PAZAR NEŞENİZE İKİ HABER İLE KATKI VERİYORUZ…

PAZAR NEŞENİZE İKİ HABER İLE KATKI VERİYORUZ…

Birinci haber:
CEZAYİR BÜYÜKELÇİSİ ‘YUNAN YEMEĞİ’ DİYE YUTTURULAN YİYECEKLERİ ÖVDÜ. ‘BUNLAR TÜRK YEMEĞİDİR’ TEPKİSİNİ ALINCA, MESAJINI TWİTTERDEN ÇEKTİ.

İkinci haber:
HOLLANDA’DAN TÜRKİYE’YE İNANILMAZ DAYANIŞMA…
BAYRAKLARI YARIYA İNDİREN BELEDİYE SAYISI ÇOĞALIYOR. AMSTERDAM BELEDİYE BAŞKANI HALSEMA’DAN İMAMOĞLU’NA DESTEK VE TAZİYE MEKTUBU

Neşe ile okuyunuz:

CEZAYİR BÜYÜKELÇİSİ ‘YUNAN YEMEĞİ’ DİYE YUTTURULAN YİYECEKLERİ ÖVDÜ. ‘BUNLAR TÜRK YEMEĞİDİR’ TEPKİSİNİ ALINCA, MESAJINI TWİTTERDEN ÇEKTİ.

İlhan KARAÇAY

Hollanda’nın Cezayir Büyükelçisi bayan Salima Abdelhak ve birkaç diğer büyükelçi, Yunan büyükelçisi bayan Catarina Ghini’nin daveti üzerine, ‘Gastronomik Yunan Lezzetleri Festivali’ne katılarak, yunan yiyeceklerini tattılar.
Cezayir büyükelçisinin twitter hesabında yemekleri Yunan menşeli zannedip övmesine kızan Mehmet Tütüncü derhal bir cevap yazdı ve yediklerinin Türk yemeği olduğunu belirtti.

Araştırmacı Mehmet Tütüncü, twitter hesabından şunları yazdı:
“Yunanlılar baklava, dolma, sarma çoban salatası ve Türk kahvesini ‘Yunan yiyecegi’ diye tanıtıyorlar.
‘Grek’ (Yunanlı) kelimesinin ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
‘Hırsız ve dilenci’ anlamına gelir. Sizin bu hırsızların propagandasına kanıp övgüde bulunmanız yakışıksız olmuştur.”

Afbeelding met tekst Automatisch gegenereerde beschrijving
Üstteki fotoğrafta, Cezayir Büyükelçisinin soldaki twiti ile Mehmet Tütüncü’nün sağdaki twitini görüyorsunuz.

Cezayir Büyükelçisi, Mehmet Tütüncü’nün bu tepkisinden etkilenmiş olacak ki, iki dakika içinde mesajını twitterden geri çekti.

Afbeelding met tekst, persoon, bord, binnen Automatisch gegenereerde beschrijving
Büyük bir tesadüf olacak ki, araştırmacı Mehmet Tütüncü, önceki gün, tarihi bir kitabının tanıtımı için bir resepsiyon düzenlemişti. Bu haberi önceki gün ben yayınlamıştım. O resepsiyona katılanlar arasında büyükelçiler de vardı. Konuklara sunulan Türk lezzetleri arasında sarma, dolma, baklava gibi yiyecekler vardı.
Ne yazık ki Cezayir büyükelçisi davetli olduğu halde bu resepsiyona gelmemiş ve Yunan büyükelçinin davetine gitmişti. Recepsiyona gelmiş olsaydı, Yunanlılar’ın ‘Yunan yemeği’ olarak yutturmaya çalıştıkları lezzetlerin, Türk yemeği olduğunu anlardı. Ayrıca, Cezayir büyükelçisi şu tarihi gerçeği de bilmeliydi:

Cezayir gemileri, Navarin savaşında Yunan ve müttefikleri tarafından batırılmış ve Cezayir devleti adeta korumasız ve savunmasız kalmıştı. Bunu fırsat bilen Fransa, Cezayir’i işgal ederekmsömürgeleştirmişti. Yani, geçmişte Yunanlılar tarafından mahvedilen Cezayir’in büyükelçisi, şimdi Yunan yemeklerini övüyor.
Neyse ki bu büyükelçi, bir tepki üzerine övgüsünü twitterden hemen kaldırma akılılığını yaptı.


Tütüncü’nün kitap tanıtım resepsiyonu na, ülkenin en büyük gazetesi De Telegraaf da geniş yer verdi. De Telegraaf, Amsterdam ve taşra baskılarında iki değişik baskı yaptı.

                           ****************

HOLLANDA’DAN TÜRKİYE’YE İNANILMAZ DAYANIŞMA

Rotterdam Belediyesi’nin İstanbul şehitlerine saygı amacıyla, göndere Türk Bayrağı çekip yarıya indirmesi, diğer Belediyelere de örnek oldu.

Arnhem, Deventer, Bergen op Zoom, Zaanstad, Utrecht ve Helmond belediyeleri de hafta içerisinde belediye binalarına Türk Bayrağı asarak yarıya indirdi.

Amsterdam Belediye Başkanı Halsema, İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu’na taziye mektubu gönderdi.

İlhan KARAÇAY

Birkaç gün önce yayınlamış olduğum, ‘Rotterdam Belediyesi, İstanbul şehitlerine saygı amacıyla göndere Türk bayrağı çekti ve yarıya indirdi’ başlıklı haberimin ardından, Rotterdam Blediyesi’nin davranışı, diğer belediyelere de örnek oldu.
Şehitlerimizi saygıyla anmak ve teröristleri lanetlemek için bayrağımızı göndere çeken ve yarıya indiren Belediye sayısı her geçen gün artıyor.

Şehitlere saygı ve terörü lanetleme sadece bayrak çekmekle kalmadı. Amsterdam Belediye Başkanı Halsema, İstanbul belediye Başkanı İmamoğlu’na taziye metubu yayınladı.

İsterseniz gelin sizlere bu konuda Sonhaber. Eu’nun haberlerini sunayım:

Amsterdam Belediye Başkanı Halsema’dan İmamoğlu’na destek ve taziye mektubu

Amsterdam Belediye Başkanı Halsema'dan İmamoğlu'na destek ve taziye mektubu

Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema, İstanbul’da gerçekleşen patlama nedeniyle mevkidaşı İmamoğlu’na destek ve taziye mektubu gönderdi.

Hollanda‘da belediyeler, İstanbul‘daki terör saldırısında hayatını kaybedenler için binalarına astıkları Türk bayrakları ile destek vermeye devam ediyor.

Hollanda’da belediyeler, İstanbul’daki terör saldırısında hayatını kaybedenler için binalarına astıkları Türk bayrakları ile destek vermeye devam ederken, başkent Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek ve taziye mektubu gönderdi.

İstanbul Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi’nde meydana gelen bombalı terör saldırısı sonrasında Rotterdam, Arnhem, Bergen op Zoom, Deventer, Zaanstad ve Helmond belediye binalarına Türk bayrakları asılarak yarıya çekildi.

Türk asıllı belediye meclis üyelerinin belediye başkanlarına bulundukları talepler sonucunda asılan Türk bayraklarının yanı sıra bazı belediyeler ve başkanları da sosyal medya hesaplarından, destek ve taziye mesajlarını paylaşarak Türkiye’nin yanında olduklarını dile getirdi.

Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İstanbul Büyükşehir Belediyesine gönderdiği destek ve taziye mektubunu paylaştı.

Halsema paylaşımında “Geçen pazar günü İstanbul’da meydana gelen vahşi saldırı, bizi derinden sarstı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ve bu faciadan etkilenen herkese başsağlığı diliyorum. Belediye adına başsağlığı dileklerimi iletmek için bu mektubu gönderdim.” ifadesini kullandı.

femke halsema mektup-1

“Bu durum takdirle karşılandı”
Rotterdam kentinde Türk bayrağının asılması için pazartesi günü Belediye Başkanına talepte bulunan ve asılmasına vesile olan Denk Partisi Rotterdam Belediye Meclis Üyesi Serkan Soytekin, AA muhabirine, Rotterdam’dan sonra diğer belediyelerin de Türk bayrağını asıp yarıya indirmesinin çok değerli olduğunu söyledi.

Soytekin, “İstanbul’daki terör saldırısı nedeniyle Rotterdam Belediyesinin Türk bayrağını asıp yarıya indirmesi, İstanbul halkının yanında olduğumuzu gösterdi. Bu saldırının büyük yankı uyandırdığı Rotterdam’da büyük bir Türk topluluğu var. Bu durum takdirle karşılandı.” dedi.

