Kalp naklinin mucidi Dr. Bernard’tan sonra, ‘en iyi kalp cerrahı’ olarak gösterilen Zülfikar Aytuğ, aynı zamanda başarılı bir ressamdı.

Başta Kenan Evren’in eşi olmak üzere, pek çok ünlü Türk’ü sağlığına kavuşturan Aytuğ, şahsımı da muayene eden iyi bir dosttu.

30 binin üzerinde kalp, damar ve akciğer olayına müdahale eden Aytuğ’un ölüm haberi Hollanda medyasında geniş yer aldı.

(Haberin Hollandacası en allata)
(De Nederlandse versie van het nieuws staat onderaan)

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Hollanda çok ünlü ve yararlı bir Türk’ü kaybetti: Zülfikar Aytuğ.
Kalp naklinin mucidi Dr. Bernard’tan sonra, ‘en iyi kalp cerrahı’ olarak gösterilen Zülfikar Aytuğ, aynı zamanda başarılı bir ressamdı.
Başta Kenan Evren’in eşi olmak üzere, pek çok ünlü Türk’ü sağlığına kavuşturan Aytuğ, şahsımı da muayene eden iyi bir dosttu.

30 binin üzerinde kalp, damar ve akciğer olayına müdahale eden Aytuğ’un ölüm haberi Hollanda medyasında geniş yer aldı.

Afbeelding met Menselijk gezicht, portret, persoon, rimpel Automatisch gegenereerde beschrijving

1924 yılında Elazığ’da doğan Zülfikar Aytuğ, İstanbul Tıp Fakültesi’nde 3 yılı tamamladıktan sonra, Ankara Tıp Fakültesi’nden teğmen doktor olarak mezun oldu. Gülhane Tıp Akademisi’nde çalıştı. Daha sonra Albay rütbesiyle emekli olan Aytuğ 1954 yılında Hollanda’ya geldi. Uzman hekim doçent ve profesör ünvanlarıyla 30 binin üzerinde kalp, damar ve akciğer olayına müdahale etti. Aynı süre içinde Leiden Güzel Sanatlar Akademisi Resim ve Heykel bölümüne devam etti.

Rahmetli ile tanıştığım yıl 1979’du. 1980 İhtilalinden önce, yani 1979 yılında Genel Kurmay Başkanı iken, eşini Hollanda’ya getiren Kenan Evren, eşinin Zülfikar Aytuğ’a emanet ederek, geldiği askeri uçakla geri dönmüştü.

Kenan Evren’in ihtilal kokularını aldığımız bir zamanda, eşini Hollanda’ya askeri bir uçakla getirmiş olduğunu duyduğum an, soluğu Leiden Akademi Hastanesi’nde almıştım.
Hürriyet ve TRT’ye çalıştığım sırada, müthiş bir haber yakalamış olmanın sevincini yaşarken,
Altuğ’dan aldığım, “Sayın Evren, bu olayın duyurulmasını kesinlikle istemiyor” cevabı karşısında hayal kırıklığı yaşadım.
Kenan Evren’in daha sonra tekrar askeri uçak ile Türkiye’ye geri götürdüğü eşi Sakine hanım 1982 yılında vefat etmişti.

Şahsen, “Zülfikar abi’ diye hitap ettiğim bu saygın insanın iki oğlu bir de kızı vardı.
Oğullarından Fikret’i çok genç iken kaybeden Aytuğ, büyük bir bunalım yaşadığı sırada Marmaris’te bir ev yaptırdı. Hollanda’da eğitimini gördüğü resim yapma işlemini orada da sürdürdü ve Marmaris Kültür Sanat’a üye oldu.

Afbeelding met tekst, schermopname, grafische vormgeving, poster Automatisch gegenereerde beschrijving

Hollanda’ya tekrar dönen ve ünlülerin köyü olan Wassenaar’da ikametini sürdüren Aytuğ, bu yılın 1 Mart günü 100 yaşına ulaşmıştı.

Aytuğ’un ölümü Hollanda medyasında da geniş yer aldı.

Rahmetli hakkında daha fazla bilgi edinmeniz için Wout de Bruijne’nin haberini sizlere sunuyorum.

