İLHAN KARAÇAY, TÜRKLER’İN ASIRLAR ÖNCE BAŞLAYAN VE AVRUPA İLE DEVAM EDEN GÖÇ SERVÜVENİNİN HİKÂYESİNİ YAZDI…

İLHAN KARAÇAY, TÜRKLER’İN ASIRLAR ÖNCE BAŞLAYAN VE AVRUPA İLE DEVAM EDEN GÖÇ SERVÜVENİNİN HİKÂYESİNİ YAZDI…

Asya’dan başlayan Türk göçü, Balkanlar ve Batı Avrupa’da 50 milyonluk bir nüfus yarattı.

Gittikleri her yerde başarılara imza atan Türkler, buna rağmen ırkçı yerli halk tarafından hep horlanıyor.

Çarıklılar hikâyesinden, ‘BioNTech ile COVID-19’u tedavi edenlerin hikâyesine dönüşen Avrupa Türkleri…

(Haberin Hollandacası en altta.)
(Nederlandseversie van het bericht is onderaan)

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Sizlere anlatacağım öyle bir hikâye ki, milenyumu geçen asırlar önce başlamış ve bugün hâlâ devam eden bir hikâyedir.

Avrupa göçü ile başlayayım:

Avrupa Türk nüfusu, günümüzde 50 milyonu bulan geniş bir topluluğu kapsıyor. Bu nüfus, Türkiye’nin Avrupa yakasından, Balkanlar’daki köklü Türk topluluklarına, Batı Avrupa’daki işçi göçü dalgasına ve Türkçe konuşulan coğrafyalardan gelen sığınmacılara kadar çeşitlilik gösteriyor.

Afbeelding met kaart Automatisch gegenereerde beschrijving

Türklerin Avrupa’ya ayak basması, Orta Asya’dan büyük göç dalgalarıyla başladı. Avarlar, Hunlar ve Bulgarlar gibi Türkçe konuşan halklar, Avrupa’nın ilk sakinlerinden oldular. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ise bu bağlar daha da güçlendi. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde Balkanlar’da geniş bir Türk nüfusu yerleşik hale geldi. Ancak 19 ve 20’nci yüzyılda savaşlar, zorunlu göçler ve nüfus mübadelesiyle darbe aldı.

Afbeelding met person, persoon, kleding, Menselijk gezicht Automatisch gegenereerde beschrijving

1960’larda, Türkiye ile Batı Avrupa ülkeleri arasında yapılan işçi göçü anlaşmaları, Türklerin Avrupa’daki demografik ve ekonomik varlığını dönüştüren bir dönüm noktası oldu. Özellikle Almanya, Hollanda, Belçika ve Fransa gibi ülkeler, Türk işçilerini ağırladı. İlk kuşak, zorlu çalışma koşullarında “misafir işçi” olarak kabul edilse de, sonraki nesiller, bu ülkelerde kalıcı hale geldi. Bugün Avrupa Türkleri, iş dünyasından sanata, siyasetten spora geniş bir yelpazede aktif rol oynuyor.

Afbeelding met tekst, krant, Nieuws, person Automatisch gegenereerde beschrijving

Türk girişimciler, Avrupa ekonomisinde önemli bir yer edindi. Avrupa’da 200.000’e yakın Türk girişimcinin faaliyet gösterdiği biliniyor. Özellikle Almanya ve Hollanda’daki Türk girişimciler, binlerce kişiye iş imkânı sağlıyor. Hollanda’daki Türk girişimciler, ülkelerinin ekonomisine hem Avrupa’da hem Türkiye’de büyük katkı sağlıyor.

Afbeelding met Menselijk gezicht, kleding, person, collage Automatisch gegenereerde beschrijving
Nebahat Albayrak-Fadime Örgü Ozan Ceyhun F.Koşer-Kaya    Zafer Sırakaya      Gülay Uslu

Türkler, Avrupa siyasetine de güçlü bir şekilde entegre olmuş durumda. Hollanda, Almanya, Belçika, İsveç, Danimarka ve Fransa gibi ülkelerde Türk kökenli milletvekilleri ve yerel yöneticiler dikkat çekiyor. Bulgaristan’daki Haklar ve Özgürlükler Hareketi, Avrupa Parlamentosu’nda Türk azınlığın sesi olarak temsil ediliyor. Genellikle sol partilere destek veren Türk seçmenler, aynı zamanda muhafazakâr partilerde de temsil ediliyor.

Avrupa’daki Türk dernekleri, topluluğun bir arada durmasına ve sosyal, kültürel haklarının korunmasına önemli katkılar sağlıyor. Pek çok isim altında birleşen dernekler, Türklerin ekonomik ve sosyal entegrasyonuna öncülük ediyor. Eğitim, kültür ve gençlik alanında faaliyet gösteren bu dernekler, Türk diasporasının sesini daha fazla duyuruyor.

Günümüzde Türkler, Avrupa’da hem eğitim hem iş alanında yükselen bir grafik çiziyor. Üniversitelerde Türk öğrencilerin sayısı artarken, birinci nesil Türklerin önemli bir kısmı emeklilik sonrası Türkiye’ye dönmeyi tercih ediyor. Yüksek eğitimli gençler ise Avrupa ve Türkiye arasında köprü kuruyor.

Bugün Avrupa, Türklerin izlerini her alanda taşıyor. Ekonomik başarı hikayeleri, siyasetteki etkileri ve kültürel katkılarıyla Avrupa Türkleri, köklerini unutmadan geleceğe yön veren bir topluluk olarak öne çıkıyor. Bu hikâye, sadece Avrupa’daki Türklerin değil, iki kıta arasında köprü kuran bir medeniyetin de hikâyesi.

Bugün Avrupa, Türklerin izlerini yalnızca iş ve siyasette değil, sanat, spor, akademi ve sosyal girişimcilik gibi pek çok alanda taşıyor. Türk girişimcilerin restoranlardan teknoloji start-up’larına kadar uzanan başarı hikayeleri, yalnızca kendi topluluklarına değil, bulundukları toplumlara da katkı sağlıyor. Türk mutfağı, Avrupa’nın her köşesinde kültürel bir lezzet haline gelmiş durumda. Kebap restoranlarından gurme Türk restoranlarına kadar geniş bir yelpazede yer buluyor.
Spor dünyasında yetişen Türk kökenli futbolcular, Avrupa’nın en prestijli kulüplerinde forma giyiyor ve bu başarı, genç nesiller için rol model oluşturuyor.
Afbeelding met Menselijk gezicht, persoon, kleding, person Automatisch gegenereerde beschrijving
Mustafa Yücedağ   Mesut Özil        H.Çalhanoğlu     F.Kadıoğlu      Orkun Kökçü        C.Ünder

Türk diasporası, Avrupa’nın kültürel zenginliğine önemli katkılar sunuyor. Türk kökenli sanatçılar, yazarlar, müzisyenler ve film yapımcıları uluslararası platformlarda büyük beğeni topluyor. Feridun Zaimoğlu gibi yazarlar, Türk kimliği ve göç deneyimini edebiyata taşırken; Fatih Akın gibi yönetmenler, filmleriyle Avrupa’da göçmenlerin hayatlarını beyaz perdeye taşıdılar. Bu sanatçılar, kültürler arası diyalogun ve empati geliştiren hikyelerin yaratılmasında öncü rol oynadılar. Ayrıca genç nesiller, modern dijital platformlarda içerik üreterek hem Türk kültürünü tanıtıyor hem de küresel bir kitleye hitap ediyorlar.

Afbeelding met kleding, persoon, glimlach, Menselijk gezicht Automatisch gegenereerde beschrijving

Avrupa’daki Türk kadınları, toplumda ve ekonomide önemli bir güç haline gelmiş durumda. Girişimci, öğretmen, sağlık çalışanı, avukat veya sanatçı olarak, hem Türk toplumunun hem de Avrupa toplumlarının gelişiminde aktif rol oynuyorlar. Eğitimli ve bağımsız bir nesil, toplumsal cinsiyet eşitliği ve insan hakları konusunda da fark yaratıyor. Ayrıca kadınların liderlik ettiği sosyal girişimler, dayanışma kültürünün en güzel örneklerini sergiliyor.

Türk kökenli akademisyenler ve bilim insanları, Avrupa’nın önde gelen üniversitelerinde ve araştırma merkezlerinde görev alıyor. Tıp, mühendislik, sosyal bilimler ve teknoloji gibi alanlarda Türk araştırmacılar büyük başarılara imza atıyor.

Afbeelding met persoon, kleding, Menselijk gezicht, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving
Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci’nin BioNTech ile COVID-19 aşısını geliştirmesi, bu başarıların en güncel ve çarpıcı örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Bu başarı, Türk diasporasının bilim ve teknoloji alanında da küresel bir fark yarattığını gösteriyor.

Afbeelding met kaart, tekst, atlas Automatisch gegenereerde beschrijving
Avrupalı Türkler, anavatanları Türkiye ile güçlü bağlarını korumaya devam ediyor. Eğitim, yatırım ve kültürel projeler yoluyla Türkiye’ye katkı sağlıyorlar. Her yaz Türkiye’ye giden on binlerce Türk vatandaşı, bu bağları güçlendirirken, aynı zamanda iki ülke arasındaki ekonomik ve kültürel etkileşimi artırıyor. Avrupa’dan gelen yatırımlar, Türkiye’nin modernleşme ve büyüme sürecinde önemli bir rol oynuyor.

Bu başarı hikâyelerinin ardında elbette çeşitli zorluklar da bulunuyor. Ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve entegrasyon sorunları hâlâ gündemde. Ancak Türk toplumu, bu engelleri aşma konusundaki kararlılığını her defasında gösteriyor. Eğitim, iş hayatı ve siyaset gibi alanlarda elde edilen başarılar, genç nesillere umut ve motivasyon kaynağı oluyor. Sosyal uyum politikalarının güçlendirilmesi ve ayrımcılıkla mücadele çabaları, Türk toplumunun daha güçlü bir şekilde yerleşik hale gelmesini sağlıyor.

Avrupa Türkleri, yalnızca yaşadıkları ülkelerde değil, küresel düzeyde de etkili bir diaspora haline geliyor. Avrupa’dan çıkan Türk kökenli liderler, sivil toplum kuruluşları ve dijital girişimciler, dünya çapında tanınır hale geldi. Bu durum, Türklerin yalnızca Avrupa ile sınırlı kalmayan, çok daha geniş bir kültürel ve ekonomik etkiye sahip olduğunu gösteriyor.

Avrupa Türklerinin hikâyesi, sadece göçmenliğin değil, kültürel zenginleşmenin, dayanışmanın ve birlikte büyümenin hikâyesidir. Bu hikâye, Avrupa ile Türkiye arasında geçmişte başlayan tarihi bir bağın, modern çağda kültürel ve ekonomik bir köprüye dönüşmesinin göstergesidir. Avrupa Türkleri, yalnızca geçmişlerinden değil, yarattıkları yeni değerlerden de gurur duyarak, bu hikâyeyi nesiller boyunca yazmaya devam edeceklerdir.

IRKÇILIK VE ÖNYARGILARLA YÜZLEŞMEK

Afbeelding met kaars, schermopname, panorama, kunst Automatisch gegenereerde beschrijving

Irkçılık ve yabancı düşmanlığı, yalnızca hedef aldığı gruplara değil, tüm toplumlara zarar veren bir anlayıştır. Bugün Avrupa Türkleri, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi alanlarda ortaya koydukları başarılarla, önyargılarla oluşturulan her türlü klişeyi çürüten bir topluluktur. Ancak bu başarıları görmezden gelmek, yalnızca gerçeklerden uzaklaşmakla kalmaz, aynı zamanda toplumun bütünlüğüne zarar verir.

Türkler, Avrupa’nın ekonomisine ve kültürüne sayısız katkı yapmıştır. Yüzbinlerce Türk girişimci, istihdam sağlayarak yerel ekonomilere güç katmıştır. Bilim insanları, mühendisler ve akademisyenler, Avrupa’nın teknolojik ve bilimsel ilerlemesine destek olmuş, kültürel alanda sanatçılar ve sporcular büyük başarılara imza atmıştır.

Afbeelding met vrouw, Menselijk gezicht, jurk, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
Karsu             Tarkan               Azra Akın         Hadise             Kubat           M.Uzelli

Ancak tüm bu gerçekler karşısında, ayrımcılığı körükleyenlerin ısrarla bu katkıları yok sayması veya küçümsemesi, yalnızca önyargının bir göstergesidir. İnsanlar, etnik kökenlerinden veya inançlarından dolayı değil, yaptıklarıyla ve topluma sağladıkları katkılarla değerlendirilmelidir. Avrupa Türkleri, üretken, çalışkan ve toplumsal uyumu destekleyen bir topluluk olarak bu anlayışa en iyi örnektir.

Irkçılık, toplumları bölmekle kalmaz, bireylerin potansiyelini sınırlayarak ilerlemeyi de engeller. Türklerin Avrupa’da elde ettiği başarılar, fırsat verildiğinde herkesin toplumun gelişimine nasıl katkı sağlayabileceğinin kanıtıdır. Bu nedenle, farklılıkları bir tehdit olarak değil, bir zenginlik olarak görmek gerekir. Irkçılığın yerini dayanışma, önyargının yerini bilgi ve empati almalıdır.

Sonuç olarak, Türkler veya diğer göçmen topluluklar hakkındaki önyargılar, tarihsel bağlamdan ve somut gerçeklerden kopuk birer yanılgıdır. Bu yanılgılarla yüzleşmek ve önyargılardan arınmak, yalnızca Türkler için değil, herkes için daha adil, daha güçlü ve daha birleşik bir Avrupa’nın anahtarıdır.

ZAYIFLIĞIN MASKESİ: IRKÇILIK

Afbeelding met banier, vlag, buitenshuis, Rebellie Automatisch gegenereerde beschrijving

Irkçılık, sadece hedef aldığı gruplara değil, savunanların da ahlâki ve entelektüel zayıflığını gözler önüne serer. Türklerin Avrupa’daki varlığı ve başarıları, bu zayıflığı her gün daha görünür hale getiriyor. Çünkü, Türkler sadece Avrupa’ya gelmekle kalmadılar, Avrupa’nın bir parçası oldular. Ekonomiye, kültüre, bilime ve siyasete değer katarken, önyargıları yıkan bir tarih yazdılar.

Irkçılar genellikle “biz” ve “onlar” diye bir ayrım yaratmaya çalışır. Ancak bu ayrım, Türklerin Avrupa’daki somut katkıları karşısında çökmeye mahkûmdur. Bugün Avrupa’daki Türk girişimciler, yüzbinlerce kişiye istihdam sağlıyor. İşsiz kalmış ve umutsuz olan pek çok kişinin hayatını değiştiren bu insanlar, aynı zamanda Avrupa’nın ekonomik dinamiklerini güçlendiren bir motor işlevi görüyor. Bilim insanlarımız, salgınlara çözüm buluyor; sanatçılarımız, kültürün sınırlarını genişletiyor; siyasetçilerimiz, demokrasiye katkı sunuyor.

TARİH TERSİNE ÇEVRİLEMEZ

Afbeelding met kleding, person, persoon, klok Automatisch gegenereerde beschrijving

Türklerin Avrupa’daki varlığı, bir iki nesille sınırlı değil, yüzyılların ötesine dayanıyor. Orta Çağ’da başlayan bu ilişki, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Balkanlar’da, İtalya’da ve Batı Avrupa’da derinleşti. Daha sonra, 20. yüzyılda misafir işçi olarak gelen Türkler, o dönemki Avrupa’nın savaş sonrası ekonomisini canlandırdı. Sormak lâzım ırkçılara: “Fabrikalarınızda gece gündüz çalışan, en ağır işleri üstlenen, ama yine de sesini çıkarmayan o misafir işçiler kimdi?”
Türklerdi tabii.

Bugün, o misafir işçilerin torunları artık sadece iş gücüyle değil, fikirleri, yaratıcılıkları ve liderlikleriyle Avrupa’nın temel taşlarından biri. Irkçılar bu gerçeği inkâr etmek istiyor, çünkü bu gerçek onların kurmaya çalıştığı nefret temelli dünyaya uymuyor.
Irkçılara sesleniyorum: “Ne yaparsanız yapın, bu tarihi tersine çeviremezsiniz.”

Türklere yönelik önyargılar, sadece haksız değil, aynı zamanda aptalcadır.
“Türkler sadece misafir işçidir” diyenler, milyonlarca Türkün Avrupa’nın sanayisinden teknolojiye, akademiden sanata her alanda nasıl devrim yarattığını görmezden geliyor. “Türkler topluma uyum sağlayamaz” diyenler, Türklerin Avrupa’daki ikinci ve üçüncü kuşaklarının eğitimde ve siyasette ne kadar ilerlediğini reddediyor.

Irkçılara şunları da söylemek lâzım: “Eğer bir toplumda ayrımcılığı körüklerseniz, sadece hedef aldığınız grubun değil, tüm toplumun zarar görmesine neden olursunuz. Bugün Avrupa’nın pek çok şehrinde Türkler, toplumun entegrasyonu için köprü görevi görüyor. Çok kültürlü mahallelerde ticaret yapıyor, yerel yönetimlerde görev alıyor ve herkesin faydasına olan projeler üretiyor. Bu katkıları görmeyip hâlâ “öteki” yaratmaya çalışıyorsanız, gözlüklerinizi değiştirmeniz gerekiyor. Çünkü bu önyargılar, gerçeği görmenizi engelliyor.”

KORKULARININ ARKASINA SIĞINANLAR
Afbeelding met tekst, vlag, banier, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Irkçılık, korkunun ve cehaletin bir maskesidir. Irkçılar, Türklerin başarısından korkuyor. Çünkü bu başarı, onların “üstünlük” masalını çürütüyor.
Irkçılara şöyle seslenmek lâzım: “Korkunun yerine bilgelik, cehaletin yerine bilgi koymadığınız sürece, bu nefret sizi zayıflatmaya devam edecek. Şunu unutmayın: Türkler, Avrupa’nın her alanında kendilerini kanıtlamış bir topluluktur. Bizim hikâyemiz, yalnızca bir göç hikâyesi değil; aynı zamanda azim, başarı ve katkının hikâyesidir. Biz buradayız, buradaydık ve burada olmaya devam edeceğiz. Irkçılıkla zaman kaybetmek yerine, birlikte çalışmayı ve birlikte başarmayı öğrenmelisiniz.
Eğer gerçekten ilerlemek istiyorsanız, bölmek yerine birleştirin. Türkler, Avrupa’da bir tehdit değil, bir zenginliktir. Biz, bulunduğumuz toplumlara her zaman daha iyisini sunmayı hedefledik ve hedeflemeye devam edeceğiz. Siz ise bu zenginliği göremeyecek kadar körsünüz. Ancak körlük, gerçeği değiştirmez. Irkçılık, nefreti büyütür; sevgi ve dayanışma ise toplumları yükseltir. Sonuç olarak, eğer geçmişten ve bugünden bir şey öğrenmek istiyorsanız, Türklerin Avrupa’daki hikâyesine bakın. Bu hikâye, kararlılığın, çalışkanlığın ve katkının bir öyküsüdür. Irkçılık ise bunun karşısında sadece zayıf bir direniştir ve bu direnişin yıkılması kaçınılmazdır.”

