Üniversiteler, teknoparklar, girişimciler ve diaspora, Hollanda’da kısa sürede peş peşe sahne aldı.

LAHEY BÜYÜKELÇİLİĞİMİZDE TEKNOLOJİ DİPLOMASİSİ:
YTÜ Yıldız Teknopark ve Entertech heyeti ile toplantı.

HOLLANDA’DA TÜRK TEKNOPARKLARINDAN LİFE SCİENCES ODAKLI STRATEJİK AÇILIM:
İTÜ ARI Teknokent öncülüğünde Hollanda’da gerçekleştirilen temaslar

AMSTERDAM’DA TURKS İN TECH BULUŞMASI:
150’ye yakın Türk teknoloji profesyoneli aynı çatı altında

(Derlemenin Hollandacası en altta.
Nederlandse versie staat onderaan)

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, persoon Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
İlhan KARAÇAY derledi:

Hollanda’da son günlerde yaşananlar, tesadüflerle açıklanamayacak kadar dikkat çekici. Türkiye’nin teknoloji, girişimcilik ve üniversite merkezli ekosistemi, kısa bir zaman dilimi içinde Hollanda’da art arda sahne aldı. Lahey’den Amsterdam’a uzanan bu temas zinciri, bireysel ziyaretlerin ya da münferit etkinliklerin ötesinde, bilinçli ve çok katmanlı bir açılımın işaretlerini veriyor.

Üniversiteler ve teknoparklar, Hollanda’daki muhataplarıyla stratejik iş birliklerini masaya yatırırken; diaspora içindeki Türk teknoloji profesyonelleri de Amsterdam’da güçlü bir ağ ve dayanışma örneği sergiledi. Tüm bu hareketliliğin ortak paydasında ise Türkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçiliği’nin teknoloji diplomasisine verdiği açık destek ve yönlendirici rol bulunuyor.

Ortaya çıkan tablo net: Türkiye, teknoloji ve girişimcilik alanında artık sadece iç pazara odaklanan bir ülke değil. Üniversiteler, teknoparklar, girişimciler, yatırımcılar ve diaspora; farklı kulvarlarda ama aynı hedef doğrultusunda, Avrupa ve küresel arenaya doğru ilerliyor.

Hollanda’da kısa süre içinde peş peşe yaşanan bu gelişmeler, Türkiye’nin teknoloji temelli dış açılımının sahadaki yansımalarını gözler önüne seriyor. İşte bu yoğun ve dikkat çekici sürecin üç önemli halkası:

LAHEY BÜYÜKELÇİLİĞİMİZDE TEKNOLOJİ DİPLOMASİSİ:
YTÜ YILDIZ TEKNOPARK VE ENTERTECH HEYETİ İLE TOPLANTI

Büyükelçimiz Fatma Ceren Yazgan, teknoloji ekosistemi diplomasisinin çok katmanlı ve çok aktörlü bir alan olduğunu ve Türk özel sektörü, üniversiteler ve devlet kurumlarının bu alanda küresel bağlantılarını güçlendirdiğini vurguladı.

DEN HAAG,– Türkiye’nin teknoloji ve girişimcilik ekosisteminin uluslararası açılımına yönelik temaslar hız kesmeden sürerken, Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Teknopark ve Entertech İstanbul Teknokent delegasyonları, Hollanda’nın başkenti Lahey’de Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nde ağırlandı. Büyükelçilik ev sahipliğinde gerçekleşen toplantı, yalnızca bir nezaket ziyareti olmanın ötesine geçerek, teknoloji diplomasisi, üniversite sanayi iş birliği ve küresel pazarlara açılım başlıklarında kapsamlı bir görüş alışverişine sahne oldu.

Afbeelding met kleding, persoon, muur, overdekt Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Büyükelçilikte düzenlenen buluşmada, Türkiye’nin önde gelen teknoloji geliştirme bölgelerinden YTÜ Yıldız Teknopark ve Entertech İstanbul Teknokent temsilcileri, Lahey Büyükelçisi Fatma Ceren Yazgan ile bir araya geldi. Toplantıda, Türkiye’de faaliyet gösteren teknopark ve startup’ların küresel pazarlarda rekabet gücünün artırılmasına yönelik stratejiler, Hollanda’daki teknoloji ekosistemiyle ortaklık olanakları ve inovasyon diplomasi alanındaki yenilikçi yaklaşımlar üzerine görüş alışverişinde bulunuldu.

Büyükelçi Yazgan, sosyal medya paylaşımında bu tür faaliyetlerin, teknoloji ekosistemi diplomasisinin çok katmanlı ve çok aktörlü bir alan olduğunu ve Türk özel sektörü, üniversiteler ve devlet kurumlarının bu alanda küresel bağlantılarını güçlendirdiğini vurguladı.

TEKNOLOJİ DİPLOMASİSİ VURGUSU

Toplantının ana eksenini, son yıllarda giderek daha fazla önem kazanan “teknoloji diplomasisi” oluşturdu. Büyükelçilik tarafından yapılan değerlendirmelerde, teknoloji ekosisteminin artık yalnızca şirketler ya da üniversitelerle sınırlı olmadığı; özel sektör, akademi ve kamu kurumlarının birlikte hareket ettiği çok katmanlı ve çok aktörlü bir alan haline geldiği vurgulandı.

Bu çerçevede, Türkiye’de geliştirilen teknolojilerin ve startup’ların küresel pazarlara erişiminde, diplomatik temsilciliklerin oynadığı rolün önemi ele alındı. Büyükelçiliklerin yalnızca siyasi ve konsolosluk faaliyetleriyle sınırlı kalmadığı, aynı zamanda ekonomik ve teknolojik iş birliklerini kolaylaştıran köprüler haline geldiği ifade edildi.

