Konsolosluk bünyesinde kurulan, ‘Kadınların Güçlenmesi ve Entegrasyonu Birimi’, Türk Sivil Toplum Kuruluşları ile rekabet izlenimi yaratıyor.
Türkiye 1992 Güzeli Özlem Kaymaz’ı, konsolosluk ekibine katan ve Kadın Hakları birimi oluşturan Fahri Konsolos Titus Kramer, Hollanda’daki ‘Türk Kadın Dernekleri’nin tepkisini çekti.
Fahri Konsolosluk’ta kurduğu kadronun, diplomatik liyakata uygun olmadığını, ‘Pazarlama & PR’ ve ‘Genel Sekreter’ gibi birimlerin diplomasiye yakışmadığını belirttiğim Kramer’in daha ne kadar pot kırması bekleniyor?
(Haberin Hollandacası en altta. Nederlandse versie van het bericht onderaan)
İlhan KARAÇAY yazdı:
Hollanda’da Türkiye’nin Fahri Başkonsolosu olarak görev yapan Titus Kramer hakkında daha önce hem eleştirel hem de takdir dolu yazılar kaleme almıştım. Kramer, Hollanda iş dünyasında kayda değer başarılara imza atsa da, diplomatik alandaki yetersizlikleri ve tartışmalı tercihleri, yeni bir eleştiriyi daha gerekli kıldı.
Bu kez kaleme aldığım eleştirinin temelinde, geçmişte hayat hikâyesini yazdığım ancak bazı nedenlerle yayımlamadığım, son derece başarılı ve değerli bir hanımefendi yer alıyor. Söz konusu kişi, 1992 Türkiye Güzeli Özlem Kaymaz’dır. Röportajımız sırasında, Kaymaz’ın kadın hakları konusundaki duyarlılığına ve toplumsal meselelerdeki hassasiyetine tanık olmuştum. Bu yönleriyle kendisini her zaman takdir etmişimdir. Şimdi ise yıllar sonra, Kaymaz’ı Titus Kramer’in konsolosluk bünyesine kattığı bir isim olarak görüyorum. Kadın hakları konusundaki bilgi ve deneyimine hiçbir itirazım yok. Aksine, bu alanda başarılı olacağına inancım tam.
Ne var ki, Kramer’in Özlem Kaymaz’ı “Türk Kadınlarının Haklarını Koruma” amacıyla görevlendirmesi, hatta himayesine alması, çeşitli soru işaretlerini de beraberinde getirmektedir. Konsoloslukların temel görevi, sivil toplum kuruluşlarının yerine geçmek değil, bu kuruluşlara destek vermek ve onların çalışmalarını kolaylaştırmaktır. Hollanda’da uzun yıllardır aktif olarak faaliyet gösteren Türk sivil toplum kuruluşlarının alanına müdahale edilmesi, hem yanlış bir adım hem de toplumsal uyumu tehdit eden bir yaklaşım olabilir. Konsolosluğun böylesi bir misyon üstlenmesi, mevcut yapılarla gereksiz bir rekabet ortamı yaratmakta ve diplomatik hassasiyetleri zedelemektedir.
HOLLANDA TÜRK KADINLARI DERNEĞİ’NDEN DOSTÇA ÇAĞRI
Hollanda’da faaliyet gösteren Hollanda Türk Kadınları Derneği’nin Başkanı Sibel Saki ve Denetleme Kurulu Başkanı Birgül Gültekin Özşahin, Fahri Konsolosluk bünyesinde kurulan “Kadınların Güçlenmesi ve Entegrasyonu Birimi” konusunda ayrı ayrı açıklama yaptılar.
BAŞKAN SİBEL SAKİ’NİN AÇIKLAMASI:
Hollanda Türk Kadınları Derneği olarak, yıllardır Türk kadınlarının güçlenmesi, haklarının korunması ve topluma entegrasyonu konusunda aktif çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda, her türlü olumlu girişimi desteklemeyi sorumluluk kabul ediyoruz. Ancak, bu amaca hizmet eden çalışmalarda sivil toplum kuruluşlarının deneyimlerinden ve mevcut yapılarından faydalanmanın daha etkili sonuçlar doğuracağına inanıyoruz.
Son dönemde, Hollanda’daki Fahri Konsolosluk bünyesinde kurulan “Kadınların Güçlenmesi ve Entegrasyonu Birimi” çalışmalarını dikkatle takip ediyoruz. Kadın hakları konusundaki her katkıyı önemsemekle birlikte, bu tür girişimlerin mevcut sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde gerçekleştirilmesinin daha yapıcı ve etkin olacağını düşünüyoruz. Sivil toplum kuruluşları yıllardır bu alanda derin tecrübelere sahip olup, toplumsal ihtiyaçları daha yakından tanımakta ve sahaya dair daha çözüm odaklı yaklaşımlar sunmaktadır.