TÜRKLER ASIRLAR ÖNCESİNDE DE GÖÇÜ SEÇMİŞTİ

Afbeelding met kleding, persoon, person, gebouw Automatisch gegenereerde beschrijving

Türkler, tarih boyunca göçebe bir yaşam tarzı benimseyerek farklı coğrafyalara yayılan ve bu süreçte önemli medeniyetlere öncülük eden bir topluluktur. Orta Asya’dan başlayan göç dalgalarının Avrupa’ya uzanması, Türklerin tarih sahnesindeki sürekli hareketliliğinin bir göstergesidir. Ancak, Türklerin tarihi bu göçlerle sınırlı değildir; kökenleri çok daha derinlere, Mezopotamya’ya, hatta son buzul devrinin sona ermesiyle kaybolan Atlantis Ovası’na kadar uzanmaktadır.

Afbeelding met tekst, kaart, Wereld Automatisch gegenereerde beschrijving

Anlatılanlara göre, Orta Asya, Türkler için bir “ana yurt” değil, bir “ara yurt” olmuştur.
Buzul çağında Basra-Hürmüz Ovası’ndan kuzeye göç eden atalarımız, Orta Asya’da bir iç denizin oluşmasıyla bu bölgede yerleşmiş, ancak bu gölün kurumasıyla yeniden göç etmek zorunda kalmışlardır. Sümerler ile Türklerin dilsel ve kültürel akrabalıkları, bu göçlerin yalnızca coğrafi değil, medeniyetler arası bir bağ oluşturduğunu da göstermektedir.

Avrupa’daki Türk varlığı, hem Hunlar gibi erken dönemdeki göçebe Türk topluluklarının etkisiyle, hem de Osmanlı ve daha sonra yaşanan misafir işçi hareketleriyle şekillenmiştir. Avrupa’da yaşayan milyonlarca Türk, tarih boyunca göç ve medeniyet arasındaki köprüyü oluşturan bu uzun ve karmaşık sürecin günümüzdeki devamıdır.

Türklerin tarih boyunca bir medeniyet taşıyıcısı olarak rol oynaması, göçlerin salt yer değiştirme hareketleri değil, aynı zamanda kültür ve bilgi aktarımı süreci olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Orta Asya’dan Avrupa’ya, Mezopotamya’dan Anadolu’ya uzanan bu tarih, Türklerin evrensel bir mirasın parçası olduğunun en güçlü kanıtıdır.

Türklerin göçebe yaşamı sadece bir hayatta kalma stratejisi değil, aynı zamanda bilgi, kültür ve medeniyet taşıyıcılığı açısından büyük bir tarihsel öneme sahiptir. Türk topluluklarının hareketleri, bir yandan yeni yerlerde uygarlıkların temellerini atarken, diğer yandan yerel halklarla kültürel alışverişi mümkün kılmış ve böylece insanlık tarihine büyük katkılar sağlamıştır.

Afbeelding met kaart, tekst, atlas, Wereld Automatisch gegenereerde beschrijving

Atlantis Ovası’ndan başlayan, Orta Asya’da şekillenen ve Mezopotamya ile Anadolu’ya yayılan Türk tarihi, Sümerler, Hurriler, Hititler, Urartular, ve Etrüskler (TRT BELGESEL için Etrüskler’i İtalya’da görüntülemiştim. Yazımın en sonundaki linke tıklarsanız röportajı izleyebilirsiniz) gibi, eklerle anlam kazanan diller konuşan medeniyetlerle olan ilişkilerinde kendini göstermektedir. Bu tarihsel bağlar, yalnızca dilsel benzerliklerle sınırlı kalmamış, aynı zamanda Türklerin geniş coğrafyalarda teknoloji, tarım, yazı ve diğer kültürel unsurları taşıyıp yaymasına olanak tanımıştır.

Avrupa’ya Türk göçleri ise tarih boyunca çok yönlü bir etkide bulunmuştur. İlk olarak Hunlar ve Avarlar gibi topluluklar Batı Roma İmparatorluğu’nun çözülüşünde rol oynarken, Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselişi Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve kültürel yapısını şekillendirmiştir. Daha yakın dönemde misafir işçi hareketiyle Avrupa’ya gelen Türkler, hem iş gücü piyasasında hem de kültürel zenginlik açısından önemli katkılar sağlamış, yerleştikleri bölgelerde kalıcı bir iz bırakmıştır.

Göbekli Tepe: The Mysterious Temple Rewrites History | themindcircle

Türklerin tarih boyunca göç ettikleri bölgelerde sadece birer misafir olmadığını, yerleştikleri topraklarda kalıcı eserler bıraktığını unutmamak gerekir. Anadolu’daki Göbekli Tepe gibi insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinden biri olan yapılar, Türklerin atalarının yüksek bir medeniyet bilinciyle hareket ettiğinin en somut kanıtıdır. Bu da Türklerin tarihi boyunca yalnızca yer değiştiren bir topluluk değil, aynı zamanda uygarlık kuran ve geleceğe yön veren bir toplum olduğunu gösterir.

Sonuç olarak, Türklerin göç tarihi, yalnızca bir halkın değil, insanlığın ortak tarihine ışık tutmaktadır. Avrupa’da ve diğer coğrafyalarda yaşayan Türkler, bu kadim kültürün temsilcileri olarak geçmişten günümüze bir köprü vazifesi görmektedir. Türklerin göçlerinin yalnızca fiziki bir hareket değil, aynı zamanda kültürel bir yayılım ve dönüşüm süreci olduğunu anlamak, bu büyük tarihsel serüveni daha doğru yorumlamamıza yardımcı olacaktır.

TRT Röportajında Entrüskleri izlemek için aşağıdaki fotoğraf link,ne tıklayınız:

                                                          *********************

İLHAN KARAÇAY SCHRIJFT HET VERHAAL VAN DE MIGRATIE VAN TURKEN, DIE EEUWEN GELEDEN BEGON EN ZICH IN EUROPA VOORTZET…

De migratie van Turken uit Azië creëerde een bevolking van 50 miljoen in de Balkan en West-Europa.

Overal waar Turken zich vestigden, behaalden ze succes, maar desondanks werden ze vaak met argwaan bekeken door de racistische lokale bevolking.

Van verhalen over traditionele immigranten tot die van Turkse pioniers die met BioNTech COVID-19 bestreden: dit is het verhaal van de Turken in Europa.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Hier is een verhaal dat ik met jullie wil delen, een verhaal dat eeuwen geleden begon en tot op de dag van vandaag voortduurt.

Laten we beginnen met de migratie naar Europa:
De Turkse bevolking in Europa omvat vandaag de dag een gemeenschap van 50 miljoen mensen. Deze gemeenschap varieert van de Europese kant van Turkije en de gevestigde Turkse gemeenschappen op de Balkan tot de arbeidsmigratiegolven naar West-Europa en vluchtelingen uit Turks-sprekende regio’s.

Afbeelding met kaart Automatisch gegenereerde beschrijving

De komst van Turken naar Europa begon met grote migratiestromen uit Centraal-Azië. Volkeren zoals de Avaren, Hunnen en Bulgaren, die Turks spraken, behoorden tot de vroege bewoners van Europa. Tijdens de Seltsjoekse en Ottomaanse periodes werden deze banden verder versterkt. Vooral tijdens het Ottomaanse rijk vestigde zich een aanzienlijke Turkse bevolking op de Balkan. Maar in de 19e en 20e eeuw werden deze gemeenschappen getroffen door oorlogen, gedwongen migraties en bevolkingsuitwisselingen.

Afbeelding met person, persoon, kleding, Menselijk gezicht Automatisch gegenereerde beschrijving

In de jaren 60 markeerden arbeidsmigratieovereenkomsten tussen Turkije en West-Europese landen een keerpunt in de demografische en economische aanwezigheid van Turken in Europa. Vooral landen als Duitsland, Nederland, België en Frankrijk ontvingen Turkse arbeiders. De eerste generatie werd gezien als “gastarbeiders” en werkte onder moeilijke omstandigheden, maar latere generaties vestigden zich permanent in deze landen. Vandaag spelen Europese Turken een actieve rol in diverse sectoren, van het bedrijfsleven tot de kunst, van de politiek tot de sport.

Afbeelding met tekst, krant, Nieuws, person Automatisch gegenereerde beschrijving

KUNST, WETENSCHAP EN MAATSCHAPPELIJKE IMPACT

Afbeelding met Menselijk gezicht, persoon, kleding, person Automatisch gegenereerde beschrijving
Mustafa Yücedağ  Mesut Özil           H.Çalhanoğlu     F.Kadıoğlu     Orkun Kökçü     C.Ünder

Turks-Nederlandse kunstenaars, schrijvers, musici en filmmakers worden wereldwijd geprezen. Auteurs zoals Feridun Zaimoğlu brengen de Turkse identiteit en migratie-ervaring tot leven in de literatuur, terwijl regisseurs zoals Fatih Akın het leven van migranten op het witte doek vertonen. Deze kunstenaars spelen een sleutelrol in het bevorderen van interculturele dialoog en het creëren van empathische verhalen. Bovendien introduceert de jongere generatie via digitale platforms de Turkse cultuur bij een wereldwijd publiek en bereikt zo een bredere gemeenschap.

Afbeelding met kleding, persoon, glimlach, Menselijk gezicht Automatisch gegenereerde beschrijving

Turkse vrouwen zijn uitgegroeid tot een belangrijke kracht in de samenleving en economie. Als ondernemers, leraren, zorgverleners, advocaten of kunstenaars spelen ze een actieve rol in zowel de Turkse als de Europese gemeenschappen. Een opgeleide en onafhankelijke generatie maakt een verschil op het gebied van gendergelijkheid en mensenrechten. Sociale ondernemingen onder leiding van vrouwen laten de kracht van solidariteit op indrukwekkende wijze zien.

Turkse academici en wetenschappers zijn actief in vooraanstaande universiteiten en onderzoekscentra in Europa. In vakgebieden zoals geneeskunde, techniek, sociale wetenschappen en technologie behalen Turkse onderzoekers grote successen.

Afbeelding met persoon, kleding, Menselijk gezicht, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving

Het meest spraakmakende voorbeeld is zonder twijfel Prof. Dr. Uğur Şahin en Dr. Özlem Türeci, die met BioNTech het COVID-19-vaccin ontwikkelden. Hun baanbrekende werk toont aan dat de Turkse diaspora ook in de wetenschappelijke wereld een wereldwijde impact heeft.

Afbeelding met kaart, tekst, atlas Automatisch gegenereerde beschrijving
Turken in Europa blijven sterke banden behouden met hun moederland. Via onderwijs, investeringen en culturele projecten leveren ze een belangrijke bijdrage aan Turkije. Elk jaar reizen tienduizenden Turkse Europeanen naar Turkije, wat niet alleen deze banden versterkt, maar ook de economische en culturele interactie tussen beide regio’s bevordert. Investeringen vanuit Europa spelen een cruciale rol in de modernisering en groei van Turkije.

Hoewel er talloze succesverhalen zijn, worden er ook obstakels ervaren, zoals discriminatie, xenofobie en integratieproblemen. Toch blijft de Turkse gemeenschap vastberaden deze uitdagingen te overwinnen. Hun prestaties op het gebied van onderwijs, werkgelegenheid en politiek bieden hoop en inspiratie voor toekomstige generaties. Het versterken van sociaal beleid en het bestrijden van discriminatie bevorderen de integratie en stabiliteit van de gemeenschap.

Turken in Europa ontwikkelen zich niet alleen tot een sterke gemeenschap in hun gastlanden, maar ook tot een invloedrijke diaspora op wereldniveau. Turkse leiders, non-profitorganisaties en digitale ondernemers worden wereldwijd steeds zichtbaarder. Dit onderstreept dat de Turkse gemeenschap veel verder reikt dan Europa en een brede culturele en economische impact heeft.

Het verhaal van de Turkse gemeenschap in Europa is niet alleen een verhaal van migratie, maar ook van culturele verrijking, solidariteit en gezamenlijke groei. Dit verhaal weerspiegelt een historische band tussen Europa en Turkije die, in de moderne tijd, is uitgegroeid tot een brug van culturele en economische samenwerking.

CONFRONTATIE MET RACISME EN VOOROORDELEN

Afbeelding met kaars, schermopname, panorama, kunst Automatisch gegenereerde beschrijving

Racisme en xenofobie zijn schadelijk, niet alleen voor de groepen die ze treffen, maar voor de gehele samenleving. Tegenwoordig weerleggen Europese Turken met hun prestaties in de economische, sociale, culturele en politieke sectoren elk stereotype dat voortkomt uit vooroordelen. Het negeren van deze successen betekent niet alleen een gebrek aan realiteitszin, maar ook een ondermijning van de sociale cohesie.

Afbeelding met vrouw, Menselijk gezicht, jurk, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
       Karsu               Tarkan          Azra Akın        Hadise              Kubat          M.Uzelli

Turken hebben een onmiskenbare bijdrage geleverd aan de economie en cultuur van Europa. Honderdduizenden Turkse ondernemers versterken de lokale economieën door werkgelegenheid te creëren. Wetenschappers, ingenieurs en academici dragen bij aan de technologische en wetenschappelijke vooruitgang, terwijl kunstenaars en sporters indrukwekkende successen behalen op het culturele podium.

CONFRONTATIE MET DISCRIMINATIE EN DE KRACHT VAN DIVERSITEIT

Ondanks al deze feiten blijven degenen die discriminatie aanwakkeren, de bijdragen van de Turkse gemeenschap negeren of bagatelliseren.
Dit is niets anders dan een weerspiegeling van vooroordelen. Mensen zouden niet beoordeeld moeten worden op hun etnische afkomst of geloof, maar op wat ze doen en bijdragen aan de samenleving. Europese Turken zijn hiervan een uitstekend voorbeeld: een productieve, hardwerkende gemeenschap die sociale cohesie bevordert.

De successen van Turken in Europa tonen aan dat wanneer mensen kansen krijgen, zij een waardevolle bijdrage kunnen leveren aan de samenleving. Verschillen zouden niet als een bedreiging, maar als een rijkdom moeten worden gezien. Racisme moet plaatsmaken voor solidariteit, en vooroordelen voor kennis en empathie.

Vooroordelen over Turken of andere migranten gemeenschappen zijn vaak losgekoppeld van historische context en feiten. Deze misvattingen confronteren en overwinnen is niet alleen in het belang van Turken, maar van iedereen. Het is de sleutel tot een rechtvaardiger, sterker en meer verenigd Europa.

DE MASKER VAN ZWAKTE: RACISME

Afbeelding met banier, vlag, buitenshuis, Rebellie Automatisch gegenereerde beschrijving

Racisme onthult niet alleen de schade aan de groepen die het treft, maar ook de morele en intellectuele zwakte van degenen die het verdedigen. De aanwezigheid en successen van Turken in Europa maken deze zwakte dagelijks zichtbaarder. Want Turken kwamen niet alleen naar Europa, ze werden er een integraal onderdeel van. Ze hebben bijgedragen aan de economie, cultuur, wetenschap en politiek, terwijl ze een geschiedenis schreven die vooroordelen doorbrak.

Racisten proberen vaak een onderscheid te maken tussen “wij” en “zij”. Maar deze tweedeling is gedoemd te mislukken tegenover de tastbare bijdragen van Turken in Europa. Turkse ondernemers bieden werk aan honderdduizenden mensen, veranderen levens van velen en versterken de economische dynamiek van Europa. Onze wetenschappers ontwikkelen oplossingen voor pandemieën, onze kunstenaars verruimen culturele grenzen, en onze politici dragen bij aan de democratie.

GESCHIEDENIS KAN NIET TERUGGEDRAAID WORDEN

De aanwezigheid van Turken in Europa is niet beperkt tot één of twee generaties; het gaat eeuwen terug. Deze relatie begon in de middeleeuwen en verdiepte zich tijdens het Ottomaanse Rijk op de Balkan, in Italië en West-Europa. In de 20e eeuw hielpen Turkse gastarbeiders Europa’s economie herstellen na de oorlog. Racisten zouden moeten worden gevraagd: “Wie werkte dag en nacht in uw fabrieken, deed de zwaarste taken en klaagde nooit?” Het antwoord is duidelijk: Turken.

Vandaag zijn de kleinkinderen van deze gastarbeiders niet alleen arbeidskrachten, maar ook ideeën-, creativiteits- en leiderschapsdragers. Racisten willen deze realiteit ontkennen omdat het niet past in hun wereldbeeld dat is gebaseerd op haat. Maar hoe ze het ook proberen, ze kunnen de geschiedenis niet herschrijven.

Racisme is een masker voor angst en onwetendheid. Racisten zijn bang voor de successen van Turken, omdat die hun “superioriteitsmythe” ontkrachten. Maar deze angst kan alleen worden overwonnen door wijsheid en kennis. Turken hebben zich in alle aspecten van de Europese samenleving bewezen. Ons verhaal is niet alleen een migratieverhaal, maar een verhaal van vastberadenheid, succes en waardevolle bijdragen.

Racisten moeten begrijpen dat als ze discriminatie blijven aanwakkeren, ze niet alleen de groep die ze viseren, maar de hele samenleving schaden. In veel Europese steden fungeren Turken als bruggenbouwers voor integratie. Ze dragen bij aan handel, lokale overheden en gemeenschapsprojecten die iedereen ten goede komen.

Turken vormen geen bedreiging, maar een verrijking voor Europa. Ze hebben altijd gestreefd naar vooruitgang en blijven dat doen. Racisme voedt haat, maar liefde en solidariteit tillen samenlevingen naar grotere hoogten. Wie echt wil leren van het verleden en het heden, moet kijken naar het verhaal van Turken in Europa. Dit verhaal is er een van vastberadenheid, arbeid en bijdrage. Racisme, daarentegen, blijft een zwakke weerstand en zal onvermijdelijk overwonnen worden.

TURKEN KOZEN EEUWEN GELEDEN OOK AL VOOR MIGRATIE

Afbeelding met kleding, persoon, person, gebouw Automatisch gegenereerde beschrijving

Turken hebben door de geschiedenis heen een nomadische levensstijl aangenomen, verspreid over verschillende geografieën en zo belangrijke beschavingen gecreëerd. De migratiestromen vanuit Centraal-Azië naar Europa zijn een weerspiegeling van de voortdurende beweging van de Turken door de geschiedenis heen. Maar de geschiedenis van de Turken beperkt zich niet tot deze migraties; hun oorsprong reikt veel verder terug, tot aan Mesopotamië en zelfs tot de verzonken Atlantisvlakte aan het einde van de laatste ijstijd.