HOLLANDA VE AVRUPA PAZARI MASAYA YATIRILDI

Görüşmelerde Hollanda’nın Avrupa’daki stratejik konumu özel olarak ele alındı. Özellikle Amsterdam, Rotterdam ve çevresinde yoğunlaşan teknoloji, inovasyon ve startup ekosisteminin, Türk girişimciler için önemli fırsatlar sunduğu değerlendirildi. Hollanda’nın açık inovasyon kültürü, uluslararası yatırımcı ağı ve güçlü üniversite sanayi iş birlikleri, Türk teknoparkları açısından dikkat çekici başlıklar arasında yer aldı.

YTÜ Yıldız Teknopark ve Entertech İstanbul Teknokent temsilcileri, bünyelerinde faaliyet gösteren firmaların Ar Ge kapasitesi, teknoloji odaklı ihracat potansiyeli ve küresel rekabet gücü hakkında bilgi verdi. Hollanda pazarında hangi sektörlerin öne çıktığı, hangi alanlarda ortak projelerin geliştirilebileceği ve Türk girişimcilerin karşılaşabileceği yapısal avantajlar ile zorluklar da toplantının gündeminde yer aldı.

ÜNİVERSİTE, TEKNOPARK VE KAMU İŞ BİRLİĞİ

Toplantıda, üniversitelerin ve teknoparkların uluslararasılaşma süreçlerinde kamu kurumlarıyla kurduğu iş birliğinin kritik rolü vurgulandı. Yıldız Teknik Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Yıldız Teknopark’ın, akademik bilgi birikimini ticarileştirme konusundaki deneyimi ile Entertech İstanbul Teknokent’in girişimcilik ve Ar Ge destekleri, örnek modeller olarak değerlendirildi.

Bu iki yapının birlikte yürüttüğü ve yurt dışı pazarlara açılmayı hedefleyen programların, Türkiye’nin teknoloji ekosisteminin küresel görünürlüğünü artırdığı ifade edildi. Büyükelçilik yetkilileri de, bu tür girişimlerin Hollanda’daki muhatap kurumlarla temas kurulmasında ve güven ortamı oluşturulmasında önemli bir avantaj sağladığını belirtti.

GİRİŞİMCİLER İÇİN YENİ KAPILAR

Toplantının bir diğer önemli başlığı, Türk startup’larının ve teknoloji firmalarının Avrupa’da daha görünür hale gelmesi oldu. Hollanda’daki yatırımcılarla temas kurulması, ortak Ar Ge projeleri geliştirilmesi ve Türk firmalarının Avrupa’daki teknoloji ağlarına dahil edilmesi konularında karşılıklı görüş alışverişi yapıldı.

Büyükelçilik nezdinde yapılan değerlendirmelerde, bu tür temasların somut iş birliklerine ve uzun vadeli projelere dönüşmesinin hedeflendiği, diplomatik misyonların da bu süreçte kolaylaştırıcı rol üstlendiği ifade edildi.

KÜRESEL VİZYONUN BİR PARÇASI

Lahey’de gerçekleşen bu buluşma, Türkiye’nin son yıllarda benimsediği yenilikçilik, teknoloji üretimi ve küresel entegrasyon vizyonunun bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Üniversiteler, teknoparklar, özel sektör ve devlet kurumlarının birlikte hareket ettiği bu modelin, Türkiye’nin uluslararası arenadaki teknoloji markasını güçlendirmeyi amaçladığı belirtiliyor.

YTÜ Yıldız Teknopark ve Entertech İstanbul Teknokent heyetinin Lahey temasları, yalnızca bugünün iş birliklerini değil, geleceğe dönük stratejik ortaklıkların da zeminini oluşturan bir adım olarak kayda geçti.

LAHEY’DE VERİLEN FOTOĞRAFIN ARKASI:
TEKNOLOJİ DİPLOMASİSİ NEDEN ÖNEMLİ, BU BULUŞMA NE ANLAMA GELİYOR

Lahey Büyükelçiliği’nde Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Teknopark ve Entertech İstanbul Teknokent heyetinin katılımıyla gerçekleşen buluşma, ilk bakışta klasik bir diplomatik ziyaret gibi algılanabilir. Oysa ortaya çıkan tablo, Türkiye’nin son yıllarda sessiz ama kararlı biçimde yürüttüğü teknoloji temelli dış açılımın küçük ama anlamlı bir parçasına işaret ediyor.

Bu fotoğraf, sadece birkaç yöneticinin bir araya gelmesinden ibaret değil; üniversite, teknopark, girişimci ve devlet aklının aynı karede buluştuğu yeni bir diplomasi anlayışını yansıtıyor.

KLASİK DİPLOMASİDEN TEKNOLOJİ DİPLOMASİSİNE

Uzun yıllar boyunca büyükelçilikler, ağırlıklı olarak siyasi ilişkiler, konsolosluk hizmetleri ve ticari temaslarla anıldı. Ancak dijitalleşme, Ar Ge ve inovasyonun küresel rekabette belirleyici hale gelmesiyle birlikte, diplomatik misyonların rolü de değişmeye başladı.

Bugün Lahey’de verilen mesaj açık:
Diplomasi artık sadece devletler arasında değil, ekosistemler arasında yürütülüyor. Üniversiteler, teknoparklar, startup’lar ve yatırımcılar bu sürecin doğal aktörleri haline geldi.

YTÜ Yıldız Teknopark ve Entertech gibi yapılar, bu yeni diplomasi dilinin sahadaki taşıyıcıları olarak öne çıkıyor.