Çevresinde birçok kişinin yaşanan terör saldırısından etkilendiğini vurgulayan Soytekin, “Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet ve yaralılara acil şifalar diliyorum. Daha iki hafta önce İstanbul’da Taksim Meydanı’ndaydım. Bu tabloyu görmek hepimizi çok üzdü, acımız büyük.” diye konuştu.

Belediyelerden destek ve dayanışma mesajları
Rotterdam Belediyesinin, geçen pazartesi günü sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, İstiklal Caddesi’nde meydana gelen bombalı terör saldırısı nedeniyle Türkiye’ye destek ve dayanışma için Belediye binasına asılan Türk bayrağının yarıya indirildiği belirtilerek, “Rotterdam Belediye binasına asılan Türk bayrağı yarıya indirildi. Kalbimiz İstanbul saldırısında hayatını kaybedenler ve aileleriyle birlikte.” ifadesi kullanılmıştı.

Arnhem, Deventer, Bergen op Zoom, Zaanstad ve Helmond belediyeleri de hafta içerisinde belediye binalarına Türk Bayrağı asarak yarıya indirdi. Belediyelerin sosyal medya platformları aracılığıyla yaptığı açıklamalarda saldırıda hayatını kaybedenler ve ailelerine yönelik mesajlar yayınlandı.

Belediyelerden yapılan bu anlamlı hareket Hollanda’da yaşayan Türk toplumunun da takdirini aldı.
©Sonhaber.eu

Arnhem Belediyesi de Türkiye’ye destek için bayrak astı

Hollanda’da Arnhem Belediyesi de Türkiye'ye destek için bayrak astı

Rotterdam Belediyesinin ardından, Arnhem Belediyesi de İstanbul’da yaşanan terör saldırısında hayatını kaybedenler için Türk bayrağı astı.

Pazar günü İstanbul Beyoğlu semti İstiklal Caddesinde meydana gelen bombalı terör saldırısı nedeniyle Türkiye’ye destek ve dayanışma içinde olduklarını göstermek isteyen Denk Partisi Arnhem Grup Başkanı Yıldırım Usta’nın girişimi, kısa sürede yanıt buldu.

Yıldırım Usta’nın, Arnhem Belediye Başkanı Ahmed Marcouch’a dün yapmış olduğu Türk bayrağının yarıya indirilmesi çağrısına, Belediye Başkanından yanıt gecikmedi.

Salı günü sabah saat 08:00’de belediyenin önünde bir araya gelen Belediye Başkanı Ahmed Marcouch, DENK Partisi Belediye Meclis Grubu Üyeleri ve Arnhemli 7 Türk sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Arnhem Türk Platformu (TPA) yöneticileri Türk bayrağını göndere çekti.

arnhem04

İstanbul’da meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybedenleri anmak ve Arnhem Türk Toplumu ile dayanışma içerisinde olduklarını göstermek için düzenlenen günde Türk bayrağı daha sonra yarıya indirildi.

Yıldırım Usta, Arnhem Belediye Başkanı Marcouch’a teşekkür etti

Arnhem Belediye Meclisi DENK Grup Başkanı Yıldırım Usta, Arnhem Belediye Başkanı Ahmed Marcouch’un kısa sürede çağrısına yanıt verdiği ve Türk bayrağını göndere çektiği için teşekkür etti. Usta “Belediye Başkanı Marcouch’a, alicenaplığından ötürü teşekkür ederiz.” dedi.

arnhem05

Denk Meclis Üyesi Usta yaptığı açıklamada, Arnhem Türk toplumunun İstanbul’da gerçekleşen terör vahşetinden dolayı oldukça sarsılmış vaziyette olduğunu belirtirken “Arnhem’de anavatanlarıyla kuvvetli bir gönül bağı olan büyük bir Türk toplumu yaşamakta. Bu güzelliği yaparak, yüreklerine az da olsa bir ferahlık getirdiniz. Türk toplumu adına ziyadesiyle memnun olduğumu ifade etmek isterim” dedi.

Böylelikle DENK Partisinin çabaları neticesinde Arnhem kenti, Rotterdam’dan sonra Türk bayrağını yarıya çeken ikinci Hollanda belediyesi oldu.

©Sonhaber.eu

 

TÜRKİYE’DEKİ HOLLANDA ASILLI TÜRK AİLESİNİN YAŞAM ÖYKÜSÜ KİTAP OLDU

TÜRKİYE’DEKİ HOLLANDA ASILLI TÜRK AİLESİNİN YAŞAM ÖYKÜSÜ KİTAP OLDU

Araştırmacı Mehmet Tütüncü’nün hazırladığı kitapta, yüz yıllarca Türkiye’de yaşayan TESTA soyunun, en ilginci olan GASPARD BARON TESTA’nın maceraları anlatılıyor.

‘Van de Bosporus naar de Zuiderzee’ (Boğaziçi’nden Güney Denizi’ne) adlı kitabın tanıtım resepsiyonunda, Osmanlı Hanedanı’nı sevenler misali, eski Hollanda’yı seven kalburüstü zenginleri ve tarihçileri, Lahey Büyükelçimiz Şaban Dişli kucakladı.

Afbeelding met boom, buiten, water, rivier Automatisch gegenereerde beschrijving
İlhan KARAÇAY oradaydı:

Türkiye-Hollanda ilişkilerini 400 yıl olarak kitaplaştırmıştım. Aslında bu iki ülkenin ilişkileri 400 değil, 1000 yıla dayanıyormuş.
Öyle ya, bir Hollandalı tüccar olan Pasquale TESTA, 1261 yılında Türkiye’ye gelip yerleşmiş ve çoğalan ailesi de yüzyıllarca orada aktif faaliyetlerde bulunmuşsa, ilişkiler de o zaman başlamış demektir.

Afbeelding met tekst Automatisch gegenereerde beschrijving

TESTA ailesinin 1261’den 1793’lere kadar süren Türkiye’deki faaliyetleri, küçümsenecek faaliyetler değildi. Osmanlı Devleti nezdinde tercümanlık görevlerinden başlayarak, Bakanlığa kadar uzanan faaliyetlerdi bunlar…

İstanbul’a, 1261 yılında Ceneviz’den gelerek yerleşen TESTA ailesi, Galata’ya sahip olmuşlar, orada idarecilik (Belediye Başkanlıkları) yaptılar. Fetih’ten sonra sınırdışı edilmeleri beklenen TESTA ailesi, Fatih Sultan Mehmed’e Galata’nın anahtarlarını teslim ettikleri için, Türkiye’de kalmalarına izin verildi.

Fatih, TESTA ailesinin becerili olduklarını öğrendikten sonra, tüm aile fertlerine devlet görevi verdi. TESTA fertleri tercümanlıkla başlayan görevlerden sonra, Osmanlı ile Avrupa ülkeleri arasında arabulucu rolü üstlenmiş ve Osmanlı lehinde lobicilik faaliyetleri de yürütmüş.

Osmanlı Devleti’ndeki rolleri, 1793’te başlayan Hollanda yolculuğuna kadar devam eden TESTA ailesinin maceraları, Türkiye’deki son ferdi Gaspart TESTA ile son buldu.
Gaspart Testa 1770 yılında doğdu. 23 yaşına geldiği zaman 9 kişilik bir grupla at arabaları ile Hollanda yoluna düştü. 84 gün süren meceralı yolculuk sırasında tuttuğu notlar ile, Osmanlı Devleti ile Avrupa ülkeleri arasında kıyaslama yaptı.
Yolda karşılaştıkları olayları da anlatan bu notlar, bir seyahatname olarak arşivlerde çürürken, Mehmet Tütüncü adlı bir araştırmacı Türk, bu seyahatnameyi devlet arşivinin tozlu raflarında buldu.

Afbeelding met persoon, mensen, groep, auditorium Automatisch gegenereerde beschrijving
Daha önce de Türkiye-Hollanda ilişkileri hakkında, araştırmalar yapan ve kitap yayınlayan Tütüncü, TESTA’nın seyahatnamesini Hollandacaya çevirerek yayınladı.

Afbeelding met tekst, binnen, persoon, groep Automatisch gegenereerde beschrijving

TESTA’dan, “Hollanda’ya gelen ilk Türk-Osmanlı vatandaşı” diye söz eden Mehmet Tütüncü’nün, ‘Van de Bosporus naar de Zuiderzee’ (Boğaziçi’nden Güney Denizi’ne GASPARD BARON TESTA) adlı kitabın tanıtım resepsiyonunda, Osmanlı Hanedanı’nı sevenler misali, eski Hollanda’yı seven kalburüstü zenginleri ve tarihçileri, Lahey Büyükelçimiz Şaban Dişli kucakladı.