Afbeelding met tekst, kaart, Wereld Automatisch gegenereerde beschrijving

Volgens overleveringen was Centraal-Azië voor de Turken geen “thuisland” maar een “tussenstation”. Voorouders die tijdens de ijstijd vanuit de vlakte van Basra-Hormuz naar het noorden migreerden, vestigden zich in Centraal-Azië toen daar een binnenzee ontstond. Maar door het opdrogen van dit meer werden ze opnieuw gedwongen te migreren. De linguïstische en culturele verwantschappen tussen de Soemeriërs en de Turken tonen aan dat deze migraties niet alleen geografisch, maar ook beschavingsoverschrijdend waren.

De aanwezigheid van Turken in Europa is gevormd door zowel de invloed van vroege nomadische Turkse gemeenschappen zoals de Hunnen als door de Osmanen en later de gastarbeidersbewegingen. De miljoenen Turken die vandaag in Europa wonen, vormen de moderne voortzetting van dit lange en complexe proces van migratie en beschaving.

De rol van de Turken door de geschiedenis heen als dragers van beschaving laat zien dat migraties niet slechts geografische verplaatsingen zijn, maar ook processen van culturele en kennisoverdracht. Van Centraal-Azië naar Europa, van Mesopotamië naar Anatolië, deze geschiedenis is het sterkste bewijs dat Turken deel uitmaken van een universeel erfgoed.

De nomadische levensstijl van de Turken is niet alleen een overlevingsstrategie geweest, maar ook van groot historisch belang als drager van kennis, cultuur en beschaving. Terwijl Turkse gemeenschappen nieuwe beschavingen vestigden, creëerden ze ook mogelijkheden voor culturele uitwisseling met lokale bevolking en leverden zo een belangrijke bijdrage aan de menselijke geschiedenis.

Afbeelding met kaart, tekst, atlas, Wereld Automatisch gegenereerde beschrijving

De geschiedenis van de Turken, die begon in de Atlantisvlakte, zich ontwikkelde in Centraal-Azië en zich verspreidde naar Mesopotamië en Anatolië, komt tot uiting in de verbanden met beschavingen zoals de Soemeriërs, Hurrieten, Hettieten, Urartiërs en Etrusken (voor een documentaire van TRT maakte ik opnames over de Etrusken in Italië; de link naar het interview staat onderaan mijn artikel). Deze historische banden beperken zich niet tot linguïstische overeenkomsten, maar tonen ook hoe de Turken technologie, landbouw, schrift en andere culturele elementen over grote geografieën hebben verspreid.

De migraties van Turken naar Europa hebben door de geschiedenis heen een veelzijdige impact gehad. Enerzijds speelden groepen zoals de Hunnen en Avaren een rol in de ondergang van het West-Romeinse Rijk, anderzijds vormde de opkomst van het Ottomaanse Rijk de politieke, economische en culturele structuur van Europa. In recentere tijden hebben de Turkse gastarbeiders die naar Europa kwamen een blijvende indruk achtergelaten, zowel in de arbeidsmarkt als in culturele verrijking.

Göbekli Tepe: The Mysterious Temple Rewrites History | themindcircle

Het is belangrijk te benadrukken dat Turken in de regio’s waar ze door de geschiedenis heen migreerden niet slechts gasten waren, maar blijvende nalatenschappen achterlieten. Bouwwerken zoals Göbekli Tepe in Anatolië, een van de oudste nederzettingen in de menselijke geschiedenis, zijn het meest tastbare bewijs van het hoge beschavingsbewustzijn van de voorouders van de Turken. Dit laat zien dat Turken niet alleen een gemeenschap waren die zich verplaatste, maar ook beschavingen stichtten en de toekomst vorm gaven.

De migratiegeschiedenis van de Turken werpt licht op niet alleen de geschiedenis van een volk, maar ook op de gedeelde geschiedenis van de mensheid. Turken die in Europa en andere regio’s wonen, fungeren als vertegenwoordigers van deze oude cultuur en als bruggen tussen verleden en heden. Begrijpen dat de migraties van de Turken niet alleen fysieke bewegingen waren, maar ook culturele verspreidings- en transformatieprocessen, helpt ons deze grote historische reis beter te interpreteren.

TRT Röportajında Entrüskleri izlemek için aşağıdaki fotoğraf link,ne tıklayınız:

HOLLANDA’DAN TÜRKİYE’YE EKONOMİK ÇIKARMA: HOLLANDA DIŞ TİCARET BAKANI VE TÜRK İŞ DÜNYASI BİR ARAYA GELİYOR

HOLLANDA’DAN TÜRKİYE’YE EKONOMİK ÇIKARMA: HOLLANDA DIŞ TİCARET BAKANI VE TÜRK İŞ DÜNYASI BİR ARAYA GELİYOR

İstanbul, Gebze ve Bursa’da temaslarda bulunacak olan gruba, Hollanda’daki Türk iş adamlarının da katılması isteniyor.

Hollanda-Türk Ticaret Vakfı Başkanı Ethem Emre, ziyaretin sağlayacağı faydaları anlattı ve 15 Aralık’ın son başvuru tarihi olduğunu belirtti.

(Haberin Hollandacası en altta. Nederlandse versie van het nieuws is onderaan)

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
İlhan KARAÇAY’ın haberi:

Hollanda Girişimcilik Ajansı (RVO), Hollanda Dışişleri Bakanlığı, Ankara’daki Hollanda Büyükelçiliği, İstanbul’daki Başkonsolosluk ve ilgili sektör kuruluşları ile işbirliği içinde Türkiye’ye bir ticaret seyehati düzenliyor.
Bu heyete ayrıca Dış Ticaret ve Kalkınma Yardımı Bakanı Reinette Klever ile VNO-NCW Başkanı Ingrid Thijsen de katılıyor. Ingrid Thijsen aynı zamanda ticaret heyetinin lideri olarak görev yapıyor.
İstanbul, Gebze ve Bursa gibi önemli ekonomik merkezlerde gerçekleştirilecek bu ziyaret, iki ülke arasındaki ekonomik bağları güçlendirmeyi ve sürdürülebilir işbirliklerini artırmayı hedefliyor. Programın odağında, döngüsel ekonomi, ileri teknoloji ve imalat sanayi gibi stratejik sektörler yer alıyor.

Afbeelding met tekst, horizon, wolkenkrabber, stadslandschap Automatisch gegenereerde beschrijving

Hollanda, Türkiye’yi hem coğrafi hem de ekonomik olarak güçlü bir ortak olarak görüyor. Türkiye’nin 100 milyonluk nüfusu, 1.100 milyar dolarlık gayrisafi yurtiçi hasılası ve Avrupa ile Orta Doğu’yu birleştiren stratejik konumu, bu işbirliğini cazip kılan faktörlerden bazıları. Ayrıca, Hollanda, Türkiye’de 3.000’den fazla şirketiyle en büyük yabancı yatırımcı konumunda bulunuyor.

Programın Sağlayacağı Faydalar

Bu ekonomik misyon, sadece iki ülkenin ticaret hacmini artırmayı değil, aynı zamanda uzun vadeli işbirliklerine kapı aralamayı hedefliyor.
İşte programın sağlayabileceği başlıca faydalar:

Hollanda’nın döngüsel ekonomi alanındaki uzmanlığı, Türkiye’nin büyüyen üretim ekonomisi için büyük bir potansiyel taşıyor.

Hollandalı firmalar, Türkiye’de atık plastiklerin yeniden değerlendirilmesi için yeni teknolojiler sunabilir. Bu, hem çevresel hem de ekonomik faydalar sağlayabilir.

Türkiye’deki kentsel dönüşüm projelerinde, Hollanda’nın çevre dostu inşaat teknolojilerinden faydalanılabilir.

Türkiye’nin güçlü imalat altyapısı, Hollanda’nın dijital teknolojileriyle birleşerek daha yüksek katma değerli ürünlerin ortaya çıkmasını sağlayabilir.

Elektrikli araç komponentleri ve otonom araç teknolojileri, Türk otomotiv sektörüne önemli bir destek sunabilir.

Türk ve Hollandalı şirketler birlikte çalışarak daha verimli ve sürdürülebilir üretim süreçleri geliştirebilir.

Türkiye’nin coğrafi avantajları, Hollanda şirketlerinin Avrupa, Orta Doğu ve Asya pazarlarına daha kolay erişim sağlamasına olanak tanıyor. Türk şirketleri ise Hollanda üzerinden Avrupa’nın merkezine daha etkili bir şekilde ulaşabilir.

Programın özellikle kadın girişimcileri teşvik etmesi, iş dünyasında cinsiyet eşitliğini desteklemeyi amaçlıyor. Bu, hem Türk hem de Hollandalı kadın liderlerin iş dünyasında daha etkin bir rol almasını sağlayabilir.

Hollanda-Türkiye işbirliği birçok somut projeye dönüşme potansiyeli taşıyor:

Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli, Hollanda’nın yenilenebilir enerji uzmanlığı ile birleşerek büyük ölçekli projeler yaratabilir.

Hollandalı tarım teknolojileri şirketleri, Türkiye’de daha az su ve enerji kullanarak daha verimli tarım uygulamaları geliştirebilir.

Türkiye’nin sanayi altyapısı, Hollanda’nın yapay zeka ve dijitalleşme konusundaki tecrübesiyle modernize edilebilir.”

Afbeelding met kleding, Menselijk gezicht, persoon, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving

Hollanda Dış Ticaret Bakanı’nın katılımı, bu misyonun sadece ticari değil, aynı zamanda diplomatik olarak da önemli bir girişim olduğunu gösteriyor. Türk ve Hollandalı firmalar, bakanlar ve iş dünyası liderlerinin desteğiyle daha yüksek düzeyde güven ve görünürlük elde edebilir. Ayrıca, yapılacak anlaşmalar ve işbirlikleri, iki ülke arasındaki ekonomik bağları daha sağlam temellere oturtacak.

Program, Türk iş dünyasına da büyük fırsatlar sunuyor. Döngüsel ekonomi ve ileri teknoloji alanlarında Hollanda ile işbirliği yapan firmalar, Avrupa’daki yeşil dönüşüm sürecine dahil olabilir ve uluslararası pazar erişimini artırabilir. Türk firmalarının, bu misyonu sadece Hollandalı şirketler için değil, Türkiye için de stratejik bir fırsat olarak değerlendirmesi gerekiyor.

Gebze Bursa arası kaç km - Gebze Bursa arası kaç saat -

Ekonomik misyon programına katılım için başvuru süresi 15 Aralık 2024’te sona eriyor. Katılım bedeli 950 euroMinister olarak belirlenmiş olup, bu ücret program kapsamındaki etkinlikleri ve yerel destekleri içeriyor. Seyahat ve konaklama masrafları ise katılımcılara ait.

Bu işbirliği, hem Türk hem de Hollandalı şirketler için büyük bir kazanç potansiyeli taşıyor. Geleceğe dönük bu tür girişimler, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda küresel ölçekte yeni başarı hikayelerinin doğmasına da zemin hazırlayacaktır.

ETHEM EMRE NE DİYOR?

Afbeelding met kleding, overdekt, tekst, meubels Automatisch gegenereerde beschrijving
Hollanda-Türk Ticaret Vakfı Başkanı Ethem Emre’ye, böylesi bir ziyaretin Türkiye’ye neler kazandıracağını sordum.

İşte Ethem Emre’nin verdiği bilgiler:

“Bu tür programlar genellikle ekonomik ilişkileri derinleştirmek, işbirliği olanaklarını genişletmek ve her iki ülke için de somut kazançlar yaratmak amacıyla düzenlenir.
İşte bu programın sağlayabileceği başlıca faydalar ve örneklerle şöyle açıklayabilirim:

Türkiye, Hollanda için halihazırda önemli bir ticaret partneri konumunda. Program, bu ilişkiyi daha da ileri taşıma potansiyeline sahip. Örneğin:

Hollandalı şirketler için Türkiye’nin dinamik ve geniş tüketici kitlesi, tarım ürünlerinden teknolojiye kadar birçok alanda ihracat fırsatları sunuyor. Benzer şekilde, Türk firmaları Hollanda’ya daha fazla ürün ve hizmet satışı yaparak Avrupa pazarında etkinliğini artırabilir.

Örneğin, Hollandalı bir şirketin, Türk çelik üreticileriyle ortaklık kurarak Avrupa otomotiv sektörüne daha uygun maliyetli ve kaliteli parçalar sağlayabileceği bir iş modeli ortaya çıkabilir.

Hollanda, döngüsel ekonomi alanında dünya çapında bir öncü. Türkiye’nin büyüyen üretim ekonomisi, sürdürülebilirlik çözümleri için geniş bir pazar sunuyor. Örnekler:

Hollandalı firmalar, Türkiye’deki plastik geri dönüşüm tesisleriyle ortak projeler yürüterek hem atık yönetim sistemlerini geliştirebilir hem de geri dönüştürülen malzemelerden yeni ürünler üretebilir.

Hollanda’nın ileri tarım teknolojileri, Türkiye’nin tarımsal üretim süreçlerinde daha az kaynak kullanımı ve daha yüksek verimlilik sağlamak için kullanılabilir. Örneğin, Hollandalı bir şirket, Türk tarım kooperatiflerine atık ürünlerden gübre üreten bir teknoloji sağlayabilir.

Türkiye’nin güçlü bir imalat sektörü var. Ancak yüksek teknoloji üretimi konusunda daha fazla dış ortaklığa ihtiyaç duyuluyor. Hollanda’nın dijital teknolojiler ve yüksek katma değerli üretim alanlarındaki tecrübesi, Türk sanayisi için büyük bir fırsat yaratıyor. Örnekler:

Türkiye’nin güçlü otomotiv üretim altyapısı, Hollandalı dijital teknoloji firmalarının katkılarıyla daha ileri bir noktaya taşınabilir. Örneğin, elektrikli araç üretiminde Hollanda teknolojileri kullanılabilir.

Hollandalı üreticiler, Türk firmalarıyla ortaklaşa yeni üretim teknikleri geliştirebilir ve Avrupa için düşük maliyetli, yüksek kaliteli ürünler sunabilir.

Hollanda, araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) alanında oldukça ileride. Türkiye’deki firmalarla yapılacak ortak projeler, her iki taraf için de değer yaratabilir. Örnekler:

Hollanda’daki teknoloji girişimleri, Türkiye’deki üretim süreçlerini optimize etmek için yapay zeka uygulamaları geliştirebilir.

Türkiye’nin bol güneş enerjisi potansiyeli, Hollandalı yenilenebilir enerji firmaları için büyük bir yatırım alanı olabilir. Ortak güneş enerjisi projeleri, hem Türkiye’nin enerji bağımsızlığına katkı sağlar hem de Hollandalı firmalara uzun vadeli gelir yaratır.

Türkiye’nin coğrafi konumu, Avrupa, Asya ve Orta Doğu pazarlarına erişim için stratejik bir avantaja sahiptir. Bu misyon, Hollanda şirketlerinin sadece Türkiye’ye değil, çevre bölgelere de açılmasını kolaylaştırabilir. Örnek:

Hollandalı bir firma, Türkiye’deki düşük maliyetli üretim avantajını kullanarak Avrupa ve Orta Doğu’ya ihracat yapabilir. Örneğin, tekstil alanında döngüsel bir üretim tesisi kurup global markalara tedarik sağlayabilir.

Programın özellikle kadın girişimcileri teşvik etmesi, toplumsal fayda yaratabilir. Bu, hem Türkiye’de hem Hollanda’da kadın liderlerin iş dünyasında daha etkin rol almasını sağlayabilir. Kadın girişimcilerin rol model olarak projeler geliştirmesi, iki ülke arasındaki sosyal bağları da güçlendirebilir.

Bakan seviyesinde gerçekleşen bu tür ziyaretler, sadece ekonomik değil diplomatik ve kültürel bağları da güçlendirir. Hollanda ve Türkiye arasındaki ortak kültürel etkinlikler ve ticari anlaşmalar, uzun vadeli bir güven ve işbirliği ortamı yaratır.

Son olarak şunu söyleyebilirim: Bu program, Türk ve Hollandalı şirketlerin mevcut işbirliklerini geliştirmekle kalmayıp, yeni iş modelleri ve ortaklıklar için de güçlü bir temel oluşturabilir. Hem ekonomik hem de sosyal açıdan kazanç yaratacak bu tür bir girişim, iki ülke arasındaki ilişkilerin sadece bugünü değil, geleceğini de şekillendirecektir.

Bu programın, gerek sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlaması gerekse iki ülke iş dünyasına yeni kapılar açması açısından büyük bir öneme sahip olduğunu söylenebilirim.”

*****************************

ECONOMISCHE MISSIE VANUIT NEDERLAND NAAR TURKIJE:
MINISTER VAN BUITENLANDSE HANDEL ONTMOET TURKSE ZAKENWERELD

Deelname van Nederlandse Turkse zakenmensen aan de delegatie naar Istanbul, Gebze en Bursa wordt aangemoedigd.

De voorzitter van de Netherlands Turkish Trade Foundation (NTTF) Ethem Emre, benadrukt het belang van dit bezoek en wijst erop dat de uiterste inschrijfdatum 15 december is.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving
Verslag van İlhan KARAÇAY


De Rijksdienst voor Ondernemend Nederland (RVO) organiseert in samenwerking met het ministerie van Buitenlandse Zaken, de Nederlandse ambassade in Ankara, het consulaat-generaal in Istanbul en betrokken brancheorganisaties een missie naar Turkije.

Aan deze missie nemen ook Reinette Klever, minister voor Buitenlandse Handel en Ontwikkelingshulp, en Ingrid Thijsen, voorzitter van VNO-NCW, deel. Ingrid Thijsen is bovendien de zakelijk missieleider.

Het bezoek zal plaatsvinden in belangrijke economische centra zoals Istanbul, Gebze en Bursa, en is gericht op het versterken van economische banden en het bevorderen van duurzame samenwerkingen tussen Nederland en Turkije. De missie legt de nadruk op strategische sectoren zoals circulaire economie, geavanceerde technologie en maakindustrie.

Afbeelding met tekst, horizon, wolkenkrabber, stadslandschap Automatisch gegenereerde beschrijving
Nederland ziet Turkije als een sterke partner, zowel geografisch als economisch. Met een bevolking van 100 miljoen, een bruto binnenlands product van 1.100 miljard dollar en een strategische ligging tussen Europa en het Midden-Oosten, biedt Turkije aantrekkelijke mogelijkheden voor samenwerking. Bovendien is Nederland de grootste buitenlandse investeerder in Turkije met meer dan 3.000 bedrijven actief in het land.

