15 Yıldır Beşiktaşlılar Derneği’ne başkanlık yapan Aykut Torunoğulları, muhteşem bir veda partisi ile uğurlandı.
Ailece Beşiktaş’a hizmet eden Torunoğulları’ndan Erdal da, Karakartal’ın İstanbul’daki ana yuvası yönetiminde görev almıştı.
Sadece taraftarlık değil, futbol dışı sosyal ve kültürel faaliyetler ile de topluma yararlı olan Torunoğulları’nın yerini doldurmak zor olacak…
Hollanda’da çeşitli branşlarda başarılı faaliyetleri olan Torunoğulları kardeşlerden Aykut ve Erdal, Beşiktaş sevdası ile ünlüdürler. Aykut Torunoğulları, Hollanda’da kurulmuş olan Beşiktaşlılar Derneği’ne 15 yıl önce ‘Başkan’ olmuştu. Erdal Torunoğulları ise Haziran 2013’te Beşiktaş Jimnastik Kulübü A.Ş.’nin Başkanlığına seçilen Fikret Orman’ın listesinden kulüp yönetimindeki (Futbol Dış İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi) görevine başlamıştı.
İşte bu iki Karakartal sevdalısı kardeşlerden Aykut, geçtiğimiz Pazar gecesi 15 yıllık başkanlık görevine son verdiğini açıklayan bir veda partisi düzenledi.
300 konuğun katıldığı ve ünlü sanatçı Ender Balkır’ın bir müzik resitalı sunduğu gecede duygulu anlar yaşandı.
2004 yılında kurulan, başkanlığını Ömer Faruk Akınbigöl’ün yaptığı Hollanda Beşiktaşlılar Derneği’ne, 2007 yılında ‘Başkan’ seçilen Aykut Torunoğulları, tam 15 yıldır başarılı bir şekilde yaptığı bu görevinden istifa ettiğini açıklarken duygulu anlar yaşandı.
Aykut Torunoğulları, görev yaptığı sürece, Beşiktaşlılar Derneği’ni, bir taraftar derneği olmaktan daha ötelere taşıyarak, pek çok sosyal ve kültürel projeyi gerçekleştirmişti. Türkiye’de ihtiyaç sahibi yüzlerce öğrenciye araç, gereç ve giysi desteğinin yanı sıra, Hollanda huzurevlerine yaptığı yardım ve ziyaretler ile dikkat çeken Torunoğulları, Türk toplumundan başka Hollandalılar tarafından da takdir edildi.
Aykut Torunoğulları veda gecesindeki konuşmasında özet olarak şunları söyledi: “15 yıldır başkanlığını yaptığım derneğimizde, ‘Siyasetçiler gibi geldi gitmiyor’ denmesinden korktuğum için, yerimi gençlere bırakmayı düşündüm.
Görev süremiz boyunca yaptıklarımızı tek tek anlatmama gerek yok sanırım. Benden önceki başkan ve yöneticiler gibi, benden sonraki başkan ve yöneticiler de bu görevleri başarı ile sürdüreceklerdir. Bu göreve gelenler derneğimizin temel amaçlarına hizmet edeceklerdir. Beşiktaş’ımızın tarihine yakışır aktiviteleri sürdüreceklerdir. Ben Karakartal yuvasından ayrılıyorum ama, kanatlarım hep bu yuvanın üzerinde olacaktır.
Benden hizmet bu kadar. Hepinizi çok seviyorum. Hoşçakalın…”
Aykut Toruoğulları, yaptığı veda konuşmasından sonra, 23 Ekim Pazar günü genel kurul toplantısının yapılacağını ve yeni yöneticilerin seçileceğini belirtti.
Gecenin sonunda, derneğe emeği geçmiş olanlara plaketler sunuldu.
Hollanda Beşiktaşlılar Derneği’nin Yönetim Kurulu, çok başarılı faaliyetleri ile dikkat çekmenin yanında, Türk ve Hollanda toplumunun da sempatisini kazanmıştı.
Beşiktaşlılık, Torunoğulları ailesinin içine sinmiştir. Hollanda’daki faaliyetlerde Aykut Torunoğulları, Türkiye’deki faaliyetlerde Erdal Torunoğulları dizginleri ellerinde tuttular.
Fotoğrafta, Beşiktaş’ın eski başkanlarından Fikret Orman, Torunoğulları ailesinin bir düğününde görülüyor.
Erdal Torunoğulları, İstanbul’daki ana kartal yuvası Beşiktaş yönetiminde başarılı çalışmalar yaptı. Erdal Torunoğulları, kardeşi Aykut’un Hollanda’daki faaliyetleri ile de paye kazanıyordu.
Serdar Tuncer ve Bosnalı Zeyd Şoto’nun programında, şiirler, ilahiler ve müzik ile bezenmiş program muhteşemdi.
Corendon Oteli salonlarında gerçekleşen dinletiye Lahey Büyükelçimiz ve Amsterdam Başkonsolosumuz katıldılar.
Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü’nün yeni başkanı Adil Akaltun oldu.