“Bana Zoef diyorlardı”

Yazan: Wout de Bruijne

78 YAŞINA KADAR KALP CERRAHI ZÜLFİKAR AYTUĞ AMELİYATLAR GERÇEKLEŞTİRDİ. 1 MART’TA 100 YAŞINA GİRDİ.

Zülfikar Aytuğ, görünüşte çok daha genç dursa da, dili kullanma biçiminden onun (neredeyse) yüz yaşında olduğu anlaşılıyor. Doğum gününden iki gün önce kendisiyle konuştuğumuzda sık sık çocukluğunun dili olan Türkçe’ye dönüyor. Kızı Ayla, eski kalp cerrahının kariyeri hakkında anlattıklarını tercüme etmek için sohbete katılıyor. Bu kariyer, doğduğu yer olan Doğu Türkiye’nin Elazığ şehrinde başlıyor.

Zülfikar, varlıklı bir ailede büyüyor. Annesi, çocuklarının eğitim almasını istiyor. Oğlu Zülfikar için tıp eğitimi düşünüyor. Zülfikar bu alanda yetenekli ve İstanbul’da eğitim aldıktan sonra kalp cerrahisi üzerine uzmanlaşıyor. Kardeşlerinden biri daha sonra Hollanda’da Türk büyükelçisi oluyor. O, Zülfikar’ın stajlarını LUMC’de, kalp cerrahisi öncüsü Profesör Gerard Brom’un yanında yapmasını sağlıyor.

“Bir çeşit burs,” diyor Ayla babasının sözlerini çevirerek. “Türkiye, babamın mezun olduktan sonra geri dönmesi şartıyla maliyetin büyük bir kısmını üstlendi. Maliyet, onun orduda tabip yarbay olarak görev yapmasından karşılandı.”

SADECE BİR KEZ BİR HASTA TÜRK DOKTOR TARAFINDAN AMELİYAT EDİLMEK İSTEMEDİ

Zülfikar, 1954’te Hollanda’ya geliyor ve kısa sürede kalp cerrahisi için büyük bir kazanç olduğu anlaşılıyor. Profesör Brom, onu burada tutmak için her şeyi yapıyor ancak sonuç alamıyor; Zülfikar, İstanbul ve daha sonra Ankara’da kalp cerrahı olarak çalışmak üzere Türkiye’ye dönmek zorunda kalıyor. Ancak Hollanda’da LUMC’de tanıştığı hemşire Marja van Wielink ile evlendiği için ordudaki görevi sona eriyor. “Yabancı bir kadınla evlendiğinizde Türkiye’de orduda görev yapamazsınız.” Ayla gülerek ekliyor: “Babam buna üzülmedi.”

Birkaç yıl sonra kalp cerrahı, emekli olacağı 1988 yılına kadar çalışacağı Leiden’deki hastaneye geri dönüyor. Daha sonra OLVG’de on yıl daha çalışarak 78 yaşına kadar ameliyatlar yapıyor.

KORONER BAYPAS

Uzun kariyeri boyunca alanında birçok değişiklik görüyor. Zülfikar, kişisel dönüm noktalarından biri olarak Profesör Brom yönetiminde yaptığı ilk koroner baypas ameliyatını ve daha sonra Amerika’da ünlü kalp cerrahı Denton Cooley ile birlikte gerçekleştirdiği kalp nakilleri ve baypas ameliyatlarını belirtiyor. “Ve pratik dersler vermeyi severdi,” diyor Ayla babasının sözlerini tamamlayarak. “Kendisi kaydetmedi ama yüzün üzerinde doktor yetiştirmiş olmalı.”

BAŞARILI AMELİYATTAN SONRA MUTLU MANAV BİR YIL BOYUNCA HER AY ÜCRETSİZ MEYVE KASASI GÖNDERDİ

Hasta bilgilendirmede dil engel oluşturmaz. Resim ve çizim yeteneğiyle Doktor Aytuğ, nasıl ameliyat yapacağını net bir şekilde çizer. “Sadece bir kez,” diye anlatıyor, “bir kalp hastası, bir manav, ‘Türk doktor’ tarafından ameliyat edilmek istemedi. Profesör Brom ona bu ameliyatı Hollanda’da yapabilecek tek kişinin ben olduğumu söyledi. Başarılı ameliyattan sonra mutlu manav bir yıl boyunca her ay evimize ücretsiz bir kasa meyve gönderdi.”