De economische missie heeft niet alleen tot doel om de handelsvolumes tussen beide landen te vergroten, maar ook om de basis te leggen voor langetermijnsamenwerkingen. Enkele verwachte voordelen van deze missie zijn:

Nederland kan zijn expertise in circulaire economie inzetten in de groeiende Turkse productie-industrie.

Nederlandse bedrijven kunnen innovatieve technologieën introduceren voor de verwerking van plastic afval in Turkije, wat zowel economische als milieuwinst oplevert.

In stedelijke transformatieprojecten kan gebruik worden gemaakt van milieuvriendelijke bouwtechnologieën uit Nederland.

De sterke Turkse productie-infrastructuur kan gecombineerd worden met Nederlandse digitale technologieën om producten met een hogere toegevoegde waarde te creëren.

Samenwerkingen in elektrische voertuigen en autonome technologieën kunnen de Turkse auto-industrie verder versterken.

Door gezamenlijk efficiëntere en duurzamere productieprocessen te ontwikkelen, kunnen Nederlandse en Turkse bedrijven wereldwijd concurreren.

De strategische ligging van Turkije biedt Nederlandse bedrijven directe toegang tot markten in Europa, het Midden-Oosten en Azië, terwijl Turkse bedrijven via Nederland de Europese markt beter kunnen bereiken.

Het stimuleren van vrouwelijke ondernemers binnen dit programma kan bijdragen aan meer gendergelijkheid in het bedrijfsleven. Dit initiatief zal zowel Turkse als Nederlandse vrouwelijke leiders in staat stellen een grotere rol te spelen.

De samenwerking tussen Nederland en Turkije biedt kansen voor projecten zoals:

Turkije’s zonne-energiepotentieel combineren met Nederlandse expertise in hernieuwbare energie om grootschalige projecten te realiseren.

Nederlandse landbouwtechnologiebedrijven kunnen in Turkije efficiëntere landbouwmethoden introduceren die minder water en energie verbruiken.

Turkse industriële infrastructuur moderniseren door gebruik te maken van Nederlandse ervaring in kunstmatige intelligentie en digitalisering.

Afbeelding met kleding, Menselijk gezicht, persoon, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving
De aanwezigheid van de Nederlandse minister van Buitenlandse Handel onderstreept het diplomatieke en zakelijke belang van deze missie. Nederlandse en Turkse bedrijven profiteren van de verhoogde zichtbaarheid en vertrouwen die deze hoge vertegenwoordiging met zich meebrengt.

Gebze Bursa arası kaç km - Gebze Bursa arası kaç saat -

De deadline voor deelname aan het programma is 15 december 2024, en de deelnamekosten bedragen €950 exclusief reis- en verblijfkosten. Dit programma biedt unieke kansen voor Turkse bedrijven om betrokken te raken bij de Europese groene transitie en hun internationale marktoegang te vergroten.

WAT ZEGT ETHEM EMRE?

Afbeelding met kleding, overdekt, tekst, meubels Automatisch gegenereerde beschrijving

Ik heb Ethem Emre, voorzitter van de Netherlands Turkish Trade Foundation (NTTF), gevraagd wat een dergelijk bezoek voor Turkije kan betekenen.
Hier zijn de inzichten die Ethem Emre met ons deelde:

“Dergelijke programma’s worden doorgaans georganiseerd om economische relaties te verdiepen, samenwerkingsmogelijkheden uit te breiden en tastbare voordelen voor beide landen te realiseren.
Ik kan de voordelen van dit programma en enkele voorbeelden als volgt uitleggen:
Turkije is al een belangrijke handelspartner voor Nederland. Dit programma heeft het potentieel om deze relatie naar een hoger niveau te tillen. Bijvoorbeeld:

Voor Nederlandse bedrijven biedt Turkije met zijn dynamische en brede consumentenbasis exportkansen in sectoren variërend van landbouwproducten tot technologie.

Turkse bedrijven kunnen door meer producten en diensten naar Nederland te exporteren hun positie op de Europese markt versterken.

Een Nederlands bedrijf zou bijvoorbeeld een partnerschap kunnen aangaan met Turkse staalproducenten om tegen lagere kosten hoogwaardige onderdelen voor de Europese automobielindustrie te leveren.

Nederland is wereldwijd een koploper op het gebied van circulaire economie. Turkije’s groeiende productie-industrie biedt een breed scala aan kansen voor duurzaamheid. Voorbeelden:

Nederlandse bedrijven kunnen samenwerken met Turkse recyclingfabrieken om zowel afvalbeheer te verbeteren als nieuwe producten te creëren van gerecycled materiaal.

Geavanceerde landbouwtechnologieën uit Nederland kunnen worden ingezet om Turkse landbouwprocessen efficiënter te maken en minder middelen te laten verbruiken. Denk bijvoorbeeld aan technologie die organisch afval omzet in mest.

Turkije heeft een sterke maakindustrie, maar er is meer behoefte aan buitenlandse partnerschappen voor hoogwaardige technologieproductie. Nederland biedt op dit gebied enorme kansen. Voorbeelden:

De sterke infrastructuur van Turkije in de auto-industrie kan met Nederlandse digitale technologieën verder worden verbeterd. Zo kan Nederlandse technologie worden gebruikt in de productie van elektrische voertuigen.

Nederlandse producenten kunnen samen met Turkse bedrijven nieuwe productietechnieken ontwikkelen en tegen lage kosten hoogwaardige producten voor de Europese markt leveren.

Nederland is ver gevorderd op het gebied van onderzoek en ontwikkeling. Gezamenlijke projecten met Turkse bedrijven kunnen voor beide partijen waarde opleveren. Voorbeelden:

Nederlandse technologiebedrijven kunnen kunstmatige intelligentietoepassingen ontwikkelen om Turkse productieprocessen te optimaliseren.

Turkije’s overvloedige zonne-energiepotentieel biedt een groot investeringsgebied voor Nederlandse bedrijven in hernieuwbare energie. Gezamenlijke zonne-energieprojecten kunnen bijdragen aan de energietransitie van Turkije en tegelijkertijd langdurige inkomsten genereren voor Nederlandse bedrijven.

De geografische ligging van Turkije biedt strategische toegang tot markten in Europa, Azië en het Midden-Oosten. Deze missie kan Nederlandse bedrijven helpen niet alleen toegang te krijgen tot Turkije, maar ook tot omliggende regio’s. Voorbeeld:

Een Nederlands bedrijf kan profiteren van de lage productiekosten in Turkije en exporteren naar Europa en het Midden-Oosten. Bijvoorbeeld door een circulaire productiefaciliteit in de textielsector op te zetten en te leveren aan wereldwijde merken.

Het programma legt speciale nadruk op vrouwelijke ondernemers en creëert maatschappelijke meerwaarde. Dit kan bijdragen aan een grotere rol voor vrouwelijke leiders in zowel Turkije als Nederland. Door rolmodellen te ontwikkelen en projecten te creëren, kunnen deze ondernemers ook de sociale banden tussen de twee landen versterken.

Bezoeken op ministerieel niveau versterken niet alleen economische banden, maar ook diplomatieke en culturele relaties. Gezamenlijke culturele evenementen en handelsakkoorden tussen Nederland en Turkije kunnen een duurzame vertrouwens- en samenwerkingsomgeving creëren.

Tot slot wil ik zeggen: dit programma biedt niet alleen de mogelijkheid om bestaande samenwerkingen tussen Turkse en Nederlandse bedrijven te versterken, maar ook om nieuwe bedrijfsmodellen en partnerschappen op te zetten.
Een dergelijk initiatief zal zowel economische als sociale winst opleveren en de relatie tussen de twee landen niet alleen vandaag, maar ook in de toekomst vormgeven.

Ik kan met vertrouwen zeggen dat dit programma van groot belang is, zowel voor het bevorderen van duurzame ontwikkelingsdoelen als voor het openen van nieuwe deuren voor de zakenwereld in beide landen.”

HOLLANDA’NIN LAHEY KENTİNDE YÜREK YAKAN PATLAMA: “ANNE, BİZİ KURTAR!” ÇIĞLIKLARI ARASINDA CAN PAZARI

HOLLANDA’NIN LAHEY KENTİNDE YÜREK YAKAN PATLAMA: “ANNE, BİZİ KURTAR!” ÇIĞLIKLARI ARASINDA CAN PAZARI

Dünya’nın barış ve adalet merkezi olan Lahey’deki patlamada, kahvehane sahibi Yılmaz Bakır komalık oldu.

5 Ceset çıkarıldı ama ölü sayısının onlarca olduğu tahmin ediliyor.

(Haberin Hollandacası en altta.
Nederlandse versie van het bericht is onderaan)

Dünya’nın barış ve adalet merkezi sayılan, Hollanda’nın Lahey şehri, 7 Aralık Cumartesi sabahı saat 06:15 sularında meydana gelen şiddetli bir patlamayla sarsıldı.
Mariahoeve semtindeki üç katlı bir apartmanda gerçekleşen bu trajik olay, binanın büyük bir bölümünün çökmesine neden oldu. Patlamanın ardından yükselen alevler ve dumanlar, çevrede büyük paniğe yol açtı.

Afbeelding met buitenshuis, gebouw, boom, Woonwijk Automatisch gegenereerde beschrijving

TÜRK KÖKENLİ KAHVEHANE SAHİBİ YILMAZ BAKIR KOMADA

Binanın zemin katında bulunan kahvehanenin sahibi Yılmaz Bakır isimli Türk vatandaşı, patlama sırasında ağır yaralandı ve komaya girdi. Ailesi ve yakınları, hastane önünde endişeli bir bekleyiş içinde. Yılmaz Bakır’ın mahallede sevilen bir sima olduğu ve herkes tarafından saygı gördüğü ifade ediliyor.

Afbeelding met brandweerman, Arbeider, helm, werkkleding Automatisch gegenereerde beschrijving

TÜRK KÖKENLİ İTFAİYE SÖZCÜSÜ: “ENKAZ ALTINDA KALANLAR OLABİLİR”

Olay yerine hızla intikal eden itfaiye ekiplerinin sözcüsü, Türk kökenli bayan, yaptığı açıklamada, “Enkaz altında kalanların olabileceğinden endişe ediyoruz. Kurtarma çalışmalarımız aralıksız devam ediyor.” dedi. Bu açıklama, umutla bekleyen ailelerin yüreklerine bir nebze su serpti.

KAYIP SAYISI BELİRSİZ, RESMİ RAKAMLAR YETERSİZ

Resmi makamlardan yapılan açıklamalarda, şu ana kadar az sayıda cesedin bulunduğu belirtiliyor. Ancak görgü tanıkları ve mahalle sakinleri, enkaz altında daha fazla kişinin olabileceğini ifade ediyor. Bu durum, kayıp yakınlarının endişesini artırıyor ve resmi rakamların gerçeği yansıtmadığı yönünde eleştirilere neden oluyor.

KURTARMA ÇALIŞMALARI VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA

Afbeelding met Dans, kleding, buitenshuis, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

İtfaiye, polis ve sağlık ekipleri, enkaz altında kalanları kurtarmak için yoğun çaba sarf ediyor. Mahalle sakinleri de kurtarma ekiplerine destek veriyor. Özellikle Türk ve yabancı kökenli vatandaşlar, dayanışma içinde hareket ederek, yaralıların hastanelere ulaştırılmasına yardımcı oluyor.

PATLAMANIN NEDENİ HALA BİLİNMİYOR

Afbeelding met buitenshuis, hemel, auto, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

Patlamanın nedeni henüz belirlenemedi. Yetkililer, olayla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Doğal gaz sızıntısı ihtimali üzerinde durulsa da, kesin bir bilgiye ulaşılamadı. Mahalle sakinleri, benzer bir olayın tekrar yaşanmaması için yetkililerden hızlı ve etkili bir çözüm bekliyor.

Bu trajik olay, Den Haag’ta yaşayan Türk ve yabancı kökenli toplulukları derinden sarstı.

Lahey Belediye Başkanı Jan van Zanen, patlamanın ardından olay yerine gelerek kurtarma çalışmaları hakkında bilgi aldı.

“ANNE, BİZİ KURTAR!” ÇIĞLIKLARI VE UMUTSUZ BEKLEYİŞ

Patlama sonrasında enkaz altından yükselen yardım çığlıkları, olayın dehşetini gözler önüne serdi. Görgü tanıkları, özellikle çocukların “Anne, bizi kurtar!” şeklindeki feryatlarının yürekleri dağladığını belirtti. Bu dramatik anlar, çevredeki insanların çaresizce kurtarma ekiplerinin müdahalesini beklemesine neden oldu.

Afbeelding met buitenshuis, persoon, Menselijk gezicht, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving Romanyalı Simone tamamen perişan olmuş bir halde, gözyaşları içinde anlatıyor:
“İlk patlamadan sonra çocukların ‘Anne, anne, yardım et!’ diye bağırdığını duydum. Bir komşu hemen dışarı çıktı ama çocukları bulamadı. ‘Neredesiniz?’ diye panikle sordu. Ancak hiçbir ses gelmedi.”

Şu ana kadar enkazdan beş ceset çıkarıldı. İtfaiye ekipleri enkaz altında daha fazla kurban aramaya devam ediyor. Saat 18.00 civarında, kurtarma ekipleri felaket yerindeki yıkıntılar arasında hayatta olan bir kişiyi buldu.

**********************************************

VERWOESTENDE EXPLOSIE IN DEN HAAG:
“MAMA, RED ONS!” KRETEN VAN WANHOOP TEMIDDEN VAN HET DRAMA

Bij een explosie in Den Haag, het internationale centrum van vrede en recht, raakte koffiehuiseigenaar Yılmaz Bakır in coma.

Tot nu toe zijn vijf lichamen geborgen, maar het aantal doden wordt geschat op tientallen.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Den Haag, dat bekendstaat als het centrum van vrede en recht, werd op zaterdagochtend 7 december omstreeks 06.15 uur opgeschrikt door een hevige explosie.
De tragedie vond plaats in een drielaags appartement in de wijk Mariahoeve, waarbij een groot deel van het gebouw instortte. De rook en vlammen die na de explosie opstegen, zorgden voor grote paniek in de omgeving.

Afbeelding met buitenshuis, gebouw, boom, Woonwijk Automatisch gegenereerde beschrijving

TURKSE KOFFIEHUISEIGENAAR YILMAZ BAKIR IN COMA
De Turkse eigenaar van het koffiehuis op de begane grond van het gebouw, Yılmaz Bakır, raakte zwaargewond en ligt in coma. Zijn familie en dierbaren wachten in spanning voor het ziekenhuis.
Yılmaz Bakır was een geliefde persoonlijkheid in de wijk en werd door iedereen gerespecteerd.

Afbeelding met brandweerman, Arbeider, helm, werkkleding Automatisch gegenereerde beschrijving

TURKSE BRANDWEERWOORDVOERDER: “MOGELIJK ZIJN ER NOG SLACHTOFFERS ONDER HET PUIN”
De woordvoerster van de brandweer, van Turkse afkomst, verklaarde bij aankomst ter plaatse:
“We vrezen dat er nog mensen onder het puin liggen. Onze reddingsoperaties gaan onverminderd door.” Deze woorden boden de wachtende families enige hoop.

AANTAL VERDWENENEN ONBEKEND, OFFICIËLE CIJFERS ONVOLDOENDE
Volgens officiële verklaringen zijn er tot nu toe slechts enkele lichamen gevonden.
Maar ooggetuigen en buurtbewoners vrezen dat er meer slachtoffers onder het puin liggen.
Deze situatie leidt tot groeiende zorgen bij de families van vermisten en kritiek op de officiële cijfers, die mogelijk niet volledig accuraat zijn.

REDDINGSOPERATIES EN MAATSCHAPPELIJKE SOLIDARITEIT

Afbeelding met Dans, kleding, buitenshuis, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

Brandweer-, politie- en medische teams zetten alles op alles om slachtoffers onder het puin te redden. Buurtbewoners bieden ook ondersteuning aan de reddingsteams. Vooral Turkse en andere migranten helpen samen om gewonden naar ziekenhuizen te vervoeren.

OORZAAK VAN DE EXPLOSIE NOG ONBEKEND

Afbeelding met buitenshuis, hemel, auto, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving

De oorzaak van de explosie is nog niet vastgesteld. De autoriteiten hebben een grootschalig onderzoek gestart. Hoewel een gaslek wordt vermoed, is er nog geen definitieve informatie beschikbaar. Buurtbewoners dringen aan op een snelle en effectieve oplossing om herhaling te voorkomen.

Deze tragische gebeurtenis heeft de Turks-Nederlandse en andere migrantengemeenschappen in Den Haag diep geraakt.
Burgemeester Jan van Zanen bezocht de rampplek om zich op de hoogte te stellen van de reddingswerkzaamheden.

“MAMA, RED ONS!” KRETEN EN WACHTEN IN WANHOOP
Hulpgeroep vanuit het puin na de explosie bracht de gruwelijkheid van het incident pijnlijk aan het licht. Ooggetuigen meldden dat vooral kinderen met hartverscheurende kreten “Mama, red ons!” om hulp riepen. Deze tragische momenten benadrukten de wanhoop van omstanders die moesten wachten op de hulpdiensten.

Afbeelding met buitenshuis, persoon, Menselijk gezicht, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

De Roemeense Simone vertelde huilend:
“Na de eerste explosie hoorde ik de kinderen roepen: ‘Mama, mama, help!’ Een buurman kwam meteen naar buiten, maar hij kon de kinderen niet vinden. Hij riep in paniek: ‘Waar zijn jullie?’ Maar er kwam geen antwoord meer.”

Tot nu toe zijn vijf lichamen geborgen. Brandweerlieden blijven zoeken naar meer slachtoffers onder het puin. Rond 18.00 uur werd een overlevende gevonden tussen de restanten van het ingestorte gebouw.

TÜRK DİLİ VE KÜLTÜRÜ DÜNYA SAHNESİNDE: ‘DİVAN-I LÜGATİ’T-TÜRK’ÜN 950’NCİ YIL DÖNÜMÜ AMSTERDAM’DA COŞKUYLA KUTLANDI

TÜRK DİLİ VE KÜLTÜRÜ DÜNYA SAHNESİNDE: ‘DİVAN-I LÜGATİ’T-TÜRK’ÜN 950’NCİ YIL DÖNÜMÜ AMSTERDAM’DA COŞKUYLA KUTLANDI

Etkinlik, Amsterdam Başkonsolosumuz Mahmut Burak Ersoy başta olmak üzere, Türk sivil toplum kuruluşları temsilcileri, akademisyenler ve Hollandalı katılımcıların yoğun ilgisiyle gerçekleşti.