NEDEN HOLLANDA?

Bu sorunun cevabı sadece coğrafi değil, stratejik. Hollanda, Avrupa’nın en küçük ülkelerinden biri olmasına rağmen, teknoloji, lojistik ve inovasyon alanında orantısız derecede büyük bir etkiye sahip.

Amsterdam ve çevresi, sadece startup’ların değil; çok uluslu teknoloji şirketlerinin, araştırma merkezlerinin ve risk sermayesi fonlarının da buluşma noktası. Açık inovasyon kültürü, bürokratik esneklik ve uluslararası iş yapma kolaylığı, Hollanda’yı Türk girişimciler açısından cazip kılıyor.

Lahey ise bu ekosistemin diplomatik ve kurumsal kalbi. Dolayısıyla Büyükelçilikte yapılan bu buluşma, sembolik olduğu kadar yerli yerinde bir adım olarak okunmalı.

TEKNOPARKLAR NEDEN ÖNE ÇIKIYOR?

Türkiye’de teknoparklar uzun süre sadece vergi avantajı sağlayan yapılar olarak görüldü. Oysa son yıllarda tablo değişiyor. Yıldız Teknopark ve Entertech örneğinde olduğu gibi, bu yapılar artık:

*Üniversite bilgisini ticarileştiren,
*Startup’ları küresel pazarlara hazırlayan,
*Uluslararası iş birlikleri kuran,
*Ve en önemlisi Türkiye’nin teknoloji hikayesini dışarıya taşıyan aktörler haline geliyor.

Bu açıdan bakıldığında Lahey’deki buluşma, teknoparkların yalnızca iç pazara değil, küresel rekabete oynadığının da bir göstergesi.

FOTOĞRAFTAKİ “ÇOK AKTÖRLÜ” MESAJ

Afbeelding met kleding, persoon, muur, overdekt Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Paylaşımlarda özellikle vurgulanan “çok katmanlı ve çok aktörlü” ifade, aslında meselenin özünü anlatıyor. Türkiye’nin teknoloji alanında başarı yakalayabilmesi, tek bir kurumun ya da sektörün çabasıyla mümkün değil.

Üniversiteler üretmezse, teknoparklar büyümez.
Teknoparklar büyümezse, startup’lar küreselleşemez.
Startup’lar küreselleşemezse, diplomasi de ekonomik karşılık üretemez.

Lahey’de verilen fotoğraf, bu zincirin halkalarının aynı anda devreye girdiğini gösteriyor.

BU BULUŞMA NEYİN HABERCİSİ?

Bu tür görüşmeler genellikle kısa vadede büyük manşetler üretmez. Ancak orta ve uzun vadede temas, güven ve ağ oluşturur. Yarın bir Türk girişimcisinin Hollanda’da yatırım bulması, bir üniversitenin ortak Ar Ge projesine dahil olması ya da bir teknopark firmasının Avrupa pazarına açılması, bugün atılan bu adımların sonucudur.

Bu nedenle Lahey’deki toplantıyı, tek başına bir ziyaret olarak değil; Türkiye’nin teknoloji temelli dış politika enstrümanlarının sessiz bir örneği olarak okumak gerekir.

Bu konuda söylenecek son söz: Türkiye, teknoloji yarışında yalnızca ürünle değil, akıl ve bağlantı ağıyla da var olmak zorunda. Lahey Büyükelçiliği’nde çekilen bu fotoğraf, işte tam da bunu anlatıyor.

Siyasetin gölgesinden sıyrılmış, girişimciliğin, üniversitenin ve inovasyonun ön plana çıktığı bir diplomasi dili…

Ve belki de Türkiye’nin dünyaya anlatmak istediği yeni hikayenin küçük ama anlamlı bir karesi.

                          ***********
HOLLANDA’DA TÜRK TEKNOPARKLARINDAN LIFE SCIENCES ODAKLI STRATEJİK AÇILIM          

AMSTERDAM,-Türkiye’nin teknoloji ve girişimcilik ekosisteminin uluslararası açılımı kapsamında, İTÜ ARI Teknokent öncülüğünde Hollanda’da gerçekleştirilen temaslar, özellikle yaşam bilimleri alanında yeni ve stratejik iş birliklerinin kapısını araladı. İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş’ın paylaştığı bilgilere göre, bu ziyaretler yalnızca bir dizi görüşmeden ibaret kalmadı; aynı zamanda Türkiye ile Hollanda arasında uzun vadeli bir bilim ve teknoloji köprüsünün temellerini attı.

Afbeelding met kleding, person, Menselijk gezicht, pak Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

İTÜ ARI Teknokent heyeti, Yaşam Bilimleri Koordinatörü Dr. H.C. Asım Şengör ve Uluslararası İlişkiler Temsilcisi Gözde Kara Günaydın ile birlikte Hollanda’da tarım, gıda teknolojileri ve biyoteknoloji alanlarında çeşitli temaslarda bulundu. Görüşmelerde, olası iş birlikleri değerlendirilirken, hukuki altyapılar, ortak veri sistemleri ve sürdürülebilir iş birliği modelleri gibi başlıklar da ele alındı.

Heyet, Hollanda’daki yerel dinamikleri daha yakından anlamak amacıyla akademik ve profesyonel hukuk çevreleriyle de bir araya geldi. Bu kapsamda hukuk akademisyeni Dr. Can Atik ile ve Avrupa patent ve marka vekilliği alanında faaliyet gösteren NLO temsilcileriyle yapılan görüşmelerde, Türk girişimlerinin Avrupa’daki ortak projelere katılım olanakları ve fikri mülkiyet süreçlerinin güçlendirilmesi konuları masaya yatırıldı.

