Türkiye’mizin yönetiminde uzun yıllar hizmet vermiş olan İsmet İnönü’ye, Türkiye’ye yaptığı hizmetler nedeniyle, Atatürk’ten sonra ‘İkinci büyük adam’ demek hiç de yanlış olmaz. Atatürk için ‘Anında karar veren ve uygulayan adam’, İnönü için ise ‘Çok düşünen ve sonra karar veren adam’ derlerdi. İnönü’ye ‘Tilki’ lakabı da yakıştırılmıştı. Tilki gibi zeki ve kurnaz olduğu için…
Atatürk vefat ettikten sonra ikinci Cumhurbaşkanımız olarak, Türkiye’yi ikinci dünya savaşına sokmayan merhum İnönü’ye büyük haksızlıklar yapılmıştı. Birinci Dünya Savaşı sırasındaki becerileri ile Hitler’i bile korkutmuş olan İsmet İnönü bir dahiydi.
25 Aralık’ta anacağımız ve uzun uzun yazacağımız İsmet İnönü’nün çocuklarından biri Erdal İnönü idi. ‘İnsanlık Timsali’ diyebileceğimiz Erdal İnönü’yü 14 yıl önce 31 Ekim günü kaybetmiştik. Dün mezarı başında anılan Erdal İnönü hakkında çok şeyler yazıldı ve çizildi. Benim de anılarım var rahmetli ile.
Erdal İnönü ile, Bakanlığı sırasında Ankara’da yapmış olduğum görüşmeden sonra, bir Danimarka gezisinde de birlikte oldum. Büyükelçilik rezidansının bahçesinde aynı salıncağa oturduğumuz İnönü ile uzun uzun sohbet etmiştik.
Türkiye’yi yönetenler sınıfında, insanlık timsali olarak anılan İnönü ailesi fertlerinden Erdal İnönü, önce Kopenhag’da, sonra Lahey’de, daha sonra da Ankara’da konuşma şerefine nail olduğum muhterem bir insandı. Kopenhag’da,Türkiye Büyükelçiliği rezidansının bahçesinde bir salıncak üzerinde bir saat sohbet ettiğim Erdal bey ile, daha sonra Lahey’de bir toplantıda bir araya gelmiş ve o zaman yayınladığım Avrupa DÜNYA Gazetesi’ni incelemiştik.
Erdal İnönü ile Bakanlık yaptığı dönemde Ankara’da da görüşmüştüm.
Erdal İnönü ile son konuşmamız, 1991 Genel seçimlerinden sonra Doğru Yol Partisi ile SHP’nin kurduğu koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olduğu sırada gerçekleşmişti.
ERDAL İNÖNÜ’NÜN KISA BİYOGRAFİSİ:
Erdal İnönü, 6 Haziran 1926 Ankara’da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da yaptı, 1947 de Fen Fakültesi’nden fizik lisansı diploması aldıktan sonra A.B.D.’ye gitti, California Teknoloji Enstitüsü’nde lisans üstü öğrenimi yaptı, yüksek lisans ve doktora derecelerini aldı, Teorik fizik alanında araştırmalar yaptı, Yurda dönünce Ankara Üniversitesinde Fizik Asistanı olarak göreve başladı.
Askerlik görevini yaptıktan sonra üniversite doçentlik sınavını verdi, 1957-1960 yılları arasında tekrar Amerika’ya giderek “Atom Enerjisinden Yararlanma” programı içinde çeşitli üniversite ve araştırma enstitülerinde araştırmalar yaptı. 1964 – 1974 tarihleri arasında Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde Fizik Profesörü olarak çalıştı, ODTÜ’de öğretim üyeliği görevinin yanı sıra araştırma ve yönetim görevleri de yaptı, Teorik Fizik Bölümü Başkanlığı, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı, Üniversite Rektörlüğünde bulundu. 1974’te İstanbul Boğaziçi Üniversitesine geçti, 1974-1983 yılları arasında fizik profesörlüğünün yanı sıra 6 yıl kadar da Temel Bilimler Fakültesi Dekanı olarak görev yaptı.
Erdal İnönü ile, Lahey ziyareti sırasındaki bir toplantıda yan yana oturmuştuk.
O zaman yönettiğim Avrupa DÜNYA Gazetesi’ni inceleyen İnönü, özellikle Hollandaca yazılarımızı sürdürmemimiz tavsiye etmişti.
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun kuruluşuna katkıda bulundu ve TÜBİTAK Temel Araştırmalar Enstitüsü’nde kurucu müdürlük görevini yürüttü. Aynı zamanda NATO Fen Komitesi’nde çalıştı ve UNESCO Yürütme Kurulunda görev aldı. 1983 yılında siyasete atılan Erdal İnönü, Sosyal Demokrasi Partisi’nin (SODEP) kurucu Genel Başkanı oldu, SODEP ile Halkçı Partinin Birleşmesi sonucu kurulan SHP’nin ilk olağanüstü kurultayında SHP Genel Başkanı seçildi, Bu görevini 1993 yılına kadar sürdürdü. İnönü, 1986 yılı ara seçimlerinde İzmir Milletvekili seçilmiş, 1987 ve 1991 genel seçimlerinde yeniden aynı ilden milletvekili seçilerek parlamentoda görevine devam etti.
1991 Genel seçimlerinden sonra Doğru Yol Partisi ile SHP’nin kurduğu koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak görev üstlendi ve 1993 yılına kadar bu görevini sürdürdü. SHP’nin Cumhuriyet Halk Partisi ile birleşmesinin ardından, 27 Mart 1995 tarihinde Koalisyon’un Sosyal Demokrat kanadında değişikliğe gidildi, Erdal İnönü bu değişiklikle Dışişleri Bakanı olarak atandı ve 1995 yılının Mart ve Ekim ayları arasında Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.