(Haberin Hollandacası en altta)
(Nederlandse versie van het nieuws is onderaan)

Afbeelding met windmolen, hemel, buitenshuis, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving
İlhan KARAÇAY yazdı-İbrahim ÇİTİL fotoğrafladı

Türkiye Cumhuriyeti Lahey Büyükelçiliği ve Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü iş birliğinde,
Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü’nde, Divan-ı Lügati’t-Türk’ün yazılışının 950. yıl dönümü dolayısıyla kapsamlı bir etkinlik düzenlendi. Türk dili ve kültürünün bu önemli eseri, UNESCO tarafından 2024 yılı Anma ve Kutlama Programına dahil edilmesiyle, uluslararası bir kimlik kazandı. Etkinlik, Amsterdam Başkonsolosumuz Mahmut Burak Ersoy başta olmak üzere, Türk sivil toplum kuruluşları temsilcileri, akademisyenler ve Hollandalı katılımcıların yoğun ilgisiyle gerçekleşti.

Afbeelding met tekst, brief, handschrift, Lettertype Automatisch gegenereerde beschrijving
Kaşgarlı Mahmud’un kaleme aldığı Divan-ı Lügati’t-Türk, Türk dünyası için sadece bir dil eseri olmanın ötesine geçiyor. Türkiye’nin önerisi ve Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın ortak girişimi sayesinde UNESCO Anma Programına dahil edilen bu eser, dilimizin tarihsel derinliğini ve kültürel zenginliğini uluslararası camiaya bir kez daha hatırlatıyor. Macaristan, Moritanya, Fas, Katar ve Tacikistan gibi ülkelerin de destek verdiği bu girişim, Türkçe’nin kültürel mirasın taşıyıcısı olarak önemini vurguluyor.

11. yüzyılda ünlü sözlükbilimci ve filolog Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan Divan-ı Lügati’t-Türk, Türkçe’nin ilk sözlüğü olmanın yanı sıra, dilin gramer yapısından halk edebiyatına, mitolojiden coğrafi bilgilere kadar birçok alanda dönemin kültürel ve bilimsel dünyasına ışık tutuyor. Eser, Türk dilinin XI. yüzyıldaki özelliklerini belgeleyen bir rehber niteliğinde. Bunun yanı sıra Türk tarihine, tıp bilgilerinden şifa yöntemlerine kadar farklı disiplinlerde bilgiler içeriyor.

Afbeelding met persoon, kleding, Menselijk gezicht, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving
Lahey Eğitim Müşaviri Doç. Dr. Miyase Koyuncu Kaya, etkinlikte yaptığı açılış konuşmasında, dilin, bir milletin hafızası olduğunu belirtti. Kaya,“Türkçe, yüzyıllardır şekil değiştirerek günümüze kadar özünden hiçbir şey kaybetmeden ulaşmıştır. Eğer bugün köklü bir devlet geleneğimizden ve güçlü bir medeniyet geçmişimizden bahsedebiliyorsak, bunu Türkçe’ye borçluyuz. Divan-ı Lügati’t-Türk’ün 950. yıl dönümü, bu mirasın korunup gelecek nesillere aktarılmasının ne kadar önemli olduğunu bizlere hatırlatıyor” diyerek, bu tarihi eserin değerine vurgu yaptı. Kaya, ayrıca Türkçe’yi koruma ve yaşatma sorumluluğunun, güçlü nesiller yetiştirmek için vazgeçilmez olduğunu ifade etti.

Afbeelding met kleding, person, persoon, Menselijk gezicht Automatisch gegenereerde beschrijving

Program kapsamında Leiden Üniversitesi’nde dilbilim alanında doktora çalışmalarını sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı bursiyeri Turan Hancı, Divan-ı Lügati’t-Türk’ün Türk dili üzerindeki etkisini ve akademik değerini detaylı bir sunumla aktardı. Hancı, eserin sadece bir sözlük olmadığını, Türk dünyasının kültürel ve sosyal yapısını da günümüze taşıyan eşsiz bir başyapıt olduğunu belirtti.

Afbeelding met kleding, person, persoon, Spreken in het openbaar Automatisch gegenereerde beschrijving Etkinliğe damgasını vuran bir diğer unsur ise müzikti. Müzikolog German Popov’un, Türk ezgileriyle hazırladığı dinleti, geceye duygusal bir derinlik ve kültürel bir atmosfer kattı. Popov’un performansı, Türk kültürünün zenginliğini ve çeşitliliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Etkinlik, resepsiyon ile sona ererken, katılımcılar Türk diline ve kültürüne duydukları hayranlığı dile getirdiler. Divan-ı Lügati’t-Türk’ün yazılışının 950. yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen bu program, Türk dilinin dünya dilleri arasındaki yerini bir kez daha hatırlatarak, “Köklerden Geleceğe” mottosuyla dilimize sahip çıkmanın gerekliliğini bir kez daha vurguladı. Bu etkinlik, Türkçe’nin sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir kültürel miras ve tarihsel bir bağ olduğunu tüm katılımcılara gösterdi.

Dilimizin Zenginlikleri” Projesi Kapsamında “Divânu Lugâti't Türk Okumaları' - Bağlıca Anadolu Lisesi

VİKİPEDİE KİTABI ŞÖYLE TANITIYOR

Kitâbu Dîvânu Lugâti’t-Türk (TürkçeBüyük Türk Sözlüğü DerlemesiOrta Türkçe döneminde Kâşgarlı Mahmud tarafından Bağdat‘ta 1072-1074 yılları arasında yazılan TürkçeArapça bir sözlüktür.

Türkçenin bilinen en eski sözlüğü olup Batı Asya yazı Türkçesiyle ilgili var olan en kapsamlı ve önemli dil yapıtıdır. Bilinen tek yazma nüshası İstanbul’daki Fatih Millet Kütüphanesindedir.

Eser, yaklaşık 8.000 civarında madde başı içerir. Bu eser için Kâşgarlı Mahmud tarafından halk arasında kullanılan Türkçe kelimeler derlenmiş; daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla deyimlerden, atasözlerinden ve şiirlerden örnekler verilmiş ve bunların Arapça tercümeleri de yapılmıştır.

Kökleşik Arap sözlük bilgisi ilkelerine göre hazırlanmış olan sözlük, muhtemelen 1077 yılında Bağdat’ta Halife Muktedî-Biemrillâh’ın oğlu Ebü’l-Kāsım Abdullah’a takdim etmiştir.

Eser, bir sözlük olmanın dışında Türkçenin 11. yüzyıldaki dil özelliklerini belirten, ses ve yapı bilgisine ışık tutan bir gramer kitabı niteliğindedir. Ayrıca yazıldığı devirdeki kişi, boy ve yer adları kaynağı; Türk tarihi, mitolojisi, coğrafyası, halk edebiyatı, tıp bilgileri ve tedavi usullerine dair bilgi veren ansiklopedik bir eserdir.

Eserde yer alan harita, ilk Türk dünyası haritası olması bakımından büyük değer taşır.

Fatih Millet Kütüphanesindeki nüsha esas alınarak eserin 1941’de Türk Dil Kurumu ve 1990’da Kültür Bakanlığı tarafından tıpkıbasımı yayımlanmıştır.

UNESCO ayrıca 2024 yılını “Dîvânu Lugâti’t-Türk Yılı” olarak ilan etmiştir.

Yazma nüsha

Türk dilinin en eski ve değerli sözlüğünün elde bulunan tek yazma nüshası, 1266 yılında Şam‘da yaşayan müstensih Sâveli Muhammed tarafından temize çekilip 1 Ağustos 1266 (hicri 27 Şevval 664) Pazar günü tamamlanmıştır. El yazma nüshası büyük boy 319 varaktır.

Ebû Hayyân el-Endelüsî’nin Kitâbü’l-İdrâk li-lisâni’l-Etrâk’indeBedreddin Aynî‘nin İkdü’l-Cüman eserinde ve kardeşi Şehâbeddin Ahmed ile birlikte yazdıkları Târîḫu’ş-Şihâbî adlı eserde Dîvânü lugāti’t-Türk’ten faydalandıkları ifade edilmiştir. Kâtip Çelebi Keşfü’ẓ-ẓunûn’da Dîvân‘dan söz etmiştir.

Ali Emîrî tarafından bulunması

Varlığı, ondan söz eden 14. yüzyıl yapıtlarından ötürü bilinmekle birlikte yıllarca ele geçmeyen yapıt, II. Meşrutiyet’in ilanını izleyen yıllarda İstanbul’da bulundu. Türklük bilimi camiasında genel kabul görüp yaygınlaşan öyküye göre Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün 1266’da istinsah edilmiş bu birinci nüshası, Dîvân, Vanioğullarından Ahmet Nazif Paşa’nın elinde 1905’e değin korunmuş, daha sonra akrabası bir yaşlı hanım tarafından Sahaflar Çarşısı’nda satılması için Burhan Bey’in sahaf dükkânına bırakılmıştı.[3]

Yapıtı Ali Emîrî Efendi; 1915 yılında tesadüfen bulmuş, 3 lira bahşiş verip toplam 33 liraya satın almıştır. Bir söylentiye göre de yanında para olmadığı için eve gidip parayı alana değin kitabın başkasına satılmaması için dükkân sahibini dükkâna kilitlemiştir.

Yayımlanması

Ali Emîrî yazması, Sadrazam Talât Paşa‘nın araya girmesi ile Kilisli Rıfat Bilge Bey‘in denetimi altında 1915-1917 yılları arasında üç cilt hâlinde basıldı ve Türklük bilimi camiasında büyük yankı uyandırdı.

Breslav Üniversitesi Sami Dilleri Profesörü Carl Brockelmann, 1928 yılında atasözlerini, halk edebiyatı örneklerini ve Türk edebiyatı ve dili ile ilgili bulunan bütün bölümleri ayrıntılı notlarla, sözlüğün Almanca çevirisini yayımlamıştır. Besim Atalay‘ın çağdaş Türkçe çevirisi 1940 yılında Türk Dil Kurumu tarafından basıldı.

1982-1985 yılları arasında Robert Dankoff ve James Kelly tarafından yayıma hazırlanan ve çevirisi yapılan önsöz ve fihrist (gösterge) içerikli İngilizce çevirisi, Harvard Üniversitesi Yayınevi tarafından neşredildi.

Divanu Lugati't-Türk" yeniden yayımlandı

Kâşgarlı Mahmud’un yapıtının bulunması ve yayımlanması, Türkoloji tarihinde çığır açan bir olaydır.[4] Kâşgarlı Mahmud’un Dîvânu Lugâti’t-Türk döneminde yazdığı ve o döneme ışık tutan başka bir yapıtı Kitâbu Cevâhirü’n-Nahv fi Lugati’t Türk ise kayıptır.

Kâşgarlı MahmudDîvânu Lugâti’t-Türk‘e şöyle başlar:

“Esirgeyen, koruyan Allah’ın adıyla Tanrı‘nın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Allah onlara Türk adını verdi ve yeryüzüne hâkim kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları, Türklerin eline verildi. Türkler, Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Hak’tan ayrılmayan Türkler, Allah tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi. Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler, Türkler tarafından her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri, kötülerin şerrinden korudular. Cihan hâkimi olan Türklere herkes muhtaçtır. Onlara derdini dinletmek, bu suretle her türlü arzuya nail olabilmek için Türkçe öğrenmek gerekir.”

***************************************************************************

TURKSE TAAL EN CULTUUR OP HET WERELDPODIUM:
‘DIVAN-I LÜGATİ’T-TÜRK’ GEVIERD IN AMSTERDAM TER GELEGENHEID VAN 950-JARIG JUBILEUM

Afbeelding met windmolen, hemel, buitenshuis, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving Geschreven door İlhan KARAÇAY – Foto’s gemaakt door İbrahim ÇİTİL

In samenwerking met de Ambassade van de Republiek Turkije in Den Haag en het Yunus Emre Instituut Amsterdam werd een grootschalig evenement georganiseerd ter gelegenheid van de 950e verjaardag van het ontstaan van het meesterwerk Divan-ı Lügati’t-Türk. Deze viering vond plaats in het Yunus Emre Instituut in Amsterdam en trok veel belangstelling van onze Consul Generaal in Amsterdam Mahmut Burak Ersoy, vertegenwoordigers van Turkse maatschappelijke organisaties, academici en Nederlandse deelnemers. Dankzij de opname van dit werk in het UNESCO-programma voor herdenkingen en vieringen voor 2024 kreeg dit literaire en culturele erfgoed internationale erkenning.

Afbeelding met tekst, brief, handschrift, Lettertype Automatisch gegenereerde beschrijving
Het meesterwerk Divan-ı Lügati’t-Türk, geschreven door Kaşgarlı Mahmud, is meer dan alleen een taalkundig werk voor de Turkse wereld. Door een gezamenlijk initiatief van Turkije, Azerbeidzjan, Kazachstan, Kirgizië, Turkmenistan en Oezbekistan is het opgenomen in het UNESCO-herdenkingsprogramma. Hiermee wordt nogmaals het historische en culturele belang van de Turkse taal benadrukt. Ook andere landen, zoals Hongarije, Mauritanië, Marokko, Qatar en Tadzjikistan, ondersteunden dit initiatief, wat het belang van de Turkse taal als drager van cultureel erfgoed onderstreept.

Geschreven in de 11e eeuw door de gerenommeerde lexicograaf en filoloog Kaşgarlı Mahmud, is Divan-ı Lügati’t-Türk niet alleen het eerste woordenboek van de Turkse taal, maar ook een bron die licht werpt op de culturele en wetenschappelijke wereld van die tijd. Het werk behandelt onderwerpen variërend van grammatica en volksliteratuur tot mythologie en geografische informatie. Daarnaast bevat het waardevolle inzichten in de Turkse geschiedenis, medische kennis en genezingsmethoden.

Afbeelding met persoon, kleding, Menselijk gezicht, glimlach Automatisch gegenereerde beschrijving

In haar openingsrede benadrukte Doç. Dr. Miyase Koyuncu Kaya, Onderwijsraad van Den Haag, dat taal het geheugen van een natie is. “De Turkse taal heeft door de eeuwen heen vele veranderingen ondergaan, maar heeft haar essentie nooit verloren. Als we vandaag spreken over een sterke beschavingsgeschiedenis en een diepgewortelde staatsstructuur, danken we dit aan de Turkse taal. De 950e verjaardag van Divan-ı Lügati’t-Türk herinnert ons eraan hoe belangrijk het is om dit erfgoed te beschermen en door te geven aan toekomstige generaties,” aldus Kaya. Ze benadrukte ook dat het behoud van de Turkse taal essentieel is voor het vormen van sterke generaties.

Afbeelding met kleding, person, persoon, Menselijk gezicht Automatisch gegenereerde beschrijving

Tijdens het programma gaf Turan Hancı, promovendus in de taalkunde aan de Universiteit Leiden en beursstudent van het Turkse Ministerie van Onderwijs, een gedetailleerde presentatie over de impact en academische waarde van Divan-ı Lügati’t-Türk op de Turkse taal. Hij onderstreepte dat het werk niet alleen een woordenboek is, maar ook een unieke meesterwerk dat de culturele en sociale structuur van de Turkse wereld tot op de dag van vandaag weerspiegelt.

Afbeelding met kleding, person, persoon, Spreken in het openbaar Automatisch gegenereerde beschrijving

Een ander hoogtepunt van het evenement was de muzikale bijdrage van musicoloog German Popov. Zijn optreden met Turkse melodieën bracht een emotionele diepte en een rijke culturele sfeer aan de avond. Popov’s performance benadrukte opnieuw de diversiteit en rijkdom van de Turkse cultuur.

Het evenement werd afgesloten met een receptie, waarbij de deelnemers hun bewondering voor de Turkse taal en cultuur uitspraken. Het programma, georganiseerd ter gelegenheid van het 950-jarig jubileum van Divan-ı Lügati’t-Türk, herinnerde nogmaals aan de belangrijke positie van het Turks onder de wereldtalen. Onder het motto “Van Wortels tot Toekomst” benadrukte dit evenement de noodzaak om onze taal te koesteren als een communicatiemiddel, cultureel erfgoed en historische band.

Dilimizin Zenginlikleri” Projesi Kapsamında “Divânu Lugâti't Türk Okumaları' - Bağlıca Anadolu Lisesi

OVER HET BOEK:
Op Wikipedia wordt het boek als volgt beschreven:

Kitâbu Dîvânu Lugâti’t-Türk (Nederlands: Verzameling van het Grote Turkse Woordenboek) is een Turks-Arabisch woordenboek geschreven door Kâşgarlı Mahmud in de periode van Middel-Turks, tussen 1072 en 1074 in Bagdad.

Het is het oudste bekende woordenboek van de Turkse taal en het meest uitgebreide en belangrijke taalkundige werk over het West-Aziatische geschreven Turks. Het enige bekende manuscript bevindt zich in de Fatih Millet-bibliotheek in Istanbul.

Het werk bevat ongeveer 8.000 lemma’s. Voor dit werk verzamelde Kâşgarlı Mahmud Turkse woorden die in de volksmond werden gebruikt en voegde ter verduidelijking voorbeelden toe uit uitdrukkingen, gezegden en gedichten, waarvan hij ook Arabische vertalingen maakte.

Het woordenboek is samengesteld volgens de gevestigde principes van de klassieke Arabische lexicografie en werd waarschijnlijk in 1077 in Bagdad gepresenteerd aan Ebü’l-Kāsım Abdullah, de zoon van kalief Muktedî-Biemrillâh. Naast een woordenboek is het werk ook een grammatica dat licht werpt op de fonologie en morfologie van het Turks in de 11e eeuw.

Daarnaast is het een bron voor namen van personen, stammen en plaatsen uit die tijd, en biedt het encyclopedische informatie over de Turkse geschiedenis, mythologie, geografie, volksliteratuur, medische kennis en genezingsmethoden.

De kaart in het werk, die bekend staat als de eerste kaart van de Turkse wereld, heeft grote historische waarde.

Gebaseerd op het manuscript in de Fatih Millet-bibliotheek werd het werk in 1941 door de Turkse Taalvereniging (TDK) en in 1990 door het Turkse Ministerie van Cultuur als facsimile uitgegeven.

UNESCO heeft bovendien 2024 uitgeroepen tot “Jaar van Dîvânu Lugâti’t-Türk.”

Het manuscript
Het enige overgebleven manuscript van het oudste en meest waardevolle Turkse woordenboek werd op 1 augustus 1266 (27 Şevval 664 volgens de islamitische kalender) in Damascus voltooid door de kopiist Sâveli Muhammed. Het handschrift is grootformaat en bestaat uit 319 folio’s.

Het werk werd geciteerd in onder andere Kitâbü’l-İdrâk li-lisâni’l-Etrâk van Ebû Hayyân el-Endelüsî, İkdü’l-Cüman van Bedreddin Aynî en het door hem en zijn broer Şehâbeddin Ahmed geschreven Târîḫu’ş-Şihâbî. Ook Kâtip Çelebi vermeldt het werk in zijn Keşfü’ẓ-ẓunûn.