Fahri Konsoloslukların, sivil toplum kuruluşlarıyla rekabet etmek yerine, bu kuruluşların çalışmalarını destekleyici ve kolaylaştırıcı bir rol üstlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu, hem toplumun dinamiklerine duyarlı bir yaklaşım olacak hem de toplumsal uyumu daha sağlıklı kılacak bir adım olacaktır. Konsoloslukların destekleyici bir pozisyonda bulunması, sivil toplumun çalışmalarına katkı sağlayarak daha güçlü bir toplumsal dayanışmanın oluşmasına aracılık edecektir.
Özellikle uzun yıllardır süreklilik arz eden çalışmalarımızın, son gelişmelere paralel olarak göz ardı edilmesi veya ikinci planda bırakılması endişelerimizi artırmaktadır. Bu nedenle, söz konusu birimin mevcut sivil toplum kuruluşları ile daha yoğun bir iş birliği ve istişare içinde çalışmasını temenni ediyoruz.
Sonuç olarak, Türk kadınlarının haklarının korunması ve topluma entegrasyonunun güçlendirilmesi konusunda tüm tarafları, dayanışma ve ortak hareket etmeye davet ediyoruz.
Sibel Saki
Hollanda Türk Kadınları Derneği Başkanı
DENETLEME KURULU BAŞKANI BİRGÜL GÜLTEKİN ÖZŞAHİN’İN AÇIKLAMASI
Hollanda Türk Kadınları Derneği olarak, basın aracılığıyla Fahri Konsolosluğun Türk kadınlarına yönelik bir birim oluşturduğunu öğrendik. Kadınların güçlenmesi ve topluma entegrasyonunun desteklenmesi amacıyla atılan her adımı önemli ve değerli buluyoruz. Ancak, böylesi anlamlı bir girişimin, Hollanda’da uzun yıllardır aktif çalışan Kadınlar Dernekleri ile istişare edilerek ve iş birliği içinde planlanmasının daha sağlıklı ve etkili olacağını düşünüyoruz.
Toplumun değişen ihtiyaçlarını daha yakından takip eden sivil toplum kuruluşları olarak, kadın hakları ve entegrasyon konusunda tecrübe ve birikimlerimizi paylaşmaya her zaman açığız. Bu noktada, amacımız topluma en fazla katkıyı sağlamak ve ortak hedefler doğrultusunda birlikte yürümektir. Karşılıklı diyaloğun gelişimine açık olduğumuzu ve toplumsal fayda adına görüşme yapmaya hazır olduğumuzu belirtmek isteriz.
Sivil toplumun dayanışma ve iş birliği ruhuyla yükseleceğine inanıyor, her türlü ortak çalışmaya destek vermekten memnuniyet duyacağımızı ifade etmek istiyoruz.
Birgül Gültekin Özşahin
HTKB Denetleme Kurulu Başkanı
ÖZLEM KAYMAZ VE DİĞER KONULAR
Özlem Kaymaz ve Kadın Hakları konusuna az sonra yeniden gireceğim. Ama şimdi diğer konular:
DİPLOMATİK LİYAKATSİZLİK VE KRAMER’İN KADRO TERCİHLERİNDEKİ SORUNLAR
Kramer’in diplomatik konularda kifayetsiz kadro seçimleri, görev anlayışının sorgulanmasına neden olmaktadır. Özellikle Genel Sekreter gibi diplomatik yeterliliği tartışmalı kişilerle çalışması, kendisinin diplomasiye olan yaklaşımındaki eksiklikleri ortaya koymuştur.
KONSOLOSLUKTA ALIŞILMADIK UNVANLAR VE DİPLOMASİYE YAKIŞMAYAN ATAMALAR
Kramer’in “Pazarlama & PR” ünvanıyla bir çalışanı görevlendirmesi de tartışmalıdır. Zira diplomatik misyonlarda bu tür ticari unvanlara yer verilmez. Konsoloslukların asli görevi, vatandaşların haklarını korumak ve resmi diplomatik ilişkileri yürütmektir. Bu tür unvanlar, konsolosluğun görev tanımını aşmakta ve kurumsal ciddiyeti zedelemektedir.
DİPLOMASİDE TİCARİ ÇIKARLARIN GÖLGESİ VE KRAMER’İN SINIRI AŞAN HAMLELERİ Konsolosluk görevinin dışına çıkılarak, şahsi ticari faaliyetlerini ön plana alma görünümü kabul edilemez. Hollanda’da faaliyet gösteren çok sayıda Türk iş insanları varken ve bu insanlar dernekleşmişken, Kramer’in kendi ticari çıkarlarını öne çıkardığı izlenimi veren girişimlerde bulunması, hem toplumsal hem de etik açıdan sorunludur.
