HOLLANDA’NIN TÜRK GÜZELİ DİLAY AŞI OLMADIĞI İÇİN DİSKALİFİYE OLDU

HOLLANDA’NIN TÜRK GÜZELİ DİLAY AŞI OLMADIĞI İÇİN DİSKALİFİYE OLDU

Porto Riko’da Hollanda’yı, ikinci güzel Lizzy temsil edecek.

Tesadüfen aynı masada oturduğum yeni güzel, Türk ve Türkiye hayranı

Hollandalıları şaşkına çeviren bir karar ile aşı olmayı ret eden Dilay, yaptığı açıklamada, ‘Aşı için hazır değilim’ demekle yetindi.

Afbeelding met binnen, persoon Automatisch gegenereerde beschrijving
Cumhuriyet ve 6’ncı Altın Lale Balo gecesinde, tesadüfen yanıma oturan yeni güzel Lizzy, Türkler’e karşı duyduğu sevgi ve sempatisi nedeniyle bu geceye katıldığını anlatırken, Dilay ile birer iyi dost olduklarını belirtti.

İlhan KARAÇAY

Hollanda’da temmuz ayında yapılan güzellik yarışmasında birinciliği kazanan, Hollandalı babadan olma ve Türk anneden doğma Dilay, almış olduğu şaşırtıcı bir karar ile korona aşısı olmayınca diskalifiye oldu. Favorisi olduğu Dünya Güzellik Yarışması’na gidemeyecek olan Dilay’ın yerine, ikinci seçilen Lizzy gidecek.


Geçtiğimiz temmuz ayında Hollanda Güzeli seçildiği zaman, kendisini gıpta ile izleyen ikinci güzel Lizzy ile iyi birer dost olduklarını açıklayan Dilay, almış olduğu karar ile herkesi şaşkına çevirdi.

Bir süre Hollanda’dan uzakta olduğum ve gelişmeler ile ilgilenmediğim dönemde yaşanan olayı, bizzat Lizzy’den öğrenmiş oldum. Bülent Türker ve ekibinin organize ettiği, şahsıma da Yılın gazetecisi Ödülü verilen ‘Cumhuriyet ve 6’ncı Altın Lale’ balosunda, tesadüfen yanıma oturan ve Hollanda Güzeli olduğunu, Hollanda’yı Porto Riko’da temsil edeceğini söyleyen Lizzy beni çok şaşırtmıştı. Zira, Porto Riko’da Hollanda’yı temsil edecek olan güzelin Türk kızı Dilay olduğunu ben yayınlamıştım. Hemen cep telefonumu çıkardım ve yayınlamış olduğum haberi Lizzy’e gösterirken ‘Bu ne peki?’ diye sordum. Lizzy gelişmeleri kısaca anlattı. Daha sonra masamızda bulunan danışmanı Avukat Tarık Şaki devreye girdi ve durumu anlattı. Sonradan yaptığım araştırmada da öğrendiğime göre, Hollanda’yı Porto Riko’da yapılacak olan Dünya Güzellik Yarışması’nda temsil edecek olan Dilay, nedenini açıklamadığı ‘aşı olmama’ kararından sonra diskalifiye oldu ve yerine ikinci güzel Lizzy geçti.

Afbeelding met persoon, binnen, tafel, groep Automatisch gegenereerde beschrijving

Türklere karşı duyduğu sevgi ve sempati nedeniyle bu geceye katıldığını belirten Lizzy’i, daha sonra Büyükelçimiz Şaban Dişli’nin ziyaret ettiği Den Bosch şehrindeki Torunoğulları tesislerindeki, başarılı Türk kadınları toplantısında da görünce, onun bu samimiyetinin doğru olduğu anlaşıldı. Lizzy’nin danışmanlığını, masamızda yer alan ve Horeca Bond Nederland’ın başkanlığına seçilen hukukçu Tarık Şaki yapıyor. Fotoğrafta Lizzy sol başta görülüyor.

Afbeelding met tekst Automatisch gegenereerde beschrijving
Herkesi şaşkına çeviren Dilay, twitterde yayınladığı açıklamasında, korona aşısı vurulmak için henüz hazır olmadığını anlatırken, sorulara hemen cevap verebileceğini belirtti.

DİLAY HAKKINDA DAHA ÖNCE YAYINLANAN İKİ HABER:
*********************************************************

DİLAY BİZİ YANILTMADI VE HOLLANDA GÜZELİ SEÇİLDİ

Altı ay önce, ‘Hollanda’da 2’nci Azra Akın doğuyor’ başlıklı haberimde belirttiği Dilay, Güzellik Tacı’nı tajktıktan sonra, ‘Şimdi sıra Dünya Güzeli olmakta’ dedi.

Annesi Türk babası Hollandalı olan Dilay, 16 Aralıkta Porto Riko’da yapılacak ‘Dünya Güzeli’ (Miss World) yarışmasında da favoriler arasında.

20 yaşındaki Dilay Willemstein, eğitim yıllarında arkadaşları ile uyum içinde olamadığını belirtti ve kabiliyetini ispatlamak için çok çalıştı.

İlhan KARAÇAY’ın haberi:

2002 Yılında Dünya Güzeli seçilen Hollanda’da doğma Türk kızı Azra Akın’dan sonra, şimdi de yine Hollanda’da doğma Dilay Willemstein adlı Türk kızı, Hollanda güzelliğini kazandı ve Dünya güzelliği için de hazırlıklara başladı.

Geçen yıl 7 Aralık günü yayınladığım, en altta göreceğiniz haberde, ‘Hollanda’da ikinci bir Azra Akın doğuyor’ başlığını kullanmış ve ilk elemelerde Dilay’ın finale kaldığını belirtmiştim. Dilay’ın, sadece Hollanda güzelliğine değil, Dünya güzelliğine de göz koyduğunu belirttiğim haberimin ilk iddiası gerçekleşti, şimdi sıra ikinci iddianın gerçekleşmesinde.