SHP Onursal Genel Başkanı Erdal İnönü, yaklaşık bir yıldır kan kanseri tedavisi görüyordu. Erdal İnönü’ye son olarak Houston’daki bir hastanede deneysel tedavi uygulanıyordu.
Prof. Dr. Erdal İnönü, 20 Ağustos 2007’de zatürre nedeniyle hastaneye yatırılmıştı. İnönü’nün hastalığı kontrol altına alınmıştı. Ancak yapılan ileri tetkiklerde, daha önce kontrol altında olan hastalığı anlaşılınca ABD’de tedavi gördüğü merkeze gönderilme kararı alınmıştı.
Deniz Baykal’ın CHP’nin eski çizgisini tasfiye kararı üzerine bir kısım arkadaşıyla birlikte CHP’den istifa etti. 31 Ekim 2007 tarihinde ABD’nin Houston şehrinde vefat etti.
Bakınız, Prof. Dr. İbrahim Ortaş, rahmetlinin ölüm günü geçen yıl neler yazmıştı:
Erdal İnönü’nün Ölüm Yıldönümünde Saygıyla Anılmasının Önemi ve Anlamı
Bugün zarafet sahibi insan, bilim insanı, politikacı ve ülkenin kurucu liderlerinden İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü’nün 13. ölüm yıl dönümü.
Yaygın Medyada Erdal İnönü hakkında çok sayıda önemli özellikleri anlatıldı. Erdal İnönü ölümü sonrası toprağa verilirken, yaygın medyada şunların yazıldığını okumuştuk.
En nazik siyasetçi. Bilge kişi. Mütevazı. Esprili. Uygar. Saygın. Dürüst. Hoşgörülü. Güler yüzlü. Zarif. Centilmen. Bilim adamı. Seviyeli. Erdemli. Kucaklayıcı. Uyumlu. Entelektüel. Vatanperver. Sözde değil özde demokrat. Koltuğunu bırakabilen. Konuşmaktan çok dinleyen. TBMM’sinde fizik problemleri çözen lider.
Bilgiliydi. Akla ve bilime inanıyordu. Alçakgönüllüydü. Hoşgörülüydü. Uzlaşmacıydı. Güler yüzlüydü. İnsan sevgisiyle doluydu. Kavgacı değil, barışçıydı. Bölücü değil, birleştiriciydi.
Çok boyutlu bir insandı. Bilim adamı. Mizahçı. Siyasetçi. Yazar. Artık onun gibi biri bir daha yetişmez. Erdal İnönü efsaneleşti.
Ölüm dönümlerinde her yıl giderek daha çok kişi tarafından anılan Erdal İnönü’nün önemi şimdilerde daha mı çok anlaşılıyor sorusu gündeme geliyor. Bilim insanı olarak yurt dışında fizik bilimi alanındaki çalışmaları ile tanınan bir bilim insanı.
Ülkemizin Siyaset Yapma Biçimini Benimsemedi ve Siyaset Yapmaktan Ayrıldı
Siyasete toplumun talebi ile katılmıştı. Ancak siyasetin bilinen jargonu ile bilim insanı kültürü ile yetişmiş Sayın İnönü’nün konuşması, davranışı ve çıkışları birbirine uymuyordu. Çoğu zaman lider özellikleri tanımlanırken Sayın İnönü ve toplumu harekete geçiremediği nezaketli ve sade duruşu önemsenmekle birlikte yetersiz görülmüştü. Erdal Bey siyasetin yapılış biçiminin kendisinin kültürüne uygun yapılmadığını bildiği için siyasi yaşamına kendi isteği ile son verdi. Tekrar bilimsel çalışmalarına döndü.
Erdal Bey söz söyleyerek şirin gözükmek yerine kişinin duruşu ve yaptıklarının önemli oluğunu belirtiyordu.
Erdal Bey ile bilim tarihi konusunda e-posta üzerinden tanıştım, daha sonra Çukurova Üniversitesine geldiğinde Araştırma Çiftliği ve işletmelerini gezdirdim. Çok hoş sohbet ettik. Gerçekten küçük işlerin insanı olmadığını yaşamı ve davranışları ile her an gösteriyordu.
Bugün geriye baktığımızda ülkemizin içeride ve dışarıda yaşadığı sorunlar, siyasetin yapılma tarzı ve ağırlaşan yaşam koşuları Sayın Erdal İnönü ve babası İsmet İnönü’nün devlet insanı ve yönetim anlayışlarının önemini daha iyi anlamımızı sağlıyor.
Toplumun gözünden, mevcut siyaset ve siyaset yapma biçiminin artık tercih edilmediği anlaşılıyor. Kararsızların oyunun siyasi partilere olan eğilimin çok üstünde olması sanırım bir mesaj veriyor. Ancak hayatın her olayı ve algısı siyasi olduğu için siyasetsiz olamaz. Siyaset gibi halka hizmet işlevi olan ulvi bir mekanizmayı siyasetçilerin günübirlik çıkar ilişkilerine heba etmemeleri önemli. Farklı görüşlerin olması yaralı ve geliştirici. Sayın İnönü’nün sanırım bu anlamda halkın içinde bir insan olarak, halkın hizmetinde bir politikacı olarak toplumun önüne çıkmış olması anlamlıydı.