Titus Kramer, diplomatik görev tanımını aşan uygulamaları, kadro tercihleri ve STK’larla olan ilişkileri yeniden değerlendirilmelidir. Fahri başkonsolosluk görevi, kişisel çıkarların ön planda olduğu bir makam değil, topluma hizmet amacı taşıyan, objektif ve tarafsız bir sorumluluktur.
CABASI DA VAR…
Titus Kramer’in ‘Pazarlama & PR’ sorumlusu olarak göreve aldığı kişi, Lahey Büyükelçiliğimiz ile yapılan özel görüşmeleri, facebook hesabında ‘yararlı görüşmeler yaptık’ şeklinde ifşa etmektedir.
Pazarlama sorumlusu, büyükelçi ile video çekiminde ve Facebook hesabında büyükelçi
Aynı kişi Büyükelçimiz ile yaptığı video röportajlarını da Fahri Konsolosluğun web sayfasına koymaktadır. Bir konsolosluğun ‘Pazarlama & PR’ sorumlusunun bu girişimleri de diplomatik etiğe yakışmamaktadır.
Anlayacağınız, Fahri Konsolosluk, Kadın Hakları Dernekleri ile giriştiği rekabeti, medya ile de sürdürmektedir.
Rekabetin bir de Türk İş Adamları Dernekleri yönü var ama bu konuya sonra değineceğim.
ŞİMDİ GELELİM MUHTEŞEM GELİŞME VE YANLIŞ SAHİPLENMEYE
Gelişme konusunun kahramanı Özlem Kaymaz.
Kendisiyle yıllar önce tanışmış, uzun bir çalışmadan sonra bir röportaj hazırlamıştım.
Röportajımın başlığı alttaki fotoğrafta:
Özel istek ve nedenlerle yayınlamadığım bu röportajın bir bölümünde, kadınlar için şunları söylemişti Özlem Kaymaz: “Şu anda mesleğimin tam açılımı, ‘Bütünsel yaşam rehberliği’.
Yaşam koçluğu, seminerler , gurup çalışmaları ve bireysel seanslar olarak burada Hollanda da devam edecek. Zihin, Beden ve Ruh üçlüsünü dengeye getirerek yaşam ile savaşmak, sınavlar vermek ve hayal kırıklıkları yaratan paternleri artık tekrarlamamak için çıkılan yolculukta, benim görevime verdiğim isim..
Türk kadınları tek hedef kitlem değil.. Hollandalı vatandaşlar ile de çalışmaya başladım.. Lisanı ve kültürü tanımam bu konuda avantaj”.
NEREDEN NEREYE? Özlem Kaymaz, kadın haklarıyla savaşmak için neler yaptı bilmiyorum ama, yıllar sonra bir Fahri Konsolosluğun himayesine girmesi, kendisi için tabii ki çok olumlu ve yararlı bir gelişmedir.
Ben şimdi için için hayıflanıyorum ve ‘Keşke Fahri konsolosluğun bünyesinde değil, desteğinde veya sponsorluğunda bir girişim yapsaydı’ diyorum.
Aynı sözleri Titus Kramer için de söylüyorum: ‘Özlem Kaymaz’ı keşke konsolosluk bünyesine alıp, diğer Kadın Dernekleri ile bir rekabet yarışına girmeseydiniz de, destekleseydiniz veya sponsor olsaydınız.’
ÖZLEM KAYMAZ FAHRİ KONSOLOSLUK WEB SAYFASINDA
Özlem Kaymaz ve Titus Kramer ile Kadınların Güçlenmesi & Entegrasyonu Biriminin Lansmanı
Hollanda’daki Türk Kadınları İçin Yeni Bir Dönem Başlıyor:
Kadınların Güçlenmesi ve Entegrasyonu Birimi Lansmanı
Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Hollanda’daki Türk kadınları için yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor.
Hollanda’daki Türkiye Cumhuriyeti Fahri Konsolosluğu bünyesinde resmî olarak kurulan Kadınların Güçlenmesi ve Entegrasyonu Birimi, Türk kadınlarının toplumdaki rolünü güçlendirmek, başarılarını görünür kılmak, yeni nesile ilham vermek ve entegrasyon süreçlerinde onlara rehberlik etmek amacıyla hayata geçirilmiştir.
Özlem Kaymaz: Cesaretin, Azmin ve Özgünlüğün Simgesi
Özlem Kaymaz, içsel gücün dönüştürücü etkisini en iyi şekilde yansıtan, cesaret, azim ve özgünlükle şekillenen bir hayat hikayesine sahiptir.