YAVUZ NUFEL yazdı İLHAN KARAÇAY derledi…
AMSTERDAM,- Almanya’nın Köln şehrinde başlayan ve Yunus Emre Enstitüleri’nin bulunduğu 55 ülkedeki 65 yerde tekrarlanacak olan ‘Yunus’un İzinde’ proğramlarının ikincisi Hollanda’nın Amsterdam şehrinde gerçekleşti.
Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü tarafından Corendon Hotel’de düzenlenen Yunus’un izinde proğramına ilgi beklenenin üzerinde oldu.
Yunus Emre Enstitüsü genel başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, T.C. Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli, T.C. Amsterdam Başkonsolosu Engin Arıkan, HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu, THY Amsterdam yeni müdürü Şerafettin Ekici başta olmak üzere yaklaşık 300 kişinin katıldığı programda ünlü sunucu / yorumcu Serdar Tuncer Yunus Emre şiirleri ve anlatısı ile Bosnalı sanatçı Zeyd Şoto ise ilahilerle sahne aldı.
Gecenin sürpriz ise Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü başkanlığını beş yıldır yapan Abdullah Atay’ın görevini yoğun işleri dolayısı ile bırakacağının açıklanması oldu.
Ünlü sunucu ve anlatıcı Serdar Tuncer proğramın ilerleyen saatlerinde Genel Başkan Prof. Dr. Şeref Ateş’i sahneye davet etti. Ateş yaptığı konuşmada Yunus Emre Enstitülerinin İktidar ve muhalefet partilerinin ortak kararı ile kurulduğunu ifade ederek, kurulduğu günden itibaren tüm dünyada kabul görerek, dünya barışına, insan sevgisine Yunus Emre düşüncesi ile hizmet ettiğini söyledi. Daha sonra Amsterdam Yunus Emre Enstitüsünde beş yıldır başarı ile görev yapan Abdullah Altay’ın kendi isteği ile bayrağı Adil Akaltun’a deveredeceğini söyledi.
Plaket takdimi ve konuşmaların ardından Serdar Tuncer bir süre daha şiirler ve Yunus Emre’ye ait anlarlarla proğramına devam etti.
Davetlilerin pür dikkat izlediği program sonunda davetliler Amsterdam Yunus Emre Enstitüsü yeni başkanı Adil Akaltun’u tebrik ederek başarı dileklerinde bulundular.
Yunus Emre Kimdir?
Hayatı, Eserleri Ve Sözleri…
Yunus Emre Anadolu’da doğan ve Anadolu’nun Türk – İslam kültürleriyle bütünleştiren, önemli olan isimlerden biridir. Dünya üzerinde çok sayıda üniversitede kurulmuş olan ‘Yunus Emre Enstitüleri’nde kendisine ait olan şiirler incelenmektedir.
Eskişehir’de doğduğu düşünülen Yunus Emre, hayatının tümünü Anadolu’da geçirmiş bir şairdir. Anadolu’nun dört bir yanında tanınmış olan Türk ozanlarından biridir. Yunus Emre’nin birçok eseri günümüze kadar gelmiştir. Herkes tarafından sevilen ve tanınan bir ozandır.
Yunus Emre 1241 yılında doğmuş ve 1320 ya da 1321 yılında vefat ettiği düşünülmektedir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin çöküş döneminde olması ve Moğolların istilasının gerçekleşmesi ile, zulüm dolu olan bir dönemde hayata gelmiş olan Yunus Emre ile ilgili pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Yunus Emre’nin eğitim hayatı ile ilgili olarak da bilinen pek bir şey yoktur.
Farsça ve Arapça bildiği bilinmekte fakat bu eğitimleri nereden aldığı bilinmemektedir. Bazı rivayetler Yunus Emre’nin okuma yazma bilmediğini, babasının yanında çiftçilik yaptığını söylemektedir. Günümüzde yazılı bir kaynaktan bu bilgiler gelemediği için eğitimi ile ilgili herhangi net bir bilgi bulunmamaktadır. Selçukluların çöküş dönemindeyken tam olarak nelerle uğraştığı bilinmemektedir.
1241 yılında batıya doğru yayılmış olan Moğol istilasıyla, çok sayıda sanatçı, mutasavvıf, Türkmen ve bilim adamı Anadolu’ya göç etmiştir. Yunus Emre’nin zulmün yaygın olduğu bu dönemde dünyaya gelmiş olması, hoşgörü ve halkı sevgiye davet etmek üzerine şiirler yazmasına vesile olmuştur. Yunus Emre, derviş olarak Anadolu’ya, Azerbaycan’a ve İran’a seyahat etmiştir. Şam, Şiraz, Tebriz, Maraş, Nahcivan, Kayseri, Sivas gibi çok sayıda kültür merkezi olan şehirlerde bulunmuştur.
Yunus Emre’nin evlenip evlenmediği ile ilgili net bir bilgi bulunamamıştır. Kendisinin yazmış olduğu bir dizede belirttiğine göre, çocuklarının var olduğu düşünülmektedir. Eserlerinin her birinde, şeyhinin Tapduk Emre olduğunu bildirmiştir. Taptuk, Yunus ismini bazı şiirlerinde kullanmıştır. Mevlana Celaleddin Rumi için de birçok övgü dolu sözler söylemiştir. Bazı görüşlere göre, Yunus Emre’nin Hacı Bektaşi Veli ile karşılaştığı söylense de buna dair hiçbir kanıt yoktur. Hiçbir şiirinde bundan bahsedilmemiştir.
