(Bugün Pazar neşeniz benden olsun)   KURALSIZLIĞA KARŞI ‘SİVRİ ZEKÂ’

(Bugün Pazar neşeniz benden olsun) KURALSIZLIĞA KARŞI ‘SİVRİ ZEKÂ’

Adana’da, park çalışanı Ahmet Sulayıcı, parktaki bankta sıkışık oturanlara kızınca, testere ile bankı keserek iki oturaklı yaptı.

İlhan KARAÇAY’dan eksantrik haber:

Bugün size, yarısı doğru, yarısı düzmece, yani eksantrik bir haber yazmak istiyorum. Zira Hollanda’nın ‘de Volkskrant’ gazetesi, arka sayfasında bunu sık sık yapar.
Konumuz: Türkiye’deki kuralsızlık.


Üstteki fotoğrafların birincisi Adana’da, ikincisi ise Hollanda’da çekilmiş

Size iki fotoğraf sunuyorum. Bu fotoğraflardan biri Hollanda’da bir parkta çekilmiş. Diğeri de Adana’daki bir parkta.
Fotoğrafların birindeki iki Hollandalı, salgın hastalığa karşı 1,5 metrelik sosyal mesafe yasağına mükemmel bir şekilde uymuşlar.
Ne var ki, Adana’da çekilmiş olan bank fotoğrafı çok acayip.
İşte bu bankın nasıl meydana geldiğini anlatabilmek için sizlere düzmece yani eksantrik bir haber yazıyorum.
Adana’nın Seyhan Belediye hudutları içinde, ziyaretçilerin rahat etmeleri için konulan bankların ortasına, sosyal mesafenin korunması için ‘Oturmayınız’ yazısı konmuştu.
Park işlerine bakan Ahmet Sulayıcı, insanlar bu kurallara uymadığı zaman, çok kibar bir şekilde, ‘Lütfen sıkışık oturmayın’ uyarısında bulunuyor. Ahmet Sulayıcı bu uyarıları yapıyor ama, dinleyen olmuyor.
Günlerden bir gün, Muzaffer, Keskin, Durmuş ve Yılmaz adlı dört kişi banklardan birine oturuyorlar. Ahmet Sulayıcı bu dört kişiyi de uyarıyor. Ne var ki, Adana’nın kabadayılarından oldukları anlaşılan bu dört isim, park işçisi Ahmet’i pataklamadan önce araya girenler oluyor ve ortam yatışıyor.
Ama bu duruma çok kızan Ahmet, atölyeye koşuyor ve elinde bir testere ile geliyor.
Bankta oturanlara, ‘Lütfen buradan kalkın’ diyor. Kalabalık önünde, şaşkın bakışlar içinde banktan kalkan dörtlünün Ahmet’a saldırması halk tarafından önleniyor. Daha sonra Ahmet’in, elindeki testere ile yaptıkları hayretle izleniyor.
Ahmet ne mi yapıyordu?
Elindeki testere ile bankın ortasını kesiyor, sağda ve solda birer kişinin oturabilecekleri iki bölme bırakıyordu. Bu durum karşısında, kabadayı dörtlü de ‘la havle’ çekip oradan ayrılıyor.
Şimdi, kuralsızlığın sadece Türkler’e vergi bir tutum olduğu, buna karşın Hollandalılar’ın, kural insanları olduğunu söylemek doğru olur her halde?
Ayrıca, kızgın park işçisi Ahmet Sulayıcı’nın yaptığına da, ‘Sivri zekâ’lılık denir her halde?
GÜZEL ÖRNEKLER
Yukarıdaki haberin, eksantrik bir haber olduğunu belirtmiştim.
Aslında gelişmeler anlattığım gibi olmamıştır. İnsanların parklardaki banklarda kurallara uymayıp sıkışık bir şekilde oturuştan vazgeçmediklerini farkeden Seyhan Belediyesi, böylesi ‘sivri zekâ’lı bir karar almış ve devlet malını bu hale getirmiştir. Ne diyelim, Türkiye Belediyeler Birliği, tasarruf yapan Seyhan Belediyesi’ne ödül vermelidir.