Afbeelding met Menselijk gezicht, kleding, persoon, glimlach Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Temasların önemli duraklarından biri de Entertech Amsterdam ofisi oldu. Burada Türkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Fatma Ceren Yazgan, Dr. Muhammed Kasapoğlu ve Doç. Dr. Muhammet Garip ile yapılan görüşmelerde, üç üniversite teknoparkının güçlerini birleştirerek Hollanda’da ortak bir iş birliği programı geliştirme yönündeki niyetleri dile getirildi. Büyükelçiliğin desteğiyle, Türkiye çıkışlı teknoloji ve bilim temelli girişimlerin uluslararası alanda daha güçlü bir karşılık bulmasının hedeflendiği vurgulandı.

Prof. Dr. Attila Dikbaş, gerçekleştirilen temasların uzun vadede sağlam ve sürdürülebilir bir bilim ve teknoloji köprüsü oluşturma yolunda önemli bir zemin hazırladığını ifade ederken, sürece katkı sunan Rıza Kadılar, Barış Kavaklı ve Esra Acar Koç’a da teşekkür etti.

Bu ziyaretlerin, Türkiye’nin özellikle yaşam bilimleri ve ileri teknoloji alanlarında Avrupa ile kurduğu ilişkileri derinleştirmesi açısından kritik bir adım olduğu değerlendiriliyor.

                                                  **************

AMSTERDAM’DA TURKS IN TECH BULUŞMASI: 150’YE YAKIN TÜRK TEKNOLOJİ PROFESYONELİ AYNI ÇATI ALTINDA

AMSTERDAM,-Hollanda’da yaşayan Türk teknoloji profesyonelleri, girişimciler ve yatırımcılar, Turks in Tech çatısı altında Amsterdam’da düzenlenen geleneksel büyük buluşmada bir araya geldi. Yaklaşık 150 kişinin katılımıyla gerçekleşen etkinlik, diaspora içindeki teknoloji ekosisteminin güçlenmesi ve yeni iş birliklerinin doğması açısından dikkat çekti.

Afbeelding met kleding, Menselijk gezicht, persoon, person Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Turks in Tech tarafından organize edilen buluşmaya, Türkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Fatma Ceren Yazgan da katıldı. Büyükelçi Yazgan, etkinlikte teknoloji alanında çalışan Türk profesyonellerle bir araya gelerek vizyonunu paylaştı ve diaspora içindeki dayanışmanın önemine vurgu yaptı. Katılımcılar, Büyükelçi Yazgan’ın varlığını moral ve motivasyon kaynağı olarak değerlendirdi.

Afbeelding met kleding, persoon, Menselijk gezicht, person Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
Lahey Büyükelçimiz Fatma Ceren Yazgan konuşmasını yapıyor

Etkinliğin ana sponsorluğunu BetterUp üstlenirken, organizasyonun koordinasyonunda ve içeriğinde detaylara verilen özen katılımcıların beğenisini topladı. Turks in Tech Ambassador ekibinden Hande Karabıyık ve Harun Yılmaz da organizasyon sürecine aktif katkı sundu.

Program kapsamında sahne alan girişimciler, farklı sunum tarzları ve doğaçlama yaklaşımlarıyla projelerini tanıttı. Aytaç Seyfioğlu, Hande Karabıyık, Lara Çağla K., Kubilay Ekşioğlu ve Sevil Kubilay, yaratıcı fikirleriyle etkinliğe renk kattı.

Afbeelding met kleding, persoon, glimlach, person Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Organizasyonun gönüllü ekibi ise etkinliğin sorunsuz ilerlemesinde önemli rol oynadı. Katılımcılar, sürecin yalnızca profesyonel değil aynı zamanda samimi ve dayanışma odaklı bir atmosferde ilerlediğini ifade etti.

Turks in Tech Amsterdam buluşması, Türk teknoloji ekosisteminin Hollanda’daki insan kaynağını görünür kılarken, katılımcılar arasında uzun vadeli bağların kurulmasına da zemin hazırladı. Etkinlik, diaspora temelli teknoloji topluluklarının giderek daha güçlü bir yapıya kavuştuğunu bir kez daha ortaya koydu.

HOLLANDA’DA ATILAN ADIMLAR NE ANLAMA GELİYOR, SIRADA NE VAR?

Hollanda’da kısa süre içinde peş peşe yaşanan bu temaslar, Türkiye’nin teknoloji ve girişimcilik alanında artık rastlantısal değil, planlı ve stratejik bir dış açılım yürüttüğünü gösteriyor. Üniversiteler, teknoparklar, girişimciler, yatırımcılar ve diaspora, farklı başlıklarda ama aynı hedef doğrultusunda sahaya inmiş durumda. Bu tablo, Türkiye’nin teknoloji ekosisteminin yalnızca üretmekle yetinmeyip, ürettiğini doğru pazarlara, doğru ortaklarla ve doğru diplomatik zeminle taşımaya başladığını ortaya koyuyor.

Lahey Büyükelçiliği merkezli teknoloji diplomasisi, İTÜ ARI Teknokent’in life sciences odaklı stratejik hamleleri ve Amsterdam’daki Turks in Tech buluşması birlikte okunduğunda, resim daha da netleşiyor. Devlet aklı, akademik bilgi, girişimcilik ruhu ve diaspora gücü ilk kez bu denli eş zamanlı ve görünür biçimde bir araya geliyor. Bu durum, geçmişte sıkça dile getirilen ancak sahada yeterince karşılık bulamayan “ekosistem yaklaşımının” artık somutlaşmaya başladığını gösteriyor.