1321 yılında da vefat etmiş olduğu düşünülmektedir.
YUNUS EMRE ENSTiTÜSÜ
Ankara‘nın Altındağ ilçesine bağlı Ulus semtinde bulunmaktadır. Tekel Başmüdürlüğü binası olarak Giulio Mongeri tarafından inşa edilen binada Yunus Emre Vakfı‘na bağlı olarak kurulan Yunus Emre Enstitüsü, 5653 numaralı kanunun amaçlarını gerçekleştirmek üzere eğitim ve öğretim faaliyetleri ile bilimsel araştırma ve uygulamaları yürütmektedir. Başkanlığını Prof. Dr. Şeref Ateş, Başkan Yardımcılıklarını Doç. Dr. Ahmet Naim Çiçekler ve Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kutalmış Yalçın yürütmektedir.]
Türk dili, tarihi, kültürü, sanatı gibi alanlarda, sertifika programlarıyla eğitim-öğretim uygulamalarını gerçekleştirmek, Enstitünün hedefleri arasındadır. Enstitü, kuruluş amaçları doğrultusunda Türk kültürünün, tarihinin, dilinin ve edebiyatının daha iyi tanıtılması ve öğretilmesi için araştırmalar yapmak; farklı kurumlarla iş birliği içerisine girerek bilimsel çalışmaları desteklemek ve ortaya çıkan sonuçları çeşitli yayınlar vasıtasıyla kamuoyuna duyurmak amacına yönelik olarak da pek çok faaliyet yürütmektedir[4].
Yunus Emre Vakfına bağlı olarak kurulan Yunus Emre Enstitüsü, kanunun amaçlarını gerçekleştirmek üzere eğitim ve öğretim faaliyetleri ile bilimsel araştırma ve uygulamaları yürütmektedir. Enstitü, kuruluş amaçları doğrultusunda Türk kültürünün, tarihinin, dilinin ve edebiyatının daha iyi tanıtılması ve öğretilmesi amacıyla araştırmalar yapmak, farklı kurumlarla iş birliği yaparak bilimsel çalışmaları desteklemek ve ortaya çıkan sonuçları çeşitli yayınlar vasıtasıyla kamuoyuna duyurmak amacına yönelik faaliyetler yürütmektedir. Yunus Emre Enstitüsü, Türk dili, tarihi, kültürü, sanatı ve müziği alanlarında yetkin akademisyen ve araştırmacıların yetişmesine katkı sağlamayı; sertifika programlarıyla eğitim-öğretim uygulamalarını gerçekleştirmeyi de hedeflemektedir. Yunus Emre Enstitüsü yurt dışında çeşitli ülkelerde açacağı Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri ile Türkiye’nin, Türk dilinin, kültürünün, sanatının ve tarihinin tanıtılması adına çalışmalar yapacaktır. Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerinde bilimsel projeler, kültürel etkinlikler ve kurslar aracılığıyla bir taraftan Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlanırken, diğer taraftan Türkiye ile diğer ülkeler arasında dostluk pekiştirilecek ve kültürler arasındaki münasebetler artırılacaktır. Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri bünyesinde yürütülecek olan Türkçe dil kursları sayesinde hem yabancı dil olarak Türkçe öğrenmek isteyenlere Türkçe öğrenim imkânı sağlanmış olacak hem de ilgili ülkelerdeki Türk vatandaşlarının, dillerini daha yakından tanımaları temin edilerek, Türkiye ile kültürel bağlarının devamı sağlanacaktır.
Yunus Emre Enstitüsü yurt dışında kurduğu merkezlerde eğitim ve öğretim çalışmalarının yanı sıra kültürel ve sanatsal faaliyetler yürütmekte, bilimsel araştırmalara destek vermektedir.
2009 yılında faaliyetlerine başlayan Yunus Emre Enstitüsünün bugün itibarıyla 52 ülkede 62 merkezi bulunuyor. Bu merkezlerde isteyen herkese Türkçe öğretiliyor. Çeşitli seminerler, sempozyumlar, konferanslar ve paneller düzenlenen merkezlerde kültür ve sanat dünyasının önde gelen isimleri sanatseverlerle buluşuyor.
Yunus Emre Enstitüsünün bulunduğu ülke ve şehirler
Serdar Tuncer ve Bosnalı Zeyd Şoto’nun programında, şiirler, ilahiler ve müzik ile bezenmiş ‘Yunus’un İzinde’ dinletisi sunulacak.
Programa katılım ücretsiz ama email ile kayıt yapmak şart
İlhan KARAÇAY’ın haberi
Şair, yazar, sunucu ve televizyon programcısı Serdar Tuncer’in, Bosna Hersekli sanatçı Zeyd Şoto ile birlikte gerçekleştireceği, şiirler, ilahiler ve müzik ile bezenmiş ‘Yunus’un İzinde’ dinleti programında, Yunus Emre’nin bilgeliği dile getirilecek.
Program, 25 eylül Pazar günü saat 19.00’da, Schipholweg 275, 1171 PK Badhoevedorp adresindeki Corendon Village Hotel’de yapılacak.
