Türkiye’den getirilen Tac’ın Amsterdam’da bir kilisede sergilenmesinin ardından kitabın tanıtımı, Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal tarafından yapıldı.

Tac’ı getiren Testa ailesinin, Türkiye ve Hollanda’daki yaşamı.

(Haberin Hollandacası en altta.
Nederlandse versie is onderaan.)

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, persoon Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
İlhan KARAÇAY’ın haberi:

Hristiyan dünyası açısından son derece büyük bir dini ve tarihi öneme sahip olan, Hz. İsa’ya ait olduğu kabul edilen Kutsal Dikenli Taç’tan, bir diken ile Çarmıhtan (Kutsal Haç) bir parçayı içeren kutsal emanetler, Türkiye’den gelen tarihi bir miras olarak, Amsterdam’ın kalbindeki Aziz Nikolaos Eş-Katedrali’ne düzenlenen ihtişamlı bir törenle yerleştirildi.

Bu olağanüstü törensel teslimat, Katolik Kilisesi’nin ilan ettiği 2025 Jubile yılı ve Amsterdam şehrinin 750. kuruluş yıldönümü kutlamalarıyla aynı zamana denk gelerek, dini olduğu kadar kültürel ve diplomatik boyutlarıyla da unutulmaz bir anı tarihe kaydetti.

Afbeelding met hemel, buitenshuis, stad, kerk Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

KUTSAL EMANETLERİN KÖKENİ: KUDÜS, KONSTANTİNOPOL, GALATA VE AMSTERDAM

Bu kutsal emanetlerin kökeni, Hristiyanlık tarihiyle iç içe geçmiş bir güzergâh izliyor: Kudüs’ten Konstantinopolis’e (Günümüzdeki Istanbul), oradan Galata’daki San Francesco Kilisesi’ne, nihayetinde ise Hollanda’ya ulaşıyor. 1660 yılında Galata’da çıkan büyük kilise yangını sırasında François Draco Testa, kendi hayatını tehlikeye atarak bu emanetleri alevlerden kurtardı. Bu kahramanlık, Papa VI. Pius tarafından takdir edilerek, kutsal emanetlerin Testa ailesine ait olarak kalmasına resmen izin verildi.

Testa ailesi, hem Osmanlı döneminde hem de sonraki yüzyıllarda Türkiye ile güçlü bağlarını sürdürerek, bu kutsal emanetleri kuşaktan kuşağa korumayı görev bildi. Ailenin bir üyesi olan Karl Victor Testa, 1935 yılında emanetleri İstanbul’dan Amsterdam’a taşıdı. Bu kutsal nesneler, o tarihten bu yana Aziz Agnes Kilisesi’nde özel koruma altında tutuluyordu.

Aziz Nikolaos Eş-Katedrali’ne taşınan kutsal emanetlerin öyküsü, sadece dini değil, aynı zamanda tarihsel bir yolculuğun belgesidir. Bu eşsiz kutsal emanetler, 1660 yılında Konstantinopolis’te yanmakta olan bir kiliseden kurtarılmış, yüzyıllar boyunca Testa ailesinin korumasında kalmıştır. 1939 yılında Amsterdam’daki Aziz Agnes Kilisesi’ne teslim edilen bu kutsal kabın, Amsterdam’ın 750. yıl kutlamaları vesilesiyle Aziz Nikolaos Katedrali’ne taşınması kararlaştırıldı. Artık özel olarak hazırlanmış, güvenlik camıyla korunan bir niş içinde sürekli olarak sergilenecek.

AZİZ NİKOLAAS EŞ-KATEDRALİ’NDE TÖREN: DİPLOMATİK VE DİNİ ZİRVE

Afbeelding met persoon, Rooms-katholieke klerikale kledij, kleding, ritueel Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

30 Mart 2025 tarihinde gerçekleştirilen özel bir ayinle, Amsterdam’ın en önemli Katolik mabedi olan Aziz Nikolaas Bazilikası’nda, emanetler resmi olarak kiliseye teslim edildi ve halkın ziyaretine açıldı. Aynı zamanda Şubat 2025’te Eş-Katedral statüsü verilen bu bazilika, bu anlamlı olayla birlikte Katolik dünyasında manevi bir merkez haline geldi.