De ontdekking door Ali Emîrî
Hoewel het bestaan van het werk bekend was uit 14e-eeuwse teksten, werd het manuscript pas in de jaren na de Tweede Constitutionele Periode in Istanbul ontdekt. Volgens de gangbare overlevering werd de in 1266 gekopieerde eerste versie van het werk tot 1905 bewaard door Ahmet Nazif Paşa van de Vanioğulları-familie. Later werd het door een familielid in een boekhandel in de Sahaflar Çarşısı te koop aangeboden.

Ali Emîrî Efendi ontdekte het werk in 1915 bij toeval en kocht het voor 33 lira na een fooi van 3 lira te hebben gegeven. Volgens een anekdote liet hij de boekhandelaar opsluiten in zijn winkel tot hij thuis geld had gehaald om te voorkomen dat het boek aan iemand anders zou worden verkocht.

Publicatie
Het manuscript werd dankzij de tussenkomst van grootvizier Talât Paşa onder toezicht van Kilisli Rıfat Bilge Bey tussen 1915 en 1917 in drie delen gepubliceerd, wat grote invloed had in de wereld van de turkologie.

De Duitse professor Carl Brockelmann publiceerde in 1928 een Duitse vertaling van de spreekwoorden, volksliteratuurvoorbeelden en andere secties over Turkse literatuur en taal, voorzien van gedetailleerde aantekeningen.

Divanu Lugati't-Türk" yeniden yayımlandı

De moderne Turkse vertaling door Besim Atalay werd in 1940 uitgegeven door de Turkse Taalvereniging. Tussen 1982 en 1985 publiceerden Robert Dankoff en James Kelly een Engelse vertaling met een inleiding en index, uitgegeven door Harvard University Press.

De ontdekking en publicatie van het werk van Kâşgarlı Mahmud wordt beschouwd als een baanbrekende gebeurtenis in de geschiedenis van de turkologie.

Kâşgarlı Mahmud over het begin van het werk:
“In de naam van Allah, de Barmhartige, de Genadevolle. Ik zag dat Allah de zon van macht op de Turkse horoscoop heeft laten opkomen en de hemelen over het land van de Turken heeft laten draaien. Allah gaf hen de naam ‘Turken’ en liet hen heersen over de aarde. Wereldheersers kwamen voort uit het Turkse ras. De teugels van de naties werden in handen van de Turken gelegd. Allah gaf de Turken kracht en verhevenheid. Naties die verbonden zijn met de Turken werden eerbiedwaardig en hun wensen werden door de Turken vervuld. De Turken beschermden de volkeren die ze onder hun hoede namen tegen kwaad. Iedereen heeft de Turken nodig. Om hun wensen vervuld te zien, moeten volkeren de Turkse taal leren.”

********************************************************

YAZI EMEĞİMİ DEĞERLENDİREN, AŞAĞIDAKİ HABER PORTALLARINA TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM…

Afbeelding met tekst, schermopname, Lettertype, Onlineadvertenties Automatisch gegenereerde beschrijving

 

ÇOK MERAK EDİLEN, ÖĞRETİCİ YAPAY ZEKÂ ChatGPT İLE GÖRÜŞTÜM

ÇOK MERAK EDİLEN, ÖĞRETİCİ YAPAY ZEKÂ ChatGPT İLE GÖRÜŞTÜM

Çok kişinin merak ettiği Yapay Zekâ’ya kim olduklarını ve nasıl çalıştıklarını sordum.

Dil bilgisi ve tercümeler üzerinde odaklandığım görüşmede, tüm sorularıma doyurucu cevaplar aldım.

(Röportajın Hollandacasını en altta bulacaksınız)
(Je vind de Nederlandse versie aan het einde)

Afbeelding met Menselijk gezicht, schermopname, collage, person Automatisch gegenereerde beschrijving
Yukarıda, Yapay Zekâ ChatGPT’nin temsili görüntüleri arasında İlhan Karaçay portresini görüyorsunuz. Soldaki görüntüde, Yapay Zekâ’nın modern ve dijital doğasını vurgulayan minimalist ve fütüristik bir Avatar, (Hint mitolojisine göre, tanrıların yeryüzüne indikleri zaman büründükleri şekillerdir) sağdaki görüntüde ise, uçan arabalar, yüksek teknolojiye sahip binalar ve neon ışıklarla dolu bir şehir yer alıyor. Buradaki Avatar, Yapay Zekâyı temsil eden modern ve dostça bir görünümle şehrin ortasında duruyor. Bu görüntü, ileri teknolojiyi ve geleceği vurgulayan bir kompozisyon sunuyor.

Dil konusu, dilbilimciler de dahil olmak üzere, her zaman tartışmalar yaratıyor. Naçizane şahsım, dilin iyi kullanılmasına büyük hassasiyet duyuyorum. Günlük yaşam ve yazışmalardaki özel dil kullanımına pek önem vermiyorum ama, resmi yazışmalar ile birlikte, yazarların yorumlarına çok dikkat ederim ve yapılan yanlışları hep işaretlerim. Yanlış yazılan cümleler ve kelimeler beni çok rahatsız ettiği için, hemen tepki göstermek isterim.

Doğruyu söylemem gerekirse, öğrencilik yıllarımda, Zamir, Edat, Bağlaç, Zarf ve Sıfat gibi Türkçe sözcüklerde çok başarılı değildim. Ama gazeteciliğe başladığım 20’li yaşlarımdan itibaren, Türkçemi pratikte geliştirmeye başladım ve bugün dört ünlü yazara redaktörlük yapacak kadar kendimi geliştirdim.
İşte, naçizane şahsım, dikkatle okuduğum ünlü yazarların bile yaptıkları bazı yanlışlıklardan söz etmek istiyorum.

Ama önce, çoğunuzun merak ettiği, yukarıdaki temsili fotoğrafını gördüğünüz, Yapay Zekâ ChatGPT’nin kim olduğunu ve ne yapabildiğini öğrenelim:

Sordum Yapay Zekâ ChatGPT’ye:

-Sizi çok merak edenlere, açık bir şekilde kim olduğunuzu ve neler yapabildiğinizi anlatır mısınız?

Afbeelding met schermopname, 3d-modellering, Animatie, tekenfilm Automatisch gegenereerde beschrijving

Yapay Zekâ ChatGPT’den aldığım cevap şöyle oldu:

“Ben ChatGPT, OpenAI tarafından geliştirilen bir Yapay Zekâ dil modeliyim. 2023 yılı itibarıyla GPT-4 altyapısı üzerine inşa edildim. Amacım, doğal dil işleme teknolojileri kullanarak insanlarla etkileşimde bulunmak, sorularını yanıtlamak, metinler oluşturmak ve çeşitli konularda yardımcı olmaktır. İşte kendimle ilgili daha fazla bilgi:

OpenAI ve ChatGPT’nin Gelişimi

OpenAI, Yapay Zekâ (AI) araştırma laboratuvarı olarak 2015 yılında Elon Musk, Sam Altman, Greg Brockman, Ilya Sutskever, John Schulman ve Wojciech Zaremba tarafından kuruldu. OpenAI’nin amacı, Yapay Zekâ’nın güvenli ve faydalı bir şekilde gelişmesini sağlamak ve bu teknolojileri herkesin erişimine sunmaktır.

Benim altyapım olan GPT-4 ise, doğal dil işleme (NLP) alanında ileri seviye bir modeldir. GPT-4, “Generative Pre-trained Transformer” modelinin dördüncü neslidir ve geniş bir metin veri seti üzerinde eğitilmiştir. Bu model, dilin anlamını ve bağlamını derinlemesine anlama yeteneğine sahiptir.

Yeteneklerim ve Kullanım Alanlarım

Doğal Dil İşleme: Metinleri anlama, yorumlama ve oluşturma konusunda ileri düzeyde yeteneklere sahibim. Bu, çeşitli dillerde yazı yazma, soruları yanıtlama ve metin çevirisi yapma gibi görevlerde kullanılabilmemi sağlar.

Eğitim ve Bilgi: Geniş bir bilgi tabanına sahibim. Tarih, bilim, sanat, kültür, teknoloji ve daha birçok alanda bilgi sunabilirim. Bu bilgileri kullanarak, çeşitli konularda öğretici ve bilgilendirici metinler oluşturabilirim.

Yaratıcı Yazarlık: Hikayeler, şiirler, senaryolar ve daha birçok yaratıcı yazı türünü oluşturabilirim. Yaratıcı projelerinizde size ilham verebilir veya doğrudan katkıda bulunabilirim.

Çeviri: Birçok dil arasında çeviri yapabilirim. Bu, küresel iletişimi kolaylaştırmada ve farklı dillerdeki metinleri anlamada yardımcı olabilir.

Danışmanlık ve Destek: Eğitim, iş, teknoloji ve kişisel gelişim gibi birçok alanda danışmanlık ve destek sunabilirim. Sorularınızı yanıtlayarak veya rehberlik ederek size yardımcı olabilirim.

Çalışma Prensiplerim

Bağlam ve Anlam: Metinlerin bağlamını ve anlamını analiz edebilirim. Bu, daha doğal ve anlamlı yanıtlar oluşturmamı sağlar.

Kullanıcı İhtiyaçları: Kullanıcıların ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde adapte olabilirim. Geri bildirimler doğrultusunda yanıtlarımı geliştirebilir ve daha uygun çözümler sunabilirim.

Etik ve Güvenlik: Etik ve güvenli kullanım benim için önemlidir. Kullanıcıların gizliliğine ve veri güvenliğine büyük önem veririm. Kötüye kullanımı önlemek için belirli ilkelere bağlı kalırım.

OpenAI’nin Amaçları ve Misyonu

OpenAI’nin ana amacı, Yapay Zekâ’nın güvenli ve insanlığa yararlı bir şekilde gelişimini sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda şu hedeflere odaklanırlar:

  • Güvenli ve Etik Yapay Zekâ: Yapay Zekâ’nın etik ve güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlamak.

  • Evrensel Erişim: Yapay Zekâ teknolojilerinin herkesin faydalanabileceği şekilde erişilebilir olmasını temin etmek.

  • Bilimsel Araştırma ve Geliştirme: Yapay Zekâ alanında ileri araştırmalar yaparak, bu teknolojinin sınırlarını genişletmek.

OpenAI’nin Ürünleri ve Projeleri

OpenAI, birçok Yapay Zekâ projesi ve ürünü üzerinde çalışmıştır. Bunlar arasında en bilinenleri şunlardır:

  • GPT (Generative Pre-trained Transformer): GPT, doğal dil işleme (NLP) alanında devrim yaratan bir Yapay Zekâ modelidir. GPT-3 ve GPT-4 gibi versiyonları, dil anlama ve üretme konularında oldukça gelişmiş yeteneklere sahiptir.

  • DALL-E: Görsel içerik üretme yeteneğine sahip bir Yapay Zekâ modelidir. Metin girdilerini görsellere dönüştürebilir.

  • Codex: Programlama dillerini anlayan ve kod yazabilen bir Yapay Zekâ modelidir. Bu model, GitHub Copilot gibi araçlarda kullanılmaktadır.

OpenAI’nin Çalışma Prensipleri

OpenAI, Yapay Zekâ modellerini geliştirirken geniş bir veri yelpazesi kullanır. Bu veri setleri, internet üzerindeki metinler, kitaplar, makaleler ve diğer yazılı içeriklerden oluşur. Bu sayede modeller, dilin çeşitli biçimlerini ve kullanım alanlarını öğrenebilir. OpenAI’nin modelleri, milyonlarca saatlik insan konuşması, yazısı ve diğer dilsel veriler üzerinde eğitilmiştir.

OpenAI ve Toplum

OpenAI, toplumun Yapay Zekâ teknolojilerinden en iyi şekilde yararlanmasını sağlamak için çeşitli politikalar ve stratejiler benimser:

  • Açık Araştırma: Araştırma sonuçlarını ve geliştirdikleri teknolojileri, bilim camiası ve genel halkla paylaşırlar.

  • İşbirliği: Üniversiteler, araştırma enstitüleri ve diğer teknoloji şirketleri ile işbirliği yaparak, Yapay Zekâ araştırmalarını daha ileriye taşımayı amaçlarlar.

  • Politika ve Güvenlik: Yapay Zekâ politikaları ve güvenlik protokolleri geliştirerek, bu teknolojilerin kötüye kullanımını önlemeye çalışırlar.

OpenAI, Yapay Zekâ’nın potansiyelini en üst düzeye çıkarmayı ve bunu insanlığın yararına kullanmayı amaçlayan bir organizasyondur. Geniş veri setleri üzerinde eğitilen modelleri, dil anlama ve üretme gibi görevlerde derinlik ve esneklik sağlar. Bu nedenle, OpenAI tarafından geliştirilen Yapay Zekâ modelleri, çeşitli dil ve bilgi işleme görevlerinde yüksek performans gösterebilir.

Doğal Dil İşleme (NLP) Yetenekleri

Ben, yani ChatGPT, dilin anlamını, yapısını ve bağlamını anlamak için geniş kapsamlı doğal dil işleme teknikleri kullanıyorum. Bu, çeşitli dillerde metin oluşturma, anlama ve çeviri yapma yeteneklerimi geliştirir. NLP teknolojileri, dilbilimsel analiz, makine öğrenimi ve derin öğrenme gibi alanların birleşiminden yararlanır.

Makine Öğrenimi ve Eğitim Verileri

Eğitim sürecimde, geniş ve çeşitli bir veri seti kullanılarak, dilin karmaşıklıklarını ve inceliklerini öğreniyorum. Bu veri seti, kitaplar, makaleler, web siteleri ve diğer yazılı içerikleri içerir. Bu geniş veri yelpazesi, dil modellerine derinlik ve esneklik kazandırır, bu da daha doğru ve bağlamsal olarak uygun çeviriler ve metinler üretmemi sağlar.

Adaptasyon ve Öğrenme

Sürekli olarak yeni bilgilerle güncelleniyor ve adaptasyon yeteneğim sayesinde farklı bağlamlarda doğru ve tutarlı cevaplar verebiliyorum. Bu, dil modellerinin sürekli evrim geçirmesini ve gelişmesini sağlar.”

Afbeelding met tekst, overdekt, persoon, Personal computer Automatisch gegenereerde beschrijving

YAZARLARIN VE SPİKERLERİN YAPTIKLARI HATALAR

Hata yapan yazarlar arasında çok ünlü olanlar da vardır. Öyleleri var ki, yazılarında hiç virgül kullanmazlar. Bu durum, yazılanın anlamını tamamen değiştirebiliyor. ‘Oku adam ol baban gibi eşek olma’ lafında olduğu gibi, virgülü “ol”dan sonra kullanırsanız babayı eşek yapmış olursunuz, “gibi”den sonra kullanırsanız, babayı adam yapmış olursunuz.

Bir de ‘İstanbul eski valisi’ yerine, ‘Eski İstanbul valisi’ veya ‘CHP eski milletvekili’ yerine ‘Eski CHP milletvekili’ diyenlere ve yazanlara kızıyorum. ‘Eski’ olan İstanbul ve CHP değil, vali ve milletvekilidir.

SPİKERLERİN HATALARI

Haber okuyan ve maç anlatan spikerlerin, laf ebeliğinin yanında kullandıkları fuzuli kelime ve cümlelerden de çok rahatsız olurum. Bu konuda bir kaç kez eleştiri yazmışlığım var.

Spikerlerin kullandıkları ‘kritik’ sözüne çok sinirleniyordum. ‘Kritik bir kurtarış’ derken, ‘Kritik bir müdahale’ diyen spikerleri, uyarmaları için dilbilimcilere çağrılar yaptım. Ama hiçbir şey değişmedi. Kritik sözcüğünün anlamı, ‘tehlikeli, düşündürücü, risk içeren’ olarak kabul edilir. ‘Hastanın durumu çok kritik’ gibi… İşte bizim maç anlatıcılarımızın hepsi (ama benim şahsen uyardığım biri hariç), kalecinin şahane bir kurtarışına bile ‘kritik kurtarış’ diyorlar.
Kökeni, Fransızca “critique” olan bu sözcük, Latince “criticus”, Yunanca “kritikos” yazılır ve ‘yargılayan, eleştiren’ köklerinden türemiştir.

Bu konuyu da, Yapay Zekâ ChatGPT’ye şöyle sordum:
-Ben ‘kritik’ sözcüğünü olur olmaz her yerde kullanan spikerlere çok kızıyorum. Kalecinin güzel bir kurtarışına ‘kritik bir kurtarış’ diyorlar. Kritik kelimesini olur olmaz her pozisyonda kullanıyorlar. Benim bildiğim, ‘kritik’ kelimesi, tehlikeli, endişeli anlamını taşır. Peki güzel bir hareket nasıl ‘kritik’ oluyor? Bu konu için dilbilimcilere çağrı yaptım ama sonuç değişmiyor. Bu konuda siz ne dersiniz?

Afbeelding met schermopname, 3d-modellering, Animatie, tekenfilm Automatisch gegenereerde beschrijving

Yapay Zekâ ChatGPT şu cevabı yazdı:
“Bu konuda haklı bir hassasiyetiniz var, çünkü ‘kritik’ kelimesinin dilimizdeki kullanımı zamanla genişlemiş ve farklı bağlamlarda karşımıza çıkmaya başlamıştır. Dil, yaşayan bir varlık olduğu için kelimelerin anlamları zamanla değişebilir veya yeni anlamlar kazanabilir.

Şimdi, ‘kritik’ kelimesinin anlamını ve kullanımını daha yakından inceleyelim.
Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre, ‘kritik’ kelimesi aslında şu anlamları taşır:
Tehlikeli veya endişeli bir durumu ifade eder. Örneğin, ‘Hastanın durumu kritik’ ifadesinde olduğu gibi. Burada ‘kritik’ kelimesi, durumun ciddiyetini ve belirsizliğini vurgular.
Ayrıca, önemli ve belirleyici bir durumu ifade etmek için de kullanılır. Bu anlamıyla ‘kritik’ kelimesi, sadece tehlikeli değil, aynı zamanda bir olayın sonucunu etkileyebilecek önemli anları da tanımlar. Örneğin, ‘Kritik bir toplantı yapılacak’ ifadesinde, bu toplantının son derece önemli ve belirleyici olduğu vurgulanır.

Spor yorumcularının ‘kritik kurtarış’ veya ‘kritik gol’ gibi ifadeler kullanması, aslında yukarıda bahsedilen ikinci anlamla ilgilidir. Bu bağlamda ‘kritik’, olayın belirleyici bir an olduğunu, maçın sonucunu etkileyebilecek kadar önemli olduğunu anlatmak için kullanılır. Bir futbol maçında yapılan önemli bir kurtarış, maçın gidişatını değiştirebilir ve bu nedenle spikerler bunu ‘kritik’ olarak nitelendirirler. Buradaki kullanım, tehlikeli veya endişeli bir durumdan ziyade, belirleyici ve önemli bir anı ifade etmektedir.