Katılımın ücretsiz olduğu program için, amsterdam@yee.org.tr adresine mail göndermek şart.
Yunus Emre Kimdir? Kısaca Hayatı, Eserleri Ve Sözleri…
Yunus Emre Anadolu’da doğan ve Anadolu’nun Türk – İslam kültürleriyle bütünleştiren, önemli olan isimlerden biridir. Dünya üzerinde çok sayıda üniversitede kurulmuş olan ‘Yunus Emre Enstitüleri’nde kendisine ait olan şiirler incelenmektedir.
Eskişehir’de doğduğu düşünülen Yunus Emre, hayatının tümünü Anadolu’da geçirmiş bir şairdir. Anadolu’nun dört bir yanında tanınmış olan Türk ozanlarından biridir. Yunus Emre’nin birçok eseri günümüze kadar gelmiştir. Herkes tarafından sevilen ve tanınan bir ozandır.
Yunus Emre 1241 yılında doğmuş ve 1320 ya da 1321 yılında vefat ettiği düşünülmektedir. Anadolu Selçuklu Devleti’nin çöküş döneminde olması ve Moğolların istilasının gerçekleşmesi ile, zulüm dolu olan bir dönemde hayata gelmiş olan Yunus Emre ile ilgili pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Yunus Emre’nin eğitim hayatı ile ilgili olarak da bilinen pek bir şey yoktur.
Farsça ve Arapça bildiği bilinmekte fakat bu eğitimleri nereden aldığı bilinmemektedir. Bazı rivayetler Yunus Emre’nin okuma yazma bilmediğini, babasının yanında çiftçilik yaptığını söylemektedir. Günümüzde yazılı bir kaynaktan bu bilgiler gelemediği için eğitimi ile ilgili herhangi net bir bilgi bulunmamaktadır. Selçukluların çöküş dönemindeyken tam olarak nelerle uğraştığı bilinmemektedir.
1241 yılında batıya doğru yayılmış olan Moğol istilasıyla, çok sayıda sanatçı, mutasavvıf, Türkmen ve bilim adamı Anadolu’ya göç etmiştir. Yunus Emre’nin zulmün yaygın olduğu bu dönemde dünyaya gelmiş olması, hoşgörü ve halkı sevgiye davet etmek üzerine şiirler yazmasına vesile olmuştur. Yunus Emre, derviş olarak Anadolu’ya, Azerbaycan’a ve İran’a seyahat etmiştir. Şam, Şiraz, Tebriz, Maraş, Nahcivan, Kayseri, Sivas gibi çok sayıda kültür merkezi olan şehirlerde bulunmuştur.
Yunus Emre’nin evlenip evlenmediği ile ilgili net bir bilgi bulunamamıştır. Kendisinin yazmış olduğu bir dizede belirttiğine göre, çocuklarının var olduğu düşünülmektedir. Eserlerinin her birinde, şeyhinin Tapduk Emre olduğunu bildirmiştir. Taptuk, Yunus ismini bazı şiirlerinde kullanmıştır. Mevlana Celaleddin Rumi için de birçok övgü dolu sözler söylemiştir. Bazı görüşlere göre, Yunus Emre’nin Hacı Bektaşi Veli ile karşılaştığı söylense de buna dair hiçbir kanıt yoktur. Hiçbir şiirinde bundan bahsedilmemiştir.
1321 yılında da vefat etmiş olduğu düşünülmektedir.
Caz müziğine klasik Türk ve Osmanlı eserleri kazandıran sanatçımız, kendi kompozizsyonlarının yanında, Rumi’den Nazım Hikmet’e, Tango’dan Waltz’e, Caz’dan Klasik Osmanlı müziğine kadar kompozisyonları da icra ediyor.
İlhan KARAÇAY’ın haberi:
Avrupa’da ünlenen sanatçılarımız arasında önemli bir yer tutan Esra Dalfidan, çeşitli ülkelerde sürdürdüğü konserlerinden birini, yeni sezon başlangıcında, 9 Eylül Cuma akşamı, Hollanda’nın Alkmaar kentinde gerçekleştirecek.
Esra Dalfidan Topluluğu’nun, Luttik Oudorp 78 adresinde bulunan Podiumcafe De Brouwerij’de gerçekleştireceği konserde, Emine Bostancı (kemençe), Franz von Chossy (piyano) ve Alper Kekeç (davul), Rumi’den Nazım Hikmet’e, Tango’dan Waltz’e, Caz’dan Klasik Osmanlı müziğine kadar atalarımızdan miras kalan kompozisyonları canlandıracak.
Kaçırmamanızı tavsiya edeceğim bu konsere giriş bedeli 10.00 euro. studiodesocieteit@gmail.com adresine göndereceğiniz mesajınızda, tarih, kişi ve isimler ile telefon numaranızı belirtiniz.
Kısaca Esra Dalfidan
Almanya doğumlu ve Hollanda eğitimli genç ve güzel caz sanatçımız ve onur kaynağımız Esra Dalfidan, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde çeşitli etkinliklerde birincilikler ve ödüller kazanmış.
1975’te doğan Esra Dalfidan, müzik alanında da doğu ve batı arasındaki köprüyü kurmayı hedefledi. ”Yaptığım müzik, değişik kültürel ve etnik etkilerin karışımı olmasa asla beni ve kişiliğimi yansıtamaz” diyor Esra Dalfidan.
