan gurbetçiye, otomobilleri için satış ve devir işlemi yasaklanabilir.
Özellikle emeklilik yaşında bir hayli yaşlanmış olan gurbetçilerimiz, dört yıllık bir aradan sonra geri dönüş yapmakta zorlanabilirler. Bu nedenle gurbetçiye triptik yerine plaka verilmelidir.
Yaşamlarının son yıllarını, otomobil kullanarak geçirmeleri için gurbetçiye bu hak verilmelidir.

Sayın Sırakaya, içtimai pozisyonunuza bakıldığı zaman, gurbetçiler için çok önemli olan bu isteği kabul ettirecek güçte olduğunuzu biliyoruz.
Bu nedenle, gurbetçiler için çok önemli olan bu sorunu çözmenizi rica ediyoruz.

Saygı ve selamlarımla.
Kalın sağlıcakla.

*******************
OPEN BRIEF AAN AK PARTIJ VICE-VOORZITTER EN HOOFD BUITENLANDSE BETREKKINGEN ZAFER SIRAKAYA:

Het was niet bevredigend voor de Turken in buitenland, om de triptik periode van expats te verhogen naar 4 jaar. Geef dezelfde rechten aan expats als aan Syriërs.

Als expatriate kan uw zelfopofferend werk voor expats, dat we van Duitsland kennen, niet ontkend worden.

Maar het is niet eerlijk om ‘ehlen sehlen’ te zeggen tegen de Syriër en ‘la yumkin’ tegen de expatriate. Het recht dat aan de Syriër wordt gegeven, moet ook aan de expat worden gegeven.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Het brief aan mij van Zafer Sırakaya, plaatsvervangend voorzitter van de AK Partij, hoofd buitenlandse betrekkingen en afgevaardigde in Istanbul, die we kennen van zijn nuttige activiteiten toen hij voorzitter van de UETD in Duitsland was en AK Partij vertegenwoordiger in Brussel, begint als volgt:

Afbeelding met persoon, Menselijk gezicht, kleding, vlag Automatisch gegenereerde beschrijving

Onze verklaring over de nieuwe verordening met betrekking tot de gebruiksperioden van voertuigen en mobiele apparaten die door gepensioneerden uit het buitenland worden meegebracht, is als volgt:

We staan achter al onze beloften aan de Turkse gemeenschap in het buitenland.
Het eerste goede nieuws van het nieuwe jaar is voor onze gepensioneerden in het buitenland.
Voor de voertuigen die tijdelijk naar het land zijn gebracht door onze burgers die in het buitenland met pensioen zijn gegaan en lange tijd in Turkije hebben verbleven:
– Nadat de periode van maximaal 730 dagen en deze periode volledig is gebruikt, hoeven onze burgers die met pensioen zijn gegaan uit het buitenland het land niet opnieuw te verlaten met hun voertuigen;
SLECHTS VOOR ÉÉN KEER
– Onze verordening over het toekennen van extra tijd tot 730 dagen wordt van kracht in 2024.

Een ander goed nieuwtje gaat over mobiele telefoons uit het buitenland:

Met de nieuwe verordening die er komt;
– Voor mobiele apparaten die uit het buitenland worden meegenomen, wordt de gebruiksperiode van 120 dagen in Turkije verlengd tot 180 dagen.
– In het geval van “Tijdelijke communicatie” toepassing via e-government voor mobiele telefoons uit het buitenland, kan de gebruiksperiode in Turkije worden verlengd met 30 dagen voor 2 keer.

Met vriendelijke groet.
Zafer Sırakaya
AK Partij Vice Voorzitter
Hoofd Buitenlandse Betrekkingen

IK PRESENTEER DE VOLGENDE OPEN BRIEF MET ONZE DANK AAN SIRAKAYA:

Geachte heer Zafer Sırakaya,

Allereerst waarderen wij uw gevoeligheid voor de problemen van expats. We zijn ons bewust van uw zelfopofferende inspanningen om het leven van onze expats te vergemakkelijken en hun rechten te beschermen. We willen echter ons ongenoegen uiten over de recente regelgeving.

De kwestie van het verlengen van de triptiekperiode van onze expats van 2 jaar naar 4 jaar heeft sommige segmenten gelukkig gemaakt, terwijl sommige segmenten niet tevreden zijn. Het zou bevredigender zijn om een effectievere oplossing te vinden voor de eisen van expats en om deze periode op een meer permanente manier te organiseren.

Daarnaast is er de vraag om de rechten die aan Syrische asielzoekers worden toegekend ook aan onze expatriates te geven. Het begroeten van onze expats met de zorg en steun die ze verdienen zou de sociale cohesie vergroten en de loyaliteit van expats aan ons land versterken.

We willen benadrukken dat de rechten voor Syrische vluchtelingen een humanitaire benadering vertegenwoordigen. Het is echter een belangrijke kwestie van rechtvaardigheid dat deze rechten niet alleen eerlijk worden verdeeld onder Syrische burgers, maar ook onder onze expats.

Het feit dat de kansen voor Syrische asielzoekers gunstiger zijn, kan een gevoel van onrechtvaardigheid creëren bij Turkse burgers. Dit is een zorg die vaak wordt geuit door een deel van de samenleving.

Het is belangrijk dat de staat de gevoeligheden van burgers begrijpt en het rechtvaardigheidsgevoel in acht neemt bij het evalueren van zijn beleid in deze kwestie. Het opzetten van een eerlijk en transparant beleid in lijn met de maatschappelijke verwachtingen draagt bij aan het vergroten van het vertrouwen in de samenleving. Tegelijkertijd helpt het initiëren van een transparante dialoog over deze kwestie om de problemen te begrijpen en oplossingen te vinden.

We verwachten dat u beter luistert naar de eisen van onze expats en stappen onderneemt om hun leven te vergemakkelijken en hun rechten te beschermen.