Annesi Türk babası Hollandalı olan Dilay, 16 Aralıkta Porto Riko’da yapılacak ‘Dünya Güzeli’ (Miss World) yarışmasında da favoriler arasında gösteriliyor.

Öğrencilik yıllarında gerek ilk okul ve gerekse orta okulada, arkadaşları ile uyum sağlayamadığı belirtilen Dilay, bu yarışmaya kendini ispatlamak için katıldığını belirtiyor. Eğitiminden sonra mankenliğe ve dansa başlayan Dilay’a, Dünya Güzelliği yarışmasında başarılar diliyorum.

Afbeelding met tekst, persoon, buiten Automatisch gegenereerde beschrijvingHollanda Güzeli seçilen Dilay Willemstein. Foto: Nilgün Canbaz

DİLAY HAKKINDA 7 ARALIK 2020’DE YAYINLANAN İLK HABER
***************************************************************

Hollanda’da 2’nci Azra Akın doğuyor:Dilay

Dünya Güzelik Yarışması’na katılabilmek için finalist oldu

Finali kazanırsa Porto Riko’da yapılacak olan Dünya Güzellik Yarışması’na katılacak olan Dilay en büyük favori.

C:\Users\ILHAN\Desktop\ARALIK BULTENINE GIRECEKLER\download.jpg
Azra AkınC:\Users\ILHAN\Desktop\ARALIK BULTENINE GIRECEKLER\Dilay Foto Minke Peterson.jpeg                                         Dilay Willemstein

İlhan KARAÇAY’ın haberi:

Türkiye’ye 2002 yılında Dünya Güzelliği’ni kazandıran Hollanda doğumlu ve Türk kökenli Azra Akın’dan sonra, şimdi de Dilay adlı bir Türk kökenli aynı yolda yürüyor.
Philips nedeniyle ‘Işıklar Şehri’ olarak bilinen Eindhoven kentinde doğan ve gelişen 20 yaşındaki Dilay Willemstein, bir Türk anneden doğma ve bir Hollandalı babadan olmadır.
Küçük yaşından bu yana dans eden, şarkı söyleyen ve modellik yapan Dilay, Lahey kentinin banliyösü olan Scheveningen’de yapılan ‘Hollanda Güzellik Yarışması’nda, finale kalan güzeller arasında yer aldı.

Finalde kazanma şansı en yüksek adaylardan biri olarak gözterilen Dilay, ‘Çok azimliyim. İstikrar ve pozitifliğim ile tüm kadınlara örnek olmak istiyorum’ diyor.
Mart ayında yapılacak olan finalde kazandığı takdirde, 2002 yılında aynı başarıyı gösteren Azra Akın gibi, Hollanda’yı Dünya Güzellik Yarışması’nda temsil edecek olan Dilay, Dünya Güzellik Yarışması’nda sadece güzelliğe değil, kişilik ve zekâsı ile dünyaya ne kazandıracağına da bakıldığının bilincinde olduğunu belirterek, çok iddialı olduğunu söylüyor.

Kıl payı yakaladı
Güzellik yarışması için yapılan çağrıyı Instagram’da son anda gördüğünü belirten Dilay, geç başvuru yapmış olmasına rağmen, kendisinden video görüntüleri istendiğini ve ondan sonra da yarışmaya katılımına izin verildiğini belirtiyor.

70 yıldır yapılmakta olan Dünya Güzellik Yarışması’nda, güzelliğin dışında, başka yetenek verilerine bakıldığını belirten Dilay, ‘Örneğin, sahnede mayolu görüntü yoktur. Genellikle kim olduğuna ve dünyaya ne vereceğine bakılıyor. Dünyaya örnek olacak güçlü kadınlar tercih ediliyor’ diyor.
C:\Users\ILHAN\Desktop\ARALIK BULTENINE GIRECEKLER\Dilay. Foto Minke Peterson.jpeg C:\Users\ILHAN\Desktop\ARALIK BULTENINE GIRECEKLER\Dilay foto Diloy Willemstein.jpeg

Kameralar ve projektörlerin kendisi için bir sorun teşkil etmediğini belirten Dilay, ‘Pek çok kişi beni Instagram’dan tanırlar. Orada benim videolarımı ve günlük yaşamımı görürler. 4 yaşımdan bu yana yaptığım dans oyunlarında büyük bir ilerleme kaydettim. Dans öğrenimimi Utrecht’te tamamladım ve daha sonra pek çok TV programında dans ettim. Daha sonra şarkı söylemeye başladım. Ama bu dalda henüz amacıma ulaşamadım. Bu konuda kendimi geliştirmekteyim. Kısa bir süredir de, muhteşem bulduğum modelliği de yapmaya başladım’ diye devam etti.

C:\Users\ILHAN\Desktop\ARALIK BULTENINE GIRECEKLER\7EJ767TBM7net1.jpg            Finale kalan güzellerden en sağdaki Dilay favorilerin başında…

Dilay’ın etrafındakilerin tamamı, finale kalmasına çok sevinmiş görülüyorlar.
‘Benim finale kalışımdam çok memnunlar ve beni yüzde yüz destekliyorlar. Bu benim için çok önemli. Zira ben çok meşgul bir insanım. Günlük işim olan dans dersleri verme ve foto çekimi işi, her haftasonu Dünya Güzelliği çalışmalarıma ilham veriyor. Finale kalan güzellerle de workshop toplantılarımız oluyor’ diyen Dilay, böylece toplumsal bilinç ve psikolojiye de katkı yaptığını söylüyor.