Afbeelding met kleding, person, persoon, Menselijk gezicht Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Törenin başlangıcında, kutsal emanet kabı büyük bir saygıyla içeriye getirildi, sunak önüne yerleştirildi ve kutsal tütsü ile onurlandırıldı. Ayine, Haarlem-Amsterdam Başpiskoposu Mgr. Jan Hendriks’in onayladığı program doğrultusunda, Amsterdam Başrahibi Eric Fennis başkanlık etti. Törene katılanlar arasında, Hollanda Temsilciler Meclisi Başkanı Martin Bosma, Kuzey Hollanda Kraliyet Komiseri Arthur van Dijk, Adalet Bakanlığı Hukuki Koruma Devlet Sekreteri Teun Struycken, Türkiye ve Kazakistan Büyükelçileri, eski bakan Ed Nijpels, tanınmış gazeteci Jort Kelder, emekli deniz kuvvetleri komutanı Mathieu Borsboom ve çok sayıda diplomatik ve sivil toplum temsilcisi yer aldı.

Tören boyunca Basilica Consort korosu, Christiaan de Winter yönetiminde dini ezgiler seslendirdi. Aziz Kabir Şövalyeleri, Malta Şövalyeleri, Konstantin Tarikatı üyeleri ve Kutsal Noel Loncası temsilcileri törende hazır bulundu.

Kutsal emanetlerin yeni nesil sahibi olan Dr. Noepy Beckers-Testa, bu nadide eşyaları 56 yıldır özenle koruyan amcası Jonkheer André Testa’dan devraldı ve resmi olarak Haarlem-Amsterdam Piskoposluluğu’na geçici kullanım hakkıyla teslim etti. Beckers-Testa, törende kutsal kitabın ilk okumasını gerçekleştirdi ve tören sonunda duygu dolu bir teşekkür konuşması yaptı.

Afbeelding met persoon, kleding, pak, person Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
Mehmet Tütüncü, Hollanda’da çok ünlü olan Testa ailesini anlatan bir kitabı daha önce yayınlamıştı. Zamanın Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli ve Tütüncü Tesla ailesi ile.

Testa Ailesi, kökenleri 13. yüzyıla dayanan Cenevizli soylu bir aile olarak, Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul’da uzun yıllar boyunca diplomatik roller üstlendi. Baron Testa, 1934 yılında Atatürk ve Kraliçe Wilhelmina tarafından kurulan Türk-Hollanda Derneği’nin ilk başkanı oldu. Aile, hem İstanbul’un Osmanlı döneminde hem de modern Türkiye tarihinde önemli izler bıraktı.

MEHMET TÜTÜNCÜ’NÜN ESERİ: “TESTA RELİKLERİ – İSTANBUL’DAN AMSTERDAM’A

Afbeelding met persoon, kleding, Menselijk gezicht, Officieel Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Törende tarihçi ve araştırmacı yazar Mehmet Tütüncü tarafından kaleme alınan “Testa Relikleri İstanbul’dan Amsterdam’a” adlı kapsamlı eser tanıtıldı. Osmanlı arşivleri ve Testa ailesinin özel belgelerine dayanan kitap, emanetlerin Kudüs’ten başlayarak İstanbul üzerinden Amsterdam’a uzanan 1700 yıllık manevi ve kültürel yolculuğunu anlatıyor.

TÜRKİYE’NİN DİPLOMATİK SESİ: BÜYÜKELÇİ SELÇUK ÜNAL’IN ANLAMLI KONUŞMASI

Kitap tanıtımı sırasında tarihçi Mehmet Tütüncü, eserin ilk nüshasını Türkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçisi Selçuk Ünal’a takdim etti. Ardından büyükelçimiz, törende yaptığı konuşmayla katılımcılardan büyük takdir topladı. Türkiye’nin bu tarihî bağa ve kültürel sorumluluğa yaklaşımını ortaya koyan Ünal, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Afbeelding met kleding, persoon, person, Menselijk gezicht Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