Ancak bu noktada kritik bir eşik bulunuyor. Bu tür ziyaretler, toplantılar ve buluşmalar, tek başına başarı anlamına gelmiyor. Asıl belirleyici olan, bu temasların kalıcı iş birliklerine, ortak projelere, yatırım kararlarına ve sürdürülebilir yapılara dönüşüp dönüşemeyeceği olacak. Hollanda gibi rekabetin ve standardın yüksek olduğu bir ekosistemde kalıcı olabilmek, süreklilik, takip ve profesyonel koordinasyon gerektiriyor.

Bundan sonraki aşamada yapılması gerekenler de bu nedenle net. Öncelikle teknoparklar ve üniversiteler arasında Hollanda merkezli ortak programların kurumsallaşması gerekiyor. Girişimcilerin bireysel çabalarla değil, yapılandırılmış destek mekanizmalarıyla Avrupa pazarına açılması büyük önem taşıyor. Diaspora içindeki teknoloji profesyonellerinin ise sadece buluşmalarda değil, mentorluk, yatırım ve proje ortaklığı gibi alanlarda daha aktif rol alması gerekiyor.

Sonuç olarak Hollanda’da atılan bu adımlar, Türkiye’nin teknoloji temelli yeni hikayesinin başlangıç sayfaları olarak okunmalı. Bu hikayenin güçlü bir başarı öyküsüne dönüşmesi ise atılan adımların sabırla, istikrarla ve ortak akılla devam ettirilmesine bağlı. Bugün çekilen fotoğraflar, yarının manşetlerine dönüşebilir. Bunun için gereken şey, doğru yönde atılmış bu adımların yarım bırakılmaması.

                                     *********************

WAT GEBEURT ER IN NEDERLAND? HET TURKSE TECHNOLOGIE-ECOSYSTEEM BETREEDT HET TONEEL

Universiteiten, technoparken, ondernemers en de diaspora traden in korte tijd achter elkaar op in Nederland.

1 – TECHNOLOGIEDIPLOMATIE BIJ ONZE AMBASSADE IN DEN HAAG:
Bijeenkomst met de delegaties van YTÜ Yıldız Technopark en Entertech Istanbul Technopark.

2 – STRATEGISCHE LIFE SCIENCES-OPENING VAN TURKSE TECHNOPARKEN IN NEDERLAND:
Contacten en bezoeken onder leiding van İTÜ ARI Technokent.

3 – TURKS IN TECH-BIJEENKOMST IN AMSTERDAM:
Bijna 150 Turkse technologieprofessionals onder één dak.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, persoon Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
Samengesteld door İlhan KARAÇAY

Nederland maakt de afgelopen periode ontwikkelingen mee die moeilijk als toeval kunnen worden bestempeld. Het Turkse ecosysteem op het gebied van technologie, ondernemerschap en universiteiten trad binnen korte tijd herhaaldelijk op het Nederlandse toneel. Deze reeks contacten, die zich uitstrekt van Den Haag tot Amsterdam, wijst op een bewuste, gelaagde en strategische internationale opening die verder gaat dan individuele bezoeken of losse evenementen.

Terwijl universiteiten en technoparken strategische samenwerkingen met hun Nederlandse gesprekspartners bespraken, lieten Turkse technologieprofessionals uit de diaspora in Amsterdam zien hoe krachtig netwerkvorming en onderlinge solidariteit kunnen zijn. De gemeenschappelijke noemer van deze dynamiek is de actieve en richtinggevende rol van de Turkse Ambassade in Den Haag, met een duidelijke focus op technologiediplomatie.

Het beeld dat hieruit naar voren komt, is helder. Turkije richt zich op het gebied van technologie en ondernemerschap niet langer uitsluitend op de binnenlandse markt. Universiteiten, technoparken, ondernemers, investeerders en de diaspora bewegen zich, ieder vanuit hun eigen rol maar met hetzelfde doel, richting Europa en de mondiale arena.

De ontwikkelingen die zich in korte tijd in Nederland hebben voltrokken, tonen de concrete weerslag van Turkije’s technologiegedreven internationale strategie. Dit zijn de drie belangrijkste schakels van dit intensieve en opvallende proces.

TECHNOLOGIEDIPLOMATIE BIJ ONZE AMBASSADE IN DEN HAAG
BIJEENKOMST MET YTÜ YILDIZ TECHNOPARK EN ENTERTECH-DELEGATIE

Onze ambassadeur Fatma Ceren Yazgan benadrukte dat diplomatie binnen het technologie-ecosysteem een gelaagd en multi-actorenveld is, waarin de Turkse private sector, universiteiten en overheidsinstellingen gezamenlijk hun mondiale netwerken versterken.

DEN HAAG,- Terwijl de internationale openstelling van het Turkse technologie- en ondernemerschapsecosysteem in hoog tempo doorgaat, werden delegaties van Yıldız Technische Universiteit Yıldız Technopark en Entertech Istanbul Technopark ontvangen op de Turkse Ambassade in Den Haag. De bijeenkomst ging verder dan een beleefdheidsbezoek en bood ruimte voor een diepgaande uitwisseling van ideeën over technologiediplomatie, samenwerking tussen universiteit en industrie en toegang tot mondiale markten.

Afbeelding met kleding, persoon, muur, overdekt Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Tijdens de bijeenkomst kwamen vertegenwoordigers van YTÜ Yıldız Technopark en Entertech İstanbul Technopark samen met ambassadeur Fatma Ceren Yazgan. Besproken werden strategieën om het concurrentievermogen van Turkse technoparken en startups op internationale markten te vergroten, samenwerkingsmogelijkheden met het Nederlandse technologie-ecosysteem en innovatieve benaderingen binnen de technologiediplomatie.

