Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamlayan Ayşe Gültutan’ın, Rotterdam merkezli tezi, Hollanda’daki Türk toplumunun kültürel dönüşümünü gözler önüne seriyor…

Hollanda’daki Türk toplumunun göçten bugüne uzanan sosyokültürel serüveni artık daha derinlikli ve bilimsel bir zemine oturmuş durumda.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, persoon Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
İlhan KARAÇAY yazdı:

Hollanda’daki Türk toplumunun göçten bugüne uzanan sosyokültürel serüveni, artık daha derinlikli ve bilimsel bir zemine oturmuş durumda. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamlayan Ayşe Gültutan, “Hollanda’da Yaşayan Türklerde Sosyokültürel Hayat: Rotterdam Örneği” başlıklı teziyle bu dönüşümün izini sürdü.

Özellikle 1960’lardan itibaren şekillenen göçmen kimliği ve kuşaklar arası kültürel geçişlerin incelendiği bu çalışma, Rotterdam’ı merkez alarak Hollanda’daki Türk varlığının 60 yıllık evrimini mercek altına alıyor.

GÖÇTEN YERLEŞİK HAYATA:
HOLLANDA’DAKİ TÜRKLERİN 60 YILLIK HİKÂYESİ

Ayşe Gültutan, tezinde Türklerin Hollanda’ya ilk olarak 1964’te, iş gücü açığını kapatmak üzere geldiklerini, ancak zamanla bu göçün kalıcı bir yerleşime dönüştüğünü vurguluyor. Gültutan, Rotterdam gibi büyük liman şehirlerinin, sundukları istihdam ve ulaşım imkânlarıyla Türkler için cazip birer yaşam alanına dönüştüğüne dikkat çekiyor.

Kayseri, Yozgat, Karaman, Konya ve Aksaray gibi şehirlerden gelen Türkler, Rotterdam’da kendi mahallelerini oluşturdular. Bugün dahi Feijenoord, Delfshaven ve Charlois gibi semtlerde Türk marketleri, camiler, kahvehaneler ve dernek merkezleri yoğun olarak yer alıyor.

SAHA ÇALIŞMASIYLA DESTEKLENEN BİR TEZ: CAMİLERE, DERNEKLERE VE TÜRK KAFELERİNE YOLCULUK

Gültutan, tez sürecinde Rotterdam’da yaşayan Türklerle birebir görüşmeler gerçekleştirdi. Kartopu örnekleme yöntemiyle seçilen katılımcılarla derinlemesine mülakatlar yaptı, gözlem teknikleriyle sosyal yaşamın iç dinamiklerini analiz etti.

Kocatepe, Anadolu, Mevlana ve Gültepe camilerinde birebir gözlemler yaparak, ibadet mekânlarının yalnızca dini değil, aynı zamanda sosyal işlevler de üstlendiğini tespit etti. Türk kafelerinde gençlerin sosyalleşme alışkanlıklarını inceledi; kadın dernek toplantılarına katıldı; düğün ve sünnet organizasyonlarında geleneklerin nasıl yaşatıldığını yerinde gözlemledi.

Afbeelding met hemel, buitenshuis, tekst, gebouw Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
          Mevlana                       Gültepe                           Anadolu                   Kocatepe

Bu saha çalışmaları sırasında ortaya çıkan en çarpıcı bulgu, Türklerin hem dini hem kültürel ritüellere bağlılıklarını sürdürürken, aynı zamanda Hollanda kültürüyle temas ettikçe melez kimliklerin doğduğuydu.

ŞAHSIMIN DA KATKIDA BULUNDUĞU, BİR BELGESEL DEĞERİNDE ÇALIŞMA

Afbeelding met persoon, kleding, Menselijk gezicht, person Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Ayşe Gültutan, tez sürecinde benimle de bir araya geldi. Yarım yüzyılı aşkın süredir Avrupa’daki Türklerin hikâyesini haberleştiren bir gazeteci olarak, bu çalışmaya katkı sunmaktan onur duydum.