MARMARİS GÜNEŞİ

Günlük meyve, taze bir greyfurt şeklinde, 100 yaşındaki Zülfikar’ın uzun yaşamının bileşenlerinden biri olarak belirtiliyor. Ayrıca, sabah yedide kalkma ve saat sekizi çeyrek geçe ameliyathanede olma gibi sıkı disiplini de. Gülerek ekliyor: “Ve her yaz gittiğimiz Marmaris güneşi.”

Bu sağlıklı yaşam tarzına rağmen, Zülfikar Aytuğ 92 yaşında kalp krizi geçirince bir süre hasta oluyor. LUMC’ye geldiğinde, kardiyoloji başkanı ve eski asistanlarından biri olan Martin Jan Schalij onu “Hey, Zoef” diyerek karşılıyor. Bu, Zülfikar’ın kısaltması ve yüksek çalışma temposuna atıfta bulunarak Fabeltjeskrant’taki hızlı tavşanın adı. Bu isim, özellikle 20. yüzyılın ortasından sonuna kadar kalp cerrahisi dünyasında unutulmaz.

HABERE REAKSİYONLAR

Duygusal makale! Kendim, Prof. Maarten Vink’in yanında AZL/LUMC’de cerrahi eğitimimden sonra Thorax Cerrahisi bölümünde (Prof. Gerard Brom) 8 aylık bir ‘lisansüstü’ süreci yaşama şansına sahip oldum. Ve o dönemde aramızdaki belirgin ‘bağ’ nedeniyle Zuf ile çok yoğun bir temasım oldu. O dönemde ondan çok şey öğrendim. O, her zaman hastayı merkezde tutardı ve onu hiç gerçekten kızgın görmedim. Bir ameliyata yardım ederken yaptığı ‘görsel eğitimini’ asla unutmayacağım. Daha sonraki cerrahlık pratiğimde onun birçok ‘triklerini’ ve “bunu böyle yapmalısın” tavsiyelerini kullandım! Eşsiz ve güzel bir insandı!
Dr. A.P. Varekamp

Anestezi asistanı olarak eğitim aldığım ve daha sonra AZL’nin thorax bölümünde en genç ekip üyesi olarak çalıştığım dönemde, Zülfikar ile çalışma ayrıcalığına sahip oldum. O, az kelimeyle çok iş yapan bir adamdı. Kalp cerrahı olarak yeteneklerinin yanı sıra, akciğer cerrahisinde ondan daha iyisi yoktu. O, özel bir adamdı. Onu çok severdim ve az kelimeyle mükemmel bir şekilde işbirliği yapabilirdik. O, harika bir insandı.
Haroen Dilrosun

                     ********************

EEN OPMERKELIJKE TURK OVERLEDEN IN NEDERLAND OP 100-JARIGE LEEFTIJD

Zülfikar Aytuğ, die na Dr. Bernard, de uitvinder van de harttransplantatie, werd beschouwd als de beste hartchirurg, was ook een succesvolle schilder.

Aytuğ, die vele beroemde Turken, waaronder de vrouw van Kenan Evren, weer gezond maakte, was ook een goede vriend die mij persoonlijk heeft onderzocht.

Het nieuws van het overlijden van Aytuğ, die meer dan 30.000 hart-, vaat- en longoperaties uitvoerde, kreeg veel aandacht in de Nederlandse media.

Afbeelding met tekst, Menselijk gezicht, person, kleding Automatisch gegenereerde beschrijving

Nederland heeft een zeer beroemde en waardevolle Turk verloren: Zülfikar Aytuğ. Zülfikar Aytuğ, die na Dr. Bernard, de uitvinder van de harttransplantatie, werd beschouwd als de beste hartchirurg, was ook een succesvolle schilder. Aytuğ, die vele beroemde Turken, waaronder de vrouw van Kenan Evren, weer gezond maakte, was ook een goede vriend die mij persoonlijk heeft onderzocht. Het nieuws van het overlijden van Aytuğ, die meer dan 30.000 hart-, vaat- en longoperaties uitvoerde, kreeg veel aandacht in de Nederlandse media.