Afbeelding met persoon, poseren, binnen, groep Automatisch gegenereerde beschrijving

TESTA ailesinin kalıntılarından Andre ve Patrick TESTA’nın da hazır bulunduğu resepsiyonda konuşan Mehmet Tütüncü, kendisinin de 50 yıl önce, TESTA’nın seyahat güzergâhını takip ederek Hollanda’ya geldiğini söylediği zaman alkış yağmuruna tutuldu.
Tütüncü daha sonra kendisinin Hollanda’daki yaşamı ile TESTA’nın yaşamı arasında bir bağlantı kurmaya çalıştı.

Afbeelding met persoon, binnen, vloer, groep Automatisch gegenereerde beschrijving

Kitabın yayınlanmasına destek veren Ten Cate Vakfı Başkanı Egbert Ten Cate, Hollanda Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı Marjon van Walbeek, Kuzey Hollanda Arşivleri Genel Müdürü Willeke de Groot, Hollanda’nın İstanbul Başkonsolosu Arjen Uijterlinde, Hollanda’nın Ankara eski büyükelçileri Kees van Rij ve Marjanne de Kwaasteniet İstanbul eski Başkonsolosu K.Alexander ve TESTA torunlarından Andre ve Patrick TESTA’nın hazır bulunduğu resepsiyonda, Lahey Büyükelçimiz Şaban Dişli, ev sahibi olarak konukları kucakladı.

Afbeelding met persoon Automatisch gegenereerde beschrijving
Mehmet Tütüncü kitabını, Lahey Büyükelçimiz Şaban Dişli, Egbert ten Cate, Marjon van Waalbeek ve Willeke de Groot’a verirken.

Kitabın basılmasına destek veren Egbert ten Cate, kitabın Türkçeye çevrilmesi için de destek vereceğini açıkladı.

Afbeelding met persoon, mensen, groep Automatisch gegenereerde beschrijving

Kitabın ilk baskısının konuklara dağıtılmasından sonra, Ceylan Utlu, saz ve piyano eşliğinde İstiklal Marşımızı ve Hollanda milli marşını icra etti. Daha sonra konuklara Türk mutfağının atıştırmaları sunuldu.

Afbeelding met tekst, gras, persoon, schermafbeelding Automatisch gegenereerde beschrijving

Hollanda medyası, kitabın tanıtım resepsiyonuna katılanların önemi nedeniyle, tanıtım resepsiyonuna geniş yer verdi. Fotoğrafta Lahey Büyükelçimiz Şaban Dişli (ortada), kitabın yazarı Mehmet Tütüncü ve diğer kalburüstü konuklar görülüyor.

BAKAN GÜNAY USLU

Afbeelding met tekst, poseren Automatisch gegenereerde beschrijving
Mehmet Tütüncü, çok önemli bir işi olduğu için resepsiyona gelemeyen Kültür ve Medya’dan Sorumlu Devlet Bakanı Günay Uslu’yu makamında ziyaret ederek kitabını sundu.
Uslu, tebrik ettiği Tütüncü’ye, “Araştırmalarınızı devam ettirin. Daha pek çok şey bulabilirsiniz. Bu tip çalışmalar her zaman yararlıdır. Bundan sonra size kolaylıklar dilerim” dedi.

Haberin başında belirttiğim gibi, Türkiye-Hollanda ilişkilerini 400 yıl olarak kitaplaştırmıştım. Aslında bu iki ülkenin ilişkileri 400 değil, 1000 yıla dayanıyormuş.
Bu gerçeği, Mehmet Tütüncü’nün araştırmasından sonra öğrenmiş olduk.

HOLLANDA’NIN VOLKSKRANT GAZETESİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A AYIRDIĞI İKİ SAYFADA 15 FOTOĞRAF KULLANDI

HOLLANDA’NIN VOLKSKRANT GAZETESİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A AYIRDIĞI İKİ SAYFADA 15 FOTOĞRAF KULLANDI

Fotoğrafların tamamında Cumhurbaşkanı Erdoğan araç kullanırken görülüyor.

Afbeelding met gras, buiten, windmolen, outdoor-object Automatisch gegenereerde beschrijving
İlhan KARAÇAY’ın haberi

Hollanda’nın sosyal demokrat görüşlü ikinci büyük gazetesi ‘De Volkskrant’, yayınlamış olduğu iki sayfalık haberde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 fotoğrafına yer verdi.
Fotoğrafların tamamında, Cumhurbaşkanı Erdoğan araç kullanırken görülüyor.

Afbeelding met tekst Automatisch gegenereerde beschrijving

Fotoğrafların ortasında yer alan kısa haberde ise şunlar yazılı:
“Ülkeyi etkisi altına alan mega enflasyona rağmen, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu durumdan hiç etkilenmemiş. Ortamın huzurlu olduğunu halkına göstermek için, kendisini hep sürücü-yönetici koltuğunda görüntületiyor (fotoğraflatıyor).
Bu durumu foto redaktörü Frank Schallmaier tespit etti ama, orada fazla bir sevinç olduğunu göremedi.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her fotoğrafının altında konu ve tarih hakkında açıklama yer alıyor.

Ben de sizlere fotoğrafları ve alt yazılarını tek tek sunuyorum.


Ankara’daki parti binasından, kentsel yenileme projesine hareket. 9 Mart 2018

Afbeelding met auto, weg, buiten, transport Automatisch gegenereerde beschrijvingBaşbakan olarak ilk elektrikli Türk otomobil testi. Kırşehir, 28 Eylül 2013

Afbeelding met persoon, transport Automatisch gegenereerde beschrijving
İstanbul’un yeni havalimanını eşi ile keşif. 29 Ekim 2018

Afbeelding met lucht, weg, buiten, transport Automatisch gegenereerde beschrijvingYeni bir makine ile çukur açma. Kocaeli, 9 Ağustos 2020

Afbeelding met persoon, binnen Automatisch gegenereerde beschrijvingKonya’dan Karaman’a yeni yapılan yüksek hız güzergâhı. 22 Ocak 2022


Afbeelding met persoon, auto, person Automatisch gegenereerde beschrijvingYeni yapılan İstanbul-İzmir oto yolunu kendi otomobili ile açış. 4 Ağustos 2019


Afbeelding met persoon, buiten Automatisch gegenereerde beschrijvingTürk Tarım Organizasyonu’nun yıllık hasat bayramını açış. Ankara 26 Temmuz 2019

Afbeelding met tekst, persoon, binnen Automatisch gegenereerde beschrijvingİstanbul’da yeni açılan metro istasyonunda ilk test. 21 Ocak 2017


Afbeelding met auto, gebouw, weg, buiten Automatisch gegenereerde beschrijvingAnkara’da ikinci el otomobillerin satılacağı merkezin açılışında. 2 Aralık 2016


Afbeelding met persoon, buiten, menigte Automatisch gegenereerde beschrijvingAntalya’daki Dünya Bahçe ve Tarım Fuarı’na gidiş. 22 Nisan 2016

Afbeelding met buiten, auto, rood, transport Automatisch gegenereerde beschrijvingErdoğan çifti, Bursa’da yeni Türk elektrikli SUV’ün testinde. 29 Ekim 2022


Ankara’da Türk yapımı yeni elektrikli traktör testi. 26 Temmuz 2019


Afbeelding met persoon Automatisch gegenereerde beschrijvingAntalya’da yeni tramvay ile ilk yolcuları taşıyor. 17 Mart 2019


Başbakan olarak, Ankara’da çöp ayrıştırması yapan arabada. 31 Mart 2011

Afbeelding met persoon, auto, person, bedieningspaneel Automatisch gegenereerde beschrijvingCumhurbaşkanlığı uçağı, Erdoğan’ın ikinci pilotluğu ile İstanbul’a iniyor.
22 Eylül 2018

DÜNYAYA ÖRNEK DAVRANIŞ: ROTTERDAM’DA İSTANBUL ŞEHİTLERİMİZ İÇİN GÖNDERE ÇEKİLEN BAYRAĞIMIZ YARIYA İNDİ VE BİR GÜNLÜK YAS İLAN EDİLDİ.

DÜNYAYA ÖRNEK DAVRANIŞ: ROTTERDAM’DA İSTANBUL ŞEHİTLERİMİZ İÇİN GÖNDERE ÇEKİLEN BAYRAĞIMIZ YARIYA İNDİ VE BİR GÜNLÜK YAS İLAN EDİLDİ.

DENK Partili Belediye Meclis Üyesi Serkan Soytekin’in inisiyatifi ile gerçekleşen bu muhteşem davranış, Türkleri olduğu gibi, Hollandalılar’ı da sevindirdi.