We weten dat autofabrikanten en -importeurs in Turkije zich bewust zijn van het feit dat auto’s die door Turken uit Europa worden ingevoerd de markt op zijn kop zullen zetten. Dit in overweging nemend, kunnen de autoriteiten geen oogje dichtknijpen voor een opeenhoping van auto’s uit Europa. Maar elk probleem heeft een oplossing.

Het kan expats die auto’s uit Europa meebrengen worden verboden om hun auto’s te verkopen en over te dragen.

Vooral voor expats die de pensioengerechtigde leeftijd hebben bereikt, kan het moeilijk zijn om terug te keren na een onderbreking van vier jaar. Daarom moeten expats nummerplaten krijgen in plaats van 4 jaar triptiek.
Expats moeten dit recht krijgen om de laatste jaren van hun leven met een auto door te brengen.

Mijnheer Sırakaya, gezien uw maatschappelijke positie weten we dat u de macht heeft om dit zeer belangrijke verzoek voor expats ingewilligd te krijgen.
Daarom vragen wij u om dit zeer belangrijke probleem voor expats op te lossen.

Hoogachtend en groet.
Een goede gezondheid toegewenst.

Afbeelding met tekst, persoon, kleding, voertuig Automatisch gegenereerde beschrijving

SURİYELİ SIĞINMACILARIN DURUMU

Suriyeli sığınmacılar, Türkiye’de otomobil kullanabilmek ve beraberlerinde getirdikleri araçlara plaka alabilmek için, belirli bir süre içinde bazı adımları takip etmek durumundadırlar. Bu süreç genellikle Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra başlıyor ve aşağıdaki adımları içeriyor:

  1. Oturma İzni Almak: Sığınmacılar, Türkiye’ye geldikten sonra geçici koruma statüsüne başvurarak oturma izni almak zorundadırlar. Oturma izni, Türkiye’de belirli bir süre boyunca yasal olarak ikamet etmelerine izin verir.

  2. Vergi Dairesine Başvuru: Araç tescili için sığınmacılar, bulundukları ilin yerel vergi dairesine başvurmalıdır. Başvuru sırasında aracın sahibine ait kimlik bilgileri, oturma izni, aracın teknik özellikleri ve aracın kayıtlı olduğu ülkeden çıkış belgesi gibi belgeler talep edilebilir.

  3. Gümrük İşlemleri: Sığınmacılar, kendi ülkelerinden getirdikleri araçları için gümrük işlemlerini tamamlamalıdırlar. Bu işlem sırasında aracın kayıtlı olduğu ülkeden çıkış belgesi, fatura ve diğer gerekli belgeler sunulmalıdır.

  4. Araç Muayenesi: Türkiye’de kullanılacak araçlar için teknik kontrol ve muayene işlemleri yapılmalıdır. Bu işlem, aracın Türkiye’deki güvenlik ve emniyet standartlarına uygunluğunu kontrol etmek amacıyla gerçekleştirilir.

  5. Tescil İşlemleri: Gümrük işlemleri tamamlandıktan ve araç muayenesi geçildikten sonra, sığınmacılar araçlarının Türk plakası ve ruhsatını alabilirler. Bu işlemler genellikle ilgili trafik tescil birimleri veya yerel yönetim birimleri aracılığıyla gerçekleştirilir.

Afbeelding met tekst, Landvoertuig, voertuig, wiel Automatisch gegenereerde beschrijving

A’DAN Z’YE BEDELSİZ NAKİL VASITASI İTHALI

Soru: Bedelsiz ithalat nedir?

Cevap: Bedelsiz ithalat; bedeli için döviz transferi yapılmadan yurt dışında elde edilen ve yurda getirilmesi mecburi olmayan dış kazanç ve tasarruflarla satın alınan bazı şahsi ve ticari mahiyette eşyanın yurda ithalidir.

Soru: Bedelsiz ithalat yoluyla getirilen şahsi mahiyette eşyanın kapsamı nedir?

Cevap: Motorlu ve motorsuz özel nakil vasıtaları, kullanılmış ev eşyası, işyeri nakli suretiyle getirilen sermaye malları, teknik malzemeler ile büro ve dükkan malzemeleri.

Soru: Bedelsiz ithalat kapsamında yurda getirilebilen motorlu ve motorsuz özel nakil vasıtaları nelerdir?

Cevap: Motorlu özel nakil vasıtaları: Otomobil ile bunlarla birlikte getirilen römorklar ve karavanlar, motosikletler, özel uçaklar ile diğer eğlence ve spor amaçlı vasıtalar
Motorsuz özel nakil vasıtaları: Her türlü bisiklet ile kürekli kayıklar ve kanolar.

Soru: Ticari araçların bu muafiyetten faydalanarak getirilmesi mümkün müdür?
Cevap: Hayır. Motorlu ticari araçlar ve diğer ticari nakil vasıtalarının bu muafiyet kapsamında getirilmesi mümkün değildir.

Soru: Bedelsiz araç ithalatında vergi muafiyetinin kapsamı nedir?

Cevap: Bedelsiz araç ithalinde yalnızca gümrük vergisi muafiyeti söz konusudur. Aracın motor hacmine göre değişen oranda Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve KDV serbest dolaşıma girişi sırasında gümrük idarelerince tahsil edilir. Bununla birlikte, veraset yoluyla intikal eden araçların ithalinde gümrük vergisinin yanı sıra ÖTV ve KDV muafiyeti de söz konusudur.

Soru: Kimler bedelsiz araç ithali yapabilir?