Gültutan, geçmişte yazdığım yazılarımı, röportajlarımı ve arşiv belgelerimi inceledi. Hollanda’daki Türk toplumunun kuruluş dönemlerine, ilk bayram kutlamalarına, cami ve dernekleşme süreçlerine dair kaleme aldığım belgeler, tezin tarihî arka planına derinlik kattı.

Şahsımın şu anlatımı da çalışmaya dahil edildi:
“Burada ilk kuruluşumuz dini oldu. O da ihtiyaç kaynaklıydı, bir mescit kuruldu. Sonrasında cami kurma hedeflendi. Türkler kendi aralarında toplanan paralarla, bazen de belediyeler yardımıyla kullanılmayan kiliseleri satın aldılar. Bugün Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı 148 cami, Millî Görüş’e bağlı 30’dan fazla cami, Alevi Cem Evleri ve çeşitli ideolojik gruplara ait ibadethaneler var. Ayrıca, sosyal işlev kazanan Türk Spor Kulüpleri açıldı. Gençler kahvehanelerden çıkıp spora yöneldi. Esnafların sponsorluğunda, spor kulüpleri altında toplandılar. Hemşehri dernekleri ve siyasi platformlar da zamanla çoğaldı.”

GÖÇMEN KUŞAKLAR ARASINDAKİ KÜLTÜREL DÖNÜŞÜM

Afbeelding met schermopname, persoon, panorama Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Tezin en ilgi çekici bölümlerinden biri, kuşaklar arası farklılıklara odaklanıyor.
Birinci kuşak göçmenler Türkiye’ye bağlılıklarını sürdürürken, entegrasyonda mesafeli kaldılar. İkinci kuşak daha eğitimli ve Hollanda toplumuna daha entegre bir hayat kurdu.
Üçüncü ve dördüncü kuşak ise iki kimliği harmanlayarak, çok kültürlü bir yaşam biçimi benimsedi.

Örneğin, Rotterdamlı bir genç hem Kurban Bayramı’nı kutluyor hem de King’s Day’de (Kral Günü) arkadaşlarıyla eğleniyor. Ama hâlâ evde Türkçe konuşuyor, bayram sabahları büyüklerinin ellerini öpüyor ve mevlitlere katılıyor.

Bu kültürel karışıma rağmen, Ayşe Gültutan’ın gözlemleri, Türk gençlerinin hala evde Türkçe konuştuklarını, geleneksel aile bağlarına önem verdiklerini ve özellikle dini ve milli bayramlarda topluca bir araya geldiklerini göstermektedir.

HOLLANDALI TÜRKLER KİMLİĞİNİN DOĞUŞU
Afbeelding met grafische vormgeving, panorama, vlag Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Gültutan’ın çalışmasına göre, Hollanda’daki Türkler artık yalnızca göçmen bir topluluk değil; kendine özgü bir sosyokültürel kimlik oluşturmuş bir toplumdur. Artık “Hollandalı Türkler” tabiri, hem Hollanda toplumuna adapte olmuş hem de kültürel köklerine sahip çıkmayı başarmış bir topluluğu tanımlamak için kullanılmaktadır.

Bu bağlamda Ayşe Gültutan’ın tezi, yalnızca akademik bir çalışma değil, aynı zamanda Türkiye ile Hollanda arasında köprü kuran nesillerin hikâyesini belgeleyen değerli bir kaynak olmuştur.

HOLLANDA’DA HER EVDE BİRAZ TÜRKİYE YAŞATILIYOR

Ayşe Gültutan tezini tamamlarken duygularını şöyle dile getirdi:
“Rotterdam sokaklarında yürürken bir apartmanın balkonunda Türk bayrağını, bir kahvehanede Kayseri mantısını, bir camide Ramazan hazırlığını görüyorsunuz. Hollanda’da doğup büyüyen gençler bile Türk şarkılarını ezbere biliyor. Her evde biraz Türkiye yaşatılıyor.”