Sosyal mesafeli banklar parklara yerleştirilmeye başlandı               Birinci fotoğraf Mersin’den, ikinci fotoğraf İstanbul Beykoz’dan

Salgına karşı çok akıllı önlemler alan belediyelerimiz de vardır.
Örneğin, Adana’nın komşusu olan Mersin Belediyesi, korona virüsün bulaşma riskine karşı, iki atölyede geri dönüşüm malzemesinden üretilen sosyal mesafeli bankları parklara yerleştirmeye başlamış. (Birinci fotoğraf)
Ayrıca, Beykoz Belediyesi de, sahilde bulunan oturma banklarını, korona virüs önlemlerine uygun olarak, sosyal mesafeli yaptırmış. (İkinci fotoğraf)

 

HOLLANDA PARLAMENTOSU’NDAKİ TÜRK KÖKENLİLER ve VOLT PARTİSİ

HOLLANDA PARLAMENTOSU’NDAKİ TÜRK KÖKENLİLER ve VOLT PARTİSİ

Hollanda Parlamentosu’na seçilmeyi başaran Türk kökenli milletvekillerini sizlere tanıtmaya başlamadan önce, şu ifadelerime önem vermenizi rica ediyorum:
Şimdilik sayıları 5 olan bu yurttaşlarımızın dini ve siyasi görüşleri ne olursa olsun, en azından Hollanda’da yaşayan Türk ve Türk kökenlilere yararlı hizmetler yapacaklarına inanmak istiyorum.
İlhan KARAÇAY

TUNAHAN KUZU (DENK PARTİSİ)


                            Tunahan Kuzu, Türkler kendisinden çok şey bekliyor…
Tunahan Kuzu Kocaeli Kandıralı bir ailenin çocuğu olarak 1981 yılında dünyaya geldi. Ailesi ile birlikte 1978 yılında Hollanda’ya işçi olarak göç eden Kuzu, üniversite eğitimini Roterdam Erasmus Üniversitesi’nde Kamu Yönetimi Bölümü’nde yaptı.
2008 ve 2012 yılları arasında Rotterdam Belediyesi’nde İşçi Partisi’nin meclis üyesi oldu.
20 Eylül 2012 tarihinde İşçi Partisi listesinden parlamentoya girerek milletvekili oldu.
2014 yılında İşçi Partisi ile fikir uyuşmazlığı yaşadı. Kuzu uyum politikasına karşı çıktığı için partiden ihraç edilmişti.
Daha sonra DENK partisini kurdu ve ilk seçimlerde üç kişilik kadroyla meclise yeniden girdi. ile meclise yeniden girdi.
2016’da Fransa’daki patlamanın ardından saygı duruşunda bulunan parlamenterlerin, Ankara saldırısından sonra saygı duruşuna yanaşmayan meclisi protesto etti ve tek başına 1 dakika saygı duruşunda bulundu. Bu protestosu uzun süre gündemden düşmemişti.
Tunahan Kuzu, Hollanda’da karşı karşıya geldiği İsrail Başbakanı Netanyahu’nun elini sıkmayarak yine gündem yaratmıştı.
Milletvekilliği yaptığı sürece, alternatif fikirlere ve azınlık politikalarına önem veren Kuzu, geçen yıl yaşanan özel bir durum nedeniyle yıpranmış ve partisindeki görevinden istifa etmişti.
Daha sonra araya giren akil insanlar kanalıyla barış sağlandı ve Kuzu yeniden aday olduğu seçim sonrasında Farid Azarkan ve Stephan van Baarle ile birlikte yeniden milletvekili oldu.
Türkler ve Türk kökenliler, ‘Meclisin en iyi konuşanı’ olarak nitelenen Tunahan Kuzu’dan çok şeyler bekliyor.

VOLT PARTİSİ VE NİLÜFER GÜNDOĞAN

Hollanda genel seçimlerine ilk kez katılan VOLT Europa Partisi (Genelde sadece VOLT olarak söz ediliyor), sürpriz bir şekilde üç koltuk kazandı. Parti seçim listesinin ikinci sırasında yer alan Nilüfer Gündoğan da böylece meclise girmiş oldu.

Sizlere Nilüfer Gündoğan’ı tanıtmadan önce, çok ilginç bir yapıya sahip olan VOLT Partisi’nden söz edeyim.