Cevap: a) Türkiye Gümrük Bölgesi dışında en az 24 ay ikamet ettikten sonra, yerleşim yerini Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak nakleden Türk vatandaşları. Bu kişilerin, Türkiye’ye son giriş tarihinden geriye doğru bakıldığında yurtta bir takvim yılında altı aydan fazla kalmamış olmaları gerekir. Türkiye’de 45 güne kadar olan kalışlar yurt dışında kalış süresinden sayılır. Türkiye Gümrük Bölgesi dışında son on yıl içinde en az beş yıl ikamet eden gerçek kişiler için yerleşim yerine ilişkin bu süre şartı aranmaz.

b) Yurt dışındaki milli veya milletlerarası kadrolara sürekli görevli olarak atanıp da bu görevlerinden dönen kamu görevlileri (Bu kişiler için Türkiye gümrük bölgesi dışında en az 24 ay ikamet şartı aranmaz)

c) Türk vatandaşlığına geçmek suretiyle yerleşim yerini yabancı bir ülkeden Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak nakleden gerçek kişiler. (Bu kişiler için Türkiye gümrük bölgesi dışında en az 24 ay ikamet şartı aranmaz)

d) Türkiye Gümrük Bölgesi dışında yerleşik kişilerin vefatı halinde, Türkiye’de ikamet eden gerçek kişi mirasçıları.

Yurt dışında yerleşik murisin Türkiye Gümrük Bölgesinde geriye doğru bir takvim yılında altı aydan fazla kalmamış olmaları gerekir. Türkiye Gümrük Bölgesinde bir takvim yılında kırk beş güne kadar kalışlar yurt dışındaki ikamet süresinden sayılır. Türkiye Gümrük Bölgesi dışında son on yıl içinde en az beş yıl ikamet eden gerçek kişiler için yerleşim yerine ilişkin bu süre şartı aranmaz.

Soru: Yerleşim yeri, yerleşim yeri nakli ne demektir?

Cevap: Yerleşim yeri;Türkiye Gümrük Bölgesi dışında en az beş yıl ikamet eden gerçek kişiler hariç olmak üzere, kişisel veya mesleki bağlar nedeniyle bir kişinin Türkiye’ye son giriş tarihinden geriye doğru bir yılda en az yüzseksenbeş gün yaşadığı yeri ifade etmektedir.

Yerleşim yerinin nakli;

Kişinin yabancı bir ülkedeki yerleşim yeri ve işine ait bağlarını keserek Türkiye Gümrük Bölgesine yerleşmek amacıyla kesin olarak gelmesini ifade eder.

Soru: Kimler bedelsiz ithalat kapsamında yurda araç getiremez?

Cevap: a) Yirmi dört ayı aşmayan süreyle Türkiye Gümrük Bölgesi dışında geçici olarak görevlendirilen kamu görevlileri,

b) Evlilik suretiyle Türk vatandaşlığına geçenler,

c) Yurtdışındaki kadrolara sürekli görev için atanan kamu görevlileri için hariç olmak üzere çifte vatandaşlık statüsüne haiz Türk vatandaşları,

d) Sürekli görevle yabancı bir ülkede bulunmakta iken, yine sürekli görevle başka bir yabancı ülkeye atanması nedeniyle yerleşim yerini Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak nakledemeyen kamu görevlileri,

e) Mavi kart sahibi kişiler Bedelsiz araç ithal edemezler.

Soru: Bedelsiz ithalatı yapılacak araca ilişkin şartlar nelerdir?

Cevap: a) Aracın; bedelsiz ithalattan yararlanacak kişilerin Türkiye’ye, ikamet nakil belgesindeki tarihten sonraki ilk giriş tarihinden; kamu görevlilerinin atama kararının yayımlandığı tarihten sonraki ilk giriş tarihinden, atama kararından önce Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak dönmeleri halinde son giriş tarihinden; veraset intikali neticesinde yapılan bedelsiz ithalatlarda ise yurt dışında yerleşik murisin ölüm tarihinden en az altı ay öncesinde yurt dışında yerleşik bulunulan ülkede adlarına kayıtlı olması,

b) Aracın, kişilerin adlarına kaydının yapıldığı yıl itibarıyla, kayıt ve model yılı dahil üç yıldan eski olmaması gerekmektedir.

Soru: Motorlu veya motorsuz vasıtalarından her birinden kaç adet getirilmesi mümkündür?

Cevap: Muafiyet şartlarının sağlanması halinde; motorlu ve motorsuz nakil vasıtalarından her birinden birer adet getirilmesi mümkündür. Örneğin, Kişi, bir adet otomobil, bir adet motosiklet ile bir adet bisikleti bedelsiz ithalat kapsamında bir defada yurda getirebilir.

Soru: Bedelsiz ithalat kapsamında yurda aracını getiren ve daha sonra yurt dışına tekrar yerleşen bir kişi yurda dönüşünde bir kez daha araç getirme hakkı var mıdır?

Cevap: Bedelsiz araç ithalatından yararlanma hakkı 5 yılda bir verilmiştir. Bu bölüm kapsamı motorlu veya motorsuz özel nakil vasıtalarına ilişkin gümrük işlemlerinde, kişinin kendisi ve aile ünitesindeki diğer kişiler tarafından söz konusu beş yıllık süre içinde, bu hakkın mükerrer olarak kullanılıp kullanılmadığı elektronik sistemler üzerinden tespit edilir. İlk aracın fiili ithalat tarihi üzerinden beş yıl geçmiş olması ve diğer şartların sağlanmış olması halinde tekrar bu kapsamda araç ithal edilmesi mümkündür.

Soru: Eşler bu kapsamda ayrı ayrı araç getirebilirler mi?

Cevap: Hayır. Veraset yoluyla yapılan araç ithali hariç bedelsiz araç ithalinde “aile ünitesi” esas alınır. Aile ünitesi, karı-koca ve 18 yaşından küçük çocuklardan oluşmaktadır. Muafiyet hakkı aile ünitesine tanınmaktadır.