1992 yılında Türkiye Güzeli ünvanını kazanarak adını duyuran Kaymaz, yalnızca güzellik dünyasında değil, spor, medya, diplomasi ve toplumsal kalkınma alanlarında da önemli bir rol üstlenmiştir. Günümüzde ise, Hollanda’daki Türkiye Cumhuriyeti Fahri Konsolosluğu bünyesinde Kadınların Güçlenmesi ve Entegrasyonu biriminin liderliğini yürüterek, kadınları destekleme ve toplulukları birbirine bağlama misyonu ile yola çıkmıştır.
Spor Şampiyonluğundan Türkiye Güzeline Özlem Kaymaz, rekabetçi ruhu ve kararlılığıyla daha genç yaşlardan itibaren fark yaratmıştır. Spor alanında gösterdiği üstün performans sayesinde iki farklı branşta, yüzme ve Rüzgar sörfünde Türkiye şampiyonu olmuş ve uluslararası organizasyonlarda Milli takımda ülkesini başarıyla temsil etmiştir. Akademik hayatında ise, İstanbul’un köklü eğitim kurumlarından Liceo Italiano di Istanbul‘da aldığı eğitim ona güçlü bir entelektüel temel kazandırmış, aynı zamanda Türkçe, İtalyanca, İngilizce ve sonradan Hollandaca olmak üzere dört dili akıcı bir şekilde konuşmasını sağlamıştır.
1992 yılında Türkiye Güzeli seçilmesi, onun yaşamında bir dönüm noktası olmuştur. Bu ünvan, ona yalnızca moda ve medya dünyasının kapılarını açmak ile kalmamış, aynı zamanda modern Türk kadınının temsilcisi olma sorumluluğunu da beraberinde getirmiştir. Sporcu kimliğiyle de ilklere imza atan Kaymaz, Dünya Kupası’na katılan ilk Türk kadın rüzgar sörfçüsü ünvanını alarak bir öncü olmuş ve top model olarak yabancı dergilerin ulusal kapaklarında yer alan ilk Türk kızı olarak ses getirmiştir.
Tüm bu başarılarının ötesinde, genç yaşta katıldığı diplomatik devlet ziyaretleri ile Türkiye’yi uluslararası arenada temsil etmiş, dünya çapında Türk kadınlarının imajını güçlendirmek için önemli girişimlerde bulunmuştur.
Kişisel Mücadele ve Yeni Bir Misyon
1997 yılında evlenerek Hollanda’ya taşınan Özlem Kaymaz, hayatının bu döneminde ailesine odaklandı. Ancak, 2011 yılında ailesi ile birlikte Türkiye’ye döndükten sonra gelen boşanmanın ardından yeni bir yolculuğa başladı. Bu süreçte, çocuğunun eşine az rastlanır sağlık mücadelesiyle ilgili samimi hikayesini paylaşarak geniş kitlelere ilham verdi. Karşılaştığı zorluklara rağmen gösterdiği dayanıklılık ve koşulsuz anne sevgisi, onu bir anne olarak fedakarlığın ve gücün simgesi haline getirdi.
Hollanda’ya geri döndüğünde, yıllar içinde edindiği bilgi ve deneyimleri paylaşma kararı aldı. Mind Freedom & Transformation programını geliştirerek dünya çapında yüzlerce Türk kadınının kişisel gelişim, özgüven ve girişimcilik alanlarında güçlenmesine öncülük etti. 2018 yılında gerçekleştirdiği “Koşulsuz Sevgi” başlıklı TEDx konuşması, geniş kitlelere ulaştı ve onun birçok insan için ilham, cesaret ve yol gösterici olmasını sağladı.
Kadınların Güçlenmesi ve Entegrasyonu Liderliği
Özlem Kaymaz, bugün Hollanda’daki Türkiye Cumhuriyeti Fahri Konsolosluğu bünyesinde kurulan Kadınların Güçlenmesi ve Entegrasyonu Birimi‘nin öncülerinden biridir. Bu yeni oluşum, Hollanda’da yaşayan Türk kadınlarını güçlendirmek, bir araya getirmek ve başarılarını görünür kılmak amacıyla hayata geçirilmiştir. Özlem, bu misyon çerçevesinde, Türk kadınlarının Hollanda toplumundaki konumlarını güçlendirmeye ve birbirlerini destekleyen, ilham veren bir kadın topluluğu oluşturmaya ve yaşanan göç nedeni ile değişen Türk diasporasında Türk kadınının imajını dönüştürmeye, kültürel mirasa sahip çıkarak bütünleştirici, kapsayıcı bir topluluk oluşturmaya odaklanmaktadır.
Konsolosluk çatısı altında yürüttüğü çalışmalarla yalnızca Türk topluluğuna değil, uluslararası arenaya da açık bir ağ oluşturmayı hedeflemektedir. Türk kadınlarının dünya çapında etkisini ve gücünü sergileyebileceği bir platform kurarak, onların toplumsal ve sosyal statülerini yükseltmeye, başarılarını daha görünür kılmaya ve küresel ölçekte ilham kaynağı olmalarına katkıda bulunmaktadır.