Dış Siyasete Baba İnönü’nün Duruşu Bağımsızlıkçıydı, İçeride Özgürlükçü
Günümüzde yaşadığımız dış politika sorunları özellikle de ABD ile 1960’lı yıllarda Kıbrıs konusunda yaşanan sorun sonrası ABD başkanı Johnson’un İsmet İnönü’ye yolladığı ünlü mektuptaki tehditlere yazdığı yanıtta ‘Yeni bir dünya kurulur, Türkiye’de oradaki yerini alır ‘diyebilmiş ve böylece bağımsız bir devletin emperyalistlere karşı bağımsızlıkçı duruşunu ve kararlılığını göstermişti.
İsmet İnönü, vatanımızı sömürgeci devletlerden temizledikten sonra yeni Türkiye Devleti’nin kurulup ertesinde Cumhuriyet ilan edilmesi ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm dünya devletleri arasında layık olduğu yere getirilmesinde Mustafa Kemal ile birlikte tarihe damgasını vuran ikinci kişiliktir. Askeri ve diplomatik görevleri bittikten sonra da Türkiye demokrasisi için önemli görevler üstlenmiştir. Görevi süresince, Türk demokrasisi ondan çok şey öğrenmiştir. İsmet İnönü’nün Atatürkçü, devrimci düşünceleri yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin mihenk taşlarını oluşturmuştur. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ona verdiği “Milli Şef” lakabı, onun bu ülke için ne kadar büyük ve değerli bir insan olduğunun en büyük göstergesidir. Milli Şef’in ‘Bu ülkede ne zaman namuslular, namussuzlar kadar cesur olursa işte o zaman ülke düzelecektir’ sözünün Türk demokrasi tarihinde ne kadar önemli ve derin bir anlam taşıdığını bir kez daha içinde bulunduğumuz bu günlerde hatırlatmak gerekir. Bu sözler şu anda Türk demokrasisinin hangi boyutlarda olduğunu ve en önemlisi hangi süreçlerden geçerek bu noktaya geldiğinin en geçerli belgelerinden biridir…
Türkiye’nin Muasır Medeniyetler Seviyesinin Üzerine Çıkması Bilime Yapacağı Katkı İle Sağlanır
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sayısız katkısı olmuş baba ve oğul İnönülerin Türkiye toplumuna özellikle de gençlere kişilikli, erdemli aydınlık düşüncelere ışık tutacak davranışlar iletmişlerdir. Türkiye’nin 100 yıl öncesine göre geldiği yer yetersiz görülse de Rönesans’ı, Sanayi Devrimini ve Aydınlanmayı kaçırmış potansiyel bir ülkenin Cumhuriyet’le birlikte yeniden üretici ve muasır toplumlar düzeyinin üzerine geçmesi azımsanamaz.. Ancak istenilen düzeyde başarsaydık, bugün hem içeride hem dışarıda yaşanan sorunları aşmanın tek yolunun bilim ve teknoloji ile demokraside güçlü olmak olduğunu anlardık. Sayın Erdal İnönü’nün fizik bilimi çalışmaları ve temel bilim alanlarındaki çalışmaları arzu edildiği şekilde yapılsaydı bugün kendi teknolojimizi kendimiz yapardık. Yine de yapacağımıza inanmaktayım. Yeter ki demokrasimiz zenginleşsin, bilimsel kurumlarımız özerk ve bilim insanlarımız özgür olsun. İnsanımız liyakate ve yeteneğine göre işe ve aşa kavuşsun.
Prof. Dr. İBRAHİM ORTAŞ
Çukurova Üniversitesi/ Ziraat Fakültesi / Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü. Adana
Hollanda’da Otel, Restoran ve Kafe sektörüne yön veren gastronomi yöneticileri bir araya gelerek, ‘Horeca Bond Nederland’ derneğini kurdular.
Sektör temsilcileri, Rotterdam yakınlarındaki Capelle a/d İjssel kentindeki Masha Restoran’da düzenlenen tanıtım toplantısında kuruluş amaçlarını ve hedeflerini masaya yatırdılar, yönetim ve denetleme kurulu üyelerini tanıttılar.
Toplantıda, oy birliğiyle yönetim kurulu başkanı seçilmiş olan Hukukçu Tarık Şaki şöyle konuştu: “Horeca Bond Nederland adını verdiğimiz derneğimizi kurmamızdaki en temel amaç, sektörde en az iki şubeye sahip olan, başarılarıyla kendisini şu ana kadar ispat etmiş, gerek belirli ciroya sahip olması gerekse belirli bir personel istihdam etme potansiyeline sahip (Horeca) Otel, Restoran ve Kafe işletmecilerinden oluşan 35 üyemizle, derneğimizi kurmanın sevinci içindeyiz. Zaman içerisinde belirleyeceğimiz kriterler doğrultusunda sektörde faaliyet gösteren tüm girişimcilere (din, dil, ırk ve cinsiyet ayırımı gözetmeksizin), kapılarımız açıktır, üyemiz olabilirler. Mevcut üyelerimizin teveccüh gösterip, beni bu derneğin başkanı olmaya layık gördükleri için teşekkür eder, bizleri yalnız bırakmayan değerli basın mensuplarına da ayrıca sonsuz saygı ve şükranlarımı sunarım”.
Kurucu üyelerden Ertan Torunoğulları (solda) ve Başkan seçilen Tarık Şaki, yaptıkları açıklamalar ile ‘Horeca Bond Nederland’ın amacını anlattılar.