Soru: Eşi adına kayıtlı aracın bedelsiz ithalatını kişi kendisi yapabilir mi?

Cevap: Hayır. Verilen hak şahsın taşıması gereken şartlara bağlı olduğundan, eşlerden biri, diğeri adına kayıtlı aracı ithal edemez. Ancak, ithalat işlemleri, kişinin kendisi, eşi veya Gümrük Kanununun 225 inci maddesi çerçevesinde temsil yetkisini haiz kişiler tarafından gümrük idaresine müracaat edilip sonuçlandırılabilir.

Soru: Bedelsiz ithalat yoluyla getirilen aracın satışı veya devri için bir süre şartı var mıdır?
Cevap: Bu kapsamda getirilen araçlar 1 yıl geçmedikçe, gümrük idaresine izin alınmaksızın belli bir para karşılığı veya karşılıksız olarak ödünç verilemez, teminat olarak gösterilemez, kiralanamaz, devredilemez veya satılamaz.Muafen ithalinden itibaren geçmesi gereken 1 yıllık sürenin bitiminden önce ödünç verilen, teminat olarak gösterilen, kiralanan, devredilen veya satılan motorlu veya motorsuz özel kara nakil vasıtalarına ait gümrük vergileri, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 181 ila 194 üncü maddelerindeki esaslara göre tahsil olunur. Bu durumda yükümlüler hakkında ayrıca cezai takibat yapılır.

Soru: Başvuru için bir süre kısıtı var mıdır?

Cevap: a) Yurt dışında yirmi dört ay ikamet eden Türk vatandaşlarının; ikamet nakil belgesindeki tarihten sonraki ilk giriş tarihinden itibaren altı ay,

b) Kamu görevlilerinin; görev sürelerinin bitimini müteakip Türkiye’ye ilk giriş tarihinden itibaren altı ay, ancak, kamu görevlilerinin atama kararından önce Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak dönmesi halinde süre, kişinin Türkiye Gümrük Bölgesine son giriş tarihinden itibaren hesaplanır.

c) Türk vatandaşlığına geçenlerin vatandaşlığa geçiş kararından sonra adlarına nüfus kağıdının düzenlendiği tarihten itibaren altı ay,

ç) Miras yoluyla serbest dolaşıma giriş işlemlerinde muafiyetten yararlanacak olan varislerin; veraset ilamı tarihinden itibaren yirmi dört ay.

Soru: Başvuru sırasında aranacak belgeler nelerdir?

Cevap: (1) Kişilerin kendisi, eşi veya Gümrük Kanununun 225 inci maddesi çerçevesinde temsil yetkisini haiz kişiler tarafından, aşağıdaki belgelerle birlikte,  yetkili gümrük idaresine başvurulur.

a) Türkiye Gümrük Bölgesi dışında en az yirmi dört ay ikamet ettikten sonra, yerleşim yerini Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak nakleden Türk vatandaşları için;

1)Araca ilişkin teslim-tesellüm belgesi,

2) Vukuatlı nüfus kayıt örneği,

3) Yerleşim yerinin nakledildiği ülkede bulunan dış temsilciliğimiz tarafından motorlu veya motorsuz özel nakil vasıtalarının serbest dolaşıma girişi için düzenlenmiş ikamet nakil belgesi,
4) Motorlu nakil vasıtaları için hak sahipleri adına kayıtlı mülkiyet veya trafik belgesinin aslı; yurtdışında bulunduğu ülke makamlarınca bu belgenin aslının alıkonulması sonucu ibraz edilememesi halinde, belgenin dış temsilciliklerimizce onaylı örneği.

Soru: Konuyla ilgili mevzuata nasıl ulaşabilirim?

Cevap: 7/10/2009 tarih ve 27369 (1. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na ve 6/6/2017 tarih ve 30088 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2 Seri No.lu Gümrük Muafiyeti Tebliği’ne, Bakanlığımız internet sitesinde (www.ticaret.gov.tr) bulunan mevzuat başlığı altından ulaşmak mümkündür.

Soru: Bedelsiz ithalat yoluyla galen araçlarda mali yükümlükler ve oranları nelerdir?
Cevap: Aracın motor hacmine göre değişen oranda Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve aracın CIF Değeri (Navlun ve sigorta bedeli dahil kıymeti) ve ÖTV Toplamının % 18’i oranında Katma Değer Vergisi (KDV) aracın serbest dolaşıma girişi sırasında gümrük idarelerince tahsil edilir.

GURBETÇİLERİN DURUMU

 

Yurtdışında ikamet eden kişiler, ikamet yerlerinde adlarına kayıtlı bir adet yabancı plakalı kara taşıtını geçici olarak Türkiye’ye getirebilir.

❖ Avrupa Birliği ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği ülkelerinde ikamet eden kişiler ise, ikamet yerleri dışındaki Avrupa Birliği ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği ülkelerinde adlarına kayıtlı taşıtlarını da getirebilir.

❖ Taşıt getirecek kişilerin öncelikle yurtdışında yerleşik olma koşulunu sağlaması gerekir.

❖ Yurtdışında yerleşik olma; olağan durumda yurtdışında ikamet eden kişinin Türkiye’ye giriş yapmak istediği tarihten geriye doğru son 1 yıl içerisinde en az 185 gün fiilen yurtdışında bulunmasını ifade eder.

❖ Taşıt getirecek kişilerin yurtdışında ikametgâhının bulunması şarttır. Gemilerde çalışan, şantiyede geçici süreyle görev yapan veya otelde kalan kişiler son 1 yılın 185 gününü fiilen yurtdışında geçirseler de yurtdışında ikamet tesis etmediklerinden dolayı yurtdışında yerleşik sayılmazlar.