Kendisi, müzisyenleri ile Türk müziğinin geleneksel unsurlarını caz ile birleştirmeye devam ediyor ve bunu kendi tarafından hazırlanan bestelerle meydana getiriyor.
Esra Dalfidan müzik eğitimine 4 yaşında başladı. 5 yıl temel müzik eğitiminin ardından gitar dersleri almaya başladı. Bu sürede Alman müzik yarışması olan “Jugend Musiziert”te birincilik ödülleri kazandı. 1998’de Fachhochschule Heidelberg’in müzik terapisi bölümünü bitirdi.
Çocukluğunda okul arkadaşlarının anket defterlerine not ettiklerini okuyor ve ancak o zaman şarkı söyleme tutkusunun kendisiyle ne kadar özdeşleşmiş olduğunu fark ediyor. Kendini bildi bileli şarkı söyleyen Dalfidan, buna rağmen, kendisini anlatmak için kullanmak istediği asıl enstrumanın „SES” olduğunu keşfetmesi biraz zaman aldı.
Dört yaşından beri aldığı müzik anabilim derslerinden sonra, dokuz yaşında klasik gitar eğitimine başladı. On yıl boyunca yoğun bir şekilde bu alanda çalıştı. Bu süre içinde Almanya’nın en ünlü müzik yarışması „Jugend musiziert“ te dört kez birincilik ödülü aldı ve aynı zamanda NRW’nin gitar ve mandolin orkestrasına katılarak konserler, turneler ve CD çekimlerinde yer aldı. Almanya’ da „Abitur“ okul derecesini tamamladıktan sonra, Heidelberg Üniversitesinde „Müzikli Terapi“ bölümünde okudu. Bu arada ABD, California, San Diego’da staj gördü ve diplomasını aldıktan sonra Almanya’da müzikli terapist olarak iki yıl Nörolojik Rehabilitasyon alanında çalıştı. Aynı zamanda, Almanya, Köln şehrinde „Offene Jazzhausschule“de düzenlenen, André Nendza tarafından yönetilen konservatuar hazırlık kurslarına katıldı.
Eylül 2001’de Hollanda, Amsterdam konservaturanında caz bölümünde, ana dalı şan olarak, akademik müzik eğitimine başladı Esra Dalfidan ve 2005 de “Bachelor of Music” derecesini tamamladıktan sonar 2007‘de “Master of Music” derecesini “cum laude” ile noktaladı.
Eğitimin dışında FİDAN adlı grubunu kurdu ve kendisi tarafından hazırlandığı kompozisyon ve aranjmanları ünlü festival ve konser salonlarında duyurmaya başladı. Kendisi ve bütün çalışmaları hakkında ünlü “Deutsche Welle” adlı radyo kanalı 2003 senesinin Nisan ayında ayrıntılı bir portre düzenledi; bu portre tüm dünyanın ingilizce konuşulan ülkelerinde yayınlandı.
Esra Dalfidan, 2007 yılında Hollanda‘da iki yılda bir düzenlenen ‘Caz Vokal Yarışması’nın birincilik ödülünü alarak çalışmalarına devam ediyor.
Dalfidan’ın ilk albümünü Hollanda‘da ünlü “Challenge Record” adlı plak şirketi yayınlıyor.
Yarın sabah saat 06.00’da başlayacak olan programın konuğu Ethem Emre
Vize işlemini taşeron bir firmaya devreden Hollanda, 2012 yılında yargı kararı ile vizeyi kaldırmıştı ama şimdi vize için iki ay bekletiyor.
İlhan KARAÇAY’ın haberi:
Hollanda’nın Türk işadamları için uyguladığı vize işlemi, yarın (1 Eylül Perşembe)
BNR (Business Nieuwsradio) programında tartışılacak.
Ethem Emre
Sabah saat 06.00’da başlayacak olan olan Ochtendspits adlı programa davetliler arasında, Hollanda-Türkiye Ticaret Odası Derneği Başkanı Ethem Emre de yer alacak.
Wesley Weerts
Saat 07.00 sularında söz alacağı tahmin edilen Ethem Emre, programı hazırlayan redaktör Wesley Weerts ile yaptığı ön görüşmelerde, Türk işadamlarının vize başvurularının iki ay sonra sonuçlandığını ve vize işini devralan taşeron firma VFS Global’ın da yetersiz kaldığını anlattı.
Bas van Werven
Saat 10.00’na kadar sürecek olan Ochtendspits programını ünlü suncu Bas van Werven yönetecek.
Bir hafta boyunca günün çeşitli saatlerinde tekrarlanacak olan programda, Hollanda’nın çeşitli ikili anlaşmalara ve mahkeme kararlarına rağmen, vize konusunda zorluklar çıkardığı dile getirilecek.
2012 Yılında, Hollanda’da faaliyet gösteren avukat Ejder Köse’nin açmış olduğu bir dava sonucunda, Hollanda hükümeti Türk işadamları için vize işlemini kaldırmıştı.
İsterseniz o günkü habere bir göz atalım:
Hollanda’dan işadamlarına vize müjdesi!