Zülfikar Aytuğ, geboren in 1924 in Elazığ, voltooide drie jaar aan de medische faculteit van Istanbul en studeerde af als luitenant-arts aan de medische faculteit van Ankara. Hij werkte aan de Gülhane Medische Academie. Later ging Aytuğ in 1954 met pensioen als kolonel en kwam naar Nederland. Als specialist en professor voerde hij meer dan 30.000 hart-, vaat- en longoperaties uit. Tegelijkertijd volgde hij een opleiding aan de Academie van Beeldende Kunsten in Leiden, afdeling schilder- en beeldhouwkunst.

Het jaar dat ik de overledene ontmoette, was 1979. Voordat de coup van 1980 plaatsvond, bracht Kenan Evren, toen voorzitter van de generale staf, zijn vrouw naar Nederland in 1979 en keerde terug met het militaire vliegtuig waarmee hij was gekomen, nadat hij zijn vrouw had toevertrouwd aan Zülfikar Aytuğ.

Toen ik hoorde dat Kenan Evren, in een tijd waarin we de geur van de coup voelden, zijn vrouw met een militair vliegtuig naar Nederland had gebracht, ging ik direct naar het Leiden Academie Ziekenhuis. Terwijl ik werkte voor Hürriyet en TRT, was ik blij met het nieuws dat ik had gekregen, maar ik was teleurgesteld toen Aytuğ mij vertelde: “De heer Evren wil absoluut niet dat dit nieuws naar buiten komt.” De vrouw van Kenan Evren, mevrouw Sakine, die later weer met een militair vliegtuig naar Turkije werd gebracht, overleed in 1982. Persoonlijk had deze gerespecteerde man, die ik ‘broer Zülfikar’ noemde, twee zonen en een dochter. Aytuğ verloor zijn zoon Fikret op jonge leeftijd en beleefde een zware tijd waarin hij een huis liet bouwen in Marmaris. Hij bleef schilderen, een vaardigheid die hij in Nederland had geleerd, en werd lid van Marmaris Cultuur en Kunst.

Teruggekeerd naar Nederland en woonachtig in Wassenaar, het dorp van de beroemdheden, bereikte Aytuğ op 1 maart van dit jaar de leeftijd van 100 jaar.

Het overlijden van Aytuğ kreeg veel aandacht in de Nederlandse media. Voor meer informatie over de overledene presenteer ik u het artikel van Wout de Bruijne.

‘Ze noemden me Zoef’


Door:Wout de Bruijne

TOT ZIJN 78E VOERDE HARTCHIRURG ZÜLFIKAR AYTUG OPERATIES UIT.
OP 1 MAART WERD HIJ 100 JAAR.

Hoewel Zülfikar Aytug uiterlijk veel jonger oogt, is aan zijn taalgebruik wél te merken dat hij al (bijna) honderd is. Hij valt, wanneer we hem twee dagen voor zijn verjaardag spreken, veelvuldig terug op het Turks, de taal uit zijn jeugd. Dochter Ayla is bij het gesprek om te tolken bij wat de voormalig hartchirurg over zijn loopbaan vertelt. Die carrière begint in geboorteplaats Elaziğ, een stad in Oost-Turkije.

Zülfikar groeit er op in een welgesteld gezin. Zijn moeder wil dat haar kinderen gaan studeren. Voor zoon Zülfikar heeft ze geneeskunde in gedachten. De jongen heeft er het talent voor en specialiseert zich na die studie in Istanbul in de hartchirurgie. Een van zijn broers wordt later de Turkse ambassadeur in Nederland. Hij bemiddelt dat Züfilkar zijn coschappen kan lopen in het LUMC, bij professor Gerard Brom, pionier in de hartchirurgie.

“Een soort scholarship”, vertaalt Ayla haar vaders woorden. “Turkije nam een groot gedeelte van de kosten op zich, op voorwaarde dat mijn vader na zijn afstuderen terugkwam. De bekostiging werd gedaan vanuit zijn functie als luitenant-kolonel arts in het leger.”

SLECHTS EENMAAL WAS ER EEN PATIËNT DIE NIET DOOR EEN TURKSE DOKTER GEOPEREERD WILDE WORDEN

Züfikar komt in 1954 naar Nederland en blijkt al snel een aanwinst voor de hartchirurgie. Professor Brom zet alles op alles om hem hier te houden. Zonder resultaat; hij moet terug naar Turkije, waar hij als hartchirurg aan het werk gaat in Istanbul en later in Ankara. Maar zijn functie in het leger komt ten einde, omdat hij in Nederland is getrouwd met Marja van Wielink, de verpleegkundige die hij leerde kennen in het LUMC. “Met een buitenlandse vrouw mag je in Turkije geen positie bekleden in het leger.” Ayla lachend: “Daar was mijn vader niet rouwig om”.