Meslektaşım Yalçın Çakır, konuyla ilgili olarak yazdığı haberinde, Hollanda’da yapılan elemelerde iki Türk’ün de önemli görevler üstlendiğini belirtmiş.
Eleme gecesinde Direktör Katia Maes’in yanısıra, İş İlişkileri ve Hukuk İşleri Danışmanı hukukçu Tarık Şaki ve organizasyonun makyaj uzmanı Latife Yiğitsoy da yer almış.

Yalçın Çakır haberinde, Dilay’ın ‘Türkiye’yi çok seviyor ve her yıl Bodrum’a tatile gidiyorum. Korona yüzünden maalesef bu yıl gidemedim’ dediğini yazdıktan sonra, ‘Sezen Aksu, Hadise, Tarkan ve Aleyna Tilki’nin şarkılarını dinlediğini, Türk mutfağında çeşitli mezeleri, vejeteryan olmasından ötürü de etsiz sarmayı çok sevdiğini söylüyor. Bir yıl önceye kadar sık sık kıymalı mantı yediğini, ama artık hayvanların refahını da desteklediği için, vejeteryan olma kararını verdiğini ayrıca ifade ediyor.’ sözlerine de yer vermiş.

Fotoğraflar:Minke Peterson ve Laurence

HOLLANDALI TÜRKLER İSTANBUL, ANKARA VE BURSA’DAN SONRA, TRABZON’DAKİ FOTOĞRAF SERGİSİNDE YAŞATILACAK

HOLLANDALI TÜRKLER İSTANBUL, ANKARA VE BURSA’DAN SONRA, TRABZON’DAKİ FOTOĞRAF SERGİSİNDE YAŞATILACAK

Açıldığı her yerede büyük ilgi gören sergi, Trabzon’da 25 Kasım’da açılacak ve 10 Aralık tarihine kadar sürecek.

İlhan KARAÇAY’ın haberi:

Hollanda’ya göç eden Türklerin yaşadıklarını konu alan ‘Gurbette’ isimli sergi, İstanbul, Ankara ve Bursa’dan sonra şimdi de Trabzon’da açılacak.
Göç kavramını sorgulayan sergi, 25 Kasım’da açılacak ve 10 Aralık gününe kadar ziyaretçilere açık olacak. Hollanda’ya göç hikayesi, ilk önce ‘Türkiye Gurbette’ adı altında, Marmara Üniversitesi’nde İstanbul’da açılmıştı. Trabzon Teknik Universitesi’nin Kültür ve Kongre Merkezinde, 25 kasım günü saat 14.00’ten itibaren ziyaretcilere açılacak olan sergiye, Hollanda Büyükelçisi Marjanne de Kwaasteniet ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı da katılacak.

Afbeelding met tekst, krant Automatisch gegenereerde beschrijving

HOLLANDA’YA GÖÇ

Serginin baş mimarı, araştırmacı Şahin Yıldırım bakınız bu konuda neler dedi:
‘Hollanda-Türk İşgücü Anlaşması bundan tam 57 yıl önce Lahey’de imzalandı. 19 Ağustos 1964’te hayata geçirilen anlaşma ile, ilk dönemde Hollanda’ya yaklaşık 5 bin kişi göç etti. O dönemde memleketlerini arkalarında bırakıp çalışmaya giden Türkler,  yıllar içinde burada yeni hayatlar kurdu. 
Zamanın’da “Gastarbeider” yani ‘misafir işçi’ olarak adlandırılan birinci kuşağa süre zarfında her ne kadar göçmen, etnik azınlıklar ve yabancı’lar gibi terimler kullanıldıysa’da yarım asır sonra bu terimler yerini ‘Nederlandse Turken’ yani ‘Hollandalı Türkler’ kavramına bıraktı. Kısacası zorlukları ve güzellikleri ile inişleri ve çıkışları Hollanda’da ‘kollektif’ bir tarihimiz oluştu. Şimdi nüfusu 500 binin üzerinde olan Hollanda’daki Türkler, ülkedeki en büyük azınlık gurubu oluşturduğu gibi, siyasetten, kültüre, araştırmadan iş verenine kadar her sektörde temsil ediliyorlar.

Afbeelding met vloer, binnen, kamer Automatisch gegenereerde beschrijving
                                            Daha önceki sergilerden bir görüntü

Peki ama yarım asırda bu süreç nasıl bu aşamaya geldi? Hollandaya gelen birinci nesil Hollandalılar tarafından nasıl karşılanılıyorlardı? Birinci nesil Hollanda’da ne tür zorluklar’la karşılaştı? Hollandaya Göç fotoğraf sergisinde – fotoğraflar ve hikayeler eşliğinde bu yarım asırlık ‘kollektif’ tarihimizi görme ve okuma fırsatınız olacak.’

İşçi göçü anlaşması neden yapıldı?

Birinci nesil Türkler Hollanda’da nerelerde çalıştılar?
Pansiyon hayatları nasıldı?
Birinci nesil ne tür şartla içinde yaşamlarını idare ediyorlardı?
Birinci nesilin Hollandalı komşuları ile geçimleri nasıldı?
Hollandalı’lar 1960’lı yıllarda Türkler için neler düşünüyorlardı?

Bunun yanında dil sorunları, aile birleşimi, kültür,spor, siyaset ve inançla alakalı benzeri konuların işlendiği sergide, Marmara Universitesi, sanat bölümü ögrencilerinin, Göç teması altnda yaptıkları sanat eserleri de sergide yer bulacak.