“Saygıdeğer Testa Ailesi Üyeleri, Muhterem Misafirler, Değerli Protokol Üyeleri, Testa Ailesi’ne ait kutsal emanetlerin, ailenin yeni kuşağına ve yeni mekânında teslim edilmesi vesilesiyle düzenlenen bu törene katılmak bizim için büyük bir ayrıcalıktır. Bu kutsal emanetlerle ilgili hazırlanan kitabın ilk kopyasını bizlere takdim eden ve bu törene davet eden Sayın Andre ve Patrick Testa’ya teşekkür etmek isterim. Bu değerli sorumluluğu üstlenen Sayın Noepy Testa’yı da içtenlikle tebrik ediyorum. Testa Ailesi, yüzyıllara dayanan Türk-Hollanda ilişkilerinde çok özel bir yere sahiptir. 13. yüzyıldan bu yana, İstanbul’un Ceneviz, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde önemli roller üstlenmişlerdir. 1453’te İstanbul’un fethinden sonra, diplomatik yetenekleri Osmanlı İmparatorluğu tarafından takdir edilmiş ve tercümanlık ile arabuluculuk görevlerinde değerlendirilmişlerdir. Ailenin en yakın atası olan Baron Testa (bugün burada bulunan dostlarımızın babası), 1934 yılında kurulan Türk-Hollanda Derneği’nin ilk başkanı olmuştur. Bu vesileyle duyurmak isterim ki, Baron Testa ile seleflerimden biri arasında gerçekleşmiş bir yazışmanın orijinal nüshası, Türkiye ile Hollanda arasında 100 yıl önce imzalanan Dostluk Antlaşması’nın yıldönümü vesilesiyle yeni açılan Almelo Türk Göç Müzesi’nde sergilenmektedir. Lahey’deki Türkiye Büyükelçiliği, her zaman Testa Ailesi ile yakın temas içinde olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Daha önce kendilerine de söylediğim gibi, biz dostlarımızı asla unutmuyoruz. Bugünkü etkinlik, Ramazan Bayramı’nın bu özel gününde dostlarımızı onurlandırmak için bir başka vesiledir. Baron Testa’nın torununun da bugün bizlerle olmasıyla, Testa Ailesi’nin dostluk dolu ortak tarihimizin hatıralarını yaşatmaya devam edeceğinden eminim.”

250 KİŞİLİK RESEPSİYON VE ANLAMLI SÖZLER

Törenin ardından Amsterdam Merkez İstasyonu’ndaki “Eerste Klas” salonunda düzenlenen resepsiyona yaklaşık 250 davetli katıldı. Katılımcılara, yazar tarafından imzalanmış kitaplar hediye edildi. Büyükelçi Ünal buradaki ortamı değerlendirdikten sonra, “Biz dostlarımızı asla unutmuyoruz.” diyerek dostluğu pekiştirdi.

KÜLTÜREL VE MANEVİ MİRASIN IŞIĞI: TÜRKİYE’NİN DÜNYAYA ARMAĞANI

Aziz Nikolaos Eş-Katedrali’nde artık sürekli sergilenecek olan bu kutsal emanetler, her yıl yaklaşık 200.000 ziyaretçiye açık olacak. Böylece İstanbul’dan Amsterdam’a uzanan bu büyük tarih yolculuğu, yalnızca Hristiyanlık dünyasına değil, tüm insanlığa seslenmeye devam edecek.

Türkiye, bu tarihi olayla birlikte bir kez daha medeniyetler arası köprü olduğunu göstermiş, geçmişin mirasını günümüz dünyasına taşımadaki öncü rolünü kanıtlamıştır.

KİTAP

Bu özel tarih, De Testa Kutsal Emanetleri: Konstantinopolis’ten Amsterdam’a (Türk-Hollanda Buluşmaları Serisi, No. 10, SOTA / Türk ve Arap Dünyası Araştırma Merkezi, Heemstede, 2025) adlı kitapta okunabilir. Kitap, şu adres üzerinden sipariş edilebilir: sotapublishing@gmail.com

(KİTABIN TÜRKÇE VE HOLLANDACA ÖZETİ, HOLLANDACA HABERDEN SONRA.
SAMENVATTING VAN HET BOEK IN HET TURKS EN HET NEDERLANDS, NA HET NEDERLANDSTALIGE BERICHT.)