Ambassadeur Yazgan benadrukte in haar sociale media dat dergelijke activiteiten aantonen hoe technologiediplomatie een gelaagd en multi-actorenveld is, waarin de Turkse private sector, universiteiten en overheidsinstellingen gezamenlijk hun internationale verbindingen versterken.

FOCUS OP TECHNOLOGIEDIPLOMATIE

Het centrale thema van de bijeenkomst was technologiediplomatie, een begrip dat de afgelopen jaren steeds belangrijker is geworden. Vanuit de ambassade werd benadrukt dat het technologie-ecosysteem niet langer beperkt is tot bedrijven of universiteiten alleen, maar is uitgegroeid tot een gelaagd en multi-actorenveld waarin private sector, academische wereld en publieke instellingen gezamenlijk optrekken.

In dit kader werd het belang besproken van diplomatieke vertegenwoordigingen bij het faciliteren van toegang van in Turkije ontwikkelde technologieën en startups tot mondiale markten. Ambassades beperken zich niet langer tot politieke en consulaire taken, maar fungeren steeds vaker als bruggen die economische en technologische samenwerking mogelijk maken.

NEDERLAND EN DE EUROPESE MARKT OP TAFEL

Tijdens de gesprekken werd de strategische positie van Nederland binnen Europa expliciet besproken. Met name het technologie-, innovatie- en startup-ecosysteem in en rond Amsterdam en Rotterdam biedt aanzienlijke kansen voor Turkse ondernemers. De open innovatiecultuur van Nederland, het internationale investeerdersnetwerk en de sterke samenwerking tussen universiteiten en industrie werden genoemd als aandachtspunten voor Turkse technoparken.

Vertegenwoordigers van YTÜ Yıldız Technopark en Entertech Istanbul Technopark gaven informatie over de R&D-capaciteit van de bedrijven binnen hun structuren, hun exportpotentieel en hun mondiale concurrentiekracht. Ook sectoren met groeipotentieel op de Nederlandse markt, mogelijke samenwerkingsgebieden en structurele kansen en uitdagingen voor Turkse ondernemers kwamen aan bod.

SAMENWERKING TUSSEN UNIVERSITEIT, TECHNOPARK EN OVERHEID

Tijdens de bijeenkomst werd benadrukt hoe cruciaal de samenwerking tussen universiteiten, technoparken en overheidsinstellingen is in het internationaliseringsproces. De ervaring van Yıldız Technopark in het commercialiseren van academische kennis en de ondersteuning van ondernemerschap en R&D door Entertech Istanbul Technopark werden als voorbeeldmodellen genoemd.

Gezamenlijke programma’s die gericht zijn op internationale markten dragen bij aan de zichtbaarheid van het Turkse technologie-ecosysteem. Vanuit de ambassade werd benadrukt dat dergelijke initiatieven een belangrijk voordeel bieden bij het opbouwen van vertrouwen en contacten met Nederlandse partners.

NIEUWE KANSEN VOOR ONDERNEMERS

Een ander belangrijk agendapunt was het vergroten van de zichtbaarheid van Turkse startups en technologiebedrijven in Europa. Er werd van gedachten gewisseld over contacten met Nederlandse investeerders, gezamenlijke R&D-projecten en de integratie van Turkse bedrijven in Europese technologienetwerken.

Binnen de ambassade werd aangegeven dat dergelijke contacten gericht zijn op het ontwikkelen van concrete samenwerkingen en langetermijnprojecten, waarbij diplomatieke missies een faciliterende rol vervullen.

ONDERDEEL VAN EEN MONDIALE VISIE

De bijeenkomst in Den Haag wordt gezien als een weerspiegeling van Turkije’s recente focus op innovatie, technologieproductie en mondiale integratie. Het samenwerkingsmodel waarin universiteiten, technoparken, private sector en overheid gezamenlijk optreden, heeft tot doel het internationale technologiemerk van Turkije te versterken.

De contacten van de delegaties van YTÜ Yıldız Technopark en Entertech Istanbul Technopark in Den Haag gelden niet alleen als relevant voor bestaande samenwerkingen, maar ook als een stap die de basis legt voor toekomstige strategische partnerschappen.

DE ACHTERGROND VAN DE FOTO IN DEN HAAG
WAAROM TECHNOLOGIEDIPLOMATIE BELANGRIJK IS EN WAT DEZE BIJEENKOMST BETEKENT

Op het eerste gezicht kan de bijeenkomst op de Turkse Ambassade in Den Haag met deelname van YTÜ Yıldız Technopark en Entertech Istanbul Technopark worden gezien als een klassiek diplomatiek bezoek. Het beeld dat naar voren komt, wijst echter op een klein maar betekenisvol onderdeel van Turkije’s stille en vastberaden technologiegedreven buitenlandse opening.

De foto toont meer dan enkele bestuurders die samenkomen. Zij weerspiegelt een nieuwe diplomatieke benadering waarin universiteiten, technoparken, ondernemers en de staat gezamenlijk optreden.

VAN KLASSIEKE DIPLOMATIE NAAR TECHNOLOGIEDIPLOMATIE

Jarenlang werden ambassades vooral geassocieerd met politieke relaties, consulaire diensten en handelscontacten. Met de opkomst van digitalisering, R&D en innovatie als bepalende factoren in mondiale concurrentie, is ook de rol van diplomatieke missies veranderd.