2017 Yılında İtalya’da Andrea Venzon tarafından kuruldu. İdeolojik yapısı, sosyal liberal ve tam bir Pan-Avrupa taraftarı. Lüksemburg’da, kâr amacı gütmeyen bir dernek olarak kayıtlı. Ayrıca, Avrupa Birliği Yeşiller fraksiyonuna kayıtlı. 30 Avrupa ülkesinden 20 bin aidat ödeyen üyesi var.

Avrupa Birliği’ni gözü kapalı destekleyen bu kuruluşa, Birliğin finansal katkısı var mı yok mu bilemiyorum.
İtalya’dan başka, Almanya, Hollanda, Belçika ve Bulgaristan’da siyasi parti olarak faaliyet gösteriyorlar ama yakın biz zamanda tüm Avrupa ülkelerinde faaliyete geçecekler.

Avrupa sınırları içinde yaşayan tüm insanların, eşit bir şekilde yaşayabilmeleri için, bir tek yasa altında yönetilmeyi şart koşan bu parti şu örneği veriyor: Almanya, Lüksemburg, Holland ave Belçika’nın yer aldığı bir Limburg Bölgesi var. Bu bölgede yaşayan insanların, çalışma veya okula gitme alanları diğer ülkede olabiliyor. Bir ülkede ikamet edip bir başka ülkede işe veya okula gidenler, çeşitli yasalar ile karşılaşıyorlar. Bu parti, işte bu nedenle, yasaların tüm Avrupa ülkelerinde aynı olması gerektiği belirtiliyor.

NİLÜFER GÜNDOĞAN (VOLT EUROPA PARTİSİ)


                                    Nilüfer Gündoğan, Pan-Avrupa partisininden meclise girdi
Babası 1980 ihtilalinden önce Hollanda’ya göç etmiş bir eğitimci.
Annesiyle birlikte Hollanda’ya geldiği zaman 18 aylıktı. Annesi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeğeni olduğunu söylüyor.
10 yıl önce siyasete atılmış ve Demokrat 66 Partisi’ne üye olmuş. Eşinin vefat etmesinden sonra siyaseti bırakmış. Ama aradan bir müddet geçtikten sonra, 4 yıl önce VOLT Partisi’nden gelen teklifi geri çevirmemiş.
Bir yayın organına verdiği beyanatında, Türkiye’deki gelişmelerden memnun olmadığını belirten Nilüfer Gündoğan, mecliste temsil edeceği insanlar için, kadın-erkek eşitliği, cinsel tercih eşitliği, dini ve siyasi görüş özgürlüğü için mücadele edeceğini söylüyor.

HÜLYA KAT (DEMOKRAT 66 PARTİSİ)


                        Hülya Kat, tercihli oy baklerken, meclise direkt girdi
1 Ağustos 1983 tarihinde Velsen kasabasında doğdu. 2002-2009 yılları arasında Groningen Üniversitesi’nde hukuk okudu ve diplomasını aldı. Çok yönlü hukuk işlerinde uzmanlaşan Hülya Kat, Amsterdam adliyesindeki bir departmanda başkanlık yapıyor.
Siyasete atılışı, 2009 yılında Demokrat 66 Partisi’ne üye olmak ile başladı. 2010 yılındaki yerel seçimlerde tercihli oylar ile Velsen Belediye Meclisi’ne girdi.
2018 seçimlerinde Amsterdam Belediye Meclisi seçimine 9’uncu sıradan girdi ama partisi 8 sandalye kazandı. Daha sonra yedekten meclise giren Hülya Kat, genel seçimlere kadar bu görevi sürdürdü.
Hülya Kat, 2012’den bu yana UNESCO’nun Hollanda Merkez yönetiminde yönetim üyeliği yapıyor.
Önceki gün yapılan genel seçimlerde, Demokrat 66 Partisi listesinin 17’inci sırasında yer alan Hülya Kat, 24 sandalye kazanan partisinden milletvekili oldu. Demokrat 66 Partisi’nin, Demokrat 66 Partisi’nin, Demokrat 66 Partisi’nin,

MAHİR ÖNDER ALKAYA (Sosyalist Partisi)