Horeca Bond Nederland’ın kurucu üyelerinden, Edelstaal Group Yönetim Kurulu üyesi Ertan Torunoğulları ise şunları söyledi: “Özellikle Hollanda’da yaşayan Türk asıllı iş insanları olarak inisiyatif alıp, Türk mutfağının hak ettiği şekilde tanıtılması için bu dernek vasıtasıyla elimizden gelen gayreti göstereceğiz.Öte yandan Hollanda’daki diğer dünya mutfaklarının da uluslararası boyutta tanıtımına katkı sunmaya çalışacağız. Ayrıca sektörde belirli kalite ve standartların oluşturulmasının yanısıra yeni nitelikli gastronomi ve otel çalışanlarının yetiştirilmesinde bu oluşumun mutlak süretle katkısı olacağı kanaatindeyim.”
Buna göre Horeca Bond Nederland Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu: •Başkan: Tarık Şaki (Jurlawyer)
•Başkan Vekili: Öztürk Erkmen (Beymen Restaurant & Café) •Başkan Yardımcısı: Ahmet Bilgi (Masha Café & Restaurant) •Başkan Yardımcısı: Hakan Aydın (Mado Hollanda) •Başkan Yardımcısı: Hülya Sevigen (Şerifoğlu Café & Patisserie) •Başkan Yardımcısı: Bekir Atalan (Çiğköftem Hollanda) •Başkan Yardımcısı: Abdülaziz Bildirici (Çadır Restaurant) •Genel Sekreter: Hakan Birekul (Cadde Marina Café / Restaurant)
•Muhasip: Mehmet Carlak (Déli Bazar)
Horeca Bond Nederland Denetleme Kurulunda ise şu isimler yer alıyor: •Başkan: Tufan Yiğit (Zula Café & Restaurant)
•Üye: Aydın Doğan (Ortam BBQ)
•Üye: Atalay Çelenk (Juliana Plaza)
•Üye: İbrahim Akgüç (Taste of Heaven)
Mutfak aletlerini ev ev dolaşarak tüm Avrupa’da pazarlayan başarılı kadınlarımıza ödül veren Dişli, başarılı yatırımlar için Torunoğulları ailesini kutladı.
Otelcilik, inşaatçılık ve gastronomi alanında sınır tanımayan firmanın Den Bosch şehrindeki merkezinde büyük bir şölen yaşandı.
Haber: Muhlis AYBOĞAN Fotoğraflar: Mustafa KOYUNCU
DEN BOSCH,- Hemen hemen her Türk gibi, Avrupa’ya işçi olarak gelen ve daha sonra işveren olan insanlarımız arasında en başarılı olanlardan biri, şüphesiz ki Turgut Torunoğulları ve kardeşleridir.
İş yaşamına video kaset satışı ile başlayan ve daha sonra tencere satışına başlayan Torunoğulları ailesi, satış politikasındaki ilk seçeneği, günümüzde de sürdürüyor. Bu seçenek, satışların Türk kadınları kanalıyla yapılmasıydı.
Hollanda’da başlatılan bu satış politikası, şimdilerde Avrupa’nın her ülkesinde devam ediyor.
Binlerce Türk kadınının ev ev dolaşarak yaptıkları satışlar ile, tencere satışında rekorlar kıran Torunoğulları ailesi, bu işten kazandıkları paralar ile, yatırım alanlarını genişleterek önce inşaat yapımına, daha sonra da otelciliğe ve gastronomiye el atmışlardır.
Bugün sahip oldukları gayrımenkulleri ile büyük bir üne kavuşan Torunoğulları ailesi, başarılı olmalarında büyük rol oynayan kadın satıcılara hak ettikleri ilgiyi fazlasıyla göstemektedir.
Torunoğulları kardeşlarden Ertan, Türkiye ve Hollanda’nın yanısıra Belçika, Almanya, İngiltere, Fransa, İsviçre, Avusturya, İtalya, Danimarka, Norveç, İsveç, Azerbaycan ve Orta doğu pazarında faal olarak çalışmalar yapan Edelstaal Group, önceki gün Den Bosch’taki genel merkezinde, kadın satıcı menajerlerini biraraya getirerek, senelik değerlendirmelerde bulundu ve gelecek yılın planlamasını ele aldı.
Bu etkinliği yaparken, Lahey Büyükelçimiz Şaban Dişli’yi de davet ederek çalışmaları hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayan Ertan Torunoğulları, toplantıya teşrif eden Büyükelçi Şaban Dişli ve eşi Ayşe Dişli’ye hitaben yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
“Şirketimizin kurucusu Turgut Torunoğulları öncülüğünde, 1981 yılında Hollanda’nın Roosendaal kentine ait bir köyde başlayan bir ev toplantısı ile çıktığımız bu yolculukta Edelstaal grubuna bağlı markalarımız ile zaman geçtikçe ve ilerledikçe müşterilerimizin vazgeçilmezi haline geldik. Bunu siz değerli çalışanlarımızla başardık. Bugün Hollanda’nın Den Bosch kentinde modern, günümüz koşullarının ihtiyacına cevap veren muhteşem bir genel merkezimiz var ve buradan çalışmalarımızı yürütüyor ve koordine ediyoruz. Sadece Avrupa’da 750’den fazla çalışan aktif pazarlama görevlisi arkadaşlarımızın yüzde 90’ını bayanlarımız oluşturuyor. Simtronic ürünlerini kullanan müşterilerimiz tarafından tescil edildiği ortada olduğu ve kesinleştiği için 40 yıldır bu alanda iyi olduğu benimsenmiş ve kabul edilmişliğin mutluluğunu yaşıyoruz.”