De boodschap uit Den Haag is duidelijk. Diplomatie vindt niet langer alleen plaats tussen staten, maar ook tussen ecosystemen. Universiteiten, technoparken, startups en investeerders zijn uitgegroeid tot natuurlijke actoren in dit proces.

Structuren zoals YTÜ Yıldız Technopark en Entertech fungeren als dragers van deze nieuwe diplomatieke taal op het terrein.

WAAROM NEDERLAND?

Het antwoord op deze vraag is niet alleen geografisch, maar vooral strategisch. Nederland is een van de kleinste landen van Europa, maar heeft een onevenredig grote impact op het gebied van technologie, logistiek en innovatie.

Amsterdam en omgeving vormen niet alleen een ontmoetingspunt voor startups, maar ook voor multinationale technologiebedrijven, onderzoekscentra en durfkapitaalfondsen. De open innovatiecultuur, bestuurlijke flexibiliteit en het gemak van internationaal zakendoen maken Nederland aantrekkelijk voor Turkse ondernemers.

Den Haag vormt het diplomatieke en institutionele hart van dit ecosysteem. In die zin is de bijeenkomst op de ambassade zowel symbolisch als uiterst passend.

WAAROM TECHNOPARKEN STEEDS BELANGRIJKER WORDEN

In Turkije werden technoparken lange tijd vooral gezien als structuren met fiscale voordelen. Dat beeld is aan het veranderen. Zoals blijkt uit de voorbeelden van Yıldız Technopark en Entertech zijn deze structuren uitgegroeid tot actoren die academische kennis commercialiseren, startups voorbereiden op mondiale markten en internationale samenwerkingen tot stand brengen.

De bijeenkomst in Den Haag laat zien dat technoparken niet langer alleen op de binnenlandse markt gericht zijn, maar actief deelnemen aan de mondiale concurrentie.

DE BETEKENIS VAN HET MULTI-ACTORENBOODSCHAP

Afbeelding met kleding, persoon, muur, overdekt Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

De nadruk op een gelaagde en multi-actorenstructuur raakt de kern van de zaak. Succes op technologisch gebied is niet mogelijk door inspanningen van één enkele instelling of sector.

Zonder universiteiten geen kennisproductie.
Zonder technoparken geen groei.
Zonder startups geen internationalisering.
Zonder internationalisering geen economische opbrengst van diplomatie.

De foto uit Den Haag laat zien dat deze schakels gelijktijdig in werking zijn.

WAT KONDIGT DEZE BIJEENKOMST AAN?

Dergelijke ontmoetingen leveren zelden direct grote krantenkoppen op. Op middellange en lange termijn creëren zij echter contact, vertrouwen en netwerken. Een Turkse startup die morgen een investering vindt in Nederland, een universiteit die toetreedt tot een gezamenlijk R&D-project of een technoparkbedrijf dat de Europese markt betreedt, is het resultaat van stappen die vandaag worden gezet.

Daarom moet deze bijeenkomst niet worden gezien als een los bezoek, maar als een stille illustratie van Turkije’s technologiegedreven buitenlandse beleidsinstrumenten.

De conclusie is helder. Turkije moet in de technologische wedloop niet alleen aanwezig zijn met producten, maar ook met denkkracht en netwerken. De foto die in Den Haag werd genomen, vertelt precies dit verhaal.

Een diplomatieke taal waarin ondernemerschap, universiteiten en innovatie centraal staan, los van de schaduw van klassieke politiek.

Misschien is dit wel een klein maar betekenisvol kader van het nieuwe verhaal dat Turkije aan de wereld wil vertellen.

                                        *****************

STRATEGISCHE LIFE SCIENCES-OPENING VAN TURKSE TECHNOPARKEN IN NEDERLAND

AMSTERDAM,- In het kader van de internationale openstelling van het Turkse technologie- en ondernemerschapsecosysteem hebben de contacten onder leiding van İTÜ ARI Technokent in Nederland nieuwe en strategische samenwerkingen geopend, met name op het gebied van life sciences. Volgens informatie gedeeld door algemeen directeur Prof. Dr. Attila Dikbaş gingen deze bezoeken verder dan een reeks gesprekken en legden zij de basis voor een duurzame wetenschaps- en technologiebrug tussen Turkije en Nederland.

Afbeelding met kleding, person, Menselijk gezicht, pak Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

De delegatie van İTÜ ARI Technokent voerde samen met Life Sciences-coördinator Dr. H.C. Asım Şengör en vertegenwoordiger internationale betrekkingen Gözde Kara Günaydın gesprekken op het gebied van landbouw, voedseltechnologie en biotechnologie. Naast mogelijke samenwerkingen kwamen ook juridische infrastructuren, gedeelde datasystemen en duurzame samenwerkingsmodellen aan bod.

De delegatie sprak tevens met academische en professionele juridische kringen om lokale dynamieken beter te begrijpen. In gesprekken met juridisch academicus Dr. Can Atik en vertegenwoordigers van het Europese octrooi- en merkenkantoor NLO werden deelname van Turkse startups aan Europese samenwerkingsprojecten en versterking van intellectuele eigendomsprocessen besproken.

Afbeelding met Menselijk gezicht, kleding, persoon, glimlach Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Een belangrijk onderdeel van het programma was het bezoek aan het Entertech Amsterdam-kantoor. Hier vonden gesprekken plaats met ambassadeur Fatma Ceren Yazgan, Dr. Muhammed Kasapoğlu en universitair hoofddocent Muhammet Garip. Drie universitaire technoparken spraken de intentie uit om hun krachten te bundelen en in Nederland een gezamenlijk samenwerkingsprogramma te ontwikkelen, met steun van de ambassade.