Daha önce Türkiye ve Türklere karşı olumsuz davranan ve bizleri kızdıran Belediye Başkanı Ahmet Ebutaleb’i af edelim…

Afbeelding met person, persoon, boom, buiten Automatisch gegenereerde beschrijving
Mustafa KOYUNCU yazdı    İlhan KARAÇAY yorumladı

O’na hepimiz çok kızmıştık. 2016 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Kaya’nın, Rotterdam Başkonsolosluğumuza girişini engelleyen güçleri yönetirken, polislere ‘vur’ emri verdiği bilinen Fas asıllı Belediye Başkanı Ahmet Ebutaleb’in, Türk kuruluşlarına karşı takındığı olumsuz tavırları bizi çok üzmüştü. (Bu konudaki haberleri en altta sizlere yeniden sunacağım)

Aynı Abutaleb, şimdi yaptığı büyük bir jest ile yüreğimize su serpti ve bizleri hem sevindirdi ve hem de duygulandırdı.
Ne miydi Abutaleb’in bu jesti?
Arkadaşım Mustafa Koyuncu şunları yazdı:

Afbeelding met tekst, gebouw, lucht, buiten Automatisch gegenereerde beschrijving

İstanbul’da meydana gelen terör saldırısında hayatlarını kaybeden şehitlerimiz için çok üzülen, Rotterdam Belediye Meclisi üyesi Serkan Soytekin, şehitlerimizi saygıyla anmak için Belediye Başkanı Ahmet Ebutaleb ile yaptığı görüşmede, bir günlük yas ilan edilmesini ve Belediye binasındaki göndere Türk bayrağının çekilmesini ve yarıya indirilmesini teklif etti.

Başkan Ebutaleb, DENK Partisi meclis üyesinin bu teklifine sıcak baktı ve konuyu mecliste ele aldı. Meclisin oybirliği ile aldığı karar sonrasında bir günlük yas ilan edildi ve göndere Türk bayrağı çekilerek yarıya indirildi.

Dünyayaya örnek teşkil edecek olan bu davranış, Hollanda’daki Türkleri sevindirip duygulandırırken, Hollandalılar da bu tutumdan memnun oldular.

Konuyla ilgili olarak konuştuğum Serkan Soytekin şunları söyledi:

              Meclis üyesi Serkan Soytekin                            Başkan Ahmet Ebutaleb

“Öncelikle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet ve yaralılara acil şifalar diliyorum. Hepimizin acısı büyük, Daha iki hafta önce İstanbul’da Taksim meydanındaydım. Bu tabloyu görmek hepimizi çok üzdü. Çevremde de birçok vatandaşımızın bu korkunç haberden etkilendiğini fark ettim ve Rotterdam Belediye başkanından İstanbul’un ve İstanbul halkının yanında olduğumuzu göstermemiz gerektiğini belirttim. Aynı zamanda kaybettiğimiz şehitler için belediye binası gönderine Türk bayrağı çekilmesini ve yarıya indirilmesini istedim. Başkan teklifime duyarlı davrandı ve konuyu meclise taşıdı. Meclis de bu teklifi oybirliği ile kabul etti.
Tabii ki çok mutlu olduğum gibi, Hollanda’daki Türk toplumunu da mutlu ettiğim için memnun oldum”

Daha önce bizi çok kızdıran Rotterdam Belediye Başkanı Ahmet Ebutalep hakkında iki ağır yorum yazmıştım. Şimdi hepimizin af etmesi gereken Ebutaleb hakkıındaki yazılar altta:

BEDEVİ’YE SERZENİŞ !!!
Sen Turgut Torunoğulları’nı, Atilay Uslu’yu Nebahat Albayrak’ı ve bizzat ödül verdiğin Tagi kardeşleri unuttun mu bedevi ?

İlhan KARAÇAY yazdı:

‘Kim bu bedevi?’ diye soracaksınız tabii.
Hemen cevap vereyim: Rotterdam Belediye Başkanı Ahmet Ebutaleb.
Neden mi bedevi?
Çünkü kendisi Berber kökenli olup, berberice konuşuyor.
Berberler de, Müslüman Arap olan Bedeviler’in bir uzantısı olarak kabul ediliyorlar.
Eeeee, Google’de arama yaptığın zaman bedevi sözcüğünden sonra şunların yazılı olduğunu görürsünüz: Çölde, çadırda, ibtidâî şartlarda yaşayan, medenî olmayan kişi anlamına gelir.
Demek oluyor ki, Fas’tan Hollanda’ya göç etmiş olan Ahmet Ebutaleb de medeni olmayan bedevilerden biriydi.
Peki sonra medeni olabildi mi Ebutaleb?
Bu konuda fikirler değişebilir ama, bana göre Ebutaleb ilkelliğini korumuş.
Bu kanaata neden vardığımı az sonra anlamış olacaksınız.

Rotterdam’ın Belediye Başkanlığı’nı yapabilecek kadar bilgilenmiş olan Ebutaleb’in, bilgilendiği halde bedevilikten kurtulamamış olduğu aşikârdır.
Ebutaleb’in doğmuş olduğu kent Rif’te yayın yapan NadorCity adlı haber portalı, bu röportajı Fasça değil, Berberice yaptı. Tercümesi ekranlarda yazılı olarak Hollandaca yapıldı.

C:\Users\ILHAN\Desktop\Haziran'a girecek haberler\Ebutaleb foto.jpg

2016 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Kaya’nın, Rotterdam Başkonsolosluğumuza girişini engelleyen güçleri yönetirken, polislere ‘vur’ emri verdiği bilinen Fas asıllı Belediye Başkanı Ahmet Ebutaleb’in, Türk kuruluşlarına karşı takındığı olumsuz tavırları da biliniyor.

Söyleşi yaptığı haber portalı muhabirinin, ‘Hollanda’daki Türkler, neden Faslılar’dan daha başarılılar’ şeklindeki sorusuna, şaşırmış bir yüz ifadesi ile, ‘Hayır, aksine Faslılar Türkler’den daha uyumludurlar’ şeklinde cevap veren Ebutaleb şunları ekledi: ‘Türkler, yüzlerini ve dikkatlerini Türkiye’ye çevirmişlerdir. Onların her işi Türkiye’de halledilmektedir. Türk devletinin buradaki Türk toplumu üzerindeki etkisi bilinmektedir. Erdoğan’ın eli camilere kadar uzanmaktadır.’

Aynı durumun Faslılar için geçerli olmadığını belirten Ebutaleb şöyle devam etti: ‘ Rabat’ın eli buradaki camilere kadar uzanmıyor. Fas’ın buradaki Faslılar’a müdahalesi yoktur.
(Yazımın sonunda, Rabat’ın geçmişteki uzun elini anlatacağım) Ebutaleb devam ediyor:Burada sokakta yürüyen bir Faslı’ya, Fas’ın Başbakanının kim olduğunu sorarsanız bunun yanıtını alamazsınız. Ama bir Türk’e, ülkeyi kimlerin yönettiğini sorarsanız, isimleri tek tek alırsınız.’

Ebutaleb’in bu ifadesi, dış ülkelerde yaşayan Faslılar’ın, kendi ülkelerinin başbakanının adını bilmeyecek kadar apolitik olduklarını ve entegrasyondan ziyade asimilasyona daha yatkın olduklarının ispatı mıdır acaba?

Ebutaleb’in yukarıdaki ifadelerine ilk tepki, Belediye Meclisi’nde DENK’in Grup Başkanı olan Stephan van Baarle’den geldi. Van Baarle’ye göre, Ebutaleb’in bu söylemleri, iki grubu karşı karşıya getirir ve bir entegrasyon yarışı meydana getirir. Ebutaleb’in, Rotterdam Belediye Meclisi’nin görüşlerini anlatmadığını belirten Van Baarle, ‘Bu dil, kullanılan dil değildir. İnsanları başarılı ve başarısız diye gruplara ayırmak tehlikelidir’ dedi.
Van Baarle, Ebutaleb’in Türkler ve Faslılar vurgulaması ile ayrımcılık yaptığını belirtirken,
‘Bizim meclisimizde Türk Rotterdamlılar ve Faslı Rotterdamlılar’dan söz edilir. Ebutaleb’den, sarfettiği sözleri geri almasını talep ediyoruz.’ dedi.