Büyükelçi ve eşinin hayranlıkla dinlediği Ertan Torunoğulları konuşmasına şöyle demav etti:
“Edelstaal Group olarak faaliyet alanlarımız şunlar: Simtronic, Orka Hotels, Orka İnşaat ve Gastronomi. Özellikle Marmaris, Fethiye ve İzmit’te, turizm ve inşaat alanında yıllardır aktifiz. Çağın gerisinde kalmamak adına şirket olarak Gastronomi alanına da girdik. Bu doğrultuda, Utrecht (ICON ve MADO), Amsterdam (ICON ve MADO), Den Haag (MADO), Belçika Antwerpen (MADO), Fethiye (ICON) ve Marmaris (ICON) ile gastronomi de faaliyetteyiz. Sosyal sorumluluk çerçevesince eğitim alanında da üzerimize düşeni yaparak Kars Faik-Fikriye Torunoğulları Anadolu Sağlık Meslek Lisesi ve Erdağı Köyü Turgut Torunoğulları İlköğretim Okulu’nu ülkemize kazandırdık.”
Şirketin Başmenajeri Döndü Uğur da yaptığı konuşmada, “Başta Hollanda olmak üzere bütün Avrupa ve İngiltere’de Simtronic için ilk günkü heyecanla çalışıyorum. Burada yardımseverliği, kardeşliği, aile ortamını, takım ruhunu her daim görüyor ve yaşıyorum. Bu manada başta Turgut bey olmak üzere, kardeşleri ve diğer tüm çalışanlara sonsuz teşekkürler.” dedi.
Büyükelçi Dişli ve eşine şirket merkezi gezdirildikten sonra, en başarılı temsilcilere ödülleri dağıtıldı.
Gördükleri ve duydukları karşısında çok şaşıran ve aynı zamanda gurur duyan Şaban Dişli, son olarak yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Öncelikle başarıyı kendisine düstür edinmiş siz değerli hanımları kutluyorum. 40 yılını doldurmuş bu güzide şirkete katkılarınızı öğrendim, bir kez daha Türk kadınının imkan verildiğinde neleri başarabileceğini görmüş oldum ve bundan gurur duydum.
Bu işin aslı bana göre aidiyet. Şirketinize olan aidiyetiniz 40 yıllık bir şirketi vücüda getirmiş. Herşeyden önce satış sonrası servis, azim, devamlılık ve özgüven ve işiniz başında olduğunuz zaman başarı kendiliğinden gelir. Görüyorum ki, işin tüm sırları bu şirkette oluşmuş ve başarı yakalanmış. Sizlere nacizane tavsiyem, Türklerin yanısıra Hollandalı ve diğer milletlere de daha fazla hitap etmekte yarar var. Bu şirket, 1981’lerde kadının gücünü keşfetmiş, kadının gücünün sürekliliğini aile ortamı yaratarak, aidiyet duygusuyla bezeyerek başarıyı yakalamış, sizlerle bir kez daha gurur duydum.”
Corendon Oteli salonlarındaki resepsiyonda, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere bıraktığı armağan canlandırıldı.
Lahey Büyükelçimiz ve eşi, Rotterdam, Amsterdam ve Deventer Başkonsoloslarımızın ev sahipliğinde yapılan resepsiyona katılan konuklara, Türk mutfağının leziz yemekleri ikram edildi.
İlhan KARAÇAY yazdı:
AMSTERDAM,- Cumhuriyetimizin 98’inci kuruluş yıldönümü, Hollanda’da muhteşem bir şekilde kutlandı. Corendon Otelki salonlarında yapılan kutlama resepsiyonundaki ev sahipliğini, Lahey Büyükelçimiz Şaban Dişli ve eşi Ayşe Dişli, Elçi-Müsteşar Pınar Gülün Kayseri, Deventer Başkonsolosumuz Tuna Yücel Modrak, Amsterdam Başkonsolosumuz Engin Arıkan ve Rotterdam Başkonsolosumuz Aytaç Yılmaz yaptılar.
Corendon Oteli’nin sahipleri Yıldıray Karaer ve Atilay Uslu’nun da ilgilendiği konuklar arasında, müşavir ve ataşeler, iş dünyasının tanınmış isimleri, siysetçiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri vardı.
Resepsiyona ev sahipliği yapan, (soldan sağa) Amsterdam Başkonsolosumuz Engin Arıkan, Büyükelçimiz Şaban Dişli ve eşi Ayşe Dişli, Deventer Başkonsolosumuz Tuna Yücel Modrak, Elçi-Müsteşar Pınar Gülün Kayseri ve Rotterdam Başkonsolosumuz Aytaç Yılmaz bir arada görülüyorlar.
Dünkü resepsiyondan sonra bugün de Lahey Büyükelçiliğimizde Hollanda’daki yabancı diplomatlar ile Hollanda Bakanlıklarının ve siyasetçilerin katılacağı bir respsiyon verilecek.
Corendon Oteli’ndeki resepsiyonda, duvarlara yerleştirilen ekranlarda Atatürk görüntüleri yayınlanırken, Adanalı bir davetlinin, ‘Bizim yöremizi Fransızlar işgal etmişti. Ne mutlu ki Atatürk bizi o düşmanlardan kurtardı. Kim bilir, Atatürk olmasaydı belki de benim adım Françoise (Fransuva) olacaktı’ deyince alkışlandı.
Resepsiyon, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göndermiş olduğu mesajın okunması ile başladı. Erdoğan’ın mesajı okunurken, bu kez ekranlara onun portresi yansıdı.