                   Mahir Alkaya, parti başkanı LilianMarijnessen tarafından tebrik ediliyor
6 Temmuz 1988’de Amsterdam’da doğdu. Delft Teknik Üniversitesi’nde endüstri masterini aldıktan sonra, Hollanda Ekonomi Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. 2014 yılında siyasete atıldı ve Sosyalist Parti’nin Yeni-Batı Amsterdam Belediyesi’nde komisyon üyeliği yaptı.
2017 genel seçimlerinde listenin 16’ncı sırasındaydı ama partisi 14 sandalye kazanmıştı.
Parti başkanı Emile Roemer istifa edince, 15’inci sıradaki Eric Smaling teklifi kabul etmedi ve 16’ncı sıradaki Mahir Alkaya 2018’de yine de meclise girmiş oldu.
Mahir Alkaya, önceki gün yapılan genel seçimlerde, 7 sandalye kaybeden ve sandalye sayısı 14’ten 7’e düşen partisinin listesinde, 3’üncü sıradan milletvekili seçildi.

DİLAN YEŞİLGÖZ-ZEGERİUS (VVD PARTİSİ)


                                 Dilan Yeşilgöz-Zegerius, Başbakan Rutte’nin gözdelerinden
18 Haziran 1977’de Ankara’da doğdu. 1984 yılında annesi ve kızkardeşi ile, Hollanda’ya Kürt özgürlükçüsü (!) siyasi ilticacı olarak sığınmış olan babaları ile aile birleşimi yaptı.
Eğitimini tamamladıktan sonra siyasete atıldı ve 2014-2017 yılları arasında Amsterdam Belediye Meclisi’nde görev yaptı. 2017 genel seçimlerinde Başbakan Rutte’nin partisi olan VVD’den aday oldu ve seçildi. Yeşilgöz, önceki gün yapılan genel seçimlerde, parti listesinin 5’inci sırasındaydı. 36 sandalye kazanan Rutte’den görev bekleyen Yeşilgöz, bir güvenlik uzmanı olarak biliniyor.
HOLLANDA SEÇİMLERİNDEKİ SEVİNCİMİZ: Türk ve Müslüman dostu Sigrid Kaag

HOLLANDA SEÇİMLERİNDEKİ SEVİNCİMİZ: Türk ve Müslüman dostu Sigrid Kaag

Hollanda’nın ‘İlk Kadın Başbakanı’ adayım Sigrid Kaag için, geçen yılın 25 Temmuz günü yazdığım yorumda, bu günleri işaret etmiştim.

Hollanda’da dün yapılan genel seçimlerde, naçizane şahsım hariç, tüm tahminleri alt üst eden Demokrat 66 Partisi’nin lideri Sigrid Kaag, ülke yönetiminde daha ağır bir pozisyona geleceği için, nasıl ki masaların üzerinde dans yaptıysa, bizleri de çok sevindirdi.


Dün, yani seçim sabahı eşim ile kahveli bir sohbet yaparken, Sigrid Kaag’ın, tüm anket tahminlerinin aksine, ırkçı Wilders’in ikincilik pozisyonunu yıkacağını ve kendi partisinin ikinci sıraya gireceğini iddia etmiştim.
Ne mutlu ki bu iddiam gerçekleşti.
Şimdi, lafı fazla uzatmadan, Sigrid Kaag için geçen yılın 25 Temmuz günü yayınladığım, bu günleri işaret eden yorumumu sizlere sunmak istiyorum.
Artık bundan sonra benim için ‘müneccim’ mi dersiniz, ‘falcı’ mı, siz bilirsiniz.
İşte başlıkları ile o yazı.

Hollanda’ya ilk kadın başbakanı seçmeye var mısınız?

D’66’lı Sigrid Kaag, Türkiye ve müslümanlara çok yakın davranıyor.


Ermeni davasını destekleyen Hollanda meclisinde, Dışişleri Bakanı olarak konuşan Kaag, ‘Soykırımların tanınmasında, uluslararası mahkemelerin hükümleri, BM’nin bilimsel araştırma ve bulgularındaki açık ve net olan sonuçları Hollanda hükümeti için yönlendiricidir’ demiş ve oylamanın ‘kabul’ anlamına gelmeyeceğini belirtmişti.
C:\Users\ILHAN\Desktop\AGUSTOS BULTENINE GIRECEKLER\Sigrid Kaag başortulu.jpg
Sigrid Kaag


İlhan KARAÇAY’ın analizi:

Hollanda’da siyasi partilerin bazıları, gelecek yıl mart ayında yapılacak olan genel seçimlere yeni liderler ile katılma çalışmaları içindeler.
50+ Partisi’nin kıdemli siyasi lideri Henk Krol, kurucusu olduğu partiden ayrılarak kendi partisini kurdu. Böylece 50+ Partisinin siyasi lideri Norbert Klein oldu.
Hollanda’ya ilk kadın Başbakan’ı getirmek için bir kadın lider arayan Hıristiyan Demokratlar Birliği CDA, Mona Keijzeri seçtirmeyi başaramadı.
CDA’da iki güçlü aday Pieter Omzicht ile halen Sağlık Bakanı olan Hugo de Jong arasındaki mücadeleyi, sonuncusu kazandı. (buna memnun olduk, zira diğer aday Omzicht, yabancılar için sempatik bir siyasetçi değildir)
İşçi Partisi’nin siyasi liderliğini Lodewijk Asscher’in yapacağı kesin gibi.
Hükümetin en büyük ortağı Hürriyetçi Liberal VVD’nin siyasi lideri ise, kesinlikle şimdiki Başbakan Rutte olacak.
‘Bizim partimiz’ DENK’te ise durum belli değil.
Faslı Farid Azarkan, partinin hem başkanlığını ve hem de siyasi liderliğini ele geçirmek istiyor. Bizimkiler kendi aralarında kavgayı sürdürürlerse Azarkan başarılı olabilir.
DEMOKRAT 66 PARTİSİ UMUT VERİYOR
Hollanda’ya bir kadın Başbakan kazandırabilmek için, en ciddi seçimi Demokrat 66 Partisi yaptı. Partinin siyasi başkanlığına seçilmesi halinde, D’66’ya en çok sandalyeyi kazandırıp, Koalisyon aşamasında Başbakanlığı hak edecek olan bu kadın aday Sigrid Kaag’dır.
C:\Users\ILHAN\Desktop\AGUSTOS BULTENINE GIRECEKLER\thumbs_b_c_c7ddd080e5bd9457b72449894885ac9e.jpgSigrid Kaag, Ankara’yı ziyaretinde anlaşma imzaladığı Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile
Sigrid Kaag şimdiki kabinede Dış Ticaret ve Kalkınma İşbirliği Bakanı olarak görev yapıyor.
Daha önceleri de başta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere, çeşitli önemli görevlerde hizmet etmiş olan Sigrid Kaag, kendisini dinleyen ve okuyanlara daha ilk etapta ‘İşte bu’ dedirtecek kadar kültürlü bir insan.
Dışişleri Bakanı iken İran’a yaptığı bir ziyaret sırasındaki başörtülü fotoğraflarıyla dikkat çeken ve özellikle muhalefet tarafından eleştirilen Sigrid Kaag’ın, müslümanlara sempatik gelecek bir çok faaliyeti ve davranışı var.

TİCARETTE DESTEKÇİMİZ

Sigrid Kaag, şimdiki kabineyi temsilen gittiği Ankara’da, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile karşılıklı imzaladıkları sözleşmeden sonra, açık, samimi ve karşılıklı saygı içinde bir toplantı gerçekleştirdiklerini vurguladıktan sonra şunları söylemişti: “Ticaret hacmimiz artıyor. Hollanda Türkiye’ye yatırım yapan en büyük ülkelerden biri ve en önemli ticaret ortaklarından. Bu toplantılar sayesinde fırsatları, çözümleri, sorunları ele alma imkanı buluyoruz. Bu sayede inovasyonlarla ilişkilerimizi nasıl ileri götürebiliriz, sürdürülebilir üretim zincirimizi nasıl oluşturabiliriz, kadın girişimciliğine, döngüsel ekonomilere, akıllı şehirlere ve diğer bütün konulara nasıl katkıda bulunabiliriz, bunları tartışıyoruz. Bu noktada Türkiye ile ortaklık hayati önem arz ediyor.” 
ERMENİ DAVAMIZDA YANIMIZDA
Sigrid Kaag, Dışişleri Bakanlığı yaparken, Hollanda parlamentosunda oylanan ve kabul edilen sözde Ermeni soykırımı hakkında alınan bu kararın, hükümetin tanıması anlamına gelmediğini söylemişti.
Sigrid Kaag, hükümetin, 1915 olaylarıyla ilgili ‘Ermeni Soykırımı’ iddiası konusunda itidalli davranılması gerektiği düşüncesinde olduğunu belirtip, “Hollanda hükümeti, BM tarafından bağlayıcı bir karar ya da Srebrenitsa olayında olduğu gibi uluslararası mahkeme tarafından verilen bir hüküm olduğu zaman soykırımdan bahsedebilir” diye konuşmuştu.
Kaag, bunun Ermenistan ile Türkiye arasında bir sorun olduğunu dile getirerek “İki ülke birlikte çalışarak uzlaşmak için beraber adım atmalı ve yaşananları ortaya koymalı” çağrısı yapmıştı.
Hükümet protokolüne işaret eden Kaag, “Soykırımların tanınmasında, uluslararası mahkemelerin hükümleri, BM’nin bilimsel araştırma ve bulgularındaki açık ve net olan sonuçları Hollanda hükümeti için yönlendiricidir. Hükümet, Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulunun, Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ne göre hareket ediyor” diye eklemişti.
Sigrid Kaag’ın, bizleri memnun edecek pek çok yönleri var.
Şimdi bizi memnun edecek olan bu özellikleri sıralayalım:

C:\Users\ILHAN\Desktop\AGUSTOS BULTENINE GIRECEKLER\Sigrid Kaag iran'da.png
Sigrid Kaag, İran’a yaptığı ziyaret sırasındaki bu başörtülü fotoğrafları yüzünden, özellikle ırkçı politikacılar tarafından çok eleştirilmişti.


Hollanda’da, popülizme inat, Arapça konuşan sıradışı bir Bakan

III. Rutte kabinesinde göreve geldiği günden itibaren, dikkatleri üzerine çeken Sigrid Kaag, alışılagelmişin dışında bir Bakan. Arapça konuşuyor. Filistin davasını savunuyor. Fransız muhabir ile Fransızca konuşurken pek çok yabancı muhabirle de kendi dillerinde cevap verebiliyor.
Kudüs’de, Amman’da, Cenevre’de, Şam’da, New York’da üst düzey görevlerde bulunan Kaag, üç yıl önce Birleşmiş Milletler Başkanı Ban Ki-Moon tarafından ‘Lübnan Özel Elçisi’ olarak görevlendirilmişti.
Tecrübeli ve dünyayı tanıyan uzman bir bürokrat olan Kaag, çok yönlü kişi.
Kaag, Utrecht Üniversitesi’nin Arapça ve Orta Doğu, Oxford’un Uluslararası İlişkiler ve Orta Doğu bölümlerini bitirmiş. Öğrencilik yıllarında Arap-İsrail çatışması ve Petrol Politikası üzerine tez hazırlamış. Londra’da Shell’de, Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nda, Birleşmiş Milletler’de, Unicef’de çalışmış. Filistin lideri Yaser Arafat’ın önemli adamlarından diş doktoru, eski politikacı ve Filistin İsviçre Büyükelçiliği de yapan Anis al-Qaq ile evlenmiş. Dört çocukları var. Evlerinde İngilizce, Fransızca, Arapça ve Holllandaca konuşuluyor. Bakan olmadan önce görev yeri Beyrut idi..
Sigrid Kaag’ın uzmanlık alanı çok ilginç. Şu an üstlendiği Bakanlık portföyü ile tam bir uyum sağlıyor. Bakan Kaag, mülteci kamplarını ziyaret eden, Hizbullah ile görüşmeler yapan, siyasi liderler, Devlet Başkanları, Dışişleri Bakanları ile konuşan birisi olarak tanınıyor. Görüşmelerin içeriği ise malum: Lübnan meselesi, çatışmaların önlenmesi, barış, güvenllik, radikalleşme, yoksullukla mücadele.
Sigrid Kaag, 2014 yılında BM misyonu ile Suriye’deki kimyasal silahların imha edilmesini sağladı. Suriye’de çok meşhur olan Sigrid Kaag, ‘Iron Lady’, (Bemir Bayan) olarak anılıyor.

Hassan-Rouhani-Sigrid-Kaag-310x200
Sigrid Kaag, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile görüşürken başörtülüydü..