Afbeelding met tekst, weg, mensen Automatisch gegenereerde beschrijving

GURBETTE fotoğraf sergisi, Şahin Yıldırım’ın 2014 yılındaki ‘50 jaar, 50 verhalen’
(50 yılda, 50 öykü) kitabından esinlenerek gercekleştirildi. Bu sergi daha önce Hollanda’da farklı şehirlerde düzenlenen eşya ve doküman kampanyası ile, toplanan kişisel eşyalar (İş ayakkabısı, iş elbisesi, tahta bavullar, eskiye ait kasetler, işveren anlaşması, siyah-beyaz resimler vesaire) eşliğinde dolaştırıldı ve Hollanda’daki kollektif tarihimiz farklı temalar eşliğinde alanında uzman kişiler ile birlikte detaylı bir şekilde işlenildi.

Merkezi Hollanda’da bulunan Atlas Kültür ve Araştırma Merkezi, bu sergi ile iki ülke arasında köprü vazifesi görmek ve ikili ilişkilerin geliştirilmesine katkı sunmayı hedeflemektedir.

Sergi açılış tarihi: 25 kasım 2021 saat 14:00
Açılış yeri: Prof. Dr. Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezî
Adres:Karadeniz Teknik Üniversitesi, Ortahisar, Trabzon

 

İNSANLIK TİMSALİ ERDAL İNÖNÜ’YÜ ÖLÜMÜNÜN 14’ÜNCÜ YILINDA ANDIK

İNSANLIK TİMSALİ ERDAL İNÖNÜ’YÜ ÖLÜMÜNÜN 14’ÜNCÜ YILINDA ANDIK

 

Afbeelding met boom, persoon, buiten, bloem Automatisch gegenereerde beschrijving

İlhan KARAÇAY yazdı:

Türkiye’mizin yönetiminde uzun yıllar hizmet vermiş olan İsmet İnönü’ye, Türkiye’ye yaptığı hizmetler nedeniyle, Atatürk’ten sonra ‘İkinci büyük adam’ demek hiç de yanlış olmaz. Atatürk için ‘Anında karar veren ve uygulayan adam’, İnönü için ise ‘Çok düşünen ve sonra karar veren adam’ derlerdi. İnönü’ye ‘Tilki’ lakabı da yakıştırılmıştı. Tilki gibi zeki ve kurnaz olduğu için…
Atatürk vefat ettikten sonra ikinci Cumhurbaşkanımız olarak, Türkiye’yi ikinci dünya savaşına sokmayan merhum İnönü’ye büyük haksızlıklar yapılmıştı. Birinci Dünya Savaşı sırasındaki becerileri ile Hitler’i bile korkutmuş olan İsmet İnönü bir dahiydi.

25 Aralık’ta anacağımız ve uzun uzun yazacağımız İsmet İnönü’nün çocuklarından biri Erdal İnönü idi. ‘İnsanlık Timsali’ diyebileceğimiz Erdal İnönü’yü 14 yıl önce 31 Ekim günü kaybetmiştik. Dün mezarı başında anılan Erdal İnönü hakkında çok şeyler yazıldı ve çizildi. Benim de anılarım var rahmetli ile.

Afbeelding met tekst, persoon, poseren, oud Automatisch gegenereerde beschrijving
Erdal İnönü ile, Bakanlığı sırasında Ankara’da yapmış olduğum görüşmeden sonra, bir Danimarka gezisinde de birlikte oldum. Büyükelçilik rezidansının bahçesinde aynı salıncağa oturduğumuz İnönü ile uzun uzun sohbet etmiştik.

Türkiye’yi yönetenler sınıfında, insanlık timsali olarak anılan İnönü ailesi fertlerinden Erdal İnönü, önce Kopenhag’da, sonra Lahey’de, daha sonra da Ankara’da konuşma şerefine nail olduğum muhterem bir insandı. Kopenhag’da,Türkiye Büyükelçiliği rezidansının bahçesinde bir salıncak üzerinde bir saat sohbet ettiğim Erdal bey ile, daha sonra Lahey’de bir toplantıda bir araya gelmiş ve o zaman yayınladığım Avrupa DÜNYA Gazetesi’ni incelemiştik.

Afbeelding met tekst, muur, binnen, person Automatisch gegenereerde beschrijving
Erdal İnönü ile Bakanlık yaptığı dönemde Ankara’da da görüşmüştüm.

Erdal İnönü ile son konuşmamız, 1991 Genel seçimlerinden sonra Doğru Yol Partisi ile SHP’nin kurduğu koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olduğu sırada gerçekleşmişti.

ERDAL İNÖNÜ’NÜN KISA BİYOGRAFİSİ:
Erdal İnönü, 6 Haziran 1926 Ankara’da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da yaptı, 1947 de Fen Fakültesi’nden fizik lisansı diploması aldıktan sonra A.B.D.’ye gitti, California Teknoloji Enstitüsü’nde lisans üstü öğrenimi yaptı, yüksek lisans ve doktora derecelerini aldı, Teorik fizik alanında araştırmalar yaptı, Yurda dönünce Ankara Üniversitesinde Fizik Asistanı olarak göreve başladı.

Askerlik görevini yaptıktan sonra üniversite doçentlik sınavını verdi, 1957-1960 yılları arasında tekrar Amerika’ya giderek “Atom Enerjisinden Yararlanma” programı içinde çeşitli üniversite ve araştırma enstitülerinde araştırmalar yaptı. 1964 – 1974 tarihleri arasında Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde Fizik Profesörü olarak çalıştı, ODTÜ’de öğretim üyeliği görevinin yanı sıra araştırma ve yönetim görevleri de yaptı, Teorik Fizik Bölümü Başkanlığı, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı, Üniversite Rektörlüğünde bulundu. 1974’te İstanbul Boğaziçi Üniversitesine geçti, 1974-1983 yılları arasında fizik profesörlüğünün yanı sıra 6 yıl kadar da Temel Bilimler Fakültesi Dekanı olarak görev yaptı.