Büyükelçimiz Şaban Dişli, yaptığı konuşmasında Atatürk’ün yüceliğini, cumhuriyetin önemini ve Hollanda’daki Türklerin başarılarını alattı.
Dişli’nin konuşmasının tam metni şöyle:
‘Saygıdeğer Vatandaşlarımız, değerli Konuklarımız, sevgili Kardeşlerim. Öncelikle, şahsım, eşim ve bu resepsiyonu birlikte düzenlemekte olduğumuz, Deventer, Amsterdam ve Rotterdam Başkonsoloslarımız ile Büyükelçiliğimiz ve Başkonsolosluklarımızdaki mesai arkadaşlarım adına sizlere hoşgeldiniz demek istiyorum.
Hep birlikte Cumhuriyet Bayramımızı kutluyoruz. Nice yüz yıllara diyoruz. Covid-19 pandemisi nedeniyle geçen yıl gerçekleştiremediğimiz Resepsiyonu bu yıl tedbirler çerçevesinde ve kısıtlı katılımla da olsa yüzyüze düzenlemekten büyük mutluluk duyuyorum.
Maalesef kısıtlamaların bu yıl da sürebileceği endişesiyle davetiyelerimizi biraz geciktirmek zorunda kaldık.
Bu vesileyle pandemi nedeniyle kaybettiğimiz canlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Çok şükür ki gerek Türkiye’de gerek Hollanda’da, pandeminin gidişatı alınan tedbirlerle iyiye doğru gidiyor.
Ancak gelinen nokta, Covid-19’a karşı en büyük silahımızın aşılama olduğunu gösteriyor. Hepbirlikte bu konuda sorumluluk alarak toplumumuzun tamamen aşılanması noktasında elimizden geleni yapmamız gerektiğini burada vurgulamak istiyorum.
Kıymetli vatandaşlarımız,
Milletimiz, Kurtuluş Savaşımız ve onu takip eden dönemde, her tür zorluğa rağmen, “Türk milletinin istiklalini yine milletin kendi azim ve kararı kurtaracaktır” ilkesinden hareket ederek, tüm dünyaya azim ve kararlılık dersi vermiştir.
Milli egemenlik ilkesi, böylece Türk Milletinin yüksek karakterinde yeni bir anlam
kazanmış, dünyadaki birçok millete müstakil yaşama mücadelesinde ilham olmuştur.
Ülkemizin, bugün izlediği dış politika esasen milletimizin yüksek karakterinin,
kararlılığının ve tecrübelerinin bir göstergesi ve sonucudur.
Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana geçen 98 yılda Türkiye, insani ve girişimci
dış politikası, laik ve sosyal devlet anlayışı, genç ve dinamik nüfusu ve güçlü
ekonomisiyle uluslararası toplumun saygın ve sözü geçen bir üyesi olmuştur.
Türkiye, hiçbir zaman içine kapanık, uluslararası toplumdan kopuk bir vaziyet
içerisinde bulunmaya razı olmamış, uluslararası sisteme her zaman katkı sunmaya
devam etmiştir.
Bu açıdan, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “yurtta barış, dünyada barış” ilkesi ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “dünya beşten büyüktür” ifadesi, uluslararası sistemin daha adil ve yaşanabilir hale
getirilebilmesi hedefimizi ifade etmektedir.
2023 hedeflerimiz doğrultusunda Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlarken her alanda
yeni başarılara imza atmış olacağımıza olan inancımız tamdır. Bu inançla, asıl
hedefimiz olan Cumhuriyetimizi muasır medeniyet seviyesinin ötesine taşımak için
kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.
Hepbirlikte, gelecek kuşaklarımızın bizden daha iyi koşullarda yaşamaları ve bizden
daha önemli başarılara imza atmaları için çalışmak en önemli sorumluluğumuzdur.
Bu, ülkemizdeki vatandaşlarımız için olduğu kadar Avrupa’da yaşayan
vatandaşlarımız için de geçerlidir.
Bu minvalde, Hollanda’daki toplumumuzun bulunduğu ülkenin ekonomisine ve
toplumsal yaşamına yapıcı katkıda bulunması ve kendinden sonraki kuşakların daha
da iyi koşullarda yaşamasına yönelik çaba ve başarı göstermesi bizler için gurur
vericidir.
Vatandaşlarımızın Hollanda’da kurduğu küçük ve orta ölçekli işletme sayısının
yaklaşık 25.000’i bulmuş olmasını, insanımızın girişimciliği sayesinde bu sayının her
geçen gün arttığını görmek bizi sevindirmektedir. Bu başarılarınızı muhataplarımıza
her fırsatta gururla anlatıyoruz.
Aynı şekilde, hayatın her alanında başarılı toplumumuzun, örneğin burada veya
Türkiye’de doğmuş Türk kökenlilerin sanat camiasında ve ülkenin en müstesna kültür
çevrelerinde beğeni ve takdir toplaması da bizi mutlu etmektedir.
Burada yaşayan vatandaşlarımız ve Türk toplumunun kendi kültürlerinden ve
dillerinden kopmadan, en iyi şekilde yetişmeleri, hem içinde yaşadıkları Hollanda
toplumu hem de ülkemiz için önemlidir.
Sizlerin bu bilinç ve iştiyakla ortaya koyduğunuz gayretleri görüp gururlanırken,
sizlerin birlik ve beraberlik ruhu, huzur ve refah içinde olmanız, Hollanda’daki imkan
ve fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmanız için her tür desteği vermeye devam
ediyoruz.