Afbeelding met tekst, schermopname, panorama Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

TÜRK KÜLTÜREL MEKÂNLARI VE SOSYAL ALANLAR

Gültutan’ın çalışmasında Rotterdam’daki Türk yaşamının mimarisi de gözler önüne seriliyor:

Marketler: Delfshaven ve Feijenoord’daki Türk bakkalları, Türkiye’den gelen ürünlerle mahalle yaşamının merkezi olmuş durumda.

Lokantalar: Lahmacun, pide, döner gibi tatlar, Rotterdam’ın sokaklarında adeta Türkiye havası estiriyor. Özellikle Zwart Janstraat bölgesi Türk mutfağının vitrini gibi.

Camiler ve dernek merkezleri: Sadece ibadet değil, toplumsal buluşma noktaları. Mescid-i Aksa Cami, bunlardan en eski ve köklülerden biri.

Festivaller: “Türk Kültür Günleri”, Hollanda genelindeki Türkleri bir araya getiriyor; halk oyunları, sergiler ve lezzet tanıtımlarıyla dolu etkinlikler düzenleniyor.

HOLLANDALI TÜRKLER ARTIK AYRI BİR KİMLİK

Gültutan’ın vardığı sonuca göre, Hollanda’daki Türkler artık yalnızca bir göçmen topluluğu değil. Hem Hollanda toplumuna uyum sağlamış, hem de kendi kültürel mirasını korumayı başarmış bir kimliğe sahipler: Hollandalı Türkler.

EĞİTİMDEN SPORA, HER ALANDA VARDIK

Afbeelding met tekst, krant, Lettertype Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Tezde ayrıca, Hollanda’da yaşayan Türklerin STK’lar aracılığıyla kendi kültürel kimliklerini sürdürme çabalarına da geniş yer veriliyor. Bazı örnekler:

Türkevi Vakfı (Veyis Güngör başkanlığında): Hollanda’daki Türk gençlerinin eğitimi ve sosyal uyumu için çalışmalar yürütüyor.

IOT (Inspraakorgaan Turken in Nederland- Türkler İçin Danışma Kurulu) (Şu anda Zeki Baran Başkanlığında): Hollanda’daki Türk toplumu ile hükümet arasında köprü oluşturan resmi danışma kurulu.

Hollanda Türk Spor ve Kültür Federasyonu (Maalesef görevini tamamladı):
Türk gençlerinin kurduğu futbol ve basketbol takımları, hem sosyal uyum hem de kültürel kimliğin korunması açısından önemli rol oynuyor. Rotterdam’da gençlerin kurduğu yerel kulüpler, Türk kökenli Hollandalılar arasında önemli bir bağ oluşturuyor.

Bu tez, yalnızca akademik bir belge değil, aynı zamanda Türkiye ile Hollanda arasında köprü kuran kuşakların hikâyesini taşıyan kıymetli bir kaynak olarak öne çıkıyor.

AYŞE GÜLTUTAN’IN TEZİNDEN ÇARPICI BAŞLIKLAR

Afbeelding met tekst, schermopname, menu Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Ayşe Gültutan’ın tezinde, Hollanda ile ilgili çok ilginç ve çarpıcı bölümler var.
Sizlere, Gültutan’ın tezinden bir özet sunuyorum:

  • 1964’te başlayan göçün rotası, sadece ekonomik değil kültürel bir taşınmayı da beraberinde getirdi. Türkler yanlarında yalnızca iş gücünü değil, gelenek, görenek ve inanç sistemlerini de taşıdılar. Rotterdam gibi liman şehirleri, bu kültürel taşınımın en güçlü yaşandığı alanlardan biri oldu.