❖ Yurtdışına çalışmak, öğrenim görmek amacıyla veya geçici görevle gidip kesin dönüş yapan vatandaşlarımız, ikametlerini Türkiye’ye naklettiklerinden yabancı plakalı kara taşıtlarını geçici olarak Türkiye’ye getiremezler.

❖ Yurtdışında yerleşik olma koşulundaki 185 günlük süre hesabı Emniyet Genel Müdürlüğü’nden temin edilen pasaport giriş çıkış kayıtlarına göre program vasıtasıyla yapılır. Pasaport veya kimlik bilgileri programa girilir, program Türkiye’ye giriş yapılmak istenilen tarihten geriye doğru 1 yıl (365 gün) giderek Türkiye’de ve yurtdışında kalınan süreleri hesaplar.

❖ Son 1 yıl içinde Türkiye’ye farklı pasaport veya kimliklerle giriş-çıkış yapan kişilerin, 185 günlük süre hesabının hatalı yapılmaması için gümrük idaresine bilgi vermesi gerekmektedir.

❖ Hesaplama sonucunda kesintili veya kesintisiz son bir yılın toplamda 185 günden 1. Kimler Yabancı Plakalı Taşıt ile Türkiye’ye Giriş Yapabilir? 2. 185 Günlük Sürenin Hesabı Nasıl Yapılır? 3 fazlasını yurtdışında geçiren ve olağan durumda yurtdışında ikamet eden kişiler yurtdışında yerleşik olma koşulunu sağlamış olur.

❖ Her girişte 185 gün yurtdışında bulunma şartı gümrük idaresince kontrol edilir ve bu şartı sağlayanların taşıtlarına giriş izni verilir.

❖ Vatandaşlarımız bu koşulu sağlayıp sağlamadıklarını www.turkiye.gov.tr adresinde yer alan “Yurt Dışında Yerleşiklik Sorgulama” hizmetini kullanarak sorgulayabilir. Ayrıca yurda giriş çıkış işlemlerine ilişkin bilgiler de yine türkiye.gov.tr adresinden “Yurda Giriş/Çıkış Belge Sorgulama” hizmeti kullanılarak sorgulanabilir.

❖ Yola çıkmadan önce türkiye.gov.tr adresinden yukarıdaki sorguların yapılması veya pasaportta kayıtlı giriş çıkış bilgilerinden süre hesabının yapılması gümrük kapılarında yaşanacak mağduriyetleri engelleyecektir.

❖ Yurtdışından emekli olanların, emeklilik tarihinden sonra Türkiye’ye ilk defa getirecekleri adlarına kayıtlı taşıt için yurtdışında yerleşik olma koşulundaki 185 günlük süre şartı aranmaz.

❖ 730 günlük sürenin tamamını kullanmadan taşıtıyla yurtdışına çıkan emeklilerin kalan süreden faydalanmak üzere, süresi içerisinde olmak kaydıyla yeniden taşıtlarıyla Türkiye’ye girmek istemeleri halinde, bu kişilerden yurtdışında yerleşik olma koşulundaki 185 günlük süre şartı aranmaz ve taşıtlarına kalan süre verilerek girişlerine izin verilir.

❖ Türkiye’ye girişte gümrük memurunca aşağıdaki belgeler aranır:

➢ Taşıtın ikamet edilen ülkede kayıtlı olduğunu gösterir mülkiyet belgesi (ruhsat),

➢ Taşıtı getiren kişinin ehliyeti,

➢ Durumagöre yurtdışıikametigösterirbelge (pasaport,kimlikbelgesi,oturumizni)

➢ Türkiye’de geçerli trafik sigorta poliçesi, Yurtdışından Emekli Olanlarda 185 Gün Şartının Aranmayacağı Haller 4. Türkiye’ye Girişte Gerekli Belgeler

➢ Kişinin pasaportu veya pasaport yerine geçen kimlikbelgesi,

➢ Yurtdışından emekliler için konsolosluk veya elçilik onaylı Türkçe tercümeli emeklilik belgesi, ➢ Duruma göre geçerli bir vekaletname veya kirasözleşmesi,

➢ Tüzel kişiliğe ait taşıtları getirecek kişilerin şirket ortağı veya çalışanı olduğunu gösterir noter veya konsolosluk onaylı Türkçe tercümelibelge.

❖ Taşıtların gümrük kayıt işlemleri herhangi bir ücrete tabi değildir.

❖ Yurtdışında yerleşik vatandaşlarımız ile Türkiye’de oturma izni bulunan yabancı uyruklular, yabancı plakalı taşıtlarını 2 yıla (730 gün) kadar Türkiye’de bulundurma ve kullanma imkânına sahiptir.

❖ Türkiye’de oturma izni bulunan yabancı uyrukluların taşıtlarına 730 günü aşmamak üzere ikamet tezkeresinde belirtilen kadar süre verilir.

❖ Türkiye’de oturma izni bulunmayan yabancı uyruklu kişilere 180 günde toplam 90 gün süre verilir.

❖ Tüzel kişiliklere ait taşıtların (otomobil, minibüs, arazi taşıtı, kamyonet ve motosiklet) vekaletname ile Türkiye’ye getirilmesi halinde 90 güne kadar süre verilir.

❖ Kiralanarak getirilen taşıtlara verilecek süre, kişinin vatandaşlık ve oturumuna bağlı olarak, 730 günlük süreyi de aşmamak kaydıyla kiralama sözleşmesinde belirtilen süreden uzun olamaz.

❖ Taşıta verilen süre, tek seferde kullanabileceği gibi, parça parça da kullanılabilir. Ancak, her girişte 185 gün yurtdışında bulunma şartı gümrük idaresince kontrol edilir ve bu şartı sağlayanların taşıtlarına giriş izni verilir. 5. Türkiye’ye Getirilen Taşıtlara Verilen Süre Ne Kadardır?