Afbeelding met tekst Automatisch gegenereerde beschrijving
Erdal İnönü ile, Lahey ziyareti sırasındaki bir toplantıda yan yana oturmuştuk.
O zaman yönettiğim Avrupa DÜNYA Gazetesi’ni inceleyen İnönü, özellikle Hollandaca yazılarımızı sürdürmemimiz tavsiye etmişti.

Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun kuruluşuna katkıda bulundu ve TÜBİTAK Temel Araştırmalar Enstitüsü’nde kurucu müdürlük görevini yürüttü. Aynı zamanda NATO Fen Komitesi’nde çalıştı ve UNESCO Yürütme Kurulunda görev aldı. 1983 yılında siyasete atılan Erdal İnönü, Sosyal Demokrasi Partisi’nin (SODEP) kurucu Genel Başkanı oldu, SODEP ile Halkçı Partinin Birleşmesi sonucu kurulan SHP’nin ilk olağanüstü kurultayında SHP Genel Başkanı seçildi, Bu görevini 1993 yılına kadar sürdürdü. İnönü, 1986 yılı ara seçimlerinde İzmir Milletvekili seçilmiş, 1987 ve 1991 genel seçimlerinde yeniden aynı ilden milletvekili seçilerek parlamentoda görevine devam etti.

1991 Genel seçimlerinden sonra Doğru Yol Partisi ile SHP’nin kurduğu koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak görev üstlendi ve 1993 yılına kadar bu görevini sürdürdü. SHP’nin Cumhuriyet Halk Partisi ile birleşmesinin ardından, 27 Mart 1995 tarihinde Koalisyon’un Sosyal Demokrat kanadında değişikliğe gidildi, Erdal İnönü bu değişiklikle Dışişleri Bakanı olarak atandı ve 1995 yılının Mart ve Ekim ayları arasında Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.

SHP Onursal Genel Başkanı Erdal İnönü, yaklaşık bir yıldır kan kanseri tedavisi görüyordu. Erdal İnönü’ye son olarak Houston’daki bir hastanede deneysel tedavi uygulanıyordu.

Prof. Dr. Erdal İnönü, 20 Ağustos 2007’de zatürre nedeniyle hastaneye yatırılmıştı. İnönü’nün hastalığı kontrol altına alınmıştı. Ancak yapılan ileri tetkiklerde, daha önce kontrol altında olan hastalığı anlaşılınca ABD’de tedavi gördüğü merkeze gönderilme kararı alınmıştı.

Deniz Baykal’ın CHP’nin eski çizgisini tasfiye kararı üzerine bir kısım arkadaşıyla birlikte CHP’den istifa etti. 31 Ekim 2007 tarihinde ABD’nin Houston şehrinde vefat etti.

Bakınız, Prof. Dr. İbrahim Ortaş, rahmetlinin ölüm günü geçen yıl neler yazmıştı:

Erdal İnönü’nün Ölüm Yıldönümünde Saygıyla Anılmasının Önemi ve Anlamı

Bugün zarafet sahibi insan, bilim insanı, politikacı ve ülkenin kurucu liderlerinden İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü’nün 13. ölüm yıl dönümü.

Yaygın Medyada Erdal İnönü hakkında çok sayıda önemli özellikleri anlatıldı. Erdal İnönü ölümü sonrası toprağa verilirken, yaygın medyada şunların yazıldığını okumuştuk.

  • En nazik siyasetçi. Bilge kişi. Mütevazı. Esprili. Uygar. Saygın. Dürüst. Hoşgörülü. Güler yüzlü. Zarif. Centilmen. Bilim adamı. Seviyeli. Erdemli. Kucaklayıcı. Uyumlu. Entelektüel. Vatanperver. Sözde değil özde demokrat. Koltuğunu bırakabilen. Konuşmaktan çok dinleyen. TBMM’sinde fizik problemleri çözen lider.

  • Bilgiliydi. Akla ve bilime inanıyordu. Alçakgönüllüydü. Hoşgörülüydü. Uzlaşmacıydı. Güler yüzlüydü. İnsan sevgisiyle doluydu. Kavgacı değil, barışçıydı. Bölücü değil, birleştiriciydi.

  • Çok boyutlu bir insandı. Bilim adamı. Mizahçı. Siyasetçi. Yazar. Artık onun gibi biri bir daha yetişmez. Erdal İnönü efsaneleşti.

Ölüm dönümlerinde her yıl giderek daha çok kişi tarafından anılan Erdal İnönü’nün önemi şimdilerde daha mı çok anlaşılıyor sorusu gündeme geliyor. Bilim insanı olarak yurt dışında fizik bilimi alanındaki çalışmaları ile tanınan bir bilim insanı.

Ülkemizin Siyaset Yapma Biçimini Benimsemedi ve Siyaset Yapmaktan Ayrıldı

Siyasete toplumun talebi ile katılmıştı. Ancak siyasetin bilinen jargonu ile bilim insanı kültürü ile yetişmiş Sayın İnönü’nün konuşması, davranışı ve çıkışları birbirine uymuyordu. Çoğu zaman lider özellikleri tanımlanırken Sayın İnönü ve toplumu harekete geçiremediği nezaketli ve sade duruşu önemsenmekle birlikte yetersiz görülmüştü. Erdal Bey siyasetin yapılış biçiminin kendisinin kültürüne uygun yapılmadığını bildiği için siyasi yaşamına kendi isteği ile son verdi. Tekrar bilimsel çalışmalarına döndü.

Erdal Bey söz söyleyerek şirin gözükmek yerine kişinin duruşu ve yaptıklarının önemli oluğunu belirtiyordu.