Kalıcı Bir Miras
Özlem Kaymaz, cesaret, sevgi ve dayanıklılıkla örülmüş kalıcı bir miras bırakmıştır. Kadınlar için dünya çapında bir ilham kaynağı olmaya devam etmektedir ve onun “Kendini tanı ve kendin ol” mottosu, ona her zaman rehberlik etmektedir. Kadınların gücüne, iş birliği yapma potansiyeline ve zorlukları aşarak etki yaratabileceklerine olan inancı tamdır.
Hikayesi, güçlenme, azim ve Türk kadınlarının sadece kişisel ve profesyonel yaşamlarında başarılı olmakla kalmayıp, aynı zamanda gelecek nesiller için dayanışma, cesaret ve kararlılık örneği olabileceği inancıyla şekillenmiştir.
**********************
ONZE HONORAIRE CONSULAAT IN NEDERLAND WEER TER SPRAKE : ONTERECHTE TOE-EIGENING VAN EEN PRACHTIG INITIATIEF
De binnen het consulaat opgerichte “Afdeling voor de Empowerment en Integratie van Vrouwen” wekt de indruk van concurrentie met Turkse maatschappelijke organisaties.
Erepconsul Titus Kramer, die Özlem Kaymaz, Miss Turkije 1992, aan het consulaire team heeft toegevoegd en een afdeling voor vrouwenrechten heeft opgericht, heeft kritiek gekregen van de ‘Turkse Vrouwenverenigingen’ in Nederland.
Ik vraag me af hoe lang Kramer, die ik bekritiseer omdat hij een team heeft samengesteld dat niet voldoet aan diplomatieke kwalificaties, en afdelingen heeft opgericht zoals ‘Marketing & PR’ en ‘Algemeen Secretaris’ die niet passen bij diplomatieke normen, nog fouten zal blijven maken?
Geschreven door İlhan KARAÇAY:
Ik heb eerder zowel kritische als lovende artikelen geschreven over Titus Kramer, die in Nederland als de Honoraire consul van Turkije fungeert. Hoewel Kramer opmerkelijke successen heeft geboekt in het Nederlandse bedrijfsleven, vereisten zijn tekortkomingen en controversiële keuzes op diplomatiek gebied opnieuw een kritische beschouwing.
De basis van deze kritiek ligt bij een buitengewoon succesvolle en waardevolle dame, van wie ik ooit haar levensverhaal schreef maar om bepaalde redenen niet heb gepubliceerd.
Die persoon is Özlem Kaymaz, Miss Turkije 1992. Tijdens ons interview heb ik getuigd van Kaymaz’ gevoeligheid voor vrouwenrechten en maatschappelijke kwesties. Vanwege deze eigenschappen heb ik altijd respect voor haar gehad. Nu, jaren later, zie ik dat Kaymaz is toegevoegd aan het consulaire team van Titus Kramer. Ik heb geen enkele bezwaren tegen haar kennis en ervaring op het gebied van vrouwenrechten. Integendeel, ik geloof volledig in haar potentieel om succesvol te zijn in dit domein.
ONNODIGE CONCURRENTIE MET NGO’S: EEN VERKEERDE BENADERING VAN HET CONSULAAT
Toch roept het feit dat Kramer Özlem Kaymaz heeft aangesteld om de “Rechten van Turkse Vrouwen te Beschermen“, en haar onder zijn hoede heeft genomen, enkele vraagtekens op.
De primaire taak van consulaten is niet om maatschappelijke organisaties te vervangen, maar hen juist te ondersteunen en hun werk te vergemakkelijken. Het ingrijpen in het werkgebied van Turkse maatschappelijke organisaties die al jarenlang actief zijn in Nederland, kan niet alleen een verkeerde stap zijn maar ook een benadering die de sociale cohesie bedreigt.
VRIENDELIJKE OPROEP VAN DE VERENIGING VAN TURKSE VROUWEN IN NEDERLAND
De voorzitter van de Vereniging van Turkse Vrouwen in Nederland, Sibel Saki, en de voorzitter van de Raad van Toezicht, Birgül Gültekin Özşahin, hebben afzonderlijk verklaringen afgelegd over de oprichting van de “Eenheid voor de Empowerment en Integratie van Vrouwen” binnen het Honoraire consulaat.
VERKLARING VAN VOORZITTER SİBEL SAKİ
Als Nederlandse Turkse Vrouwenvereniging zetten wij ons al jarenlang actief in voor de empowerment van Turkse vrouwen, de bescherming van hun rechten en hun integratie in de samenleving. In dit kader beschouwen wij het als onze verantwoordelijkheid om elke positieve initiatief te ondersteunen. Wij geloven echter dat het benutten van de ervaring en bestaande structuren van maatschappelijke organisaties bij initiatieven die dit doel dienen, effectievere resultaten zal opleveren.