❖ Daha önce taşıtla yapılan girişlerde verilen sürenin tamamının kullanılması veya yurt dışında yerleşik olma koşulundaki 185 gün şartının sağlanmaması durumlarından birinin veya her ikisinin birlikte mevcut olması halinde, Avrupa Birliği ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği ülkelerinde ikamet eden kişilerin bu ülkelerde adlarına kayıtlı taşıtlarına bir ay süre verilir. Bu süre Türkiye’ye giriş esnasında verilir ve tek seferde kullanılır. Hâlihazırda taşıtıyla Türkiye’de bulunanlar ile Türkiye’ye giriş yapılmak istenilen tarihten geriye doğru 365 gün içerisinde söz konusu bir aylık süre verilmiş kişiler bu haktan faydalanamaz.

❖ Bir aylık süreden yararlanacakların, Avrupa Birliği ve Avrupa Serbest Ticaret Birliği ülkelerine ait pasaport, kimlik, oturum izni vb. evrak ile ikametlerini belgelendirmeleri gerekmektedir.

❖ Türkiye’ye taşıtıyla gelen yurtdışında yerleşik kişiler, giriş tarihinden geriye doğru son 185 gün içinde taşıt getirmiş ise kullanılan süreler 730 günden düşülür ve kalan süre verilir.

❖ Türkiye’ye taşıtıyla gelen yabancı uyruklu kişiler (oturma izni-mavi kart hamili olanlar hariç) giriş tarihinden geriye doğru son 180 gün içinde taşıt getirmiş ise kullanılan süreler 90 günden düşülür ve kalan süre verilir.

❖ Başkasına ait olan yabancı plakalı taşıtların vekâletname veya kiralama yoluyla Türkiye’ye getirilebilmesi aşağıdaki durumlarda mümkündür:

➢ Hem vekâleten taşıtı getiren kişi hem de taşıt sahibinin Türkiye Gümrük Bölgesi dışında yerleşik olma koşulunu sağlaması,

➢ Taşıtın, getiren kişinin ikamet ettiği ülkede kayıtlı olması, (Avrupa Birliği ve Bir Başka Kişiye Ait Taşıt Türkiye’ye Getirilebilir mi? Bir Aylık Süreden Kimler Yararlanabilir? Kalan Süreden Nasıl Yararlanılır? Avrupa Serbest Ticaret Birliği ülkelerinde ikamet eden kişiler hariç)

➢ Kiralanmak suretiyle getirilen taşıtlar için kira sözleşmesinin bulunması.

❖ Taşıtın vekâletname ile Türkiye’ye getirilmesi halinde duruma uygun olarak aşağıdaki belgelerden birinin gümrük idaresine sunulması gerekmektedir:

➢Elçilik, konsolosluk veya noter onaylı bir vekâletname

➢Taşıtı getiren şahıs ile taşıtın mülkiyet sahibinin giriş gümrük idaresinde hazır bulunmaları hâlinde, bu kişilerin kendi aralarında düzenleyecekleri ve gümrüğün onaylayacağı bir vekâletname, ➢Gerçek kişilerin kendi aralarında düzenleyerek ilgili ülkenin gümrük, belediye, emniyet veya mahkeme gibi resmi makamlarına onaylatılmış olanbelge,

➢Tüzel kişiliklere ait taşıtların vekaletname ile Türkiye’ye getirilmesi halinde bunlara ek olarak aşağıda yer alan belgeler gümrük idaresine sunulur.

• Tüzel kişiliklere ait taşıtlar için firma sahibi veya yönetim kurulunun imza ve onayını içeren vekâletname,

• Tüzel kişiliklere ait taşıtları getirecek kişilerin şirket ortağı veya çalışanı olduğunu gösterir belge, ❖ Taşıtın kiralanarak getirilmesi durumunda ise kira sözleşmesinin gümrük idaresine sunulması gerekmektedir.

❖ Yukarıda sayılan belgelerin noter veya konsolosluk onaylı tercümelerinin de gümrüğe sunulması gerekir.

❖ Yabancı plakalı taşıtlar; taşıt programına kaydı yapılan izin hak sahibi, bu kişinin yurtdışında yerleşik eşi, anne-babası ve çocukları tarafından kullanılabilir.

❖ Acil durumlar hariç izin hak sahibi araç içinde bulunsa dahi yukarıda belirtilen kişiler dışında taşıtın kullanılması mümkün değildir. Bir Başka Kişiye Ait Taşıt Getirildiğinde Hangi Belgeler Aranır? 10. Yabancı Taşıtlar Kimler Tarafından Kullanılabilir?

❖ Yurtdışında yerleşik olma koşulunu sağlamayan anne, baba, eş ve çocukları yabancı plakalı taşıtları kullanamaz.

❖ Taşıtı kullanacakların, izin hak sahibinin eşi, anne-babası veya çocuğu olduğunu ve yurtdışında ikamet ettiklerini ispatlayıcı belgeleri (vukuatlı nüfus kayıt örneği, pasaport vb.) yanlarında bulundurması gerekmektedir. Yol denetimlerinde bu durumu belgeleriyle ispat edemeyenlerin araçları trafikten men edilerek gerekli işlemlerin yapılması için gümrüğe teslim edilecektir.

❖ Yukarıda sayılanlar haricinde izin hak sahibi dışındaki kişiler taşıtı vekaletnameleri olsa da kullanamaz. İzin hak sahibi dışında taşıtı kullanmak için Türkiye’den veya yurtdışından alınmış vekaletnameler geçersizdir. Yol denetimlerinde bu durumun tespiti halinde taşıt trafikten men edilerek gerekli işlemlerin yapılması için gümrüğe teslim edilecektir. Ayrıca bu şekilde aracı haksız kullanan ve kullandıranlar hakkında ayrı ayrı para cezası uygulanacaktır.