                                                 ***************************

EEN BOEK VAN MEHMET TÜTÜNCÜ DAT DE CHRISTELIJKE WERELD IN NEDERLAND VERHEUGDE: DE DOORNKRON VAN JEZUS

Na de tentoonstelling van de kroon, die vanuit Turkije werd overgebracht en in een kerk in Amsterdam werd tentoongesteld, werd het boek officieel gepresenteerd door de Turkse ambassadeur in Den Haag, Selçuk Ünal.


Het leven van de familie Testa, die de kroon heeft gebracht, in zowel Turkije als Nederland.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, persoon Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
Het verslag van İlhan KARAÇAY

Heilige relieken die volgens de traditie behoren tot Jezus Christus – een doorn uit de Heilige Doornenkroon en een splinter van het Heilige Kruis – werden als een historisch erfgoed uit Turkije overgebracht naar de Sint-Nicolaasbasiliek in hartje Amsterdam. Deze plechtige overdracht vond plaats in een indrukwekkende ceremonie.

De gebeurtenis viel samen met het Jubeljaar 2025, uitgeroepen door de Katholieke Kerk, en de 750e verjaardag van de stad Amsterdam, wat het een moment van religieuze, culturele én diplomatieke betekenis maakte.

Afbeelding met hemel, buitenshuis, stad, kerk Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

DE OORSPRONG VAN DE HEILIGE RELIEKEN: JERUZALEM, CONSTANTINOPEL, GALATA EN AMSTERDAM
De relieken volgden een historische route die verweven is met de christelijke geschiedenis: van Jeruzalem naar Constantinopel (het huidige Istanbul), vervolgens naar de San Francesco-kerk in Galata en uiteindelijk naar Nederland. Tijdens een grote kerkbrand in Galata in 1660 redde François Draco Testa de relieken met gevaar voor eigen leven. Paus Pius VI erkende zijn heldendaad en gaf toestemming dat de relieken eigendom van de familie Testa mochten blijven.

De familie Testa, die sterke banden met Turkije onderhield tijdens en na het Ottomaanse tijdperk, zag het als hun plicht deze heilige objecten door de generaties heen te bewaren. Karl Victor Testa bracht de relieken in 1935 van Istanbul naar Amsterdam. Sindsdien werden ze bewaard in de Sint-Agneskerk.

De overbrenging naar de Sint-Nicolaasbasiliek markeert niet enkel een religieuze verplaatsing, maar vormt een historisch document op zich. De relieken, gered uit een brandende kerk in 1660, zijn nu permanent ondergebracht in een speciaal ontworpen nis met veiligheidsbeglazing.

Afbeelding met persoon, Rooms-katholieke klerikale kledij, kleding, ritueel Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

PLECHTIGE CEREMONIE IN DE SINTNICOLAASBASILIEK: EEN DIPLOMATIEK EN RELIGIEUS HOOGTEPUNT
Op 30 maart 2025 werden de relieken tijdens een speciale mis officieel overgedragen aan de basiliek en opengesteld voor publiek. De kerk, die in februari 2025 de status van co-kathedraal kreeg, werd zo een belangrijk geestelijk centrum binnen de katholieke wereld.

Afbeelding met kleding, person, persoon, Menselijk gezicht Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

De reliekhouder werd met groot respect binnengebracht en voor het altaar geplaatst, waar hij met wierook werd geëerd. De mis werd geleid door hoofdpriester Eric Fennis, volgens het programma goedgekeurd door aartsbisschop Mgr. Jan Hendriks. Onder de aanwezigen bevonden zich: Kamervoorzitter Martin Bosma, Commissaris van de Koning Arthur van Dijk, staatssecretaris Teun Struycken, ambassadeurs van Turkije en Kazachstan, oud-minister Ed Nijpels, journalist Jort Kelder, admiraal b.d. Mathieu Borsboom, en vele diplomatieke en maatschappelijke vertegenwoordigers.

Het koor Basilica Consort zong onder leiding van Christiaan de Winter religieuze gezangen. Vertegenwoordigers van de Orde van de Heilige Graf, Maltezer Orde, de Orde van Constantijn en het Heilig Kerstgilde waren eveneens aanwezig.