400 yılı aşan köklü ilişkilerimizin bulunduğu Hollanda ile karşılıklı saygı temelinde,
kapsamlı ilişkilerimiz devam etmektedir. Ticaret hacmimiz, küresel ticareti olumsuz
yönde etkileyen Covid-19 pandemisine rağmen 2020 yılında 9,3 milyar Avro
düzeyinde gerçekleşti. Bu rakamı daha da yukarıya taşıyacak araçlara ve karşılıklı
iradeye sahibiz. Bu alanda da sizlere güveniyoruz.
Sizlerin de gayretleriyle, mevcut durumda her iki ülkeye de önemli katkılar sunmanın
ülkemizle Hollanda arasında her alandaki ilişkilerin önümüzdeki dönem güçlenerek
gerçek potansiyelini yakalayacağına inanıyorum.
Bu düşüncelerle sizlerin huzurunda bir kez daha, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu
Önder Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını, vatan uğruna canlarını feda eden aziz
şehitlerimizi şükran ve rahmetle, kahraman gazilerimizi minnetle anıyorum.
Hollanda’da yaşayan siz değerli vatandaşlarımız başta olmak üzere, tüm milletimizin
29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.’
Yapılan konuşmalardan sonra, konukları açık büfe yemeğe davet eden Büyükelçi Dişli, ‘Bu leziz yemekler, Corendon Oteli’nin ünlü aşçılarının eseridir, afiyetle yiyiniz’ dedi.
Altıncısı yapılan etkinlikte, çeşitli branşlarda başarılı olanlara ödülleri verilirken, beşyüzü aşkın şık giyimli Türk, Cumhuriyetimizin 98’inci yılını marşlar ile kutladı.
Devlet sanatçısı Derya Derin, Atatürk’ün en çok sevdiği şarkıları ile gönülleri fethederken, organizasyonun mimarı Bülent Türker de yararlı faaliyetleri için sık sık alkışlandı.
Muhlis AYBOĞAN yazdı:
(Eski Hürriyet muhabiri)
LAHEY,- Hollanda’da yararlı faaliyetleri ile gündemden düşmeyen Bülent Türker ve ekibinin organize ettiği Cumhuriyet Bayramı ve Altın Lale Festivali’nin altıncısı, önceki gece Lahey kentinde yapıldı.
Çeşitli branşlarda başarılı olanlara ödüllerin dağıtıldığı gecede, Yılın Gazetecisi Ödülü, İlhan Karaçay’a verildi. Ödülünü, Lahey Büyükelçiliğini temsilen gelen Meral Ünlü’ün elinden alan İlhan Karaçay, yaptığı teşekkür konuşmasında şunları söyledi:
‘Dün servise koyduğum bir haberde, NOBEL Ödülü’nü bu yıl Afrikalı bir göçmenin almış olduğunu belirtmiştim. Gördüğü zulümlerden sonra İngiltere’ye sığınan bu Afrikalı, ırkçılığa karşı vermiş olduğu mücadeleler nedeniyle NOBEL Ödülü’ne lâyık görüldü. Ben de burada tam 53 yıldır ırkçılıkla mücadele ediyorum. Ben NOBEL Ödülü’nü alamadım ama, halkımızın ve jürinin takdiri ile bu Cumhuriyet ve Altın Lale ödülünü alabildim. Varsın öyle olsun. Bu salonda da gördüğüm gibi, içimizde öyle genç cevherler var ki, inşallah bir gün bu gençlerimizden biri NOBEL Ödülü kazanırlar.’
Sunuculuğunu Sa Baran’ın yaptığı program, Atatürk için saygı duruşu, Türk ve Hollanda milli marşlarının söylenmesi ile başladı ve Rotterdam konsolosumuz Feyza Coşkunçay Yavuz açış konuşmasını yaptı.
Başkanlığını Buğra Türker’in yaptığı Cumhuriyet ve Altın Lale organizasyonunda, Onursal Başkan olan Bülent Türker, altıncısını yaptıkları program sırasında, bu güne kadar 3000 çocuğa palto ve bot yardımı, engelliler için araba desteği ve sokak hayvanlarına desteklerini anlattı. Vakıflarının hiç bir siyasi amacının olmadığını ve Türkiye’yi seven, bayrağını seven, Atatürk’ü seven herkesin yanında olduklarını anlattı. Bülent Türker, konuşması sırasında sık sık alkışlandı.
Türkiye’den özel olarak davet edilen Devlet Sanatçısı Derya Derin, İzmir Marşı ile çıktığı Sahneden, konukları ayağa kaldırarak, Türk bayraklarını sallatıp coşturdu. Ardından ‘Çanakkale içinde vurdular beni’, Atatürkün sevdiği şarkılar ‘Kırmızı gülün adı var’, ‘Vardar ovası,‘Bülbülüm altın kafeste’, ‘Fikrimin ince gülü’ parçaları ile dans ettirdi.
Ahmet Emek’in sunduğu, organizasyonun eski konuklarından Adile Naşit filmlerinden kesitler büyük beğeni kazandı.
Organizasyona katkısı olan sponlarlardan, Ozkara Avukatlık adına Av. Cem Çakır ve Mustafa Bal, Randstad’tan ve Hollanda Türkiye Ticaret odası Derneği adına Bülent Akkas, Mimoza Hasta Bakım Kurumu adına Meryem Ozdoğan, Goldan Fruit adına Hamza Polat, Memos Organic adına Gizem Tokgoz Akbulut, Jet Caars adına Osman Alın’a teşekkür palaketleri takdim edildi.
Gecede, Türk mutfağının leziz yemekleri ile yerli ve yabancı mısafirler keyifli zaman geçirdiler.
