ONCE UPON A TİME İLHAN KARAÇAY (Bir zamanlar İlhan Karaçay)   Bir haberin geri çekiliş hikâyesi…

ONCE UPON A TİME İLHAN KARAÇAY (Bir zamanlar İlhan Karaçay) Bir haberin geri çekiliş hikâyesi…

Dün servise konan Amsterdam’daki Türk Sağlık Turizmi Fuarı ile ilgili haberi okumak isteyenler ‘Sözü edilen haber, görülen lüzum üzerine servisten kaldırılmıştır…’ ibaresini görüyorlar.

O haberin kaldırılış nedenini fantazili bir anlatım ile açıklıyorum.

metin, gök içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Hollanda’ya geldiğim ilk yıl 1968 idi. Şimdiki eşim Jeanne ile ilk arkadaşlığımız sırasında, sinemalarda ‘Once upun a time in the West’ filmi gösterimi vardı.
Sergio Leone’nin senaryosu ve Ennio Morricone’nin muhteşem müziği ile, başrolleri Claudia CardinaleHenry Fonda ve Charles Bronson paylaşmıştı.
İnanır mısınız, Jeanne ile ilkini zevkle izlediğim bu filmi daha sonra belki de 10 defa hiç sıkılmadan izledim.
Zaten filmin adı da çok çekiciydi. İtalyanca adı ‘C’era una volta il West’ olan bu filmin adı pek çok defa kopyalanarak adepte edilmeye çalışıldı. Tıpkı bizim ‘Bir Zamanlar Çukurova’ da olduğu gibi.

metin, kitap içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Şimdi, ‘Sen bu konuya neden girdin, nedir senin Bir Zamanlar İlhan Karaçay zırvan’ diye sorabilirsiniz.
Cevabını vereyim değerli okurlarım: Bir zamanlar var olan İlhan Karaçay’dan şimdi eser kalmadı.
Neden mi? Çünkü bir zamanlar dünyanın dört bir yanında yaptığı gazetecilik ile, Türkiye’de ve Türklerin yaşadıkları yerlerde takdir ile izlenen İlhan Karaçay, korkusuzca gazetecilik yapıyor ve gazeteciliğinin yanında da toplumun sosyal, kültürel ve geçim sorunları ile de ilgileniyordu.

O İlhan Karaçay, Hollanda’daki haksızlıklar karşısında haberlerini yaparken, Krallara, Kraliçelere ve Başbakanlara isyan mektupları yazmaktan korkmuyordu.
O İlhan Karaçay, tam 7 Dünya ve 7 de Avrupa Futbol Şampiyonası’nı okuyucuları için izlerken, Arjantin cuntasının kontrolünde yapılan 1978 Dünya Şampiyonasında, Peru milli takımına yapılan tehditleri de korkusuzca yazıyordu. (Peru milli takımı ile aynı oteldeydim)

metin içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Rusya’nın Sochi kentinde yapılan Kış Olimpiyatları’na da giden İlhan Karaçay, Rusya’nın eşcinsellere kapıları kapattığı açıklamasına rağmen, eşcinsel olmadığı halde bir eşcinsel rengi sayılan pembe kazağı ile gitti. O zaman Putin’in sarayının duvarına işeyen Corendon’un sahibi Atilay Uslu’nun tutuklanışını da korkusuzca takip etti o Karaçay.

Af edersiniz değerli okurlarım, kendimden bir megaloman gibi söz ederken, bir konuya daha değinmek istiyorum. Hatırlayanlarınız olacaktır. 1990’lı yıllarda Alanya’da Hollandalı turist kızara saldırarak birini öldüren canilerin yargılanmaları devam ederken, Türkiye’ye gitme planı olan Prens Willem Alexander ile Prenses Maxima’nın bu ziyaretleri, protesto amaçlı olarak iptal edilmişti. Ben de o zaman bu tutuma isyan etmiş ve konuyla ilgili olarak Türkçe ve Hollandaca bir yorum yazmıştım. Bu yorumda, saldırganları lanetlerken, Hollandalı kızlara da ‘Gittiğiniz ülke bir İskandinav ülkesi değil, sekse ve çıplaklığa susamış kişilerin de bulunduğu bir ülkedir. Bu nedenle oradaki davranışlarınıza dikkat edin’ tavsiyesinde bulunmuştum. Hollanda’daki tüm gazeteler benim yazıma yer verirken, GPD Ajansı’nın redaktörü benimle ilgili yazıya, ‘Karaçay:Hollandalı kızlar suçlu’ başlığını attı. Bu yazı ajansın abone olduğu 28 gazetede yayınlandı. Tabii ki bunun üzerine, mağdurların aileleri hakkımda şikâyette bulundular. Yargılanmam çok adaletsiz oldu. Avukatımın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden örnekler göstererek fikir hürriyetini öne sürdü ama, Hollandalı yargıçlar bana 18 bin euro tazminat cezası vermişti. Böylece de benim önümün kesilmesi amaçlanmış gibiydi…
‘Gibiydi’ diyorum, zira o günlerde benim Avrupa DÜNYA gazetesinde korkusuzca yazdıklarım siyasetçileri de kızdırmıştı. İran asıllı bir parlamenter, ‘Kim bu İlhan Karaçay, akljna her geleni nasıl böyle pervasızca yayınlayabiliyor’ diye feryat etmişti.
Ülkenin en büyük gazetesi De Telegraaf, Türkiye ve Türkler aleyhindeki her yayınından sonraki eleştirilerim karşısında pes etmişti. Gazetenin Genel Yayın Müdürü, beni iyi tanıyan turizm sayfası müdürüne, ‘Şu Karaçay’ı buraya davet eder misin?’ diyerek sulh yolunu aramıştı.