Erdal Bey ile bilim tarihi konusunda e-posta üzerinden tanıştım, daha sonra Çukurova Üniversitesine geldiğinde Araştırma Çiftliği ve işletmelerini gezdirdim. Çok hoş sohbet ettik. Gerçekten küçük işlerin insanı olmadığını yaşamı ve davranışları ile her an gösteriyordu.

Bugün geriye baktığımızda ülkemizin içeride ve dışarıda yaşadığı sorunlar, siyasetin yapılma tarzı ve ağırlaşan yaşam koşuları Sayın Erdal İnönü ve babası İsmet İnönü’nün devlet insanı ve yönetim anlayışlarının önemini daha iyi anlamımızı sağlıyor.

Toplumun gözünden, mevcut siyaset ve siyaset yapma biçiminin artık tercih edilmediği anlaşılıyor. Kararsızların oyunun siyasi partilere olan eğilimin çok üstünde olması sanırım bir mesaj veriyor. Ancak hayatın her olayı ve algısı siyasi olduğu için siyasetsiz olamaz. Siyaset gibi halka hizmet işlevi olan ulvi bir mekanizmayı siyasetçilerin günübirlik çıkar ilişkilerine heba etmemeleri önemli. Farklı görüşlerin olması yaralı ve geliştirici. Sayın İnönü’nün sanırım bu anlamda halkın içinde bir insan olarak, halkın hizmetinde bir politikacı olarak toplumun önüne çıkmış olması anlamlıydı.

Dış Siyasete Baba İnönü’nün Duruşu Bağımsızlıkçıydı, İçeride Özgürlükçü

Günümüzde yaşadığımız dış politika sorunları özellikle de ABD ile 1960’lı yıllarda Kıbrıs konusunda yaşanan sorun sonrası ABD başkanı Johnson’un İsmet İnönü’ye yolladığı ünlü mektuptaki tehditlere yazdığı yanıtta ‘Yeni bir dünya kurulur, Türkiye’de oradaki yerini alır ‘diyebilmiş ve böylece bağımsız bir devletin emperyalistlere karşı bağımsızlıkçı duruşunu ve kararlılığını göstermişti.

İsmet İnönü, vatanımızı sömürgeci devletlerden temizledikten sonra yeni Türkiye Devleti’nin kurulup ertesinde Cumhuriyet ilan edilmesi ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm dünya devletleri arasında layık olduğu yere getirilmesinde Mustafa Kemal ile birlikte tarihe damgasını vuran ikinci kişiliktir. Askeri ve diplomatik görevleri bittikten sonra da Türkiye demokrasisi için önemli görevler üstlenmiştir. Görevi süresince, Türk demokrasisi ondan çok şey öğrenmiştir. İsmet İnönü’nün Atatürkçü, devrimci düşünceleri yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin mihenk taşlarını oluşturmuştur. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ona verdiği “Milli Şef” lakabı, onun bu ülke için ne kadar büyük ve değerli bir insan olduğunun en büyük göstergesidir. Milli Şef’in ‘Bu ülkede ne zaman namuslular, namussuzlar kadar cesur olursa işte o zaman ülke düzelecektir’ sözünün Türk demokrasi tarihinde ne kadar önemli ve derin bir anlam taşıdığını bir kez daha içinde bulunduğumuz bu günlerde hatırlatmak gerekir. Bu sözler şu anda Türk demokrasisinin hangi boyutlarda olduğunu ve en önemlisi hangi süreçlerden geçerek bu noktaya geldiğinin en geçerli belgelerinden biridir…

Türkiye’nin Muasır Medeniyetler Seviyesinin Üzerine Çıkması Bilime Yapacağı Katkı İle Sağlanır

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sayısız katkısı olmuş baba ve oğul İnönülerin Türkiye toplumuna özellikle de gençlere kişilikli, erdemli aydınlık düşüncelere ışık tutacak davranışlar iletmişlerdir. Türkiye’nin 100 yıl öncesine göre geldiği yer yetersiz görülse de Rönesans’ı, Sanayi Devrimini ve Aydınlanmayı kaçırmış potansiyel bir ülkenin Cumhuriyet’le birlikte yeniden üretici ve muasır toplumlar düzeyinin üzerine geçmesi azımsanamaz.. Ancak istenilen düzeyde başarsaydık, bugün hem içeride hem dışarıda yaşanan sorunları aşmanın tek yolunun bilim ve teknoloji ile demokraside güçlü olmak olduğunu anlardık. Sayın Erdal İnönü’nün fizik bilimi çalışmaları ve temel bilim alanlarındaki çalışmaları arzu edildiği şekilde yapılsaydı bugün kendi teknolojimizi kendimiz yapardık. Yine de yapacağımıza inanmaktayım. Yeter ki demokrasimiz zenginleşsin, bilimsel kurumlarımız özerk ve bilim insanlarımız özgür olsun. İnsanımız liyakate ve yeteneğine göre işe ve aşa kavuşsun.

Prof. Dr. İBRAHİM ORTAŞ

Çukurova Üniversitesi/ Ziraat Fakültesi / Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü. Adana

iortas@cu.edu.tr;ibrahimortas@gmail.com

05337692415

 

 

 

HOLLANDA’DA GASTRONOMİ İŞİ YAPAN TÜRKLER ‘HORECA BOND NEDERLAND’ ÇATISI ALTINDA BİRLEŞTİLER

HOLLANDA’DA GASTRONOMİ İŞİ YAPAN TÜRKLER ‘HORECA BOND NEDERLAND’ ÇATISI ALTINDA BİRLEŞTİLER

Yavuz NUFEL’in haberi:

Hollanda’da Otel, Restoran ve Kafe sektörüne yön veren gastronomi yöneticileri bir araya gelerek, ‘Horeca Bond Nederland’ derneğini kurdular.