Peki, bu kadar yoğun işi olan Sigret Kaag nasıl Bakan oldu?
Bu soruya Kaag şu cevabı veriyor: ‘‘Bir çok insan, ‘Lübnan’ı bırakıp gelmek zor olmadı mı?’ diye soruyor. Zira, BM Elçisi olarak milyonlarca mülteciden sorumlusunuz. Lübnan’da son üç yıl son derece kritik anlar yaşadım. Benim için Lübnan’dan bir anda ayrılmak garip oldu. O kadar hızlı gelişti ki olaylar, ‘Bakanlık benim için zordur’ deme fırsatı bile bulamadım. Çocuklara söyleme zamanım bile olmadı. Oğlumun biri eğitim için Hollanda’ya gelmişti. Arkadaşlarından duymuş. Beni aradı ve ‘Anne herhalde benim kaldığım şehre yerleşmeyeceksin’ diye şaka yaptı..’’
Yani Sigrid Kaag’ın Bakan oluşu tam bir sürpriz.
Kaag, Lübnan’da eşyalarını tam olarak toplayamamış. ‘Valizlerim var Lübnan’da’ diyor Ekim (2017) ayının sonunda D66 Partisi lideri Alexander Pechtold Sigrid Kaag’ı telefonla arar. Ulaşamaz ilk önce. Daha sonra, ‘D66 olarak hükümete girersek, Bakan adayımızsın’der Pechtold. Zira, Sigret Kaag, başarılı bir Birlemiş Milletler diplomatı olarak, Pechtold’un uzun zamandır kafasındadır. Çünkü bayan Kaag, New York’da BM, Cenevre ve Orta Doğu tecrübesi, iyi bir müzakereci ve dünyayı tanımasıyla, Bakanlık için ideal bir isimdir.
Sigrid Kaag’ın Bakan olmasından rahatsız olanlar oldu tabii ki. Zira Bakan Kaag, BDS Boycot, Desinvesteringen and Sancties BDS (Filistin İçin İsrail’e Boykot Girişimi) hareketini savunanlardandır.
Evet, oldukça renkli, çok yönlü ve sıradışı bir Bakan olan Sigrid Kaag, bazı çevreleri rahatsız ediyor. Ancak, şu dönemde, Avrupa’da popülizmin geçer akçe olduğu süreçte, dünyayı bilen ve okuyan birisinin, Hollanda kabinesinde yer alması önemli bir şans. Hollanda’nın içe kapanması yerine, dış dünyayla ilişkiler kurması için önemli bir fırsat. Avrupa’nın içinden çıkamadığı göç ve mülteciler meselesi için de önemli bir değer Sigrid Kaag. (Veyis Güngör 2018)
İşte böyle bir Başbakan adayıdır Sigrid Kaag.
Hoş, partinin siyasi liderliği henüz resmi olarak açıklanmadı ama, karşısında başka aday olmadığı için siyasi liderliği kesinleşen Sigrid Kaag, belki de bizim beklediğimiz Başbakan olacaktır.
Ne dersiniz, gelecek ay mart ayında yapılacak seçimlerde, bize karşı çok sempatik olan bu hanımefendiyi, Hollanda’nın ilk kadın Başbakanı olarak seçmeye va mısınız?
Hatırlayacaksınız, bazı siyasi partiler, sözde Ermeni soykırımını tanımadıkları için Türk adayları seçim listesinden atmışlardı. Biz de bu duruma çok kızmış ve Demokrat 66 Partisinden Fatma Koşer Kaya’yı seçtirmek için harekete geçmiştik. O mücadelede başarılı olmuş ve Fatma Koşer Kaya’yı milletvekili olarak seçtirdiğimiz gibi, D’66 Partisini de güçlü hale getirmiştik.
Şimdi de aynı başarıyı göstermek neden olmasın?
Ben şahsen bu yeni mücadelede varım.
Oyum, Sigrid Kaag’a helal olsun.
(Yukarıdaki yorumu yazdığım zaman DENK Partisi büyük bir kriz yaşıyordu. Tunahan Kuzu’nun özel yaşamındaki sarsıntı partiyi ‘yok olma’ aşamasına getirmişti. O nedenle o gün ‘Oyum Sigrid Kaag’ahelal olsun’ demiştim.
Ama dün, Türklük tarafım ağır bastı. Ben DENK’e, eşim de Sigrid Kaag’a oy verdik. Böyle biline…)
HOLLANDA SEÇİMLERİNDE TEK SEVİNDİRİCİ SONUÇ: Türk ve Müslüman dostu Sigrid Kaag’ın zaferi…