Bu kadar megalomanlığı neden yaptım biliyor musunuz değerli okurlarım.
Çünkü, o korkusuz Karaçay’dan bugün artık eser kalmadı.
Korkuyor artık Karaçay. Tabii ki korktukları da dostları.
Gazeteciliği yaptığı sürece tükürdüğünü yalamayan Karaçay, şimdi tükürdüğünü yaladı. Dün servise koyduğu bir yayınını geri çekti Karaçay.
Eskiden, tehdit ve hatır ile haberlerinde düzeltme yapmayan Karaçay, şimdi tehdit olmasa da hatırın kurbanı oldu ve haberini geri çekti.

Bakın neydi o haber.
Geçtiğimiz hafta sonu Amsterdam’da Türk Sağlık Turizmi konulu bir fuar açılmıştı.
O haberi çok değişik bir stilde yazan Karaçay, açılışın muhteşem, ama ziyaretçi sayısının fiyasko olduğunu iddia etmişti.

İşte ne olduysa ondan sonra oldu.
Önce okurlardan ve fuar katılımcılarından tebrikler yağdı.
Ama daha sonra da dost telefonları başladı. Lahey’den Ankara’ya, Amsterdam’dan Marmaris’e kadar dört bir koldan telefon ve dijital not yağıyordu.
Telefon edenlerin ve not gönderenlerin hepsi, fuar organizasyonunu yapan beyefendinin dürüstlüğünden ve becerisinden söz ediyordu. ‘Bu konuda bir düzeltme yap veya haberi yayından kaldır’ diyenlerin hepsi, gerçekten çok samimi ve dikkatli konuşuyorlardı.

Daha sonra, İlhan Karaçay’ı organizasyonu üstlenen beyefendi Ankara’dan aradı.
Daha önce hiç tanışmamışlardı ama, Ankara’daki beyefendi, İlhan Karaçay’a hitap ederken, yukarıda anlatılan megalomanlık hikâyesini sanki kopya etmiş gibi konuşuyordu.
Gerçekten çok beyefendi bir tavır sergiliyordu Ankara’daki yetkili.
Fuar için yaptıklarını tek tek anlatırken, hatalarının da olabileceğini ama bundan sonraki etkinliklerde hata yapılmayacağını ve hatta medya ile de ortak çalışma yapılacağını anlatıyordu Ankara’daki yetkili.
Ankara’daki yetkili, yazılanlar hakkında tek kelime tartışma yapmıyor ve çok kibar bir şekilde yaptıklarını ve bundan sonra yapacaklarını anlatırken, işbirliğinden de söz ediyordu.
İlhan Karaçay ise hiç araya girmiyor ve sukûnet ile dinliyordu. İlhan Karaçay çok duygulanmıştı. Google’de her saat başı daha da güçlenen haberin, ileride yapılacak olanlar için bir sıkıntı yaratabileceği fikrine de inanıyordu Karaçay.

İşte, bir zamanların o korkusuz Karaçay’ı, dün korkmadı ama, dost baskıları etkisinde kalarak, gelecekte yapılması planlananları zedelememek için, ‘Hiç bir menfaat karşılığı olmadan haberi servisten kaldırıyorum’ dedi.

İlhan Karaçay’ın bu haberi, gerek Avrupa’da ve gerekse Türkiye’de çok sayıda haber portalı tarafından yayınlandı. İlhan Karaçay sadece Doğuş yayınını aradı ve haberin kaldırılmasını rica etti. Şimdi de tüm diğer haber portalı sahiplerinden aynı ricada bulunuyor ve bugünkü haber ile yetinmelerini istiyorKaraçay.