Wij volgen met aandacht de werkzaamheden van de onlangs binnen het Ereconsulaat van Nederland opgerichte “Afdeling Empowerment en Integratie van Vrouwen”. Hoewel wij elke bijdrage op het gebied van vrouwenrechten waarderen, denken wij dat dergelijke initiatieven constructiever en effectiever zullen zijn als ze in samenwerking met bestaande maatschappelijke organisaties worden uitgevoerd. Maatschappelijke organisaties hebben jarenlang diepgaande ervaring opgedaan, kennen de maatschappelijke behoeften beter en bieden meer oplossingsgerichte benaderingen voor het veld.
Wij geloven dat ereconsulaten niet moeten concurreren met maatschappelijke organisaties, maar eerder een ondersteunende en faciliterende rol zouden moeten aannemen. Dit zou een benadering zijn die gevoelig is voor de dynamiek van de samenleving en zou bijdragen aan een gezondere maatschappelijke harmonie. De ondersteunende positie van de consulaten zal bijdragen aan de activiteiten van het maatschappelijk middenveld en zal helpen een sterkere maatschappelijke solidariteit te bevorderen.
Wij maken ons zorgen dat onze jarenlange, duurzame inspanningen in het licht van recente ontwikkelingen over het hoofd worden gezien of op de achtergrond worden geplaatst. Daarom hopen wij dat de betreffende afdeling nauwer zal samenwerken en overleg zal voeren met bestaande maatschappelijke organisaties.
Tot slot roepen wij alle betrokken partijen op om samen te werken en solidariteit te tonen voor de bescherming van de rechten van Turkse vrouwen en de versterking van hun integratie in de samenleving.
Sibel Saki
Voorzitter van de Nederlandse Turkse Vrouwenvereniging
VERKLARING VAN BİRGÜL GÜLTEKİN ÖZŞAHİN-RAAD VAN TOEZICHT
Als Nederlandse Turkse Vrouwenvereniging hebben wij via de media vernomen dat het Ereconsulaat een eenheid heeft opgericht voor Turkse vrouwen. Wij vinden elke stap die wordt gezet om de empowerment van vrouwen en hun integratie in de samenleving te ondersteunen belangrijk en waardevol. Toch denken wij dat zo’n betekenisvol initiatief gezonder en effectiever zal zijn als het in overleg en samenwerking met vrouwenverenigingen die al jarenlang actief zijn in Nederland wordt gepland.
Als maatschappelijke organisaties die de veranderende behoeften van de samenleving nauwlettend volgen, staan wij altijd open om onze ervaringen en kennis over vrouwenrechten en integratie te delen. Ons doel is om zoveel mogelijk bij te dragen aan de samenleving en samen te werken in de richting van gemeenschappelijke doelen. Wij willen benadrukken dat wij openstaan voor de ontwikkeling van wederzijdse dialoog en bereid zijn om in gesprek te gaan voor het maatschappelijk welzijn.
Wij geloven dat het maatschappelijk middenveld zich zal versterken door solidariteit en samenwerking en wij zijn verheugd om elke vorm van gezamenlijke inspanning te ondersteunen.
Birgül Gültekin Özşahin
Voorzitter van de Controlecommissie van de Nederlandse Turkse Vrouwenvereniging
Ik zal straks verder ingaan op Özlem Kaymaz en vrouwenrechten. Eerst enkele andere punten:
DIPLOMATIEKE ONBEKWAAMHEID EN PROBLEMEN IN DE PERSONEELSKEUZE VAN KRAMER
Kramer’s gebrek aan zorgvuldig gekozen personeel voor diplomatieke taken roept vragen op over zijn taakopvatting. Vooral de samenwerking met Secretaris Generaal, wiens diplomatieke geschiktheid ter discussie stond, bracht de tekortkomingen in Kramer’s diplomatieke aanpak aan het licht.
ONCONVENTIONELE FUNCTIETITELS EN ONGEPASTE AANSTELLINGEN BINNEN HET CONSULAAT
Het aanstellen van een medewerker onder de titel “Marketing & PR” door Kramer is eveneens controversieel. In diplomatieke missies is er namelijk geen plaats voor dergelijke commerciële titels. De primaire taak van consulaten is het beschermen van de rechten van burgers en het voeren van officiële diplomatieke relaties. Dergelijke titels vallen buiten de taakomschrijving van het consulaat en ondermijnen de institutionele ernst.
Het is onaanvaardbaar om de schijn te wekken dat men buiten de consulaire taken treedt en persoonlijke commerciële activiteiten vooropstelt. Terwijl er in Nederland veel Turkse ondernemers actief zijn en zich in verenigingen hebben georganiseerd, roept het feit dat Kramer initiatieven neemt die de indruk wekken zijn eigen commerciële belangen te benadrukken, zowel sociale als ethische bezwaren op.