  • Tezin saha araştırmasına dayalı bölümlerinde, Rotterdam’daki Türk topluluğunun gündelik yaşamı detaylıca incelendi. Camiler, kahvehaneler, kadın günleri, bayramlar, düğünler ve sünnetler gibi kültürel pratikler gözlemlendi. Türklerin sosyal yaşamda oluşturduğu mekânlar, hem kültürel aidiyetin hem de toplumsal dayanışmanın merkezleri olarak ele alındı.

  • Rotterdam’da yaşayan Türkler arasında yapılan mülakatlar, kuşaklar arasındaki farkları çarpıcı şekilde ortaya koydu.

Birinci kuşak hâlâ Türkiye odaklı bir yaşam sürerken,
İkinci ve üçüncü kuşaklar “çift yönlü bir kimlik” geliştirmiş durumda.
Dördüncü kuşak ise artık hem King’s Day’i kutluyor, hem de bayram sabahı ailesiyle bayramlaşıyor.

  • Kültürel süreklilik açısından “ev düzeni” de önemli bir belirleyici. Evlerde Türk bayrakları, geleneksel motifli seccadeler, dantelli vitrin süsleri, Osmanlıca hat levhaları ve Türkiye’den getirilen objelerle bir “görsel aidiyet” inşa ediliyor.

  • Gettolaşma ile entegrasyon arasında sıkışan Türk toplumu, zamanla daha melez bir yapıya kavuştu. Tezde, “asimilasyon” yerine “entegratif kimlik” kavramı öne çıkıyor. Gültutan’a göre, Hollanda’daki Türkler artık kültürel bir alt grup değil, kendi başına bir kültürel varlık: “Hollandalı Türkler.”

  • Türk gençlerinin sosyal hayata katılımında STK’lar büyük rol oynuyor. IOT (Türkler için Danışma Kurulu), Türkevi Vakfı, kadın dernekleri, cami komisyonları, hemşehri platformları ve spor kulüpleri gibi yapılar, hem kültürel kimliği koruyor hem de Hollanda toplumu ile köprüler kuruyor.

  • Bayramlar ve törenler, kültürel aktarımdaki en güçlü alanlar olarak tespit edildi. Hollanda’da büyüyen çocuklar bile sabah namazından sonra bayram kahvaltısına oturuyor, büyüklerinin elini öpüyor ve hâlâ Türk şarkılarını ezbere biliyorlar.

  • Dil, hâlâ en güçlü kimlik göstergesi. Evde Türkçe konuşma oranı yüksek. Tezde, Türkçenin özellikle anne-kız arasında daha güçlü biçimde aktarıldığı, ancak okula başlama ile birlikte Hollandacanın baskınlaşmaya başladığı belirtiliyor.

  • Sonuç olarak, Gültutan’ın bu tezi, yalnızca kültürel bir durum tespiti değil; aynı zamanda Avrupa’daki Türk toplumunun geçirdiği dönüşüme dair tarihî ve sosyolojik bir belgedir. Türkiye’den göç edenlerin hikâyesi, artık “Hollanda’da kök salan bir kültürel kimliğe” evrilmiştir.

  • TEZİN BÖLÜM BÖLÜM KAPSAMLI ÖZETİ

    Ayşe Gültutan, “Hollanda’da Yaşayan Türklerde Sosyokültürel Hayat: Rotterdam Örneği” başlıklı tezinde, Rotterdam’da yaşayan Türk toplumunun göç süreciyle birlikte geçirdiği kültürel dönüşümü irdeliyor. Çalışma, dört ana bölüm ve sonuç kısmından oluşuyor. Göçün tarihsel süreci, entegrasyon ve asimilasyon kavramları, gündelik yaşam pratikleri, kuşak farklılıkları, geçiş ritüelleri ve bayramlar detaylı biçimde ele alınıyor. Tez, 2022–2023 yıllarında yapılan saha araştırmalarıyla desteklenmiş nitelikte.