Sektör temsilcileri, Rotterdam yakınlarındaki Capelle a/d İjssel kentindeki Masha Restoran’da düzenlenen tanıtım toplantısında kuruluş amaçlarını ve hedeflerini masaya yatırdılar, yönetim ve denetleme kurulu üyelerini tanıttılar.

Afbeelding met persoon, poseren, binnen, groep Automatisch gegenereerde beschrijving

Toplantıda, oy birliğiyle yönetim kurulu başkanı seçilmiş olan Hukukçu Tarık Şaki şöyle konuştu: “Horeca Bond Nederland adını verdiğimiz derneğimizi kurmamızdaki en temel amaç, sektörde en az iki şubeye sahip olan, başarılarıyla kendisini şu ana kadar ispat etmiş, gerek belirli ciroya sahip olması gerekse belirli bir personel istihdam etme potansiyeline sahip (Horeca) Otel, Restoran ve Kafe işletmecilerinden oluşan 35 üyemizle, derneğimizi kurmanın sevinci içindeyiz. Zaman içerisinde belirleyeceğimiz kriterler doğrultusunda sektörde faaliyet gösteren tüm girişimcilere (din, dil, ırk ve cinsiyet ayırımı gözetmeksizin), kapılarımız açıktır, üyemiz olabilirler. Mevcut üyelerimizin teveccüh gösterip, beni bu derneğin başkanı olmaya layık gördükleri için teşekkür eder, bizleri yalnız bırakmayan değerli basın mensuplarına da ayrıca sonsuz saygı ve şükranlarımı sunarım”.

Afbeelding met tafel, persoon, binnen, eettafel Automatisch gegenereerde beschrijving

Kurucu üyelerden Ertan Torunoğulları (solda) ve Başkan seçilen Tarık Şaki, yaptıkları açıklamalar ile ‘Horeca Bond Nederland’ın amacını anlattılar.

Horeca Bond Nederland’ın kurucu üyelerinden, Edelstaal Group Yönetim Kurulu üyesi Ertan Torunoğulları ise şunları söyledi: “Özellikle Hollanda’da yaşayan Türk asıllı iş insanları olarak inisiyatif alıp, Türk mutfağının hak ettiği şekilde tanıtılması için bu dernek vasıtasıyla elimizden gelen gayreti göstereceğiz.Öte yandan Hollanda’daki diğer dünya mutfaklarının da uluslararası boyutta tanıtımına katkı sunmaya çalışacağız. Ayrıca sektörde belirli kalite ve standartların oluşturulmasının yanısıra yeni nitelikli gastronomi ve otel çalışanlarının yetiştirilmesinde bu oluşumun mutlak süretle katkısı olacağı kanaatindeyim.”

Buna göre Horeca Bond Nederland Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu:
•Başkan: Tarık Şaki (Jurlawyer)
•Başkan Vekili: Öztürk Erkmen (Beymen Restaurant & Café) •Başkan Yardımcısı: Ahmet Bilgi (Masha Café & Restaurant) •Başkan Yardımcısı: Hakan Aydın (Mado Hollanda) •Başkan Yardımcısı: Hülya Sevigen (Şerifoğlu Café & Patisserie) •Başkan Yardımcısı: Bekir Atalan (Çiğköftem Hollanda) •Başkan Yardımcısı: Abdülaziz Bildirici (Çadır Restaurant) •Genel Sekreter: Hakan Birekul (Cadde Marina Café / Restaurant)
•Muhasip: Mehmet Carlak (Déli Bazar)

Horeca Bond Nederland Denetleme Kurulunda ise şu isimler yer alıyor:
•Başkan: Tufan Yiğit (Zula Café & Restaurant)
•Üye: Aydın Doğan (Ortam BBQ)
•Üye: Atalay Çelenk (Juliana Plaza)
•Üye: İbrahim Akgüç (Taste of Heaven)

LAHEY BÜYÜKELÇİMİZ ŞABAN DİŞLİ, AVRUPA’DA İMPARATORLUK KURAN EDELSTAAL FİRMASININ 40’INCI YILINDA ’40 DEFA MAŞALLAH’ DEDİ

LAHEY BÜYÜKELÇİMİZ ŞABAN DİŞLİ, AVRUPA’DA İMPARATORLUK KURAN EDELSTAAL FİRMASININ 40’INCI YILINDA ’40 DEFA MAŞALLAH’ DEDİ

Mutfak aletlerini ev ev dolaşarak tüm Avrupa’da pazarlayan başarılı kadınlarımıza ödül veren Dişli, başarılı yatırımlar için Torunoğulları ailesini kutladı.

Otelcilik, inşaatçılık ve gastronomi alanında sınır tanımayan firmanın Den Bosch şehrindeki merkezinde büyük bir şölen yaşandı.

Afbeelding met persoon, binnen, vloer, muur Automatisch gegenereerde beschrijving

Haber: Muhlis AYBOĞAN
Fotoğraflar: Mustafa KOYUNCU

DEN BOSCH,- Hemen hemen her Türk gibi, Avrupa’ya işçi olarak gelen ve daha sonra işveren olan insanlarımız arasında en başarılı olanlardan biri, şüphesiz ki Turgut Torunoğulları ve kardeşleridir.
İş yaşamına video kaset satışı ile başlayan ve daha sonra tencere satışına başlayan Torunoğulları ailesi, satış politikasındaki ilk seçeneği, günümüzde de sürdürüyor. Bu seçenek, satışların Türk kadınları kanalıyla yapılmasıydı.
Hollanda’da başlatılan bu satış politikası, şimdilerde Avrupa’nın her ülkesinde devam ediyor.
Binlerce Türk kadınının ev ev dolaşarak yaptıkları satışlar ile, tencere satışında rekorlar kıran Torunoğulları ailesi, bu işten kazandıkları paralar ile, yatırım alanlarını genişleterek önce inşaat yapımına, daha sonra da otelciliğe ve gastronomiye el atmışlardır.
Bugün sahip oldukları gayrımenkulleri ile büyük bir üne kavuşan Torunoğulları ailesi, başarılı olmalarında büyük rol oynayan kadın satıcılara hak ettikleri ilgiyi fazlasıyla göstemektedir.