Sokak hayvanları ve engelliler ile çocuklara mont ve bot alımı için 5 obje açık arttırmaya kondu. Ressam Gülay Yıldırım’ın Atatürk yağlı boya tablosu, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın futbolcular tarafından imzalı takım formaları ile Fatih Sultan Mehmet’in yağlı boya tablosu ve Atatürk’ün 100 yıllık orjinal el dokuma halısı açık artırma ile satıldı.
Amsterdam’dan Beyzade Ünver ve ekibi Zeybek oyunu ile izleyicileri büyüledi.
İkinci kez sahne alan Derya Derin, konukları bol bol dans ettirdi ve Cumhuriyet şarkıları ile coşturdu.
ÖDÜL TÖRENİ Altın Lale Başkanı Buğra Türker, Psikolog Ali Koç, Bankacı Ercan Erdoğan, Folklor eğitmeni Beyzade Ünver, Zorlu Enerji sahibi Meral Tokay, Dansçı Nesrin Tatar, İş Kadını Arzu Alpi ve Onursal Başkan Bülent Türker’den kurulu jüri heyeti, halktan gelen tercihler ve kendi yaptıkları araştırmalar sonucunda, 11 branşta başarılı kişileri seçti.
Gecede, başarı ödüllerini alanların listesi şöyle:
YILIN HAYIRSEVERİ: AHMET AYTEKİN-GÜÇ KARDEŞLER Özürlülere ve muhtaçlara yaptıkları yardım ve desteklerden ötürü.
YILIN POLİTİKACISI: TAHSİN ÇETİNKAYA 8 yıldır Türk toplumuna yaptıkları hizmetler ve birleştirici çalışmalarından dolayı.
YILIN SAĞLIK ÖDÜLÜ: NADİYA ALTUN Mülteci çocuklara sahip çıkıp onları topluma kazandırmak ve evlat edinmedeki çalışmalarından, küçük yaşta iken evlat edindiği, engellilere ve çocuklara desteklerinden dolayı.
YILIN DERNEĞİ: HOLLANDA KAYSERİLLİER VAKFI İzmir depreminden sonra 5 TIR dolusu malzeme gönderme, Kayseride yüzlerce engelliğiye engelli arabası ve sokak hayvanlarına desteklerinden dolayı.
YILIN KÜLTÜR SANAT ÖDÜLÜ: MEHMET TÜTÜNCÜ
Yaptığı araştırmalar, Türk dünyasındaki çalışmaları ve çıkardığı
Hollandaca Türkçe ve İngilizce tarihi belgeleri Türk dünyasına sunması ve
insanları bilgilendirilmesinen dolayı.
JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ: ABDULLAH POLAT TR. Hollanda Türkiye arasındaki çalışmaları, birçok Türk ürününü Hollanda’ya
getirip tanıtması ve Hollanda’da inşaat sektöründeki başarısı nedeniyle.
YILIN SPORCUSU: GÖKHAN SAKİ Hollanda’da ve dünyada sporda gösterdiği başarılardan, daha önce Dünya Şampiyonu olarak Türkleri gururlandırdığı için.
Bir gece önce canlı yayınlanan maçta Polonyalı rakibini nakavt etmişti.
YILIN İŞ KADINI: SONGÜL AKKAYA
Politikacı olarak bilinmesine rağmen Hollanda’da emlak, danışmanlık ve hukuksal ticari konulardaki faaliyetleri nedeniyle.
Atatürkçü duruşu ve Türkiye sevdası da cabası.
YILIN GENÇ GİRİŞİMCİSİ: ONUR EMRE
Kaza sigortasını Hollanda’da ilk kez başlatarak yaptığı çalışmalar ve Türk toplumunu böylesine önemli konularda bilgilendirme ve desteğinden dolayı.
YILIN İŞ ADAMI: RECEP ZİVKARA
Yıllarca Hollanda askeriyesi ve PTT’sini giydiren, şu an ise emlak ve inşaat işi ile uğraşan, Hollanda’da bilinmiyen bir kahraman.
Hayır işleri ile de yaptığı güzel faaliyetlerle Türk toplumuna örnek olmasından dolayı.
YILIN BASIN ÖDÜLÜ: İLHAN KARAÇAY Hollanda’da basında bir çınar, 50 yıldan fazla Türk ve Hollanda medyasında hep zirvede kaldı.Yazdığı korkusuz yazılar ve dünyanın birçok ülkesinde yaptığı röportajlarla Türk toplumunu bilgilendirdiği, onbinlerce mail adresine günlük haber ve bilgilendirmeler yaparak Türk toplumuna hizmetlerinden dolayı.
Not: İlhan Karaçay 1’inci Altın Lale’de, Rahmetli Naim Süleymanoğlu’dan
KÜLTÜR ödülünü almıştı.
EMEĞİ GEÇENLER DE UNUTULMADI
Gecenin sonunda, İzmir Marşı eşliğinde Derya Derin ve Bülent Türker tarafınıdan Cumhuriyet Pastası kesildi. Gece boyunca Sabri bey ve gurubu muhteşem müzikleri ile gönülleri fethetti.
Gecede emeği geçen Sa Baran, Ahmet Emek, Özcan Özbay, Ali Koç, Bugra Türker,Aslıhan Kavuncu, Ercan Erdoğan, Ayşe Yanar, Beyzade Ünver ve Amsterdam Türküaz Folklor ekibi takdir edildiler. Arzu Boy, gönüllü çalışmaları için tebrik edildi.
Gece sonunda çekilişte 15 talihli de Türkiye seyahati, Türkiyede otel, ve sürpriz hediyeler kazandı.