HOLLANDA SEÇİMLERİNDE TEK SEVİNDİRİCİ SONUÇ: Türk ve Müslüman dostu Sigrid Kaag’ın zaferi…

Başbakan’ın partisi yine birinci parti. Irkçı Wilders ikincilikten üçüncülüğe düştü. DENK Partisi hafif sallandı. Sosyalist Parti ve Yeşil Sol Parti çok kayıp verdi. Hıristiyan Demokratlar hezimete uğradı. İşçi Partisi yerinde saydı. Diğer ırkçı partiler kazandı. Ama en büyük kazanan Demokrat 66 oldu.


İlhan KARAÇAY

Dün yapılan Hollanda genel seçimlerinde en büyük sürprizi, Türk ve Müslüman dostu Sigrid Kaag’ın liderliğini yaptığı Demokrat ’66 Partisi yaptı. Kazandığı 24 sandalye ile, ırkçı Wilders’in partisini ikincilikten indiren Sigrid Kaag, ilk haberden sonra masaların üzerinde dans edecek kadar sevindi.
Korona hastalığına karşı alınan önlemler nedeniyle günlerce protesto edilen ve yabancı kökenlileri mağdur eden, çocuk bakım ödenekleri için, skandal hatalar yapan vergi daireleri haberleri ile çok yıpranan Başbakan Rutte, tüm bu dezavantaj gelişmelere rağmen, 36 sandalye ile birinci parti olarak kalmayı başardı.
Başbakan Mark Rutte de seçim sonuçlarının ilk duyuruluşu sırasında sevinç çığlıkları attı.
Anketlerde 25 sandalye kazanacağı tahmin edilen Türk ve Müslüman düşmanı ırkçı Wilders’in elde ettiği sandalye sayısı 17 oldu. Hayal kırıklığı yaşayan Wilders, sonuçların açıklanmasından sonra kabalığı bir kenara atarak Mark Rutte ve Sigrid Kaag’ı tebrik etti.
Wilders, ‘Sandalye kaybımız oldu ama yine de ana muhalefet partisi olduk’ diye avunmaya çalıştı.
Koalisyon ortağı Hıristiyan Demokratlar Birliği CDA’nın siyasi lideri olan Maliye Bakanı Wopke Hoekstra, 4 sandalye kaybedip 15 elde edişlerinin nedenini, Rutte ile ortaklığa bağladı. Bundan sonraki koalisyonda yer alıp almayacakları hakkında fikir beyan etmeyen Hoekstra’nın istifası bekleniyor.
İşçi Partisi’nin, ‘Sütçü kızı’ olarak anılan yeni siyasi lideri Lilianne Plaumen de bir varlık gösteremedi ve mevcut olan 9 sandalye sayısını yükseltemedi.
Sol görüşlü Sosyalist Parti 5 kayıpla 9 sandalye, Yeşil Sol Partisi de 7 kayıpla 7 sandalye elde ettiler.
Wilders’in en büyük rakibi Form Demokrasi Partisi’nin genç lideri Thierry Baudet 2 olan sandalye sayısını 8’e yükseltmeyi başardı.
Sandalye sayısı 3 olan ve 4-5 olması beklenen DENK Partisi, bir sandalye kaybetti. Oyların tamamen sayılmasından sonra bir sandalye daha kelde edeceği tahmin edilen DENK Partisi’ndeki ortam pek iç açıcı değil.
Kesin olmayan sonuçlara göre, partilerin elde ettikleri sandalye sayıları şöyle:
VVD: 36 (+3), D66: 24 (+5), PVV: 17 (-3), CDA: 15 (-4), SP: 9 (-5),
PvdA: 9 (0), FVD: 8 (+6), GroenLinks: 7 (-7), Partij voor de Dieren: 6 (+1),
ChristenUnie: 5 (0), JA21: 4 (+4), Volt: 3 (+3), SGP: 3 (0), DENK: 2 (-1),
50PLUS: 1 (-3), BoerBurgerBeweging: 1 (+1),BIJ1: 1 (+1)
Türk ve Müslüman dostu Sigrid Kaag yazımı bugün bekleyiniz lütfen.