Titus Kramer zou zijn aanpak moeten herzien met betrekking tot zijn personeelskeuzes, de manier waarop hij met maatschappelijke organisaties omgaat en zijn algehele invulling van de consulaire functie. De functie van Honoraire consul is geen positie voor persoonlijke belangen, maar een verantwoordelijkheid die objectief en onpartijdig in dienst moet staan van de samenleving.
EN DAT İS NOG NİET ALLES
De persoon die door Titus Kramer is aangesteld als ‘Marketing & PR’ verantwoordelijke, onthult privégesprekken met onze ambassade in Den Haag op haar Facebook-account met de vermelding ‘we hebben nuttige gesprekken gehad’.
Marketingverantwoordelijke, ambassadeur in videoproductie en op Facebook-account
Dezelfde persoon plaatst ook video-interviews met onze ambassadeur op de website van het Honoraire consulaat. Deze initiatieven van een ‘Marketing & PR’verantwoordelijke’ van een consulaat passen niet binnen de diplomatieke ethiek.
Het lijkt erop dat het Honoraire Consulaat niet alleen in concurrentie is met vrouwenrechtenverenigingen, maar ook met de media en Turkse zakenliedenverenigingen.
Op het aspect van de concurrentie met de zakenliedenverenigingen zal ik later ingaan.
LATEN WE NU KOMEN TOT DE PRACHTIGE ONTWIKKELING EN ONTERECHTE TOE-EIGENING
De hoofdpersoon van deze ontwikkeling is Özlem Kaymaz.
Ik heb haar jaren geleden leren kennen en na een lange voorbereiding een interview met haar afgenomen.
De titel van mijn interview is te zien op de onderstaande foto:
In een deel van dit interview, dat ik vanwege persoonlijke verzoeken en redenen niet heb gepubliceerd, zei Özlem Kaymaz het volgende over vrouwen:
“De volledige omschrijving van mijn beroep op dit moment is ‘Holistische Levensbegeleiding’.
Levenscoaching, seminars, groepssessies en individuele sessies zullen hier in Nederland doorgaan. Het doel van deze reis, waarbij men leert om niet langer patronen van teleurstellingen te herhalen, te vechten met het leven en uitdagingen aan te gaan door de balans te vinden tussen Geest, Lichaam en Ziel, is de naam die ik aan mijn missie heb gegeven.
Turkse vrouwen zijn niet mijn enige doelgroep. Ik ben ook begonnen met werken met Nederlandse burgers. Het feit dat ik de taal en cultuur ken, is in dit opzicht een voordeel.”
VAN WAAR NAAR WAAR?
Ik weet niet precies wat Özlem Kaymaz heeft gedaan in haar strijd voor vrouwenrechten, maar het is ongetwijfeld een positieve en nuttige ontwikkeling voor haar dat ze, jaren later, onder de hoede van een Ereconsulaat is gekomen.
Toch heb ik nu mijn twijfels en denk ik: “Was het maar zo geweest dat ze dit initiatief niet binnen het Ereconsulaat had genomen, maar met hun steun of sponsoring.”
Hetzelfde geldt voor Titus Kramer: “Was Özlem Kaymaz maar niet direct in het consulaatsteam opgenomen en was er maar geen concurrentiestrijd begonnen met andere vrouwenverenigingen. Het was beter geweest om haar te ondersteunen of te sponsoren.”
ÖZLEM KAYMAZ OP DE WEBSITE VAN HET HONORAIRE CONSULAAT
Lancering van de Vrouwen Empowerment & Integratie Pijler met Özlem Kaymaz en Titus Kramer
Een Nieuwe Pijler voor Turkse Vrouwen in Nederland
Vrouwen Empowerment & Integratie
Op deze bijzondere 8 maart, Wereldvrouwendag, zijn we trots om de lancering van de Vrouwen Empowerment & Integratie pijler bij het Honorair Consulaat-Generaal van Turkije in Nederland te presenteren. In deze video spreken Özlem Kaymaz, de leidinggevende van deze nieuwe pijler, en Titus Kramer, de Honorair Consul van Turkije, over de belangrijke rol van vrouwen in de Turkse gemeenschap in Nederland en het belang van deze pijler voor de toekomst.
Het doel van de pijler is om Turkse vrouwen in Nederland te versterken door netwerken te creëren, successen te vieren en hen te ondersteunen bij hun integratie en empowerment. Özlem en Titus bespreken hoe zij samen werken om een platform te bieden waar Turkse vrouwen elkaar kunnen inspireren, verbinden en hun stem laten horen op alle niveaus van de samenleving.