Ebutaleb’in sözleri Lahey Belediyesinde de kursaklara oturdu. Lahey Belediye Meclisi’nde İslam Demokratlar’ın Grup Başkanlığını yapan Tahsin Çetinkaya, ‘Ebutaleb çok yanlış bir tablo çiziyor. Buradaki Türk organizasyonlarının çoğunun Erdoğan ile bir ilişkileri yoktur. Ebutaleb, Türk toplumuna uzatmış olduğu parmağı geri çekmelidir.’ dedi.

Ahmet Ebutaleb, Rotterdam Belediye Başkanlığını üstlendiği günden bu yana, Türk gruplarına hiç de sempati ile bakmadı. Kim bilir, bu belki de kendi ailesinin özel yaşamından kaynaklanmaktadır.
Bu kıskançlık da, Ebutaleb’i ırkçı söylemlere itmiş olabilir.

Şimdi sormak lazım: Hollanda’ya uyum sağladıktan sonra açmış olduğu işyerleri ile Hollanda’da ve Türkiye’de büyük yatırımlar yapan Turgut Torunoğulları’nı tanımış mıdır Ebutaleb.

Hollanda’da bir Türk işçi çocuğu olarak doğduktan sonra, kendisini geliştiren ve sonunda da Corendon adlı Tur Operatörlüğü ve Hava Yolu Şirketi sahibi olarak, Hollanda’nın en büyük otelini açacak kadar başarılı olan Atilay Uslu’yu da duymuş mudur Ebutaleb.

Başarılı işadamlarımızı saymakla bitiremeyiz. Hollanda’nın çok önemli kuruluşlarında, bankalarda, önemli danışmanlık firmalarında, çok önemli postlara sahip olmuş Türkler’i de duymuş mudur bedevi Ebutaleb.

Kendinden başka, bir de Arnhem şehrine Belediye Başkanı olmuş  Ahmed Marccouch’a bakarak, ‘Vay be, biz Faslılar ne kadar da önemliymişiz’ deyip, Hollanda’ya Türkler’den daha iyi uyum sağladıklarını sanan bu zavallı Ebutaleb’e söylenecek çok laf var aslında.

Bizim Nebahat Albayrak’ımız, Hollanda’da Devlet Bakanlığı’na kadar yükselmedi mi bedevi Ahmet?
Bizim çocuklarımız bugüne kadar İkinci Meclis’e 15 parlamenter, Birinci Meclis’e
10 parlamenter, İl Genel Meclisleri’ne 8 üye, Belediye Meclisleri’ne 500’e yakın üye vermedi mi bedevi Ahmet?

Hollanda’da sayıları 600 bini geçen Tükler’in 350 bini aynı zamanda Hollanda tabiyetine de geçmişlerdir Ebutaleb.
Hollanda’da senin 400 bin yurttaşın, Fas tabiyetinden çıkamadığı için, Hollanda vatandaşlığına çok zor geçebiliyorlar. Yani senin Fas Devleti’n bile uyumdan korkuyor ve uyumu da önlüyor Ebutaleb.

Faslı gençler Hollandalılar’ı o kadar rahatsız etmişlerdir ki, bir ara, sadece suç işleyen Faslı gençlere değil, ebeveynlerine de ceza verilmesi girişimleri yapılmıştır Ebutaleb.
Başta biz olmak üzere, ebeveyleri cezalandırma fikrine karşı protestolar yükseltmişizdir.

Hollanda’da daha çok ‘Türk ve Türkiye düşmanı’ olarak tanınan ırkçı siyasetçi Gerd Wilders bile, baş düşmanı olan Türkler’i değil, Faslılar’ı ağzına sakız yapmıştır Ebutaleb.
Wilders, ‘Daha az Faslı’ sloganı ile yaptığı çıkışlarda, Faslılar’ı o kadar acımasız suçlamıştı ki, bunun için mahkemelerde yargılandı ve ceza yedi Ebutaleb.

Bak Ebutaleb, bunlar gibi örnekleri saymakla bitiremem.
Çok garip değil mi? Tam da böyle bir ortam içinde kalkıyorsun ve bir bedevi haber portalına, ‘Faslılar Türkler’den daha iyi uyum sağlıyor’ diyebiliyorsun.
Vallahi de billahi de ağzımla değil, bir başka yerimle güldüm Ebutaleb.

Senin ile iki kez buluşmamız olmuştu Ahmet Ebutaleb.
Buluşmamızın ilki, sana kitabımı hediye ettiğim zaman gerçekleşmişti.
İkinci buluşmamız ise, iş hayatında çok başarılı olmuş iki Türk kardeş Abdullah ve Umut Tagi’nin bir ödül töreninde buluşmuştuk.
Bu iki Türk kardeş, Hollandalılar’ın çok beğendikleri ringa balığı salamurasını (Haring) en iyi yapan balıkçılar olarak ödüllendirilmişti. Hem de yüzlerce balıkçı arasında ikinci kez bu ödülü kazanmışlardı.
İşte, Hollanda’ya uyum sağlamış Türkler’den bu iki kardeşe ödüllerini sen vermiştin, unuttun mu bedevi?

C:\Users\ILHAN\Desktop\Haziran'a girecek haberler\Tagi kardesler Baskonsolos ve Belediye Baskani ile (2).JPG

Şimdi gelelim, Faslılar’ın geçmişte yaşadıkları olaylara:

Hollanda’daki Faslılar, 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren, eş ve çocukları ile birleşmeye başlamışlardı. Uzun bir süreçten sonra aileleri ile kucaklaşan Faslılar’ın, Hollanda’ya adaptasyonunu önlemek amacıyla ‘Amicalen’ adlı bir örgüt kurulmuştu. Bu örgüt, Kral Hasan’ın kontrolundaki hükümetin propagandasını yapıyor ve Hollanda’daki Faslılar’a, ‘Siz buraya sadece çalışmak için geldiniz. Ülkenize para gönderin ve burada politika ile ilgilenmeyin’ şeklinde telkinde bulunuyordu.
Bunda başarılı da oldular. Böylece Amicalen grubu gün geçtikçe büyüdü ve Faslılar’ın Hollanda’ya uyumu zorlaşmış oldu.

Amicalen grubunun Faslılar arasında dengeyi bozduğuna inanan bir başka grup, ‘Hollanda Faslı İşçiler Komitesi KMAN’ı kurdu. KMAN’ın kuruluş amacı da, Hollanda’daki Faslılar’ı kendi devletlerinin baskısından korumak ve Hollanda’daya uyumlarını sağlamaktı.
Zira, Faslılar o dönemde eşit haklardan yararlanamıyor, Toplu İş Sözleşmesi’nin dışında kalıyor ve taşeronların oyuncağı oluyorlardı.
Kötü çalışma şartları altında çok az maaş alan Faslılar’ın daha iyi konuma gelmeleri ve eşit hak kazanmaları için protesto eylemleri yapan KMAN, Faslılar’ın Hollanda’ya uyum sağlamalarını da teşvik etmekteydi.
Faslılar burada kalmak istiyorlardı. Amicaller ise, vatandaşlarının kültürlerini kaybedeceklerinden korkuyorlardı. Onlar da bu nedenle KMAN grubunu protesto ediyorlardı.
Ülkede tam anlamıyla, milliyetçilerle sosyalistler arasında bir güç mücadelesi sürüyordu.

Kısacası, Amicaller, vatandaşlarının Fas’a bağımlı kalmalarını, ülkelerine para göndermelerini, ülkelerinin politikasını desteklemelerini ve fazla şikâyetçi olmamalarını istiyor, buna karşın KMAN’cılar da, Hollanda’da eşit şartlarda kalınmasını isterlerken, ‘Fas kültürünü korumak iyi ama, entegrasyon da çok iyi’ diyorlardı.
Ülkede bu iki grubun toplantıları, protestoları, açlık grevleri bıtkınlık geirmişti.

C:\Users\ILHAN\Desktop\Haziran'a girecek haberler\Ebutaleb sacmaladi.png

Fas’ta Kral Hasan’a karşı yapılan iki başarısız darbe, iki grup arasındaki gerilimi artırmıştı.
Olaylar Faslılar’ı, ‘Ülke içinde olanlar’ ve ‘Ülke dışında olanlar’ diye ikiye ayırmıştı. Çok radikal olan öğrenciler bile, istikbali Avrupa’da aramaya başlamıştı. Bu öğrenciler, siyasi kargaşadan endişe duydukları için ülkelerini terkederek, Avrupa ülkelerine sığınmaya başladılar. Başka bir ülkede şans arayan bu gruba mensup çoğunlukla erkekler, yığınlar halinde Hollanda’ya geldiler. O zamanlar Hollanda’nın işçi gücüne ihtiyacı çoktu.

Hollanda’da Faslılar’ın sayısı artınca, ortalığa hakim olan Amicaller ve KMAN’ların etkisi de azaldı.
Zamanla bu iki gruptan ses çıkmaz oldu.