Cabası da var tabii…
İlhan Karaçay’a dün, Ankara’daki beyefendiden yeni bir basın bülteni geldi. Akşam üzeri de Lahey Basın Müşavirliği’nden aynı haber tüm medyaya dağıtıldı.
Karaçay, bu haberi de ‘cabası’ olarak bu yazının sonuna ekliyor.

Haydi hayırlısı bakalım.

AMSTERDAM SAĞLIK TURİZMİ FUARI KATILIMCI VE ZİYARETÇİLERİNDEN TAM NOT ALDI

metin, kişi, yer, grup içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da; TOBB Uluslararası Sağlık Turizmi Meclisi, DEİK Sağlık İş Konseyi, DEİK Hollanda İş Konseyi, Hizmet İhracatçıları Birliği, OSHAD, MÜSİAD Hollanda ve HOTİAD’ın destekleriyle 20 – 21 Mayıs 2022 tarihlerinde Türkiye’nin önde gelen 56 Hastane ve Kliniğinin katılımıyla düzenlenen “Amsterdam Sağlık Turizmi Fuarı” katılımcı ve ziyaretçilerinden tam not aldı.

AÇILIŞ TÖRENİNE DEV KATILIM

Açılışı; T.C. Hollanda Büyükelçisi Şaban DİŞLİ, T.C. Belçika Büyükelçisi Sn. Hasan ULUSOY, Amsterdam Başkonsolosu Engin ARIKAN, Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel BARAN, Afyonkarahisar Ticaret VE Sanayi Odası Başkanı Hüsnü SERTESER, Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Necmi BULUT, Ticaret Bakanlığı UHT Genel Müdür Yrd. Alperen KAÇAR, T.C. Hollanda Ticaret, Turizm ve Basın Ateşeleri, TOBB Sağlık Turizmi Sektör Meclisi Başkanı Özgür ÖZTAN, DEİK Sağlık İş Konseyi Başkanı Reşat BAHAT, Hizmet İhracatçıları Birliği Genel Sekreter Yrd. Üzeyir IŞIK, MÜSİAD Hollanda Başkanı Ali KÖKLÜ, HOTİAD Başkanı Hikmet GÜRCÜOĞLU, Amsterdam Esnaf Birliği Başkanı Ramazan Kaya, Hollanda Türk Turizm Acenteleri Birliği Başkanı Kamil SAYGI, TOBB Türkiye Fuarcılık Sektör Meclisi Başkanı Cihat ALAGÖZ’ün yanı sıra, Hollanda, Belçika ve Almanya iş dünyasından pek çok Sivil Toplum Kuruluşu Başkanlarının katılımıyla gerçekleşen Fuar iki gün boyunca Hollanda ve Belçika’dan gelen doktorlar, sağlık turizmi acenteleri, turizmciler, seyahat acenteleri, sigorta acenteleri başta olmak üzere pek çok kesimin ilgisine mazhar oldu.

HOLLANDA’DA BİR İLK BAŞARILDI

Geniş katılımcı sayısı, katılım seviyesi ve ziyaretçi niteliğiyle Hollanda’da bir ilk niteliği taşıyan Amsterdam Sağlık Turizmi Fuarı’nın katılımcıları büyük bir başarıyla tamamlanan Fuarın, Türkiye, Hollanda ve Belçika arasında sağlık turizmi konusunda ilişkilerin geliştirilerek güçlendirilmesine büyük katkı sağlayacağı değerlendirmesinde bulundular.

FUAR ÇALIŞTAYLARINDA TÜRKİYE SAĞLIK TURİZMİNİN HOLLANDA-BELÇİKA YOL HARİTASI ÇİZİLDİ

Ücretsiz ziyaret imkanı sunan fuarda, Türkiye’den gelen 56 farklı hastaneler, diş klinikleri, tüp bebek klinikleri, saç ekim merkezleri, estetik klinikleri, termal turizm merkezleri ve Sağlık Turizmi Acenteleri Hollanda ve Belçika’da kendilerini tanıtarak yeni işbirlikleri tesis ettiler.

Fuar kapsamında ayrıca katılımcı sağlık kuruluşlarının üst düzey yetkilileri ile sağlık sektöründe önemli aktörlerin biraraya geldiği çalıştaylara ev sahipliği yaptı. Bu toplantılar, Hollanda ve Belçika’da yerleşik hekimler, sağlık sigortası kuruluşları ve sağlık turizmi acenteleri için ayrı ayrı düzenlendi.