Deze lancering markeert een belangrijke stap in de richting van een sterkere, meer verbonden gemeenschap van Turkse vrouwen in Nederland. We nodigen alle Turkse vrouwen uit om deel uit te maken van deze beweging en samen te werken aan een betere toekomst.
Özlem Kaymaz: Een Levensverhaal van Kracht, Veerkracht en Inspiratie
Özlem Kaymaz is een vrouw die symbool staat voor moed, doorzettingsvermogen en authenticiteit. Haar levenspad is een inspirerend voorbeeld van hoe kracht van binnenuit kan komen en hoe ze die kracht heeft gebruikt om anderen te helpen groeien. Van haar bekendheid als Miss Turkije in 1992 tot en met haar huidige rol als leider van de Vrouwen Empowerment & Integratie pijler van het Honorair Consulaat-Generaal van Turkije in Nederland, heeft Özlem zich altijd ingezet voor het versterken van vrouwen en het verbinden van verschillende gemeenschappen.
Van Sportkampioen tot Miss Turkije
Geboren met een competitieve geest en een enorm doorzettingsvermogen, blonk Özlem al op jonge leeftijd uit in sport. Ze werd nationaal kampioen in twee disciplines (zwemmen en windsurfen) en vertegenwoordigde Turkije op internationale sportevenementen. Haar academische achtergrond aan het Liceo Italiano di Istanbul gaf haar een sterke intellectuele basis en stelde haar in staat vier talen te beheersen: Turks, Italiaans, Engels en later ook Nederlands
In 1992 werd Özlem gekroond tot Miss Turkije, wat haar de mogelijkheid gaf om het gezicht van de moderne Turkse vrouw te worden. Ze was eerder al de eerste Turkse vrouwelijke deelnemer aan de Wereldbeker Windsurfen, maar ze was nu ook de eerste Turkse vrouw op de covers van internationale tijdschriften. Deze periode markeerde haar doorbraak in de mode- en mediawereld, maar ook haar betrokkenheid bij diplomatieke staatsbezoeken en haar bijdrage aan het verbeteren van het imago van Turkse vrouwen wereldwijd.
Persoonlijke Strijd en Nieuwe Missie
Na haar huwelijk in 1997 verhuisde Özlem naar Nederland en richtte ze zich op haar gezin. Na haar scheiding in 2011 keerde ze met haar kinderen terug naar Turkije, waar ze een openhartig verhaal deelde over de gezondheidsstrijd van haar kind, wat veel mensen inspireerde. Haar onverzettelijkheid in deze zware tijd maakte haar een symbool van moederliefde en kracht.
Terug in Nederland besloot ze haar kennis en ervaring te delen door het ontwikkelen van het Mind Freedom & Transformation-programma. Dit programma heeft wereldwijd duizenden Turkse vrouwen ondersteund in hun persoonlijke groei, zelfvertrouwen en ondernemerschap. Haar TEDx-toespraak “Onvoorwaardelijke Liefde” in 2018 bereikte een breed publiek en versterkte haar rol als mentor en coach voor vele vrouwen.
Leiderschap bij het Consulaat
Özlem Kaymaz is momenteel een van de leidende figuren achter de nieuwe Vrouwen Empowerment & Integratie pijler van het Honorair Consulaat-Generaal van Turkije in Nederland. Haar missie is om Turkse vrouwen in Nederland te versterken, te verbinden en hen een platform te bieden om hun talenten en successen zichtbaar te maken. Ze richt zich op het bevorderen van de positie van Turkse vrouwen in de Nederlandse samenleving en het creëren van een sterke gemeenschap van vrouwen die elkaar ondersteunen en inspireren.
In samenwerking met het consulaat streeft Özlem ernaar een netwerk te creëren dat niet alleen gericht is op de Turkse gemeenschap, maar ook op internationale samenwerking, zodat Turkse vrouwen wereldwijd hun kracht en invloed kunnen tonen. Haar werk draait om het zichtbaar maken van de successen van Turkse vrouwen en het versterken van hun sociale en maatschappelijke positie
Een Blijvende Erfenis
Özlem Kaymaz heeft een blijvende erfenis opgebouwd van moed, liefde en veerkracht. Ze blijft een baken van inspiratie voor vrouwen over de hele wereld, en haar motto “Ontdek wie je bent en blijf trouw aan jezelf” blijft haar leidraad. Ze gelooft sterk in de kracht van vrouwen en de mogelijkheid om samen te werken en een impact te maken, ongeacht de obstakels.
Haar verhaal is er een van empowerment, doorzettingsvermogen en de overtuiging dat Turkse vrouwen niet alleen succesvol kunnen zijn in hun persoonlijke en professionele leven, maar ook een voorbeeld zijn van solidariteit, moed en veerkracht voor de volgende generaties.