İşte, daha birkaç yıl öncesine kadar, yukarıda anlatıldığı biçimde yaşayan Faslı gençler için, ‘Hollanda’ya Türkler’den daha iyi uyum sağladılar’ zırvasını kusan Ahmet Ebutaleb şimdi ne diyecek acaba?

TÜRKLER İÇİN DANIŞMA KURULU’NDAN AÇIKLAMA

Öte yandan, Başkanlığını Zeki Baran’ın yaptığı Türkler İçin Danışma Kurulu İOT, konuyla ilgili bir basın bildirisi yayınladı. Zeki Baran imzası ile yayınlanan bildiri şöyle:

Hollanda’da yaşayan göçmen gruplar entegrasyon yarışında değildir.

Ayrımcılıkla mücadele ve ekonomik krizden göçmenlerin orantısız etkilenmemesi için önlem alma zamanı!

Rotterdam Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb’in Fas’lı bir medya kuruluşuna verdiği söyleşide, Faslılar’ın Türklerden daha iyi Hollanda’ya uyum sağladığı yönündeki sözlerini üzüntüyle karşıladık. Değişik toplumsal grupların belirsiz bir biçimde birbiriyle karşılaştırılması doğru değildir.

Rotterdam gibi farklı toplumsal grupların bir arada yaşadığı büyük bir sanayi kentinin Belediye Başkanından tüm kesimleri kapsayıcı bir yaklaşım beklenir. Hollanda’da günlük hayatın her alanında görülen ve son olarak Vergi Dairesinde zirve yapan ayrımcı anlayış ve uygulamalarla mücadele öncelikli olmalıdır. Korona önlemleri nedeniyle ekonomide beklenen ağır krizden göçmenlerin orantısız şekilde olumsuz etkilenmemesi için alınacak önlemler üzerine bir tartışma daha yerinde olacaktır.

Bu tür açıklamalar Rotterdam’ın toplumsal birliğine farklı kesimler arasındaki kardeşlilk ve dayanışma duygusuna da zarar veriyor. Korona salgını ile mücadelede nasıl Hollanda toplumunun tüm kesimleri birlikte mücadele etti ise bundan sonra da yaşadığımız zorlukları aşabilmek için, hep birlikte ele ele vererek dayanışma içinde hareket etmeliyiz.

Rotterdam gibi bir büyük şehrin Belediye Başkanından, ayrımcılıkla mücadele ve eşit vatandaşlık kavramının geliştirilmesi amaçlı girişimlere önderlik etmesini bekliyoruz.

*****************

ROTTERDAM BELEDİYE BAŞKANI EBUTALEB’İN SONU YAKLAŞIYOR.

* İkinci kez yalan söyleyen Fas asıllı Başkan’ın foyaları
CNN TÜRK’de uzun uzun anlatıldı.

* Rotterdam Başkonsolosumuzu yalanlayan Abutaleb,
Bakan Fatma Betül Sayan Kaya olayında polislere ‘Vur’
emri vermiş.

* Bir saçmalık da Amsterdam Belediye Başkanı’ndan:
Bakan Kaya’nın muhtemel toplantısını gürültülü
müzik ve havai fişekler ile sabote edecekti.

Ahmet Aboutalep-Rotterdam Belediye Başkanı

İlhan KARAÇAY Yazdı:

Geçtiğimiz 11 Mart akşamı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya olayında, talimatlara göre hareket ettiğini söyleyen Rotterdam’ın Fas asıllı Belediye Başkanı Ahmet Ebutaleb’in bir yalanı daha meydana çıktı.

Daha önce, Rotterdam Başkonsolosumuz Sadin Ayyıldız için ‘Çağırdım ve hizaya çektim’ yalanını savuran Abutaleb, bu kez de, ‘Başkonsolos bana Bakan’ın toplantı yapmayacağını söyledi’ yalanını savurdu.

Bakan Kaya’nın otomobili içinde tecrit edilme olayı sırasında, azılı teröristlere müdahalede kullanılan bir tim ile çelik kuvvet polislerini görevlendirdiğini belirten Ebutaleb, bununla da yetinmedi ve medyaya şu saçma ve korkutucu açıklamayı yaptı: ” Türk Bakan’a 12 geniş omuzlu adam refakat ediyordu. Bu adamlardan biri yanlış bir hareket yapsaydı, vur emri vermiş olduğum kuvvetler tarafından vurulacaktı.”

Ebutaleb ilk yalanını, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Başkonsolosluk önünde toplanan Türkler’in Türk bayrakları taşımalarından rahatsız olan siyasetçilere hoş görünmek için, ‘Türk başkonsolosu makamımda hizaya çekecektim ve hesap soracaktım’, yalanını savurmuştu.

Bakan Kaya’nın sınır dışı edilişinden sonra, Hollanda’da genel seçimlerin yapıldığı 15 Mart günü CNN TÜRK’te yayınlanan bir programda, Ebutaleb ele alındı ve benim aylarca önce yazdığım bu konudaki yorum ekranlara getirildi.
Ekrana getirilen, aylar önce yazdığım yorum şöyleydi:

Rotterdam Belediye Başkanı Ahmet Ebutaleb, Rotterdam Başkonsolosumuz Sadin Ayyıldız’ı, ‘Bana görevimi yapmayı öğretiyor’ diye topa tutmuştu. Ebutaleb, Hollanda medyasındaki açıklamalarında Başkonsolosumuza veryansın ediyordu. Sonra da ‘Hizaya çekmek’ üzere çağırdığını beyan etmişti. Tüm medya organları, ‘Başkonsolos bugün Ebutaleb’in ayağına gidecek ve hesap verecek’ diye yazmışlardı. Ama olmadı. Zira, Lahey Büyükelçiliğimiz uyanık davranmıştı ve o ziyareti iptal etmişti.

İşçi Partisi’nin liderliğine soyunan ve bu uğurda popülarite arayan Ebutaleb, ne nane yemişti biliyor musnuz?
Ben öğrendim, size anlatayım:
Lahey Büyükelçiliğimizdeki Geçici Maslahatgüzar Kurtuluş Aykan, Rotterdam’da meydana gelenTürk gösterileri hakkındaki medya kargaşasını sağlıklı bir şekilde anlatabilmek için, Rotterdam Belediye Başkanı Fas asıllı Ahmet Ebutaleb ile görüşmek için bir randevu almıştı.
Ebutaleb bu görüşme için gün vermişti. Maslahatgüzar Aykan, bu ziyarete Başkonsolos Ayyıldız ile birlikte gidecekti.
Ne var ki, randevudan iki gün önce, çok yoğun işler nedeniyle çok yorulan Maslahatgüzarımız Aykan, makamında fenalık geçirdi. Bayılan Aykan’ın durumu Büyükelçiliktekileri korkutmuştu. İki ambulans, itfaiye ve polis ekipleri Büyükelçiliğe geldi. Aykan hastaneye pencereden çıkarılarak kaldırıldı. O sırada Aykan’ın sekreteri Belediye Başkanı Ebutaleb’i aradı ve durumu anlatarak randevuyu iptal etti. Çok şükür ki Aykan’ın durumu iyiye gitti ve ertesi gün çalışmamak şartıyla ayağa kalktı.

Rotterdam Başkonsolosumuz Ayyıldız, Maslahatgüzar Aykan’ı ziyaret etti ve ‘Uygun görürseniz Belediye Başkanı’na ben gideyim’ dedi. Aykan da bu teklifi kabul etti ve Belediye Başkanı yeniden aranarak randevu saati sabit tutuldu.

Şimdi gelelim püf noktasına:
Rotterdam Başkonsolosumuz Sadin Ayyıldız, görüşme talebinden üç hafta önce, Belediye Başkanı Ebutaleb ile birlikte, civardaki Belediye Başkanları’na birer mektup göndermişti. Bu mektupta genellikle şunlar yazılıydı: ”15 Temmuz darbe girişiminden sonra, Rotterdam’da gösteri yapan Türkler’in tutumu hakkında yaygara koparan Hollanda medyası sizi de etkilemiş görünüyor. Sanırım, yardımcılarınız bu konularda size sağlıklı bilgi vermiyor. Örneğin, sokaklarınızda gösteri yapan PKK’lılar’ın Abdullah Öcalan portresi taşıdıklarını ve PKK bayrağı açtıklarını size intikal ettirmiyorlar. Biliyorsunuz ki, PKK ülkeniz tarafından da bir terör örgütü olarak tanınmış ve her türlü faaliyeti yasaklanmıştır. Bu durumda, bizim vatandaşlarımızın yaptıkları gösterilerin abartılması da şahsınızı yanıltmıştır.”