Sağlık Turizmi Acenteleri, Hekimler ve Sigorta Acenteleri ile fuar katılımcısı firma yöneticilerinin katılımıyla düzenlen toplantılar vesilesi ile sağlık sektörüne yönelik görüş alışverişi, sağlık sektöründe işbirliklerinin artırılmasına yönelik değerlendirmeler yapılırken taraflar arasında yeni ilişkiler kurulması sağlandı.

 

AMSTERDAM’DA 4 GÜN ŞENLİK VAR… Geçen yıl yapılamayan festivalin üçüncüsü 3-6 Haziran’da yapılacak

AMSTERDAM’DA 4 GÜN ŞENLİK VAR… Geçen yıl yapılamayan festivalin üçüncüsü 3-6 Haziran’da yapılacak

İlhan KARAÇAY

Hollanda’nın “Kültürel Buluşması” olarak gelenekselleşen Anatolia Festijn etklinliğinin üçüncüsü ‘Ailemle orda olmak istiyorum’ aile teması ile 03-06 Haziran 2022 tarihlerinde her zamanki yerinde Stadspark Osdorp’ta düzenlenecektir.

Anatolia Festijn, Hollanda kültürünü, Anadolu kültürleri ile tanıştırmayı ve kaynaştırmayı amaç edinen ve bu anlamda kültürler arası bir köprü vazifesi gören Stichting Markad kurumunun düzenlemiş olduğu Anadolu kültür günlerinin adıdır.

AnatoliaFestijn, Anadolu‘nun sahip olduğu zenginlikleri, çeşitliliği ve kültürel birikimini bu etkinlikler aracılığı ile ziyaretçilerle buluşturmayı hedefleyen bir organizasyondur.

Anatolia Festijn, anadolunun farklı bölgelerine ait özelliklerin, yöresel unsurların, mutfak lezzetlerinin ziyaretçileri ile buluşturma misyonunu üstlenir.

Etkinliğe katılım

Etkinlik süresince 50 bin civarı katılım bekleniyor.
Etkinliğe sadece Amsterdam ve çevresinden değil, tüm Hollanda’dan ve çevre ülkelerden katılımcılar gelmektedir.

Etkinlik alanı

3500 m² alan içinde çocuklarımızın gün boyunca eğlenebilecekleri oyun alanı,
1600 m² alan içerisinde stançıların satış ve tanıtım yapabilecekleri alışveriş alanı,
1500 m² alan içerisinde mutfak lezzetlerinin ziyaretçilerle buluşacağı gastronomi alanı   bulunuyor.

Etkinlik sırasında performans sergileyen konuşmacılar veya sanatçılar

Yetişkinlere ve çocuklara hitap eden tiyatro oyunları, sahne gösterileri, söyleşi tadındaki sohbetleri ile geleneksel değerlerin etkileşimini paylaşmayı hedeflemektedir.

Tüm yaş guruplarının katılabileceği, hergün ayrı etkinlikler, birbirinden özel lezzetler ve çocuklara özel oyun alanları ile kültür buluşmasının yaşanacağı etkinliğe büyük ilgi bekleniyor.

Girişler 4 gün boyunca ücretsiz olup, fuar civarında araçlar için park yeri sorunu yoktur ve park da ücretsizdir.

19 MAYIS’I 41 YIL ÖNCE DE KUTLAMIŞTIK, DAHA NİCE 41 YILLARDA DA KUTLAYACAĞIZ…

19 MAYIS’I 41 YIL ÖNCE DE KUTLAMIŞTIK, DAHA NİCE 41 YILLARDA DA KUTLAYACAĞIZ…

Yarın 19 Mayıs 1919’u yeniden yaşayacağız.

Hollanda Samsunlular Derneği’nin kutlaması Pazar günü Zaandam’da.

metin, gazete, makbuz, işaret içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturulduÜstte, 41 yıl önce yayınlanan Hürriyet’in kupürü…

İlhan KARAÇAY

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kahraman kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türk gençliğine armağan ettiği Gençlik ve Spor Bayramı’nı, Hollanda’da yerleşik Türkler 41 yıl önce de kutlamıştı.
Eski gazete kupürlerinde görebileceğiniz gibi, 41 yıl önce 1981’deki yayınlarda, kutlamaların ne kadar içten olduğu ortadaydı.