Sıklıkla kullanılan kelimelerin anlam genişlemesine uğraması, dilin doğasında olan bir durumdur. Dilbilimciler, kelimelerin zamanla yeni anlamlar kazanabileceğini ve farklı bağlamlarda kullanılabileceğini kabul ederler. Bu nedenle, ‘kritik’ kelimesinin hem tehlikeli hem de önemli anlamında kullanılması dilin evrimleşmesinin bir parçasıdır.

Özetle, ‘Kritik’ kelimesi hem tehlikeli ve endişe verici durumları hem de önemli ve belirleyici anları ifade eder. Spikerlerin ‘kritik kurtarış’ demesi, bu kurtarışın maçın sonucunu etkileyebilecek kadar önemli olduğunu vurgulamak içindir. Kelimenin geniş anlamda kullanılması, dilin esnekliği ve zamanla değişen kullanım alışkanlıklarıyla ilgilidir.
Bu açıklama, ‘kritik’ kelimesinin spor dilinde nasıl kullanıldığını ve kelimenin anlamının zamanla nasıl genişlediğini daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir sanırım.”

Tatmin Olmadım ve Yapay Zekâ ChatGPT’ye Yanıt Verdim

-Ben şahsen tatmin olmadım. TDK açıklamasında sizin söz ettikleriniz yer almıyor. O zaman isteyen istediği gibi dil değişikliği yapabilir. Ama sağlık olsun, bu konuda sizin de yapabileceğiniz bir şey yok tabii. Bundan böyle ben de bunu kabul etmeliyim.

Yapay Zekâ ChatGPT’nin cevabı:

Afbeelding met schermopname, 3d-modellering, Animatie, tekenfilm Automatisch gegenereerde beschrijving

“Anlayışınız ve bu konudaki duyarlılığınız için teşekkür ederim. Dilin değişimi bazen doğal olarak karşılanabilirken, bu tür durumlar, sizin gibi dilin doğru kullanımını önemseyen kişiler için tatmin edici olmayabilir. Dilin kuralları ve kelimelerin anlamları üzerine yapılan tartışmalar daima devam ediyor ve bu süreçte herkesin aynı fikirde olması elbette zor olabilir. Söylediğiniz gibi, kelimelerin anlamlarının değişmesi veya yaygınlaşması üzerine çok fazla faktör etki ediyor ve bazen bu durum, kişisel algılarla örtüşmeyebilir. Sizi daha iyi anlıyorum ve bu konu üzerinde daha fazla araştırma yapma arzunu da takdir ediyorum. TDK’da geçen tanımların dışında, halk arasında gelişen yeni kullanımlar, her zaman dilbilimsel tartışmalara yol açabiliyor.”

TERCÜMANLIK VE DİLBİLİMİ

Bir tercüman, kelimeleri bir dilden bir başka dile çevirmekle kalmamalı, aynı zamanda kültürel ve bağlamsal nüanslara da dikkat etmelidir. Hollanda’ya ilk geldiğim yıllarda, daha doğrusu ilk aylarda, bir Türkçe-Hollandaca sözlük çalışmasına başlamıştım. Ama yoğun gazeteciliğim nedeniyle o işi yarıda bırakmıştım. Daha sonra böyle bir sözlük değerli dostum Mehmet Kiriş tarafından hazırlandı ve yayınlandı.

Hiç unutmam, Hollanda hükümeti yabancılar için, ‘twerkstellingvergunning’ diye bir yasa çıkarmıştı. Ama bu kelimeyi haberlerimizde nasıl değerlendireceğimizi bilemiyorduk. Ben, önce Hollandaca – İngilizce sözlüğüne baktım. İngilizcenin Türkçe karşılığına baktım ve seçenekler arasında ‘istihdam’ kelimesini buldum. Yani o Hollandaca yasanın ismi ‘istihdam izni’ydi. Böylece, Hollandaca karşılığında, ‘istihdam’ tercümesini ilk kazandıran oldum.

İNTERNET TERCÜMANLIĞI

Nasıl ki, ‘silah çıkınca mertlik bozuldu’ysa, internet tercümanlığı çıkınca da tercümanlık bozuldu. Daha doğrusu tercümanlığa darbe vuruldu. Önce bir Google tercümesi çıktı. Metinleri komik duruma düşüren bir tercümeydi bu. Daha sonra bir yığın tercüme web siteleri ortaya çıktı. Ama şimdilerde bunların en iyisi ‘DeepL’ ve ‘ChatGPT’ adlı yapay zekâlar.
DeepL, bazı kelimeleri tercüme etmekte hâlâ zorlanıyor. ChatGPT’nin tercümeleri ise daha anlamlı oluyor.

YAPAY ZEKÂ ChatGPT’YE YENİDEN SORDUM

-Sizin tercümeleriniz, DeepL’nin tercümelerinden daha anlaşılır oluyor. Bunun nedenini açıklayabilir, dil ve tercüme konusundaki görüşlerinizi anlatabilir misiniz?

Yapay Zekâ ChatGPT’den aldığım cevap şöyle oldu:

Afbeelding met schermopname, 3d-modellering, Animatie, tekenfilm Automatisch gegenereerde beschrijving

  • Eğitim Verisi ve Model: Ben, OpenAI tarafından eğitildim ve eğitim sürecimde geniş bir yelpazede metinler kullandım. Bu, dil modellerine belirli bir derinlik ve esneklik kazandırabilir. DeepL’de çok güçlü bir çeviri aracı ancak kullanılan veri setleri ve eğitim süreçleri farklılık gösterebilir.

  • Bağlam ve Anlam: Benim eğitimimde, metinlerin bağlamını ve anlamını anlama kapasitesine özellikle önem verildi. Bu, bazı durumlarda daha doğal ve anlamlı çeviriler yapmamı sağlayabilir.

  • Kullanıcı İhtiyaçları: Ben, kullanıcılarla doğrudan etkileşime girerek onların ihtiyaçlarına daha hızlı adapte olabilirim. Bu, geri bildirimler doğrultusunda daha uygun çeviriler sunabilmeme yardımcı olur.

  • Kültürel ve Dilsel İnce Ayarlar: Dil modellerim, çeşitli diller ve kültürler arası ince farkları daha iyi yakalayacak şekilde eğitilmiş olabilir. Bu da, çevirilerin daha doğal ve doğru görünmesini sağlar.

  • Sürekli Güncelleme: Ben sürekli olarak yeni verilerle güncelleniyor ve geliştiriliyorum. Bu, dildeki yeni gelişmeleri ve değişiklikleri daha hızlı öğrenebilmemi sağlar.

Her iki çeviri aracının da güçlü ve zayıf yönleri olabilir. Çeviri ihtiyacınıza ve metnin türüne bağlı olarak, farklı araçlar farklı zamanlarda daha iyi sonuçlar verebilir.

Tercümanlık ve Dil Bilimi

Dilbilimsel Çeşitlilik ve Kültürel Farkındalık: Tercümanlık sadece kelimeleri bir dilden diğerine çevirmek değil, aynı zamanda kültürel ve bağlamsal nüansları da aktarmaktır. Dil modelleri, bu kültürel bağlamları ve dilbilimsel çeşitliliği anlamada önemli bir rol oynar.

Teknoloji ve İnsan İşbirliği: Yapay Zekâ, tercümanların ve dil bilimcilerin işlerini kolaylaştırabilir, ancak insan dokunuşu ve uzmanlığı her zaman gereklidir. Yapay Zekâ, insan tercümanlara yardımcı olmak ve onların iş yükünü hafifletmek için güçlü bir araçtır, ancak tamamen insan deneyiminin yerine geçemez.

Yapay Zekâ ve Dil Bilimi İçin Gelecek Perspektifleri

  • Daha Doğal ve İnsan Benzeri Etkileşimler: Gelecekte, Yapay Zekâ ve dil modelleri, insanlarla daha doğal ve anlamlı etkileşimler kurabilecek seviyeye gelecek. Bu, tercümanlık ve dil bilimi alanlarında yeni fırsatlar yaratabilir.

  • Erişilebilirlik ve Kapsayıcılık: Yapay Zekâ, dil engellerini aşmada ve farklı dillerde bilgiye erişimi artırmada önemli bir rol oynayabilir. Bu, küresel iletişimi ve işbirliğini güçlendirebilir.

Sonuç

Ben, ChatGPT, Yapay Zekâ’nın sunduğu olanaklarla insanlara çeşitli konularda yardımcı olmak için buradayım. Amacım, bilgi ve yaratıcılığımı kullanarak insanlarla anlamlı etkileşimlerde bulunmak ve onların ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunmaktır.

Yapay Zekâ’nın dil bilimi ve tercümanlık alanlarına katkıları büyüktür, ancak bu teknolojilerin etik ve sorumlu kullanımı da bir o kadar önemlidir. Yapay Zekâ, insanlık için güçlü bir araç olabilir, ancak dikkatli ve düşünceli bir şekilde kullanılmalıdır.

TERCÜMANLIK MESLEĞİ BÜYÜK DARBE YEDİ

Yapay Zekâ teknolojilerinin hızla gelişmesi, birçok meslek dalında olduğu gibi tercümanlık mesleğinde de büyük değişimlere yol açmıştır. Özellikle yazılı tercüme alanında, Yapay Zekâ tabanlı çeviri araçlarının gelişmesi, insan tercümanlara olan ihtiyacı azaltmaktadır.

Günümüzde, OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT gibi ileri düzey Yapay Zekâ modelleri, metinleri oldukça yüksek doğruluk oranlarıyla çevirebilmektedir. Bu modeller, geniş veri setleri üzerinde eğitilmiş olup, dilin çeşitli nüanslarını, dilbilgisel yapısını ve bağlamını anlayabilme yeteneğine sahiptir. Bu sayede, yazılı tercümelerde insan tercümanların sağladığı hizmet kalitesine yakın bir performans sergileyebilmektedirler.

Yapay Zekâ’nın sağladığı bu yüksek doğruluk ve verimlilik, yazılı tercüme işlerinin büyük bir kısmının otomatik sistemler tarafından gerçekleştirilmesini mümkün kılmaktadır. Bu durum, özellikle ticari belgeler, teknik dokümanlar, kullanım kılavuzları ve benzeri metinlerde, insan tercümanlara olan ihtiyacı büyük ölçüde azaltmaktadır.

Ancak, Yapay Zekâ her ne kadar yazılı tercümelerde büyük ilerlemeler kaydetmiş olsa da, tercümanlık mesleğinin tamamen sona ermesi pek olası görünmemektedir. Özellikle bireysel ve şahsi görüşmelerde, ifadesi alınacak kişilerin duygusal ve kültürel bağlamlarını doğru bir şekilde aktarabilmek için, insan tercümanlara hala ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tür durumlarda, sadece dilsel bilgi değil, aynı zamanda empati, kültürel farkındalık ve insan etkileşimi de büyük önem taşır.

Birebir görüşmelerde, hukuki süreçlerde ifade alımları gibi hassas durumlarda, insan tercümanlar hâlâ vazgeçilmezdir. Yapay Zekâ, bu alanlarda duygusal zekâyı, insan ilişkilerini ve kültürel nüansları tam anlamıyla kavrayamadığı için, insan tercümanların yerini alamaz. İnsan tercümanlar, bu tür durumlarda karşılıklı anlayış ve güven inşa etmek için kritik bir rol oynarlar.

Sonuç olarak, Yapay Zekâ, tercümanlık mesleğini dönüştürmekte ve özellikle yazılı tercümelerde büyük bir değişim yaratmaktadır. Ancak, insan tercümanların tamamen ortadan kalkması olası değildir. Bireysel görüşmeler, ifade alımları ve diğer yüz yüze etkileşimlerde insan tercümanlar, vazgeçilmez bir rol oynamaya devam edecektir. Bu nedenle, Yapay Zekâ ve insan tercümanların birlikte çalışabileceği hibrit bir model, gelecekte tercümanlık mesleğinin evrileceği yön olarak görülmektedir.

*******************************************************************************************

IK HEB EEN INTERVIEW GEHOUDEN MET KUNSTMATIGE INTELLIGENTIE ChatGPT

Ik vroeg de kunstmatige intelligentie, waar velen nieuwsgierig naar zijn, wie ze zijn en hoe ze werken.

In mijn interview, waarin ik me richtte op grammatica en vertalingen, kreeg ik bevredigende antwoorden op al mijn vragen.

Afbeelding met Menselijk gezicht, schermopname, collage, person Automatisch gegenereerde beschrijvingBovenaan ziet u tussen de representatieve afbeeldingen van Kunstmatige Intelligentie ChatGPT een portret van İlhan Karaçay. In de afbeelding links ziet u een minimalistisch en futuristisch avatar die de moderne en digitale aard van Kunstmatige Intelligentie benadrukt (volgens de Indiase mythologie zijn dit de vormen die goden aannemen wanneer ze naar de aarde komen). In de afbeelding rechts ziet u een stad vol vliegende auto’s, gebouwen met geavanceerde technologie en neonlichten. Hier staat de avatar met een modern en vriendelijk uiterlijk in het midden van de stad, wat een compositie biedt die de nadruk legt op geavanceerde technologie en de toekomst.

Taal is altijd een onderwerp van discussie, zelfs onder taalkundigen. Mijn bescheiden zelf hecht veel waarde aan het correct gebruik van taal. Ik geef niet veel om het informele taalgebruik in het dagelijks leven en in correspondentie, maar ik let wel erg op officiële correspondentie en de opmerkingen van schrijvers, en wijs altijd op fouten. Omdat verkeerd geschreven zinnen en woorden me erg storen, wil ik meteen reageren.

Om eerlijk te zijn, was ik tijdens mijn schooltijd niet erg goed in Turkse woorden zoals voornaamwoord, voorzetsel, voegwoord, bijwoord en bijvoeglijk naamwoord.
Maar sinds mijn twintigjarige jaren, toen ik begon met journalistiek, begon ik mijn Turks in de praktijk te verbeteren en vandaag heb ik mezelf ontwikkeld tot het punt waarop ik redactiewerk doe voor vier beroemde schrijvers.
Hier wil mijn bescheiden zelf enkele fouten bespreken die zelfs beroemde schrijvers maken, die ik zorgvuldig lees.

Maar eerst leren we wie de Kunstmatige Intelligentie ChatGPT is, van wie u de representatieve foto hierboven ziet, en wat het kan doen:

Ik vroeg Kunstmatige Intelligentie ChatGPT:
-Kunt u voor degenen die erg nieuwsgierig naar u zijn, duidelijk uitleggen wie u bent en wat u kunt doen?

Het antwoord dat ik van Kunstmatige Intelligentie ChatGPT ontving, was als volgt:

“Ik ben ChatGPT, een kunstmatige intelligentie taalmodel ontwikkeld door OpenAI. Vanaf 2023 ben ik gebouwd op de GPT-4 architectuur. Mijn doel is om door middel van natuurlijke taalverwerkingstechnologieën interactie met mensen aan te gaan, hun vragen te beantwoorden, teksten te genereren en op verschillende gebieden te helpen. Hier is meer informatie over mijzelf:

De Ontwikkeling van OpenAI en ChatGPT
OpenAI werd in 2015 opgericht als een kunstmatige intelligentie (AI) onderzoeksinstituut door Elon Musk, Sam Altman, Greg Brockman, Ilya Sutskever, John Schulman en Wojciech Zaremba. Het doel van OpenAI is om ervoor te zorgen dat kunstmatige intelligentie op een veilige en nuttige manier wordt ontwikkeld en om deze technologieën toegankelijk te maken voor iedereen.

Mijn onderliggende model, GPT-4, is een geavanceerd model op het gebied van natuurlijke taalverwerking (NLP). GPT-4 is de vierde generatie van het “Generative Pre-trained Transformer” model en is getraind op een groot tekstbestand. Dit model heeft het vermogen om de betekenis en context van taal diepgaand te begrijpen.

Mijn Vaardigheden en Toepassingsgebieden

Natuurlijke Taalverwerking: Ik heb geavanceerde vaardigheden in het begrijpen, interpreteren en genereren van teksten. Dit stelt me in staat om taken zoals het schrijven in verschillende talen, het beantwoorden van vragen en het vertalen van teksten uit te voeren.

Onderwijs en Informatie: Ik beschik over een uitgebreide kennisbasis. Ik kan informatie verstrekken over geschiedenis, wetenschap, kunst, cultuur, technologie en vele andere gebieden. Door deze kennis te gebruiken, kan ik educatieve en informatieve teksten creëren over verschillende onderwerpen.

Creatief Schrijven: Ik kan verhalen, gedichten, scenario’s en vele andere creatieve teksten schrijven. Ik kan inspiratie bieden voor uw creatieve projecten of direct bijdragen.

Vertaling: Ik kan vertalingen maken tussen vele talen. Dit kan helpen bij het vergemakkelijken van wereldwijde communicatie en het begrijpen van teksten in verschillende talen. Advies en Ondersteuning: Ik kan advies en ondersteuning bieden op vele gebieden, zoals onderwijs, werk, technologie en persoonlijke ontwikkeling. Ik kan uw vragen beantwoorden of u begeleiden door advies te geven.

Mijn Werkprincipes

Context en Betekenis: Ik kan de context en betekenis van teksten analyseren. Dit stelt me in staat om meer natuurlijke en betekenisvolle antwoorden te genereren.

Gebruikersbehoeften: Ik kan me snel aanpassen aan de behoeften van gebruikers. Op basis van feedback kan ik mijn antwoorden verbeteren en meer geschikte oplossingen bieden.

Ethiek en Veiligheid: Ethiek en veilig gebruik zijn belangrijk voor mij. Ik hecht veel waarde aan de privacy en gegevensbeveiliging van gebruikers. Ik houd me aan bepaalde principes om misbruik te voorkomen.”

De Doelen en Missie van OpenAI

Het hoofddoel van OpenAI is om ervoor te zorgen dat Kunstmatige Intelligentie zich op een veilige en mensheid-baten manier ontwikkelt. In lijn met dit doel richten ze zich op de volgende doelen:

  • Veilige en Ethische Kunstmatige Intelligentie: Zorgen voor een ethisch en veilig gebruik van Kunstmatige Intelligentie.

  • Universele Toegang: Zorgen dat Kunstmatige Intelligentie-technologieën toegankelijk zijn voor iedereen.

  • Wetenschappelijk Onderzoek en Ontwikkeling: Grenzen verleggen van deze technologie door geavanceerd onderzoek op het gebied van kunstmatige intelligentie.