Torunoğulları kardeşlarden Ertan, Türkiye ve Hollanda’nın yanısıra Belçika, Almanya, İngiltere, Fransa, İsviçre, Avusturya, İtalya, Danimarka, Norveç, İsveç, Azerbaycan ve Orta doğu pazarında faal olarak çalışmalar yapan Edelstaal Group, önceki gün Den Bosch’taki genel merkezinde, kadın satıcı menajerlerini biraraya getirerek, senelik değerlendirmelerde bulundu ve gelecek yılın planlamasını ele aldı.

Afbeelding met persoon, binnen, tafel, groep Automatisch gegenereerde beschrijvingBu etkinliği yaparken, Lahey Büyükelçimiz Şaban Dişli’yi de davet ederek çalışmaları hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayan Ertan Torunoğulları, toplantıya teşrif eden Büyükelçi Şaban Dişli ve eşi Ayşe Dişli’ye hitaben yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

Afbeelding met tekst, persoon, kostuum, gekleed Automatisch gegenereerde beschrijving

“Şirketimizin kurucusu Turgut Torunoğulları öncülüğünde, 1981 yılında Hollanda’nın Roosendaal kentine ait bir köyde başlayan bir ev toplantısı ile çıktığımız bu yolculukta Edelstaal grubuna bağlı markalarımız ile zaman geçtikçe ve ilerledikçe müşterilerimizin vazgeçilmezi haline geldik. Bunu siz değerli çalışanlarımızla başardık. Bugün Hollanda’nın Den Bosch kentinde modern, günümüz koşullarının ihtiyacına cevap veren muhteşem bir genel merkezimiz var ve buradan çalışmalarımızı yürütüyor ve koordine ediyoruz. Sadece Avrupa’da 750’den fazla çalışan aktif pazarlama görevlisi arkadaşlarımızın yüzde 90’ını bayanlarımız oluşturuyor. Simtronic ürünlerini kullanan müşterilerimiz tarafından tescil edildiği ortada olduğu ve kesinleştiği için 40 yıldır bu alanda iyi olduğu benimsenmiş ve kabul edilmişliğin mutluluğunu yaşıyoruz.”

 

Büyükelçi ve eşinin hayranlıkla dinlediği Ertan Torunoğulları konuşmasına şöyle demav etti:

“Edelstaal Group olarak faaliyet alanlarımız şunlar: Simtronic, Orka Hotels, Orka İnşaat ve Gastronomi. Özellikle Marmaris, Fethiye ve İzmit’te, turizm ve inşaat alanında yıllardır aktifiz. Çağın gerisinde kalmamak adına şirket olarak Gastronomi alanına da girdik. Bu doğrultuda, Utrecht (ICON ve MADO), Amsterdam (ICON ve MADO), Den Haag (MADO), Belçika Antwerpen (MADO), Fethiye (ICON) ve Marmaris (ICON) ile gastronomi de faaliyetteyiz. Sosyal sorumluluk çerçevesince eğitim alanında da üzerimize düşeni yaparak Kars Faik-Fikriye Torunoğulları Anadolu Sağlık Meslek Lisesi ve Erdağı Köyü Turgut Torunoğulları İlköğretim Okulu’nu ülkemize kazandırdık.”

Afbeelding met persoon, kostuum, menigte Automatisch gegenereerde beschrijving

Şirketin Başmenajeri Döndü Uğur da yaptığı konuşmada, “Başta Hollanda olmak üzere bütün Avrupa ve İngiltere’de Simtronic için ilk günkü heyecanla çalışıyorum. Burada yardımseverliği, kardeşliği, aile ortamını, takım ruhunu her daim görüyor ve yaşıyorum. Bu manada başta Turgut bey olmak üzere, kardeşleri ve diğer tüm çalışanlara sonsuz teşekkürler.” dedi.

Büyükelçi Dişli ve eşine şirket merkezi gezdirildikten sonra, en başarılı temsilcilere ödülleri dağıtıldı.

Afbeelding met tekst, persoon, person, kostuum Automatisch gegenereerde beschrijving
Gördükleri ve duydukları karşısında çok şaşıran ve aynı zamanda gurur duyan Şaban Dişli, son olarak yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Öncelikle başarıyı kendisine düstür edinmiş siz değerli hanımları kutluyorum. 40 yılını doldurmuş bu güzide şirkete katkılarınızı öğrendim, bir kez daha Türk kadınının imkan verildiğinde neleri başarabileceğini görmüş oldum ve bundan gurur duydum.
Bu işin aslı bana göre aidiyet. Şirketinize olan aidiyetiniz 40 yıllık bir şirketi vücüda getirmiş. Herşeyden önce satış sonrası servis, azim, devamlılık ve özgüven ve işiniz başında olduğunuz zaman başarı kendiliğinden gelir. Görüyorum ki, işin tüm sırları bu şirkette oluşmuş ve başarı yakalanmış. Sizlere nacizane tavsiyem, Türklerin yanısıra Hollandalı ve diğer milletlere de daha fazla hitap etmekte yarar var. Bu şirket, 1981’lerde kadının gücünü keşfetmiş, kadının gücünün sürekliliğini aile ortamı yaratarak, aidiyet duygusuyla bezeyerek başarıyı yakalamış, sizlerle bir kez daha gurur duydum.”