Belediye Başkanı Ebutaleb, Başkonsolos Ayyıldız’ın bu mektubuna cevap verme zahmetine katılmamıştı. Ama son randevu olayını fırsat bilen Ebutaleb, medyayı kullanarak şu mesajı geçmişti: ”Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosu, bana işimi nasıl yapacağımı öğretmeye çalışarak boyunu aşan bir işe karışmıştır. Bu nedenle kendisini çağırdım. Bugün hizaya çekeceğim.”
Bu haber gerek Büyükelçiliğimiz ve gerekse Ayyıldız’ı çok şaşırtmı ve üzmüştü.
Bunun üzerine Büyükelçilik randevuyu yeniden iptal etti. Belediye Başkanı Ebutaleb’e de, ”Bu konularda bizim muhatabımız Dışişleri Bakanlığı’nızdır. Bu nedenle randevu iptal edilmiştir” haberi gönderildi.

Rotterdam Belediye Başkanı Ebutaleb’in bu tavrı, 32 Türk sivil toplum kuruluşunun ortak imzası ile, nedenleri belirtilerek protesto edildi.

İkinci yalan

Rotterdam Belediye Başkanı Ebutaleb, aylar önce söylediği üstteki yalandan sonra, ikinci yalanını hafta başında yaptı. Ebutaleb, Başkonsolosumuz Ayyıldız’ın, Bakan Kaya’nın toplantı yapacağından söz etmediğini ileri sürdü ve Başkonsolosumuzu yalancilikla itham ett. Kaldı ki, Bakan Kaya’nın Hollanda’ya gelmekte olduğu tüm kamuoyunun ve hatta Hollanda istihbaratının bilgisi dahilindeydi.

Bir saçmalık da Amsterdam’dan

Bakanımız ve mahiyetindekilere Rotterdam’da yapılan insanlık dışı davranışlar hepimizi kahrederken, bir açıklama da Amsterdam Belediye Başkanı Van der Laan’dan geldi. Het Parool gazetesine bir açıklama yapan Van der Laan şunları itiraf etti:
” Türk Bakan, Amsterdam’a gelip toplantı yapsaydı yasak koymayacaktım. Türk Başkonsolosluğunun bulunduğu Muzeum Plein meydanına acilen bir podyum kurduracak ve yüksek sesli müzük v havaai fişekler ile konuşmasını dinletmeyecektim”.
Şu saçmalığa ve düşmanlığa bakar mısınız?
Allah gecinden versin ama, kanser olduğu bilinen ve ölümü bekleyen bir Belediye Başkanı nasıl olur da böylesi çocukça ve düşmanca bir hareket yapar?

Kısasa kısas doğru değil

Son gelişmeler hakkında yazdığım haber-yorumların hepsine övücü reaksiyonlar aldığım gibi, yerici tepkiler koyanlar da oldu. Yerici tepkilerin hepsinde, ‘İyi de, Türkiye şunu yapmasaydı, bunu yapmasaydı’ ifadeleri vardı. Yani Hollanda’nın kısasa kısas yaptığını belirtiyorlardı.
Peki kısasa kısas, doğru bir davranış mı?
Mademki Hollanda çok medeni, çok demokrat, çok özgürlükçüydü, neden kısasa kısas yaptı? Demokrat ve özgürlükçü davransaydı ya?

‘Türkiye şunu yaptı, bunu yaptı’ diyenlere şu söylenebilir: ‘İyi de, Hollanda’nın yasak koyma hakkı var mıydı?”

Bu soruya ‘Evet’ diyenler var ama, bu sorunun en doğru cevabını yargı mutlaka vereceltir.

********************
ROTTERDAM BELEDİYE BAŞKANI EBUTALEB YİNE SAÇMALADI:
‘FASLILAR, HOLLANDA’YA TÜRKLER’DEN DAHA İYİ ADAPTE OLMUŞLAR’

*Fas Televizyonuna canlı bağlanan Ebutaleb, muhabirin ‘Hollanda’daki Türkler neden Faslılar’dan
daha başarılı’ sorusuna verdiği provokatif cevap ile bir kez daha kızdırdı.

*Daha önce de, fiiliyete koyduğu işlem ve açıklamaları ile skandal yaratan Ebutaleb’e sadece
Türkler’den değil, her kesimden tepki var.

*Ebutaleb’in iddiasına, ‘Hollanda’da daha az Faslı olmalı’ diyen Wilders ne diyecek acaba?

C:\Users\ILHAN\Desktop\Haziran'a girecek haberler\Ebutaleb foto.jpg

İlhan KARAÇAY Yazdı:

2016 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Kaya’nın, Rotterdam Başkonsolosluğumuza girişini engelleyen güçleri yönetirken, polislere ‘vur’ emri verdiği bilinen Fas asıllı Belediye Başkanı Ahmet Ebutaleb’in, Türk kuruluşlarına karşı takındığı olumsuz tavırları da biliniyor.
Ebutaleb’in o günlerdeki ayıplarına az sonra değinmek üzere, bugünkü ayıbını sizlere sunuyorum:

Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Abutaleb’in doğduğu, Fas’ın Rif kentinden yayın yapan NadorCity adlı bir haber portalının yayınladığı görsel ve yazılı bir haber, Hollanda’da Türkler’den başka her kesimden tepki gördü.
Muhabirin, ‘Hollanda’daki Türkler, neden Faslılar’dan daha başarılılar’ şeklindeki sorusuna, şaşırmış bir yüz ifadesi ile, ‘Hayır, aksine Faslılar Türkler’den daha uyumludurlar’ şeklinde cevap veren Ebutaleb şunları ekledi: ‘Türkler, yüzlerini ve dikkatlerini Türkiye’ye çevirmişlerdir. Onların her işi Türkiye’de halledilmektedir. Türk devletinin buradaki Türk toplumu üzerindeki etkisi bilinmektedir. Erdoğan’ın eli camilere kadar uzanmaktadır.’

Aynı durumun Faslılar için geçerli olmadığını belirten Ebutaleb şöyle devam etti: ‘ Rabat’ın eli buradaki camilere kadar uzanmıyor. Fas’ın buradaki Faslılar’a müdahalesi yoktur. Burada sokakta yürüyen bir Faslı’ya, Fas’ın Başbakanının kim olduğunu sorarsanız bunun yanıtını alamazsınız. Ama bir Türk’e, ülkeyi kimlerin yönettiğini sorarsanız, isimleri tek tek alırsınız.’

Ebutaleb’in yukarıdaki ifadelerine ilk tepki, Belediye Meclisi’nde DENK’in Grup Başkanı olan Stephan van Baarle’den geldi. Van Baarle’ye göre, Ebutaleb’in bu söylemleri, iki grubu karşı karşıya getirir ve bir entegrasyon yarışı meydana getirir. Ebutaleb’in, Rotterdam Belediye Meclisi’nin görüşlerini anlatmadığını belirten Van Baarle, ‘Bu dil, kullanılan dil değildir. İnsanları başarılı ve başarısız diye gruplara ayırmak tehlikelidir’ dedi.
Van Baarle, Ebutaleb’in Türkler ve Faslılar vurgulaması ile ayrımcılık yaptığını belirtirken, ‘Bizim meclisimizde Türk Rotterdamlılar ve Faslı Rotterdamlılar’dan söz edilir. Ebutaleb’den, sarfettiği sözleri geri almasını talep ediyoruz.’ dedi.

Ebutaleb’in sözleri Lahey Belediyesinde de kursaklara oturdu. Lahey Belediye Meclisi’nde İslam demokratlar’ın Grup Başkanlığını yapan Tahsin Çetinkaya, ‘Ebutaleb çok yanlış bir tablo çiziyor. Buradaki Türk organizasyonlarının çoğunun Erdoğan ile bir ilişkileri yoktur. Ebutaleb, Türk toplumuna uzatmış olduğu parmağı geri çekmelidir.’ dedi.

ÜÇÜNCÜ SKANDAL
Ahmet Ebutaleb, Rotterdam Belediye Başkanlığını üstlendiği günden bu yana, Türk gruplarına hiç de sempati ile bakmadı. Kim bilir, bu belki de kendi ailesinin özel yaşamından kaynaklanmaktadır.
Abutaleb’e kara bir maske gibi takılmış olması gereken geçmişteki hatalarını görebilmek için, 2016’da yayınladığım yorumuma bakalım lütfen.