❖ Taşıtı Türkiye’de bırakarak yurtdışına çıkmak için en yakın gümrük idaresine başvurulmak suretiyle aşağıdaki işlemlerden birinin yapılması gerekir:

➢Taşıtın gümrük idaresine teslim edilmesi,

➢Taşıtın başka birisi tarafından kullanılmayacağını belirten taahhütnamenin en yakın gümrük idaresine müracaat edilerek veya e-Devlet üzerinden www.turkiye.gov.tr adresinde yer alan “Yurt Dışına Taşıtsız Çıkışlarda Taahhütname Verme ve Kaldırma” hizmeti kullanılarak da verilmesi.

❖ Gümrük idaresine teslim edilen taşıtın süresi durur, taahhütname ile çıkışlarda ise süre işlemeye devam eder.

❖ Taahhütname verildiği durumda taşıtın gümrük idaresine beyan edilen adreste park halinde bulunması gerekmekte olup taşıt sahibinin yurtdışında yerleşik eşi, çocukları, anne ve babası dahil taşıtın kullanılması mümkün değildir.

❖ Yurtdışına çıkışlarda taşıtın gümrük idaresine teslim edilmediği veya taahhütname verilmediğinin pasaport işlemleri sırasında tespit edilmesi halinde izin hak sahibi gümrük idaresine yönlendirilecektir. Bu sebeple herhangi bir mağduriyet yaşanmaması için taşıtsız olarak yurtdışına çıkmadan önce en yakın gümrük idaresine başvurulması veya e-Devlet üzerinden taahhütname verilmesi gerekmektedir. 11. Taşıtsız Yurtdışına Çıkılabilir mi?

❖ Yabancı plakalı taşıt, geçerli bir vekâletname yoluyla yurtdışı edilebilir.

❖ Vekâletname ile taşıtın yurtdışı edilebilmesi için aşağıdaki koşulların tamamının sağlanması gerekmektedir.

➢ Geçerli bir vekâletnamenin ibrazı,

➢ Taşıtı yurtdışı edecek kişinin yurtdışında yerleşik olması,

➢ Vekâlet veren ve vekâlet alan kişilerin gümrük idaresine birlikte müracaatı (Elçilik, konsolosluk veya noter onaylı vekâletnamenin ibrazı durumunda ise vekâlet alan kişinin gümrük idaresine müracaatı yeterlidir).

❖ Vekaletname ile yurtdışına çıkarılacak taşıtların işlemleri, haklı sebeplerin haricinde taşıtın yurtdışına son çıkış tarihinden 15 gün önce yapılır.

❖ Türkiye’de bulunan yabancı plakalı taşıtlar bir başkasına devredilemez. Ancak, taşıtın geçici giriş belgesi, yabancı taşıtlar geçici giriş karnesi veya yabancı taşıtlar geçici giriş formuna kayden taşıt ithal etme hakkı bulunan aile ünitesine dâhil bir başkasına mülkiyet devrinin yapılmasına izin verilir.

❖ Yabancı plakalı taşıtlar ile ilgili olarak aşağıda belirtilen durumların tespiti halinde 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 238 inci maddesi uyarınca gümrük vergileri tutarının dörtte biri oranında para cezası uygulanmakta ve taşıt gümrük idaresince teslim alınarak yurtdışı edilmektedir:

➢ Türkiye’ye getirilen taşıtların getiriliş amacı dışında kullanılması, bir başkasına kiralanması, ödünç verilmesi, başka bir şahsa izinsiz devredilmesi veya satılması,

➢ Hak sahibi olmayan kişilerce kullanılması, Taşıtlar ile İlgili Olarak Hangi Durumlarda Ceza Uygulanmaktadır? Yabancı Taşıt Vekâletname ile Yurtdışı Edilebilir mi? Taşıtın Türkiye’de Mülkiyet Devri Yapılabilir mi?

➢ Taşıtla birlikte giren ve belgelerinde kayıtlı olan parçalarının gümrük idaresinden izin alınmaksızın değiştirilmesi,

➢ Yurtta kalma süresinin bitimini takip eden ilk 3 ay içerisinde yurtdışına çıkarılmaması veya bu sürede herhangi bir gümrük idaresine teslim edilmemesi,

➢ Türkiye’ye birden fazla pasaport veya kimlikle giriş yapıldığı bilgisini gümrük idaresine vermeksizin yurtdışı yerleşiklik şartını sağlıyormuş gibi işlem yaptırılması,

❖ Taşıtların yurtta kalma süresinin bitimini takip eden; 1 (bir), 2 (iki) ve 3 (üç) aylık süre içerisinde yurtdışı edilmesi durumunda 2023 yılı için sırasıyla 1.046 TL, 2.092 TL ve 3.138 TLpara cezası uygulanır. Bu miktar her yıl, bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında arttırılır.

❖ Taşıtlarını gümrüğün denetimine bırakmadan veya taahhütname ile gümrük idaresinden izin almadan yurtdışına çıkan kişiler haklı bir sebepleri bulunduğunu ispat edemezlerse haklarında, tespit tarihine kadar yapılan tüm çıkışlar için bir defa Gümrük Kanununun 241 inci maddesinin altıncı fıkrasının (e) bendi uyarınca 2023 yılı için 4.184 TL para cezası uygulanır.

❖ Kaza geçirerek tamire ihtiyaç duyulan taşıtların tamirleri, taşıt sahipleri veya yetki verilenler tarafından talepte bulunulması halinde, gümrükçe uygun görülen yerde ve gümrüğün gözetimi altında yapılır.