Dr. Noepy Beckers-Testa, de nieuwe generatie erfgenaam van de relieken, nam ze officieel over van haar oom Jonkheer André Testa, die ze 56 jaar had bewaard. Ze overhandigde ze tijdelijk aan het bisdom Haarlem-Amsterdam en hield een emotionele toespraak. Ook las zij het eerste schriftgedeelte tijdens de ceremonie.

DE FAMILIE TESTA: EEN GENOEES ADEL VERHAAL IN DE OTTOMAANSE GESCHIEDENIS

Afbeelding met persoon, kleding, pak, person Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
Mehmet Tütüncü had eerder een boek gepubliceerd over de zeer beroemde familie Testa in Nederland. Destijds waren de ambassadeur in Den Haag Şaban Dişli en Tütüncü samen met de familie Testa.

De familie Testa, van oorsprong een Genuese adellijke familie uit de 13e eeuw, vervulde diplomatieke functies in Istanbul tijdens het Ottomaanse rijk. Baron Testa werd in 1934 de eerste voorzitter van de Nederlands-Turkse Vereniging, opgericht door Atatürk en Koningin Wilhelmina.

HET WERK VAN MEHMET TÜTÜNCÜ: “DE RELIEKEN VAN TESTA – VAN ISTANBUL TOT AMSTERDAM”

Afbeelding met persoon, kleding, Menselijk gezicht, Officieel Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.
Tijdens de ceremonie werd het boek “De Relieken van Testa: Van Istanbul tot Amsterdam” van historicus Mehmet Tütüncü gepresenteerd. Het boek is gebaseerd op Ottomaanse archieven en privé-documenten van de familie Testa, en beschrijft de spirituele en culturele reis van 1700 jaar, van Jeruzalem via Istanbul naar Amsterdam.

DE DIPLOMATIEKE STEM VAN TURKIJE: DE BETEKENISVOLLE TOESPRAAK VAN AMBASSADEUR SELÇUK ÜNAL
Na de overhandiging van het eerste exemplaar van het boek aan de Turkse ambassadeur Selçuk Ünal, hield hij een toespraak die veel lof kreeg. Enkele citaten:

Afbeelding met kleding, persoon, person, Menselijk gezicht Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

“Geachte leden van de familie Testa, geëerde gasten, waarde leden van het protocol, het is een voorrecht om aanwezig te zijn bij deze bijzondere ceremonie ter overdracht van deze heilige relieken aan een nieuwe generatie en een nieuwe locatie.
Ik bedank André en Patrick Testa hartelijk voor de uitnodiging en het boek. Mijn felicitaties gaan uit naar mevrouw Noepy Testa voor het op zich nemen van deze waardevolle verantwoordelijkheid. De familie Testa neemt een bijzondere plek in binnen de eeuwenoude Turks-Nederlandse betrekkingen.
Sinds de 13e eeuw hebben zij een belangrijke rol gespeeld in het diplomatieke leven van Istanbul onder de Genuezen, Byzantijnen en Ottomanen. Baron Testa, de grootvader van onze vrienden hier vandaag aanwezig, was de eerste voorzitter van de Turks-Nederlandse Vereniging.
Ik wil ook aankondigen dat een originele briefwisseling tussen Baron Testa en een van mijn voorgangers tentoongesteld wordt in het nieuwe Turkse Migratiemuseum in Almelo, ter gelegenheid van het 100-jarig jubileum van het Vriendschapsverdrag tussen Turkije en Nederland.
De ambassade in Den Haag zal, zoals altijd, in nauw contact blijven met de familie Testa. Zoals ik hen al eerder zei: wij vergeten onze vrienden nooit. Deze ceremonie op deze bijzondere dag tijdens het Suikerfeest is een extra gelegenheid om onze vriendschap te eren. Met de aanwezigheid van de kleinzoon van Baron Testa wordt bewezen dat de familie Testa onze gedeelde geschiedenis levend houdt.”

RECEPTIE MET 250 GASTEN EN WARME WOORDEN
Na de ceremonie werd een receptie gehouden in de “Eerste Klas” salon van Amsterdam Centraal Station, met ongeveer 250 genodigden. Gesigneerde exemplaren van het boek werden uitgedeeld. Ambassadeur Ünal benadrukte opnieuw de vriendschap: “Wij vergeten onze vrienden nooit.”