Hollanda Danıştay’ı, Türk vatandaşlarının Almanya’dan sonra Hollanda’ya da vizesiz girebileceği ve oturma izni olmadan 3 ay bu ülkede kalabileceği konusunu karara bağladı.
Hollanda Danıştay’ı, Türk vatandaşlarının Almanya’dan sonra Hollanda’ya da vizesiz girebileceği ve oturma izni olmadan 3 ay bu ülkede kalabileceği konusunu karara bağladı. Buna göre, Türk vatandaşlarının tümü değil ama işadamları Hollanda’ya vizesiz giriş yapabilecek.
Hollanda Yüksek İdare Mahkemesi (Danıştay), Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nın Türk vatandaşlarına uygulanan vize itiraz konusunu karara bağladı. Danıştay, 14 Şubat 2011 tarihinde Hollanda’da çok heyetli Haarlem Mahkemesi’nin, Türk vatandaşlarının bu ülkeye vizesiz girebileceği ve oturma izni olmadan en fazla 3 ay burada kalabileceği kararını bozarak, sadece Türk işadamlarının bu ülkeye vizesiz girebileceği yönünde değitirdi.
Türk kökenli Avukat Ejder Köse, Danıştay’ın aldığı kararı “Türk toplumu için mükemmel bir karar diyerek şu şekilde değerlendirdi:
“Hollanda Danıştayı 14 Mart 2012 tarihli ve 201102803/1/V3 sayılı kararında Türk işadamı sıfatını taşıyan ve hizmet sunucularına Hollanda tarafından 1982 yılında yürürlüğe konulan vizenin 1963 Ankara Antlaşmasının eşitlik ilkesini içeren 9. maddesine ve AB-Türkiye 1970 Katma Protokolünün 41. maddesine aykırı olduğunu kesin karara bağlamıştır. Katma Protokol 1 Ocak 1973 tarihinde yürürlüğe girdiği için bu tarihten itibaren 9. madde ve Katma Protokolun 41. maddesi sonucu Türklere vize uygulamayan AB ülkeleri bu tarihten sonra da vize uygulayamazlar. Bu karar tüm Türk işadamlarına hayırlı olsun.
Bu karar gereği hukuken Türkiye’den Hollanda’ya gelen Türk işadamları ve hizmet sunucuları pasaport, Ticaret Odası Sicil kaydı, meslek odası kayıt belgesi, Hollanda’da iş görüşmesini teyit eden bir davet mektubu gibi belgelerle beraber vizesiz girişte ısrar edebilirler. Ancak yine de vatandaşlarımızı uyarmak isterim. Kendilerine şimdilik vizesiz gelmelerini tavsiye etmiyorum. Hollanda hükümetinin siyasal kararını beklemek gerekir. Aksi takdirde sınırda sorun yaşayabilirler.”
Hollanda’da çok heyetli Haarlem Mahkemesi, vizesiz Hollanda’ya girmek isterken Schiphol Havaalanından geri gönderilen Türk İşadamı Cahit Yılmaz’ın iki sene önce açtığı davayı, 14 Şubat 2011 tarihinde görüşmüş, Türkiye ile AB arasında 1963’te imzalanan Ankara Anlaşması ve ona istinaden 1973 tarihli katma protokolün 41. maddesini kaynak göstererek Türk vatandaşlarının Hollanda’ya vizesiz girebileceği ve oturma izni olmadan bu ülkede 3 ay kalabileceği yönünde bir karar almıştı. Hollanda Göç ve Mülteciler Bakanlığı da alınan bu karara 4 Mart 2011 tarihinde itiraz etmişti.
BAKALIM SONUÇ NE OLACAK?
Hollanda’nın Türkiye ile ilgili çeşitli sözleşmelere uymaması ve ticari ilişkilerin iyi olmasına rağmen Türk işadamlarına vize mecburiyeti koyması ve bunu zorlaması, bakalım bu programdan sonra bir değişikliğe neden olacak mı?
Bir gün sonra:
Program beklendiği gibi gerçekleşti. Programa katılan Dışişleri Bakanlığı temsilcisi ile Turizm Genel Müdürü, sorunun biran önce düzeleceğini umut ettiklerini belirtirlerken, personel sıkıntısı çektiklerini dile getirdiler.
Ethem Emre de, Türk iş insanının ve öğrencilerin Hollanda’ya çok ilgi duyduklarını belirtirken, bu konunun 2013 yılından bu yana sürüncemede olduğunu ve biran önce çözümlenmesinin iki ülke için de yararlı olacağını belirtti.
Buitenlandse ondernemers gefrustreerd door lange wachttijden voor visa
Buitenlandse ondernemers die naar Nederland willen reizen, moeten soms maandenlang wachten op hun visum. De wachttijden voor visa zijn in korte tijd enorm opgelopen. Ondernemers kunnen daardoor niet naar ons land komen voor zaken, of ze zijn veel te laat. Dat blijkt uit navraag van BNR bij onder meer ondernemersclubs en het ministerie van Buitenlandse Zaken.
Het duurt zomaar vier maanden voordat Turkse ondernemers hun visum hebben, zegt voorzitter Ethem Emre van de Kamer van Koophandel Nederland & Turkije. ‘Als je een beurs wil bezoeken of met iemand een deal wil sluiten dan moet je dat vier maanden uitstellen. Dat is niet bevorderlijk voor de handelsbetrekkingen.’