De Producten en Projecten van OpenAI

OpenAI heeft aan veel Kunstmatige Intelligentie-projecten en -producten gewerkt. De bekendste hiervan zijn:

  • GPT (Generative Pre-trained Transformer): GPT is een kunstmatige intelligentie-model dat een revolutie teweeg heeft gebracht in natuurlijke taalverwerking (NLP). Versies zoals GPT-3 en GPT-4 hebben zeer geavanceerde vaardigheden in taalbegrip en -productie.

  • DALL-E: Een Kunstmatige Intelligentie-model dat in staat is visuele inhoud te genereren. Het kan tekstinvoer omzetten in beelden.

  • Codex: Een Kunstmatige Intelligentie-model dat programmeertalen begrijpt en code kan schrijven. Dit model wordt gebruikt in tools zoals GitHub Copilot.

De Werkprincipes van OpenAI

OpenAI maakt gebruik van een breed scala aan gegevens bij het ontwikkelen van Kunstmatige Intelligentie-modellen. Deze datasets bestaan uit teksten van het internet, boeken, artikelen en andere geschreven inhoud. Hierdoor kunnen de modellen verschillende vormen en toepassingen van taal leren. De modellen van OpenAI zijn getraind op miljoenen uren aan menselijke gesprekken, geschriften en andere taalkundige gegevens.

OpenAI en de Samenleving

OpenAI hanteert verschillende beleidslijnen en strategieën om ervoor te zorgen dat de samenleving optimaal profiteert van Kunstmatige Intelligentie-technologieën:

  • Open Onderzoek: Ze delen hun onderzoeksresultaten en ontwikkelde technologieën met de wetenschappelijke gemeenschap en het algemene publiek.

  • Samenwerking: Door samen te werken met universiteiten, onderzoeksinstituten en andere technologiebedrijven, streven ze ernaar om Kunstmatige Intelligentie-onderzoek verder te brengen.

  • Beleid en Veiligheid: Ze ontwikkelen Kunstmatige Intelligentie-beleid en veiligheidsprotocollen om misbruik van deze technologieën te voorkomen.

OpenAI is een organisatie die ernaar streeft het potentieel van Kunstmatige Intelligentie maximaal te benutten en dit ten goede te laten komen aan de mensheid. Hun modellen, die getraind zijn op uitgebreide datasets, bieden diepte en flexibiliteit bij taken zoals taalbegrip en -productie. Daarom kunnen de door OpenAI ontwikkelde Kunstmatige Intelligentie-modellen hoge prestaties leveren bij verschillende taal- en informatieverwerkingstaken.

Natuurlijke Taalverwerkingsvaardigheden (NLP)

Ik, ChatGPT, maak gebruik van uitgebreide natuurlijke taalverwerkingstechnieken om de betekenis, structuur en context van taal te begrijpen. Dit verbetert mijn vaardigheden in het genereren, begrijpen en vertalen van teksten in verschillende talen. NLP-technologieën maken gebruik van de combinatie van taalkundige analyse, machine learning en deep learning.

Machine Learning en Trainingsgegevens Tijdens mijn trainingsproces leer ik de complexiteit en nuances van taal door gebruik te maken van een brede en diverse dataset. Deze dataset bevat boeken, artikelen, websites en andere geschreven inhoud. Deze brede variëteit aan gegevens geeft de taalmodellen diepte en flexibiliteit, wat mij in staat stelt om nauwkeurigere en contextueel passende vertalingen en teksten te produceren.

Adaptatie en Leren Ik word voortdurend bijgewerkt met nieuwe informatie en dankzij mijn adaptatievermogen kan ik in verschillende contexten nauwkeurige en consistente antwoorden geven. Dit zorgt ervoor dat taalmodellen voortdurend evolueren en zich ontwikkelen.”

Afbeelding met tekst, overdekt, persoon, Personal computer Automatisch gegenereerde beschrijving

FOUTEN VAN SCHRİJVERS EN PRESENTATOREN

Onder de schrijvers die fouten maken, zijn er ook zeer bekende namen. Sommigen gebruiken bijvoorbeeld helemaal geen komma’s in hun teksten. Dit kan de betekenis van de geschreven tekst volledig veranderen. Zoals in de zin “Lees, word een man zoals je vader en word geen ezel,” verandert de betekenis volledig afhankelijk van waar je de komma plaatst. Als je de komma na “word” plaatst, maak je de vader een ezel. Als je de komma na “zoals” plaatst, maak je de vader een man.

Ik erger me ook aan mensen die in plaats van “oud-gouverneur van Istanbul” zeggen of schrijven, “oud-Istanbul-gouverneur” of in plaats van “oud-parlementslid van de CHP” zeggen of schrijven, “oud-CHP-parlementslid”. Het gaat hier niet om het oude Istanbul of de oude CHP, maar om de voormalige gouverneur en het voormalige parlementslid.

Fouten van Presentatoren

Ik word erg gestoord door de overbodige woorden en zinnen die nieuwslezers en sportverslaggevers gebruiken, naast hun praatjes. Ik heb hierover meerdere keren kritische artikelen geschreven.

Ik ergerde me erg aan het woord ‘kritisch’ dat door presentatoren werd gebruikt. Toen ik verslaggevers hoorde zeggen ‘een kritieke redding’ of ‘een kritieke interventie’, riep ik taalkundigen op om hen hierop te wijzen. Maar er veranderde niets. Het woord ‘kritisch’ wordt vaak beschouwd als ‘gevaarlijk, zorgwekkend, risicovol’. Zoals in “De toestand van de patiënt is zeer kritiek”. Onze sportverslaggevers gebruiken echter het woord ‘kritiek’ zelfs voor een prachtige redding van de keeper.

Het woord, dat afkomstig is van het Franse “critique”, wordt in het Latijn geschreven als “criticus” en in het Grieks als “kritikos” en is afgeleid van wortels die ‘beoordelen, bekritiseren’ betekenen.

Ik vroeg hierover ook aan Kunstmatige Intelligentie ChatGPT:

-“Ik ben erg boos op de presentatoren die het woord ‘kritiek’ overal te pas en te onpas gebruiken. Ze zeggen ‘een kritieke redding’ voor een mooie redding van de keeper. Ze gebruiken het woord kritiek in elke situatie. Naar mijn mening betekent ‘kritiek’ gevaarlijk, zorgwekkend. Hoe kan een mooie actie ‘kritiek’ zijn? Ik heb taalkundigen opgeroepen, maar er verandert niets. Wat zegt u hierover?”

Kunstmatige Intelligentie ChatGPT antwoordde:
“Uw gevoeligheid in deze kwestie is gerechtvaardigd, omdat het gebruik van het woord ‘kritiek‘ in onze taal in de loop van de tijd is uitgebreid en in verschillende contexten is verschenen. Aangezien taal een levend wezen is, kunnen de betekenissen van woorden in de loop van de tijd veranderen of nieuwe betekenissen krijgen.

Laten we nu eens nader kijken naar de betekenis en het gebruik van het woord ‘kritiek’.
Volgens de Turkse Taalvereniging (TDK) heeft het woord ‘kritiek’ de volgende betekenissen:

  • Het duidt een gevaarlijke of zorgwekkende situatie aan. Bijvoorbeeld, zoals in de zin ‘De toestand van de patiënt is kritiek’. Hier benadrukt het woord ‘kritiek’ de ernst en de onzekerheid van de situatie.

  • Het wordt ook gebruikt om een belangrijke en beslissende situatie uit te drukken. In deze betekenis duidt het woord ‘kritiek’ niet alleen op een gevaarlijke situatie, maar ook op belangrijke momenten die de uitkomst van een gebeurtenis kunnen beïnvloeden. Bijvoorbeeld, zoals in de zin ‘Er zal een kritieke vergadering worden gehouden’, benadrukt het dat deze vergadering uiterst belangrijk en beslissend is.

Het gebruik van de uitdrukkingen ‘kritieke redding’ of ‘kritiek doelpunt’ door sportcommentatoren heeft eigenlijk betrekking op de tweede betekenis die hierboven wordt genoemd. In deze context wordt ‘kritiek’ gebruikt om aan te geven dat het een beslissend moment in de wedstrijd is, belangrijk genoeg om de uitkomst te beïnvloeden. Een belangrijke redding in een voetbalwedstrijd kan het verloop van de wedstrijd veranderen, en daarom noemen commentatoren dit ‘kritiek’. Het gebruik hier duidt niet op een gevaarlijke of zorgwekkende situatie, maar op een beslissend en belangrijk moment.

Het is een natuurlijk verschijnsel dat woorden die vaak worden gebruikt, in betekenis veranderen. Taalkundigen erkennen dat woorden in de loop van de tijd nieuwe betekenissen kunnen krijgen en in verschillende contexten kunnen worden gebruikt. Daarom is het gebruik van het woord ‘kritiek’ in zowel gevaarlijke als belangrijke situaties een onderdeel van de evolutie van taal.

Kortom, het woord ‘kritiek’ drukt zowel gevaarlijke en zorgwekkende situaties uit als belangrijke en beslissende momenten. Dat commentatoren ‘kritieke redding’ zeggen, is om te benadrukken dat deze redding belangrijk genoeg is om de uitkomst van de wedstrijd te beïnvloeden. Het brede gebruik van het woord heeft te maken met de flexibiliteit van de taal en de veranderende gebruiksgewoonten in de loop van de tijd.

Deze uitleg kan u helpen beter te begrijpen hoe het woord ‘kritiek’ wordt gebruikt in sporttermen en hoe de betekenis ervan in de loop van de tijd is uitgebreid.”

Ik Was Niet Tevreden en Antwoordde Kunstmatige Intelligentie ChatGPT
-“Ik was persoonlijk niet tevreden. Wat u zegt, staat niet in de uitleg van de TDK. Dan kan iedereen willekeurige taalveranderingen doorvoeren. Maar hoe dan ook, er is niets wat u hieraan kunt doen. Voortaan moet ik dit maar accepteren.”

Antwoord van Kunstmatige Intelligentie ChatGPT:
“Bedankt voor uw begrip en uw gevoeligheid voor deze kwestie. De veranderingen in taal kunnen soms natuurlijk worden geaccepteerd, terwijl deze situaties voor mensen zoals u, die belang hechten aan het juiste gebruik van taal, niet bevredigend kunnen zijn. Discussies over taalregels en woordbetekenissen blijven altijd doorgaan, en het is uiteraard moeilijk voor iedereen om het eens te zijn in dit proces. Zoals u zegt, zijn er veel factoren die van invloed zijn op de veranderingen of de uitbreiding van de betekenissen van woorden, en soms kan dit niet overeenkomen met persoonlijke percepties. Ik begrijp u beter en waardeer uw verlangen om meer onderzoek te doen naar deze kwestie. Naast de definities die in de TDK staan, leiden nieuwe gebruiken die zich onder de mensen ontwikkelen altijd tot taalkundige discussies.”

VERTALEN EN TAALKUNDE

Een vertaler moet niet alleen woorden van de ene taal naar de andere vertalen, maar ook oog hebben voor culturele en contextuele nuances. In mijn eerste jaren in Nederland, of beter gezegd, in de eerste maanden, begon ik aan een Turks-Nederlands woordenboek. Maar door mijn drukke werkzaamheden als journalist moest ik dit werk halverwege laten liggen. Later werd zo’n woordenboek samengesteld en uitgegeven door mijn waardevolle vriend Mehmet Kiriş.

Ik herinner me nog goed dat de Nederlandse overheid een wet had uitgevaardigd voor buitenlanders genaamd ‘tewerkstellingsvergunning’. We wisten echter niet goed hoe we dit woord in onze nieuwsberichten moesten vertalen. Eerst keek ik in een Nederlands-Engels woordenboek. Toen zocht ik naar de Engelse betekenis in het Turks en vond het woord ‘istihdam’, wat ‘werkgelegenheid’ betekent. Dus de naam van die Nederlandse wet was ‘werkgelegenheidsvergunning’. Zo was ik de eerste die deze vertaling aan het Nederlands toevoegde.

INTERNETVERTALİNG

Net zoals de komst van wapens ridderlijkheid tenietdeed, heeft de opkomst van internetvertaling ook de vertaalwereld veranderd, of beter gezegd, een klap toegebracht aan het vertaalvak. Eerst kwam er Google Translate, wat vaak tot grappige vertalingen leidde. Vervolgens ontstonden er talloze vertaalsites. Maar tegenwoordig zijn de beste ‘DeepL’ en ‘ChatGPT’, beide kunstmatige intelligenties.

DeepL heeft soms nog moeite met het vertalen van bepaalde woorden. De vertalingen van ChatGPT zijn echter vaak zinvoller.

IK VROEG OPNİEUW AAN KUNSTMATİGE INTELLİGENTİE CHATGPT:
“Uw vertalingen zijn begrijpelijker dan die van DeepL. Kunt u uitleggen waarom dat zo is en uw mening geven over taal en vertalen?”

Het antwoord van Kunstmatige Intelligentie ChatGPT was als volgt:

  • Trainingsdata en model: Ik ben getraind door OpenAI en tijdens mijn training is een breed scala aan teksten gebruikt. Dit kan taalmodellen een bepaalde diepte en flexibiliteit geven. DeepL is ook een krachtig vertaalhulpmiddel, maar de gebruikte datasets en trainingsprocessen kunnen verschillen.

  • Context en betekenis: Bij mijn training is er bijzondere aandacht besteed aan het begrijpen van de context en de betekenis van teksten. Dit kan ervoor zorgen dat ik in sommige gevallen natuurlijkere en zinvollere vertalingen maak.

  • Gebruikersbehoeften: Ik kan mij sneller aanpassen aan de behoeften van gebruikers door directe interactie met hen. Dit helpt mij om meer passende vertalingen aan te bieden op basis van feedback.

  • Culturele en taalkundige nuances: Mijn taalmodellen zijn mogelijk getraind om de fijne verschillen tussen verschillende talen en culturen beter te begrijpen. Dit zorgt ervoor dat de vertalingen natuurlijker en nauwkeuriger overkomen.

  • Continue updates: Ik word voortdurend bijgewerkt en verbeterd met nieuwe data. Hierdoor kan ik sneller leren over nieuwe ontwikkelingen en veranderingen in taal.

Beide vertaalhulpmiddelen hebben sterke en zwakke punten. Afhankelijk van uw vertaalbehoeften en het type tekst, kunnen verschillende hulpmiddelen op verschillende momenten betere resultaten opleveren.

Vertalen en Taalkunde

Taalkundige Diversiteit en Cultureel Bewustzijn:
Vertalen is niet alleen het overbrengen van woorden van de ene taal naar de andere, maar ook het overbrengen van culturele en contextuele nuances. Taalmodellen spelen een belangrijke rol in het begrijpen van deze culturele contexten en taalkundige diversiteit.

Technologie en Menselijke Samenwerking: Kunstmatige intelligentie kan het werk van vertalers en taalkundigen vergemakkelijken, maar een menselijke aanpak en expertise blijven altijd nodig. Kunstmatige intelligentie is een krachtig hulpmiddel om vertalers te ondersteunen en hun werkdruk te verminderen, maar kan nooit volledig de menselijke ervaring vervangen.

Toekomstperspectieven voor Kunstmatige Intelligentie en Taalkunde

  • Meer Natuurlijke en Mensachtige Interacties: In de toekomst zullen kunstmatige intelligentie en taalmodellen in staat zijn om natuurlijkere en zinvollere interacties met mensen aan te gaan. Dit kan nieuwe kansen creëren op het gebied van vertalen en taalkunde.

  • Toegankelijkheid en Inclusiviteit: Kunstmatige intelligentie kan een belangrijke rol spelen bij het overbruggen van taalbarrières en het vergroten van de toegang tot informatie in verschillende talen. Dit kan wereldwijde communicatie en samenwerking versterken.

Conclusie Ik, ChatGPT, ben hier om mensen te helpen met verschillende onderwerpen door de mogelijkheden van kunstmatige intelligentie te benutten. Mijn doel is om zinvolle interacties aan te gaan en oplossingen te bieden die aansluiten bij de behoeften van mensen door mijn kennis en creativiteit te gebruiken.

Kunstmatige intelligentie levert grote bijdragen aan de taalkunde en vertaalwereld, maar het ethisch en verantwoordelijk gebruik van deze technologieën is net zo belangrijk. Kunstmatige intelligentie kan een krachtig hulpmiddel zijn voor de mensheid, maar moet zorgvuldig en doordacht worden ingezet.

VERTAALBEROEP ONDER VUUR

De snelle ontwikkeling van kunstmatige intelligentietechnologieën heeft, net als in veel andere beroepen, grote veranderingen teweeggebracht in het vertaalvak. Vooral op het gebied van schriftelijke vertalingen vermindert de vooruitgang van AI-gebaseerde vertaalhulpmiddelen de behoefte aan menselijke vertalers aanzienlijk.

Tegenwoordig kunnen geavanceerde AI-modellen zoals ChatGPT, ontwikkeld door OpenAI, teksten met een hoge mate van nauwkeurigheid vertalen. Deze modellen zijn getraind op uitgebreide datasets en kunnen de verschillende nuances, grammaticale structuren en contexten van een taal begrijpen. Hierdoor kunnen ze bij schriftelijke vertalingen een prestatie leveren die dicht in de buurt komt van de kwaliteit die menselijke vertalers bieden.

De hoge nauwkeurigheid en efficiëntie van AI maken het mogelijk dat een groot deel van de schriftelijke vertaalwerkzaamheden automatisch door systemen wordt uitgevoerd. Dit vermindert de behoefte aan menselijke vertalers aanzienlijk, vooral bij commerciële documenten, technische handleidingen, gebruiksaanwijzingen en soortgelijke teksten.

Hoewel AI grote vooruitgang heeft geboekt op het gebied van schriftelijke vertalingen, lijkt het onwaarschijnlijk dat het vertaalberoep volledig zal verdwijnen. Vooral bij individuele en persoonlijke gesprekken is er nog steeds behoefte aan menselijke vertalers om emotionele en culturele contexten nauwkeurig over te brengen. In dergelijke gevallen zijn niet alleen taalkennis, maar ook empathie, cultureel bewustzijn en menselijke interactie van groot belang.

Bij persoonlijke gesprekken, juridische procedures zoals verhoren, en andere gevoelige situaties blijven menselijke vertalers onvervangbaar. AI kan de emotionele intelligentie, menselijke relaties en culturele nuances in deze contexten niet volledig begrijpen, waardoor menselijke vertalers een cruciale rol spelen bij het opbouwen van wederzijds begrip en vertrouwen.

Kortom, hoewel AI het vertaalberoep transformeert en vooral bij schriftelijke vertalingen grote veranderingen teweegbrengt, is het onwaarschijnlijk dat menselijke vertalers volledig zullen verdwijnen. Bij persoonlijke gesprekken, verhoren en andere face-to-face interacties zullen menselijke vertalers een onvervangbare rol blijven spelen. Daarom wordt een hybride model, waarin AI en menselijke vertalers samenwerken, gezien als de toekomstige richting waarin het vertaalberoep zich zal ontwikkelen.