Na een aantal jaren keert de hartchirurg terug naar het ziekenhuis in Leiden, waar hij tot zijn pensioen in 1988 actief zal zijn. Daarna werkt Züfikar nog tien jaar in het OLVG, hij opereert tot zijn 78e.

CORONAIRE BYPASS

Uiteraard ziet hij gedurende zijn lange carrière veel veranderen in zijn vakgebied. Als een van zijn persoonlijke mijl­palen noemt Zufilkar de eerste coronaire bypass die hij doet onder professor Brom, en de harttransplantaties en bypassoperaties die hij later uitvoert in binnen- en buitenland, onder andere in Amerika, samen met de beroemde hartchirurg Denton Cooley. “En hij gaf graag praktijk­lessen”, vult Ayla haar vader aan. “Hij heeft het zelf niet bijgehouden, maar hij moet over de honderd artsen hebben opgeleid.”

NA DE GESLAAGDE INGREEP BEZORGDE DE BLIJE GROENTEMAN EEN JAAR LANG IEDERE MAAND EEN GRATIS KIST FRUIT BIJ HEM AAN HUIS

Bij de voorlichting aan patiënten vormt taal geen barrière. Met zijn talent voor schilderen en tekenen schetst dokter Aytug helder voor hoe hij gaat opereren. “Slechts eenmaal”, zo vertelt hij, “was er een hartpatiënt, een groenteboer, die niet door een ‘Turkse dokter’ geopereerd wilde worden. Professor Brom vertelde hem toen dat ik de enige in Nederland was die deze operatie kon uitvoeren. Na de geslaagde ingreep bezorgde de blije groenteman een jaar lang iedere maand een gratis kist fruit bij ons aan huis.”

ZON BOVEN MARMARIS

Dagelijks fruit, in de vorm van een verse grapefruit, noemt de 100-jarige desgevraagd als een van de ingrediënten voor zijn lange leven. En daarnaast zijn strakke discipline, van zeven uur opstaan en om kwart over acht op de OK zijn. Lachend: “En de zon boven Marmaris, waar we iedere zomer naartoe gaan.”

Die gezonde levenswijze ten spijt is Zülfikar Aytug op zijn 92e zelf enige tijd patiënt wanneer hij een hartaanval krijgt. Bij binnenkomst in het LUMC wordt hij door Martin Jan Schalij, hoofd cardiologie én een van zijn vroegere assistenten, begroet met: ‘Hé, Zoef.’ Het is een afkorting voor Zülfikar én de naam van de snelle haas uit de Fabeltjeskrant, als verwijzing naar het hoge werktempo van Aytug. De naam zal menigeen uit de wereld van de hartchirurgie van medio tot eind vorige eeuw zeker niet zijn vergeten.

REACTIES

Ontroerend artikel! Heb zelf na mijn chirurgie-opleiding in het AZL/LUMC bij Prof. Maarten Vink nog 8 maanden van een ‘post graduate’-tijd op de Thoraxchirurgie (Prof. Gerard Brom) mogen genieten. En in die tijd een zeer intensief contact met “Zuf” gehad door de duidelijke ‘click’ die er tussen ons was. Heb heel veel van hem toen geleerd. Bij hem stond de patiënt altijd centraal en heb ik hem nooit écht boos gezien. Zijn ‘aanschouwelijk onderwijs’ als hij bij een ingreep assisteerde zal ik nooit vergeten. Heb in mijn chirurgenpraktijk later heel veel van zijn ’trucjes’ en “moet je beter zó doen” gehad! Een uniek en mooi mens!
Dr. A.P. Varekamp

Als anaesthesist in opleiding en later als jongste staflid op de thorax afd van het AZL heb ik het voorrecht gehad met Zülfikar te mogen samen werken. Hij was een man van weinig woorden , alleen daden. Naast zijn kwaliteiten als hartchirurg was er niemand beter in longchirurgie dan Zuf. Hij was een bijzondere man . Ik mocht hem graag en wij konden zonder veel woorden uit te wisselen perfect samenwerken. Hij was een mooie vent.
Haroen Dilrosun