Het Nederlands Bureau voor Toerisme & Congressen (NBTC) krijgt inderdaad signalen dat ‘deelnemers moeite hebben om naar Nederland te komen omdat hun visumaanvraag niet in behandeling kan worden genomen’. ‘We zien na covid dat het mondiale reisverkeer weer sterk toeneemt’, zegt NBTC-directeur Jos Vranken. ‘De capaciteit om visa-aanvragen te behandelen loopt achter.’
Dat is volgens hem schadelijk voor evenementen, omdat niet iedereen kan komen. ‘Maar als de problemen langer aanhouden kan dat ook een nadelig effect hebben voor de reputatie van Nederland als plek waar je goed een meeting of congres kunt organiseren.’
Opdracht kwijt
Ook Britten die voor een langere tijd de oversteek naar Nederland willen maken, hebben grote moeite om op tijd hun visum te krijgen. Britse ondernemers kunnen daardoor opdrachten kwijtraken, waarschuwt voorzitter Anton Valk van de Nederlands-Britse Kamer van Koophandel. ‘Als mensen die uit het VK moeten komen niet snel ter plaatse zijn dan zoekt een opdrachtgever binnen de Europese Unie naar een alternatieve leverancier.’
Maar de visumproblemen raken ook Nederlandse ondernemers, vervolgt Valk. Die zijn naarstig op zoek naar personeel en kijken daarvoor ook buiten de landsgrenzen. ‘Wat je wil is een flexibele internationale arbeidsmarkt zodat je mensen met kennis naar Nederland kunt halen. Doordat de wachttijden nu zo lang zijn, wordt dat bemoeilijkt.’
Toegenomen reisverkeer
Het ministerie van Buitenlandse Zaken erkent in een reactie aan BNR dat het onvoldoende was berekend op de snelle groei van het aantal visumaanvragen. ‘Aanvragers kunnen hierdoor te maken krijgen met langere wachttijden om een afspraak te boeken en met langere doorlooptijden.’
Het ministerie werkt er naar eigen zeggen hard aan om het toegenomen aantal aanvragen te verwerken, ‘maar staat voor een aantal personele en technische uitdagingen’. Daardoor duren de problemen naar verwachting tot eind dit jaar. Tot die tijd adviseert het mensen om reizen ruim van tevoren te plannen.
Maar dat is lang niet altijd mogelijk, weet Ethem Emre van de Turks-Nederlandse Kamer van Koophandel. ‘Als je in groente en fruit handelt kun je niet maanden wachten op een deal. Dat is seizoensgebonden, dan moet je snel kunnen handelen.’
Visumvrij reizen voor Turkse burgers: Europese Commissie maakt weg vrij voor besluit in juni- Hoofdinhoud
Visumvrij reizen voor Turkse burgers: Europese Commissie maakt weg vrij voor besluit in juni
De Europese Commissie heeft vandaag bij het Europees Parlement en de Raad van de Europese Unie een voorstel ingediend om de visumplicht voor Turkse burgers af te schaffen, mits de Turkse autoriteiten onverwijld en volgens de afspraken van 18 maart 2016 voldoen aan de resterende benchmarks van het stappenplan voor visumliberalisering. Het voorstel vergezelt een verslag over de vooruitgang van Turkije bij de uitvoering van het stappenplan.
Eerste vicevoorzitter Frans Timmermans: “De vooruitgang die Turkije met name de afgelopen weken heeft geboekt met betrekking tot de benchmarks van het stappenplan voor visumliberalisering, is indrukwekkend.Er zijn nog taken die dringend moeten worden uitgevoerd, maar als Turkije dit tempo volhoudt, zal het ook aan de laatste benchmarks voldoen.Daarom hebben wij een voorstel ingediend om de weg vrij te maken voor een besluit van het Europees Parlement en de lidstaten om de visumplicht af te schaffen, zodra aan de benchmarks is voldaan.”
Dimitris Avramopoulos, commissaris voor Migratie, Binnenlandse Zaken en Burgerschap, voegde hieraan toe: “De Turkse autoriteiten hebben sinds de Europees-Turkse top van 18 maart opmerkelijke vooruitgang geboekt en wij vertrouwen erop dat Turkije zo snel mogelijk op alle fronten resultaat wil boeken. Ervan uitgaande dat onverwijld aan alle benchmarks wordt voldaan, heeft de Commissie besloten een voorstel te doen om Turkije toe te voegen aan de lijst van visumvrije landen. Uiteraard zal de Commissie erop blijven toezien dat aanhoudend aan deze criteria wordt voldaan.”
Visumliberalisering voor Turkije is een essentieel onderdeel van de verklaring van de EU en Turkije van 18 maart 2016 waarin werd gesteld dat de uitvoering van het stappenplan voor visumliberalisering zou worden versneld teneinde de visumplicht voor Turkse burgers uiterlijk eind juni 2016 af te schaffen, mits aan alle benchmarks is voldaan. Als de medewetgevers het besluit om Turkije op te nemen in de lijst van visumvrije landen in juni willen goedkeuren, moet de Commissie haar voorstel begin mei indienen, zodat de nationale parlementen acht weken de tijd hebben.