EEN SPIRITUEEL EN CULTUREEL ERFGOED: EEN GESCHENK VAN TURKIJE AAN DE WERELD
De relieken zullen voortaan permanent te bezichtigen zijn in de Sint-Nicolaasbasiliek, die jaarlijks circa 200.000 bezoekers ontvangt. Zo zal deze reis van Istanbul naar Amsterdam blijven spreken, niet alleen tot de christelijke wereld, maar tot de hele mensheid.

HET BOEK
Deze bijzondere geschiedenis is na te lezen in het boek: De Testa Heilige Relieken: Van Constantinopel tot Amsterdam (Serie Turks-Nederlandse Ontmoetingen, Nr. 10, SOTA / Centrum voor Onderzoek naar de Turkse en Arabische Wereld, Heemstede, 2025).
Te bestellen via: sotapublishing@gmail.com

Afbeelding met tekst, hemel, wolk, buitenshuis Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

**************************************************************************

Kitap Özeti: “Testa Relikleri – İstanbul’dan Amsterdam’a”

Yazan: Mehmet Tütüncü

1. Giriş: Sessiz Tanıklar – Kutsal Nesnelerin Yolculuğu

Kitap, İsa’nın çarmıha gerilmeden önce başına konan “Dikenli Taç”tan bir diken ile “Kutsal Haç”tan bir parçayı içeren ve “Testa Relikleri” olarak adlandırılan iki kutsal emanetin olağanüstü tarihini konu alıyor. Bu nesneler, sadece dini birer sembol değil, aynı zamanda tarih boyunca değişen imparatorlukların, savaşların, inançların ve kültürel kimliklerin izlerini taşıyan sessiz tanıklardır.

Afbeelding met kunst, verven, Beeldende kunst Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

2. Kudüs’te Başlayan Yolculuk: İlk Relikler Nasıl Ortaya Çıktı?

Kutsal reliklerin kökeni, erken Hristiyanlık döneminde Kudüs’e dayanıyor. Hz. İsa’nın hayatına ve ölümüne dair fiziki kalıntılar —özellikle haç parçaları ve dikenli taç— zamanla kutsal kabul edilerek saygı görmeye başladı. 4. yüzyılda İmparator Konstantin’in annesi Helena’nın Kudüs ziyareti sırasında, Kutsal Haç’ın bir parçasını bulduğu ve onu Konstantinopolis’e (İstanbul) getirdiği kabul edilir. Bu dönemde relikler, imparatorluk meşruiyeti ve dini güç gösterisi açısından büyük önem taşımıştır.

3. Bizans ve Haçlılar: Kutsal Nesnelerin El Değiştirmesi

Bizans İmparatorluğu’nun Hristiyan dünyasında merkezi bir konumda olduğu dönemde, relikler büyük kiliselerde muhafaza edildi. Ancak 1204 yılında IV. Haçlı Seferi sırasında Latinler İstanbul’u yağmaladı. Bu sırada birçok kutsal emanet Batı Avrupa’ya kaçırıldı. Bu olay, hem Ortodoks hem Katolik dünyası için derin bir travma yaratırken, reliklerin Avrupa’ya yayılmasına da yol açtı. Bugün Paris’teki Notre-Dame Katedrali’nde bulunan Dikenli Taç’ın diğer parçaları bu yağma sonucu Batı’ya taşınmıştır.

4. Osmanlı Dönemi İstanbul’u ve Galata’daki Katolik Varlığı

1453’te İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra şehirdeki dini manzara büyük ölçüde değişse de Katolik ve Ermeni cemaatleri, özellikle Galata gibi ticari merkezlerde varlıklarını sürdürdü. 17. yüzyılda Galata’daki San Francesco Kilisesi, Katolik cemaatin önemli merkezlerinden biriydi. 1660 yılında çıkan büyük Galata yangını sırasında François Draco Testa, bu kiliseden kutsal bir relik muhafazasını kurtararak ailesinin kutsal emanet geleneğini başlatmış oldu.