Prof. Dr. Attila Dikbaş benadrukte dat deze contacten een belangrijke basis vormen voor een duurzame wetenschaps- en technologiebrug op de lange termijn en bedankte Rıza Kadılar, Barış Kavaklı en Esra Acar Koç voor hun bijdragen.

Deze bezoeken worden gezien als een cruciale stap in het verdiepen van Turkije’s relaties met Europa op het gebied van life sciences en geavanceerde technologie.

                                                  ****************

TURKS IN TECH-BIJEENKOMST IN AMSTERDAM: BIJNA 150 TURKSE TECHNOLOGIEPROFESSIONALS ONDER ÉÉN DAK

AMSTERDAM,-Turkse technologieprofessionals, ondernemers en investeerders die in Nederland wonen, kwamen in Amsterdam samen tijdens de traditionele grote bijeenkomst van Turks in Tech. Met een opkomst van bijna 150 deelnemers trok het evenement de aandacht als een belangrijk moment voor de versterking van het diaspora-ecosysteem en het ontstaan van nieuwe samenwerkingen.

Afbeelding met kleding, Menselijk gezicht, persoon, person Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

De bijeenkomst werd georganiseerd door Turks in Tech en bijgewoond door ambassadeur Fatma Ceren Yazgan. Zij sprak met technologieprofessionals over haar visie en benadrukte het belang van solidariteit binnen de diaspora. Haar aanwezigheid werd door deelnemers gezien als een bron van motivatie.

Afbeelding met kleding, persoon, Menselijk gezicht, person Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

De hoofdsponsor van het evenement was BetterUp. De zorgvuldige organisatie en inhoud werden door de deelnemers gewaardeerd. Ook de Turks in Tech Ambassador-leden Hande Karabıyık en Harun Yılmaz leverden actieve bijdragen aan het programma.

Tijdens het evenement presenteerden ondernemers hun projecten met uiteenlopende en vaak spontane presentatiestijlen. Aytaç Seyfioğlu, Hande Karabıyık, Lara Çağla K., Kubilay Ekşioğlu en Sevil Kubilay gaven met hun creatieve ideeën extra kleur aan de bijeenkomst.

Afbeelding met kleding, persoon, glimlach, person Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Het vrijwilligersteam speelde een belangrijke rol in het soepele verloop van het evenement. De deelnemers gaven aan dat de sfeer niet alleen professioneel was, maar ook warm en gebaseerd op onderlinge solidariteit.

De Turks in Tech-bijeenkomst in Amsterdam maakte het menselijke kapitaal van het Turkse technologie-ecosysteem in Nederland zichtbaar en legde de basis voor duurzame relaties tussen de deelnemers. Het evenement liet opnieuw zien dat diaspora-gedreven technologiecommunities steeds sterker worden.

WAT BETEKENEN DE STAPPEN DIE IN NEDERLAND ZIJN GEZET EN WAT KOMT HIERNA?

De ontwikkelingen die zich in korte tijd in Nederland hebben voorgedaan, laten zien dat Turkije op het gebied van technologie en ondernemerschap niet langer een toevallige, maar een geplande en strategische internationale opening nastreeft. Universiteiten, technoparken, ondernemers, investeerders en de diaspora zijn gelijktijdig en doelgericht in beweging gekomen. Dit beeld maakt duidelijk dat het Turkse technologie-ecosysteem zich niet meer beperkt tot produceren, maar zich steeds bewuster richt op het positioneren van die productie in de juiste markten, met de juiste partners en binnen een doordacht diplomatiek kader.

Wanneer de technologiediplomatie rond de Turkse Ambassade in Den Haag, de life sciences-gerichte initiatieven van İTÜ ARI Technokent en de Turks in Tech-bijeenkomst in Amsterdam samen worden bekeken, ontstaat een helder totaalbeeld. Staatsbeleid, academische kennis, ondernemerschap en de kracht van de diaspora komen voor het eerst zo zichtbaar en gelijktijdig samen. Dit wijst erop dat de vaak benoemde maar zelden concreet uitgewerkte ecosysteembenadering nu daadwerkelijk vorm begint te krijgen.

Tegelijkertijd is dit een cruciaal kantelpunt. Bezoeken, bijeenkomsten en netwerkevenementen betekenen op zichzelf nog geen succes. Doorslaggevend zal zijn of deze contacten kunnen uitgroeien tot duurzame samenwerkingen, gezamenlijke projecten, investeringsbeslissingen en structurele partnerschappen. In een competitief en hoogwaardig ecosysteem als dat van Nederland zijn continuïteit, opvolging en professionele coördinatie onmisbaar.

De vervolgstappen liggen dan ook voor de hand. Het is van belang dat gezamenlijke programma’s tussen technoparken en universiteiten in Nederland verder worden geïnstitutionaliseerd. Startups moeten niet via individuele inspanningen, maar via gestructureerde ondersteuningsmechanismen toegang krijgen tot de Europese markt. Tegelijkertijd wordt van technologieprofessionals binnen de diaspora verwacht dat zij hun rol verder verdiepen, niet alleen als deelnemers aan bijeenkomsten, maar ook als mentoren, investeerders en projectpartners.

Alles overziend kunnen de stappen die in Nederland zijn gezet worden beschouwd als de eerste pagina’s van een nieuw technologieverhaal van Turkije. Of dit verhaal uitgroeit tot een overtuigend succes, zal afhangen van de mate waarin deze stappen met geduld, consistentie en gezamenlijke visie worden voortgezet. De foto’s van vandaag kunnen de koppen van morgen worden. Daarvoor is één voorwaarde essentieel: de juiste stappen mogen niet halverwege blijven steken.