1. Bölüm – Göçün Sosyo-Tarihsel Arka Planı

1964’te başlayan işçi göçü, zamanla kalıcı yerleşime dönüştü. Rotterdam’ın liman kenti oluşu, istihdam alanları ve ulaşım kolaylığı, Türkler için cazip bir çekim merkezi hâline geldi. Rotterdam’da özellikle Kayseri, Yozgat, Karaman, Konya ve Aksaray kökenli Türklerin yoğunlaştığı mahalleler oluştu. Bu mahallelerde, Türk kimliği mekânsal olarak da şekillendi: camiler, marketler, dernekler, lokantalar, hatta sokak isimlerine yansıyan bir kültürel varlık oluştu.

2. Bölüm – Göç, Kimlik ve Kültür Kuramları

Bu bölümde “göç”, “entegrasyon”, “asimilasyon”, “getto”, “diaspora” gibi temel sosyolojik kavramlar açıklanıyor. Göçün sadece fiziksel değil, kültürel bir taşınım olduğu; Türklerin “kültürel bagajlarını” da yanlarında getirdiği vurgulanıyor. Hollanda’daki ilk kuşak Türkler genellikle asimilasyona direnirken, entegrasyon konusunda çekimser kalmışlardır. Ancak zamanla entegrasyon artmış, farklı kuşaklarda melez kültür kimlikleri gelişmiştir.

3. Bölüm – Sosyokültürel Hayatın İçinden: Kuşaklar ve Günlük Yaşam

Tezin saha araştırmalarında, kuşaklar arası farklılıklar net biçimde ortaya konuluyor:

  • Birinci kuşak, hâlâ memlekete bağlı, Türkçeyi baskın konuşuyor, dini ve geleneksel değerlere sıkı sıkıya bağlı.

  • İkinci kuşak, hem Türkiye hem Hollanda arasında bir “kimlik köprüsü” kurmuş durumda.

  • Üçüncü ve dördüncü kuşak, çok kültürlü kimlikler geliştiriyor; bayramda mevlide gidip, King’s Day’de eğlenebiliyorlar.

Bu bölümde ayrıca, dil kullanımı, ev düzeni, alışveriş alışkanlıkları, komşuluk, yemek kültürü, sosyal alan kullanımı, STK’lara katılım, meslek edinimi gibi başlıklar etnografik gözlemlerle sunuluyor. Özellikle kadınların kültürel aktarımda “mihenk taşı” olduğu; geleneksel değerlerin yaşatılmasında aktif rol aldıkları vurgulanıyor.

4. Bölüm – Geçiş Dönemleri, Törenler ve Bayramlar

Bu bölümde, Hollanda’daki Türklerin doğum, sünnet, evlilik, askerlik ve ölüm gibi geçiş dönemlerindeki pratikleri ayrıntılı biçimde inceleniyor. Düğün salonları, sünnet organizasyonları, “kadınlar günü” buluşmaları gibi geleneksel yapılar Hollanda’daki yaşam tarzına uyarlanmış şekilde sürdürülüyor.

Bayramlar ise kültürel aktarımın en güçlü alanları:

  • Kurban ve Ramazan Bayramları hâlâ geniş katılımla kutlanıyor.

  • Millî bayramlar Türkiye kökenli STK’lar ve dernekler aracılığıyla yaşatılıyor.

  • Hollanda’daki yerel bayramlara (örneğin Kral Günü) katılım artmış olsa da, Türk bayramları kimlik vurgusu açısından öne çıkıyor.

“HOLLANDALI TÜRKLER” KAVRAMI

Afbeelding met kleding, persoon, overdekt, stoel Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Tez, göçmen Türk toplumunun artık yalnızca bir azınlık değil, kendine özgü bir sosyokültürel yapı oluşturduğunu vurguluyor. “Hollandalı Türkler” ifadesi, hem Hollanda’ya entegre olmuş hem de kültürel köklerine bağlı kalan yeni bir kimliğin adıdır.
Ayşe Gültutan’a göre, her Türk evinde biraz Türkiye yaşatılıyor ve bu yaşatım, artık çok kültürlü Hollanda’nın bir parçası hâline gelmiştir.