5. Papa Onayı ve Aile Mülkiyeti

François Testa’nın kahramanlığı sonrası, Papa Pius VI bu reliklerin Testa ailesinde kalmasına onay verdi. Böylece kutsal nesneler, asırlardır bir aile tarafından taşınan nadir emanetler haline geldi. Bu, aynı zamanda Batı ve Doğu kiliseleri arasındaki tarihi kopukluğa rağmen reliklerin özel ellerde korunmasına dair ilginç bir örnek sundu.

6. İstanbul’dan Amsterdam’a: Modern Dönemdeki Yolculuk

1935 yılında, Karl Victor Testa, dönemin Hollanda Savunma Bakanı ve bir deniz filosunun desteğiyle relikleri İstanbul’dan Amsterdam’a getirdi. Bu transfer diplomatik bir özenle gerçekleştirildi. Karl Victor, relikleri 1939’da Amsterdam’daki Aziz Agnes Kilisesi’ne emanet etti. 1968’de, eşi Elisabeth Testa reliklerin mülkiyetini Jonkheer André Testa’ya devretti.

7. 21. Yüzyıla Miras: Yeni Nesillere Geçiş

Yarım asırdan fazla süreyle kutsal emanetlerin muhafızlığını üstlenen André Testa, yaşının ilerlemesi nedeniyle 2025 yılında mülkiyeti yeğeni Noepy Beckers-Testa’ya devretti. Aynı gün relikler, Amsterdam’ın kalbindeki Aziz Nikolaos Eş-Katedrali’ne yerleştirilmek üzere Haarlem-Amsterdam Piskoposluğu’na geçici kullanım hakkıyla verildi. Böylece halkın daha kolay erişebileceği, merkezi bir ibadet ve ziyaret mekânında yeni bir sayfa açıldı.

8. Din, Kültür ve Kimlik: Reliklerin Evrensel Anlamı

Kitabın son bölümlerinde reliklerin taşıdığı sembolik anlamlara yer veriliyor. Başpiskopos Hendriks’in de vurguladığı gibi, bu kutsal emanetler sadece İsa’nın çilesine değil, aynı zamanda günümüz dünyasındaki masum acılara, adaletsizliğe ve zulme dikkat çekiyor. Dikenli Taç ve Haç, umudu, barışı ve sevginin kötülüğe galip geleceği inancını temsil ediyor.

9. Aile Arşivinden Tarihe: Kitabın Hazırlanışı

Mehmet Tütüncü, Testa ailesinin özel belgelerine, yazışmalarına, soy kütüklerine ve tarihsel objelerine dayanarak kitabı büyük bir titizlikle hazırlamış. Aynı zamanda Bizans, Osmanlı ve Avrupa’daki benzer relik geleneklerine dair karşılaştırmalı bilgiler de sunulmuş. Kitapta ayrıca dönemin haritaları, tarihi belgeler, fotoğraflar ve kilise mimarisine ait bilgiler de bulunuyor.

Sonuç: Zamanlar Arası Kutsal Bir Yolculuk

“Testa Relikleri İstanbul’dan Amsterdam’a” kitabı, sadece bir aile hikâyesini değil; aynı zamanda üç büyük medeniyetin (Bizans, Osmanlı ve Batı Avrupa) kesiştiği noktada var olan dini bir objenin taşıdığı evrensel anlamı anlatıyor. İnanç, fedakârlık, aidiyet ve tarihsel sorumluluk gibi temaları işleyen eser, hem akademik hem kültürel açıdan çok katmanlı bir anlatı sunuyor.
**************************

Afbeelding met tekst, hemel, wolk, buitenshuis Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

Boekoverzicht: “De Testa Relikwieën – Van Constantinopel naar Amsterdam”

Samensteller: Mehmet Tütüncü

1. Inleiding: Heilige getuigen van een lange reis

Dit boek vertelt het uitzonderlijke verhaal van een dubbele reliek – een doorn uit de doornenkroon van Jezus Christus en een fragment van het Heilige Kruis – die eeuwenlang door de adellijke familie Testa werd bewaard. Deze voorwerpen zijn niet alleen religieus van groot belang, maar getuigen ook van een historische reis die geloof, politiek en cultuur met elkaar verweeft.