NEŞELİ BİR PAZAR GÜNÜ DİLEĞİM İLE:DANSÇILARIMIZ VARŞOVA’DA GÖZ KAMAŞTIRDILAR…

NEŞELİ BİR PAZAR GÜNÜ DİLEĞİM İLE:DANSÇILARIMIZ VARŞOVA’DA GÖZ KAMAŞTIRDILAR…

İtalya’nın ardından takım halinde Dünya ikincisi olan dansçılarımız, 16 altın, 17 gümüş ve 13 bronz olmak üzere 46 madalya aldılar.

86 yarışmacımızın katıldığı şampiyonaya Hollanda’dan katılan Taner Tabak Dünya Şampiyonu oldu.

Afbeelding met persoon, poseren, groep, staand Automatisch gegenereerde beschrijving

İlhan KARAÇAY yazdı:

Varşova’da yapılan Dünya Dans Şampiyonası’na, Türkiye Dans Sporları Federasyonu adına katılan 86 dansçımız, 16 Altın, 17 Gümüş ve 13 Bronz madalya kazanarak, İtalya’nın ardından ikinci oldular.

Afbeelding met tekst, whiteboard Automatisch gegenereerde beschrijvingYarışmaya yurt dışından Türkiye adına katılan Taner Tabak bir dalda Dünya şampiyonu olurken, bir başka dalda da Dünya üçüncüsü oldu. Hollanda’da yaşayan Taner Tabak’ı üstte ve altta görüyorsunuz.

Afbeelding met podium Automatisch gegenereerde beschrijving

Uzaklardan takip ettiğim şampiyonaya, adlarını öğrenebildiğim şu dansçılar katıldılar:
Bora Güldemir, Yiğit Alp Işındere, Coşkun Caner ErdilNersev Ege, Okay Bekir Baran, Yalçın Eyüp Yiğit, Alp Alperen, Hürcan Bora, Mustafa Tura, Melik Bal, Emek Yeter, Büşra Yeter, Efe Yetiştiren, Emre Şen, Kaan Alpsakallı, Elis Sermaye, Simay Atamtürk, Beren Barlasoğlu, Karel Biran ve Taner Tabak.

Afbeelding met tekst, persoon, mensen, poseren Automatisch gegenereerde beschrijving

Antrenörleri Metehan Güneş, Uğur Demircioğlu ve Buğra Batuhan Siperoğlu yönetiminde şampiyonaya hazırlanan 86 yarışmacıdan 46’sının, altın, gümüş ve bronz madalya kazanmaları ve İtalya’nın ardından Dünya İkincisi olmaları takdirle karşılandı.

Afbeelding met tafel Automatisch gegenereerde beschrijvingŞemada şampiyonada ülkelerin kazandığı madalya durumunu görüyorsunuz

Afbeelding met kleding, persoon, gordijn, poseren Automatisch gegenereerde beschrijvingŞampiyonaya katılan genç kızımız Simay Atamtürk göz kamaştırdı

İstiklal marşımızı, ay yıldızlı bayrağımız ve kazandıkları kupalar eşliğinde 46 kez okutan sporcularımızdan bazılarının isimleri ve durumları altta:

🥇 Emek & Büşra Yeter: Salsa Duo Dünya Şampiyonu
🥇 Emek Yeter: Salsa Solo Dünya Şampiyonu
🥈 Büşra Yeter: Salsa Solo Dünya İkincisi
🏅 Emre Şen: Salsa Solo Dünya dördüncüsü
🥇 Ege Şen: Salsa Solo Dünya Gençler Şampiyonu
🥈 Ege Şen: Caribbean Solo Dünya Gençler ikincisi
🥉 Kaan Alpsakallı: Salsa Solo Dünya Gençler üçüncüsü
🥉 Kaan Alpsakallı Caribbean Solo Dünya Gençler üçüncüsü
🏅 Emre Şen: Caribbean Solo Dünya üçüncüsü
🥉 Taner Tabak: Salsa Solo Dünya Şampiyonu
🥈 Taner Tabak: Bachata Solo Dünya ikincisi

Afbeelding met persoon, oranje, poseren Automatisch gegenereerde beschrijving

Yarışmada çift olarak Salsa Duo dalında Dünya birincisi olan Büşra Yeter ve Emek Yeter, birey olarak da madalya aldılar. Emek Yeter Salsa Solo’da Dünya Şampiyonu olurken, Büşra Yeter de Salsa Solo’da Dünya ikincisi oldu.

Afbeelding met tekst, whiteboard Automatisch gegenereerde beschrijving
Genç dansçımız Kaan Aksakallı, Salsa Solo ve Caribbean Solo dallarında Dünya üçüncülüğü kupalarını aldı.

Dansçılarımız, İstiklal marşımızı ve ay yıldızlı bayrağımızı 46 kez sergilediler

DANS SPORLARININ TARİHSEL SÜRECİ VE TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİMİ NASIL OLDU?



Dans Sporları 2001 yılında Jimnastik Federasyonunun çatısı altında branş olarak yerini aldı.
2006 yılında Jimnastik Federasyonu’ndan ayrılarak Genel Müdürlük çatısı altında Türkiye Dans Sporları Federasyonu olarak faaliyetlerine devam etti. 2007 yılında yapılan Genel Kurulda alınan kararlarla Dünya Dans Sporları Federasyonu’nun çatısı altında toplanan diğer toplum danslarının tamını kendi çatısına aldı. Bu kararlar doğrultusunda Federasyonun yeni ismi Türkiye Dans Sporları Federasyonu oldu ve bağımsız federasyon olarak varlığını devam etmektedir.

Üyeliğimizin bulunduğu Dünya Dans Sporları Federasyonunun (WDSF) gelişimi ise, 1935 yılında Çek Cumhuriyeti’nin Prag kentinde, Uluslararası Amatör Dans Federasyonu (FIDA) olarak kuruldu. 1956 yılında bu isimle yaygınlaşmaya başladı. 1957 yılında Almanya’nın Wiesbaden kentinde, Uluslararası Amatör Dansçılar Konseyi’ (ICAD)’ın altında Uluslararası Dans Sporları Federasyonu (IDSF) ismi ile kuruldu. 1960 yılında ICAD ismi değişerek IDSF oldu. 1992 yılında IDSF, Uluslararası Spor Federasyonları Genel Birliği’nin bir üyesi olmaya başladı. 1995 yılında İsviçre’nin Lozan kentinde bulunan Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC)’nin 106’ncı oturumunda, IDSF ve Dans Sporları tam tanınmayı garantiledi. Daha sonra IDSF, Uluslararası Spor Federasyonlarını tanıyan Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) derneğinin üyesi oldu. IDSF Dans televizyon yayının üretimi ve dünya çapında dağıtımı için Uluslararası Yönetim Grubu IMG ile temsilcilik anlaşması yaptı. Dünya oyunlarının dans sporları galaları IWGA ve IOC’nin himayesinde düzenlenmeye başlandı. 2001 yılında IDSF Anti-Doping Komisyonu’nu kurdu ve Dünya Anti-Doping Kodlarını onayladı. 2003 yılında IDSF Latin Grand Slam ve standart serilerini oluşturdu. 2004 yılında Uluslararası Dans Organizasyonları (IDO), IDSF’e katıldı. 2006 yılında IDSF Sporcu Komisyonu ve bir disiplin kurulu kuruldu. 2007 yılında IDSF Barselona’da düzenlenen yıllık genel kurulunda kurulmasının altın yıldönümünü kutladı. Avrupa Yayın Birliği ile birlikte Eurovision dans yarışmasını başlattı. Yine aynı yıl IDSF, profesyonel sporcuların kendi organizasyonlarını yapmaları için yardımcı oldu. Uluslararası Profesyonel Dans Sporları konseyi ve Anti-Doping kodu yarışmalar, kurallar ve uyum ile ilgili tüm konularda onunla işbirliği yaptı. 2008 yılında IDSF 2012 Vision programının uygulanmasına başladı. 2009 yılında IDSF Vision 2012 çalışma grubu ilk toplantısını yaptı. Aynı yıl Tavan’daki 2009 Dünya Oyunları Dans Sporları yarışmalarında mevcut bütün rekorları kırdı. IDSF spor ve sanat çalışma başlığı altında sanatsal spor oyunları için ilk planları ve spor sözleşmesi hazırladı. 2010 yılında kendisine üye olan bütün federasyonları, profesyonel sporcuların kendi rekabet yapıları içinde yarışmaları için turnuva organize etme çağrısında bulundu. Aynı yıl Çin’de dans sporları galası içinde Asya Oyunları düzenlendi. 2011 yılında Lüksenburg’ta yapılan Yıllık Genel Kurulunda adının Dünya Dans Sporları Federasyonu (WDSF) olması ile ilgili kararı kabul edildi. (Alıntı)