❖ Ön beyan taşıtlarıyla ülkemize gelen yolcular için kolaylık tanıyan bir uygulamadır. Yola çıkmadan en fazla 15 gün önce Bakanlığımızın internet sayfasında yer alan (www.ticaret.gov.tr) “E-İşlemler” menüsünden veya “e-Devlet Kapısı” üzerinden (https://www.turkiye.gov.tr/gtb-tasit-on-beyan) ulaşılabilen “Taşıt Ön Beyan Uygulaması” kullanılarak kişi ve taşıta ait bilgiler cep telefonu, tablet ya da bilgisayar vasıtasıyla uygulamaya girilmekte, bu sayede gümrük kapılarında işlemler daha kısa sürede yapılabilmektedir. 15. Kaza Yapan Araçların Tamiri 16. Ön Beyan Nedir? 10 1) Yabancı plakalı taşıt getirebilmek için yurtdışında yerleşik olma koşulunun (185 gün fiilen yurtdışında bulunma) sağlanması gerekir. Örnek: 07.03.2023 tarihinde Kapıkule Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapmak isteyen kişinin 07.03.2023’den geriye doğru 1 yıl yani 07.03.2022-07.03.2023 tarihleri arasında yurtdışındaki kalış süreleri hesaplanır ve 185 günden fazla yurtdışında kalan ve olağan durumda yurtdışında ikamet eden kişinin yurtdışında yerleşik olduğu kabul edilir. Bu süre hesabında taşıtlı ve taşıtsız deniz, hava, kara veya demiryoluyla yapılan tüm giriş ve çıkışlar dikkate alınır. Aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere 185 günlük sürenin kesintisiz olarak yurtdışında geçirilmesine gerek bulunmamaktadır. Türkiye’den Çıkış Türkiye’ye Giriş Yurtdışında Kalınan Süre Ulaşım Türü 07.03.2022 05.06.2022 90 Havayolu 15.09.2022 14.12.2022 90 Demiryolu 21.01.2023 07.03.2023 45 Karayolu Yurt Dışında Kalınan Toplam Süre 225 gün 2) 185 gün yurtdışında kalma şartının her girişte sağlanması gerekir. Örnek: 15.01.2022 tarihinde taşıtıyla Türkiye’ye gelen kişinin taşıtına süre sonu 15.01.2024 olmak üzere 730 gün süre verilmiştir. Kişi taşıta verilen sürenin tamamını kullanmadan 240 gün Türkiye’de kaldıktan sonra 09.09.2022 tarihinde yurtdışına çıkarak taşıtı ile birlikte yeniden 13.09.2022 tarihinde Türkiye’ye gelmek istediğinde, taşıtının 490 gün süresi olmasına rağmen kişi giriş yapmak istediği tarihten geriye doğru bir yıl içerisinde 180 günden daha fazla Türkiye’de kaldığından yurtdışında yerleşik olma koşulunu kaybetmiştir. Dolayısıyla kişi yurtdışından emekli değilse, taşıtı ile birlikte Türkiye’ye girişine izin verilmez. 3) Taşıta verilecek süre hesabında kişinin taşıtsız olarak Türkiye’de kaldığı süreler dikkate alınmaz. Örnek: Taşıtı ile Türkiye’de 730 gün kalarak 10.07.2022 tarihinde yurtdışına çıkan kişi, 11.01.2023 tarihinden önce Türkiye’ye taşıt getiremez. Bu tarihten önce havayoluyla 17. Sürelere İlişkin Örnekler 11 Türkiye’ye gelerek 35 gün kalan kişi, 11.01.2023 tarihinde taşıtı ile birlikte Türkiye’ye tekrar geldiğinde 185 günlük yurtdışı yerleşiklik koşulunu sağlıyorsa; taşıtına 11.01.2025 tarihine kadar 730 gün süre verilir. Taşıta verilecek süre hesabında kişinin taşıtsız olarak Türkiye’de kaldığı 35 günlük süre dikkate alınmaz. 4) Türkiye’de oturma izni bulunmayan yabancı uyruklu kişiler, taşıtlarına verilen sürenin tamamını kullanmadan yurtdışına çıkarak taşıtlarıyla yeniden Türkiye’ye geldiklerinde kalan süre verilir. Örnek: 01.08.2022 tarihinde taşıtı ile birlikte Türkiye’ye gelip 30 gün kalarak 31.08.2022 tarihinde yurtdışına çıkan yabancı uyruklu kişi, 30.09.2022 tarihinde Türkiye’ye taşıtı ile birlikte tekrar geldiğinde bu sürede başka bir taşıt getirmemiş ise 90 günden daha önce kullanılan 30 gün düşülerek kalan 60 gün süre verilir ve taşıt 29.11.2022 tarihine kadar Türkiye’de kalabilir. 5) Halihazırda taşıtıyla Türkiye’de bulunurken yurtdışından emeklilik hakkı kazanan kişilerin, 730 günlük sürenin tamamını kullanarak yurtdışına çıktıktan sonra, yeniden Türkiye’ye taşıt getirebilmeleri için en az 185 gün süre geçmesi gerekir. Örnek: 10.01.2021 tarihinde taşıtıyla Türkiye’ye gelen kişinin taşıtına süre sonu 09.01.2023 olmak üzere 730 gün süre verilmiştir. Kişi 04.06.2021 tarihinde yurtdışından emeklilik hakkı kazanmıştır. Kişinin taşıtını süre sonu olan 09.01.2023 tarihine kadar yurtdışı etmesi gerekir ve yeniden Türkiye’ye taşıt getirebilmek için en az 185 gün süreyle fiilen yurtdışında bulunması gerektiğinden, 14.07.2023 tarihinden önce Türkiye’ye taşıt getiremez. Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen kişisel kullanıma mahsus kara taşıtlarına ilişkin mevzuat ve ayrıntılı bilgiye https://www.ticaret.gov.tr/gumruk-islemleri/sikca-sorulansorular/bireysel/yolcu-beraberi-tasitlar adreslerinden ulaşılabilir.