In het vandaag vastgestelde voortgangsverslag worden de vorderingen beoordeeld die Turkije tot op heden heeft geboekt met de uitvoering van de benchmarks. Ook wordt uiteengezet aan welke benchmarks nog niet is voldaan en welke concrete maatregelen Turkije moet nemen om daarin verandering te brengen. Het gaat onder andere om corruptiebestrijding, gegevensbescherming, justitiële samenwerking met alle lidstaten, betere samenwerking met Europol en herziening van de wetgeving en de praktijken op het gebied van terrorisme.
In een aantal uitzonderlijke gevallen heeft de versnelde uitvoering van het stappenplan ertoe geleid dat nog niet aan een aantal benchmarks kon worden voldaan, waaronder de volledige invoering van biometrische paspoorten of de evaluatie van de uitvoering van de overnameovereenkomst tussen de EU en Turkije (die pas vanaf 1 juni volledig van toepassing wordt). De Commissie erkent dat de Turkse autoriteiten op andere punten goede vorderingen hebben gemaakt en zij moedigt hen aan de inspanningen dringend op te voeren om aan alle vereisten te voldoen, zodat de visumplicht eind juni kan worden afgeschaft.
Turkse burgers zullen visumvrij kunnen reizen naar alle lidstaten van de EU (met uitzondering van Ierland en het Verenigd Koninkrijk) en de vier geassocieerde Schengenlanden (IJsland, Liechtenstein, Noorwegen en Zwitserland). De vrijstelling van de visumplicht geldt alleen voor korte verblijven van hoogstens 90 dagen (binnen een periode van 180 dagen) voor onder meer zakenreizen, familiebezoek of toerisme. De vrijstelling van de visumplicht geeft geen recht om in de EU te werken. De overige voorwaarden voor toegang tot het Schengengebied blijven van toepassing: zo moeten de betrokkenen onder meer het doel van hun reis staven en bewijzen over voldoende bestaansmiddelen te beschikken.
Zoals voor alle landen die in bijlage II van de visumverordening zijn vermeld en wier onderdanen visumvrij naar Europa kunnen reizen, zal de begin 2014 ingevoerde vrijwaringsclausule ook gelden voor Turkse onderdanen die visumvrij reizen. Gezien de recente besprekingen met de lidstaten over het EU-visumbeleid in zijn geheel heeft de Commissie vandaag voorgesteld om dit opschortingsmechanisme te versterken, zodat lidstaten gemakkelijker melding kunnen maken van omstandigheden die eventueel tot opschorting kunnen leiden en de Commissie het mechanisme op eigen initiatief kan activeren.
Achtergrond
De Europese Unie is op 16 december 2013 de dialoog over visumliberalisering met Turkije aangegaan, parallel met de ondertekening van de overnameovereenkomst tussen de EU en Turkije. De dialoog over visumliberalisering is gebaseerd op het stappenplan naar een visumvrije regeling met Turkije. In dit document worden de vereisten vermeld waaraan Turkije moet voldoen voordat de Commissie het Europees Parlement en de Raad een wijziging van Verordening (EG) nr. 539/2001 kan voorstellen die Turkse burgers vrijstelt van de visumplicht voor korte verblijven van 90 dagen (binnen een periode van 180 dagen) voor zakenreizen, familiebezoek of toerisme in het Schengengebied.
De 72 vereisten van het stappenplan zijn in vijf thematische groepen onderverdeeld: veiligheid van documenten, migratiebeheer, openbare orde en veiligheid, grondrechten en overname van irreguliere migranten.
Op 20 oktober 2014 keurde de Europese Commissie haar eerste verslag goed over de vooruitgang van Turkije bij de uitvoering van het stappenplan voor visumliberalisering. Geëvalueerd werd of aan de verschillende vereisten was voldaan. Bovendien werden aanbevelingen gedaan met het oog op verdere vooruitgang bij de uitvoering van het stappenplan.
Tijdens de Europees-Turkse top van 29 november 2015, waarop het gezamenlijk actieplan van de EU en Turkije in werking trad, verheugde de EU zich over de toezegging van Turkije om sneller te voldoen aan de benchmarks van het stappenplan ten aanzien van alle deelnemende lidstaten. Turkije verbond zich ertoe het stappenplan sneller uit te voeren, onder meer door de toepassing van alle bepalingen van de overnameovereenkomst tussen de EU en Turkije te versnellen.
Op 4 maart 2016 heeft de Europese Commissie haar tweede verslag goedgekeurd over de vooruitgang van Turkije bij de uitvoering van het stappenplan voor visumliberalisering. In het verslag stelt de Commissie tevreden vast dat de Turkse autoriteiten zich thans betrokken en vastberaden opstellen.
Tijdens de Europees-Turkse top van 18 maart heeft Turkije zich ertoe verbonden het stappenplan nog sneller uit te voeren. In de gezamenlijke verklaring na deze bijeenkomst hebben de 28 staatshoofden en regeringsleiders van de EU zich ertoe verbonden de visumplicht voor Turkse burgers uiterlijk eind juni 2016 af te schaffen, mits aan alle 72 benchmarks van het stappenplan is voldaan.