Afbeelding met kunst, verven, Beeldende kunst Door AI gegenereerde inhoud is mogelijk onjuist.

2. De oorsprong in Jeruzalem: De eerste relikwieën

De reis van de relikwieën begint in Jeruzalem, waar de eerste christenen objecten bewaarden die verbonden waren aan het leven en lijden van Jezus. In de vierde eeuw zou de heilige Helena, moeder van keizer Constantijn, het Heilig Kruis hebben gevonden tijdens een pelgrimage. Vervolgens werden relikwieën naar Constantinopel overgebracht, dat uitgroeide tot een christelijk machtscentrum.

3. De kruistochten en de plundering van Constantinopel (1204)

Tijdens de Vierde Kruistocht in 1204 werd Constantinopel geplunderd door katholieke kruisvaarders. Hierbij werden tal van Byzantijnse schatten en relikwieën geroofd en naar West-Europa gebracht. Relikwieën van het Heilige Kruis en de doornenkroon kwamen in kerken in Venetië en Parijs terecht – sommige worden tot op vandaag bewaard in de Notre-Dame.

4. Galata (Istanbul) in de 17e eeuw: Heldendaad van François Draco Testa

In 1660 redde François Draco Testa tijdens een brand in de katholieke San Francesco-kerk in de wijk Galata een reliekhouder met heilige inhoud. Zijn daad werd door Paus Pius VI erkend en beloond met het blijvende eigendomsrecht van de relikwieën voor de familie Testa. Zo begon een eeuwenlange traditie van zorg en eerbied binnen de familie.

5. Van Constantinopel naar Amsterdam: Diplomatieke overdracht in 1935

In 1935 werden de relikwieën door Karl Victor Testa – met steun van de Nederlandse minister van Defensie en een marineschip – overgebracht van Istanbul naar Amsterdam. In 1939 werden ze in bruikleen gegeven aan de Sint-Agneskerk. Na zijn overlijden droeg zijn echtgenote Elisabeth Testa het eigendom over aan Jonkheer André Testa.

6. Overdracht aan een nieuwe generatie (2025)

Na 56 jaar bewaring droeg André Testa op 30 maart 2025 het eigendom over aan zijn nicht Noepy Beckers-Testa. Tijdens een plechtige Hoogmis in de Sint-Nicolaas co-Kathedraal gaf zij de relikwieën in bruikleen aan het bisdom Haarlem-Amsterdam, waar ze voortaan permanent tentoongesteld worden aan een breed publiek.

7. Historisch en universeel symbool van geloof en lijden

De relieken symboliseren het lijden van Christus, maar ook het lijden van onschuldige mensen in alle tijden: door oorlog, honger, rampen of vervolging. Zoals bisschop Jan Hendriks schrijft: “De heilige Doorn verbindt ons met het leed van de wereld, maar is ook een teken van hoop, verzoening en overwinnende liefde.”

8. De rol van de familie en de dank aan Mehmet Tütüncü

Dankzij het werk van Mehmet Tütüncü – historicus en kenner van de Ottomaanse wereld – is het verhaal van de Testa-familie en hun relieken uitgebreid gedocumenteerd. Hij raadpleegde het familiearchief, onderzocht hun rol in Byzantium, het Ottomaanse rijk en de Turkse republiek, en plaatste de geschiedenis in een bredere Europese context.

9. Een cultureel en spiritueel erfgoed voor Amsterdam

Met hun nieuwe plaats in de Sint-Nicolaaskathedraal krijgen de relikwieën een prominente rol in het religieuze en culturele leven van Amsterdam. Ze zijn voortaan zichtbaar voor jaarlijks circa 200.000 bezoekers – een tastbare schakel tussen Oost en West, verleden en heden, privébezit en publieke devotie.

Conclusie:
“De Testa Relikwieën – Van Constantinopel naar Amsterdam” is een indrukwekkend boek over geloof, erfgoed, familiegeschiedenis en culturele bruggen. Het verenigt persoonlijke toewijding met een universeel verhaal dat relevant blijft voor zowel gelovigen als geschiedenisliefhebbers.