Her kutlama öncesinde sarfedilen sözler de hemen hemen aynı oluyor.
İşte o söylemlerden bir örnek:

“Aziz Türk milletinin makus talihinin değiştiği 19 Mayıs 1919 tarihinin 99. Yıldönümünü idrak ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk, 15 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile “Karadeniz’e” diye verdiği emirle bir milletin talihini değiştirmişti.  Ulu Önderimiz, belki o gün Türk ulusunun kaderini değiştirdiğini bilmiyordu ama, bitkin ve bitap düşmüş bir milleti şaha kaldıracağına olan inancı tamdı.

metin, gazete içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturulduÜstte, 41 yıl önce yayınlanan Hürriyet’in kupürü…

Atatürk’ün Gençliğe Hitabesinde de belirtildiği gibi, cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmişti. İşgalci ülkeler yurdumuzun her köşesini kuşatmıştı. Hal böyle iken, bazı kendini bilmezler mandacılık sevdasıyla tutuşuyor, hainlerle işbirliği yaparak Türk milletinin kuyusunu kazıyordu.

Öte taraftan, bütün teçhizat itilaf devletlerinin elindeydi. Vatan toprakları yarı sömürge durumundaydı. Türk evladının elinde, yüreğindeki vatan sevgisi ve iman gücü dışında hiçbir şeyi yoktu.  Sonuna kadar mücadele ederek şehit olmayı, her türlü esarete tercih eden Türk milleti, Atatürk’ün Samsun’a ayak basmasıyla yanan bağımsızlık ateşiyle ayaklandı.  Dolayısıyla Atatürk’ün 16 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’dan başlayan yolculuğu Türk milleti için kurtuluş döneminin başlangıcı oldu. Milli mücadelenin resmen başlatıldığı tarih olan 19 Mayıs 1919’da, yüreği bağımsızlık sevdasıyla çarpan bir milletin önünde hiçbir gücün duramayacağı, dünyaya gösterildi.

Cesareti ile yedi düvele meydan okuyan Türk milleti, Büyük Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde şiirlere, hikâyelere konu olan büyük kahramanlıklara imza attı.  Yüzyıldır bu topraklara kendilerini feda eden şehitlerimiz sayesinde kimseye kulluk yapmadan, özgürce ve onurumuzla yaşıyoruz.

Türk Genci, o dönemde kanlar dökülerek elde edilmiş özgürlük, demokrasi ve Cumhuriyet gibi kazanımların, ülkemizin aydınlık geleceği için ne kadar önemli olduğunun bilincinde yetişmelidir. Onun içindir ki 19 Mayıs onlara armağan edilmiştir.  Bugünün önemini yüreğinde hissetmesi, Atalarının yaşattığı gururu ve kıvancı özünde görmesi Türk evladının birinci vazifesidir.

Başta geleceğimiz gençlerimiz olmak üzere tüm milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutlarken, bizlere bu kazanımları hediye eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İstiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını sonsuz rahmet ve minnetle anıyoruz.”

HOLLANDA SAMSUNLULAR DERNEĞİ’NİN KUTLAMASI

Hollanda’da yerleşik Samsunlular Derneği’nin organize ettiği özel kutlama töreni, 22 Mayıs Pazar günü Zaandam’da yapılacak. Kutlama için dağıtılan davetiye aşağıda.

metin içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

SNEYDER’İN ANNESİNE HOLLANDA DOKTORLARI ‘BRONŞİT’ DEDİ, TÜRK DOKTORLAR ‘AKCİĞER TİMORU’ BULDU

SNEYDER’İN ANNESİNE HOLLANDA DOKTORLARI ‘BRONŞİT’ DEDİ, TÜRK DOKTORLAR ‘AKCİĞER TİMORU’ BULDU

Wesley Sneyder’in annesi Sylvia Türkiye’de hastanede…

 

kişi, poz içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

İlhan KARAÇAY

Pek çok hastaya teşhis koyamayan veya yanlış teşhis koyan Hollandalı doktorlardan bir ‘çuvallama’ haberi daha…

Ünlü futbolcu Wesley Sneyder’in annesi Sylvia Sneyder, haftalardır yaşadığı yorgunluk şikâyetleri nedeniyle gittiği doktorlar tarafından, bronşit teşhisi konularak evine gönderilmişti. Bunalımlı günlerin devam ettiği sırada, bir organizasyon için Türkiye’ye gitmesi gereken Sylvia Sneyder’e doktorlar ‘Bir sakınca yok’ dediler.

Ne var ki, Türkiye’ye vardığı günden itibaren şikâyetleri artan bayan Sneyder’e Türkiye’deki doktorlar, ‘Üzülerek söyleyelim ki, akciğerinizde timor var’ demek mecburiyetinde kaldılar.
Haberi alan Hollanda’daki oğullar Wesley ve Rodney, bu skandal karşısında şoke oldular ve annelerinin peşine düştüler.
Haber, Hollanda medyası tarafından da ele alındı.